Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? ŞUBAT 1989 CUMHURÎYET/15 1200 işçi yürüyüş yaptı KAYSERİ (Cumhuriyet) Kavseri'de kurulu Ana Tamir Fabrikası'nda çalışan 1200 kadar işçi, dün akşam iş çıkışmda "düşük ücrel karşılığında dipçik zoruyla çalıştırıldıklanm" ileri sürerek, protesto yürüyüşü yaptılar. Yürüyüş polis zoruyla dağıtıldı. "Dipçik zoruyla çalışmaya son" sloganıyla askeri fabrikanın bulunduğu (slanbul Caddesi'nden Terminal Kavşağı'na kadar yaklaşık 500 metre yürüyen işçiler, çe\rede geniş güvenlik önlemleri alan polislerce yasadışı yürijyiış yaptıklan gerekçesiyle dağılmalart için 3 kez uyarıldılar. Uyarılara karşın dağılmak istemeyen işçiler, daha sonra polisin zor kullanmasıyla dağıtıldı. Özellikle kent merkezinde geniş güvenlik önlemleri alan polisin, yürüyüşü organize eden 15'e yakın işçiyi de gozaltına aldığı sanılıyor. Görme özürlü 8 öğrenciye umut ışığı DİYARBAKIR (Cumnuriyel) Gorme özürlüler sınıfında okuyan on bir oğrenciden sekizinin teda\i sonucu gorebilecekleri saptandı. MasraParı Sosyal Yardmılaşma Fonu'ndan karşılanacak olan öğrencilerde.ı Dicle Üniversitesi Iıp Fakültesi'nde ameliyat edilen Fatma Boyu görmeye başladı. Diyarbakır Valisi Cengiz Bulut'un eşi Ayla Bulut'un girişimleri sonucu Bağlar Okulu ozurluler sınıfında okuyan II gorme ozürlu öğrenci Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde kontrol altına alındı. Yapılan muayeneler sonucunda sekiz öğrencinin ameliyat ve tedavi sonucu gorebilecekleri belirlendi. Geçen hafta yapılan bir ameliyatla on yaşındaki Fatma Boyu'nun görmesi sağlandı. stı.ıiing şapka y p u n u L o n d r a . d a s e r gjiemelUIIIUIUlll ye başladı Büyük ıtgı uyandıran sapkalar. yumurtalar ve paskalya çöreği ıle suslenmiştı. (Fotoğraf. AP) Yıımıırfolı D a v ı d ABD'nin Chicago kentinde J s o n y | | t a r ı n e n ş,Jdetli kışıyaşanıyor. Isının zaman zaman eksi 2025 dereceye düştuğu kentte ybgun kar yağışı da yaşamı olumsuz etkiliyor Bu arada Chicagolu temızlik işçilerine de çok iş duşuyor. (Fotoğraf A.P) nİİnİİ Ingıltere'nin baskenti LondrarJa IJUIIU 1946'rjan bu yana tıer yıl ilgınç bir anma töreni yapılır. 152 yıl önce ölen ünlü Ingiliz palyaçosu Joe Grımaldi, ülkenin önde gelen palyaçoları tarafından anılır Bu yıl yapılan törende de Ingiltere'nın ünlü palyaçoları bir araya geldı (Fotoğraf: AP) HABERLERIN DEVAMI Arafat'ın Söylediği... (Baştarafı 1. Sayfada) ve ağırlıklı kılabilmenin çabası içindeydi. Uluslararası polıiıka sahnesınde varlığını belli eden yumuşama ortamında kendisini çıkmazda hısseden bölge ülkesi ise özellikle İsrail'di. İsrail hâlâ Ortadoğu'da oyunun kurallarının değiştiğini görmezlikten gelme çabasında. Oysa FKÖ'yü tanıması ve barış için görüşme masasına oturmaktan başka bir çaresi olmadığını bilmek durumundadır. DoğuBatı ilişkilerinde yeni bir detant dönemi açılırken, İsrail'de de şahinlerin dönemi artık kapanmahdır. FKÖ lideri Yaser Arafat, Tunus'ta Cumhuriyet'e verdiği demeçte, israil'in katı tutumunu haklı olarak eleştirmiştir. Başkan Bush yönetiminin, uluslararası konferansın bir an önce toplanması için İsrail'e baskı yapmasını isteyen Arafat, arkadaşımız Sabetay Varol'un sorularını yanıtlarken şöyle diyor. "İsrail'de yapılan bir kamuoyu yoklaması, İsrail halkının yüzde 54 'ünün FKÖ ile barış arayışından ve diyaloğun başlatılmasından yana olması gibi çok önemli bir sonuç verdi. Bu, dikkate değer, çok önemli bir işarettir. Bu yüzdendir ki barışa ulaşmak için gerekli stratejik çizgiyi sürdüreceğimizi tekrar tekrar belirtiyorum. Yoksa hepimiz kendimizi Ortadoğu'da korkunç bir felaketin ortasında bulacağız. Çünkü bundan sonraki savaşlar tüm yönleri ve görüntüleriyle hayal edilmesi bile zor korkunçlukta cereyan edecektir. Biz bunu biliyoruz. Amerikalılar biliyor; Avrupalılar biliyor; sosyalist ülkeler biliyor; Bağlantısız Ülkeler Hareketi biliyor. O halde bu felakete ve bu trajediye engel olmalıyız. Gerçek ve haklı bartşı başarmalıyız." Gerçek ve haklı bir Ortadoğu barışı... Bu bölgede tüm ülkelerin temel amacı olmalı. İsrail'in Filistin gerçeğini tammaktan ve FKÖ ile müzakere masasına oturmaktan başka çaresi yoktur. Ortadoğu'da İsrail dahil herkes için adil ve kalıcı bir barış ancak bu yolla kurulur. 6 ABD, İsrail'e baskı yapsın' yıda ülkeden biri gibi değil de, Osmanlı İmparatorluğu'nun doğal varisi sıfatıyla Filistin devletini tanıyan ve ustelik bu işi ilk gerçekleştiren 5 ülkeden biri olması, hukuksal planda size özel bir destek teşkil etti mi? Y. ARAFAT Türkiye'nin Filistin devletini tanıması çok önemlidir. Sizın de belirttiğiniz gibi, Filistin, Osmanlı gözetimi altında idi. İmparatorluk demeyi sevmiyorum. Çünkü bizim açımızdan "halifelik" idi. Bunu en azından kendi bakış açımızdan söylüyorum. Biliyorsunuz, Filistin ve özellikle Kudüs özel bir statüye tabi idi. Bu tammanın tüm açılardan çok önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle Türkiye'nin çok önemli konumu. Amerikalılarla Avrupalılarla, Islam ülkeleriyle ilişkileri açısından. Türkiye Ortadoğu'da çok önemli bir rol oynuyor. O halde, Ankara'daki FKÖ Bürosu'nun Filistin devletinin devletinin buyukelçiliği düzeyine çıkartılmasının bekletilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? Y'.ARAFAT Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Ankara'daki bürosu zaten büyükelçiliktir. Tanımadan önce de büyükelçilik statusunde idi. Bu tanımadan sonra gerçekleşmesi beklenen doğal adım FKÖbuyükelçiliği statüsunün, gerçek bir Filistin devleti büyukelçiliğine dönüştürülmesi idi... Son zamanlarda SSCB ile İsrail arasında bir yakınlaşma gö/leniyor. Siz, bunu kendi açınızdan olumlu bir gelişme olarak mı görüvorsunuz, yoksa olumsuz mu? Y. ARAFAT Sovyetler Birliği Israillileri barış süreçlerine ikna etmeye çalışıyor. Israil'le ilgili elinden geleni yapmaya çahşması ve yakınlık gostermesinin nedeni budur. Bush yönetiminin Ortadoğu konusunda attığı ilk adımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Y. ARAFAT Atacakları ilk adım, en kısa zamanda uluslararası konferansın toplanmasını zorlamak olmalı. Sizce Amerikalılar israil'e baskı yapıyorlar mı? Yoksa henüz böylesi bir yaklaşımları yok mu? Y. ARAFAT 1956'da neler olduğunu hatırlamalısınız. Baskan EisenhoNver'ın bir telefon konuşması yeterli oldu. İsrail ve iki büyuk guç; Fransa ve Ingiltere bu telefondan sonra geri çekilmek zorunda kaldılar. O halde bizim yeni bir Eisenhovver'a ihtiyacımız var. Bush'tan beklediğimiz budur. Yeni bir Eisenhovver olması. Kısa bir süre önce israil hapishanelerinde bulunan tuluklular aracılığıvla İsrail vonetimi ile bazı temasların olduğunu belirtmiştiniz. Hemen sonra. Faysal Hüse>ni serbest bırakıldı. (Not: Batı yakasında Huseyni, FKÖ'ye en yakın liderlerden biri olarak tanınıyor) Ve FKÖ'nün kabul etmesi koşuluyla bazı öneriler açıkladı. Bu olay konusundaki tepkiniz ne oldu? Y. ARAFAT Biliyorsunuz kendisi tutuklu bulunuyordu. İsrail liderlerinin gelip ziyaret etmelerine ve önerilerini sunmalarına engel olacak durumda değildi. Bu öneriler hakkında bilgi sahibi edildik. Şurası açık ve seçik ki; gerçi biz seçime gidilmesini elbette kabul ediyoruz. Ancak İsrail'in çekilmesinden sonra ve BM nezaretinde olması koşuluyla. Son konuşmalannızın birinde, İsrail'de yeni bir General De Gaulle aradığınızı ifade etmiştiniz... Y. ARAFAT Evet, ancak üzülerek söylüyorum ki De Gaulle ortada yok. Bir lan Smith'e de razı olacağınızı eklemiştiniz. Y. ARAFAT De Gaulle yokluğunda en azından bir ian Smith arıyoruz demiştirn. Peki lan Smilh'i bulabileceğinizi umuyor musunuz? Y. ARAFAT Üzülerek söyluyorum, bu söylediklerinizin hiçbirini teşhiş edemiyorum. Banş girişiminizi gerçekleşlirmeye başladığınızda, bunun sizin için rizikolu bir yol olduğu söylenmişti. Siz ise bunu soyleyenlere verdiğiniz yanıtta, "Filistin ulusal konseyine döner ve "olmadr derim" demiştiniz... Y. ARAFAT Bu konuda hiçbir problemim yok. Bu programı ve barış surecini uygulamak uzere demokratik olarak seçildinı. Elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Dolayısıyla Filistin Ulusal Konseyi'ne her an geri götürebilirim. Devam edip etmeyeceğimiz konusunda karar verecek olanlar onlar. Bu barış çizgisi stratejik bir çizgidir, taktik bir çizgi değildir. İsrailliler, bu oiumsuz yanıtlan vermeye devam etse de stratejik çizgimizi surdureceğiz. Olumsuz yanıtlardan sonra bazen Filistin L'lusal Konseyi'ne dönme isteği duyuyor musunuz? Y. ARAFAT Biz demokratik bir alandayız. Ve bununla gurur duyuyoruz. Durum ve şartlar ne olursa olsun Filistin Ulusal Konseyi'ne zaten doneceğiz. Bu, demokrasimizin gereğidir. İsrail'deki banş hareketleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Girişiminizi başlattığımzda arkadaşlarınızın bir bölümıi, bunun İsrail toplunıundaki çelişkilerin derinleştirilmesi açısından özel bir rolü olacağım belirtliler. Beklediğinizi bulamadığınız soylenebilir mi? Y. ARAFAT İsrail'deki banş hareketleri gelişmeye devam ediyor. Bu, gayet açık. Bir dizi sempozyumıın gerçekleşmisi rastlantı değil. Prag'da, Paris'te, Lahey'de. Ayrıca İsrail'de yapılan bir kamuoyu yoklaması İsrail halkının yüzde 54'ünun FKÖ ile barış arayışından ve diyalog başlatılmasından yana olması şeklinde çok önemli bir sonuç verdi. Bu dikkate değer çok önemli bir işarettir. Bu yüzdendir ki barışa ulaşmak için gerekli stratejik çizgiyi sürdüreceğimizi tekrar tekrar belirtiyorum. Aksi takdirde hepimiz kendimizi Ortadoğu'da korkunç bir felaketin ortasında bulacağız. Çünkü bundan sonraki savaşlar tüm yönleri ve göruntuleıi ile hayal edilmesi bile zor korkunçlukta cereyan edecektir. Biz, bunu biliyoruz. Amerikalılar biliyor, Avrupalılar biliyor, sosyalist ülkeler biliyor, Bağlantısız ülkeler hareketi biliyor. O halde bu felakete ve bu trajediye engel olmalıyız. Gerçek ve haklı barışı başarrnalıyız. Son olarak bana bu fırsatı verdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum. Türkiye'nin rolüne olan büyük guvenimizi vurgulamama olanak verdiniz. Özellikle ekselansları Başkan Evren'in Filistin halkı arasında büyük nüfuz sahibi olduğunu tekrarlamama musaade edin. Aynı şeyleri ekselansları Başbakan Turgut Ozal için de söylüyorum. Hayranı olduğumuz ve saygı duyduğumuz kardeş, dost Türkiye halkının, haklı mücadelemize verdiği desteğe ilişkin en ufak bir şüphe bile soz konusu değildir. sürp (Baştarafı I. Sayfada) Siyasi Işlerden Sorumlu ust düzey yetkililerinden Abu İyad ile oldu. Yılmaz, Mübarek tarafından kendisinden önce kabul edilen Abu İyad ile ayakustü bir göıuşme yaptı. Bu gorüşmeler hakkında daha sonra bilgi veren Yılmaz, Husnü Mübarek'in 1 saat 50 dakika süren kabulü sırasında Mısır Cumhurbaşkam'mn Filistin sorunu ile ilgili goruşlerini bildirdiğini belirtti. Yılmaz, kendisinin de Mubarek'e Türkiye'nin Kıbrıs sorunu, Bulgaristan'daki Türkler ve TurkYunan ilişkileri konusundaki görüşlerini geniş bir biçimde ifade ettiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Yılmaz, Mübarek'in, Türkiye ile her alanda ilişkilerin azami düzeyde yükseltilmesi için Mısırlı yetkililere talimat verdiğini söylediğini kaydetti. Mısır Başbakanı Atıf Sıtkı ile 1.5 saat süren göruşmesi sırasında daha çok ikili ekonomik ilişkiler üzerinde durulduğunu belirten Yılmaz, bu çerçevede Sıtkı'nın kendisine, Türkiye'nin Mısır'dan petrol ve pamuk ithal etmesi için imkân sağlayacaklarını belirttiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Yılmaz, Cumhurbaşkanı Mübarek ile görüşmek üzere dün sabah erken saatlerde Mısır Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ahmtd İsmed Abdülmecid ile birlikte özel bir uçakla Aswan'a gitti. Mübarek'in Yılmaz'ı bugün kabul etmesi beklenirken, bu görüşmenin dün gerçekleşmesi burada bir yandan "beklenmedik" bir gelişme olarak değerlendirilirken. diğer yandan Türk Dışişleri Bakanı için daha önce saptanan programı altüst etti. Yılmaz beraberinde Türk resmi heyetinden herhangi birisini goturmediği gibi, Turk gazetecileri de cumhurbaşkanının kabulünü izlemek üzere Aswan'a gidemediler. Öte yandan TürkMısır Ortak Komisyonu toplantıları da dün Kahire'de başladı. Aswan'da bulunmaları nedeniyle komisyonun eş başkanları Mesut Yılmaz ile Abdülmecid açılış oturumunda hazır bulunamadılar. Onların yerine açılışta Türk tarafını Dışişleri Bakanlığı Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Musteşar Yardımcısı Büyukelçi Tansug Bleda, Mısır tarafını ise Dışişleri Bakanı Yardımcısı Vefaki Gazi temsil etti. Açıhş oturumundan sonra ortak komisyon, siyasi ve ekonomik olmak üzere iki alt komite halinde çalışmalarını surdurdu. Komite toplantılarında ele alınacak konular beş ana başlık altında toplanmış bulunuyor. Buna göre siyasi komitede ikili, bolgesel ve uluslararası konular, konsolosluk ilişkileri ile kultürel işbırliği olanakları görüşülüyor. Ekonomik komitede ise ikili ekonomik ve ticari ilişkiler ile emlak konuları ele alınıyor. Kabil'e kader çiziliyor (Baştarafı I. Sayfada) rın temsilcilen yarın burada toplanması beklenen şura için son hazırlıklarını ve pazarlıklarını yapıyorlar. Şura için Pakistan'da bulunan mücahit liderlerinin önümüzdeki hafta Pakistan'ı ziyaret edecek olan Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile de temasta bulunabilecekleri bildirildi. Afganistan'daki Sovyet yanlısı yönetime karşı mücadele eden çeşitli mücahit gruplannın temsilcilen, son anda bir değişiklik olmazsa yann İslamabad'ın Hacı kap merkezinde şura adı verilen meclisi toplayacaklar. Pakistanh yetkililer, şuranın mücahit grupİannın sürekli üssü olan Peşaver yerine Islamabad'da yapılması konusunda güvenlik kaygısırun en önemli etken olduğunu kaydediyorlar. Şuranın bileşimi konusundaki Afgan mücahit gruplan arasında uzun süredir devam eden pazarhklar da tam anlamıyla "kıyasıya" surüyor. Kabil rejiminin kısa süre içinde düşeceğini tahmin eden mücahit liderleri şura çalışmalan sonunda oluşturulması beklenen geçici hükümeti kinılerin kuracağı konusunda henüz tam bir anlasmaya varabilmiş değiller. Mücahit liderlerinden Pir Geylani \e Müceddidi daha önce halen var olan, ancak çok fazla bir işlevi bulunmayan Ahmet Şah hükümetini destekleyebileceklerini bildirmişlerdi. Geylani ve Müceddidi daha sonra bu hükümetin yerine yeni bir geçici hükumet kurulması ve kendilerinin de yer alması fikrini benimsemişlerdi. Sürgundeki Afgan Kralı Zahir Şah'ın yeni yönetimde rol alması isteği de bu liderler tarafından sıcak karşılanıyor. Ancak Gülbeddin Hikmetyar gibi radikal liderlerin eski krala sert muhalefeti de süruyor. Yaklaşık 530540 üyenin katılması beklenen şuranın sonuçları île ilgili henüz hiç kimse kesin olarak konuşamıyor. İslamabad'daki diplomatik gözlemciler şuranın sonuçlarının Afganistan başkentindeki fiili durumla paralel olarak oluşacağıru kaydediyorlar. bu konuda istekli olduklannı gizlemezken, Türkiye Büyükelçüigi'ne yakın kaynaklar henüz somut bir program olmadığını, ancak böyle bir görüşmenin ihtimal dışında da tutulamayacağını kaydediyorlar. Bu arada Afganistan'da Sovyet birliklerinin çekilmesi üzerine başgösteren gıda ve ihtiyaç maddeleri sıkıntısı giderek endişe verici bo>oıtlara ulaşıyor. Pakistan'ın başkenti tslamabad'dan Kabil'e doğru dün yola çıkması beklenen yardım taşıyan bir BM ucağı güvenlik gerekçesiyle yola çıkamadı. Sadrettin Ağa Han'ın koordinatorlüğündeki çabalar dün de sürerken yardımın ulaştırılması için başka kanallar da aranmaya başlandı. Mücahit liderlerinden Gulbeddin Hikmetyar, yardım taşıyan uçakların güveoliğinin tam olarak sağlanamayacağını doğrularken, "Uçağın geçecegi güzergâhta ellerinde roketlerle binlerce insan var. Bunlann her birine hangi uçağın ne götürdüğünü söylemek üzere ulaşmak tabii ki imkansız" dedi. Afganistan'daki Sovyet kuvvetlerinden şimdiye kadar 15 bin kişinin öldüğü bildirildi. SSCB Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Dairesi Başkanı Yuri Alexeyev, önceki gün yaptığı açıklamada verdiği sayının, Sovyet birliklerinin geri çekilme işleminin son aşamalannda daha çok kayıp verdikleri anlamına gelmediğini söyledi. Alexeyev, son aylarda mucahitlerin kentleri bombaladıklannı, birçok sivilin ölduğünu, bunun yanı sıra Sovyet askerlerinden de olenlerin olduğunu kaydetti. Son olarak geçen mayıs ayında, General Aleksei Liziçe\, 27 Aralık 1979'dan beri Afganistan'da 13 bin Sovyet askerinin ölduğünu söylemişti. Alexeyev'in önceki günkü açıklamasından, geçen mayıstan beri 2 bin askerin oldüğü gibi bir anlam çıkıyor. Dışişleri Bakanlığı Sozcusü Gennady Gerasimov da Kabil halkımn moraiinin ve psikolojik halinin, Necibullah'ın pazar günü yaptığı konuşmadan sonra düzeldiğini söyledi. "Belirsizlik hali, yerini müca1 dele etme kararlılığına bırakb' diyen Gerasimov, "aşırı sağcılann iktidara gelebüeceğini anlayan Kabil halkının, mücadele etmek için hazırlık yapma\a başladığını'" savundu. Afganistan'da bulunan Sovyet askerlerinin ülkeden çekilme işlemlerinin sürdüğü bir sırada, mücahitler Kabil'e roket saldırısı düzenlediler. Saldırıda 7 kişi öldu, 21 kişi de yaralandı. Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS, ölenler arasında "kadın ve çocuklann" bulunduğunu belirtti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. Bu arada, Kabil radyosu, Afgan hükumet birliklerinin, son 24 saat içerisinde ülke çapında düzenledikleri operasyonlarda, 37 Afgan mucahidinin öldürüldüğünü duyurdu. Öte yandan Ankara'da açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsu tnal Batu, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Afganistan'da "arabuluculuk yaparak barış elçisi" olacağı yolundaki haberleri doğmlamadı. Ancak Türkiye, mücahitlerin elinde bulunan 300 Sovyet savaş esirinin serbest bırakılması için Pakistan'da girişimde bulunacak. tnal Batu, Evren'in Pakistan gezisi sırasında mücahitlerle görüşüp görüşmeyeceği konusunda da bir bilgisi olmadığını söyledi. Batu, Pakistan Başbakanı Benazir Butto'nun da ileride Türkiye'ye geleceğini bildirdi. Evren, 3 günlük Pakistan gezisinden sonra 1922 şubat tarihleri arasında Malezya'yı, 2226 şubat tarihleri arasında Hindistan'ı ziyaret edecek. Cumhurbaşkanı Evren'e gezisi boyunca Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile üst düzey yetkililerden oluşan bir heyet de refakat edecek. (Baştarafı 1. Sayfada) ta Alta'ya giderken meydana geldı. Portekiz Haber Ajansı, uçağın yakıt ikmali yapmak üzere Azor adalanna geçtiği sırada Pico Alto dağlarma çarptığım duyurdu. Lizbon'un 600 kilometre batısındaki Santa Maria adasına yerel saatle 13 sulannda düşen uçakta 137 İtalyan yolcu ile Amerikalı 7 mürettebat bulunuyordu. Dağın tepesine çarptıktan sonra alev alan uçağın enkazınm çok geniş bir alana yayıldığı bildirildi. Uçak kazasını daha önce adı duyulmayan bir örgüt üstlendi. Uluslararası "Terörisüer Tugayı" adlı orgüt adına dün Portekiz televizyonuna telefon edL'n bir kişi, olayın sorumluluğunu üstlendiklerini bildirdi. Kimliğini açıklamayan meçhul kişinin Afrika aksanı ile Portekizce konuştuğu belirtildi. Amerikan (Baştarafı 1. Sayfada) lannı yazdırmış kimseler ve bir iki büro görevlisi. Arafat'ın ofisinden ziyade, bir doktor muayenehanesinin bekleme salonunda hissedebilirdiniz kendinizi, kalaşnikoflu görevliler ve duvarlarda Filistin'i anımsatan çeşitli simgeler olmasa. Fransız radyosuna haber gönderen Lübnanlı bir bayan gazeteci ile birlikte kabul edilecektik. O ana kadar bize refakat eden Enformasyon görevlisi, kendi işinin bizi buraya kadar getirmek olduğunu belirterek "Bari görüşme gercckleşebilse" şeklinde konuştu. Programda her an değişiklik olabilirmiş. Bir saati aşan beklemeden sonra birisi bize yaklaşarak Arapca "Sabafi Turki" dedi. "Türk gazeteci" anlamına gelen bu anons üzerine, anonsu yapan kişiyi koridora kadar izledim. Elimdeki çanta ve üstüm başım, Arafat'ın yanına giren herkes gibi sıkı bir şekilde aranırken, Enformasyon Bürosu görevlisi kaşlarıyla "yeter" anlamına gelen bir işaret yaptı. Merdivenleri tırmamnca kendimi 30 metre kareyi geçmeyen çalışma odasında, masasının başındakı Yaser Arafat'ın karşısında buldum. Ayağa kalkıp Ingilizce "Welcome" dedikten sonra önüne uzatılan bir deste belgeyi teker teker gozden geçirip imzalamaya koyuldu. Imza işi bitince Arafat'ın masasına büyücek bir teyp getirildi. FKÖ liderinin gazetecilerle olan görüşmelerini banda kaydetme konusunda son derece titiz olduğu yüz ifadesinden okunuyordu. Teybin düğmelerine basan görevli ve bize de refakat eden Enformasyon Bürosu memurundan başka odada kimse kalmadı. Yaser Arafat sorulanmıza çok sakin bir şekilde yanıt verdi. Sadece Fay&al Huseyni ile ilgili geçen haftalarda cereyan eden olayı anımsatmaya başladığıınızda kaşları çatıldı. Görüşmenin sonuna doğru ise yüz hatlan dramaük bir havaya büründü. Ve Ortadoğu'da yeni bir savaşın ulaşabileceği korkunçluk derecesini anlattığı sürece aynı ifadeyi korudu. Birkaç günlük sakalına rağmen gerçekte dış görunuşüne çok dikkat ettiği her şeyinden belli oluyordu. Birlikte fotoğraf çektirmek istediğimizde bunun yeni bir örneğini verdi. Son zamanlarda yamndan ayırmadığı ve Cenevre'deki BM Genel Kurul toplantısı sırasında başım örten siyah kürk kalpağının getirilmesini talep etti. Başını örten serpuşların seçimine atfettiği özel önem, kendisi için büyük bir simgesellik taşıyor olmalı. Fotoğraf çektirme işi bittiğinde konuşmamıza geçtik. tlk sorumu Türkiye ile FUistin devleti arasındaki ilişkilere değinerek sormak istiyorum. Türkiye, Filistin devletini ilk tanıyan ülkelerden biri oldu... Y. ARAFAT tlk tanıyan 5 ülkeden biri... Türkiye'nin yalnızca Filktinlikrle dayanışma gösteren, çok sa Yılmaz, kendisinin de Mübarek'e Türkiye'nin yakından ilgili olduğu konular hakkında bilgi verdiğini dile getirirken, şunlan söyledi: "Ben kendisine Bulgaristan'daki Türkler ve Kıbns meseleleriııde geniş bilgi verdim. TürkYunan ilişkileri konusunda da bilgi verdim. Ayrıca Türkiye'nin Suriye ve Irak'la ilişkileri konusunda bilgi istedi, onları da verdim." Yılmaz, kendisi Ankara'daki FKÖ Temsilciliği'nin duzeyinin halen yükseltilmemiş olmasından dolayı herhangi bir sitem dile getirip getirmediğine ilişkin bir soruya yanıt olarak, "Hayır" demekle yetindi. Arkasından "Mısır Başbakanı da, Cumhurbaşkanı da Türkiye'nin Filistin konusundaki tutumundan fevkalade memnun kaldıklarını ifade eltiler" diye ekledi. Mesut Yılmaz daha sonra Mısır Başbakanı Atıf Sıtkı ile öğleden sonra yaptığı görüşme hakkında bilgi verdi. Yılmaz, Sıtkının kendisini 1.5 saat sureyle kabul ettiğini bildirerek şunları söyledi: "Göriişmede daha çok ikili ekonomik ilişkileri ele aldık. kendileri bilhassa Türkiye'deki ekonomik politikaları çok yakından izledikİerini, esasen geçen sene ziyareti sırasında Başbakan ile bu konuda geniş göriış teatisinde bulunduğunu, Türkiye'nin bu konuda daha cesur hareket ettiğini, Mısır'ın, yapısı itibarıyla ayni cesareti gösteremediğini söyledi." Mesut Yılmaz yarın Türkiye'ye donuyor. T Ozal'dan (Baştarafı 1. Sayfada) Dün öğleye doğru. daha önceden hiçbir açıklama yapılnıadan Papandreu tarafından Kastri'deki çalışma konutunda kabul edilen Aktan'ın ilettiği Özal'ın yazılı mesajının içeriği konusunda hiçbir açıklama yapümadı. Daha önce Aktan'ın 19 aralıkta Atina'daki görevine başlamasına rağmen bir türlü Papandreu tarafından kabul edilmemesi Türk Yunan ilişkilerindeki "tıkanıklığın" önemli bir göstergesi sayılıyordu. Aktan dün Atina'nın merkezinden 17 km. uzaktaki Kastri'deki konuta saat 12.00'de girdi ve görüşme 45 dakika sürdü. Aktan'ı konutun kapısında karşılayan Papandreu görüşmeden sonra hiçbir açıklama yapmadı. Aktan ise gazetecilerin sorularını ayakustü yanıtlarken Papandreu'ya Özal'dan yazılı bir mesaj ilettiğini ve geçen pazar 70. yaş gününü kutlayan Yunanistan Başbakanına "nice >ıllar" dileğinde bulunduğunu söyledi. Aktan, Papandreu'nun sağlık durumunu da "çok iyi bulduğunu" sözlerine ekledi. Yunanistan hükümeti de goruşmeden sonra bir açıklama yaptı ve Özal'ın mesajının geçen aralık ayında Papandreu'nun Yılmaz aracılığıyla ilettiği mesaja bir yanıt olduğunu bildirdi. Özal'ın mesajında Türkiye'nin Davos'ta başlatılan siyaseti surdürmekten yana olduğunu vurguladığı ve TürkYunan diyaloğunun sürdürülmesindeki yararlardan söz ettiği sanılıyor. Öte yandan Papandreu'nun Ankara ziyaretiyle ilgili olarak Atina'daki görüşler oldukça çelişkili... Başbakan Özal'ın mesajında söz konusu ziyaretten söz ed.ildiği de sanılıyor.. Ancak Yunan hükumetine yakın çevreler, Papandreu'nun fi nkara'ya gitmesindeki zorluklan, Yunanistan'daki gelişmelere bağlıyorlar ve seçim arifesinde, Papandreu, TürkYunan ilişkilerinde "kayda değer bir şeyler" alamayacağını bile bile Ankara ziyaretinin kendi kamuoyu için "anlamsız" olacağına dikkat çekiyorlar.. Ama bu konudaki i>i niyetini gizlemeyen aynı çevreler, eğer Özal. dünkü mesajında Papandreu'ya "bazı konularda" yeşil "ışık" yakıyorsa, Papandreu'nun Ankara ziyaretinin seçimlerden önce gerçekleştirebileceğini çağrıştırıyorlar.. 3 saatlik ziyaret Evren ile görüşme Afganistan'ın siyasi kaderi ile ilgili gelişmeler için Pakistan başkentinde bulunan mücahit liderlerinin önümüzdeki hafta İslamabad'ı resmen ziyaret edecek olan Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile görüşebilecekleri belirtildi. İslamabad'daki mücahit kaynakları ANKARA ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) yapmak bir yana, Ankara'nın tarafların görüşmelerinde "ev sahibi olmak" isteği de sonuçsüz kalıyor. Sovyetler Birliğı'nin Afganıstan'dan çekilmesiyle birlikte, Afganistan'da bir iç savaş başlıyor. Iç savaşın taraflarından biri Moskova desteğındeki Necibullah, dığeri de Afganlı mücahitler. Afganlı mücahitler Ortadoğu'da görülen karmaşık gruplar açısından tipik bir örnek oluşturuyor. Dinsel açıdan, iran'daki gibi bir islam Cumhuriyeti kurmak isteyenler de var aralarında, Suudi Arabistan'daki gibi şeriata dayalı bir devlet özlemi içinde yaşayanlar da var... Hatta, laik cumhuriyet biçimini savunanlar bile aynı saflarda savaşıyor Etnık açıdan durum, dınsel alanlardakınden pek tarklı değil. Türkmenler, Tacikler, Patanlar, çeşttlı A<gan boyları mücahitler arasında yer alıyor. Sovyetler çekilirken Afganistan sanki "yeni bir Lübnan" olmaya hazırlanıyor. Ya da yeni bir "iranlrak savaşı" nın benzerinı yaşamaya doğru kayıyor... Yıllar ve yıllar yılı sürecek, çözümsüz, anlaşmasız, ama hep silahla özdeşleşen bir yaşam biçimi... Mücahitleri destekleyen çok çeşitli ülke var dünyada. Amerika'dan Mısır'a, Suudi Arabistandan Pakistan'a ve Türkiye'ye kadar uzanan bir dizi devlet mücahitlerin yanında yer alryor. "İnsani nedenlerle" Türkiye değişik zamanlarda Afganlı mücahitlere üç ayrı yardımda bulunuyor. Dört bin Atganh mücahit Türkiye'ye yerleştiriliyor. Pakistan üzerinden, yaklaşık üç yıl önce 250 bin sterlin yardım gidiyor. Kızılay kanalıyla çeşitli yardım malzemesı ve gıda maddesi gönderilıyor. Bu arada Ankara iki girişimde bulunuyor. Önce Pakistan'a ve mücahitlere "Sovyetler'le çatışmayın" mesajtnı gönderiyor. Sonra da "Eğer Sovyetler'le görüşmek isterseniz, bizim ülkemizde yapabilirsiniz bu görüşmelerinizi" mesajını iletiyor. Moskova ya da benzer düşüncesini aktarıyor Her iki girişim, en azından şu ana dek sonuçsüz kalıyor Bu arada Türkiye bir başka jest daha yapıyor. Diger ülkeler, "güvenlik kalmadığı gerekçesiyle" diplomatlarını Kabil'den çekerken, Türkiye oradaki büyükelçilik elemanlanna bu yönde bir talimat göndermiyor. Ama tüm bu gelişmeler Afganistan'da iç savaşın tırmanmasını önlemiyor. Afganistan olayı, "yeni bir Lübnan" olma yolunda, ne yazık ki hızla ilerlıyor. Kabil dramı dünya polıtikasındaki yerı açısından, çözümde bir rol oynamak açısından Türkiye1 nin boyunu çoktan aşıyor. ANKARA (AA) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsu Büyukelçi İnal Batu, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Ankara'daki temsilciliğinin, büyükelçilik düzeyine yükseltilmesi konusunda değerlendirmenin henüz başlamadığını bildirdi. Büyukelçi Batu, haftalık basın toplantısında "ABD'deki Yahudi lobisinin baskısı olduğu" yolindaki yorumlara ilişkin bir soruyu yanıtlarken şöyle dedi: "Bu yorumlan reddediyoruz. Türkiye, nasıl Filistin devletini ilk tanıyan devVetlerden biri olma karannı kendi ulusal polilikasına ve kendi ulusal çıkarlanna göre vermişsc, bu konudaki tutumu da sadece kendi ulusal politikasından kaynaklanmaktadır. Hiçbir lobinin veya devletin baskısı söz konusu değildir. Böyle bir baskı olsa dahi Türkiye karannı bu baskılara göre almaz." Büyukelçi Batu, konunun değerlendirmesine başlanması için ne beklendiği şeklindeki bir soruyu da "Neler beklediğimizi söylersem, o zaman o değeriendirmeyi şimdiden yapmış olurum" şeklinde vanıtladı. Filistin'e elçilik için değerlendirme henüz başlamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın 15 NATO ülkesini kapsayan "tanışma ziyaretleri" çerçevesinde geleceği Türkiye'de "en çok 3 saat kalabileceği" bildirildi. 14 şubat salı günu Türkiye'de olması beklenen Baker'ın aynı gün içinde Yunanistan ve İtalya'ya da gideceği açıklandı. 6 gün içinde 15 ülkeyi gezecek olan Baker için Türkiye'de "Amerikan standartlanna göre ve yoğun güvenlik önlemleri" almacağı bildiriliyor. Baker'ın ziyareti konusunda dün sorulan yanıtlayan Dışişleri Sözcüsu İnal Batu, 1319 şubat tarilerini kapsayan gezinin "fevkalade sıkışık" olduğunu dile getirdi. Türkiye'ye "öğle saatlerinde" gelmesi beklenen Baker'ın programının belli olmadığını söyleyen Batu, Amerikan Buyukelçiliği ile bu konuda temasların sürdüğünü belirtti. ABD Dışişleri Bakanı'mn Türkiye'den Yunanistan ve İtalya'ya geçeceğini bildirdi. Batu, ziyaretin kısa olması nedeniyle "15 dakikanın dahi önem taşıdığına" dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile görüşüp görüşmeyeceği konusunun da kesinlik kazanmadığını söyledi. Baker Ankara'ya Hığrayacak' Kıbrıs ve Butgaristan Aynı komitede ayrıca Otomarsan'ın Mısır'a sattığı otobüslerle ilgili olan ve vadesi bu yıl dolacak olan senetlerin ödenmesindeki guçluklerin de görüşüleceği ifade edildi. Siyasi komitede ise Türk tarafının Kıbrıs, Bulgaristan'daki Türk azınlığınm durumu ile Ortadoğu sorununa ilişkin görüşlerini Mısır tarafına ileteceği, Mısır'ın bu konudaki görüşlerini alacağı belirtiliyor. Mısır tarafının da son günlerde tekrar güncelleşen ve İsrail ile arasında olan "Taba" sorununa ilişkin pozisyonu hakkında bilgi \ermesi bekleniyor. Yıtmaz'ın açıklamalan Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, dün gerçekleştirdiği ust düzeyli temaslar konusunda akşam saatlerinde basın mensuplarına bilgi verdi. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek iie görüşmek için gittiği Aswan'da Mısır Dışişleri Bakanı Abdülmecid ile Dışişleri1 nden sorumlu Devlet Bakanı Butros Gali'nin kendisine refakat ettiklerini söyledi. Yılmaz, Aswanda once yarım saat sureyle ünlü Aswan Barau'nı gezdiklerini belirtti. Daha sonra Mübarek tarafından kabul edilerek kendisiyle 1 saat 50 dakika görüştüğünu kaydetti. Cumhurbaşkanı Mubarek'e, Cumhurbaşkanı E\ ren'in kendisıni özel olarak Türkiye'de görmek istediğini söylediğini kaydeden Yılmaz, "Eylül başında Yugoslavyada Bağlantısız ülkeler toplantısı varmış. O bağlanlı içinde daha önce de melhini duyduğu güney sahillerimize gelmek istediğini söyledi" di>e konuştu. Ankara'nın açıklaması öte yandan Dışişleri Bakanlığı sözcüsu Büyukelçi İnal Batu dün düzenlediği haftalık basın brifinginde Papandreu'nun ziyaret tarihiyle ilgili bir soruyu yanıtlarken Papulyas'ın sözlerine atıfta bulunarak şunları söyledi: "Yeni bir unsur taştmıyor. Ziyaret konusu açıktır diyor. Muhlemelen Yunan seçimlerinden önce yapılacaktır diyor. Başka bir ifade ile ziyaret henuz kesinltşroemiştir. Hele larih tespiti aşamasına hiç gelinmemiştir." RESTAURANT (12.00)/24.00) Pıyanoda YARCAN B A R (22.00/04.00) KÜÇÜK GECE MENUSU Flamenco Gıtar BURÇ Akdemz Ezgılen GIIRUP ÇAĞRI Rez: 149 68 95151 95 91 İstikıdl Cad. Odakule yanı.