23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Turizm Bakanı Aküzüm: Satııbı Cumhurnet Matbaacıiık ve Gazetecılık Turk Mıonım !}.rkeıı adına Nıdır N«dı A Genel >avın Muduru Hasan Ctmal. Muessese Muduru Era/nt Lş»klıgil. Yazı lslerı Muduru Ok«> Gontnsjn. • Habcr Merkezı Mudjrj >«lçm Bıver. Savfa Duzcnı Vonctmcnı *lı V»r, • Temsılakr ANkARA *hm« T«n. IZMlR Hiiann Çetmkıv*. U Polltıka Cctal Bt&utfK. D15 Habtrler Ejjaa IMa. Ekonomj Ccagu Tlııtan. Iş Scndıka Şuknn krlma, Kültur Cetai Iner, Kfjtırr. Ooar> Şmluı. Hatcı "ırastırma tsmet Bcrfcan. Yun Habcrlm Necdet OOJM. Spor Danısmanı Abdaludir ViMEtauı. ;>.zı Vankr Keran (.«teluuı. Vajurma Sıkia Mpm. Duzdcru: Abdıdhh Yaao. # Koonimator AfcnKI Koratna. 9 Malı Işlcr Erot Eriıut • Muhasebc BuJcııl Vmrr • But<rPlanlama Sevji O99ubc(R>|ta • Rcklam Ayy Tonın, • Ek Vavmiaj Hul)« Mool 9 ldaıc Husoın Gunr. 0 Ijlctme Ondcr Çfük. 9 BılgıUloıi N«ıl hmi. % Pcnonel STTO Bosunaotlıı. Basz/r *• h m » ı Cumhurwî Maıbaacüık * Oaanrcıiık T.A Ş Turk Ocafc O d M33J )« 0 ^ 6< 9 PK 346lsanfrul H i»a Tri B» <12 05 05 120 >ıan hkılap S. S o , ' " 2 SJ1 3 1 Kat . Tei Te 19 4. Td 19 r Tdc< 1246 Su/oto \ n k j u ı Zra Gökalp BK la»r Inonu Cad 119 S. No 133 11 4 i r 39 '41 CagaJofttu 0 Fax. III «2* 60 ' 2 «23<9 Fax Telcı «2344 Fax (4ı 133 ı<]> 19 53 60 H 12 30, T d d 52 14 hat). T « c c 62155 Fa» f ] ) 19 37 52 TAKV2M: 6 ARALIK 1989 tmsak: 5.35 Guneş: 7.07 Ogle: 12.00 lkindi: 14.21 Aksam 16.42 Yatsı 18.08 Turizmciler 1989'da iyi çahşmadı tlhan Aküzüm, "Zannettiler ki müşteriler kuyruğa girecek. Bunlar yatacak. Fakat sezon başı biraz boş geçince, rezervasyonlarda bazı iptaller olunca şaşırdılar" dedi. GÜNSELİ ÖNAL ANKARA Turizm Bakanı tlban Aküzüm, 1990 turizm sezonunda turist sayısmda 1989'a oranla en az yüzde 25 artış beklediklerini, 1989'da 2.5 milyaı dolar olan turizm gelirinin 1990'da 3 milyar doları aşacağını söyledi. Aküzüm, "Türldye 6. Bcş Yılhk Plan dönemi sonunda, dünyanın en önemli turizm merkezlerinoen biri olacak" dedi. Aküzüm Cumhuriyet'in sorularıru yarutlarken, yeni turizm sezonu için yapılan en önemli çalışmalann pazarlama ve tanıtma etkinlikleri olduğunu, buna hem sektörün hem de bakanlığın çok önem verdigini büdirdı. Aküzüm, seyahat acentelerinden 1200 kişinin katıiımıyla gerçekleştirılen kongre sırasında, turizm işletmecilerınin bu kişilerie temas kurduklarını ve 1990'ın hazırhklarına başladıklannı anlattı. Turizmcilerin, önceki yıl çok iyi bir sezon geçirdikleri için 1989'da iyi çaiışmadıklarım belirten Akuzüm şöyle dedi: "Zannettiler ki mıişleriler kuyrnja girecek, bunlar yatacak. Fakal sezon başı biraz boş geçince, rezervasyonlarda bazı iptaller olunca şaşırdılar. Fakat berkes bu sene çok ciddi tedbirler aldı. Hem bakanlık taıutma ve pazarlamaya ağırtık verdi hem de işletme sahipierinin kendileri, çok ürktükleri ve tedirgin olduklan için tahmin ediyorum bu sefer çok çaiıştılar. Ba çalışmalar turist sayısında en az yüzde 25 arüş satlayacaktar." TUrizm yatınmlanrun azaJdığjna da dikkat çeken Aküzüm, bakanlığın arazi tahsislerinin yatırımcılar için eski çekiciliğini kaybettiğini soyledi. Aküzüm, "Eskiden daba fazla ragbet vardı. Gene var, ama turizm yatınmının kolay' olmadıgı gönıldu. Artık önemli olan oteli doldurmak. Eskiden muracaal olujordu, berkese arazi veriyorduk. Şimdi, bu işi becerebilecek adam mıiracaat edi>or. Parası olan, kredi kullanmayacak olan, dışanyla ilişki kurabilen başvuruyor artık. Tatil köyunu, oteli yapıyorsun, müşteri yok. Artık pazarlama başladı" diye konuştu. Nitelıkli personel konusunun hâJâ bir sorun olduğunu kaydeden Akuzum, sözlerıni şöyle surdurdu: "Bes yıldıziı otelde, daba kalifiye eleman anyorlar. Ama daha aşağı yıldızlarda kalifiye eleman bu kadar önemli olmuyor. Personel yetersiz oldugu için beş yıMızlı otel talepleri azaldı. Bir de beş yıldızlı otellere, turist de doymuş arük. Adam. Almanya'dan, Fransa'dan, İngiltere'den beş yıldızlı otelde kalmak için gelmiyor. Beş yıldızlı otelde kalraak istese, gider başka yerde kalır. Başka özeJlikleri haiz oteller de var. Ama Turkiye'ye, bu medeniyeti, bu giizelligi, bu doğa>ı gormek için geliyor. Avrupa'da böyle deniz yok artık. Böyle insan yok." Turkıye'nin gezmekle bitmediğini kaydeden Aküzüm, Side*ye gelen bir turistin geçmi; uygarlıkları, eski yaşantıları görduğunü, denize gırip guneşlendiğini. oradan Kapadokya'ya geçip sonra Doğu illerını gezdiğini anlattı. Insanlıktan mikiliğe;.. Masum Sanık R o g e r Rabbit (Who Framed Roger Rabbit?) / Yönetmen: Robert Zemeckis / Senaryo: Gary K. Woirun "Who Censored Roger Rabbit?" kitabından Jeffrey Price ve Peter Seaman / Görüntü: Dean Cundey / Canlandırma yönetmeni: Richard Williams / Müzik: AJan Silvestri / Oyuncular: Bob Hoskins, Christopher Lloyd, Joanna Cassidy, Stubby Kaye, Alan Tilvern / Bir Warner Bros (DisneySpielberg) yapımı / 96 dakika (Emek, Reks, Ankara Akün). ATtLL DORSAY Savulun!.. "Mikiler" geuyor!.. Canlandırma sinemasının hemen tümü Wall Disney patentli ünlu 1 kahramanlan, uçan fîl Dumbo dan Vfek Vak Amca'ya, "zarir suaygınndan "Fantasia"nın uçan supürgelerine, Max Fleischer'in "melankolik güzeli" Beltj Boop^ tan tavsan Roger Rabbit'e, perdede hem de aynı filmde yeniden bir araya geliyorlar. Ama bu buluşmayı "taribsd" kılan, bu ünlü çizgıfılm kahramanlarının bir araya gelisi değıl. Bir araya gelirken kendi dunyalarını, özgün adıyla "toon"lann ("cartoon"un kısaltılmışı), uygun çevirisiyle "roikilerin" dünyasını da alıp birlikte getirmeleri. Ustelik bu "dünya">n, bizimkiyle, yani sıradan insanlann gündelik dünyasıyla hamur etmeleri. Ne özellikleri var "miki dünyası"nın? Miki dünyasının kişileri, öncelikJe yeryuzündeki "insan tıiıü"nün sıkıcı lekdüzeliğine sahip değiller elbette!.. Her türden hayvan, ams aynı zaınanda hayvanlar arası veya insanhayvan kanşımı yaratıklar, kimi zaman insanın en "has" davranışlannı benimsemiş hayvancıkJar perdeye gelebılir bu dunyada... Bunlar, alabildi 'Masum Sanık Roger Rabbit'te iki ayrı dünyafilm boyunca iç içe İşçi paneli • İZMİT (Cumhuriyet) ICEF (Uluslararası Enerji, Kimya ve TemizJik Işkollan Federasyonu), Fin Kâğıt Işçileri Sendikası Paperiliitto ile Selülozlş Sendikası'nın duzenlediği "Çevre Kirliliği ve İşçi Sağlığı" kontrolü paneli dun Izmit'te yapıldı. Panelde konuşan Selülozİş Sendikası Genel Başkanı fsmail Önay, "Bir yandan enflasyon ücretlerimizi kemirirken, bir yandan da çevre sağlığırun bozulması nedeniyle sağlığımızı korutnak için gelirlerimizin buyük bölümünu doktor yazıhanelerinde kaybetmek istemiyoruz" dedi. SSCB üe adli yardımlaşma • ANKARA (AA) Turkiye ile Sovyetler Birliği arasında hukuki ve ticari konularda adli yardımlaşma sözieşmesi taslak metni, dün Ankara'da parafe edildi. İki ülke heyetleri arasında 29 kasımda başlayan goruşmeler sonunda mutabık kalınan metni, Turkiye adına Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Hukuk ve Sosyal Isler Genel Müdiirıi Buyükelçi Zeki Çelikkol, Sovyetler Birliği adına da SSCB Adalet Bakanlığı Devlet ve Sosyal Mevzual Genel Müdur Yardımcısı V.I. Smorodinsky parafe ettiler. Sözleşme, iki ülke arasında giderek artan ticari ve ekonomik ilişkiler çerçevesinde ortaya çıkan hukuki ve ticari sorunların çozumunü kolaylaştırmayı amaçlıyor. Robert Zemeckis'in (sagda) vonettigi Masum Sanık Roger Rabbit'te Bob Hoskins (solda) dedeklif Eddie Valiant'ı canlandınyor. ğine abartılmış hareketlerle sıçrayıp koşabilir, başta yerçekimi, tum aİırlık ve denge yasalarına meydan okuyabilir, tonlarca yukun, elektrik şoklarının, aievlerin veya su baskmlarının, yağmur gibi yağan kurşunların veya yüzlerce kiloluk dinamiîlerın patlayışının ardından sağsalim çıkıp fantezi yaşamJarını surdurebılirler. Duş ve fantezi, bu dünyanın kaçımlmaz kuralları, neşe ve kahkaha, "on emir"in başta gelenidır. Bu dunyayı, on yıllar boyu, başta Walt Disney, sayısız insan, emeklen, çabalan, hayal guçleri ve buyuk malı yatınmlanyla oluşturmuşlar, beslemişler, zenginleştirmişlerdir. Canlandırmanın dun\ası, insanlann dunyasından alabildiğıne uzak bir gerçekustu dunya gibi gözukur. Ama onun, en fantezi öykuleri ve en fantastik kahramanJarında bile, aslında bizım dünyamızı yansıttığını, yalnızca onu çizenlerin, yaratanlann bizim dünyamızda da görmek istediklerinin (belki biraz abartıh) katsayılarıyla oluştuğunu söylemek, bilmem yanlış olur mu? Peki, bizim dunyamızla "miki dünyası"m karmakarışık etmek? Sinemanın hiç düşünüp yapmadığı bir şey dejil bu zaten. En azından yakın yıllarda TV'de gördüğümüz kimi muzikallerde, Gene Kelly'nin ("Gönul Kimi SeverseAnchors Aweigh" filminde) Tom ve Jerry ile Estner WUIiams'ın bir sualtı balesinde Miki Fare ile yine Kelly'nin "Daasa Davef'te "Şehrazal" masalının kahramanlarıyla yaptığı "danslar" anımsanabilir. Ama bu "tekil sahneler"den sonra, bu iki dUnyayı tümüyle alıp birbirinin içine sokmak, ilk kez Disney firmasının Steven Spielberg'le bir araya gelip kotardığı ve yönetimi, Spielberg ekolunun genç gözdelerinden Robert Zemeckis'e "emanel edilen" bu fîlme nasip oluyor. E>önem 1947'dır (Hollywood mitosunun da Disney'in canlandırma basyapıtlannın da fılmin temel aldığı "özel bafiye" izleklerirun de en parlak dönemi). Kardeşi bir "miki" tarafından öidürüldüğü için mikılerden nefret eden birdedektif, "mikiler ulkesi"nde işlenmiş b.. cinayete kanşacak, yine ciönemin güzellerinden Rita Hayworth Lauren Bacall'ın ortak çizgılerini taşıyan dayanılmaz "miki fıstığı" Jessica'nın, "onu çok güldürdügü" için öylesine tutkun olduğu kocası "tavşan Roger"ı haksız yere suçlandığı bir cinayetten temıze çıkarmayı deneyecektir. "Masum Sanık Roger Rabbit", sinema teknolojisınin çağımızdaki gelişimini, "özel efekt" denen şeyin kazandığı yaşamsal önemi ve 2 yıl boyunca yüzlerce (tam olarak 326) çizerin seferber olmasıyla oluşan "insan emegi"nı simgelemıyor yalnızca... Bu filmın ardında şaşılacak bir hayal gucu, bir ozgun ve özgur yaratma seferberliği, surekli işleyen ince bir mizah duygusu ve sinemanın geçmiş birikimine olan bir hayranlık da var. Özellikle canlandırma sinemasının "hayvanlar âlemi"ne yapılan göndermelerin yaııı sıra Bob Hoskins'in olağanustu bir oyunla canlandırdığı dedektif Eddie Valiant1 ın tıpkı "Maita Şahini"nin ünlu heykelciğim anımsatan şahın başlı giysi asacağı veya Eddie'nin sevgilisinin bir sahnede soylediğı "Cebinde bir tavsan mı \ar, yoksa beni gormekten pek mi hoşlandın?" deyışınin (bir sozcuk farkıyla) Mae West'in en unlu cumlelerinden biri olması gibi "sinemasal atır'lar da ilginç. Süper tren • TOURS (AA) Fransa'da Alsthom fırması tarafından imal edilen super tren, saatte 480 kilometre hıza ulaşarak hız alanında yeni bir dunya rekoru kırdı. Fransız Ulusal Demiryolları Şirketı'nin (SNCF), Tours bölge yetkililerinden edinilen bilgiye göre rekor Uendome kenti ile Naveil Körüsü arasındaki tren yolu üzerinde dun yapılan denemede gerçekleşti. Bundan önceki rekoru F.Almanya tarafından imal edilen bir tren saatte 406.9 kilometre hızla elde etmişti. Sıcaklar ozon deliğini ukıyor Atmosferin yüksek kesimlerinde hava sıcaklığının artması ve rüzgâr sistemlerinin yer değiştirmesi sonucu, ozon tabakasının incelmesi "en az" düzeye indi. VVASH1NGTON (Ajanshr) Güney yanmkürede hüküm sürmekte olan yaz nedeniyle ozon tabakasında meydana gelen incelmenin geçen yıllara göre daha büyük hızla düzeldıgi saptandı. Amerikan Atmosfer ve Okyanus Bilünleri Merkezi tarafından yapılan açıklamaya göre Antartika üzerinde, atmosferin yüksek kesimlerinde hava sıcaklıgının artması ve rüzgâr sistemlerinin yer değiştirmesi sonucu ozon tabakasının incelmesine neden olan etkenler "en az" düzeye indi ve böylece her yaz kendi kendini tamir etme imkânı bulan ozon tabakası bu yıl daha bir rahatladı. Biiindiği gibi " C F C kısaltmasıyla tanman kloroflorokarbon gaa, ozon tabakasının giderek incelmesine neden oluyor. "Ozon deligi" olarak adJandınlan "delik" ise aslında bir delik değil de, atmosferdeki ozon tabakasının bazı bolgelerde iyice incelmeii. Dünyanın kuresel yapısı ve güneşe olan açısı nedeniyle ozon tabakası kutuplarda zaten oldukça uıce durumda, buna karşılık ekvator ve çevresinde bu tabaka kalın. CFC gazırun da etkisiyle ozon iyice azaluca, bu en başta güney kutbunda kendini gösterdi ve kutup uzerindeki tabakanın yok olmak üzere olduğu saptandı. Bu "deUk "in özellikle Güney Kutbu'nda olmasımn nedenlerinden belki de en önemlisi ise kutup bölgesinde hüküm süren müthiş soğuklar. Antarktika üzerinde, atmosferin yüksek kesimlerinde sıcakhk eksi 80 dereceye kadar inebiliyor. Atmosferin yüksek kesimlerinde bu soğukluk nedeniyle oluşan buz kristalleri ise CFC gazının ozonu tahrip etme yeteneğini iyice arttınyor. Uzmanlar, ozon tabakasındaki incelme eğiliminin 1988 yılında 1987'ye göre çok daha büyük oranda arttığını saptanuşlardı. Bu nedenle duzenlenen bir uluslararası ozon tabakası toplanusında CFC gazının tumüyle yasaklanması gündeme gelmişti. ABD'de, Artists Space Galerisi'nde AIDS sergîsi açıldı \bk olıışıı ıııuzıııı taıııkl a n ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK "Artık beni dinlemiyorlar, bu yüzden ber şeyi bir kâgıdın üzerine yazdım. Beni öldiırmek isteyenin kim olduğunu ve ne yaptığını. Sonra, Pat Hearn'ın gönderdiği çiçeklerin bulundugu vazoyu kırdım. Bacagıma, 'Gece hemşireleri benı oldurdu' diye kazıyabilecegim bir kesidm olsun istedim. Telefonla suradmı parçaladım. kanımı bütun duvariara ve bu kitabın üzerine surdüm. Sonra, notu yazdığım kigıdı tepsideki lerejağına halete karşı bir sosyal elestiri mevcut. "Artists Space", Manhattan'ın güneyindeki TriBeCa'da küçük butçeli, mütevazı bir galeri. Galerinin butçesi pek çok benzeri kurum gjbi büyük ölçüde federal yönetimden ve kongre onayıyla yürutulen resmi sanat vakıflanndan sağlanıyor. Sanat fotoğrafçısı Nan GoMin, 23 sanatçının fotoğraf, resim, çizim ve heykellerinden oluşan ve AIDS olayının sanat estetiğini nasıl değiştirdiğini, arkadaşlarımn ölümunden sanatçılann nasıl et Sergide, bu yıl AIDS'ten ölen Mark Morrişroe'nin kanlı çarsafları, kırık vazosu ve kitabı, bir cam kutunun içinde duruyor. Her parçada bir hikâye, topluma, yasaklara, bilgisizliğe karşı bir sosyal elestiri mevcut. buladım. Sadece otopsim yapıldıgında bulabilsinler diye onu iyice tıkadım kıçıma." Mark Morrisroe, l<J59'da doğdu, 1989'da Jersey City'de AIDS'ten oldü. Yukandaki almtı, Ramsey McPhillips'in Morrisroe için yazdığı biyografiden. "Artists Space" adlı galeride McPhillips'in kanlı çarşafları, kırık vazosu ve kitabı, bir cam kutunun içinde karşınıza çıkıyor. Sergiye adımınızı attığınız andan itibaren Nazi kamplarında yaşanan dehşeti kulaklârmızda duyuANESTEZtStZ AMEIİYAT GtBt Greer Lankton'ın kansık ge yorsunuz. reçle çalıştığı "Freddy ile Ellen" adlı yapıü sergi kataloğunda yer 16 kasımda başlayan seralıyor. Lankton, "tnsanın, arkadaşlarımn AIDS'ten teker teker öl gideki her parçada bir hikâye, topdıigünu görmesi, anestezisiz ameliyata benziyor" diyor. luma, yasaklara, bilgisizhk ve cekilendiğini anlatan "Yok oluşumuzun tanıklan" (Witness: Against our Vanishing) adlı projeyi hazırladı. Galeri, projenin finansmanı için "The National Endowroent For the Arts" (NEA) kurumuna başvurarak sergi için 10 bin dolar istedi. Kurum her beş yılda bir faaliyetleri Amerikan Kongresi'nce onaylanan bir kamu kuruiuşu. Geçen ay içinde Kongre'ye sunulan ve Senatör Jesse Helms'ın başını çektiği bir grup muhafazakâr tarafından hazırlanan yasa değişikliği, NEA'yı "topiumun belirii kesimlerini rendde edecek" türde açık saçık ve siyasi nitelik taşıyan projeleri fınanse etmekten alıkoymayı hedefliyor. NEA'nın projeyi finanse etmeme kararı almasında bu yasa değişikliğj rol oynadı. Helms'ın muhafazakâr ekibi sanat kuruluşlarına maJi yardım veren şirketleri ve kurumları etkin bir lobi ile etkilemeye çalışıyor. NEA'nın yeni yoneticisi John Frohnmayer ilk açıklamasında, serginin siyasi niteliğinden oturu finansmanın geri çevrildığini soyledi. Basın aracılığı ile sanat çevrelerinden ve kamuoyundan buyük tepki gelince açıklama değiştirildi ve gösterinin "artistik deger tasımadığı" iddia edildi. öte yandan besteci ve yönetmen Leonard Bernstein, bu yıl 11 kişiye ve bir şirkete verilen "Ulusal Sanat MadaJyası"nı (NationaJ Medal of Arts) kabul etmeyerek devletin sanata sansur uygulamasını protesto etti. ABD Devlet Başkanı George Bush tarafından sunulan ödulu aiması reddeden Bernstein'in protestosu, Artists Space olayının uluslararası duzeyde ilgi gormesine neden oidu. 15 kasımda NEA karar değiştirdi. Başkan Frohnmayer, NEA'nın gösteriyi desteklemeye karar verdiğini, finansmanı karşılayacaklannı açıkladı. 16 kasımda Aitists Space tarafından yayımlanan basın bıldırisinde, "Sanat guçiu ve güzeldir, sanatçılann konuşma ve ifade ozgüriügü ve sanata yapılan devlet yardımı, toplumdaki herkes için değeriidir. Bir kararın değiştirilmesi kolay bir is değiidir, bu nedenle son gelişraenin gelecek için açık bir divalog ortamı varalmasını diliyoruz" denildi. Hastalıklardaki artış araştırüacak Ttatağan için izleme komitesi Muğla Tabip Odası Başkanı Mustafa Ulusoy, "Termik santralın küllerinde radyasyon olduğu kesin. Küller toprağın 40 cm altına gömülerek üzeri ağaçlandınlmalı" dedi. HAKAN KARA Yatağan Termik Santralı için meslek odaları "izleme komitesi" kuruyor. Muğla Tabip Odası önculüğünde kurulacak komite, Yatağan'da termik santral kurulmasından sonra, hastalıklarda ve ölum oranlarında oluşan artışlan saptayacak. Aynca bolgede halk sağlığı laboratuvarı kurularak kirlilik yerinde incelenecek. Yatağan Termik Santralı'nın çalışmaya başladığı tarıhten bu yana ormanlar hızla yok olmaya başlarken, tanmsal uretim dusmüş, solunum yollan hastalıkları da giderek artmıştı. Yatağan'ın SHP'li Belediye Başkanı Sadi Eczaa, bolgede yapılan hiçbir araştırmanın açıklanmadığını ve halkın endişeli olduğunu belinirken, Yatağanlılar da "En ufak bir rahatsızlığımız bile olsa, acaba kansere mi yakalandık diye duşüniiyoruz. Bolgede hastalıklann artmasının. duşüklerin, sakat doğumlann, kanserierin nedeni nedir? Yetkililer neden suskun?" dediler. Muğla Tabip Odası Başkanı Mustafa Ulusoy bugüne dek bolgede ciddi bir sağJık taraınasının gerçekleştirilmemiş olmasını eleşidi Muğla'daki meslek odalarıytirdi. M la birlikte oluşturulacak "izleme komitesrnin bölgedeki kirliliği ve sağlık sorunlannı yakından ızleyeceğıni belirten Ulusoy şunlan söyledı: "Biz oda olarak şimdiden dispanserierde ve saglık ocaklannda araştırma yapıyoruz. Gogiis hastalıklarında, solunum yollan hastalıklannda oluşan artışlan saptamaya calışıvoruz. Aynca ölüra oranlannı da saptayacagız. Kimi köylerde çok sayıda kanser olayına, sakat doğumlara rastlandı. Bunlan da arastıracagız. Aynca üniversitelerin de bu konuya eğilmesinde buyük yarar oldugu kanısındayız." termik santral için bir ön ÇED (çevresel etki değerlendirmesi) Raponı hazırlamayı düşundüklerini söyledi. Prof. Uslu "Saglıklı bir ÇED için bize gerekli olan bttgileri vermevecekleriDİ biliyonız. Oysa çevreyi ilgilendiren konulardaki bilgiler halktan gizlenemez. Bu, anayasaya da aykın" dedi. Prof. Uslu, anayasanın 56. maddesinde "Herkes saglıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiphr" denildiğinı anımsatarak, "Anayasa bize bu hakkı vermiş. Öyleyse gerektiginde benim çevreyle ilgili konularda istedigim bilgiyi alabilmem gerekir. Yetkili kunıiuşlar, büim adamlanna, batta vatandaşlara çevreyle ilgili konularda bilgi vermekten kaçınmamalı" dedi. Çevre Duyarlılığı Grubu üyelerinden ve Çevre Genel Mudurluğü Uluslararası tlişkiler eski Daıre Başkanı Aydan Erim de projelerin halka açılmasının önemini vurguladı. Ama filmin asıl onemi, kuşkusuz 2 ayrı dunyanın inamlmaz düzeydeki başarılı karışımı. Film, hiçbir teknık guçlükten yılmayarak insanlarla "mikilerin" birlikteiiğini hemen tum filme yayarak. bu iki farklı dunyanın bir arada varolmasını seyircisine rahatça kabul ettiriyor. İnsanlann "mikT'lere • Dıs Haberler Servisi ozgu bir akrobasiyi, duşup kalk Norveç'te bir av köpeğinin mayı, hareket ve denge özgurluğu sahibini vurarak ağır nü kazandıklan filmde, "mikiler" yaraladığı bildirildi. AP'nin de hiçbir canlandırma filminde yerel polis yetkililerine görulmedık biçımde bir "insancıl dayanarak verdiği habere psikoloji"ye kavuşturuluyor, bir gore kimliğı açıklanmayan "kimlik" kazanıyorlar. Tavşan Ro 50 yaşındaki bir avcı, ger, 6rne|in, sıradan, saf ve arkadaşlarıyla birlikte "zavallı" bir film kişisiyle özdeşleşiyor. Jessica nerdeyse Marilyn çıktığı av partisi sırasında Monroe'dan daha "tahrik edici" dinlenme sırasında tüfeğini gozukmeye başlıyor. Filmın "kö yere bıraktı. Bu sırada tu kisf'sı yargıç ise (surpriz!) so tufeğin üzerinde oynayan nunda "miki" çıkıyor ve boylece köpek, kaza sonucu "iyi mikiler / kotu insanlar" gibi sahibini yaraladı. Polis kaba ve kategorik bir "aynm" da yetkilileri, olayın bir avcı önlenmiş oluyor. Yargıcın "insan için "utanç verici" olduğu uk"tan "mikilige" geçişi, gerçek ve gerekçesiyle avcının ismini duş dunyalarını ustalıkla (hem de açıklamadılar. yalnız teknik düzeyde değil) hamur eden bu filmin, aslında "kafa kanşhncı" olan, ama yapıtın kendi majıtığını iyi kurması nedeniyle hiç yadırgatmayan oğelenn• BURSA (AA) Küçükden yalnızca biri. buyuk hemen herkesin sık sık kullandığı ve "başucu "Roger Rabbit", yukarıda yazilacı" olarak nitelenen dı|ım tüm oğelerden dolayı, belaspirin 90 yaşına girdi. kı sınemada donum noktası oluşturacak bir film, bir "tarihsel dö Bayer ilaç firması, aspirinin nemeç." Bu açıdan, sanılabilece 90. yılına girmesi nedeniyle "Tıbbın Hizmetinde 90. ği gibi, yalnızca kuçuklere seslenYıl" adlı bir sempozyum miyor, aynı zamanda (ve daha çok) yetişkinlere sesleniyor. Gide duzenledi. Yarın Bursa'da yapılacak sempozyumda rek bu fîlmi yerli yerine oturtabilA.Ü. Tıp Fakultesi mek için sinemayı ve sinema tarıFarmakoloji Ana Bilim hini bilmek, kısacası birazcık Dalı Öğr. uyesi Prof. Dr. "sinemasever" olmak da geCankat Tulanay "Aspirinin rekiyor. farmakolojisi", aynı bölümden Prof. Dr. R. Kâzım Türker "Prostaglandinlerde yeni gelişmeler" konulu birer konuşma yapacaklar. Avcı, avlandı Aspirin 9 0 yaşına bastı Ağa Han'a hemşeri beraü • MUĞLA (Cumhuriyet) Pakistan'da, İsmailiye mezhebinin lideri olan Kerim Ağa Han'a Muğla Belediyesi'nce "hemşerilik beratı" verilmesine karar verildi. Hemsehrilik beratı kararına, 1983'te Nail Çakırhan'a verilen 20 bin dolarlık Ağa Han Odulu'nun tarihi Konakaltı Han'ı Kulliyesi'nin restoresinde kullanılması ve Muğla'ya olan ilgisi neden oldu. Kerim Ağa Han İslam ulkelerindekı mimari kultür varlıklannın korunması ve geleneksel mimarinın yaşatılması için kendi adına odul koymuştu ! ve bu ödul 1980 yılından beri uç yılda bir verilmekteydi. Diğer yandan termik santralın küllerinin toprağın 40 santimetre altına gomulerek üzerinın ağaçlandırılması gerektiğini belirten Dr. Mustafa Ulusoy, "Küllerde radyasyon oldugu kesin. Ancak hangi kuruma başvursak, 'sağlığa zararlı ölçude değil' yanıtını alıyoruz. Değilse miktannı soylesin,'^' k olduğunu açlklasınîar" dedl. Öte yandan Dokuz Eylul L'niversitesı Çevıe Muhendisliği Bölum Başkanı Prof. Orhan Uslu, ALağa'da kurulması duşunulen
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle