25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MART 1989 CUMHÖRİYET/17 Jacques Seguela. Kimine göre "reklamın altın çocuğu", kimine göreyse "üstat biraz megaloman." Ama kim ne derse desin Seguela için "Ayinesi iştir kişinin..." demek belki daha doğru. 1964 yılında sadece üç dört aylığına, bir tek müşteri ile başladığı işini bugün yılda 1.3 rnilyar Fransız Frangı (yaklaşık 400 milyar TL.) ciro yapan Fransa'nın üçüncü büyük şirketinin dört ortağından biri olarak sürdürüyor. Kahve de satıkr, Cumhiırbaşkam da PAZAR KONUĞU rikan reklamcılığı, ürün tanıtan ve fiyat bildiren bir duyurudan öteye gitmez. Amerikan kültüru "para lann" kavramı üzerine otururken, bizim külturumüzde 'çekicilik tanrı" ağır basıyor. Reklam çok yönlu bir çekicilik özellığine sahiptir. Kendinizi siyasi yelpazenin neresinde tanımlıyorsunuz? Solcu musunuz? Evet, kendimi solda tanımlıyorum. a Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'a iki kez seçim kazandıran reklamcv \Kampanya oncesiyle sonrası Fransa 'da oy dağılımında onemli değişiklik gözlenmedi. Amerikan başkanlık kampanyasında Amerikalıların yüzde 75'i reklam kampanyasının ardından fikir değiştirdi. Fransa'da şimdilik pek etkisi olmadı. Ama yakında biz de aynı noktaya ulaşacağız. Hepimiz sonunda Amerikalılar gibi olacağız. eki, sağ ya da sol reklamcılık diye bir ayrım var mı? ^^^EKKKK&Kendinizi toplumun yönünü değistiren bir çesit sihirbaz gibi mi görüyorsunuz? Şirketin adı RSCG. Dört ortağın soyadlanmn baş harfleri.R, Bernard Roux'yu temsil ediyor. Roux, son seçimde Raymond Barre'ın seçim kampanyasını yürüttü. Dört harfin sonuncusu G, yani JeanMichel Goudard ise aynı seçimde Jacques Chirac'ın kampanyasının başındaydı. Harflerin ikincisi Seguela ise bilindiği gibi seçimi kazanan François Mitterrand'm kampanyasını yaptı. Paris muhabirimiz Sabetay Varol, Seguela ile Paris yakınlarındaki ajans merkezinde Türkiye, reklamcılık ve siyasi reklam üzerine konuştu. Amerikan reklamcılığı sağ bir reklamcılıktır. Hayal gücune ağıriık veren reklamcılık ise sol reklamcılıktır. Tabii bütün bunları akla kara gibi ayırmak komik olur. Bence sağ para, sol ise insan demektir. Benim yaptığım reklam insanlara donuk reklam. Amerika'nın yaptığı reklam paraya donuk reklam. Yanlış anlama olmasın, bu işi para kazanmak için yapıyorum. Öte yandan Amerikalı reklamcılar bu işi insanlar kahve içsin diye yapıyorlar. Yani sonuçta belii bir noktada buluşuyoruz. Ama gene de gerçek bir ayrım var. Benim yaptığım şu: Asla, 'ilk hedefım satmak' şeklinde düşünmem. Tüketicimi tavlamayı düşünürüm. Tavlamayı başanrsam, malımı satın alacağını gayet iyi bilirim. merikalı reklamcı da sevdirmeye Ben ya da başkası, sihirbaz değiliz. Ama reklamın kendisi sihirli bir şeydir. Olanaklar verilirse, bugun kahve satan reklam, yarın cumhurbaşkanı da satabilecek hale gelebilir. Şu kahvenin yerine otekini sattırıyorum. Mesleğim bu. Aynı şey neden iki aday için mumkün olmasın. Sonuçta çok tehlikeli boyutlara ulaşıyor. SOYLESI SABETAY VAROL \l978'de y'azdığmız "Anneme RekİBD, dünyanın en zengin ülkesi ollamcı Olduğumu Söylemeyin, O Beni Genelevde Pi maya devam ediyor değil mi? yanist Sanıyor"adlı kitabınızın lOyıllık biraradan Bugün yeryuzünde harcanan iki franktan biri Amesonra Türkiye 'de gördüğü ilgiyi nasıl değerlendiririkan sınırları içinde tüketiliyor. Bu normal bir duyorsunuz? rum değil. Burda bir anormallik var. Şöyle düşünüyorum. Türkiye reklamcılığı keşfetme ve tüketim toplumuna açılma aşamasında. Hatta da ^ • • • • f î S C G , yani şirketinizle ilgili geçen günlerde Nouvel Obsevateur Dergisi'nde çıkan ha liberal bir topluma, "Business'in ağır bastığı bir bir yazıda, Amerika 'da yeni bir şirket satın aldığıtopluma ve özgürlük sözciığüyle ifade edilen bir topmz yazılı. luma geçmekte olduğu söylenebilir. Reklamcılık butun bunları simgeliyor. Benim kitabım tam bu esDünya pazannm yüzde 50'si, görmezlikten gelemeznada raslantı sonucu böyle bir ortamın içine duştu. siniz. Şikago'da ve New York'ta iki şirketimiz olKitabım, reklamcılıktan, tüketim toplumundan ve du. Bu ilk yapmamız gereken işti. Şimdi yayılmabu arada fikirleri, hareketliliği ve yetenekleri ile bamız Yunanistan'dan, Tiirkiye'den, daha sonra da şanya ulaşan genç bir Fransızdan söz ettiği için Singapur'dan, Hong Kong'dan geçecek. Asya'daTürklerin kalbini fethetmiş olmalı. ki ilerlememize Ortadoğu'dan başlayacağız. Amerikalılar, öncelikle satmayı düşünür. Kendi kendilerine 'bu malı nasıl satabilirim' sorusunu sorarlar. Satılmak için bu mal hangi özelliklere sahip olmalı. Daha ucuz mu olmalı? Malın fiyatı ucuz olur. Daha fazla kokuya mı ihtiyacı var? Daha fazla koku katanm. Daha konsantre mi olmalı? Daha konÜlkemizde "Anneme Reklamcı Olduğumu Söyleme santre yaparım. Ben ise, 'bu malı nasıl yin, O Benı Cenelevde Piyanist Sanıyor"adlı kıtasevdirebüirim' sorusunu sorarım. Bu malda hangi bıyla tanınan ünlu Fransız reklamcı Jacgues Seguela, özelliği, hangi çekiciliği öne çıkarayım ki sevilsın, 1934 doğumlu. Fransaîspanya sınırına yakın bir eğer bir arabaysa, giden bir makine olmamalı, bir yerde doğan Segue'la, genç yaşlarından itibaren ga rüya makinesi olmalı. zetecilikle uğraştı. ParisMatch Dergisi'nde çalıstıktan sonra ünlü gazeteci Pierre Lazare/fin çıkardığı France Soir Gazetesi'nde 1964yılında Yazı İşlen Mudürlüğü yaptı. Kısa bir siire sonra da reklamcılığa başladı. Bugün Fransa 'nın üçüncu büyük ajansı olan RSCG'nin dört ortağından biri olan Seguela, HH^HHİB^a'"£""2 ">a/ bir cumhurbaşkanı 1981 'de François Mitterrand'm seçim kampanyasını olursa? düzenleyerek siyasi reklamcılığa da adımını attı. Se Değişen bir şey yok. Ben hiçbir zaman afışime bana f^ü^^^^^ğKitabm adı çekici getmiş olamaz mı? gue'la, geçen yılki başkanlık seçimi kampanyasını da oy verin diye yazmadım. Mitterrand'a oy verin deT A C İ R T yaptıktan sonra bir daha başkanlık seçimi kampan medim. Bir siyaset adamını kast ederek, "ona oyOlabilir, ama sanırım başlıca etken, kitapta anlatıyası almayacağını açıkladı. Seguela'mn bugune dek verin" fikrini her zaman reddettim. Şu adama balan kişiyi tarumadıklarına göre bu ülkede reklamyayımlanmış 6 kitabı bulunuyor. La Terre en Ron kın 'siikunet halindeki kuvvettir' dedim. O andan ^^^^^^^^BTürkiye'deki siyasal koşullan biraz cılığa duyulan ilgi. itibaren sakin bir kuvvet arzu ediyorsanız, bu adabiliyorsunuzdur. Başta rekkvnla özgürlük arasındaki de(1960), Anneme Reklamcı... (1979), Hollywood H H H B İ ^ B ^ ' ^ 2 kitabın başlığı, yazıldığı tarihteiiişkiden soz ettiniz. Sizce reklamcılık demokrasinin Lave Plus Blanc (1982), Fils de Pub (1984), Cache mı arar bulursunuz. Hiçbir zaman Chirac'ın halen Fransa'da asaleti olmayan bir mesleğe atıf yapıyor. gelismesine katkıda mı buhmur demek istiyorsunuz? Cache Pub (1986), Demain il Serra Trop Star (1989). süren belediye seçimleri kampanyasında dediği gi J j u n d a n sonra başkanlık secimlerinde kampanya yürütmek istemiyorum. Çünkü demokrasiyi tehlikeye attığımızı düşünüyorum. Kampanyada olanlar manipulasyon kapsamına girmeye başladı. Yavaş yavaş iletişim manipulasyona dönüşüyor, reklam da propagandamn yerini alıyor. Oyunu yavaşlatalım diyorum. askanlık seçimini izleyen meclis secimlerinde Fransa 'da partiler kampanya yürütemedi. Paralan mı kalmamıstı? Hem paralan kalmadı, hem de zamanları yoktu. tki hafta kampanya yapmak için yeterli değil. En az birkaç aylık süre lazım. Ben reklam kampanyasının bir ay ile sınırlanmasını oneriyorum. Bir ay içinde 250 milyon frank sarf etmek mümkün değil. O zaman doğacak sımrlama reklamın manipulasyon aşamasına gelmesine engel olacaktır. O zaman gerçek iletişim olarak işlevini yerine getirecektir. tletişimle manipulasyon arasında tek bir adım var. Bunun adı polis dilinde coplamadıf, casusluk dilinde beyın yıkamadır. Siyasal reklamcılığın yasaklanmasını talep etmediğimi herkes biliyor. Bu benim mesleğim. Ben bu işe inanıyorum ve tek yapmayı bildiğim iş bu.. Birkaç afiş yapıştırmakla, yıllar boyu aynı işi yapmak arasındaki fark reklamla propaganda arasındaki fark gibi. SİYASİ REKLAMA SINIR MUTLULUK VE FELAKET Ben daha önce gazeteci idim. Paris Match'ta röportajlar yapıyordum. Daha sonra FranceSoir'da Yaa Işleri Müdürü oldum. Gazeteci olarak telefon ettiğimde başbakanı karşımda buluyordum. Reklamcı olduğumda başbakamn sekreteri bile yanıt vermez llimde bir kahve fincanı var. Ya Amerikalıların yaptığı gibi "Benimki daha güzel kokar ve en ucuzu" derim ya da "Bu kahvede aşk var" derim. Amerikan reklamcılığı ürün tanıtan bir duyurudan öteye gitmez. oldu. Birbirlerine çok yakın komşu olan iki meslek arasında ne kadar büyük bir uçurum olduğunu fark ettim ve reklamcıuğı sevdirmek gerektiğini anladım. Meslekte başarılı olmak istiyorsanız, önce mesleği sevdirmek durumundasıruz. E, İDEOLOJİ YERİNE REKLAM ~ iBD'de siyasal partiler arasında zaten büyük çizgi farkları yok. Bu yüzden reklam daha etkili oluyor. Avrupa'da adaylarfarklı şeyler oneriyor. ldeolojiler giderek zayıflıyor. Sol eğilimli insanlar sağın para kavramlarına sahip çıkıyor. Sağcılar da giderek daha fazla insanların kalbine hitap ediyor. Bütun dünyada biri ilerici diğeri tutucu iki parti kavramına doğru gidiyoruz. Bu partiler, aşağı yukarı aynı hukümet yöntemlerini izleyecekler. Aradaki fark azaldıkça, bu farkı reklamcılık sağlayacak. Yarın öbür gun bir imalatçı, suyla çalışan araba ımal ederse, bu mamulünü istediği gibi satar. Ama tum araba imalatçılan aynı tür araba yapınca, en buyük fark reklamlar arasında olacak. Özetle politika alarunda reklamcılık giderek önem kazanacak. | H H B H ^ " ' c ' < ' ' ' / etkileme ve ünlendirme açısından siz François Mitterrand'dan bir şeyler öğrenmediniz mi? Batı küttürüyte Akdenlzli sıcakltğı Jacques Seguela ile randevu saatınde. şırketının Paris'ın yakın banliyösü "Issy Les Moulineaux"daki merkezıne vardık Eski bir dökümhaneden bozma, restorasyona uğramış bina Eiffel kulesinin mimarı Gustave Eiffel tarafından yapılmış. tipik bir 19. yüzyıl çelik konstrüksiyonu. Buraya çok yakın mesafedeki Askeri Ağır Yanıklar Hastanesi ne Orly katliamı sonrası onlarca defa gidip gelmek zorunda kalan Ergun Çağatay, "Bu binanın ne olduğunu hep merak ederdım" diyor. Se'gue'la'nın çalışma odasına vardığımızda, Fransa'da yaşayan hiç kımsenin tanımazlık edemeyeceği ünlü iletişim adamı İle "iletişim" kurmakta güçlük çekmenin son derece zor olduğunu da Türkiye olgusunda beni en çok ilgüendiren konu da bu. "Business" bir yana, benim en çok ilgimi çeken nokta, reklamın insan lann mutlu yaşamasına katkıda bulunması. Reklama mutluluk taciridir, parası da bunun için ödeniyor. Kâr amacı taşıyan bir iş elbette. Reklamcılığa taşımadığı birtakım değerler atfetmenin gereği yok. Ama yaptığı iş esnasında, 'Folies Bergeres' gibi, sinema gibi, bizi niya gö'meye, hayal kurmaya iter. Eşyanın iyi taraflarını vurgular. yok mu? sın gibi bilgilendirici bir görevi Mitterrand'la ilişkiye girdiğim zaman ben daha ziyade sağda bir adamdım. Örneğin idam cezasının korunmasından yanaydım. Çunku bu konuyu hiçbir zaman düşunmemiştim. Ölüm cezası sadece Allah'ın sahip olduğu bir yetki. tdamdan yana olmak insanlığımızı inkâr anlamına gelır. Mitterrand bana solun temel değerlerini'öğretti. Zenginliklerin paylaşılması, dayanışma, hoşgörünun önemi gibi. İletişim konusuna gelince, Mitterrand bu konuda en ufak bir şey bilmiyordu. Zaten çok kotü bir iletiratıcıhğı, kadının ozgurluğune kavuşması, fıkirlebi, "Paris Chirac'ı seviyor" demedim. Bence bu yaşimci idı. Bu konuda sanırım ben ona bildiklerimi rin değişime uğraması ve bireysel yaratıcıhk ozlemi lan reklam türune girer ve buna hakkımız yoktur. kazandırdım. Bu sanatı o kadar gunu gününe kulgelişir. Çünkü reklam herkesi yaratıcı kılar. Buna karşılık 'Birleşik Fransa' sloganı onerdim. lanıyor ki, artık benden çok daha iyi bir iletişimci Fransızların birleşmesini, bu partizanca savaşların oldu. Ben yer yer iletişim hatası yapıyorum. sona ermesini mi arzu ediyorsunuz, bana oy verin Mitterrand ise artık hata yapm:yor. iletişim alanında birlikte birleşik Fransa'yı inşa etmeye çalışacağız. zamana ilişkin öylesine bir mesafe kavramı edindi ki, benim gibi aceleci birisi bu durumda çok şey öğKitleyi manipule ettiğini de söyiemek ^KK^^K^^UBaskanlık seçiminden sonra bir TV mümkün. açıklamanızda, bir daha siyasi kampanya üstlenme rendi. Mitterrand bana üetişimde zamam kullanmayı yeceğinizisöylemiştiniz. Gerekçeniz ise, 'sol' aday•/ oğretti. İletişim işinde yalnızca kısa vadede oy kaBaşlangıçta kitle, reklamı edilgen sekilde algılar. zanmayı değil. uzun vadede işime yarayacak izler desteklemenizin müşterilerinizi kaçırdığı olmustu. Propaganda rolü oynar. Kafanıza bir şeyler sokar. Oysa, üzerinden on ay geçmedi, MarsÜya 'da dok bırakmayı ondan oğrendını. ikincisi, ki bu da bir Manipule edicidir. Bu, reklamın ilk evresidir \e hayli çeşit zamanı değerlendirmeyi bilme yöntemi, güdütor Vigouroux'nun propagandastnt üstlendiniz. olumsuzdur. Zamanla halk reklam dilini çozmeye lerini kullanarak iletişim kurma, reklamcıhğın bir koyulur. Eğlence tarafını keşfetmeye başlar ve yüBundan sonra başkanlık secimlerinde kampanya yuduşunme zamanı vardır. Yani strateji saptama, ikinzeysel algılamamanın gerekliliğini fark eder. O anrütmek istemediğimi söyledim. Çünkü demokrasici aşama bu duşunme dev resinin uygulamaya kondan itibaren reklam fantazm yaratmaya başlar. Hayi tehlikeye attığımızı düşünüyorum. Bunu, işleriması yani, yaratma... Bütun bunlar altı ay surer. yal gücünü geliştirir ve bireysel bilinci uyandırır. mi olumsuz yönde etkilemesi şeklinde açıkladam. Mitterrand bu tekniği kullanıyor. Ama bir anda bu Fransa'da sosyologlar "Personalizm' denen bir kuAma işlenmin bozulmasının beni ahkoyacağına ihakşam. şunları şunları değiştirdim diyor. İçgüdünün şak olgusundan söz ediyor. Reklam bu kusağın oluşen iyi anı kollamasına olanak veTİyor. masında çok büyük etken oldu. Personalizm kenw disi için yaşayan, ben, ben, ben diyen ama aynı zaH H ^ ^ ^ ^ H ^ ^ ^ bunu basarabilme nedeni tecmanda başkalanna karşı hoşgorulü olan insan tipı rübe mi? demektir. Çunkü reklam saldırgan değildir. Hoşgorulüdur. Bence yetenek. Jacques Chirac'ın senaryosunda her şey önceden belliydi. Mitterrand ise son anda senaryoyu değiştiriyor. Halkın ne beklediğini biliyor. Ör\Amerika mukayeseli reklamı kabul neğin kampanyanın en onemli anı, adaylığını koediyor. Bu, belli bir saldırganlık getirmiyor mu? yup koymayacağı andı. Çünkü aday olup olmayacağını henuz belirtmeyen son aday olarak kalmıştı. Fransa'daki reklamcılık bir yerde Latin reklamcılıOrta yerde müthiş bir gerilim egemendi. Her şey o ğı. Türkiye ile tarih bizi birbirimizden ayırmış olsa bir anda oynanacaktı. İlk başarısı bu oldu. Gerekli da, ortak yanlarımız. bir anlamda Latin ozellikleri heyecanı yaratabildi. Diğer adaylar kendilerini açıkgostermemiz, Latin derken, insanların yaşamın bülamıştı. Beklenen adam olmak suretiyle istek duyyuk bolümunu sokakta geçirdiği, istek uyandıran bigusu uyandırdı. ikincisi. bu duygu karşısında haçimleıe duyarlı, yaşamı seven toplulukları kast ediyal kırıklığı doğurmamak gerekiyordu. Bayan suyorum. Bu ulkelerde, kadınlar se\ilir. Çocuklar kralnucu Anne Sinclaire'in çarşamba akşamı bir buçuk dır. Bu anlamda Turkiye Latin değerlennin çoğutimal vermiyorum. Öyle olsa ikinci kampanyayı kasaat süren programında adaylığını açıklaması önnu paylaşan bir ülke. bul etmezdim. Oysa bu seçimde harcanan para yegörülmüştü. Her şey hazırlanmış, provaları yapılmıştı. Anne Sinclaire de defalarca brifinge tabi tu^ I H I H H H ^ u koşullarda Amerikan tipi rek kunu o kadaı arttı ki... 198I'de 10 milyoıı franklık tulmuştu. Bir sabah aniden, o akşam ikinci kanallamcılıkla sözünü ettiğiniz türden reklamcılık anla harcama yapmıştım. 1988'de 150 milyon. Chirac ise 250 milyon frank sarfetti. (Bir frank 310 TL.) Tekda 20 dakikalık programda açıklama karan verdi. yışları arasında bir rekabet var mı? niğin gelişmeleri de o kadar ilerledi ki: 1981'de "süTüm hazırlıklar çöpe gitti. Bir gün içinde her şeyi kunel halinde kuvvet" sloganını içeren tek bir afiş yeniden hazırlamak gerekti. Düşunun bu 20 dakiBen bizim reklamcılık türumüzü, "kalma hayali deyapıştırdık. Bu kadarcıkla seçmenin niyetini değişka kampanyanın en önemli anı olacaktı. Ve bunun ğer reklamcılığı" şeklinde adlandırıyorum. Elimde tiremezdim. Son kitabımda da anlatıyorum. Kamiçin tek günlük hazırlık. bir kahve fincanı var. Ya Amerikalıların yaptığı gipanyada olanlar manipulasyon kapsamına girmebi, daha guzel kokuyor. Benim kahvem en ucuzu ye başladı. Soylenti yayma tekniği, karşı afişleme ^^HHHHIV/ccf neden karar değiştirdi? derim. Ya da "Bu kahvede aşk var" derim. "Carler vs. yavaş yavaş iletişim manipulasyona donuşute Nuir" markasıyla yaptığım gibi.. Bu kahve finHer şeyin fazlasıyla duzenlemeye tabi tutulduğunu yor. Reklam da propagandamn yerıni alıyor. Dikcanının içinde birbirine sarılan bir erkekle bir kahissetti. Bu arada kamuoyuna ve karşı tarafa sızkat edelim, demokrasiyi tehlikeye atıyoruz. Oyunu dın var. O andan itibaren benim kahvem çekicilimalar da olmuştu. Reklamcılıkta daaynı şey geçeryavaşlatalım diyorum. Siyasal reklamcılığın kuralğin kahvesi haline geliyor. Bu, insanlar arasında orlidir. Bazen tum işleri hazırlamışınızdır. Halk o sülarını koymak gerekıyor. Siyasal reklamcılığın sınırtak yaşam kavramını da guçlendıren bir tutum. Rekre içinde sizden bambaşka şeyler bekler olmuştur. larını tesis etmeliyiz. Sınırlar konulur konulmaz, lamcılık kulturel bir olgu haline geliyor. Kahve taReklamın en guzel tanımını Jean Cocteau verdı. Dabaşkanlık kampanyasına donmeye hazırım, aksı halnesi satın alma yerine, sevgi tanesi satın alıyorum. guileff'e dansın tanımını sordu. Daguileff, "Beni de bu olanaklar ve teknık ürmanışına katılmak isBöylece reklam Amerika Birleşik Devletleri'nde taşaşırC" karşıhğını verdi. Aynı şey reklam için de getemiyorum. mamen yitirdiği buyusune kavuşmuş oluyor. Ameçerlidir. Reklamcılık surekli şaşırtmak demektir. anlıyoruz. Saygı ve ciddiyetini hiç bozmadan, ama kırk yıllık ahbapmışız gibi karşılıyor bizi: "Sizlerle bir arada bulunmaktan ne kadar mutluyum, bilemezsiniz" Ayna gibi parlayan simsiyah çalışma masasının arkasında oturan adam, Batı kültürüyle Akdeniz sıcaklığını bırleştirmiş cıvıl cıvıl bir insan. Konuşma. doğal olarak Seguela'mn Türkiye'de büyük ölçüde tanınmasını sağlayan, "Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyin, 0 Beni Genelevde Piyanist Sanıyor" kitabıyla başlıyor. Konuşmanın başlarında çeşitlı açıklamalar bulmaya çalışıyor, mülakatımız sona erdiğınde ise o bize sormadan edemiyor: "Türkler benim kitabımla neden bu kadar ilgilenmiş olabilirler?" (Fotoğraf Ergun Çağatay) i m ^ B ) halde gunümüz Fransası 'nda reklamcıhk değeri kabul edilen bir meslek oldu. Kitabı yazdığım tarıhlerde Fransa'da reklamcılık sevilmeyen bir işti. Yani Fransızların yuzde yetmişi reklamdan korkuyordu. Tıpkı sinemayı sevmeyen birinin fılmden etkilenmesinin söz konusu olmaması gibi. Edebiyatı sevmemeniz halinde edebiyattan etkilenmeyeceğinizgibi. Reklamdan korkarsanız reklam sizi etkileyemez. Yani mesleğin etkinliği bugünküne oranla çok azdı. Fransızlara reklamı sevdirenlerden birisiniz o halde? Belli bir mücadeleye giren diğer reklamcılarla birlikte Fransızlara bu işi sevdirmeyi başardık. 10 yıl sonra Fransızların yuzde 70'i reklamsever oldu. On yıl içinde bir tandansı olduğu gibi tersine çevirmeyi başardık. \Halen Türkiye'de birçok yabancı firma iilkeye gelip ulkeye Türk reklam şirketlerinin bir böliim hissesini satın aüyor. Evet biliyorum. DUYGULARA HİTAP TÜRKİYE ÇOK ONEMLI fSizin de bu tür bir niyetmiz var mı? Elbette... Turki>e'ye yerleşme olanaklarıru elde etmeye çalışacağız. İki şey var. Birincisi; Turkiye birleşik Avrupa'da önemli bir rol oynayacaktır. Türkiye'nin birleşik Avrupa'ya gireceği konusunda emin değilim. Çıinku Türkiye Batılıdan çok Doğulu bir ülke. Her ne kadar coğrafi olarak tstanbul, Avrupa'daysa ve Türk ekonomisinde belirleyici rol oynasa da Avrupalıların Türkiye'yi kabul edeceklerinden emin değilim. Ben şahsen Türkiye'nin Avrupalı olmasından yanayım. Çünkü iki kıta arasında kopni görevi gören bu ülkenin mükemmel bir ülke olduğunu düşünüyorum. Türkiye'ye birçok kez gittim. tlk gezim 35 yıl oncesine rastlar. Türkiye'yi boydan boya "2 CV" ile kat etmiştim. Elbette o zamandan beri Turkiye çok değişti. Basın mutsuzluk taciri olma durumundadır. Dramları, krizleri, savaşları göstermeye gayret eder. Bi t ise mutluluk taciriyiz. tkinci unsur; reklam çoğulculuk demektir. Belki de kitabımın Türkiye'deki başarısının açıklaması burada yatıyor. Reklam çoğul R .eklamm kendisi sihirli bir şeydir. Olanaklar verilirse, bugün kahve satan reklam yarın cumhurbaşkanı da satabilir. Şu kahvenin yerine ötekini sattınyorum, mesleğim bu. Aynı şey, neden iki aday için olmasın? culuk demektir. Çünkü tüm iletişim araçlanna yok olma ve bağımsız olma olanağı veren reklamdır. Bu sayede bir hükümetin ya da bir mali lobinin etkisi altında kalmak zorunda değilsiniz. Reklamcılığın tuttuğu bir siyasi parti yoktur. Reklam sağcı ya da solcu değildir. Seçmenin yuzde yuzüne hitap etmek zorundadır. Tüm yetenekleri fınanse eder. Şimdi yeteneğiniz varsa bir gazete, bir radyo ya da bir TV kurmaya kalkarsanız, reklam size bunu sunacaktır. Eğer yeteneğiniz, sunucu izleyiciniz, dinleyiciniz, okuyucunuz varsa, reklamcılık yarattığınız her şeyi satın alacaktır. Yani demokrasiyi ayakta tutan, bir yerde reklamcılıktır. deolojiler giderek zayıflıyor. Bütün dünyada biri ilerici, diğeri tutucu iki parti kavramına doğru gidiyoruz. Partiler aşağı yukan aynı hükümet yöntemlerini izleyecekler. farkı reklamcılık sağlayacak. H I ^ H ^ / r t o açısından Türkiye 'ye yerleşmenin avantajı nedir? Bir Avrupa şirketi için Avrupa ile Doğu arasında bağlantılara sahip olmak çok önemlidir. Üstelik bizim Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Fas'ta ajanslanmız var. Yakında Tunus'a da giriyoruz. Yunanistan'da da çalışacağız. ^ ^ H H H H ^ " ülkelerin sizin mesleğinizdeki pazar payı gerçekten onemli mi ki? Bu ülkelerin insanları yarının tüketicileridir. Bugünün tüketicileri olan kuzey ülkeleri doyma noktasına doğru ilerliyorlar. Bu nedenle kuzey Ulkelerinde reklamcılık pek fazla gelişme göstermeyecektir. Yarının tuketicisi, Avrupa için Türkiye, Asya için Hindistan, Çin ya da Rusya'dır. Yakın bir gelecekte reklamcılıktaki en büyük kaynaşma bu sözünü ettiğim ülkelerde meydana gelecektir. Öte yandan bence Amerika hem kültürel hem de ekonomik olarak gerileme devrine girdi bile. ^^^^^^^Reklamcılık nasıl demokrasi tasıyıcısı olur onu anlayamadım? Reklamcılığı olmayan ülkeler demokrasisi olmayan ülkelerdir. Reklam karşısında sansur uzun süre ayakta duramaz. Tüketim özlemi uyanınca, istek ya
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle