17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EKİM 1989 Paris Gtiz Şenligi • PARtS (Cumhuriyet) Paris Güz Şenliği'nin, tiyatro, dans ve müzik alanlarındaki yoğun programı süregeliyor. Şenliğin etkinlikleri arasında, çağdaş müzikten geleneksel müzik ve dansa dek değişik gösteriler yer alıyor. Geçen hafta içinde, çağdaş balenin tanınmış adları arasında yer alan Amerikalı Douglas Dunn'un alabildiğine yenilikçi koregrafisinin ardından, Güney Afrikalı yerlilerin geleneksel müzik ve dans gösterisi de sıcak bir ilgiyle izlendi. Kırsal bölgelerde yaşayan Güney Afrikalı zencilerin bayram ve düğünlerde söyledikleri şarkılarla yaptıklan geleneksel danslardan örnekler getiren bu gösteri, ilk kez yabancı bir ülkede, biletli seyircinin önüne geldi. Paris Güz Şenliği, çağdaş müzik dalındaki öncülük işlevini de sürdürmekte. Bu kapsamda, 20 ekim gecesi "Opera Comique" (Salle Favart) salonunda verilen konserde, Güz Şenliği tarafından Iannis Xenakis, Georges Aperghis ve Pascal Dusapin'e ısmarlanan besteler ilk kez dinleyici önüne geldi. KÜLTÜRSANAT 2. ULUSLARARASIİSTANBUL BİENÂU Eleştiriye evet, arabeske hayır Bienalle ilgili olarak yazılanlar gerçekten Türkiye'deki sanatçılarm gerçek kimliğini mi yansıtıyor, yoksa ucu kaçınlmış bir alaturkalığı mı? Insanlardan önce obje ve olguları konu alan bir eleştiriye evet, Bizanslı arabeske hayır! DOĞAN KUBAN Istanbul Bienali ikinci kez düzenlendi ve çevresinde anlaşılması zor bir eleştiri gürültüsü koptu. Halk katında yankı uyandırmasını arzuladığımız bu sanat etkinliklerinin çevresindeki her tür tepkinin, bienalin işitilip tanınmasına yararlı olacağına inandığım için aslında, olanlardan rahatsız olduğumu söyleyemem. Ne var ki bu etkinliğe sorumlu olarak katılan biri olarak birikı gözlemi dile getirmek, sorunu açıklığa kavusturmak açısından gerekli. Türkiye*de sanatcılar en az alaturka olması gerektiği düşünü' len küçük bir toplum katmanı. Acaba bu yazılıp çizilenler ve şikâyetler gerçekten bu grubun gerçek kimliğini mi yansıtıyor, yoksa ucu kaçınlmış bir alaturkalığı mı? Hep yinelendiği gibi sanata karşı toplumsal duyarsızlık, giderek çirkinleşen bir fıziksel çevre, sanat ortamının bir gettoda oynanan küçük yer kapmacaları, kalitesiz öğretim ve eğitim, sanatçı ile toplum arasında iletişim zorluğü, kırsal insan davranışlarının en yüksek karar organlarına uzanmış sultası gibi kolay gözlenen bir deformasyon ortamında yaşıyonız. Ben, sanatçının kaprislerini sanatının parçası olarak görmeye yatkınım. Gerçekten yaratıcı ise bütün üstünlükleri kendinde görebilir. Ne var ki insan kendini üstün bir azmlığın üyesi olarak da görse toplumsal bir etkinliği tartışıp deştirmeye kalkıştığı zaman belirli bir rasyonelin dışına çıkarsa sanatçılığı onu kurtannaz. CUMHURİYET/5 Tımur Selçuk konseri • Kültür Servisi Timur Selçuk ve Oda Orkestrası, 27 ekim cuma günü "Geleneksel Yapı Kredi Sanat Geceleri" çerçevesinde bir konser veriyor. Yapı Kredi Beyoğlu merkezinde Sermet Çifter Salonu'nda yapılacak olan konserde, Hacı Arif Bey, Münir Nurettin Selçuk, Şerif Muhittin Targan gibi bestecüerin eserleri de yer alacak. Düzenlemelerini Timur Selçuk'un yaptığı Türk müziği bestelerinden oluşan program saat 20.45'te başlayacak. Haldun Taner Öykü Ödtilti • ANKARA (ANKA) Yeni öykücülerin yetişmesi amacıyla bu yıl dördüncüsü yapılan "Haldun Taner öykü ödülü"nün 3 milyon lira olarak saptandığı açıklandı. Öykü yazarlan ve yaymevlerinin en geç 31 aralık tarihine kadar başvuruda bulunabilecekleri yarışmada öykülerin yayımlanmamış olması zorunluluğu bu yıl kaldırıldı. Yarışmaya yazar ve yayıncılar hem basılmış hem de basılmamış yapıtlarla aday olabilecekler. Uzun öykülerin değerlendirme dışı bırakılacağı yanşmaya yayıncılar da yazarlanmn izni alınmaksızın katılabilecekler. Oktay Akbal, Orhan Duru, Prof. Dr. Selçuk Erez, Selim Ileri, Prof. Dr. Emre Kongar, Ahmet Oktay, Prof. Dr. Şara Sayın, Cemal Süreya, ve Prof. Dr. Tahsin Yücel'den oluşan jürinin yapacağı değerlendirme sonucu 3 milyon tutanndaki ödülün bir öyküye verilebileceği gibi üç öykü arasında da dağıtılabileceği açıklandı. Mühürdar'da • Kültür Servisi Mühürdar Sanat Galerisi'nde 2 kasım tarihinde karma bir sergi açılıyor. "Doğal ve Tarihsel Çevre'den" başlığını taşıyan sergide, bugün artık yaşamayan 12 ressamın yapıtlan yer alıyor. Bu sanatçılar: M. Faik Paşa, Ragıp Gökcan, Handan, Fethi Karakaş, Elbis Kavafian, Hikmet Onat, V. Perof, Selahattin Paşa, Şekip Tunç, Ahmet Uzelli, Yazmacıyan ve Kemal Zeren. So4 LeWUtSiteymaniye'de AmertKalı sana:çı Soı Le,',:i: m yapıtmı daha önceden İstanbul'a gelen asistanlan gerçekleştirdiler. Sanatçının yapıtı Geleneksel Yapıtlarda Çağdaş Sanat Sergisi kapsamında Suleymanıye Kültür Merkezi'nde sergileniyor. (Foloğraf: Yıldız Ûçok) Kanımca, bienalin eleştirisi iki duzeyde olur: Birincisi örgütlenme, ikincisi katılanların seçimi. Örgutlenme konusundaki güçlüklerin temelinde toplum kültürünün sanata karşı yaygın duyarsızUğı yatıyor. Kuşkusuz noksanlann akıllı bir şekilde ortaya konup eksiklerinin giderilmesine çahşmak önenüi bir sorun. Çünkü bienaller sadece sanatçılar için değil, halk için, sanatsever, sanat izleyen kamuoyu için yapıhyoT. Fakat eleştirilerde asıl dile getirilen, katılanların seçimi sürecine ilişkin olanlar. Kanımca danışmanlar için söy kullanacak yetenekten yoksundnr. lenecek yargılar, seçilen sanatçıla Onun yerine X, Y, Z gibi ustalar rın değerlendirilmesinden başka var." Ya da; "Hipodrom gibi ulusalana kaydırıldıkça kuşkulu bir ni Jararası bir vitrini Metin Deniz'e telik taşır. Çiyıkü seçicinin yeter Ceslim etmişler. Gerçi Deniz'in liliği, seçtiklerinin doğru olup ol orada gerçekleştirdiği ilginç kommamasına bakılarak yapılabilir. pozisyon, yontusa) nitelikleri, fiOysa ileri sürulen yargılar aşağı gürlerindeki başanlı ifade, dinada örneklediğim gibi olsaydı da raizmi ve dengeyi içeren karmaşık nışmanları düşündürebilirdi: yapısı ve tumel albenisi ile sanat"Yerebatan Sarayı gibi olağa çının başından bu yana vurgulanüstü bir mekânı Mehmet Güler dığı tarihi mekâna katılma amayüz'e vermişler. Gerçi Güleryüz cına uygun, gözlemciyi kendine sahne düzenlemekte denevimli ve davet eden bir yapıl. Fakat A, B, kalbumstu bir sanatçı ise de, böyle C gibi sanatçılar daha doğru bir bir 'happening' için bu mekânı seçim olurdu." Ya da; "Azade Köker'in yapıb onun seramikçi olduğunu anımsatıyor. K, L, M gibi bu>ük alanlarda çalışmaya alışık yontucular böyle bir ortamda daha yaratıcı olurlardı." Erol Eti, Mehmet Aksoy, Ayşe Erkmen, Serhat Kiraz, Erol Akyavas, Ömer Uluç ve diğer sanatçılar için de, kuşkusuz daha aynntılı, yanlış seçim nedenleri belirtilebilirdi. Çağrılan sanatçılarm böyle bir bienal için tutarsız bir seçim olduğunu saptayıp adları alfabenin diğer harfleriyle başlayan sanatçılar önerilebilinirdi. Mehmet Gün'Un, Aydın Gün'ün oğlu olmasını vurgulayacaklarına, ressam olarak hangi nitelikleriyle seçildiğini anlayamadıklannı, onun yerine, soyut dışavurumculuğu daha iyi temsil eden başka sanatçıları gösterebilirlerdi. Yabancı sanatçılarm seçimi konusunda da ciddi bir eleştiri duymadım Sol LeWill, Kounellis, Daniel Buren ya da Richard Long ve Poirier'lerin yeteneksiz, adı duyulmamış sanatçılar olduğu söyleneme>eceğine göre seçim yanlışlannı değişik ölçutler sayarak eleştirmeleri beklenirdi. Katılan genç ressamları beğenmeyenin de, bizimle birlikte ressam listeleri yapan Sezer Tansuğ olması ilginç. Sanatçılar bir tür dayanışma duygusuyla sanatçıları eleştirmek yerine seçicileri eleştirerek dolayh bir eleştiri yoneltiyor olabilirler. Eğer öyle ise bu Nasrettin Hoca'nm karanlıkta kaybettiği şeyi aydınlıkta aramasına benziyor. Organizasyon açısından da bienal ve örgütleyiciler eleştirilebilirler. Yanm milyarlık bütçenin niye birkaç milyar olmadığı, çalışmalara neden on beş ay değil de, yirmi dört ay once başlanmadığı, Eminönü Belediyesi Fen tşleri'nin neden iki hafta yerine dort hafta emre hazır bekletilmediği sorulabilirdi. Bienal kataloğunda belirtilen bazı yapıtların neden oyle gerçekleşmediği de sorulabilirdi. Aya trini içinde Poirierlerin bütün mekâna sırt dönmuş tepkisel 'Installation"lanrun tatsızlığı da söz konusu edilebilirdi. Katalogda sergilerle ilgili olarak yapılan değerlendirmeier eleştiıilebilirdi. Italya, İspanya, Almanya, Avusturya, Yugoslavya, Yunanistan, İngiltere ve Hollanda'dan gelen sanatçılar yerine Çekoslovakya, Polonya ve Norveç'ten sanatçı ve sergi getirilebileceği de ileri surülebilirdi. Bienal etkinliklerine paralel sergilerin neden sadece bazı galerilerde yapıldığı, başkalarında olmadığı, diğer kentlerin ressamlarımn katılımlannın yetersizliği \ urgulanabilirdi. Bir yılı aşan özverili bir çalışma için biriki tatlı soz de soylenebilirdi. Oysa eleştiriler Sayın Beral Madra ve Sayın A\dın Gün ıle "saygın, ama güncel sanatla iliskileri zayıf" danışma kurulu ü\elerine yöneltiliyor. Bence sanaüa ve resimle ilgili şimdiye kadar yazdıklarımız ya da konferanslardan anımsananlar, birçok jüride katılanları değerlendirmek için >"azılan raporlar danışma kurulu uyelerirıi yargılamak için ele alınabilirdi. Bienal eleştirisini şu çizgide gerçekleştirmek isterdim: Sol LeWitl ve Kounellis'in İmarethane'deki yapıtlanm, Azade Köker'in, Erol Akyavaş'ın, Serhat Kiraz'ın, Metin Deniz'in, Mehmet Gün'ün, Mehmet Güleryüz'ün, Hollandalı ressam Rudy Pijpers, Arpacıoğlu, Kabaş \e genç ressamlardan Arzu Başaran ve Murat Sinkil'inyapıtlannı vurgular; <irol Eti'nin yunuslarının, Behçet Safa'nınuçurtmalannın, Metin Deniz'in sandalyeli urmanışınm çevre ve insanlarla buluştuğunu ve bazen bütünleştiğini söylerdim. Galerilerde kimisi kendini yineleyen, kimisi kendini aşan, kimisi yeni yollara dökülen, fakat hepsi yaptıklanna saygılı birçok sanal .ının sağhklı eleştiri beklentilerine yanıt vermeye çalışırdım. tnsanlardan önce obje ve olguları konu alan bir eleştiriye evet, Bizanslı arabeske hayır! • Pro/Dr. Doğan Kuban, 2. İstanbul Bıenah'nm danışma ve duzenleme kurulu uyesı ve bienal kapsammdakı geleneksel çevrede çağdaş sanat sergisının sergi sorumlusudur. Minıari restorasyon teknolojisi • KUltür Servisi "1. Türk Ayusturya Mimari Restorasyon Teknolojisi" semineri bugün ve yann Yıldız Üniversitesi'nde gerçekleşecek. Yıldız Universitesi Mimarhk Fakültesi Fen Bilimleri Enstitüsü ile Avusturya Kültür Ofisi'nin ortaklaşa düzenlediği seminer, mimari mirasın zengin olduğu ülkemizde korunması gerekli yapılarda uygulanan ya da uygulanması gereken restorasyon teknolojileri konusunda ilgili kurum ve kişiler arasında bir iletişim kurmayı amaçlıyor. Değişik kurumlardan Türk ve Avusturyah bilim adamlarının ve uygulamacıların katüdığı seminerde restorasyon sorunlan ele ahnacak. Bugün saat 10.00'da başlayacak seminere katılanlar arasında Prof. Dr. Metin Sözen, Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu, Prof. Lr. Semra öğel, Prof. Dr. Filiz özer, Prof. Dr. Alois Machatschek de yer alıyor. Karagöz yapım kıırsu • ANKARA (ANKA) Kültür Bakanhğı Milli Folklor Araştırma Dairesi Başkanhğı ile Türk Kültürüne Hizmet Vakfı'nın işbirliğiyle Istanbul'da "Karagöz Tasvir Yapım Kursu" açıldığı bildirildi. Kültür Bakanhğı'ndan yapılan açıklamaya göre kurs, "Kültür Merkezi"ne dönüştürülen Caferağa Medresesi'nde düzenlenecek. Üç ay boyunca devam edecek olan kursta Karagöz sanatçısı ve Karagöz tasviri yapımcısı Tacettin Diker'in öğreticiliğinde, bu alandaki tüm inceliklerin öğretilecegi bildirildi. Refik EnJuran Modern Sanat Müzesi Müdürü Suzanne Page: Oyun yazarlan toplandı • Kültür Servisi Tiyatro ve TV Yazarlan Derneği, dün yıllık olağan kongresini gerçekleştirerek yeni yönetim kurulunu belirledi. Yeni yönetim kuruluna, daha önceki kurulda da görev alan Refik Erduran, Recep Bilginer, Tuncer Cücenoğlu, Güngör Dilmen, Nezihe Araz yeniden seçilirken, Turan Oflazoğlu ile Sabahattin Kudret Aksal'ın yerine Tarık Buğra ve Haşmet Zeybek'e görev verildi. Kongrede eski yönetim kurulu iki yıllık çalışmalarmı, öneri ve eleştirilerini yansıtan bir rapor sunarken, özellikle TRT ile Şehir ve Devlet Tiyatrolan'nın oyun yazarlarma karşı takındığı tavır üzerinde duruldu. Dernek yönetim kurulu "yerli ve yabancı oyun ayrımı yapıldığım" ve "yerli yazarlann küçümsendiğini" ileri sürerek, yazarlann telif haklan sorununa, TKT'nin istisna akdi sözleşmesi ile gerçekleştirdiği haksız uygulamalara ve denetim sorunlarına da değindi. Toplantı sonunda bir oylama yapılarak yeni yönetim kuruluna "gerektiği takdirde etkili girişimlerde bulunmak, boykot kararları almak" konusunda tam yetki verildi. Bienal Ayşe Erkmen 'in Aya îrini çevresindeki Türkiye'ye yerleştirmesinde geçmişe bir tören düzenleniyor. yararlı Geçmişten de bugüne. "Uluslararası sanatçılar çağdaş ve tarihi kültürleri sanatlanna taşır. Sanatçılarımz DoğuBatı zenginliğini kullanmıyor." Geçmişe bir tören 4 Geleneksel Çevrede Çağdaş Sanat TSE yanşması • ORDU (AA) Türk Standartlan Enstitüsü tarafından düzenlenen kompozisyon yanşmasında derece alan öğrencilere ödülleri verildi. Ordu Ticaret ve Sanayi Odası'nd» düzenlenen ödül törenine katılan Vali Utku Acun, standartlaşmanın çağdaş ve medeni olmanın bir ölçüsü olduğunu söyledi. Türkiye Standartlan Haftası nedeniyle düzenlenen kompozisyon yanşmasında birinciliği kazanan Tolga Güneri'ye 100 bin, lira ödül verildi. Beyaz Köşk'te oda müzigi • Kültür Servisi St. Bartholomews Chamber Group olarak da tanınan The Medical Festival Orchestra of London Oda Müziği Topluluğu 28 ekim cumartesi saat 15.00'te Emirgan Parkı Beyaz Köşk'te bir konser verecek. 1972 yılında Prof. Johny Lumley tarafından kunılan topluluk, oratoryolardan Ingiliz madrigallerine uzanan geniş bir repertuara sahip. Koro ve orkestra, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinde, özellikle yardım kuruluşları yararına konserler veriyor. Topluluk, Beyaz Köşk'te Bach, Gabrieli, Paganini, Willams ve Gounod'un yapıtlanm yorumlayacak. 'Diyarbakır EfsanelerT • DtYARBAKIR (AA) Dicle Universitesi Eğitim Fakültesi öğretim görevlisi Muhsine Yavuz'un "Diyarbakır Efsaneleri Üzerine Bir Araştırma" adlı kitabı yayımlandı. 117 efsanenin derlendiği kitapta, efsanelerin motif tasnifleri de yapıldı. Muhsine Yavuz, efsanelerin, toplumlann hayatlarında insanlan iyiye, güzele yönlendiren, zaman zaman kıssadan hisse çıkarmak yoluyla halka yararlı mesajlar veren, geleneksel değerleri koruyan, yapıcı ve yönlendirici bir işlevi olduğunu söyledi. Kitapta altı ana gnıpta toplanan 117 efsanenin yer aldığını kaydeden Yavuz, bunlardan 38'inin "dini efsaneler", 24'ünün "olağanüstü kuvvetler ve varlıklar" bölümlerinde yer aldığmı kaydetti. Kültür Servisi Paris'teki Modern Sanat Müzesi'nin Müdüru Suzanne Pagi, 2 günluğüne Uluslararası İstanbul Bienali'ni izlemek üzere kenümizdeydi. Page ile bienal ve çağdaş Türk sanatı üzerine konuştuk. Sayın Pag£, görebildiğiniz kadar Türk sanab hakkında ne diişünüyorsunuz? PAGE Sizin sanatçılarımz, tstanbul'daki kültür ve sanat birikimini yapıtlannda kullanıyorlar mı? Uluslararası sanatçılar, çağdaş ve tarihi kültürleri ve kültürlerini sanatlanna taşırlar. örneğin Kariye Camii mozaikleri bir sanatçı için yoğun malzeme oluşturuyor. tzlediğim kadanyla, ayncalıkh pozisyonunuz olan DoğuBatı zenginliğini kullanmıyorsunuz, bu anlamda sanatçılannızda özel bir kişilik görmedim. İstanbul Bienali hakkında görüşleriniz nelerdir ve bu etkinlikler nasıl surdürülmeli? PAGE Bienal öncelikle şu yönden yararlı: Türkiye'deki sanatçılar yabancı sanatçılarm yapıtlanm inceleyebilir ve karşılaştırma yapabilir. Bienal olmadığı yıl içinde küçük çapta uluslararası sergi düzenlenebilir. Bienal için bu bir hazırlık anlamı taşıyabilir. Türkiye'deki sanatçının 20. yüzyıl sanatı konusunda bilgilenmeleri mümkün oluyor mu? Bu anlamda röprodüksiyonlar yeterli olmadığı gibi, ciddi bir eğitim de gereklidir. Bu bilgilenme bugün çağdaş sanatın altyapısını oluşturuyor. Bienaldeki sanatçılar birbirleriyle yeterince iliski kuramamalanndan yakındılar. PAGE Bienal sırasında yabancı sanatçılar Türk sanatçılarla yeterince ilişki kuramamış olabilirler. Ancak bu çok doğal, çünkü gördüğüm kadanyla onlar da bir hafta içinde yapıtlanm hazırlamakla uğraşmışlar ve kenti gezmeye bile zaman bulamamışlar. Öte yandan yabancı sanatçüan bir "elçi" gibi görmemek gerek. Böyle ilişkiler sergi dışı organizasyonlarla olur. Bunun gibi, Türkiye'de sergi yapımcılannın sürekli yabana sergi yapımalanyla ilişkide olması ve onlardan destek alması gereklidir. Bienali nasıl buldunuz? PAGE Uluslararası İstanbul Bienal'i son derece iyi organize edilmiş, diğer bienallerden sergileme, kalite ve organizasyon açısından hiçbir aşağı kalır yanı yok. Kısa sürede tüm sergileri ve hatta kentin önemli yerlerini görebildım. Liselerde glasnost • MOSKOVA (AP) Aleksandr Soljenitsin'in Sovyetler Birliği'nde uzun yıllardır yasaklanmış olan "Gulag Takımadalan" adlı romanı, Moskova'da bir lisede on birinci sımf tarih öğrencilerine tavsiye edilen kitaplar arasında yer aldı. Öte yandan Sovyetler Birliği'nde okullarda okutulan tarih kitaplarımn da içerikleri değiştirildi. Yeni tarih kitaplannda, Stalin döneminde uygulanan baskılara geniş bir biçimde yer veriliyor. Moskova Eğitim Komitesi tarafından hazırlanan bir öğretmen rehberinde "Stalin'in milyonlarca insanı hapse attığı, hızlı sanayileşmenin Sibirya gibi uzak yörelerde çalışacak işçileri gerektirdiği ve bu tüT yörelerde yüz binlerce mahkumun çalıştınldığı kamplann kuruîduğu" belirtildi. Kültür Servisi 2. Uluslararası İstanbul Bienali'nde "Geçmise Tören" adlı yapıtını sergileyen Ayşe Erkmen, mekân olarak Aya trini'nin Apsid cephesini seçmiş. Sanatçı, düzenlemesine o mekânın yerleşik elemanlannı da katarak "geçmişe bir tören" düzenlemiş. Yapıtm hazırlık çahşmaları da düzenlemenin kendisi kadar ilginc. Bizans'a elçi olarak atanan Cremona Piskoposu Liutprandın gezi notlanndan esinlenen Erkmen, kitabın İngilizcesini British Museum'dan getirtmiş. Eser önce Yunancaya çevrilmiş, daha sonra da İstanbul Fener Patrikhanesi'nde Dimitri Rayçanovski tarafından Bizans kaligrafisiyle yazılmış. Gezi notlarının kendisini bu denli etkileyişini şöyle açıklıyor Ayşe Erkmen: "Liutprand'ın anılarının tstanbul'da imparalor tarafından karşdanmasını anlatan bölümdeki tasvirlerin gerçekle gerçekdışı arasında olması, bu aıulardaki gerçek ile hayalgücu sınınnın belirsizliği, anlatılanlann hem görsel hem düşünsel olarak .anatın özüyle olan vakın bağlantısı, bu anılann da işimin bir parçası olmasına neden oldu." Piskoposun izlenimlerini bir kitap haline getirerek yapıtının bir parçası olarak hazırlayan Erkmen, kitabın bir çocuk masalı kadar saf ve yalın olmasına özen gosterildiğini anlatıyor. Amacının, yıllardır orada duran yerleşik elemanları, taşları, duvarlardaki çıkıntılan ortaya çıkartmak, bu elemanların her birini birer sanat yapıtı kinıliğine sokmak olduğunu belirten sanatçı şunları söylüyor: "Çukurdaki yedi taş ve bir girinti yüzyıllardır oradaydılar ve yalnızca kendileri oldukları için görulmeden, fark edilmeden orada duruyorlar Tiyatro kursu kayıtları • Kültür Servisi Bulunmaz Tiyatroİstanbul'un tiyatro kurslan kayıtları ay sonuna kadar uzatıldı. Yetişkinler ve 711 yaş grubu için olmak üzere iki ayrı grupta düzenlenecek olan tiyatro kurslarında "özgün ve çağdaş" bir tiyatro anlayışı hedefleniyor. H. Hilmi Bulunmaz yönetiminde verilecek olan kurslar için Bulunmaz Tiyatroİstanbul'un Beyoğlu, tstiklal Caddesi No: 186/2 adresine başvurmak gerekiyor. Yizyrilardır oradaydriar Ayşe Erkmen. çukurdaki yedi taş ve bir gınntinin yuzyıllardtr orada olduklannı söylüyor. "Ama yalnızca kendileri oldukları için fark edilmeden duruyorlardı. Ben onları giydirdim. süsledim, görünür' hale getirdim." (Fotoğraf: Yıldız Üçok) dı. Ben onlan pirinçle kapladım, giydirdim, süsledim, onları 'görünür' hale getirdim." Ayşe Erkmen bu yerleştirmede (instailation), üzerine Bizans kaligrafisiyle anılann yazılı olduğu 6 adet pirinç plaka kullanmış. Bu plakalann her birini birer sayfa olarak düşünmüş, yapıtında kaynak gibi suni birleştiriciler kullanmaktan olabildiğince kaçmarak mekânın ve elemanlann doğallıklarının korunmasına özen göstermiş. O alanın geçraişini de yapıta katmayı amaçladığıru söyleyen sanatçı, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Bu yerleştirmede laşların, yazılann, pirinç kaplamalann, o alandaki her şeyin, toprak, ağaçlar, duvarlar, çalılar, çöplerin rolü var. Hiçbiri birbiriyle rekabet etmiyor, biriikle geçmişe bir tören düzenliyorlar, geçmişten de bugüne." BuGÜırN • İki çağdaş bale İstanbul Universitesi Devlet Konservatuvan, koregrafisini Cem Ertekin'in hazırladığı "Kuzey Rüzgârlan" baleyi ve "Otuzlardan Doksanlara" adlı, tangolardan derlenmiş düzenlemeyi saat 18.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde sunacak. • Memduh Ün'le söyleşi Maarifliler Evi'nde bu kez Memduh Ün, bir söyleşi yapıyor. Saat 2O.3O'dan itibaren izlenebilir. OxjbrcL • 68.OOO Kavram ve kelitne Çariçe Katerina perdede • MOSKOVA (AA) Osmanlı împaratorluğu ile Rusya arasında 18. yüzyıl başındaki Prut Savaşı'nda Baltacı Mehmet Paşa'yı 'ikna yeteneği' sayesinde Rusya Imparatorluğu'nu yok olmaktan kurtarmakla ün yapan Çariçe Katerina'nm hayatı, Azerbaycanlı 50 yaşındaki Rüstem lbrahimbeyov tarafından senaryolaştınldı. Film ABD'de çekilecek. Ibrahimbeyov'un ayrıca Brejnev dönemindeki baskılara karşı çıkan ve bu dönemin eziciliğini, bir askerin yaşamı çerçevesinde anlatan 'Yabancı' adb senaryosu da senaristin bu ABD ziyareti sırasında filme çekilmeye başlanacak. Ziyareti öncesinde Sovyet TASS Ajansı'na yaptığı açıklamada lbrahimbeyov, sinema alamndaki ABDSSCB îşbirliğinin butün öteki alanlarda olduğu gibi Amerikan ve Sovyet hajklan arasında karşılıklı anlayışın egemen kıhnmasına yardımcı olacağına inandığını bildirdi. OXFORD RESİMÜ ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK Şimdi Türkıye'de 3587 renkli resim vefotoğraf geniş aynntıh açikhma BILSAK'TA BUGÜN 24 Ekim Salı: 19.00 GÜNLERİN GÖTÜRDÜĞÜ MÇ Oiayı II. Yorum: Alparslan BERKTAY İHD İzmir Şb. Bşk. Yüksel SELEK, Egilimci. Mebmel ALTAN, Gazeleci. 10.00 CAFEFOYER 18.0001.00 arası CAFEBAR 19.0001.00 arası RESTAURANT Yeni bir mönü Yeni fiyatlar Farklı bir müzik Yeni bir anlayış. BİLSAK. Sıraselviler, Soğancı Sk. No: 7 Cihangir 143 28 79 143 28 99 OXFORD RESİMLİ ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK'TE 1 fcJLMl Ingilizce bilene, İngilizceöğrenene.. PAZARTESİ BAYİNİZDE GüneşYaytnlan. Merkez:CumhuriyetCadDörtlerApLl8/6Kat:3 Ijg^j p S P Hrnadağ/tstanbul Tel: 13102 3036 Sauş/Depo: Halkab Cad.No 259 Sefaköy/lstanbul Tel. 598 97 5052
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle