27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ŞUBAT 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Gorbaçov'un maaşı ayda 2 bin 500 dolar MOSKOVA (A A) SSCB Dfvlet Başkanı Mihail Gcrbaçov'un ayda 2 bin 5O) dolar (1500 ruble) rmaş aldığı ve "Perestroika" adlı kfrabının ABD'deki sa.ışlarından elde ettiği 600 bin doları Komtinist Pcrti'ye bağışladığı biidirildi. ABD Başkanı George Bush 'un yılltk kazancının ise 250 bin dolar otduğu kaydedildi. Scvyetler Birliği'nde yayımlanan "Ogoynok" Dergisi'nin Yazıişleri Mudüru Vitaly Korotich, gençlik gazetesi Molodyozh Moldavii'nin son sayısında çıkan demecinde, "Halk, Gorbaçov çok para kazanmıyor, eşi Raisa yeni elbiseler almak için parayı nereden buluyor, diye soruyor. Bu zor bir soru değil, çünkü Mihail Sergeyeviç (Gorbaçov) o kadar kötu kazanmıyor. Ayda 1500 rubleden (2 bin 500 dolar) fazla kazamyor" dedi. Yugoslav ordıısu uyarcb Silahlı Kuvvetler'deki siyasal komiserlerin başkanı durumundaki Oramiral Simic, ordunun gelişmelere seyirci kalamayacağına dikkati çekti. Dış Haberler Servisi Yugoslavya Komüııist Partisi Merkez Komitesi toplantısı gergin ve tartışmalı bir havada geçerken silahlı kuvvetler adına bir açıklama yapan Amiral Petar Simic, ordunun, "Yugoslavya'nın geleceği için mücadelede" seyirci kalamayacağı ve gerekirse devreye girebileceği uyansında bulundu. Silahlı kuvvetler içinde parti komiserlerinin başkanı durumundaki Oramiral Petar Simic'in sert bir dille yaptığı uyannın yanküarı sürerken üst düzeydeki bir başka askeri yetkili Koramiral Stane Brovet de ülkede durumun denetimden çıkmakta olduğunu ve ülke bütünlüğünun tehlikeye duştüğünu belirterek Yugoslavya'nın parçalanmasının öncelikle siyasal, ama aynı zamanda başka yollardan da önlenmesi gerektiğini söyledi. Belgrad'da önceki gun başlayan ve siyasal gözlemcilerce "tarihsel önemde" olarak nitelenen merkez komitesi toplantısmda parti yönetiminin "demokratlar" ve "merkeziyetçiler" olmak üzere ikiye aynldığı ve taraflann birbirlerini ağır bir dille suçladığı gözlemlendi. Önceki gün başlayan toplantıda ilk konuşmayı yapan Parti Genel Sekreteri Hırvat asdlı Stipe Suvar'ın "siyasal çogulculuk" çağnsında bulunmasından ve adını anmadan Sırbistan Komünist Partisi lideri Slobodan Miloseviç'i suçlamasından sonra hava gerginleşti. Onun ardından söz alan Miloseviç de ülkenin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik bunalımdan mevcut yönetimi sonımlu tutarak görevden aynlmasını istedi. Miloseviç'i Slovenya Komünist Partisi'nin lideri Milan Kucar yarutladı. Kucar, konuşmasında, "Yugoslavya ya gerçekten demok Komünist Partisi toplantısının ikinci gününde askerler söz aldı BUGUN AIJSmMEN SUpe Suvar Demokrat ratik bir federasyon olacaktır ya da dağılacaktır" dedi. Bu tartışmalar olurken silahlı kuvvetlerden iki üst duzey yetkilinin arka arkaya >aptıkları sert konuşmalar ve askeri mudahale imasmda bulunmaları bomba gibi patladı. AP'nin haberine göre silahlı ku\vetlerdeki parti temsilcilerinin başkanı konumundaki Slobodan Mllosevtç Merkeziyetçi Amiral Petar Simic toplantıda, ülkenin karışık günler geçirdiğine işaret ederek ordunun duruma seyirci kalamayacağını söyledi. Merkez komitesi toplantısının dünkü otunımunda Simic"ten sonra söz alan Koramiral Stane Brovet de ülkenin bazı kesimlerinde durumun denetimden çıkmakta olduğunu belirterek "Bölgelerarası biriik ve MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği'nde Stalin doneminde kıyıtna uğrayan yaklaşık 25 bin kişinin itibarının iade edildiği biidirildi. Askeri Başsava Borıs Popov, KP resmi yayın orgam Pravda'da dün yayımlanan demecinde, on binlerce kişinin durumunun da incelenmekte olduğunu belirtti. Popov, Yüksek Sovyet Prezidyumu tarafından alınan bu kararın "geçmişte yasadışı baskılara uğrayan tüm kişilere karşı açümış suç davalarıyla ilgili incelemeyi tamamlamayı amaçladığını" kaydetti. Stalin kurbanlarına itibar iadesi anayasal düzen tehlikeye düşüyor" dedi. Ülkenin bazı kesimlerinde yerel KP yöneticilerinin değiştirilmesi istemiyle yapılan gösterilere değinen Brovet, "Ülkeyi yıkmak isteyen giiçler önce politik yöntemlerle, bunda başarı sağlanamazsa başka yollar kullamlarak engellenmelidir" dedi. Merkez komitedeki kuzey eyaleti Slovenya temsilcisi Franc Setinc ise istifası istenen Yugoslav KP lideri Stipe Suvar'ı savunarak Sırplann Suvar'a karşı sürduıdükleri kampanyayı kınadı. Setinc, Sırbistan KP şefı Slobodan Miloseviç'i kastederek Suvar1 ın ülkenin içinde bulunduğu duruma gelmesindeki sorumluluğunun, diğer federe cumhuriyet liderlerinin sorumluluğu araştırılmadan belirlenemeyeceğini söyledi. Miloseviç, merkez komitesinde dün akşam yaptığı konuşmada, mevcut liderliği, ülkeyi ekonomik ve siyasi bir krize süruklemekle suçlamış ve KP liderliğinde köklü değişiklikler yapılmasım istemişti. Yanlış Yaklaşım Başbakan Özal Batı gazete ve dergilerine demeç üzerine demeç veriyor ve yanlış üzerine yanlış yapıyor. Ğzal'ın demeçlerinin hemen hepsi, Türkiye'nin Avrupa'ya tam üyeliğini sağlamaya yönelik. Ve Turgut Bey tüm konuşmalarında ülkemizin Avrupa'nın savunma gizilgücüne (potansiyeline) katkısından söz ediyor, jeopolitik durumumuzu vurgulayarak, Avrupa'nın petrol bölgesi olan Ortadoğu'daki çıkarlarının bekçiliğini yapabileceğimizi ima ediyor. Özal bir yandan Avrupa'ya geleceğin 70 milyonluk Türkiyesi1 nin gücünden söz ederken bir yandan da, aba altından sopa göstererek, AT'ye tam üye olamamamız halinde, NATO ile ilişkilerimizin de etkileneceğini ileri sürüyor. Gerçekte, yöntem yeni değil. İspanya da, AT'ye üye olurken aynı kozu ileri sürmüştü. Bu görüş, doğrusu o zamanki AET ülkelerini oldukça etkilemişti. Ancak Dışişleri Bakanı Fernando Moran bu savı ileri sürer ve "Biz ya Batının içinde bulunduğumuz bölümünün tam üyesi oluruz ya da askeri ittifak içindeki yerimizi yeniden gözden geçirmek zorunda kalınz" derken İspanya 40 yıllık Franco faşizminden hızla uzaklaşan ve demokrasinin evrensel ölçütlerini uygulamaya koyulmuş bir ülke görünümündeydi. Üstelik İspanya, Avrupa'ya tam uyeliği için birçok koza birden sahipti. Askeri ittifak içindeki durumu kozlar arasında yalnızca biriydi. Nitekim 1990'larda İspanya'nın, uzak geçmişte olduğu gibi bir kez daha kültürel odaklardan biri haline gelmesl bekleniyor. Moran'ın çıkışı işte bu bütün içinde bir anlam taşımaktaydı. 12 Eylül döneminden sonra, ulus bilinci ve bıriminden hızla uzaklaştırılan Türkiye'nin bu gidişi son zamanlarda daha da belirginleşmıştir. Demokrasi ve insan hakları konusunda ise Özal doneminde alınan yol, ileri sürülenin tersine çok kısa ve yetersizdir. Bugün demokratik olmayan ve insan haklarının sürekli, üstelik de ağır bıçımde çiğnendiği bir ülke görüntüsü vermekteyiz. Kimlik bunalımı içinde bulunan Türkiye'nin Avrupa'ya "Biz genç insanlar deposuyuz, sizin savunmanızda, Ortadoğu'daki çıkariarınızda anahtar rolü üstleriniz" biçiminde yaklaşması son derecede yanlış ve tehlikelidir. Hiç kuşka yok ki, Türkiye ismail Cem'in de belirttiği gibi, Avrupa'ya ne bu açıdan ne de "Bakın biz size ne kadar benziyoruz" noktasından yaklaşabilir. Türkiye'nin, tarihsel değerleri, yeri ve kültürü ile laik evrensel demokrasinin ölçütlerine sahip bir ülke asgari müştereğinde, kendisine dünya ve tarih içinde biçtiği yeni özgün bir kişilikle Avrupa'nın kapısını çalması gerekir. Yoksa paralı asker veya bekçi rolüne soyunarak Batı dünyasına ve onun bizim de bir parçası olduğumuz Avrupa birimine yaklaşmak, bizi bugün bulunduğumuz yerden daha öteye götüremez. Paralı askerlik ya da bekçilik kimliği, çok yeni bir buluş değil, bin dokuz yüz ellilerden beri işbaşına gelen iktidarlardan çoğu zaten bize bu kimliği biçmeye çalışmıştır ve bu kimlikle varılacak yer ise bugün varmış olduğumuz yerdir. Bu arada iki noktaya daha eğilmekte yarar var. Bunlardan birincisi, Özal'ın NATO içindeki yerimizi gözden geçirme tehdididir. Başbakan bu görüşü ileri sürerken, Türkiye'nin NATO ittifakından çekileceğini söylemiyor. Turgut Bey diyor ki, "Eğer AT Türkiye'yi reddederse NATO ile ilişkilerde Batı tesirleri olacaktır." Eğer bu sözden kasıt, Türkiye'nin NATO içinde daha fazla ABD'ye yaslanacağı ise, bu her şeyden önce bugünkü Avrupa^ yı fazla tedirgin etmez. Çünkü AT'nin kendi savunması da bugün için fazlasıyla ABD'ye dayanmaktadır ve bu da en zayıf yanını oluşturmaktadır. Yok eğer Turgut Bey bu sözleriyle NATO1 ya uzak durmayı kastediyorsa, böyle bir ima Turgut Bey'in kişiliği ve şimdiye dek izlediği seçenekler ile dayandığı dış güçler göz önünde bulundurulduğunda hiç de inandırıcı olmaz. ikinci nokta ise şu 70 milyon (kendisi 67 diyor) sorunu. Bir ülkenin nüfusu elbette ki, gücünün bir parçasını oluşturur, ama o nüfusun üreme oranıyla üretkenliği arasında ikincisi yararına bir fazlalık ya da hiç değilse bir eşitlik olması koşuluyia. Yoksa bugünkü 55 milyon nüfusuna yeni iş alanları açarak, çalışma koşulları sağlayamayan, genç nüfusunun eğitim düzeyini, refahını, sağlık koşullarını sürekli düşüren bir ülke için nüfus fazlası bir avantaj değil, tam tersine üstesinden gelinmesi çok güç bir sorun, hatta bir beladır. Üstelik Türkiye'nin bugüne dek istihdam sorununu, emek gücünü dışarıya göndererek çözme eğilimi içinde olduğu da göz önünde bulundurulursa, 70 milyonluk bir Türkiye yalnız kendisi için değil, Avrupa için de büyük bir sorun oluşturacağı kolaylıkla görülür. Söyler misiniz, adamlar sürekli üreyen bir Türkiye'nin istihdam sorununu üstlenmeyi neden kabullensinler? Görülüyor ki, Turgut Bey'in Avrupa'ya yaklaşımı her açıdan yanlıştır ve AT'ye üyeliğimizin ciddi bir biçimde konuşulması için bile yepyeni görüşlere sahip geniş ufuklu yeni bir iktidarın işbaşına gelmesi zorunludur. HcrallOSfcSribunc'e göre bir Sovyet yetkilinin itirafv Sovyet birliklerinin çekilme hazırlıkları sürerken ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Charles Redman, SSCB'yi Afganistan'da "imha politikası" uygulamakla suçladı. İran, Pakistan ve Suudi Arabistanlı yetkililer arasmda, Sovyetler'in çekilmesinden sonraki durum konusunda diplomatik görüş alışverişi sürüyor. Çekilme hazırlıklarına paralel olarak Afgan mücahitlerine destek olan ülkeler arasındaki diplomatik temaslar da hızlandı. Vietnaırfdan ders almadık 1956 olayları tartışması ACARISTAN Dış Haberler Servisi Afga yayımlanan Craig R. Whitney nistan'da, Sovyet birliklerinin ta imzalı bir haber yorumda, SSCB mamen çekilme hanrhklan surer Komünist Partisi Merkez Komiken, mücahitlerle hükümet birlik tesi'nden bir yetkilinin Afganisleri ve Sovyet askerleri arasında tan'daki durumu kendileri için yoğun çarpışmalar meydana gel "tartışmasız bir yenilgi" olarak SAı\ JOSE (AA) diği bildiriliyor. Sovyetler'in çe değerlendirdiği öne sürüldü. HaKolombiya 'ya ait bir yolcu kilmesinin ardından ülkedeki si ber yorumda, Sovyet yetkilinin uçağı dün Kosta Rika'ya yasi durumun geleceğine ilişkin ABD'li bir arkadaşına şu değerkaçırıldı. Uçağın alana tran, Suudi Arabistan ve Pakis lendirmeyi yaptığı aktarıldı: inmesinden sonra tan arasındaki diplomatik temasNikaragualı hava korsant "Sizin Vietnam deneyiminiz lar da devam ediyor. Bir Sovyet gözaltma alındı. Hava yetkilinin Afganistan'da içine gözlerimizin önünde dururken yikorsanının mürettebat düştükleri durumu "Oraya aptal ne de aptallar gibi oraya gittik. tarafından etkisiz hale lar gibi gittik" diye değerlendir Önleyebildiğimiz tek şey, Kabilgetirildiği bildiriliyor. Ilk deki elçiiiğimizdeki son adamı bediği öne sürüldü. haberde hava korsamnm likopterle kaçırmak zonında kalteslim olduğu bildirilmişti. Başkent Kabil'in çevTesini gide maktı." rek daha fazla kontrol altına alan ABD'nin Texas eyaletinde Afgan mücahit birliklerinin, Sov Diplomatik trafik bir ikmal uçağının düşmesi yet askerleri çekilir çekilmez kenti sonucu 16 kişinin öldüğü Çekilme hazırlıklarına paralel ele geçirmeye hazırlandığı kayde olarak Afgan mücahitlerine desbiidirildi. Tayland'a düşen diliyor. International Herald Triaskeri helikopterde ise 7 bune'ün haberine göre halen Ka tek olan ülkeler arasındaki diplokişi can verdi. Yetkililer, matik temaslar da hızlandı. Paaskeri helikopterin, Tayland bil çevresinde 25 bin mücahitten kistan Dışişleri Bakanı Şahapzaoluşan bir kuşatma gücü bulunuBurma sınırında görev de Yakup Han Suudi Arabistan'a uçuşu yap ğı sırada havada yor. giderek meslektaşı Prens Suud El ABD Dışişleri Bakanlığı sözcü Faysal ile gorüştü. Pakistan'ın, patlayarak ateş aldığmı ve sü Charles Redman da SSCB'yi mücahitlere destek veren İran, Sudaha sonra duştüğunü Afganistan'da "imha politikası" udi Arabistan ve ulkesi tarafından söyledıler. uygulamakla suçladı. AA'nın ha bir "birleşik cepbe" oluşturma berine göre Redman önceki gece yaptığı açıklamada, Sovyetler'in çabası içinde olduğu belirtiliyor. tran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Afganistan'a yönelik hava saldınlarında "bem Afgan toprağın Velayeti'nin de onümüzdeki salı dan bem de SSCB'den havalanan gunu Pakistan'a gideceği bildiribombardıman uçakları liyor. 4 şubat günü de SSCB Dıkullandığım" öne sürdü. Red şişleri Bakanı Eduard Şevardnadman, bu saldınlarda çok sayıda ze'nin Pakistan'ı ziyaret edeceği sivilin hayatını kaybettiğini de be daha once açıklanmıştı. lirtti. Mücahitlerin AA'nın AFP'ye dayanarak verdiği habere göre üst düzey bir Af seçenekleri gan yetkilisi, Kabil'i SSCB'ye International Herald Tribune'bağlayan Salang yotu üzerinde ge ün haberine gore Afgan mücahit çen hafta mücahitlere karşı du örgütlerinin önünde Sovyetler'in zenlenen bir saldında 27 sivilin öl çekilmesinden sonra iki seçenek dürüldüğünü doğruladı. Yetkili, bulunuyor. Çeşitli mücahit orgütbu çatışmaya sadece Afgan ordu leri arasında tartışılan iki seçenekbirliklerinin katıldığını kaydede ten birincisi, oluşturulacak rek, "Bu, bizim yolun kontrolü "Şura" adlı mecliste Komünist nii elde tutabilecegimizi kanıt Partisi üyelerinin dışındaki üyeleUyor" diye konuştu. rin yer alması ve mücahit komu. Bazı Sovyet ve Afgan kaynak tan.larının önemli gorevlere getiDış Haberler Servisi lan, halen Kabil'de bulunan 1020 rilmesi. İkinci bir öneri ise başlanSovyetler Birliği'nde insan bin dolayındaki Sovyet askerleri gıçta Peşaver'de üslenen mücahit hakları savunuculuğu nin perşembe veya cuma günü yo örgütler tarafmdan oluşturulmuş yaptığı için 9 yıl cezaevinde la çıkacaklannı belirtiyor. Bazı bulunan Ahmet Şah başkanlığınyatan ve 1986'da Israil'e Batıb diplomatik kaynaklar da daki geçici hükümetin yönetimi gitmesine izin verilen havaların iyi gitmesi durumunda üstlenmesi ve ana siyasi yapı koYahudi muhalif Natau çekilmenın onümüzdeki hafta hız runarak bu hukümet etrafında yeŞaranski, İsrail'in yeni BM lanacağını kaydediyor. ni yönetimin oluşturulması seklinBüyükelçiliği görevine International Herald Tribune'de de. getirildi. Şaranski'nin bu göreve atandığı, Başbakan İzak Şamir tarafından açıklandı. Dıplomatik çevreler Şaranski'nin İsrail'in BM temsikisi olmasının SSCB'yi gucendirebileceğini ve havamn gerginleşebileceğini belirtiyorlar. Yeni Demokrasi Partisi, Başbakan Andreas Kolombiya uçağı kaçırıldı BUDAPEŞTE (AA) Macaristan Komünist Partisi lideri Karoly Grosz ve Başbakan Miklos Nemeth, 1956'daki ayaklanmanın nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda nihai karar verilmediğini belirttiler. KP Politbürosu üyes^ve Macaristan'ın son 40 yıldaki tarihini inceleyen parti komitesinin başkanı Imre Pozsgay, geçen hafta sonunda yaptığı açıklamada, 1956 olaylarının resmi olarak anıldığı gibi "karşı devrim" değil, bir halk ayaklanması olduğunu söylemişti. Pozsgay, başkanı olduğu komitenin bu sonuca vardığını kaydetmişti. KP lideri Karoly Grosz ise önceki gün verdiği demeçte, "Pozsgay'ın, 40 yılı kapsayan bir tahlil çahşması için tek bir unsur formule etmesinin ardındaki nedenleri bilmiyorum" dedi. Grosz, Jsviçre'den ülkesine dönerken yaptığı açıklamada, 1956'nın siyasi sonuçlarınm bilimsel bir şekilde yeniden değerlendirilmesinin, tek bir kişi ya da bir komite tarafından değil, KP Merkez Komitesi'nin tamamı tarafından kararlaştırılması gerektiğini vurguladı. "Bu konudaki tartışma daha yapılmadı" diyen Grosz, "Belki, Pozsgay ve komitesinin yaptıkları açıklamayı dayandırdıklan belgeler vardır. Ben şimdiye kadar bu lür belgelere rastlamadım" şeklinde konuştu. Başbakan ile Komünist Partisi lideri, 1956 olaylannın değerlendirilmesi konusunda henüz nihai karar verilmediğini belirttiler. 1962 Kıiba bunalımı Şaranski, IsraiVin yeni BM tenısilcm ^Sovyeder'in misüleme hedefi Türkiye idi' Amerikan ABC televizyonunda yapılan bir açıkoturumda, 1962 Küba bunalımı sırasında ABD bu ülkeyi işgal etseydi SSCB'nin de Berlin ya da Turkiye'ye saldıracağı öne sürüldü. NEW YORK (AA) 1962 Küba bunalıınında, Sovyetler'in misilleme hedefleri arasında Türkiye'nin de yer aldığı biidirildi. Kuba bunalımında rol oynayan Amerikan, Sovyet ve Kübalı yetkililerin Moskova'da tamamladıkları konferansın ardından, ekim 62'nin olaylan, önceki gece ABC TV'since düzenlenen bir açıkoturumda ele alındı. Küba bunalımı sırasında Kruşçev'in özel kalem müdurluğünü yapan Sergo Mikoyan, "Sanıldığı gibi ABD Küba'yı işgal etseydi Kruşcev ne yapacaktı?" sorusuna karşıhk, "Tam olarak bilmiyorum. Ama çok sert karşılık verirdi. Turkiye'den ya da Berlin'den karşılık verebilirdi" dedi. 1962 ekiminde SSCB'nin Kuba'ya nükleer füzeler yerleştirmesinin ardından Washington ile Moskova arasında başlayan bunalıma ilişkin olarak yapılan yeni açıklamalarda, dünyanın o sırada nukleer savaşın eşiğine geldiği ve tehlikenın kamuoyuna açıklanandan daha buyuk boyutlara ulaşmış olduğu kaydedildi. Programa dönemin Sovyet Başbakanı Nikita Kruşçev'in oğlu Sergei Kruşçev ve Başbdkan Birinci Yardımcısı Mikoyan'ın oğlu Sergo Mikoyan Moskova'dan, dönemin Amerikan Savunma Bakanı Robert Mcnamara da Londra'dan konuk olarak katıldılar. North, sonunda yargı önünde NEW YORK (Cumhuriyet) ABD eski Milli Güvenlik Konseyi görevlisi Yarbay Oliver L. Northi un yargılanması, bir yıla yakın suredir devam eden ön işlemlerden sonra nihayet dün başladı. İrangate olarak bilinen skandalın baş kişisi durumundaki Oliver North, 12 ağır suçtan yargılanıyor. Bunların başında ABD Kongresi'ni, Beyaz Saray'ı ve Adalet Bakanlığı'nı yanıltmak, engellemek, hükümet görevlisi iken hediye ve para kabul etraek, vergi kaçırmak suçlamaları bulunuyor. Federal Savcı La»rence VValsh, dava yargıcının tavsiyelerine uyarak kısa bir süre önce bazı iddialannı geri çekti. VValsh, North'u silah satışlarından elde edilen 14 milyon doları çalma girişiminde bulunmakla suçluyordu. Walsh, 1 bu iddiasına kanıt olarak North Irangate duruşması dün başladı R s n i r a İ T İ S H * İ n İ U f i r ^ 0 ^ 6 1 biriiklen, Cenevre Anüaşması uyaU O f I f l l V i a i l l l i y u i nnca15şubattatamamlamalangereken tümüyle çekilme ıçlemını sürdürurken. çeşitli kara ve hava birliklerinin bulunduğu üsleri boşaltıyorlar. Kabil yakınlanndaki bir hava üssündeki Sovyet askeri, yıllardır üssun tepesınde dalgalanan bayrağını ülkesine geri götürmek üzere katlıyor. (Fotoğraf: Reuter) YüNANİSTAN Muhalefet Mirage için atakta ATtNA (AA) Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun, Mirage2000 savaş uçağı satın alımından komisyon sağladığı yolundaki iddialar, Atina'yı karıştırdı. Hükümet Sözcüsü ve Savunma Bakanlığı, yaptıkları açıklamalarla Papandreu'nun komisyon aldığı iddialannı yalanlarken, ana muhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi uçakların satın alımında usulsuzlük yapıldığmı öne sürdü. Ana muhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi (YDP), Mirage2000'lerin satın alımı ile ilgili olarak önceki gün Savunma Bakanhğı'ndan verilen rakamın gerçek olmadığım, her bir savaş uçağırun anlaşmanın imzalandığı dönemdeki (1985) kur hesabıyla 40.5 milyon dolara mal olduğunu ya da anlaşmada öyle gösterildiğini iddia etti. YDP açıklarnasında, Mirage2000 savaş uçağı satın alımının Yunanistan tarihinin en büyük skandalına donüşebileceği ileri sürülerek, Papandreu hükümetinin Mirage2000'ler için imzalanan anlaşmayı açıklaması istendi. Soz konusu savaş uçaklarının satın alımı, bugun parlamentoda yapılacak oturumda göruşulecek. Bu arada, savunma alanında buyuk yolsuzluklar yapıldığı gerekçesiyle bir süre önce ıstifa eden eski Savunma Bakanı Yardımcısı Statis Yotas'ın da aynı konuda kendisine yöneltilen bir soruyu "Mirage2b00'leri kaca aldığmı gidin Papandreu'ya sorun" diye cevaplaması da Atina'da yeni tartışmalara yol açtı. Gazeteler, Yotas'ın hukümetteki görevinden istifasının buyuk ölçude Mirage2000'lerin siparişinde usulsuzlük yapıldığından kaynaklandığını iddia ettiler. Hukümet Sözcusu Sotiris Kostopulos da muhalefet eğilinıli Eleftheros Tipos Gazetesi'nde yayımlanan \e Papandreu'nun Mirage2000 uçaklarının satın alımından komisyon sağladığına dair haberTyalanladı. Sözcü, söz konusu programa Dassault firmasırun herhangi bir yetkilisinin katılmadığını ve gazetede yer alan haberin program spikerinin soylediklerinin saptırılmış bir yorumu olduğunu belirtti. Eleftheros Tıpos Gazetesi'nde önceki gun yayımlanan haberde, tngiliz Televizyonu'nun Dordüncü Kanalı'ndaki bir programda. Dassault firmasının bir yetkilisinin, Papandreu'nun Mirage2000 uçaklarının alımından komisyon sağladığını ifade ettiği öne sürulmüştü. Yunan Savunma Bakanlığı ise iddiaları yaianlayan bir açıklama yaparak olayın hukümeti yıpratmaya yonelik olduğunu öne sürmüştü. Savunma Bakanlığı'nın açıklamasında, Fransız Dassault şirketi ile imzalanan anlaşmada, her bir Mirage2000 uçağının fiyatının teknik techizat hariç 12.8 milyon, yedek parça, eğitim, teknik yardım gibi ilavelerle 19.4 milyon dolar olarak belirlendiği belirtilmişti. Açıklamada, Fransa Savunma Bakanlığı'nın Atina'ya gönderdiği iki mektubun da soz konusu rakamı doğruladığı savunulmuştu. Fransa Savunma Bakanlığı'nın mektubunda. her bir Mirage2000 uçağının Yunanistan'a 1985 yılındaki değeri ile 24 milyon dolara satıldığı belirtiliyordu. un not defterinin iddia makamına verilmesini talep etti. North, geri kalan 12 iddiadan suçlu bulunursa yaklaşık 60 yıl hapis cezası ve 3 milyon dolar tutarında para cezasına çarptırılacak. North, "anıirierinin eylemlerini onayladıklannı" söyleyerek "Hiçbir suç işlemedim" savunmasını surduruyor. Oliver North, vergiden muaf vakıf kurarak, vakfa yapılan bağışları Contralar'a yardım amacıyla kullanıp vergi dairesini dolandırmakla da suçlanıyor. Vakfı yöneten Carl Channel ve Richard Miller aynı nedenden daha önce suçlu bulundular. Mahkemede North'a karşı ifade vermeleri bekleniyor. North'un avukatı ABD'de son derece iyi tanınan, saldırganlığı ile meşhur Sullivan. Şevardnadze bugün Pekin'de Göçmenlere yardım tasarısı Dış Haberler Servisi Avrupa Konseyi'ne üye ülkeleri Turkiye'ye göç eden İran ve Irakhlara yardım yapmaya çağıran karar tasarısı Parlamenterler Meclisi'nin Strasbourg toplantısmda kabul edildi. Kararda Türkiye'nin 50 bine yakın Irakh ve 1 milyona yakın tranlıyı kabul ettiği anımsatılıyor ve bu insani yaklaşımı ovulüyor. Papandreu'nun adının karıştığı 'Mirage2000'lerin alımında yolsuzluk yapıldığı iddialarının üstüne gidiyor Asyada devlerin yakuılaşınası PEK1N (AA) Çin ile SSCB'nin, Sovyet Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'nin bugün Pekin'e yapacağı resmi ziyaret sırasında, sınırdaki askeri birliklerin azaltılması ve oteki askeri sorunların ele alınacak temel sorunlar olacağı biidirildi. Pekin'deki iyi haber alan Doğu Avrupa kaynaklarına göre, Şevardnadze'nin ziyaret sırasında, iki ülke heyellerinin görüşme konularını, ağırlıklı olarak askeri konular oluşturacak. Bu kaynaklara göre öncelikle, sınırın her iki tarafında asker indirimi yapılarak "karşılıklı askeri güven ortamı"nın yaratılması konusu ele alınacak. 6.700 km. ile dünyanın en uzun sınırı olan ÇinSovyet sımrı 60 ve 70'li yıllarda kanlı olaylara sahne oldu. O tarihlerden bu yana, SSCB'nin sınırda büyük bir askeri yığınağı bulunuyor. Batıh diplomatlara gore, Çin sınırında en az 500 bin Sovyet askeri bulunuyor. Bazı çevrelere göre ise bu rakam 1 milyon civannda. Sınırdaki Çin birlikleri ise, yine Batıh kaynaklara göre 75 tümenden oluşuyor ki, bu, Çin askerlerinin Sovyet askcrlerinden daha fazla olduğu anlamına geliyor. Şevardnadze'nin ziyareti sırasında, askeri manevralar ve bü>uk birliklerin yer değiştirmelerine ilişkin olarak bilgi alış verişini sağlayacak bir sıstem geliştirilmesi konusu da görüşülecek. Hülya Bankoğlu ile Adnan Ekşioğlu evlendiler tstanbul 26.1.1989
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle