18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 4 ARALIK 1989' *Yeni bir dünya'ya doğru ilk adım Lalta zirvesi dün sona erdi. îki lider düzenledikleri ortak M.toplantısında görüşmelerin olumlu geçtiğini ve memnun basm kaldıklannı bildirdiler. Mihail Gorbaçov, 'Soğuk savaş döneminden çıktık' derken, Başkan Bush, 'ABD ile SSCB'nin yeni bir dönemin eşiğinde olduklarını' söyledi. Dış Haberier Servisi ABD Başkanı George Bush'la Sovyet lideri Mihail Gorbaçov Malta'da yaptıkları iki günlük zirve toplantısı sonunda düzenledikleri ortak basm toplantısında görüşmelerin olumiu ve yapıcı geçtiğini, silahsızlanma, ekonomik işbirliği ve Doğu Avrupa gibi konularda aynntılı görüş alışverişinde bulunduklarını söylediler. İki lider de herhangi bir konuda somut anlaşma sağlandığına ilişkin bir açıklama yapmadı. El Salvador'da solcu gerillalara silah sevkiyatı ve deniz kuvvetlerinde indirimin yapılması konularında ise aralarında görüş ayrılığı bulunduğunu belirttiler. Zirveden sonra Gorbaçov Moskova'ya dönerken, Başkan Bush da raüttefiklerine bilgi vermek üzere Brüksel'e uçtu. . tlk günü "fırtınaya yakalanan" zirvenin ikinci turu dün Sovyet yolcu gemisi Maxim Gorki'de devam etti. TSİ 14.30'datamamlanan görüşmelerin ardından iki lider ortak basm toplantısı düzenlediler. Bu bir ABD lideri ile Sovyet liderinin ortak düzenledikleri ilk ortak basm toplantısı oldu. Toplantıda, ilk olarak sözü alan Başkan Bush, ABD ile SSCB'nin 'yeni bir dönemin eşiğinde' olduklannı söyledikten sonra, Mihail Gorbaçov'la birlikte, "DoguBatı ilişlcilerini değiştirecek ve kalıcı banşı kurabiiecek bir geteceği şekiBendinneye başladık" dedi. ABD Başkanı Bush, karşüıkh olarak birbirlerinin görüşlerini anlamak konusunda önemli adımlar attıklarını belirterek "SSCB'de yüriırlükle olan reforralarla, ABDSSCB ilişkilerinde >eni bir dönemin eşiğine gelmiş bulunuyoruz" dedi. Başkan Bush, SSCB ve ABD'nin, Avrupa'nın siyasi geleceğini belirlemenin yolunu aramadıklarını, sadece ABDSSCB ilişkilerini gelecekte daha gtivenli ve parlak bir işbirliğine dönüştürmeyi amaçladıklannı kaydetti. Başkan Bush, "ABD iJe SovyetJer Birliği arasında iyi ilişkller, daha iyi bir dunyamn kurulabümesi için şarttır" dedikten sonra "yeni bir dunyanm kurulabümesi, Sovyet ABD ilişkilerinin geliştirilmesi ile bağlantdıdır" şeklinde konuştu. Bush şöyle devam etti: "Eminira ki ABD Sovyet ilişkilerinin gelişmesi, Avnıpa'da ve dünyanın başka yörelerinde sorunlann çözıimiine biiyiik çapta .vardımcı olur." ABD Başkanı Sovyetler Birliği'nin "Uluslarerası piyasa ekonomisine daha çok girmek istediğini" söyledikten sonra bu konuda SSBC'ye yardım edeceklerini belirtti. Bush'tan sonra konuşan Gorbaçov da "görüşmelerin sonucundan çok memnunuz" dedikten sonra karşıhkh görüş alışverişinin "miikemmel ve tatminkâr" olduğunu söyledi. Sovyet lideri "Banş çağına giden yolun henüz başlangıcındayız. Soğuk savaş döneminden çıktık, yeni bir dönerae giriyoruz. Bu sadece bir başlangıç" dedi. Gorbaçov, uzun menzilli nükleer silahlar (stratejik), Avrupa'daki konvansiyonel güçler ve kimyasal silahlarda indirime gidilihesine ilişkin konularda ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. AA'nın Reuter'e dayanarak bildirdiğine göre Gorbaçov, ABD'nin Orta Amerika'daki endişelerini anladıklarım ve bu konuda iki ülkenin görüşleri arasında büyük farkülık bulunmadığını kaydederek, Orta Amerika'da siyasi çözümden yana olduklarını bildirdi. Nikaragua'da serbest seçimlerden yana olduklannı da kaydeden Gorbaçov, ABD başkanıyla birlikte ülkelerini, olayları kendi istekleri doğrultusunda yönlendirecek "dünyanın jandarması" olarak görmediklerini ifade etti. Mihail Gorbaçov, "Bugünün diinyasının sorunlanyla yiizleşmek sorumluluğunu üstlenmeliyiz" şeklinde konuştu. Bush, Nikaragua ve Kontra gerillan konusunda Gorbaçov'la aralarındaki görüş ayrüıklarjnı önemli ölçude giderdiklerini de söyleyerek Nikaragua'nın serbest seçimler yoluyla kendi geleceğini kendisinin belirlemesinin sağlanmasına kadar ABD'nin tatmin olmayacağını kaydetti. El Salvador'daki solcu gerillalara silah sevkiyatı konusunda ise iki lider arasında görüş aynlığı bulunduğu ortaya çıktı. Gorbaçov, bölgeye silah sevkiyatına son verdiklerini söylerken Bush, Nikaragua tarafından silah sevkiyatının devam ettiğini, ancak bundan dolayı SSCB'yi doğrudan suçlamadığını söyledi. Amerikan ve Sovyet taraflannın, stratejik silahların indirilmesi START anlaşmasının, gelecek yıl haziran ayında VVashington'da yapılacak zirve toplantısı sırasında imzalanmasından yana olduğu bildirildi. Ortak basm toplantısında SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, START anlaşmasının haziran ayında imzalanması için bu konudaki anlaşmazlıkların giderilmesini önerdi ve "START anlaşmasının haziran ayında imzaianmasııun mümkün oiacağına inanıyonız" dedi. Basın toplantısında, "SSCB, ABD'ye hiçbif zaman savas açmayacak" diyen Gorbaçov, "Başkan Bush'a SSCB'nin Amerika ile sıcak savaşa hiçbir zaman girişmeyecegi konusunda güvence verdim" şeklinde konuştu. Bütün dünyanın soğuk savaşı terk ettiği bir döneme gelindiğine işaret eden Gorbaçov, "Biz de kalıcı banş devrine geldik" dedi. Almanya konusunda ise Bush, ancak iki Alman halkırun kendi gelecekleri hakkında karar verebileceği ve ABD'nin "realist olmayan bir davnuuşta bulunmak istemediğini" söyledi. Bush, şöyle devam etti: "Bu nedenle, temkinli davranıyoruz ve Berlin Duvan üzerinde sevinç gösterileri yapmıyoruz." tki lider, Lübnan'daki kanlı çatışmalara son verilmesi gerektiği konusunda da görüş birliğine vardıklannı ancak bunun için ortak bir eyleme geçmeye niyetleri olmadığını ifade ettiler. Amerikalı ve Sovyet yetkililer, iki liderin uzun menzilli nükleer silahlar konusundaki görüş aynlıklannın gelecek yıl ABD'de yapılacak zirve toplantısında giderilmesi konusunda ilke kararma vardıklannı bildirdiler da VVashington'da yapılması planlanan yeni zirvenin, haziran ayının son iki haftası içinde gerçekleşmesini istedi. tki ülke, bu zirve sırasında start konusunda anlaşmaya vanlabileceğini daha önce belirtmişlerdi. Kimyasal silahlar: Bush, kimyasal silahlann yasaklanmasına ilişkin uluslararası anlaşmanın imzalanmasını izleyen 8 yıl içinde her iki ülkenin stoklarının yüzde 98'inin imhasını Moskova'nın kabul etmesi halinde, ABD'nin de "çiftli" olarak bilinen en gelişmiş kimyasal silah üretimine son verebileceğini söyledi. Nükleer denemelen Bush, VVashington zirvesinden önce 1974 ve 1976 anlaşmalarının denetlenmesi konusunda uzlaşmaya vanlmasını önerdi. Bu anlaşmalar, askeri ve banşcı amaçlarla yapılan denemelere 1S0 kilo ton üst sınırını getiriyor. Savunma: ABD, SSCB'nin, silah üretimi, askeri tertibat ve bütçe konusunda bilgi vererek, bu konuda da "açıklık politikası" uygulamasını istiyor. Tkaret: Washington'un, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması'nda (GATT) SSCB'ye gözlemci statüsü verilmesini destekleyebileceği belirtildi. ABD, iki ülke arasında ticaret anlaşmasına ilişkin görüşmelere başlanmasını önerdi. ABD, SSCB'ye, vanlacak bu anlaşmayla "ticarette en çok kayınlan ülke statüsü" tanınmasını ve Sovyet mallarının Amerikan pazarlanna girmesLne imkân sağlamayı tekîif etti. ABD, bu anlaşmaya şart olarak, bir ticaret anlaşması imzalanmasını ve göç konusunda liberal bir yasanın onaylanmasını ileri sürüyor. MALTA Bush'un önerileri öte yandan Başkan Bush'un zirvenin ilk gününde Mihail Gorbaçov'a bir dizi öneride bulunduğu bildirildi. AA'nın AFP'e dayanarak verdiği habere göre kimliğinin açıkîanmasını istemeyen bir Amerikalı yetkili, önerileri şöyle sıraladı: Start: Bush, stratejik silahlann yan yanya azaltılması konusunda anlaşmaya varmak için görüşmelerin hızlandınlmasını istedi. Bush, iki ülke dışişleri bakanlan James Baker ile Edvard Şevardnadze'nin ocak ayında SSCB'de biraraya gelmesini önerdi. gözlemciler, bu görüşmenin özellikle start sürecinin hızlandırılmasını hedefleyeceği görüşündeler. Washington, iki ülke arasında 1990 yılın Deniz kuvvetleri Ortak basm toplantısında Başkan Bush deniz kuvvetlerinde indirim yapılması konusunda Mihail Gorbaçov'la anlaşamadıklarını söyledi. Gorbaçov, iki super gücün Akdeniz'deki savaş gemilerinin azaltılmasım ve nükleer silah taşıyan gemilerin çekilmesini istiyor. Bush ve Gorbaçov'un temel görüşleri Dış Haberier Servisi Malta zirvesi sonunda iki liderin düzenledikleri ortak basın topiantısında ortaya çıkan temel noktalar şöyle: Soğuk savaş bitti: Başkan, Bush ABD ile SSCB'nin yeni bir dönemin eşiğinde olduklarını söylerken, Mihail Gorbaçov, "Soğuk savıış döneminden çıktıklanm" belirtti. "Jandarma değiliz": Başkan Bush, ABD ile SSCB'nin siyasi geleceğini belirlemeye çalışmadıklannı, sadece aralarında daha parlak bir işbirliği aradıklarını Söyledi. Gorbaçov da Bush'la birlikte ülkelerini "dünyanın jandarması" olarak görmediklerini ifade etti. Orta Amerika: tki lider arasında görüş aynlığımn belirdiği iki konudan biri Orta Amerika idi. Bush, El Salvador'daki solcu gerillalara silah sevkiyatımn devam ettiğini söyledi. Gorbaçov ise bölgeye silah sevkiyatını durdurduklannı belirtti. Bush, Gorbaçov'un sözlerine inandığını söyleyerek, bu durumda Nikaragua'nın kendilerine yalan söylediğini kaydetti. ülkenin stoklarmın yüzde 98'inin imhasını Moskova'nın kabul etmesi halinde, ABD1 nin de "çiftli" olarak bilinen en gelişmiş kimyasal silahların üretimine son vermeyi önermişti. Deniz kuvvetleri: tki lider arasındaki ikinci anlaşmazlık noktasını da deniz kuvvetlerinde indirim yapılması konusu oluşturdu. Bush, Gorbaçov'un deniz kuvvetlerinde indirimin yapılması önerisıni kabul etmediğini açıkladı. İKİ LİDER NEDEDİ? FRANSA Zirveye sıcak bakış Fransa'yı en çok ilgilendiren noktalardan biri, iki liderin Avrupa'nın smırlannın değişmezliği konusunda görüş birliğine varmaları oldu. SABETAY VAROL PARİS ABD lideri George Bush'un ülkesinin Sovyetler'e yofun ekonomik destek sağlayacağı ve stratejik silahlarda önümüzdeki dönem geniş çaplı indirime gidileceği yönündeki zirve sonuçları Fransa'da genei olarak sıcak karşılandı. Ancak Fransa'yı en çok ilgilendiren noktalardan biri her şeye rağmen iki süper devlet liderinin Avrupa1 da sınırlann değişmezliği ilkesi etrafında görüş birliğine vardıklan haberi. Fransız teleyizyonunda Malta zirvesini değerlendiren bir yorumcu, Sovyet lideri Gorbaço\'un çevresine atfen verdiği bir haberde, George Bush'un iki Almanya'mn birleşmesi konusunda Moskova'ya bazı tavizler verdiği duyunıldu. Bush'un Almanlann kendi kaderini tayin hakkından ikili basın toplantısı sırasında söz etmeyi ihmal edişi dikkat çekici bulundu. Aynı saatlerde Fransa Başbakanı Michel Rocard zirveye değinmeden iki Almanya1 nın birleşmesi konusunda Fransa'nın ve diğer ülkelerin endişe edecek bir şeyleri olmadığını belirtti. Ancak bu konunun ABD, Ingiltere, Fransa ve SSCB'yi de doğrudan ilgilendiren bir olasıhk olduğunu anımsatmayı gerek gördü. Bu koşullarda iki büyük devlet liderinin Avrupa'daki gelişmelerle ilgili şimdilik, "statükonun korunması" üzerinde anlaşmaya vardıkları yönündeki, henüz kesinlik kazanmayan haberler aynı zamanda Paris'in özlemini de yansıtıyor. Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand bugün Brüksel'de yapılacak NATO toplantısma katılacak. Daha sonra da Sovyet lideri Gorbaçov ile görüşmek üzere Kiev'e harekel edecek. llişki kurduğumuz Fransız Dışişleri Bakanlığı resmi sözcüsü Başkan Bush'un dün biten zirve ile ilgili Batüı müttefiklerine aktaracağı bilgilerden önce bakanlığının herhangi bir tepki göstermekten kaçındığını belirtti. Ancak çeşitli ülke sorumlulanrun çeşitli toplantılarda saptadığı politikalann, kontrolü kolay olmayan yerel gelişmeler karşısında etkisiz kalacağından korkuluyor. Bu nedenle Paris bir gözüyle Malta'yı kollarken öbür gözüyle Doğu Berlin'de dün meydana gelen son gelişmeleri yakından izlediği gözlendi. Özellikle Fransa'yı kısa vadede çok yakından ilgilendiren olası gelişmelerden biri önümüzdeki cuma günü Strasbourg'da başlayacak AT zirvesinde "ekonomik ve parasal birlik" konusunda somut bir karara vanlabilmesi. Çünkü bu son konu siyasal Avrupa Birliği açısından hayati önem taşıyacak ve Bonn1 un Batı dünyası içindeki varlığı süreklilik kazanacak. Ltibnan: Gorbaçov ile Lübnan'daki kanlı çatışmalara son verilmesi konusunda görüş birliğine vardıklanru kaydeden Bush, "Lübnan1 da daha fazla cinayet görmek istemiyoruz. Bu ortak görüşiimüz" dedi. Bush, Lübnan'da en kısa zamanda barış dönemine geçilmesini arzu ettiklerini bildirdi. George Bush, gazetecilerin Moskova ve VVashington'un Lübnan konusunda ortak bir girişimde bulunup bulunmayacağı yolundaki bir sorusu üzerine, "Ortadoğu sorununun çözümlenmesi için ortak bir girişime gerek yok" dedi. Silahsızlanma Gorbaçov, zirvede uzun menzilli nükleer silahlar, Avrupa'daki konvansiyonel güçler ve kimyasal silahlarda indirime gidilmesine ilişkin anlaşmalar üzerinde ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Sovyet lideri Gorbaçov, uzun menzilli nükleer silahlarda yüzde 50 oranında indirim yapılması anlaşması için bir takvim belirlenmediğini ancak, haziran ayında ABD1 de yapılacak zirve toplantısından önce bir uzlaşma sağlanacağı ümidinde olduğunu kaydetti. Gorbaçov, Başkan Bush'un kimyasal silahlar konusundaki önerisinin son derece olumlu olduğunu ve iki taraftan üst düzey yetkililerin bir anlaşma üzerinde bu öneriçerçevesinde görüşmelerde bulunabileceğini söyledi. Bush, kimyasal silahların yasaklanmasına ilişkin uluslararası bir anlaşmanın imzalanmasını izleyen sekiz yıl içinde her iki LtDERLER MEMNUN Bush ve Gorbaçov, dün Malta buluşmasını noktalarken yüzlerinde beklediklerini genellikk bulmuş iki liderin rahatlığı ve mutlulugu okunuyordu. (Fotoğraf: AP) İTALYA Roma sosyetesinde glasnost modası NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA I960'lı yıllarda New York'un görkemli davetlerine birkaç "siyah misafir" çağırmak nasıl modaysa, şimdi de davetlere Rus asıllıları ya da Doğu Avrupa kökenlileri çağırmak moda oldu. Sosyetenin kuralı bu galiba. Dünyanın neresinde olursa olsun, rüzgâr ne taraftan eserse hemen herkes o yöne eğiliyor. 1990'lara girmeye hazırlanan Roma sosyetesinin en son zaafı da "Doğu'dan esen glasnost riizgân." Roma1 da yaşayan aristokrat kökenli, güzel Rus kadınları şu sırada hangi davete gideceklerini şaşırmış durumdalar. Prenses Irene Galitzine gibi tanınmış Rus asıllı bir modacı bile Gorbaçov riizgârı ile işlerinin arttığım söylüyor. Roma ya da Paris gibi Batı kentlerinde yaşayan tüm Slav asılL tanınmış kadınlar gibi yalnız "Rus prensesleri" değil moda olan. Şu ara Rus olan her şey çok moda. Kadranında kıal bir yıldız olan "Paketa" ya da Roma sosyetesinin en son zaafı Doğu'dan esen glasnost rüzgârına uyup Sovyet kökenli içki, parfüm ve filmlere gösterilen olağanüstü rağbet. "Soviet" markalı Rus saatleri, Sovyet parfümleri, Sovyet filmleri, Sovyet modası. Kısacası glasnost modası tam anlamıyla Roma'yı etkisine almış durumda. Metroların girişinde, yollarda akordion ya da keman çalan sokak şarkıcılan bile Rus müziği çalıyor. "Via Condotti", "Via Borgognona"na gibi en lüks mağazalann bulunduğu sokakların vitrinlerini orakçekiç bayraklannm yanı basında görkemli kırmızı tilki kürkler, Rus modelleri süslüyor. Marks'ın mezannda kemiklerini sızlatacak vitrinlerle dikkati çeken lüks butiklerin ötesinde, büyük mağazalar da bu verimli glasnost ticaretine katılıyor. Kentin bir numaralı büyük mağazası "RJnascente"nin, Sovyet u'deri Mihail Gorbaçov'un ziyaretinden kısa süre önce yaptığı "Rus modası ayı'nın bü>1ik bir ticari başarıyla sonuçlandığı söylemyor. Kasım ayı boyunca vitrinlerini süsleyen kalpaklan, Rus porselenleri ve bebeklerini kapış kapış sattıklannı söylüyorlar "Rinascente" yöneticileri. Süperler zirvesi AT ve NATO'yu rahatlattı Bush ve Gorbaçov'un zirve sonrası yaptıkları açıklamalarda, Doğu Avrupa'daki gelişmeleri "soğukkanlılıkla" değerlendirme karan AT ve NATO merkezlerine rahat bir nefes aldırdı. YASEMİN ÇONGAR BRÜKSEL Akdeniz'de fırtınalı bir havada başiayıp "güieryuzlü" bir basın toplantısıyla sona eren Malta zirvesi, NATO ve Avrupa Topluluğu (AT) çevrelerine " r a h a l " bir nefes aldırdı. Bu rahatlama, Bush ve Gorbaçov'un zirve sonrası yaptıklan açıklamalarda Doğu Avrupa ülkelerindeki gelişmeleri "soğukkanlılıkla" değerlendirmek gerektiğini vurgulamalanndan kaynaklanıyor. Böylece iki lider Helsinki'de 33 Avrupa ülkesi ile ABD ve Kanada'yı bir araya getirecek bir toplantı yapılması önerisi de dahil olmak üzere, Batı ve Doğu Avrupa'yı ilgilendiren konularda belirleyici kararlar almaktan kaçınmış oldular. Brüksel'de bugün başlayacak NATO zirvesinde Malta görüşmesi değerlendiriUrken üzerinde en çok durulması beklenen konulardan biri stratejik silahlara ilişkin yeni bir anlaşma imzalanması karan. tki liderin yeni bir stratejik silahlar anlaşmasını (START) haziran 1990'da VVashington'da yapılacak zirveden önce imzalamak yönünde tutum almalan NATO'da "olumlu" karşılandı. Uzun menzilli nükleer füzelerin sayısımn karşüıklı olarak yanya iridirilmesinin önündeki engellerin kaldırüması çağnsı da Brüksel'de Bush'un Malta'da gündeme getirdiği en önemli öneri olarak değerlendiriliyor. Bu önerilerin, Gorbaçov'un nükleer silahlar konusundaki "rümden annma" politikasının yumuşadığı bir dönemde, NATO karargâhlannda "gerçekçi ve yerinde bir girişim" olarak değerlendiriliyor. Öte yandan, BushGorbaçov zirvesinden, Viyana'da süren konvansiyonel kuvvet indirimleri görüşnielerini aşacak boyutlarda Avnıpa'da silah ve asker indirimine gidilmesi yolunda "sürprizli" planlann çıkmaması da NATO ülkelerini rahatlattı. BELÇİKA EALMANYA Yönetim kararsız ULYA UÇER BONN Malta zirvesinin Almanya'da ilk yankıları, son derece dikkatli ve çekimser oldu. Başkan Bush ile Genel Sekreter Gorbaçov arasında zirvede ele alınan konulardan Federal Almanya'yı doğrudan ilgilendiren "iki Almanya'mn geleceği"ne ilişkin olarak süper ikilinin bir görüş belirtmemiş olması kısmen olumlu karşılandı. Kısmen ise "birleşmeye yeşil ışık yakmadığuıdan" ümitli bekleyişleri boşa çıkarttığı vurgulandı. tki Almanya'nm birleşmesini gündemde tutmak isteyenlere göre Başkan Bush'un zirveden sonra "Avnıpalılann geleceği hakkında karar vermek ABD ve SoyvetlerBirliği'ne düşmez" şeklindeki ifadesi Orta ve Doğu Avnıpa'da gelişen yeni dengeye müdahale edilmeyeceği, dolayısıyla iki Almanya'mn birleşmesi ile sonuçlanacak bir sürece karşı çıkılmayacağı şeklinde de yorumlandı. Alman kamuoyu zaten kafiyeli "Yalla'dan sonra Malta" benzetmesini benimsememişti. Yalta'nın aksine Malta'da süperlerin etki alanı paylaşmasının söz konusu olmadığı yeni Avrupa'nın kuruluşunun başladığı şu dönemde ABD ile Sovyetler Birliği'nin, ancak genel çizgide anlaşabilecekleri, ama Avrupa ulkelerinin katıldığı bir karar toplantısı olamayacağı belirtilmişti. öte yandan Washington yönetiminin iki Almanya'mn birleşmesi fikrine çekingen yaklaştığım Bonn da biliyor. Dün (pazar akşamı) Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile Malta zirvesinden dönen Başkan Bush'un Brüksel'de yaptıkları görüşmede, bu konu ve Kohl'ün 10 maddelik birleşme programının da gündeme geldiği tahmin ediliyor. Bush ile Kohl, Doğu Almanya'mn sınırlan açmasından sonra bu göruşme ile ilk kez bir araya geldiler. Komünist ağırlıklı koalisyon lç>ekoslovakya'da muhalefet yeni hükümeti kabul etmedi, bakanlar kurulunda değişiklik yapılmazsa yeni bir genel greve gitme tehdidinde bulundu. PRAG (Ajanslar) Çekoslovakya'da, yönetim ile muhalefet arasında 12 gündür devam eden görüşmeler sonucunda, dün yeni bir koalisyon hükümeti kuruldu. Komunist ağırlıklı hükümete, Komünist Parti dışından beş bakan atandı. Çekoslovak resmi haber ajansı CTK'nın dün verdiği habere göre yeni kurulan 21 üyeli koalisyon hükümetine, Komünist Parti dışından beş bakan alındı. Muhalefetle 12 gün önce müzakereleri başlatan Başbakan Ladislav Adamec, yeni hükümette de yerini korudu. Eski kabinede yer alan komünist bakanlann çoğunun da yerlerini koruyarak yeni hükümete katıldıkları bildiriliyor. Hükümete Komünist Parti dışından katılan beş bakan ise siyaset sahnesinde pek tanınmayan isimlerden oluşuyor. Komünist olmayan beş bakandan uçünün, daha önce hiçbir siyasal partide yer almadığı, diğer ikisinin ise daha önce Komünist Parti'nin müttefıki olan Sosyalist Parti ve Halk Partisi üyesi oldukları bildirildi. Yeni hükümette, kilit bakanlıklar olarak görülen içişleri ve savunma bakanhkları, komünistlerin kontrolünde kaldı. Savunma bakanlığı görevini üstJenen komünist Bakan General Miroslav Vacek'in, muhalefetin direnmesine karşın bu göreve getirildiği bildiriiiyor. General Vacek, daha önceki kabinede savunma bakan yardımcılığı görevinde bulunuyordu. Yeni hükümette görev alan komünist olmayan bakanlardan Josef Hromadka'nın başbakan yardımcılığına getirildiği açıklandı. Hromadka'nın başbakan yardımcılığına getirilmesi, muhalefet çevrelerinde memnunlukla karşılandı. Çekoslovak Protestan Kilisesi üderlerinden biri olan Hromadka'run başbakan yardımcılığı, ülkede dinsel özgürlüğün smırlannın genişleyeceği şeklinde yorumlanıyor. Başbakan Ladislav Adamec'in, yeni hükümeti açıklamasının üzerine, muhalefet liderleri açıklamalar yaparak yeni hükümeti eleştirdiier. "Sivil Forum" özellikle savunma bakanının bir sivil ve içişleri bakanının da komünist olmayanlardan seçilmesini istiyordu. tsteklerinin yerine getirilmemesi üzerine muhalifler yanndan itibaren genel protesto eylemleri yapılmasmı isterken, bir hafta içinde bakanlar kurulunda istedikleri yönde değişiklikler yapılmazsa genel greve gitmekle tehdit ettiler. Öte yandan Komünist Parti'ye bağlı olarak görev yapan halk milislerinin silahsızlandırılacağı bildirildi. Prag Radyosu, ÇKP'nin bir sözcüsüne dayanarak verdiği haberde, milislerin siJahsızlandırılrnasına ve silahlann Çek ordusunun depolanna götürülmesi işlemine önceki gün başlandığını duyurdu. Sözcü, ÇKP'nin yeni yönetiminin bu kararı, siyasi durumdaki mevcut sorunlann, şiddete başvurulmadan çözümlenmesi yolunda atılan bir adım olarak kabul ettiğini belirtti. Bu arada Devlet Başkanı Gustav Huşak, "Yakın bir gelecekte istifa etmeyi düsünüyorum" dedi. Huşak, Çekoslovakya Haber Ajansı CTK tarafından yayımlanan büdirisinde, istifa konusunda herhangi bir tarih vermedi. Devlet başkanlığı görevinde ne pahasına olursa olsun kalmayı düşünmediğini belirten Huşak, görevinden kendisinin aynlacağmı belirtti ve gelecek ocak ayında 77 yaşma gireceğini hatırlattı. Prag baharı hareketinin kanlı şekilde bastmlmasından sonra ulkenin normale dönmesini sağlayan "baba" olarak kabul edilen Huşak'ın devlet başkanlığı görevi, 22 Mayıs 1990'da sona eriyor. Ülkedeki muhalefet hareketi Sivil Forum, Huşak'ın, insan hakları günü olan 10 aralıktan önce istifa etmesini istemişti. ÇEKOSLOVAKYA BULGARİSTAN SOFYA (AA) Bulgaristan'ın çeşitli bölgelerinden gelen Türkler, kendilerine uygulanan baskılara son verilmesi amacıyla önceki gün Sofya'da bir gösteri düzenlediler. Sofya'daki bir parkta toplanan yaklaşık 150 Türkün katıldığı gösteriye, polisin ilk kez müdahale etmediği gözlendi. Göstericiler, isimlerinin değiştirilmesi ve dini vecibelerinin yerine getirilmesinin yasaklanması gibi yıllardır süren baskılara son verilmesini istediklerini bildirdiler. Öte yandan Bulgaristan Komünist Partisi Politbürosu, 1968 yılında Varşova Paktı üyelerinin Çekoslovakya'ya müdahalelerini kınadı. Bulgar hükümeti sözcüsü Phillippe Bokov, önceki gece televizyondan yaptığı açıklamada, "Politbüro tarafından onaylanan bir karar tasansına göre Komünist Parti 1 nin şimdiki çizgisi ile ujuşmavan bu adaletsiz ve yasadışı müdahalenin, larihi gerçekler ile uyum sağlamadığı orta>a çıkmıstır" dedi. Türkler de gösteri yaptı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle