15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART 1989 CUMHURİYET/17 Anneanneye armağan Ingiltere Başbakanı Margaret Thatcher, 28 şubatta bır torununun dünyaya gelmesi uzerine ilk kez anneanne oldu. Vfekınlan Thatcher'ı kuüayarak, bebelderin en sevdiği oyuncaklardan biri olan bır ayı yavrusu armağan ettiler. (Fotoğraf: AP) Polis otosımda patlama: 7 yaralı tstanbul Haber Servisi Topkapı'da sabit görev yapan polis otosunda meydana gelen patlamada yedi kişi hafif yaralandı. Dün 23.00 sıralarında otogar civarında görev yapan 34 A 1103 plakalı polis otosunda patlama meydana geldi. Patlama sırasında otoda bulunan 1 polis yara almadan kurtulurken, civarda bulunan tbrahim Kartal, Muharrem Tatar, Kemal Eren, Türkan Kavuncu. Hüseyin Er, Niyazi Kayar ve Köroğlu Bozkurt isimli vatandaşlar hafif yaralandılar. Yaralılar Çapa Tıp Fakültesi ve Samatya SSK hastanelerinde ayakta tedavi edildiler. Polis, patlamanın otonun benzin deposunun alev alması sonucu oluştuğunu öne sürerken, daha sonra da bunun tahrip gücü zayıf bir patlayıcı madde olabileceğini söyledi. Stresin cinsel güce etkîsi ERZURUM (AA) Erzurum Numune Hastanesi psikiyatri servisi şefı Dr. Hasan Ulvi Kıvanç, aşın stresin, cinsel iktidarsızlığa neden olduğunu söyledi. Cinsel çöküntünün, kişinin psikolojik durumuyla yakından ilgili olduğunu anlatan Dr. Kıvanç, "Stres günümüzde kadınlara oranla erkeklerde daha çok görülmektedir. Hızla sanayileşen iilkemizde ve her geçen gün artan nüfus karşısında stres, fertler uzerinde kendisini hissettirmeye devam edecektir" şeklinde konuştu. Batı bölgelerine nazaran, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan insanlarda stresin daha az görülduğüne dikkat çeken Dr. Hasan Ulvi Kıvanç, "Ancak bunu derken, Doğu'daki uzun \e soguk geçen kış ile hava kirliliği gözden uzak lutulmamalı. Çünku, kış da insan üzerinde strese neden olabilivor" dedi. fflAfİ2tCI Modaevlen ilkbahann ucunu gösterl l i u u a a i d j gj ş u günierde sonbaharkış modasının giysilerini sergilemekle meşguller. Çünkü giyımevleri de beğendikleri yeni modellçn önümüzdekı beşaltı ay ıcinde satışa sunabilecekler. Fotoğrafta, Londra'dakı bır moda defilesinde pencere camı desenli bir can etek. öbüru vücudu sımsıkı saran bir tek parça gıysi görulüyor "Spock" geçen hafta cumaçesı'ndeilk18kez halkmHayvanat gelen tanıtıldı ABD'de Brookfield dünyaya Bahşubatta yavru deve "Spock", gunü karşısına çık! tı. Spock, 100 kilo geliyor Spock ve anası. kökenleri Orta Asya'ya uzanan ve dünyada sayıları çok az olan bir deve türünün temsilcileri. Bu nedenle hayvanat bahçesinin en degerfi konukları arasında yer alıyorlar. HABERLERIN DEVAMI CUNE YT ARCAYUREK yazıyor ANTALYA Oy oranını yüzde 20'nin üstünde tutmaya yötkililere göre yükseltmeye çalışan bir parti DYP için 26 Mart seçiminde birinci sıraya oturacak parti önemli. SHP'nin ülke genelinde ANAP'ı geride bırakarak ilk sıraya yerleşmesi DYP'nin üç yıldır sürdürdüğü ana stratejiyi destekleyecek. Ikinci parti konumuna duşmesiyle ANAP çözülüp dağılmaya yüz tutacak. Zaten Demirel'in ANAP'a oy kullanan eski AP'lileri durmadan yuvaya çağırmasındaki ana dürtü de bu görüşten kaynaklanıyor. Duyarlı böyle konuları açıkça konuşmayan Demirel'e göre, çözülen oyların önemli bölümü DYP'ye kayacak. Bu yüzden Demire), bir yartdan DYP'nin oy oranını yüzde20nin üstündetutmayı amaçlıyor, berı yandan da daha geniş zamana yaydığı ANAP'ı kemirme politikasını pekiştirmeye çalışıyor. Turgut Özal'ın davranış ve açıklamaları, Demırel stratejisini doğrular nitelikte. ANAP lideri oy oranını yüzde 40'ta tutacağını ar tık bastırarak söyleyemiyor. Ama ruyup üstüne çıkmanın peşinde. ANAP'ın 26 Mart'tan da birinci Sonrasının düşündüğü gibi geparti çıkacağını sürekli vurgulu leceğine inanıyor. Adana'da daha önce göremeyor. Gerçekten bu seçimde işin diği ilgiyi, sesinde hayretini ifapüf noktası da bu. Çünkü Özal, tehlikeyi gördü. de eden titreşimlerle dile getiriSHP'nin seçimı bir puan önde bi yor. Özal a karşı ciddi tepkinin tirmesi bile hem ANAP'ı hem de pekiştiğini gösteren kalabalıklar gelecekle ilgili ideallerini teme iki yönlü umudunu seferber etlinden sarsacak. Bir yandan da miş, öyle anlaşılıyor. Belki Demi1992'ye kadar iktidarda kalama rel halkın "bıçak gibi" olduğunu yacağı olasılığı daha belirgin hat biliyordu. Ne çare DYP, miting larıylaortayaçıkacak, olasıdır ki, alanlarına tepkinin coşku halinTürkiye, cumhurbaşkanlığı seci de akacağını belki de bu kadar minden önce bir genel seçime beklemiyordu. Gezılerinde görduğü genel manzarayı sorduzorlanacak. Böylece bu seçimin ana öğe ğumda "1979'da aynı havayı si, siyasal gelişmelerin yazgısı, seziyorduk" dedi. Biliyorsunuz, iki partiden hangisınin birinci o tarihte CHP iktidardaydı. Ara parti konumuna oturacağına seçimi yapılıyordu. Onca propagandaya karşın muhalefetteki AP, bağh. Demirel için 26 Mart bu ne yüzde 52'ye yakın oy topariadı. denlerle "daha sonrakı günler Ecevit hükümeti de halkın eğiliiçin" önemli. ANAP'ın erimeye mi karşısında istifa etmek zorunbaşladığını gördükten sonra De da kaldı. Aynı duyaıiılığı 26 Mart mirel ikinci hamlede "büyük gibi siyasal gelecek bakımından hedefe" oynayabilecek, daha önem taşnyan seçimden sonra doğrusu oynayabılmesı olanaklı acaba Özal gösterebilecek mi? Daha doğrusu ne olursa olsun hale gelecek. Ana stratejisınin yanı sıra De 1992'ye kadar kojtuğunu koruyamirel şımdı yüzde 20 ölçeğini ko cağını ilan eden Özal, haikın eğilimi karşısında yeni bir genel seçim kapısını aralamak cesaretiANTALYA'dan HİKMET ÇETİNKAYA ni gösterebilecek mi? B[r yandan da Demirel gerçekçi. Örneğin seçim işlerini yürüANTALYA DYP'nin mıtıng imam atamasına dek ne varsa ten Esat Kıratlıoglu'na. "Bıraksak alanları dolup taşıyor. Bız Antal anında yerine getiriliyor. Bunlar 67 ili bana verecek" diye takılıya'nın Cumhunyet Alam'nda iki gerçekleştirılirken parti ayrımı yor. Lideri bu havada olan DYP'yi günlerden pazar olmasına karşın yıl içinde iki kez izledik DYP li yapılmıyor. derı Demirel'i. Bu üçüncüsü oluBızım insanımız günübiıiik ya Antalya serin bir havada sıcak yor. Yine aynı alan, yine aym alı şadığından olacak, bu gibi şey karşıladı. Havaalanından kente şılagelmiş görüntüler. lerden büyük mutluluk gelişteki partililerin heyecanını gösterge almak istemiyorum. FaÇevre ilçe ve kasabalardan duyuyor... kat kentin başlangıcı sayılan çevgelmiş insanlar, günün ilk ışıklaAma..' rıyla birlikte Antalya'ya giriyorlar. Tüm anlattıklarımız ANAP'ın re yotunun başlangıcından itibaElmalı, Fınike, Kaş, Kalkan ve di düşüşünü engelleyecek mi? ren balkon, pencere, yol kenarı ğer yörelerden yüzlerce araçlık "ANAP belediye başkanlığı ve il Demirel'e içtendi. Mitingin yapıldığı Atatürk Alakonvoy. Çoğunluğu yoksul, kas genel meclisi seçimlerinde aritm'nda ise Turgut Özal'ın söyleketli, berelı ve çember sakallı. El mettği tam yapabilecek mi? leri tespihli, asık suratlı. Belki İşte bu noktada durmak ge diği gibi yüzde 13'ün altına düşecek bir liderin göremeyeceği doğduğuna pışman çoğu... rek... Antalya'da hava bulutlu. Ama İşte köylü yurttaşlar konuşu kalabalıklar vardı. Antalya Demirel'e, puslu ve yağmur kokan bir ilkyaz çoktan gelmiş Akdeniz'e. yor: Kuraklık diğer yörelere oranla Artık kararımızı verdik. Bu havada doyurucu işaretler vedaha az. Kıyı kesiminde beş yıl gidişe bir son vermek lazım. Her riyordu. DYP burada halka sempatik (Baştarafı 1. Sayfada) dızlı oteller turizm sezonuna ha şey ateş pahası. Şimdi şu gelen genç bir avukatı, Hasan zırlanıyor. Konukları geçen yılkı ANAP'a bır dur diyeceğiz... Subaşı'yı aday yapmış Genelde dukça etkin organizasyonlar olagibi İngiliz ve Almanlar. Antalya'da hava nasıl? rak karşımıza çıkıyor. Cumhunyet Alam'nda DemiDYP, Av. Hasan Subaşı ıle se olumlu çizgiler veren bir isim. "14 Mart Tıp Bayramı" da bunSHP ise Antbirlik'te çalıştığı esrel'i beklerken bir süre önce'An çime giriyor. Politika sahnesıntalya'ya gelen Başbakan Özal' de tanınmış bir ısim değil. Ancak ki yıllarda aldığı kararlarla kişili lardan biri. Tıp dünyasının içinde ın ne denlı ilgi gördüğünü ögren "ılımlı bir kişi" olarak ANAP oy ğine olumsuz notlar düşüren bir bulunduğu sorunları yansıtma başka avukatı yarışa sokmuş. olanağı sağladığı için de çok meye çalışıyoruz. Antalyalılar, larını etktleyeceği sanılıyor. "ANAP'ın işi bitti burada" deyip SHP adayı Malik Günal adı ANAP ise kentte hiçbir canlılık önemli bir gün. Tıp denince hiç kuşkusuz en önekliyorlar: çok iyi tanınıyor Antalya'da. Bu yaratmayan geçmiş yönetimiyle ce akla gelen kişiler "hekimler" Özal, Atatürk Spor Salonu' yüzden sosyal demokratlar, "se ortada ve askıda duruyor. Üç partinin merkez oyları bir oluyor. Ne yazık ki hekimlerin soçim bizim" diyorlar. Yine genel nu bile tam dolduramadı. kanı, "Antalya'da belediyeyi birinden birer ikişer farklı. ANAP runları da çözüleceği yerde gideSahı Özal, Antalya'da ilgi görSHP alır" biçiminde yoğun 45 bin 300, SHP 44 bin, DYP 43 rek bir "kördüğüm"e dönüşüyor. meyince ne demişti? bin 800. Başa baş bir görüntü. laşıyor. Galip, müziği aç! Şimdi gelin 2000'li yıllara merANAP adayı Metin Kasapoğ Ekonomik vurgunun halktaki et diven dayadığunız şu günlerde Ardından DSP lideri Bülent kisi de hesaplanırsa terazinin ik türkhekimlerinin "hali pür meEcevit gelmişti Antalya'ya. Ece lu şu anda belediye başkanlığıvit, Cumhunyet Alanı'nda konuş nı yürütüyor. ANAP'ın liberal ka tidar kefesinden çok muhalefet lâii"ne bir göz atalım: muştu. O mitingi izleyenler şöy nadından olan Kasapoğlu, "kat partilerine ağırlık vermesi bekle• Çağdaş anlamda kendi hakizni" ile tanınıyor. Beton yığını nebilır. le diyorlardı: larını savunacak ve mesleklerinin Gazetecilerin gözlemi Antalya uygar ülkeler düzeyine çıkarılma Özal'dan iki misli bir toplu na dönüşen Antalya'da iki, üç ve dört katlı yapılara birer kat daha belediye seçiminde sırtındaki sını gerçekleştirecek mesleki örluk dinledi Ecevıt'i... Demirel, alanları dolduruyor. yapabilme ızni vermiştı. Ancak kamburlarla ANAP'ın yenik dü gütlenmeler ve organizasyonlar SHP lideri İnönü, büyük bir ilgi Mimarlar Odası Bölge İdare şeceğini söylüyor. Ne var ki son oluşturulamamıştır. Hiç kimse bu topluyor. Deniz Baykal, görkemli Mahkemesi'ne başvurarak yü yıllarda bu yargıların son günde ülkede hekim onurunun, hakkının yeterince korunmasını sağlayacak topluluklara sesleniyor. ANAP li rütmeyi durdurma kararı aldı. değiştiğini de gördük. Bır başka nokta daha var: Seç örgutlenmelerin, organizasyonladeri Özal ıse salt açılış yapıyor... Metin Kasapoğlu, şu anda diAcaba bu görüntüler neyin ha retiyor. Yürütmeyi durdurma ka menin henüz 26 Mart'ı genel se rın olduğunu ve devletin bu soruçim duygularıyla kavradığı pek na ^ e r i n c e eğildiğini savunamaz. bercisi? Yoksa ANAP inişe mi rarına karşı şöyle konuşuyor: söylenemez. SHP ve DYP'nin • Çarpık sağlık politikası içingeçti? Biz belediye meclisi olarak Son on gündür pek çok il, ilçe vatandaşımızı memnun edecek Özal'ı indirmenin yolunu bu se de doğal olarak bozulan "hasta ve kasabayı dolaştık. İlk turu İnö bir karar almıştık. Elbet bundan çimin açacağını içeren politika hekim" ilişkisinde sanki başka nü ve Baykal'la, ıkinci turu ise raKiplerimiz memnun olmaya larını son 10 günde kıtlelere sin hiçbir suç ya da suçlu yokmuş gidırmesi zafer işareti için başlıca bi, yalnızca hekimler hedef tahtası Demirel 'le yaptık. Çoğu yörele caktır. olmaktadır. koşul. re liderlerden önce geldik, kimi ANAP kulYoksa parayı elinde tutanın • Tıp eğitiminin durumu ise yükez seçim otobüsünde, çoğun lanacak bu kozunu sürekli süyerel seçimler hizmet vereceği yarışta Özal ve rekler acısıdır. 24 tıp fakültesinde luğu halkın arasında olduk. Izle resince... tayfalarına yetişerek ipı göğüsle yetişen doktor adaylannın mesleknimimiz, "ANAP'ın eski havası DYP lideri Demirel her zaman meleri zor olabilir. lerini gereği gibi ögTendiklerini, yok" biçimınde şu anda. olduğu gibi görkemli bir biçimde Görünen o ki, DYP, Turgut çağdaş bir hekim olarak yetiştirilAma... diklerini söylemek yalnızca aldatkarşılandı. Antalya'da yüzlerce Antalya'da ANAP il bınası araçlık konvoyla Cumhuriyet Özal'ın umduğu ve sürekli söy maca olur. lediği kadarıyla boş bir kutu önünde üç tane otobüs duruyor Alanı'na girdi. Yer yerinden oy• Tıp fakültesini bitiren genç du. Üçünün de rengi beyazdı ve nadı diyebilirsiniz. Aynı diğer iki değil. üzerinde "Petek" yazıyordu. Bu mitingde gördüğümüz gibi alan otobüsler, dere tepe demeden dolu ve coşkuluydu. dolaşıyordu. ANAP belki yerel Demirel seçımlere sessiz ve derinden ha çatıyordu: yine eski müstesarına zırlanıyordu. Yürekleri yok ki meydanlaÇoğu yerde SHP'lilerden din ra gelsinler... Haber Merkezi İslam Kon ordinasyon Konteransı toplantılemiştik ANAP'ın yerel seçim feransı Örgutü (İKO) 18. Dışişle sında, bölge ülkelerinde ortaya çıyöntemini... ri Bakanları Toplantısı bugün Su kan son gelişıneler ele alındı. BölHERGÜN 17.00 02.00 ARASI Ulaştırma Bakanı Ekrem Pakudi Arabistan'm başkenti Riyad' ge ülkeleri ve Türkiye ilişkilerinin ORTAKÖY da başlayacak. Bir gun önce Ri göruşuldüğü toplantıda ayrıca demirli ANAP il bınasına geliyor Manisa'da. Tüm köy muhtarlarıGECELERİ'nde yad'a giden Dışişlerı Bakanı Me bölgede siyasi çözum ve ekononı çağırıyor teker teker. Hangi GİTAR sut Yılmaz'ın ikili temaslarda bu mik kalkınma çabalanna nasıl partiden olursa olsun onların solunduğu oğrenildi. katkıda bulunulacağı gözden geDİNLETİLERİ runlarını dinliyor. Bu arada heDün sabah Suudi Arabistan Dı çirildi. P.tesiSahÇarş. şişleri Bakanı Prens Suud El Faymen buyruğunu veriyor ilgili daMELİH Bugün başlayacak olan İslam ire müdürlerıne: sal ve KKTC Dışişlerı ve SavunPerfembeC.tesi Falanca köyün filanca soma Bakanı Kenan Atakol ile ayrı Ülkeleri 18. Dışişleri Bakanları HAKANALPAY İKİLİSİ runu var, hemen çözümleyın . ayrı birer gorüşnıe yapan Mesut Konferansı'na katılacak bakanlar CumaPazar Sorun bir çırpıda çözümYılmaz Türkiye'nin konferansta da Riyad'a geliyorlar. 40 kadar HİLMİ BÜLENT lenıyor... öncelik taşıyan konuları üzerinde tslam ulkesinden dışişleri ya da İKİLİSİ konu ile ilgili bakanın katılacağı ANAP, tüm olanaklarını kulladurduklarım söyledi. Mualllm N3CI cad. nıyor. Düdüklü tencereden yun No 70 Kat 3 Ortakoy Dışişlerı Bakanı Mesut Yılmaz konferans, 16 mart perşembe gü159 55 78 • 160 78 28 başkanhğında başlayan Bölge Ko nü sona erecek. giysi dağıtımına, imar iznınden DYP'nin Hedefi Doktora reçete (Baştarafı 1. Sayjada) fakultelerinden aynlmak zorunda kalan, emekliliğini isteyen ya da görevine son verilen öğretim üyelerinin tekrar görevlerine dönmeleri sağlanmalıdır. 2) Tıp fakültelerine kapasitelerinin üzerinde öğrenci ahnmamalıdır. Tüm tıp fakültelerine alınacak öğrenci sayısı 2500'lerde sınırlandırılmalıdır. 3) Tıp eğitimi, birinci basamak sağlık hizmetlerini yerine getirebilecek bilgili, becerili, kendine güvenli pratisyen hekim yetiştirmeye yönelik olmalıdır. Bu tutum uzmanlaşma eğilimini azaltacak ve yığılmaları önleyecekür. 4) 21'inci yüzyıla giren çağımızda mezuniyet sonrası tıp eğitimi nin önemi artmaktadır. Mezuniyet sonrası eğitim bir program çerçevesinde uygulanmalı ve bu alanda Türk Tabipler Birliği'ne yetki verilraelidir. Ayrıca asistanlık eğitimi ve yüksek uzmanlık eğitimi mutlaka belirli standartlara kavuşturulmalıdır. 5) Sağlık örgütlenmesinde ilk basamak sağlık hizmetleri gerçekleştirilmelidir. Sağlık hizmetlennin sosyalleştirilmesi yasasında yer alan ilk basamak sağîık hizmetleri görevlilerine, aynı zamanda koruyucu sağlık hizmetlerini yerine getirebilmeleri için olanak ve eğitim verilmelidir. 6) Hasta sevk zinciri oluşturulmalıdır. Böylece büyük hastanelerde hasta yığılmaları önlenecek, eğitim ve tıp fakültesi hastaneleri, birinci basamak hekimin ya da hizmet hastanelerinin çözeceği konularla gereksiz yere uğraşmak zorunda kalmayacaktır. 7) Sağlık hizmetlerinin tek elde toplanması zorunludur. Bu hizmetlerin çeşitli kurumlarca verilmeye çalışılması, kaynak, eleman ve fınansman israfına yol açmaktadır. 8) Sağlık personeli adil, somut verilere dayanan, her türlü dış etkenden uzak, nakil ve atama yönetmeliğine sahip olmalıdır. 9) Hızla değişen dunya sağlık sistemlerine ayak uydurabilraek için 3060 yaşlanndaki yasalar gözden geçirilmelidir. 10) Bu çalışmalar için "Ulusal Sağlık Konseyi" oluşturulmalıdır. Ve bu konseyde hükümet ve siyasal parti temsilcileri yanında tıp fakulteleri ve tabip odalan temsilcileriyle, sağlık alanındaki öteki meslek kurulusları temsilcilerine de yer verilmelidir. 11) Sağlık hizmetlerinin finansmanında genel bütçeden aynlan pay yükseltilmelidir. Temel sağlık hizmetleri öncelikle devlet sorumluluğu altında olmalı. 21. yüzyıl Türkiyesi'nde sağlığın fınansmanının salt özel sağlık hizmetlerine ve halka dayandırılması önlenmelidir. 12) Finansmanın karşılanması için a) Sağlık ve Sosyal Bakanlığı'na genel bütçeden aynlan payın yükseltilmesi, b) Öteki bakanlıkların sağlık bütçelerinin SSYB'ye aktanlması, c) Fonlardan yararlanılması gerekir. 13) Genel sağlık sigortasının uygulanabilmesi için genel bütçeden ayrılan payın yüzde 13'lere ve daha yukarılara çıkması gerekir. GSS uygulanan ülkelerde bu oran en az yüzde 13'dür. 14) Tıp fakültelerindeki eğitim kaliteli, yeterli, standart, birinci basamak sağhk hizmetlerini yerine getirebilecek özellikte mezun verebilecek düzeye çıkarılmalıdır. 15) Doktorun yurt çapında dengeli dağılımı için 'zorurüu hizmet' yerine özendirici önlemler getirilmelidir. 16) tlk basamak sağlık hizmetlerinde altyapı eksiklikleri tamamlanmalı, yardımcı sağlık peısoneli eksikliği giderilmelidir. 17) Doktor yetiştinne politikasının saptanmasında (sayı ve nitelik açısından) ülkemizde sağlığa olan talep göz önüne alınmalıdır. Doktorlarm şu andaki gizli işsizliğine çözüm bulunmalıdır. Bu bir altyapı eksikliği sonucudur. a) Hasta sevk zincirinin kurulması ile, b) Polikliniklerin çoğaltılması ile, c) Laboratuvar ve röntgen tetkik olanaklarının arttırılması ile bir ölçüde acil önlem alınabilir. 18) Nöbet hizmetlerinin daha iyi verilebilmesi için asgari gereksinimlerin sağlanması ve yardımcı personel ile desteklenmesi gerekir. 19) Nöbet sonrası izin verilmesi gereklidir. Hiçbir çalışma kuralına uymayan 36 saat sürekli çalışma, verimlilik açısından hiçbir faydası olmadığı gibi sağlık hizmetlerinde başvurulan doğru bir yol da değildir. Sözleşmeli personel uygulamasından vazgeçilmelidir. 20) Ücretler açısından ise a) Yan ödeme puanı ve özel hizmet tazminatı yükseltilmelidir, b) Ayhk konut kira yardımı yapılmalıdır, c) Nöbet hizmetlerinin karşıhğı verilmelidir, d) Yıpranma tazminatı getirilmelidir, e) Tazminatların emekliliğe yansıması sağlanmalıdır. 21) Muayenehane hizmeti aym zamanda bir kamu sağlık hizmetidir. Bu nedenle, a) Yeni muayenehane açan doktorlara bir yıl vergi muafıyeti sağlanmalıdır, b) Yeterli düştik faizli kredi olanağı getirilmelidir, c) Sağlık hizmetlerini pahalılaştıran ithal malı sağlık malzemelerine vergi indirimi uygulanmalı ve sağlık hizmetlerinden KDV kaldınlmalıdır, d) Doktorların 1. sınıf tüccarla aynı kategoride sayılması uygulamasından vazgeçilmelidir. Kuyrukta can pazarı (Baftarafi 1. Sayfada) Benzerleri gibi Okmeydaııı SSK'nın Polikliniği'nde de kapılar "mesai saati"nden çok önce, yaklaşık 07.00'de açılıyor. Bunun değerini ise en çok gün ışımadan hastane kapısına gelen, gerektiğinde yağmur, soğuk ve nizgârda bekleyen hastalar anlayabiliyor. Çünku "içerisi", ısıtılmış, kapalı bir mekân olmanın yanında, oturacak bir sıra, uzanılacak bir sedye anlamına da geliyor. Saat 08.00'de ise poliklinik gişelerinden "muayene sıralanm" belirleyen "numaralar" dağıtılmaya başlanıyor. Daha önce kapı önünde "illegal" olarak belirlenen numaralar "legaT'leşirken, sık sık bozulan sıra nedeniyle çıkan tartışmalara da rastlanıyor. "Numara" kuyruğu, polikliniğin merdivenleri, katları boyunca uzayıp gidiyor. Bu arada belki akşama dek sürecek olan bekleyişin sıkıntısmı azaltmak için kadınlar yanlannda getirdikleri örgülere sanlırken, erkekler sigara üstüne sigara yakıyor, çocuklar ise eğer sağlıklan yerindeyse, poliklinik içinde koşuşturuyor. " M u a y e n e " için genellikle O9.00O9.30'u beklemek gerekiyor. Daha gün ışımadan yola çıkan, poliklinik önünde sıra kaparak kendilerine şans yaratan sigortalılar, "doktor kontrolünd e n " hemen geçebiliyor. Bu "kontrol" genellikle 45 dakikayı aşmadığı için poliklinik eczanesinde uzamaya başlayan "ilaç kuyruğu" için "avantajlı" bir yer kapmak da mümkün' oluyor. Büyük kentlerin "tam donanımlı" hastanelerinde yıllardır yaşanan ve bu gidişle daha uzun yıllar yaşanacak olan bu görüntüler, mekân, hastalar ve doktorlar değişse de aynı kalıyor. İşte bu yüzden 9 Mart 1989 Perşembe günü kuyrukta bekleyen, poliklinik katlarına dağılan "sigortahlara". "bekleyiş" üzerine sorular yöneltmek anlamsızlaşıyor. "Kaçta geldiniz?", "Nereden geldiniz?", "Sürekli geliyor musunuz?" gibi soruları yöneltmeyi göze aldığımzda ise verilen yanıtlardaki "alay" payına da katlanmak zorunda kalıyorsunuz. Ne kadar kalabalık olursa olsun, duyacağıruz ilk tümce gülumsenerek söylenen, "Ooo, bu da bir şey mi! Siz asıl kuyrugu dün görecektiniz" oluyor. Ve ardından aslında ''çok çarpıa" olan, ama yıllardır yinelendığı için "garip" bir biçimde "bildik" gelen tumceler sıralanıyor: "Bu kadar çalışbktan sonra odiUii bu mu olacaktı?", "Param olsa bir dakika durmam bu rezil yerde", "Doğru dürüsl muayene bile etmiyorlar oğlum." Sessiz ve Derinden VEFAT Merhume Sabahat PİRİM'in sevgili eşi Denktaş Finlandiya«da Haber Merkezi ıCKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş dün Finlandiya'ya giıti. Denktaş hareketinden önce Atatürk Havalimam'nda yaptığı açıklamada, Finlandiya'da bulunacağı süre içerisinde, muhtemeien bu ülke dışişleri bakanıyla bir araya geleceğini ve Finlandiya yetkililerine, Kıbrıs'taki son durumu anlatacağını söyledi. Uenktaş'ın bugün Dışişleri Müsteşarı Aarno Karhilo'nun başkanlığındaki Fin yetkilileri ile bir görüşme yapması bekleniyor. Denktaş, daha sonra parlamento Dışilişkiler Komisyonu Başkan Yardımcı Ingvar Melin'in onuruna vereceği bir iş yemeğine katılacak ve yemekte hazır bulunacak parti temsilcilerine Kıbns sorununa ilişkin gelişmeler ile Türk tarafının görüşlerini aktaracak. Yarın Finlandiya Dışişleri Bakanı Partti Paasio ile bir görüşme yapacak olan Denktaş, daha sonra basın toplantısı düzenleyecek. Aym gün düzenlenecek olan toplantıda "Kıbnslı Turkler, tarih, kültür ve gelenekleri" konulu bir konferans verecek. LÜTFÎ CELAL PİRİM'İ kaybettik. Sevenlerin başı sağolsun. Cenazesi 13 Mart 1989 Pazartesi günü Göztepe Tütüncü Mehmet Efendi Camii'nden öğle namazından sonra kaldırılarak Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. 14 Mart ve gerçekler. doktorlar, "Zorunda Hizmet Yasasf'nın çaresizliği içinde yurdun dört bir yanına dağılmaktadırlar. Kendi çaresizlikleri yetmiyormuş gibi, gittikleri yerlerdeki araçgereç yetersizliği ve sosyo ekonomik çarpıklıklar yüzünden onları bekleyen, bir kabus, bir karabasan olmaktadır. Eğer sorun ülkeye hizmet ise bunun tartışılması söz konusu değildir. Ancak ülkenin birçok alanda yetişmiş insana gereksinimi varken yükü yalnızca hekimlerin omuzlarına yüklemek hiçbir sosyal ya da yasal eşitlik anlayışıyla bağdasmaz. Ustelik devletin "hekim dagılınu"nı "torpil" söz konusu olmadan ne derecede eşit koşullarda gerçekleştirdiği de genç doktorlarm en başta gelen sorunudur. Bilinen tek gerçek, ülkemizde 40 bin dolayında olan hekim sayısınm yeterli olmadığıdır. • Öte yandan iyi yetişmiş uzman hekimlerin büyük kentlerde yoğuolaşmalan da bu yetersizliği arttıran bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun çözümü için de "zorunlu hizmet" dışında "özendirici" önlemler henüz pek ufukta görülememektedir. • Hekimleri ilgilendiren en önemli sorunlardan biri de devlet içi değerlendirmelerdir. Bu değerlendirmelerdeki değer yargılarmda, "hekimlik sanatı" mı, "iistiin basarı" mı, yoksa "siyasi baskıya dayalı hesaplasmalar" mı etkin olmaktadır? • Hekimlerin geceleri sabahlara kadar süren, bazen çaresiz, bazen gerçekten azap verici nöbetlerinin karşılığında aldıkları paraya, "Çağdaş anlayışa uygundur" denebilir mi? • Birkaç saat içinde 8090 kişiyi muayene eden hekim, onlara yeterince yardımcı oiamamanın üzüntusünü "cekcak"larla almaktadır. • Hekimlerin mezuniyet sonrası eğitimleri için söyleyebileceklerimiz de ne yazık ki pek iç açıcı şeyler değil. Bu konu da, sorumluluğunun bilincindeki birkaç kişi ve dernek çabalarıyla "kor lopal" yürütülmektedir. Bugünlerde bir 14 martı daha kutlayacağız. Güzel duygularla başladığım bu yazıyı noktalamaya hazırlanırken bir karabasan çöktü üstüme. Tum sağlık ordusuna kutlu olsun. Tabii olabilirlerse? Evlatları NURETTİNBAHİSE PİRİM, EMİNEERHAN SÜREK, MİNEİDİL PİRİM, TORUNLARI: RAMAZAN, AYŞEGÜL, ZEYNEP VEFAT ANMA TORENİ Uzun yıllar Istanbul'da Ingiltere Basın Konsolosu olarak bulunan ve JOHN HYDE 5 Mart 1989'da vefat etmiş ve Londra'da cenaze töreni yapılarak toprağa verilmiştir. Aynca 16 Mart Perşembe günü saat 15'te Istanbul'da bir anma töreni ve ruhanî âyin yapılacaktır. Törene katılmayı arzu eden dostlarının 144 75 40 numaraya telefon etmeleri rica olunur. Eşi: KUKİ HYDE Kıa ve Damadı: EVELYN VE VECİHİ TEKDAĞ Oğlu: JAMES HYDE Torunlan: ELA VE ESRA TEKDAĞ (Baştarafi 20. Sayfada) çuga kadar çalıştım. En rahat çaIışmam orada oldu." "Hasan Âli Yiicd, klasikleri çevirtirken, "Savaş ve Barış"ı, cezaevindeki Nâzım Hikmet'e, Mercimek Ahmed'in "Kabusname"siııi de "ırkçılık" davasından tutuklu olan (Hayatımın o dönemini söz konusu yapmıyoruz. Sevimsiz bir konu) Orhan Şaik'e gönderir. Bu, Yucel'in sağsol ayrımı yapmadan klasikleri "ehline" çevirtme yolundaki titizliğinin bir sonucudur. Irkçılık davası sanıklan için görüş yasağı uygulanmaktadır: "Bir adam geldi, 'Hasan Âli Bey'in selamları, hürmetleri var. Kabusname'yi hazırlamanızı istiyor sizden' dedi. Birinci cildi ihülâttan memnu odada, lugatsız, başka bir yardım olmadan hazırlamışımdır." Bu noktada, eski metinleri yeniden yayımlarken nelere dikkat etmek gerektiği konusuna, oradan da "dil" sorununa geliyoruz: "Bir kere kullahdığın dil, kendi dilin olacak. Benim Türkçem, halkın Tiirkçesidir. Kastamonuda halkın arasında yetiştim. Cuma (tatil) giinleri mahalle kahvesine gider. iskambil, tavla oynardım. Çocuklara da söylüyonım: Erkekler, kahveje, halkın toplantılanna gidin, onlarla düşiip kalkın. Kızlar. siz mevlide, düğiine, nişana, nikâha gidin! Onlardan öğreneceksiniz. Halk zengin kullanıyor Tiirkçeyi!" Orhan Şaik Gökyay, hece ölçüsü ve halk diliyle, halk ozanları yolunda şiirler de yazdı. Bunlardan bir bölüğü, okul kitaplarında gördüğümüz, birçoğumuza belletilen "Bu Vatan Kimin?" başlıklı şiir gibi, "hamasî"dir, kahramanlıklardan söz eder. Çoktandır şiir yazmıyor. Şimdi Dedem Korkut'un Kitabı'nın yeni baskısını, Kâtip Çelebi'nin "Fe2)eke"sini ve Evliya Çelebi Seyahatname'sini hazırlıyor. "Dede TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNİK ARAŞTIRMA KURUMU YURT DIŞI DOKTORA SONRASI ARAŞTIRMA BURS PROGRAMI Doktorasını tamamlamış ve kendi konusunda doktora sonrası araştırmalar yapmış veya yapmakta olan temel ve uygulamalı fen bilimleri dallanndaki araştırmacüara, çahşmalannda karşüastıkları ve ancak yurt dışmdaki olanaklarla çözümu söz konusu olan guçluklerini gidermek için kururaumuzca en çok 4 ay süreli burslar verilecektir. BAŞVURU KOŞULLARI 1. T.C. vatandaşı ve 1.1.1949 veya daha sonra doğumlu olmak. 2. Doktorasını tamamlamış ve TÜBİTAK'ın bu programından daha önce yararlanmamış olmak. 3. Araştırmayı yürüteceği ülkedeki ilgili kuruluştan bir ön kabul (ya da kesin kabul) belgesi (akseptans) almış olmak. 4. Yapacağı araşurma programında kullanılacak yabancı dili, araştırmayı yürütecek kadar bildiğini belgelendirmek. 5. Doktora oğrenimi yurt dışında yapılmışsa, yurda dönüp herhangi bır kuruiuşta en az 2 yıl çalışmış olmak. 6. Yurt içinde fiilen başlamış olduğu bir araştırmada belli bir aşamaya ulaşmıs, ancak araştırmanın tamamlanmasında yurt içi olanaklarla giderilemeyecek önemli bazı gdçluklerle karşılaşmış olmak. Yukandaki koşullara uyanların Kurumumuzdan YURT DIŞI DOKTORA SONRASI ARAŞTIRMA BURSU başvuru formunu sağlamaları ve bu formda belirtilen belgeleri ekleyerek en geç 21 Nisan 1989 tarihinde Kurumumuzda olacak şekilde göndermeleri gerekmektedir. Geç başvurular işleme konmayacak ve postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. BAŞVURU ADRESİ: TÜBİTAKBAYG Istanbul Cad. No: 88 IskitlerANKARA Tel.: 341 92 51/3246 Islam Ülkeleri Konferansı bugün Riyad'da başliyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle