27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 1989 CUMHURİYET/15 Yıırtdışı yollukları ANKARA (ANKA) Kamu görevlilerinin yurtdışı >olluklarına zam yapılmadı. Bakanlar Kurulu, 1988 >ılında uygulanan yurtdışı guııdeliklerinin. bu yıl da aynen uygulanmasını kararlaştırdı. TBMM Başkanı. başbakan \e cumhurbaşkanlığı konseyi uyelerine, KKTC'ye yapacaklan ziyaretlerde 28 bin lira gundelik verilecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı, Genelkurmay Başkanı. bakanlar ve milletvekillerinin KKTC'ye yapacaklan resmi ziyaretlerde verilecek gundelik 27 bin lira olarak belirlenirken kuvvet komutanları, jandarma genel komutanı, orgeneraller, orarniraller, Yargıtay. Danıştay, Sayıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi başkanlan, Yargııay, Danıştay ve Cumhuriyet Başsavcısı, Diyanet İşleri Başkanı ile YÖK Başkanı'na verilecek gundelik de 25 bin lira olarak saptandı. Hayvanat bahçesinin konukları ABD başkentı VVasrııngton dakı hayvanat bahçesı geçen günlerde 100'üncü doğum gününü kutladı. Hayvanat bahçesinin doğum gününde 7'den 70'e tum konuklar hoş sürprızlerle ağırlandı. Kapıda konukları karşılayan dev panda da özelhKİe çocukiann büyük ılgisıyle karşılandı. Baskan George Bush'un torunu 2 yasındaki Marshali Bush da bu küçük konuklar arasındaydı. (Fotoğraf AP) Tanklar tarun makinesi BF.RLİN (AA> Doğu Almanya'da 600 tank tanm makinelerinc dönuştürulecek. Doğu Almanya'da yayımlanan resmi Neues Deutschland Newspaper adlı gazetenin haberine göre, ülkedeki silahların sayısıııı azaltma yolundaki planın bir parçası olarak, mayıs aymdan itibaren 600 adet tank sokulerek parçalara ayrılacak. Habere göre, bu tankiarın bir bölümü parçalanırken, bir bölumü de tarım, inşaat ve madencilik alanlannda kullanılacak makinelere dönuştürulecek. Doğu Almanya, ocak ayında yaptığı bir açıklama ile tek tarafiı bir silahsızlanma planı çerçevesinde, silahlı kuvvetlerinde bu yıl sonuna kadar yuzde 6 oranında azaltıma gideceğini bildirmişti. Böcek ile arkadaşlık Evlerimizde, işyerterimizde kimi zaman rastladığımız ve iğrenerek baktığımız, yok etmek ıçin binbir tuıiü çareye başvurduğumuz, gerek konvansıyonel (ezerek) gerekse bilimsel metotlaria (ilaçlama) yok etmeye uğraştığımız hamamböcekleri kimi zaman da ınsanoğlu iie böyle dost manzaralar oluşturuyor. ABD'li öğrenci lan Schvvorer de, bir okul turuyla ziyaret ettiği Doğa Tarihi Müzesi'nde karşılaştığı bir tür hamamböceği ile böylesine yakın ilişkı içine • girmiş. (Fotoğraf: AP) Allah Biliri bakan'a şu soru yöneltildi: "Cumhurbaşkanlığına sizden başka aday var mı?" özal şöyle bir düşünür gibi yaptı ve ağzından hayli ilginç iki sözcük çıkıverdi: "Allah bilir!" Herkes birbirine bakıştı. Bir meslektaşımızın tepkisi şu oldu: "Yani şimdi tarihi bir anı mı yaşıyoruz?" Sorunun anlamı açıktı: Özal ilk kez Çankaya'ya aday olduğunu reddetmiyordu ve bunu kendi ağzından diie getiriyordu. Öyle miydi? Adaylığını açıklamış mı oluyordu ANAP lideri? Soru yinelenince, Başbakan Ûzal'ın ağzırv dan, pek öyle vurgulanmaksızın, şu sözler çıktı: "Benim adayltğım da belli değil tabii ki... Ama sizier hep yazıp çizmeye devam ediyorsunuz." Başbakan da konuyu canlı tutmaya devam edecekti, öyle gözüküyordu. Antalya'ya uçarken edindiğimiz izlenim Sayın Özal'ın Çankaya'ya geçmişte olduğu gibi sıcak bakmayı sürdürdüğü yolundaydı. Cumhurbaşkanı adayları ne zaman belli olacaktı? Sayın Özal'a göre henüz zamanı gelmemişti. Adaylığın zamanlamasında yerel seçimlerin sonucu rol oynamayacak mıydı? "Yüzde 36+ 1" veya "yüzde 361", Çankaya hesaplarını etkileyebilir miydi? Bu soruya Başbakan Özal'ın yanıtı kesin (Baftara/ı 1. Sayfada) • Ozal saçmalıyor •• Inönü: (Baştarafı 1. Sayfada) karahisar'ın çeşitli ilçelerinde konuşan tnönü'yü, yurttaşlar şevgi gösterileriyle karşıladı. Inönü, yerel seçimlerin sadece belediye başkanlannı seçme amacını taşjmadığinı belirterek şöyle devam etti: "Bu seçimlerde aynı zanıanda iktidarda kimi görmek istediğinizi de duyurmuş olacaksınız. Özal vatandaşa güvenmiyor, onlan hiçe sayıyor. Yolsnzluklar karşısında Meclis'in ve yargı organlanıun çalışmasını engelliyor. Vatandaşın da buna anlaraadığını sanıyor. Oysa halkımız her şeyin farkında. Hedef, öncelikle yerel seçimleri kazanmak ardından da iktidara ulaşmaknr. Biz buna hazınz." bir "hayır!" oldu. Ona göre yerel seçim yerel seçimdi; bunun ötesinde bir anlamı olamazdı; olamayacaktı. Özal: "Hiçbir şey ifade etmez. Referandumda da anlaşıldı bu. Yazılır çizilir bir süre; sonra da unutulur gider." Bu sözlerinin hemen ardından şunu eklemeyi ihmal etmedi: "Aynca mahaJH seçimden öyle yazılıp çizilecek bir sonuç çıkacağını da sanmıyorum." Bu sözleriyle özal anlaşılan ANAP için yüzde 3536'nın altında bir oy oranını ummadığını belirtiyordu. Bir ara yerel seçimler için "Kendi haline bıraktık gidiyor" dedi. Bu, ANAP'ın bilinen seçim taktiğkjir ve muhalefetinkinden tamamen farklıdır. SHP ve DYP ise 26 Mart'ı, ANAP iktidarına dönük bir güvenoylamasına dönüştürme çabası içindedir. Buna karşılık Başbakan ÖzaJ siyasal tansiyonu mümkün olabildiğince kontrol altında tutarak sessiz ve derinden gitmeye çalışıyor. Ama bu demek değildir ki yerel seçimleri önemsemiyor Sayın Özal; yalnızca öyle gözüküyor; öyle gözükmek işine geliyor. Gerçekte Türkiye, kendi olağan boyutunu aşan son derece önemli yerel seçime doğru yol almaktadır. 26 Mart'ın sonucu, ülkenin siyasal dengelerini ve bu arada Çankaya hesaplarını hiç kuşkusuz etkileyecektir. Ama nasıl? Sayın Özal'ın deyişiyle şimdilik "Allah bilir!" SHFden 2 banka atağı SRP grup başkanvekilleri Kumbaracıbaşı ve Çetin, Devlet Denetleme Kurulu'nun Ziraat Bankası ve Emlak Bankası'na ilişkin raporlarındaki şifreleri çözdüklehni, yolsuzluk iddiasıyla her iki banka hakkında Meclis araştırmalan isteyeceklerini söylediler. ANKARA (Cumhuriyet Biirosa) SHP, eski Emlak Bankası Genel Müdürü Bülent Şemiler hakkındaki iddialar ve kamu bankalanyla fonlardaki kaynaklann kullanımı konusunda yeni bir atağa hazırlanıyor. SHP Grup Başkanvekili Onur Kumbaracıbaşı, kredi verilen şirketlerin adı kodlanarak belirtilen Emlak Bankası ile ilgili Yüksek Denetleme Kurulu raporunun şifresini çözdüklerini ve bunun ışığında yeni araştırma önergeleri hazırlayacaklarını açıkladı. Kumbaracıbaşı, "tktidann da şifresini çözdük. Bunu anladılar ve onun telaşına düştuler" dedi. SHP Grup Başkanvekilleri Onur Kumbaracıbaşı ve Hikmet Çetin, dün düzenledikleri basın toplantısında, kamu bankaları ve fonların denetimi konusundaki görüşlerini açıkladılar. Kumbaracıbaşı ve Çetin, iktidann kamu bankaları ve fonların denetimiııi engellemeye calıştığını bildirerek,"Bu hükümet yolsuzluklann üzerine giden değil, gitmemeye, onlan örtbas etmeye çalışan bir HABERLERIN DEVAMI GOZLEM UGUR MÜMCU (Baftarafı 1. Sayfada) Özal'ın, referandum öncesinde çirkin bir biçirade kullandrğı televizyonu şimdi yine kendi amaçlarına alet etmek istediğini belirten Inönü, "Bir şeyi kötii yapınca onun devaraı da kötii geliyor. Şimdi öyle bir yasa yaptılar ki televizyonda hiçbir liderin konuşmasına, mitingin« yer verUemeyecek. Oysa Avrupa'da öyle mi? Biitiin demokratik ülkelerde seçim döneminde liderler tek tek karsılıklı olarak halkın önünde konuşur, tartışır" diye konuştu. Seçim otobüsünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Inönü, ö z a l ' ı n " B e n i karalamaya çaiışıyorlar" sözlerine karşılık şunları söyledi: "Biz karalama yapmıyonız. gerçekleri söylüyonız. Bir Dışisleri Bakanı çıkıyor, Milli Savunma Bakam'mn usulsüzlük yaptığını söyhiyor. Başbakaniık Denetleme Kunılu bir soruşturma yapıyor, bir banka genel miidiirü hakkında rapor hazırüyor. Işte biz bunlann gün ışıgına çıkmasını istiyornz. Yargı organlannın bunlan degerlendirmesini istiyonız. Nitekim, Cumhuriyet Savcısı bir genel müdürle ilgili soruşturma yapmak istiyor, bakan bizzat ağıriıgr.ıı koyup bunu engelliyor. Yerel seçünlerden sonra bütün bu yolsuzluk ve usulsüzluklerle ilgili olarak Bakan (Yusuf Bozkurt Özal) ve Başbakan hakkında gensonı önergesi vereceğiz." ANAPTı Çelikbaş'tan Şemiler sorusu ANKARA (ANKA) Muhalefetin ısrarla uzerinde durduğu Bulent Şemiler'in, banka işlemlerinde usulsüzlük yaptığına ilişkin iddialar ANAP içinde de soru işareti yarattı. ANAP Burdur Milletvekili Fethi Çelikbaş, Devlet Bakanı Y. Bozkurt Özal'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde Şemiler'in genel müdürlüğü döneminde Emlak Bankası'nca, 1987 yılı başından bu yana satın alınan arsaların kimlerden ve ne kadara alındığını sordu. Çelikbaş, Özal'a, "1987 yılı başından, sorumun yanıtlanacağı larihe kadar Emlak Bankası'nca satın alınan arsalar. kimler tarafından satılmıştır? Arsalar ne bedelle ahnmıştır ve ödeme sekli nasıldır? Arsalar hangi tarihlerde ahnmıştır ve yonetim kurullarının bu konudaki kararları >e tarihleri nedir?" sorularını yöneltti. Son günlerde üniversitelerdeki öğrenci hareketlerine ilişkin soruOn günün ardından ya karşılık da tnönü, "Bunlarçok hassas konular. Biz YÖK yönetiminin üniversiteleri ne hale getirdiğini ve olacaklan önceden söylemiştik. Üniversitelerde huzurveriyordu. Ama Çorum'da Tica suzluk yaratmak öncelikJe univerÜMİT ASLANBAY ret ve Sanayi Odası'nı ziyaıet eder site yönetiminin görevidir. İktidaANKARA SHP, hükümet ken, "Çonım'dan demiryolu geçi nn gençlere saygısı yok. Bu konupolitikaJarınm iticiliği ile "iktidar rip geçirmeyeceklerini", "iç ve dış da başka bir şey söylemek alternatifi" parti olmaya yürüyor borçlar için konsolidasyona gidip istemiyorum" dedi. kaçınılmaz olarak. Genel Baskan gitmeyeceklerini" ya da "özelleşÖzal'ın ailesi ile ilgili ıddialar olup karşısmda Basın Yasası'nda yeıü Erdal tnönü de, Genel Sekreter tirme politikalarının Deniz Baykal da son on günlük olmadığım" soran Çorumlu işa düzenlemeler yapacağına ilişkin Anadolu gezisi boyunca hep 'ik damlarına karşı sözü "genç ama söylentilerin yaygınlaştığını belirtidara talip ve haar olduklarını' deneyimli politikaa" diye tanıtı ten tnönü bu konudaki soruya şu söylediler. Bu sözleriyle de coşku lan Genel Sekreter Deniz Baykal'a karşıhğı verdi: lu alkışlara, sevgi gösterilerine veriyordu. Baykal'a göre, özelleş"Aslında anayasa basın özgür"manız" kaldılar. "zonınlu uzun tirmeler "Turgut Bey'in mali kay lüğünii tam olarak konımuyor. yürüyüşe" başladılar on gün nak yaralma çabası", "şirket Anayasada 'Basın hiirdür sansür önce... evlenmeleri" ise "yabancı ortak edilemez', deniyor, ama ardından 21 şubat salı günü indikleri Di larla geçici olarak güçlükleri atlat da basını baskı altına almak için yarbakır'da, parti tabanının mer ma çabası" idi. lç ve dış borçlar bir sürü yasa çıkanlıyor. Bu böyle kez yoklaması sonucuna kırgınlı da konsolidasyon ise "zorunlny olmâz. TRT de son dönemde bir ğı sezilse de "zama, zulme, baskı dn"... Çorum'a demiryolu getir çaresizlik içindedir. Bu çaresizlik ya, işkenceye karşı tavır" galebe mek, deniz getirmekten daha ko de Özal iktidarından kaynaklanlaydı. îç istikrar ve ekonomik ge maktadır. O nedenle biz, bu iktiçalıyordu. dar dönemindeki bütün saçmalıkZamanında, Çin Seddi'nden lişmeye bağlıydı. Uğranılan ilçe ve beldelerde, ların ortadan kaldınlması için ilk sonra "en sağlamı" diye övünülen Diyarbakır surlarından "birknç "Başbakan tnönü" sioganı daha hedef olarak yerel seçimleri kataş eksilmişti" yöneticilere göre... inanılarak atılıyor gibi gorünüyor zanmayı düşunüyoruz." Genel Sekreter Deniz Baykal'a bu halkoylaması günlerine nazaran Özal'ın "saçma sapan" sözlerada gösterilen "alız tepki" de Istekten, özlemden çok... Güven rine karşılık vermek istemediğini "Başbakan Inönü", "tktidar lik güçlerinin S H P konvoylarına belirten Inönü, "Özal'ın saçma S H P " sloganları ile eriyordu. karşı gösterdikleri "ilgi ve açıklamalanna yanıl vermek de Adana'da da parti üyelerinden hassasiyet" de dikkat çekiyor. De bir diğer saçmalık oluyor. Saçma tepki gören Baykal, sıradan SHP lice, Bahşıiı, Çermikli, Kınkkale, söziin neresini du/eltirsiniz. Sayın seçmenlerinin de katıldığı Sam Yahşihan, Hacılar, Elmadağ, Ha Özal ortalığı bulandırmak için bu sun, Kırıkkale, Çorum açıkhava sanoğlan'da hep aynı mesaj gidi tür şeyler soyleyip giindemi değiştoplantılannda en az İnonü kadar yor partililerden tnönü'ye: "SHP tirmek istiyor. Ben de bundan destek görüyor, sürekli mikrofo iktidar..." sonra onun açıkiamalannı, saçna çağrılıyordu. Kısa süre içinde Kınkkale'de Atatürk heykelinin madır, deyip kesip atmak istiyo7'ye yakın ili, bazı ilçeleriyle ge kaidesine tırmanarak kendisini iz rum" dedi. tnönü, dün Afyon'zen SHP heyetine yapılan yakın leyenlere, Elnıadağ'da, Çorum'da un Emirdağ, Bayat, Sandıklı ve malar, şu noktalarda toplandı: ya da şimdi adı kalmış yıllarm Dinar ilçelerinde yaptığı konuşEnflasyon ve hayat pahalılığı, peyorgunu Hasanoğlan Köy Ensti malarda, SHP'nin iktidara hazır şin vergi, trafik cezaları, esnaf ve tüsü dış duvarları önünde kendi olduğunu, SHP saflanndaki güççiftçi kredileri, tarım girdileri arsini selamlayanJara da karşılık ay lü kadrolann Türkiye'yi yönetetışı, devlet baskısı... bilecek güçte olduğunu vurgulanı biçimde geliyor: dı. "ANAP gidicidir." Görece bir farklılık gösteren DiProgram aksıyor, gidilecek yeryarbakır'dan sonra SHP lideri İnonü, DSP Genel Başkanı Biitnönü de her konuşmasında bu lere vaktinde vaıılamıyor. Hava lenl Ecevit'in halkın tercihine saysorunlar uzerinde durdu. Ardın kararırken başlayan seçim yasak gılı olmak gerektiğini söylediğini dan ekledi: "İktidara talibiz ve larının getirdiği soruşturma tehli de hatırlatarak şoyle konuştu: kadromuzla, bilgimizle bazınz." kesi bertaraf edilmeye çalışılıyor. "Sosjal demokraüz diyen bir DSP tnönü'nün söylemi sohbet eder El feneriyle yüzü aydınlatılan İnö var. İşleri kanştırıyorlar. Ecevit cesine ya da "güven vererek" ma nü, "sadece selam, sevgi ve 'Halkın isteğine boyun eğmek gesal anlatan, görmuş geçirmişlerin saygılanm" iletiyor. "Miling rekir' diyor.'Ben de öyle yapalım diyorum. Geçen seçimlerde yüzde ki gibiydi, halka karşı. "Yine kar yapılamayacağını" belirtiyor. şuuza çıkıp ağlayacaktır, ağlamakAncak İnönü'nün de Baykal'ın 25 SHP'ye, yu/de 8.5 da »SP'ye oy verdiler. Halk hangi sosyal delı, acındıncı konuşabilir. Sakın ai da son mesajı biraz anlamlı: danmayın ha.'.. Hiç insafı yoktur. "Özal'a bir kez daha kanmayın. mokral partiyi destekleyeceğini göslerdi. Sos\al demokratlar olaEline fırsat geçince Allah yarattı Aldatır..." demiyor. Bu seçimde de kazamrBu sözler özal'ın korkulan ya rak hepimiz oylanmızı SHP'de birleştirelim." sa daha fena \apar" diyerek öğüt nını da anlatıyor gibi... SHP uzun yürüyüşte ANKARA (ANKA) DYP Erzurum Milletvekili İsmail Köse, devlet büyüklerinin yurtdışı gezilerini Meclis gündeminegetirdi. Köse, Başbakan Özal'a kendisinin Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut'un yurtdışı gezilerinde beraberinde gdtürdukleri hediyelik eşya tutarını sordu. DYP'li Kose, Başbakan Turgut Özal tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiğı soru önergesinde, kendisinin yurtdışı seyahatlerindeki yol, doktor, hastane ücreti ve refakatindekilcrinin bütçeye masrafının ne olduğunu sordu. Köse ayrıca Başbakan'a Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal'ın, Dış Tjaıret v e j | a . zine Müsteşarı iken toplam ne kadar harcırah aldığını devlet bakanı olarak vazife gordüğu dönemde kaç defa yurtdışı seyahati yapıığını ve ne kadar harcırah aldığını da sordu. DYP'li Kose, TBMM Başkanı Akbulut tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği sortı önergesinde NATO Asamblesi, Avrupa Konseyi ve Parlamentolararası Birlik 19871988 yıllannda ne kadar harcırah ödcndiğini sordu. İsmail Köse, Meclis Başkanlığına verdiği bir başka soru önergesiylc de Kultür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'e kardeşinin Teşebbüsu De.stekleme Ajansı'na ortak olup olmadığım sordu. DYP'U Köse'den harcırah sorusu Ankara'da, İngilizce yayın yapan Daity News Gazetesi'nde de sendikalı gazetecilere baskıiar gelmeye başladı: Daiiy A/evvs patronu, bir gazetecinin ışine "Zamdan hoşnut olmadığınız, söz ve beyanlarınız ile açıkça görülmüştür" gerekçesi ile son verdi! Sabah Gazetesi'nde, Yeni Asır'da, Günaydın'öa ve "Gelişim Grubu" diye bilinen basın ve yayın kuruluşuna, oldum olası bükümet olarak biliniyor" görüsendika sokulmadı şünü dile getirdiler. Sendika sokulmadığı için bu basın ve yayın kuruluşlarında SHP Grup Başkanvekilleri, çalışanlar güvencesız kaldılar. Emlak Bankası eski Genel MüdüBu gazete ve dergilerde çalışanların yazgıları işverenlerin iki rü Bülent Şemiler'in durumuna dudaklan arasındadır. da dikkati çekerek, Şemiler'in se12 Eylül hukuku ile sendikacıların kollarıkanatlan koparılmışçim öncesi iktidara sorun olmatır. Bu koşullarda Türkiye Gazeteciler Sendikası da etkin bir sasın diye yurtdışına kaçırıldığını vaş veremiyor. bildirdiler. Onur Kumbaracıbaşı, Bu ekonomik krizin basını etkilememest düşünülemez. savcılığın Şemiler ile ilgili soruşAnlınamlı şirketlerin fırtınaya tutulmuş tekneler gibi birbiri turma açma isteğinin Devlet Baardından battıklan bir dönemde, basın işverenleri de elbette bu kanı Bozkurt Özal tarafından heolumsuz koşullardan etkilenirler. nüz yanıtlanmadığım belirterek, Bu genel doğrunun yanında başka doğrular ve gerçekler de "Emlak Bankası'nın birçok işle "Hikmet Çetin ise, Şemiler olavardır. mi şaibelidir. Mesela bir nakliye yına dikkati çekerek, "Herhalde Bu gerçeklerden biri, bazı gazete sahiplerinin basın dışı alanşirketinin 4 yıl önce 44 milyona al seçimlerde iktidara yuk olmasın lardan kazanç sağlarnaları. Bu yüzden, banka sistemine ve hüdıgı arsa Emlak Bankası'nca 1988 diye Amerika'ya gonderildi. Ankümete, ıster istemez, bağımlı olmalarıdır. yılında 23 milyar liraya ahnmış laşılan prens yerine döndü ve bir tır. Aynı şirketin üç yıl önceki de anlamda kamuoyundan kaçtnldı" Oevlet bankalarından milyarlrk krediler alan gazete sahipleğeri 16 milyon lira olan Ümrani dedi. Çetin, padişahhk döneminrinin, hükümet karşısmda boyunları eğik olur. Devlet bankalaye'deki bir arsası da 7.5 milyar de bile kamu kaynaklarının burına milyarlık arsa satıp "olaylara tercüman olan gazete TL'ye alınmış ve şirketin banka* günkü gibi keyfi ve özel amaçlar patronlan" ve aynı bankalara, sigorta şirketleri satma pazarlıya olan borcu boylece kapatılmış için kullanılmadığını bildirerek, ğına oturan başka gazete patronlarının hükümet ile ilişkileri "titır. Bnnlar araştınlmalı, sonıştu bunlarla ilgili denetimler karşısıncar/''dir. rulmalıdır. Ama iktidar, şimdi da Özal'ın "degişik bir demokrasi Bu gazetelerde bir bakarsınız, başbakan ve hükümet üyetebanka eski Genel Muduru Şemi anlayışı" sergileyerek, engelleme ri yerin dibine batırılmışlardır; bir bakarsınız, aynı başbakan ler'i adeta yurtdışına kaçırmıştır. yaptığım söyledi. Çetin, Kars Milve bakanlar bu gazetelerde göklere çıkarılmışlardır. tzinli mi gitmiştir, görevli mi git letvekili Mahmut Alınak'ın BaşHükümet niçin böyle sert eleştirilmiştir? Sonra niçin çark edilmiştir? Konu açıklığa kavuşturul bakan özal'a yönettiği soru önermiştir? mamıştır. Anlaşılan o ki iktidar gesinin hakaret niteliği taşımadıBu soruların yanıtları işte bu gibi "ticari işlerde" aranmalıdır. seçimler öncesinde konuyu unut ğını da vurguladı. Bazı gazetecilerin, gazetecilik dışındaki ticari ilişkileri, silah şirketleri ortaklığına kadar varmıştır! Hükümetlerin, bazı gazeteler ve gazeteciler ile araları hep AFYON'DAN HİKMET ÇETİNKAYA iyi olmuştur. Tersıne örneklere de tanık olunmuyor değil, olurına bir iki genç meslektaşını alıp (Baştarafı 1. Sayfada) nuyor; örneğin Günaydın GazetesPne, hükümete karşı yayın yaprını, beklentılerıni en ince nok iktidar partisinin adayıyla çıkar tığı gerekçesi ile daha geçen yıl "tesmi rekiam ambargosu" uyilişkisirre girmiyor. Hiç kimse tasına değın aktarıyoıiar. gulanmamış mıydı? Tiyatrosu Müdürü Kırsal kesim insanı hep sağ Devlet Bugün basında "habercilik" ön planda değildir. ön planda partilere oy verdi 1950'den bu Cengiz Ytlmaz gibi ANAP'ın Pa olan, okurtara hediyeler dağıtmaktır. Bu bir "haksız rekabet" kopatyaları'na ve Burhan Özfatu nusudur. Villa dağıtarak, kat dağıtarak, televizyon dağıtarak, yana. 1977 genel seçimlerinde bile bu oyların büyük çoğunluğu ra'ya Shakespeare'in oyunlarınkamyon ve otobüs vererek, gazete okurluğu bir çeşit "şans ve talih oyunu" haline dönüştürülmuştür. nu "Karaoğlan geliyor", "Umu dan replikler söylemiyor. ANAP'lı işadamı bile böylesidumuz Ecevit" sloganlarının İşin daha da garibi bu milyarlık hediye yağmurunu düzenlene çirkin, böylesine yağcılık ko yen. gazetelerin "ekonomik kriz" gerekçesi ile gazetecileri işdağlara taşlara yazılmasına karşı sağ partiler aldı. Sosyal demok kan gösterilerden tiksinerek kal ten çıkarmalarıdır. ratlar 1977 genel seçimleri dışın kıp giderken bize aynen şuntan Gazete satışlarını, okurlanna, milyariarca liraya mal olan kat, da 1983 ve 1987 yıllannda oyla soylüyordu: araba, kartorı, televizyon dağıtarak arttıımaya çalışan gazete Ben bu Cengiz Yılmaz'ı ler, basın emekçilerine elli bin liralık, yüz bin liralık zammı çok rını yüzde 35'e bile ulaştıra1970 yıllannın sonunda tanıdım. madılar. görüyorlarsa, orada bir sorun var demektir. O dönemde kiremit rengi takım Bu gazetelerin bazıları işyerlerine sendikaları sokmuyorlarBunun tek nedeni sosyal de elbisenin altına, eflatun gömlek sa, orada sorun daha da ciddıleşir. Bu gazeteler, şu veya bu mokratların köylerde öncü Hder giyer, kavuniçi kravat takıp, ayanedenle çalışanların iş akitlerini feshedıyorlarsa bu sorun her lerinin olmayışı, örgüt yoneticıle ğına asker postalı geçirip o upu gün daha da derinleşir. rinin kırsal kesimle yakın diyalog zun kirli saçlarıyla üniversite kuramamasıydı. Şimdi SHP kur kantinlerinde öğrencilere dev lü O zaman gündeme sendikacılık gelir. Daha etkin, daha güçbir sendikacılık. mayları bir hayli geç kalsalar bi rimci tiyatro pratiği yaptırırdı. İsBütün bu konular, bugün İstanbul'da toplanan "Bastn Konle bu ilişkiyi kurmaya çaiışıyor mail Sivri'ye gelince: O her devseyi temsilcıleri" toplantısında görüşülebilecek mi? lar. Afyon ve Denizli yöresinde rin adamı olmuş, kendıne özgü Toplantı gündeminde yer alan "gazetecihğin ahlaka aykın, özel dün sabahtan itibaren bizim iz bir kişidir. amaç ve çıkarlara alet edilemeyeceğr konusu bu bakımdan lenimimiz bu yaklaşımın sosyal Afyon ve Denizli yöresinde çok önemlidir. demokratlara bir hayli yarar sağ İnönü ve Baykal'ı izlerken büyük Basın, gazete sahiplerinin "özel çıkariarına alet' edilirse ne ladığı yolundaydı. kentlerin kandırmacılarından olur? Nasıl önlenir bu yayınlar? Kim "dur" diyebilir bu gazete SHP Genel Başkanı Erdal İnö uzaktaydık. patronlarına, can alıcı sorun budur. nü ve Genel Sekreter Deniz Bay Afyon'da son iki yıl içinde 35 Konsey üyesi gazeteci Güngör Verc/es ln bazı gazeteciler ile kal, sosyal demokratların iktidar tuğla işletmesi kurulmuştu. Anilgili olarak "yeraltı dünyası ile işbiriiği", "yabancı memlekettere yolunda olduklarının ayrımında cak inşaat sektöründeki kriz topsilah sevkiyatı" ve "ihale almak üzere baskı yapmak" gibi yaartık. Anadolu insanının o sıcak rak sanayiini bir hayli etkiliyordu. yınlara ilişkin başvurusunda somut ve ilginç konular yer alıyor. ilgisi, duyarlılığı, içtenliği, İnönü Bir başka neden ise devlet yatıGündemdeki "tekelleşme" ve "basındaki lotarya" konularınve Baykal'ı sevindiriyor olmalı. O rımlarının durmasıydı. da da akla gelecek önlemler. Basın Konseyi üyesi gazeteci aryüzden her ikisi de gülec ve ay O Afyon'un ünlü kaymağı kakadaşlarımızın kendi gazeteierinde uygulanma olanağı buladınlık bakıyorlar olup bitenlere. litesini giderek yitiriyordu. Çünbilecek midir? SHP örgütlerindeki önseçim kü hayvancılık ölüyordu bu yöreBir başka önemli ve düşündürücü sorun da budur. sonrası kırgınlıklann, küskünlük de. Durum böyle olunca da kayBasındaki yeni olgu, Babıâli basınına "İngiliz anahtan" gibi lerin izleri yansısa bile 26 Mart'a makçılar mandıra sütü bulamıgiren yabancı sermayedir. dek her şeyin düzeleceğine ina yorlardı. Türkiye'de gazeteler ve gazetecilik yeni bir modele doğru itinıyorlar. Başbakan Turgut Özal, "Afliyor. Nitekim dün sabah Afyon ve yon'a vagon fabrikası yaptıracaHükümet güdümündeki TRT ve yabancı sermaye elindeki bir Denizli yöresinde "SHP iktidara ğız" diye söz vermişti, ama fabyürüyor" görüntüsünü veren rika Afyon yerine Malatya'ya ku basın. halk yığınlarındaki devinim, bu rulmuştu. Ve lotarya, katlar, arabalar, kamyonlar, villalar, televızyonlar, nun en somut örneğiydi. Hele Haşhaş üreticisi kan ağlıyormüzik setleri. inönü'nün, "Özal'a Harun'un du. 1972 yılında getirilen kısıtlahazinesini verseniz yetmez" ma, haşhaş üreticilerini sıkıntıya İşyerlerine sendikaları sokmayan gazete ve dergiler. Sendisözleri o yoksul, alınyazısına sokmuştu. Buğday, arpa üreticikalı işçileri sindirmeye çalışan gazete sahipleri.. Bir gün içininanmış kırsal kesim insanının, leri de tarım girdilerinden yakıde sokağa bırakılan gazeteciler, hakları aranmayan basın emek"Yetmez, yetmez" diye yanıtla nıyorlardı. çileri.. Birkaçyüz milyonluk "transfer ücretleri" ve İsviçre banması ise gerçekten düşündürü SHP lideri İnönü dün SHP'nin kalarında hesapları bulunan milyarder gazeteciler! cüydü. güçlü olduğu Emirdağ'da konuşÖte yanda habercilik yapmak isteyen, ilkeierini koruyan, bu Çünkü aynı tepki Çorum'dan tu, oradan Bayat'a geçti. Sandıkuğurda savaş veren, sağcısı, solcusu ve ortacısıyla gazeteciler. sonra ANAP'ın kalesi sayılan Af lı, Dinar, Dazkırı, Çardak'ta ilgiyGazeteciler, son yıllarda işte böyle bir yol ayrımındadırlar. yon ve Denizli'de de görülüyor le karşılandı. Buyrun siz seçin! du. Acaba bu görüntü iktidar Bir şeylerın değiştiğı, değişepartisinin kırsal kesimde giderek ceği izlenimi gözleniyordu. Bir gücünün yittiğinin kanıtı mıydı? Afyonlu düşüncelerini aktarırken Kırsal kesimde politika çok belki haklıydı: açık. Herkes eteğindeki taşı dö Ağabey burada politika biküyor. Ne olup bitiyorsa dobra le kaymaklı olur. Kararı kaymakdobra konuşuyor. Buralarda Ga çılar vereceğine göre hesabı iyi zeteciter Cemiyeti başkanları, yapmalı. Sütün tadını bozmamahit Erbakan" sloganıyla kesildi. öyle İzmir Gazeteciler Cemiyeti lı... GÜNDÜZ tMŞtR Başkanı İsmail Sivri gibi yanlaAcaba doğru mu söylüyordu? Necmettin Erbakan beraberinDevletin müfettişlerince saptanan usulsüzlük ve yolsuzluklarla ilgili soruşturma yapılmadığını kaydeden Kumbaracıbaşı, Ziraat Bankası'nın da birçok usulsuz kredi dağıttığının Devlet Denetleme Kurulu raporlarıyla sabit olduğunu anlattı. Onur Kumbaracıbaşı bankamn borcunu ödeyemeyen firmaların borç faizlerini dondurduğunu, borçlarda 1015 yıllık taksitlendirmeye gidildiğini söyledi. Kumbaracıbaşı, raporlardaki şifreleri çözerek kredi dağıtılan şirketleri belirlediklerini, önümüzdeki günlerde bunlarla ilgili yeni girişimlerde bulunacaklarını belirtti. turup Şemiler olayının başına dert olmasını istememektedir" diye konuştu. Erbakan: Erkek sesi olan RP'ye oy verîn BAŞSAGUGI Milli Eğitimimize üstün hizmetlerde bulunmuş eski Milli Eğitim Bakanlarımızdan, Prof. Dr. TAHSİN BANGUOĞLU'nu kaybetmenin derin üzuntusü içindeyiz. Milli Eğitim Bakanhğı mensupları olarak merhuma Allah'tan rahmet, ailesine ve yakmlarına başsağlığı dileriz. Vlilli K.öitiııı (iriHlik >c Sjıor Buktınlığı SAPANCA/KOCAELİ Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, diğer partileri, "Hastauğm mikrobunu bilmeden tedavi etmeye kalkışan sahle doktorlar"a benzeterek, "Bu partilerin liderleri ufıiriikçüliik yapıyor. Bunlann memleket meselerini çozecek ne duşünceleri, ne bilinçleri ne de programlan var. Bunlar Özal düzeninin yandaşlan" dedi. Erbakan dun Sapanca, Hereke, İzmit ve Gölcuk'te halka hitap etti.Tjplantılarda Özal iktidarına çatan Erbfc<an'ın sozieri "Müca de Avrupa Şampiyonu Türk Boksöru Cemal Kamacı ve diğer parti yöneticileriyle birlikte geldiği Suadiye Beldesi'ndeki Suadiye Camii'nde oğlen namazını kıldı. Namazdan sonra bir konuşma yapan Erbakan, "Terlemeye talip olduklannı" belirterek, "Milli görüşe, yani şu andaki Türkiye'deki lek erkek sesi olan Refah Partisi'ne oylannızı verirseniz yanm milyarlık İslam toplumunun yanında yer almış olursunuz" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle