Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER me karşı mücadele. Ama, ister dış, ister iç anlamı olsun, her ikisine karşı yürütulecek mücadele de, anayasa, temsili hükümet ve hukukun üstünlüğü, yani halkın yönetime katılmasını, bunlar da laik otorite ve buna uygun yasal düzenlemeler gerektiriyordu. Dolayısıyla, Mustafa Kemal'in mücadelesine kadar, Fransız devriminin bu belki de en önemli ilkesi, İslam dünyasında yeşerecek toprak bulamadı. Önümüzdeki günlerde Osmanlı'daki etkileri çeşitli panellerde incelenecek Fransız devrimi, önceleri İstanbul'u pek ilgilendirmemişti. Ancak sessiz yürütülen özel çabalar ile Fransızca konuşan bir sınıf yaratılması Istanbul'da yeni ve atılımcı bir grubun oluşmasına yol açmıştır. (Bak. Dr. Oral San»der: ANKA'nın Yükseliş ve Düşüşr) Donemin fikirleri ve beğenileri serbestçe tartışılır olmuştur. Fransa'da kralın idam edilmesi, cumhuriyetin ilanı gibi Avrupa devletlerinin tepkisini çeken gelişmeler Osmanlı'yı ürkütmemiş ve etkilememiştir. Zira bir hükümdarın öldürülmesi lstanİlk esin kaynagı bul'daki yaşamm bir parçası gibiydi. Venedik ve RaLaiklik konusunun ne yazık ki gündemden düş gusa kent devletleri ilişkileriyle de cumhuriyetçi kumediği son yılların Türkiyesinde, Fransız devrimi ruluşlara alışıktılar. nin (1789) en önemli etkisinin, laiklik tohumlannı serpmesi olduğu bilinir miydi? Evet, ilk esinin (ilhamın) Amerika özgürlük savaşlarıııdan (17651776) Devrimin laik niteliği alan Fransız devrimi, üç sözcük ile özetlenebilir; Öıİstanbul'u asıi rahatsız eden devrimin laik nıtegürliik, eşitlik ve uiusçuluk... liğiydi. Kilise ile devletin ayrılması, tüm dinci dokUlusçulnk kavramı Batılı anlamda, ortak bir dil, trinlerin yasaklanması ve aklın yüceltilmesi tehliırk ve töprağa bağlı dayanışma idi. Islaın dünya keli düşuncelerdi. tşte bu tehlikeli sayılan fikir tosında ise ortak bir hanedana bağlılıkla güçlendiri murcuklarının bir buçuk yüzyıl sonra Mustafa Kelen bir topluluğun inanç kardeşliğiydi. İşte Musta mal'in elinde yeniden yeşerecegini sanki hissetmiş fa Kemal, grup dayanışmasuun en üstün birimi olan ve ürkmüşlerdi... "ulusdevlet" kurma başansını göstererek Türk topÖnümüzdeki günler ve haftalar içerisinde çeşitli lumunu cemaat olmaktan çıkaracaktı. dallardaki etkinüklerle, Fransız devriminin etkileÖzgürlük ise Islamiyette eskiden hukuki bir te rini izleyeceğiz. Sanat ve kültür olaylanna tanık olarim olup, tutsakhğm aksini anlatmaktaydı. Ancak cağız. Son yılların burukluğunu gidermemizde katFransız devrimini izleyen 19. yüzyıl içinde siyasal kısı olan Fransız dostlarımızla tarihin önemli bir içerik de kazandı; dışardan güçlenmekte olan Av diliminde incelemeler yapacağız. Komiteye başarırupa emperyalizrnine ve içerde koyulaşan despotiz lar diliyorum. gönderdiği özel temsilcisi Etienne Manach ile başlattığı ilk yaklaşım... Ardından dostum Jacques Chirac'ın muhalefet döneminde verdiği söze, ikridarında da aynen uyarak, sergilediği olumlu davranışlar. Türkiye'nin, özgeçmişinde önemli büyükelçilik hizmetleri bulunan eski Dışişleri Bakanı Türkmen'i Paris'e atayarak yaptığı jest... Mitterrand'ın şahsi dostu ve Le Monde Gazetesi'nin ünlü yazan Rouleau'yu Ankara'ya göndererek, verdiği anlamlı yanıt. Ve nihayet bu gelişmeler zincirinde son biiyük halka, Başbakan Rocard'm Türk konuğuna gölgeli bir yakın geçmişin üzerine şık bir örtü çeken zarif ev sahipliği. İşte bu kısa tarih parçasından sonra şimdi gündeme Fransız devriminin 200'üncu yılının Türkiye'de görkemli bir şekilde kutlanması programı gelmiş bulunuyor. Komitenin başında Vahit Halefoglu, yardımcıları da Tiirkmen ile Rouleau... 1 NÎSAN 1989 Fransız Devrimi ve Laiklik Önümüzdeki günler ve haftalar içerisinde çeşitli dallardaki etkinüklerle, Fransız devriminin etkilerini izleyeceğiz. Sanat ve kültür olaylanna îanık olacağız. Son yılların burukluğunu gidermemizde katkısı olan Fransız dostlarımızla tarihin önemli bir diliminde incelemeler yapacağız. Komiîeye başarılar diliyorum. FEYYAZ TOKAR 1953 sonbahan idi. Cumhuriyet'in yazı işleri müdürü (O yıllarda genel yayın yonetmeni sıfatı yoktu) Cevat Fehmi Başkut ile Londra'ya gidiyorduk. lstanbul'daki başarıh bir başlangıçtan sonra, Cumhuriyet'in Londra muhabirliği ile ödüllendiriliyordum. Ayru zamanda eğitimimi de sürdürecektim. Cevat Ağabey, kısa bir dinlenceden sonra lstanbul'a dönecekti. Dönemin ünlü gemisi Ankara'dan (öbürü de Adana idi) Marsilya'da inmiş, Paris'e geçmiştik. Metin Toker'in aynlışından sonra, Cumhuriyet'e Paris'ten yazılar gönderen Aydemir Balkan, garda bizi karşılayıp, akşam için bir lokanta önerdi. Rahmetli Başkut'la La Coupole'de tavsiye üzerine soğan çorbalarırruzı ısmarlanııştık. Bizim eski Kouyalı'nın Paris'te, alkol de ahnabileni olan Coupo16*6 Ayderair genç bir dışişleri memuru ile geldi. Sonraki yıllarda arkadaş ve daha sonralan da yakın arkadaş olacağımız llter Türkmen'le, Aydemir'in "geleceğin yıldızlarındandır" tanımlaması ile ilk kez e! sıkıştık. na Türk ve Fransız başbakanlarını selamlıyor... Ünlü Kraliçe Marie Antoinette'in yakın dostu, asıl adı Marie Therese Louise de Sa\oie olan ve 1749'da Torino'da doğan, sonralan Prenses Lambelle adı ile tanınan güzel bir kadın yaşamış burada... Öykulerde Marie Antoinette'in âşıklan ile çoğu kez burada buluştuklan da yazılıyor. Prenses Lambelle, Fransız devriminde tutuklanmış, 1792 ayaklanmasında ırzına geçildikten sonra vücudu parçalanmış ve rivayete göre saldırganlardan biri kalbini yetniş. Başı bir mızrağa takılarak halka gösterilmiş. Bu küçük, güzel saray bir süre de akıl hastanesi olarak kullanılmış. Fakat o akşam, akıllı insanların yeniden onardıklan bir dostluğun görkemli kutlamasına tamk oluyordu. Başbakan Özal'ın Fransa Başbakanı Rocard onuruna verdiği kokteyldeydik. En dipdeki nispeten küçük odada söyleşiyoruz. İlter, kendine özgü ciddiyetle muziplik arası, ince çizgili tebessümünü yüzünde dolaştırarak; "tkiniz de birbirinızi çok iyi biliyorsunuz ama, ilk kez bir araya geliyorsunuz" diyerek Eric Rouleau ile bizi tokalaştırdı. Fransa'nın yeni Türkiye Büyükelçisi... PENCERE Bir Cinayetin Anatomisi Üç Siirtli milletvekili, 29 mart çarşamba günü öğleden sonra saat üç sularında, Türkiye Büyük Millet Meclısi'nde birbirlerine girdiler. Bir tabanca patladı... Biri öldü. Meclis kana bulanınca ortalık karıştı. Devlet yetkilileri demeçler verdiler. Politikacılar büyük sözler söylediler. Üzüntüler dile getirildi. Basında yazılar yayımlandı. Parlamentonun kutsal çatısı altında nasıl olur da cinayet işlenirdi? Yüzeysel laflar havada uçuştu, beylik sözler yankılandı, ama gerçekler küllendi. Gerçek neydi? * Şair Hilmi Yavuz diyor ki: Siirt, ruzgirlı saralı gençliği yol geçen hanı bir kent, korkunun pirinci gibi ayıklar zamanı. Metaforların sarmalında şiire böyle yansryan Siirt'in sayısal gerçekliğı nasıl? Siirt'te doğum oranı ülkemizin en yükseği: Binde 31. ölüm oranı da dorukta: Binde 17. Okumayazma oranı yüzde 4O'tan aşağıda. Her 5 Siirtli kad/ndan 4'ü alfabeden habersiz. Türkiye genelinde 1600 kişiye bir doktor düşerken, bu sayı Siirt'te 6000 e yükseliyor. Türkiye genelinde 450 kişiye bir hastane yatağı düşerken Siirt'te 1400 hasta bir yatağı paylaşıyor. Ülkemizde üretilen ham petrolün yüzde 95'i Siirt toprağından çıkarılıyor, yaklaşık 25 milyon ton... Siirt, Türkiye'nin Teksas'ı, Dallas'ı... Peki, Ceyar ne yapıyor? Ceyar; Dallas'tadır, ne var ki Siirt petrolüne el atmıştır. Mobil ile Shell,Siirt'te petrolün yüzde 60'ını türetiyorlar, gerisini TPAO sağlıyor, Siirtli de uzaktan seyrine bakıyor. Şıhlar, şeyhler, seyyitler toprağı Siirt... Aşiret yasamı, düzeni, töresi ağır basıyor. Eğer evli bir kadının çocuğu olmuyorsa, erkek, üstüne evtenebiliyor; çocuk doğdu mu Şeyhül Sibre Türbesi'ne, yürümesi gecıkiyorsa Şeyh îiyas'a başvuruluyor. Ne demiş Erzurumlu Ibrahim Hakkı Efendi: Hak şerleri hayreyler Zannetme ki gayreyler Siirt yoksul, Siirt mazlum, Siirt geri kalmış, Siirt'in dağları korkulası... Bölücülük, şeyhlik, şıhlık, köylülük, müritlik, Olağanüstü Hal Valiliği, kolluk güçleri, jandarma, korku, ürkü, yoksulluk... Peki, bu toplum yumağından Ankara'ya yollanan milletvekilleri neyi ve kimi simgeliyorlar? Siyasal partiler aşiretterin, şeyhlerin, şıhlann seçim sandığında hesabını tutmak zorundayken, hangi katmanların parlamenteri seçilecek? Seçilenler hangi hesaplann anlaşmazlığında kavga ediyorlar? Mecliste niçin tabanca çekiliyor? Ûlenin yandaşları kan davası için neden yemin ediyorlar? Aşiretlerin birbirine girmesinden niçin korkuluyor? Meclisteki cinayet çok boyutlu bir roman... Siirt'te geçerli ortaçağ düzenini pariamentarizme aşılamak çabası sürüyor. Siirtli petrolüne sahip değildir. Yabancı petrol kumpanyalanyla İstanbul sermayesinin ortaklığı, ekonomik egemenliği elinde tutuyor; Siirt'in şıhları da siyasal egemenliğin öngördüğü düzenin komisyoncusu gibidirler; çıkar paylaşımını bu çerçevede çözümlemek için kimi zaman kavgalaşırlar; kimi zaman sevişirler. insan manzaraları bu ortamda renklenir, biçimlenir, düzelir, bozulur. Mecliste patlayan tabancanın kurşunu, işte bu düzenin kapısına vurulmuş bir darb'e... O kapıyı açarak ardındaki acı gerçekleri halka sergilemeden parlamentonun kutsallığından söz açmak, genelde doğru, ama yetersiz ve aldatıcıdır. Yeni Biiyiikelçi 1988 kasımının son günlerinde Paris'teki Tilrkiye Büyükelçiliği konutundayız. Dısarda şakırtılı bir yağmur yağiyor. Etkileyici bir öyküsü olan bi Görkemli kutlama hazırlığı Ermeni eylemJerinin ve anıtının Fransa'da hoşgörü ile karşılandığı dönemlerde bozulan ikili ilişkiler. Yıllar sonra Başkan Mitterrand'ın Türkiye'ye EVET/HAHR OKTAY AKBAL OKURLARDAN bastn hayatvun büyük ve sevdiğim, yavrum, bir kızım değerli bir temsilcisi var. Sanırstntz ki o benim değil "Cumhuriyet Bastn AilesV'nin de ben onun kızıyım. Zaman ülkemizdeki saygınüğına zaman da olsa umutlanmla güvenerek bu satırlan sizlere yaşama sevinci sarıyor beni. yazma cesaretini gösterdik. Bu Hastane dö'nüşü kızımın güvenle sizlerin de imkânlannız tatlı, hüzünlü sesi "Anneciğim Giresun lli Samıkkemal ölçüsünde "kitap bu gün dializin nasıl geçti" tlkokulu öğretmeni olarak kampanyamıza" katürnanızı demesi, kendim için değil, görev yapmaktayun. Aynı düiyoruz. Yüzyıllardır onun için yaşamam gerçeğini zamanda okulumuzun Basınokumaya ve bunun doğal bir hatırlatıyor bana. Yayın Ve Haberleşme Kolu uzantısı olan bilgiye susamıs Diaiiz makinesi sözcüğü rehber öğretmenliğini de olan halkımıza gerçek değerini çoğunuza yabancı gelebilir. yürütmekteyim. Okulumuzda, verebilme savaşmda bizleri Oysa biz böbrek hastalarımn orta ve lise öğrencilerine de yalnız bırakmayacağımza (yasamı) desem acaba inantr hitap edecek şekilde bir oktd inamyoruz. Yapacağınız her mısınız bana? kütiıphanesi açmak ü'zere türlü yardıma şimdiden teşebbüse geçtik. Fakat, Böbrek hastalarımn yaşama teşekkür eder, başanlannızın okulumuz ilimizin fakir bir sonsuza dek sürmesini candan sevinci olan diaiiz makinesi artı semtinde olduğundan, sayın dileriz. Yapacağınız yardımlar bir adet böbrek bağışı. Üç velilerimizden gerekli desteği senedir diaiiz makinesine bize ulaştığtnda alındı belgesi bulamadık. Bir eğilimci olarak bağımlı yaşam savaşı veren on ve demirbaş kaytt numaralan bu durum bizleri fazlasıyla beş yaşındaki genç insan, her sizlere ulaştvnlacaktır. üzmektedir. Çağımızda gelişmiş yaşta böbrek hastası bulunan NİHA T ÖZERDOĞAN arkadaşlarımm sevinç kaynağı ülkelerin seviyesine ulaşmanın Samıkkemal tlkokulu Basınyolunun eğitim olduğuna bir tek böbreği, yaşamak için Yaym ve Haberleşme Kolu yürekten inamyoruz. Bu çok görmeyin bizlere. Rehber Öğretmeni uğurda halkımıza ve onlann Kadavradan alınan organların temsilcisi, geleceğimizin naklinde dinünizce bir teminatı küçük yavrularunıza sakmcası bulunmadıîı Sayın bir şeyler kazandırmanın Diyanet tşleri Bakanı L'zun seneler önce böbrek mutluluğunu tadabilmek için tarafından açıklandığı halde bu hastahğma yakalanmış 29 "kitap toplama kampanyası" ilgisizlik niye? yaşında genç bir bayanım. 11 baslatmayı uygun bulduk. Bu toplumda yaşadığmuz yaşında ilkokul beşinci halde, nedense insanlanmızın tnsanlar arasında iletisim smıfmda okuyan bir tanem ilgi alanına giremiyoruz. Bizler araçlarının en gereklisi olan gözbebeğim canımdan çok Önce Parti İçi Demokrasi... Yüzde 28 genel oy. 40 il, 247 ilçe, 296 belde belediye başkan ve üyelikleri... SHP kazandığı başarı kadar ağır bir sorumluluk da yüklenmiştir. Özellikle 92'ye kadar iktidardan ayrılmayacağını, muhalefetin eline geçen belediyelere hiçbir yardımda bulunmayacağını söyleyen bir başbakana karşı bu görevin üstesinden gelmek kolay olmayacaktır. Büyük kentlerin bütün belediyelerini ele geçiren SHP halktan yana belediyeciliğin örneğini nasıl verecektir? Halktan yana olmak için, halk yararına, halkın iyiliği, mutluluğu için çalışmak gerekir. Bunun ilk koşulu da demokratik ilkelere, uygulamalara saygı göstermektir. Her şeyden önce kendi partisinin tabanından gelen özlemlere, isteklere önem vermektir. SHP tabanı, parti içinde demokrasi koşullanna uyulmasından yanadır. Tepeden atama, merkezden yönetme istemez; temsilcilerini, yöneticilerini kendisi seçmek ister. SHP merkez yönetimi geçen gün de dediğim gibi zafer sarhoşluğuna kendini kaptırmadan, parti içinde birlikteliği kurmakla görevlidir. "O benden, bu benden değil, gelecek seçimde benimkiler önde olsun, bana karşı olanlan parti dışına itelim" gibi düşünceler SHP'nin daha büyük başarılara ulaşmasını önleyecektir. Bakıyorum, birtakım akıl hocalan şimdiden SHP'yi yönetmeye kalkışıyorlar. Bir büyükelçi emeklisi yazar, SHP içinde solcuların derhal temizlenmesini istiyor! Bunun gibi daha başkaları da var. SHP nedir? Sosyal demokrat bir parti... Bir program hazırlanmış, benimsenmiş. Bu programda partinin 'emek ağırfıklı' olduğu yazılı... Demek SHP öncelikle emeği, emekçiyi düşünecek, onların partisi olacak. Son seçimlerin ışığında SHP derlenip toparlanmak, kendisine güven duyan, ama yanlış uygulamalar karşısında üzülen sosyal demokrat seçmenlerdeki kuşkuları gidermek zorundadır. Bunun ilk örneği, görevden alınan il yönetimlerini yeniden oluşturmaktır. Atama yoluyla göreve getirilme yolunu bir daha açmamasıya tıkamaktır. İlk iş, seçim öncesinde görevden alınan ilçelerin kongrelerini yaptırmak... İstanbul il kongresi iki kez yapıldı. İkişinde de Ercan Karakaş ve arkadaşları il yönetımine seçildiler. İlki, okuspokus oyunlarıyla bozduruldu! Yeniden seçim yapıldı, yine Karakaş ekibi üstün çıktı. Ama MYK kararıyla Karakaş bir kez daha görevden alındı! İstanbul'un yanı sıra başka illerde de aynı işlem uygulandı. Bütün bunlar yanlış davranışlardı. SHP'de demokrasinin işlemediğinin belirtileriydi. Yine İstanbul'un, Anadolu'nun pek çok il ve ilçesinde önseçim yaptırılmadı, MYK bu yerlere istediği kişileri seçti. SHP'nin İl Genel Meclisi seçimlerindeki oyları yüzde 30'u bile bulamadıysa, bunun sorumlusu şimdiki MYKdeğilse, kimdir? Atamaiar, merkezden yapılan seçmeler sosyal demokrat seçmeni küstürmüştür. SHP yönetimindeki kimi kişilerin partide demokratik uygulamanın karşısında olduğu görüntüsünü vermiştir. Bir yönetim görevden alınır, yerine merkezden atama yapılınca en çok 45 gün içinde kongre toplanır. Bu, Siyasal Partiler Yasası'nın 19/5. maddesinde yazılıdır. İstanbul'danedensiz, açıklamasız, 'dinlenme' sözleriyle görevden alınan Karakaş ve ekibi gereken çoğunluğu sağlayarak il başkanlığına başvurmuşlardı. Çoğu delege olan on binden çok partili kongrenin zamanında toplanması için genel başkanlığa da mektup yazdılar, ama yanıt alamadılar! Belki de yerel seçimlerin yaklaşmış olması kongrelerin zamanında yapılmasını geciktirmiştir. Şimdi İstanbul eski il başkanı ve yönetim kurulu üyeleri genel başkana bir mektup daha göndermişler, parti içi demokrasinin saglanması için nisan ayında il kongresinin yapılmasını istemişlerdir. Bakalım genel merkez bu isteğe olumlu karşılık verecek mi? Yeniden toplanacak il kongresinde Karakaş ve arkadaşları bir kez daha üstün çıkartarsa, MYK onlan bir daha görevden alabilecek mi? SHP, sosyal demokrat bir parti olarak demokratik uygulamaları öncelikle kendi içinde gerçekleştirilmelidir. Tepeden inmeci, seçmeni hiçe sayıa nitelikte görünen bir sosyal demokrat parti halka elbette ki güven vermeyecektir. SHP, birliktelîğini kurmak, programına bağlı, 'emekten yana' bir parti olduğunu kanıtlamak zorundadır. Belediye seçimlerinde başarı kazanmak yetmez; bu başarıyı uygulamada da göstermek gerekir. SHP bunu ancak demokratik uygulamaya saygı göstererek kanıtlayabilir. Yakın bir tarihte yapılması kaçınılmaz gibi görünen genel seçimde oy oranı yüzde 28'den otuzlara, kırklara yükseltilmek isteniyorsa, öncelikle halka güven vermek, SHP'nin sosyal demokrat çizgide olduğunu gerçekçi uygulamalarla göstermek gerekir. Küap yardmüarınızı bekliyoruz Çağrı diaiiz hastaları maddimanevi zorluklarla karşı karşıya, iç içe yaşıyoruz. Şöyle ki, gün aşırı olması şartı ile dört saat diaiiz makinesinde kaldıktan sonra yataktan kalkmaya, ayakta durmaya halimiz olmuyor. Hele bir de yanımızda bize yardımcı olacak bir yakmımız yoksa kendi çaresizliğimizle baş başayız demektir, buna evimize gidene kadar olan zorlukları da eklerseniz yaşam nasıl çekilir sizce? Ben iki oıobüsle evime ulaşabiliyorum. Otobüse binmek için, otobüs duraklarında saatlerce ayakta sıhhatli tnsanlar gibi sıra bekliyorum. Otobüste ayakta giderken, oturmuş talihli insanların yüzlerine inanın bakamıyorum, onlara arkamı dönüyorum. Ben ve böbrtk hastaları arkadaşlarım toplum bireylerinden anlayış, sevgi, saygı bekliyor, onların insan olduklarını hatırlamalarını tammadıkları insanlara karşı daha içtenlikle davranmalarını istiyorum. İlgi alanlarına girebileceğimiz bireylerin bizlerle ilişki kurabileceklerini umuyor, sağlıklı günler diliyorum. FATMA BADEM Ankara İnönü'ye attığınız çamur size geldi Sayın Özal, Çok tallhsiz bir beyanat verdiniz. "Ben Anadolu çocuğuyum. Ben Dolmabahçe Sarayında yetişmedim" gibi bir söz söylediniz. Bununla Inönü ailesine çok çirkin bir çamur atmak istediniz. Oysa, tsmet tnönü seçimleri kaybettiği zaman "ulusal irade böyle istiyor" diyerek derhal çekildi. tsmet tnönü, ihsan dağıtır gibi, bakanlıkları ve diğer hükümet mevkilerini akrabalarına dağıtmadı. Hükümet kararlannı da aile meclisi içinde almadı. Ne kendisine devletin parasıyla çifter çifter uçaklar aldı ne de kendi sağlığt için halkın parasıyla iki günde bir Amerika 'ya gitti. O, gözünün ameliyatınt bile Türkiye'de yaptırmıştı. tsmet tnönü kendisine oy vermeyen belediyelere "Paralarınızı keseceğim" de demedi. Çünkü kendisini hanedan olarak görmüyordu. Siz ise bunların hepsini yaptmız ve söylediniz. Cörıilüyor ki tsmet tnönü ailesine atmak istediğiniz çamur orada tutmamakta, yine size gelmektedir. Saygılanmla. SACİT SOMEL Emekli Elçi MEHMET ALI YALÇIN 12 EYLUL'E YOL GORUNDU Halkın değişim istemi karşısında, ANAP gidici. Erken seçim gündemde. SadunAren, Çağatay Anadol, Haydar Kutlu, Muzaffer İ.Erdost, MuratBelge, Ertuğrul Kürkçü, Varlık Özmenek, Seçkin Kır verel seçim sonuçlannı değerlendirdi. C İŞÇİLER GÜRÜL GÜRÜL: 300 BİN İŞÇİNİN YÜRÜYÜŞÜ. H İNSAN HAKLARI İÇİN ANAYASA. YAŞIYOR (1924 1980) YALÇIN YAYINLARI TEŞEKKÜR Amasya Cezaevi'ndeki yasakçı, baskıcı, işkenceci cendereyi kırmak, insanca yaşam koşullarını sağlamak için siyasi tutukluların yaptığı süresiz açlık grevi 26. günde, haklannın verilmesi sonucu bitmiştir. Yakınlarımızın direnişine destek veren kişi ve kuruluşlara teşekkür ediyoruz. TAYAD'h Aileler Adına AYTEN CAN 12EYLÜL'E YOLGÖRÜNOÜ E=İ E.İ 215 NİSAN I9öv • SÜTBOZULURSA, KEYİFLER KESİLEBİLİR: BASINDA ÇALKANTI ARTIYOR. • ANAP'IN KUTSAL İTTİFAKÇILARI ÇİN VE SOVYET DOSTLUĞUNDA EN ÖNDE! • İTALYAN KOMÜNİST PARTİŞİ 18. KONGRESİ'NİN TARTIŞMA GÜNDEMİ: KONGRENİN KONUĞU AHMET KARDAM YORUMLADI. • YUNANİSTAN'DA SOL BİRLİK: PASOK, KOMÜNİST PARTİ, YENİ DEMOKRASİ PARTİSİ'NİN ADIMLAR İÇİN DEĞERLENDİRMELERİ. AVÜSTRALYA'DA İNGİLİZCE THE AUSTRALMM CENTRf FOR LAMGUAGES TAM GUN KURS KONAKLAMA. AKTIVITKER »e TUM ORGAMiZASYON EÛTIMIN1Z SURESMCE PAST TIME CALISMA OLANAÛI E M f c d ) 362 39 59 (1) 362 40 96 8AĞ0AT Cai No 510 0 S BOSTANCI ISTAN8UL F O T O Ğ R A F L A R FOTOĞRAFLAR! RESIMlERI DİRENEN FİLİSTİN 8 NİSAN '89 BASIN MÜZESİ ERI: (PAZAR HARIC) 10.00n8.00 FKÖ'NÜN KATKILARIYLA DÜZENLEYEN: EMEK YAYINCILIK K A R T P O S T A L L A R V İ D E O EL GÖSTER İSİ S A N A T L A R I CEM MÜZIK YAP1M YENİ KASET ÇALIŞMASI CEM MÜZİK YAPIM İMÇ.5.Blok No:5211 Unkapanı/İST. Tel:5125438