18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 1989 TURKIYE'DE BUGUN Mana Mıpazan Adıyarnan Myon 7° 2° Manısa 12° F&yatsLr 6° 3° K Maraş 8° O°Edırne 2° 9° Meran 7° 3° Erancar. 1° 7° Eranjm g jp is»Estaşe»ıir 2»S°Muş 4°6° Gazanttp 8°2°NıS<j« 12° 2°Giresun 6" 2°0nlu 14° 2° Gümüştune B 2°8°ftae 0P* 1 Hjfctin 2° 6" Samsun 11° 1Msparö 4°6° Surt Tf tsönbut 6° CSınofl 2°7» Kars 2° 9° Kastvnonu B •r> 8° labmn •3° 12°lmcelî 0°8° Kaysen 8" (fKnMarei 2°7° Uşak 8° 0°Konya 1°8°VSn 2»8° Kutahya 3° 5° %2QSt T>3> Maiatya 2° 7° Zonfluklak CUMHURtYET/17 OUNYA'DA BUGUN Amsteroaır; B 6° C Amman A 18 Aana B 10° Bs^dat A 16° Barcekına Y 14° Bisei B 2" Bdgrat B 3» B«tn B 2° Bonn B 8° Bruksel B 6» Budapeştt B 1° Onevrt B •F CZJ»H HAVA DURUMU Me leteoroloıı Genel Müdurtüğu'flden alınan bılgıye göre, yurdun doğu tesımlen çok txjluttu, Doğu Karadenız ile Doğu ve Guneydogu Anadotu'nun doğusu yajışlı getacek. Yağtşl» Doğu Karaderuz kıyılannda yağmut, diğer yerlerde kar şeldınde olacak. H A * SlCAKUĞI: Ûnemii bir defrsiklik olmayacak. RÛZGAR: Kuzey ve doğu yönlerdenhalif, arasıraoftakuvvetteesek m Afrı • Karadenudeya«ış amnda, Marmaradasıs anında 15 km Vy hafif oiarak esecek Göl Görüs uaküfl, 10 km . yafls an,nda 15 Ç ^ dertiz mili hcta esecek lahmını dat Antara Antakya Aıttalya Artvın Ayfln fcrtkssr Bfeok Bmgöl arths Bokı Bursa Çanakiale Corum Oemz* 8° 0°fanr 10° 0°Sıvas 6° MfJetaniaj A 10° 1° A 8°2 A 13° «• A 8"V K 3°8" B 3°13° B 6» 2» 6 6° 3° B 6° 2» K 7° 0° B 6° 2° B 2° 11° B TV B 8" 2° A ¥•$> K tf8" B 2°8° B 5" 0° gayul<sekliğıO51.5, Katadenız açık ; : larında 23 metre, göruş uzaMığı tO Q . * * A açı» B Cruiutiu G juntşı. » u r b S sısı. yyagmunu Ktm Kahıre » CrtJe Outayi Frmkfurt Gırne Heismta Kalure Kopenhao A 20° A 26» A 25° B 6° A 15? B 3° A W B 4° B 8° A 14» K 2° B 2» Y 14" B 4» Mommi B 6° K 0° MOSİOM Miırdı B s° B 8° Oslo B 6° Pans B 5° Prag B 1° FSyad A 2S= Ftoma B 12» Sofya 8 0° $am A 14° «Am A 12» Imus A M» Vteşova K 2° Venadlk B 9° Viyana B 4» HlB 2° Zurih B 2° Lenıngıad Loıdra Madnd Mıiano POLTIİKA VE OTESI MEHMED KEMAL Kimi aylık edebiyat dergileri vardır sessiz, sedasız, kendi halinde çıkar gider Burhan Günet'in "Karşı" adlı dergisi de öyledir. Her ay elime değer. 'Karşı' için bir şeyler yazayım isterdim, bir türlü olmazdı. Nerden bilirdim sanatçı dostların ölüleri sıram sıram önümüzden geçerken, bunları Karşı Dergisi'nde okuyacaktım. Hasan İzzettin Dinamo, Fethi Savaşçı, Yusuf Atılgan, Tahsin Saraç, Sedat Günay birer birer gittiler. Fethi Savaşçı, Ege dolaylannın ırgat çocuğu, Almanyalarda ekrneğinin savaşını verdi. Dinamo'nun ölümü üstüne yazıyor (Ne tuhaf bir ayayarmadan kendi de gidecek). Sirkeci'de Fethi Savaşçı, Hasan İzzettin Dinamo'yu trenden inerken görüyor. "Nerelerdesin yavrum?" "Yıllık izinlerimi şubatta kullanıyorum." "Ben de seni öldü sandım." "Arada mektup yazıyordum." "Polis benim soyadımı sevmiyor Bana gelen mektupları açıyor, ya veriyor, ya vermiyor." Sirkeci'den May Yayınları'na doğru birlikte çıkıyorlar. İş hantna geliyorlar. Savaşçı asansöre davranırken Dinamo, "Binmeyelim" diyor. "Neden hocam?" "Ya asansörün teli koparsa, aşağı yuvarlanırsak!..." Meğer Dinamo'nun yükseklere çıkma korkusu varmış. Çağniı olduğu Moskova'ya da uçakla değil trenle gitmiş. Gelecek diye alanda boşuna beklemışler. Sonra haber veriyorlar trenle geliyor diye. Birkaç gun sonra garda trenden ıniyor. Savaşçı, anılarını yazarken Dinamo'yu anlatıyor, biz de bu anıları aktarırken Savaşçı'yı anmış olmuyor muyuz? Hüsamettin Bozok'un Yeditepe Yayınlan'ndan çıkan bir kitabını Dinamo'ya vermek ıstiyor. Hüsam diyor ki, "Kendi elinle ver, çok memnun olur." Adresi alıyor, kalkıp gidiyor, sonu şöyie: "Üstat kapıda karşıladı. Oturduk. Gülen gözleriyle, sevecen bakan, hiçbir soruyu karşılıksız komayan, sorarken oğrenen, insanı çok dikkatli dinleyen, saygıdan bacak bacak üstune atmayan güçlü bir kişiydi. Almanya'dan söz ederken söz Hitler'e gelince kaşları çatıldı. Yumuşak bir sesle, "Yavrum sen daha çok gençsin, saçlann neden böyle ağardı?" "Hocam ekmek peşinde koşarken böyle gırardı." "Tam bir Egeli gibi konuştun. Gırardı dedin. Ziyanı yok. Ben senin yazılarını okudum Son kitabın için 'Cumhuriyet'te yazacağım" "Sağolun Hocam." "Ama bir şartım var." "Nedir Hocam?" "Her gün bir iyilik yapacaksın." Dergide Remzi İnanç, "Burada olmayan dostlar" için yazıyor. Nerdeyse her ay bir dost yitiriyoruz. Tahsin Saraç'ı anlatmıştı. Şımdı sıra Sedat Gunay'da. Nahit Hanım'ın Taksim'deki evine gidiyorlar. Konuşurlarken Remzi, Nahit Hanım'a, "Nahit Abla." diyor. Bin yıllık dost hemen düzeltjyor, "Nahit Abla yok, Nahit Hanım var." Nasıl utanıyor Remzi, nasıl yerlerin dibine giriyor. Nahit Hanım'ın meclislerini düşünüyorum. Artan eksilmeyen dostlar. O meclislere kimler geldi, kimler gitti. Remzi, "Nicedir görmediğimiz Nahit Hanım'a uğradık" diyor. "Eski Taksim evlerinin birinde oturuyordu. Gün görmüş, günler görmüş Nahit Hanım'la ikinci kez içiyordum. Sonbahann soluk ikindı güneşi, oturduğumuz küt ve kalın duvarlı, yüksek tavanlı salona girmeye çalışıyordu." Demek bir ikindi üstü gelmişler. Her gelen mecruh geçer bu güzergâhtan meğer. Gidenlerle Kalanlar.... BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Ham ipekten dokunmuş ince bez. 2/ Atlas Okyanusu'nda Portekiz'e ait takımada... Halk edebiyatında ayağa verılen ad. 3/ Yelek. 4/ Kabile... Ayak... Bir organımız. 5/ Siirt'in biı ilçesi... AleviBektaşi ozanlarıtun tarikatlanyla ilgili şiirlerine verilen ad. 6/ II. Dünya Savaşı sonlannda Japon intihar uçaklarına ve bunların pilotlanna verilen ad. 7/ Ses... Kuş yuvası. 8/ Bir zaman birirni... Toprak damları sıkıştırmakta kultanılan ta$ silindir. 9/ Anlayış. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Açık havada kjzartma ya da ızgara yapmaya yarayan pişirme aracı. 2/ Bir görevin yürütülebilmesi .için merkez oiarak seçilen yer... Tuna ırmağında kuüarulan bir çeşit yolcu kayığı. 3/ Gümüş renginde bir eleraent... Tarla sının. 4/ Vücutta biriken azotlu madde... Padişahlann gönül almak ya da ödüllendirmek i^n birine giydirdikleri değerli kaftan. 5/ Uzunçalar da denilen plakları bdirtmekte kuDanılan kısaltma... Judo ve karatede hareketleri çabuklaştırmak için yapılan bir dizi egzersize verilen ad. 6/ Çapraz düğmeli bir tür kısa yelek. 7/ Aza... Başlangıcı olmayan. 8/ Kiloamperin simgesi... Halk dilinde babanın kız kardeşi... Argoda esrar. 9/ Boğa, tosun... Unsur. TABTl^MA çüt dillilik gerçegi Ne denli karalanmak istenirse istensin, çift dilli eğitimin bilişsel ve dilsel bakımdan kişiliği olumlu yönde etkilediği birçok deneysel araştırmamn saptadığı bir gerçektir. Çift dilli eğitime karşı olanlar, söz konusu eğitimin çeşitli yararlarını göz ardı etmede direnecekler anlaşılan. Bağımsızlık tutmadı, bu kez göle laiklik mayasını çalıyorlar. Ya tutarsa... Sanki çift dilli eğitim anadili içermezmiş gibi "anadili olmaksızın" laikliğin son bulacağından, bunun da uygarlaşmayı durduracağından bahsediyorlar. tnsanın çift düliligin görüidüğü yerde ezilmelidir diyesi geliyor. Bu öyküleri bir yana bırakjp kamuoyunu çift dilli eğitime karşı yönlendirmek isteyen mikro düzeydeki görüşleri irdelemekte yarar var. Gerçeğin aydınlığa çıkması gerek: 1. Konuya ilişkin bulgulann kesinliğine karşın, çift dilli eğitim sürecinden geçmişçocukların tek dilde eğitilmişlere kıyasla bilişsel ve dilsel açıdan üstünlükleri yadsmmak isteniyor. Bu durumda, 1%2'de Peal ve Lambert'in çalışmasıyla başlayan ve günümüze dek çift dilhliğin yararlarını sergjleyen sayısız araşürmaların sonuçlanru çöplüğe mi atalım (Bakınız, Diaz 1983) Yoksa bu araşurmalar yokmuş gibi davranıp çift diiliüğin olumsuz etkileri de vardır diyerek kıyıda köşede buldugumuz modaşı geçmiş birtakım kaynaklan savımıza destek mi yapalım? örneğin Smilh'in 1940 öncesi yaptığı çalışma, yöntemsel açıdan geçerli ve güvenilir olmaması bir yana, devrinin ilkel dil anlayışmı yansıtan ve Amerika'da ırkçı düşünce yandaşlarının ekmeğine yağ sürmüş bir yapıttır (Bakınız, Hakuta 1986). örneğin Darcy'nin 1950'lerdeki çalışmalannm sonuçları, elde edilen çağdaş verilerin ışığmda tam anlamıyla mitos niteliğine dönuşmüştür (Bakınız, Appel ve Muysken 1987). özetle söyleyeceğim şudur: Çift dillilik (194050 değil) 1990 verileri lustas ahnarak tartışılmahdır ki konu bilimsel boyutlarınt yitirmesin. 2. Ne denli karalanmak istenirse istensin, çift dilli eğitimin bilişsel ve dilsel bakımdan kişiyi olumlu yönde etkilediği birçok deneysel araştırmamn saptadığı bir gerçektir (Cummins 1988). Bir yandan söz konusu araştır maların butgulannı keyfı bir biçimde yadsımak, öte yandan konuyla ilintili kuramlar üretmiş olan Piaget ve Chomsky gibi düşünürlerin görüşlerini öznel bir biçimde "evrcnseOikten yoksun" bulmak, her şeyden önce bilimin nesnelliği ve kapsayıcılığı ile bağdasmaz. Geçelim. Diyelim ki çift dillilik konusu yalruzca Vygotski'nin kurarmrun dar kalıplan içinde ele alınsm. Yani dil ve çevre arasındaki karşılıkh etkileşim düşünceyi oluştursun. O zaman çok dilli kişilerin birden fazla düşünce sistemi oluşturmuş olmaları ve bir ekinsel bağlamdan diğerine geçtiklerinde anormal tutum ve davTanışlar içine girmeleri beklenir. Çünkü bu koşullarda düşünce, evrensel niteliğini yitirmiş ve dile bağımlı bir olguya dönuşmüştür. Bu nedenle kişi, bir dilde edindiği bilgiyi bir diğer dilde doğru dürüst kullanamaz duruma düşebilecektir. Böyle bir durum doğal oiarak söz konusu değildir. Söz ko DOÇ. DR. CEM ALPTEKtN nusu olan, düşüncenin genelde evrensel nite Botaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi liği ve diller arasındaki ortak bir dil yetene Yabancı Diller Bölümü ğine dayalı aktarımdır. Görülüyor ki çetrefıl bir konu olan çift dilliliğe tek bir kuram açısuıdan yaklaşmak olası değil. Mızrak çuvala sığmıyor. Ancak deneysel bulgulann ve baa kuramsal görüşlerin afaroz edilmesinin ötesinde, mızrağın çuvala sığmamasımn başka bir nedeni daha var. Vygotski de uslu durmuyor. Tartışmayı onun kuramına göre yürütmeye zor da olsa razı olmuşken, bir bakıyorsunuz Rus bilimci gitmiş yerine kuşkuculuk gelmiş. Örneğin 16 eylül tarihli Cumhuriyet'te çift dillilik konusunu, esas olarak dili bilişin kaynağı yapan V ygotski çerçevresine yerleştirilmiş olarak görüyorsunuz. 23 kasım tarihli Cumhuriyet'te ise dilin mi bilişi yoksa bilişin mi dili etkilediğinin bilinmediği savunuluyor. Başka bir deyişle Vygotski ile ters düşülüyor. Tüm bu bilimsel çelişkilere rağmen çift dilliliğin yurdumuza yaramayacağına ilişkin inanç süregeliyor. Ne demeli? Belki de en iyisini ünlü Fransız düşünür La Rochefoucauld demiş: "Gönliin nedenlerini us tanımaz." 6 0 YIL ONCE Cumhuriyet Topkapı sarayı 4 ARALIK 1929 Topkapı sarayında harap bir halde bulunan Baltacılar ve Harem koğuşlannın tamiratına başlanmıştır. Bu koğuşların tamıralı iki ay kadar devam edecek, müteakiben diğer kısımların tamiratına başlanacaktiT. MIKIdH'l \M\ I \ III M K I Bu sene müzeler geçen seneye göre daha çok ziyaretçi BİOKS DİİJ'MÂCVİNL"dur. tarafından gezilmektedir. llrl >k~ I ., „,., ,...,..,a ı , Müze idaresi mevcut İ 4 U » \> (•«>/ .11l.n • ııJıl .J., ..•...,. H H ' k M y I * . p.. ,,, .I..U. <.n .1 l.» .1 rehberlere ilaveten "Müzemizdeki Şaheserler" namile altı dltten mürekkep yeni bir eser tabettirmektedir. Sultanahmet meydanında Inılunan tunç sittunun parça parça kesilerek aşırılmakta olduğu anlaşılmış ve bu hususta müze idaresince tahkikata başlanılmıştır. Çemberlitaşta tatil edilen hafriyata Danimarkalı M. Fet tarafından yakında başlanacaktır. tltlll J'.İJKI 1. ••!/ M RIII.IIUI ^• ÇAIIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL W 30 Y I L ONCE Cumhuriyel Dr. Fazıl Küçük 4 ARALIK 1959 Bugun, Dr. Fazıl Küçük, yeni kurulmakta olan Kıbrıs Cumhuriyetinin ilk Türk Cumhurbaşkanı Muavini ilan edilrniştir. Kıbrıs Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Rum, Muavini de Türk olacaktır. Türkler arasında, Kıbrıs Türktür Partisi Genel Başkanı Dr. Fazıl Küçükten başka aday çıkmadığı için seçim yapılmasına lüzum hasıl olmamıştır. Bu münasebetle Kıbnslı Türkler Adanın muhtelif yerlerinde şenlikler tertip etmişler, evlerini ayyüdızlı bayraklarla suslemişlerdir. Esas tören Lefkoşede yapılmıştır. Törende Vali Sir Hugh Foot da hazır bulunmuş ve Dr. Küçük'ü tebrik etmiştir. Saat tam 18.30 da Kıbrıs Cumhuriyetinin ilk Türk Cumhurbaşkanı Muavini, yanmda yakın mücadele ve rnesai arkadaşı Rauf Denktaş ve diğerleri olduğu halde Atatürk meydaıuna vasü olmuştur. Ada Türklerinin resmen mukadderatını eline almış olan Dr. Dr. Fazd Küçük , Küçük, onbinlerce Türkün "yaşa, varol" nidaları arasında kürsuye doğru ilerlemiş ve yeni sıfatı ile ilk konuşmasmı yapmıştır. Ayrıca, gece saat 20 de Çetinkaya lokalinde Dr. Fazıl Küçük şerefine bir kokteyl parti verilmiştir. Bu partide yerli ve yabancı basıh mensupları, Türk Başkonsolosluk mensupları, yabancı konsolosluklar da hazır bulunmuşlardır. Bu tarihi günü tesit etrnek amacıyla fener alaylaıı tertip edilmiş, halk gece geç vakitlere kadar sokaklarda eğtenmiştir. Dr. Fazıl Kuçük'ün Cumhurbaşkanı Muavini seçilmesi münasebetiyle Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve Dış tşleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu kendisine birer tebrik telgrafi göndermişlerdir. ÜÇ HAFTALIK HASRETTEN SONRA 14 YILLIK YENİ MIZAH DERGİNİZ TEKİN ARAL Yönetiminde 3 yıl Suudi Arabistan'da" SORU: Eski FIRTtan ve GIRGIR'dan ayrılan • Jekin ARAL • İlban ERTEM • Orhan ALEV • Gürcan GÜRSEL • Özden ÖĞRÜK • Şevket YALAZ • Serhat GÜRPINAR» Yavuz TARAN • Aydın ŞAHİN • Nuri KURTCEBE • Mevhibe TURAY • Süleyman YILDIZ • Suat GÖNÜLAY • Zafer TEMOÇİN • Yılmaz OKUMUŞ • Soner GÜNDAY • Birol BAYRAM • Murat ALPAY • İbrahim SARI • Bülent MORGÖK • Servet GÜRBÜZ • Turgay TÜYSÜZ • Kayhan ERKAN • Sait OKTAY • Erdal TÜRKMEN • Sefer SELVİ • Halil İNCESU • Yılmaz KURUHASAN • Mehmet COŞKUN • Doğan GÜZEL • Erhan BAŞKURT • Bayram USLU • Ünal DİLEKMEN • Zafer KALKIN • Yılmaz ARSLANTÜRK • Vedat ÖZDEMİROĞLU • Erdoğan OGULTEKİN • Vedat KEMER •Celalettin BENZER 'DA T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL BİLMERK BİLGİSAYAR EĞİTİM MERKEZİ İSTANBUL FenerbahçeNice Fenerbahçe, Avrupa Şampiyon Kulüpler turnuvasımn ikinci turundaki ikinci maçını dün Nice'de oynamış ve 21 yenilmesine rağmen elenmemiştir. Averaj dunımu eşit olduğundan ve bitaraf sahada üçüncü bir maçın yapılması icap ettiğinden iki kulüp idarecileri bugün maçtan sonra uzuu süren bir toplantı yapmışlardır. Gazetemizin baskıya verildiği ana kadar bir anlaşrna sağlanamamıştı. Fenerbahçeüler üçüncü maçın ayın 17 sinden evvel Roma'da, Nice'liler ise ayın 17 sinden sonra Barselon'da oynanmasında ısrar etmektedirler. bilmerk 8lL6fSfMRR\ KAYSERÎ 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİNDEN 1989/361 Esas 1989/810 Karar Taklit ve tağşiş edilmiş sayılan sucuk imal edip satışa arzetmekten saruk Susus ilçesi Ortaklar köyünde nüfusa kayıtlı ve halen Kayseri Kapuzatan mevkii No: 4'de icrai faaliyet gösteren Erciyes Sucuk ve Pastırma imalathanesi mesul müdürü Şükrü oğlu 1964 D.lu Gürsel Ünlüçoban'ın müsnet suçtan yapılan yargılaması sonunda: TCK 398,402/12,72,647 s.k 4/1 maddeleri gereğince 32.000 TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 3 ay süreyle cürme vasıta küdığı meslek sanat ve ticaretinin tatiline, 7 gün sureyle işyerinin kapaıümasma. Karar verilmiştir. İlan olunur. Basın: 39634 3 yıl Suudi Arabistan'da işçi olarak çahştam. İlgilüerin, Suudi Arabistan'da çalışmış olan Türk işçilerinin sigorta primlerinin faizi>le birlikte işçiye geri verilmesi konusunda yaptıklan açıklama uzerine geıekli evraklan (iş sözleşmesi, pasaport fotokopisi) ilgilOere gönderdim. Daha sonra Cidde Ataşeliği'mize başvnrduğumda, sigortalanraadığım anlaşıldı. Bu nedente de başvurduğurn ilgililer resmi olarak bir jey yap»m«vacaklannı vurguladılar. Oysa ki yasal denetimden geçen sözleşmede, "işveren, işciyi çalıştıracagı ülkede, hastalanması, iş kazasına ugraması ve bunlarla ılgılı sigorta ueretını ve pnmını mahalli mevzuat dahilinde ödeyecektir" deniliyor. Sundi Arabistan'da çalışmış olduğum kuruma (sahlbi Suudi'dir) beni sigorta primlerimi ödemeyerek bir iş riskiyle karşı karşıya bırakbklan için tazminat istemiyle başvurdum. Yanıt gelmedi. Gelecegini de sanmıyonım. Hakkımı aramak istiyonım. Nereye başvurabilirim? YANIT: Sosyal Sigortalar Kurumu Gend Müdürlüğü'nün .../..71989 Tarih ve Genelge No.87.Ek'i "Suudi Arabistan'da kesilen primlerin iadesi" ne ilişkindir. Genelgede Suudi Arabistan Kralhğı'mn "10 mart 1987 tarihinde aldığı M/43 sayılı Kraliyet karan ile bu ülkede çahsan yabanaları, iş kazası ve meslek hastalıklan dışmdaki sigorta kollan bakımından Suudi Sigorta sisteminin kapsamı dışına "çıkardığı" ve aynı kararla o tarihe kadar iş kazalan ve meslek hastalıklan dışındaki sigorta kollanna kesilmiş olan sigorta primlerini ilgili işçiler veya hak sahiplerine iade etmeyi kararlaştırmış" bulunduğu anlauhnaktadır. Genelgede, primlerin geri verilmesinden kimlerin yararlarup kimlerin yararlanamayacağı da açıklannuştır. "S.Arabistan'da Sigortaya tabi olarak çalışmış olan işçilerimiz aşağıdaki istisnalar dışında prim iadesinden faydalanırlar. Prim İadesinden Faydalanamayacak Olanlar: a) 12 aylık sigortalılık süresini doldurmadan karann yürürlü|e girdiği 10 mart 1987 tarihinden önce S. Arabistan'dan aynlmış olanlar, (10.3.1987 tarihinden sonra dönenler hariç) b) Çalıştıklan işyerinden 20 ve daha az işçi olduğu için (örneğin; bakkal, market, ev işleri gibi) sigorta kapsamına ginneyenler ve bu nedenle sigorta primi kesilmeyenler, c) Diğer herhangi bir nedenle sigortah olmayanlar, Ayrıca, 10 mart 1987 tarihinden sonra yabana işçiler uzun vadeli sigorta kollan yönüyle kapsam dışına çıkanldıklanndan sigorta primi kesilmemekte ve böylece bu tarihten sonraki süreler için de bir prim iadesi yapılmamaktadır;' Genelgede "Herhangi bir nedenle sigortalı olmayanlar"ın prim iadesinden yararlanamayacaklan açıklanmıştır. BÜYÜK TÜRK DÜŞÜNÜRÜ PROGRAMCILIK KURSLARI • BİLGİSAYARLI MUHASEBE • LOTUS 123 • dBASE • DOS İŞLETİM SİSTEMİ • COBOL, PASCAL KAYITLARIMIZ DEVAM ETMEKTEDIR MEVLİNA'yı, ANMA GECESİ 11 Aralık 1989 Pazartesi Saat 20.30 GEÇEN YIL BUGÜN CumhuriYet Çekirgeler Türkiye'de 4 ARALIK 1988 Antalya'nın Kale ve Finike ilçeleri arasındaki sahil şeridini çok sayıda çekirge sürüsü işgal etti. Kale ilçesinde yaklaşık 9 kilometrelik sahil şeridini kaplayan hareketli çekirge sürüsü bölgede heyecan yarattı. Kale Belediye Başkanı Süleyman Yıldırım, vatandaşların çekirge istilası konusunda uyarıldığını bildirdi. thbar uzerine hemen sahile gittiğini bildiren Yıldırım, durumdan kaytnakam ve valiyi haberdar ettiğini söyledi. Yflre halkı, dün saat 15.30'dan itibaren belediye, kaymakamlık ve jandarmaca oluşturulan ekiplere yardımcı oluyor, kıyıya vuran çekirgeleri poşetlere doldurarak imhaya çahşıyor. Finike ve Demre, Türkiye'nin narenciye ve sebze ambarı oiarak biliniyor. ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ Davetiyeler AKM gişelerinden temin edilebilir. SATBLJK KIRALIK OZEL BENA Pangaltı meydanında iki caddeye cepheli, restore edilmiş, 4 kath, kaloriferli müstakil bina kirahktır. Reklamcıhk, turizm, yabancı kuruluş temsilciliği, ihracat, modaevi için özel bir mekân anyorsanız telefonlaşahm. bilmerk BİLGİSAYAR EĞİTİM MERKEZİ Rumeli Caddesi Villa Hart 46 A Blok Kat: 25 Nİ»anta*ı/İSTANBUl Tel: 141 03 37141 13 17 146 85 17 (Nışantaşı Mc Donald « Karşısı) Gümüşlük Bodrum'da 2 1500 m imarh villa arsası Zekeriyaköy'de 230 m2 dublex villa Silivri Basınkent'te 4'te 55 J m dublex villa Tel: 175376768 45 75 141 70 42
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle