27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kaygılar taşımamaktadır; üstelik yaptıkları reklamlarla insanları durmadan tüketmeye, almaya ozendirmektedirler (1). Insan sağlığını, çevre sağlığını hiçbir biçimde denetleyemeyen ahcılar ise, ancak ciddi sorunlarla karşılaştıklarında konuya duyarlılık gostermektedirler duyarlılıklarının ölçüsu ve ne işe yaradığı da ayrı bir sorudur. Bunca bilinmezlik ve denetimsizlik ortamında, insan ve çevre sağlığı açısından gerije dönülemeyen nokta'ya doğru Tüketicinin sesini duyurması ve hakkını arama ilerlememiz kaçınılmaz görünmektedir. Oysa yıne sı, bunun için de örgütlenme yoluna gitmesi de bir Nader'in dediği gibi, "gerçek tüketici ekonomisi başka hakkını oluştururken, bu hak, sonuçları açı tüketicilerin her anlamda refahı i!e Ölçülmelidir... sından işlevsel de görünmektedır. ' Bunun için de tüketicileri durmadan almaya itmek Gelişmiş ülkelerde tüketici orgutlerinin önemli yerine, hiçbir şey alınmaması onerilmelidir" (2). işlevlere sahip bulunduğu herkesçe bilinmektedir. Eğer tüketici tuketimden biraz soluk alırsa, toplum Ancak yukarıda kuskulu olduğu söylenen konular faaliyetleri için daha fazla vakit bulabileceği gibi, dışında bile, tüketici örgütlerınin para, bilgi ve uz toplumsal değerler sistemini ve sonuçlarını sorguman yetersizliği nedeniylc etkinliklerinin sınırlı kal lamaya da vakit bulabilecektir. Ancak bu durumdığı da bilinen bir başka gerçektir. Gelişmekte olan da tüketici olarak haklan ile sınırlarını, çıkarlarıülkelerde ise tüketicilerin korunması olayı, tüketi nı gerçekten korumanın nerelere kadar uzandığını cilerin konuya sahip çıkmasından çok, bugun ya gorme olanağı doğacaktır. Tüketicinin korunması şandığı gibi "üreticilerin himayesine" bırakılmış yolundaki hareketin ve uygulamaiarın da işte bu görünmektedir. boyutta ve bu genişlikte ele alınması ve tartışılmaBu kuşkular, kaçınılmaz olarak, konuya daha ge sı durumunda hepimiz adına umut duyabiliriz. niş bir bakış açısıyla bakılmasını gerektirmektedir. Yoksa giderek bireylerden uzaklaşan ve denetimBu bakış açısı içinde, tüketicinin haklannın ve bu den çıkan üretim süreçleri karşısında tüketicilerin haklan gerçekleştirecek yasal ve kurumsal örgut ve genel olarak insanların sahip oldukları savunlenmelerin önemi yadsınmaksızın, ancak bunları bir ma haklan ve savunma hatlan, ister istemez, dabütun içinde ele alacak bir yaklaşımın ve buna uy ha da gerilere gidecektir. gun politikalann gerektiği birinci derecede önem taşımaktadır. Bu durumda tüketicinin korunma Sonuç sının, her şeyden önce ekonomik ve yasal önlemTüketicilerin bugünkü edilgin konumlannın etler, tüketici örgütlenmesi gibi kurumlaşmalar, bi kinliğe dönüşmesi kolay gorunmese de insan, dolinç ve eğitim sağlayan programlar, bilgi akışı ve ğa ve dünyamız adına tek umut olarak da değerdenetim sağlayan mekanizmalar gibi çok boyutlu lendirilebilir. Geçmişin gorulebilir ve ölçülebilir kabir politika ve uygulamaya gereksinimi olduğu bi zançlan karşısında ölçülemeyen, bu nedenle de pek linerek konuya yaklaşmak gerekmektedir. ıkinci önemsenmeyen "sosyal maliyetler" yerini "ölçüolarak da tüketicinin gerçekten korunması istenı lebilir ve vasanır sosyal maliyetlerc" bırakmaktayorsa, tüm bu önlemlerin yetmeyeceği ve daha öte dır. Tuketen insan, kendi tüketici çıkarları açısınlerde bazı sorgulamalar gerektiği bilınmelidır. Tu dan da bu sosyal maliyetler açısından da üretim ve ketim toplumunun değerler sistemi, üretim hedef tuketim değerlerini sorgulamak durumundadır. Bu leri ve teknolojileri gibi birçok konunun tartışma anlamda tüketicinin korunraası ile doğanın ve çevortamına getirilmesi gerekecektir. Bugün tüketici renin korunması bir bütünlük taşımaktadır. Konu lerin korunması konusunda girişimleri ve eylemle bu bütünlük içinde ele alındığı zaman gerçek yeririyle çok önemli bir noktada bulunan dünyaca ün ni bulacağı gibi, gerçekçi anlamda bir şeyler yaplu, "tüketicilerin babası" Ralph Nader'in geldiği ma olanağı da o zaman doğacaktır. ve değindiği bu açıdan son derece önem taşımaktadır. Nader'in değindiği gibi, bugunkü üretim du (1) RalpH Nader'le Soyleşı 27 Ağustos 1989 Cumhuriyet zeni kamu sağlığı ve çevre gibi konularda önemli (2) Ralph Nader'le Söytesı 27 Ağustos 1989 Cumhuriyet yasa", mallar, fiyatlar ve nitelikler açısından kımin elindedir? Ayrıca "Herkese bir otomobil" ya da "tnsanlar iyi şeylere layıktırlar" türunden reklamlara kim dayanabilir? Bu durumda, birey için seçme hakkından söz etmek yerine, çeşitlenen gereksinimler ve urünler ile kışkırtılan istekler arasında "kara kara düşunmek" tek seçenek olarak gündeme gelmektedir. 24 EKİM 1989 Bîr Başka Açıdaıı Tüketicinin Koruıııııası Tüketicinin önemli bir hakkı da pek beğenilen bir deyişle "liberal" bir ortamda özgür bir seçim hakkımn bulunmasıdır. Yani hem nitelikli hem de "keseye uygun" bir malı bulabilme olanağının bulunmasıdır. Oysa bugünün gerçeğinde "serbest piyasa", mallar, fiyatlar ve nitelikler açısından kimin elindedir? Doç. Dr. MERYEM KORAY Dokuz Eyiai üm. Ikt. ve td. BU, Fak. 11 ekim günü tzmir'de "Tüketicinin Konınması" söz edilebilir. konulu bir forum yapıldı. Konunun ne derece günBu ölçüde kuskulu bir bakış açısmın da doğrucellik ve duyarlık taşıdığı, bu tür toplantılarda ko luğu sorgulanabilir. Bu sorgulamayı burada yapalay kolay gorülrneyen yüksek katılımla da ortaya biliriz. örneğin tüketicinin birinci hakkı, insan sağkomnuş oldu. Gerçekten 2025 yıl sonra da olsa lığına ve güvenliğine uygun urünler üretilmesini isTürkiye'de de insanlar tüketici diye bir çıkar gru temektir. Ancak 55 binden fazla kimyasal maddebu olduklannı ve korunması gereken bazı haklan nin üretildiği dünyamızda, çeşitlenen urünler ve bulunduğunu düşünmeye ve tartışmaya başlamış karmaşıklaşan üretim süreçleri içinde hangi stanlardır. Forumdan ortaya çıkan bir ikinci sonuç, tü dartlar ve hangi denetimlerle tüketicinin sağlık ve keticinin korunmasının geniş çaplı ve bütün içinde güvenliğinin korunduğundan söz edebiliriz? En geele alınması gereken bir konu olduğudur. Yalnız lişmiş laboratuvar olanaklannda bile bunu hayal ca, tüketici şikâyetlerinin düe getirilmesi ve bu yol etmek koiay değiidir. da bazı başvuru yollannın açılmasından söz etmek, tüketicinin korunması olayını çok sınırlamak gibi Kışkırtılan isteklere karşı yetersiz bir tehlike taşımaktadır. Bu tür başvuru yoüan, anTüketicinin bir başka hakkı, satılan urünler hakcak buzdağı örneği içinde bir anlam kazanabilir. kında yeterli ve gerçekçi bilgilere sahip olmasıdır. Batı ülkelerınde 6O'lı yıllarda önem kazanmaya Bugün gelişmiş ülkelerde satılan malın, iddia ettibaşlayan tüketicinin korunması olgusu, önce siga ği içerik ve nitelikte bulunmasını istemeye yarayan ra gibi sağlığa zararlı ürünlere yönelmiş, daha sonra bu hak, uygun nitelikte olmayan malı geri vermek bozuk ve niteliksiz mallar ile aşırı fıyatlara karşı hakkıyla birlikte belki de sonuç alma açısından en koruma yönünde genişlemiştir. Ancak bugün geli uygun görünen bir hak konumundadır. Yeterli yanen noktada, tüketıciyi koruma yönünde en ileri sal düzenlemeler ve uygun örgütlenmelerle tüketiyasal ve kurumsal düzenlemelerin görüldüğü ülke cinin bu konudaki hakkı, bilinenler ve ortaya çılerde bile (örneğin ABD) ne yasal düzenlemeler ne kanlar konusunda belirli bir işlev görürken, de kurumsal örgütlenmeler tüketiciyi, etkileri yıl "bilinmeyenler" dünyasında pek bir işe yaramalarca sonra veya hamılelik gibi özel kosullarda or maktadır. Bunun için bile yeterli bir kurumlaşma, taya çıkan kimyasal raaddelere, ilaçlara ve kozme bilgi akışı ve denetim yollannın kurulması gerektik ürünlere karşı korumaktadır. Bu örgütlenmemektedir. ler, fıyat ve nitelik denetlemesinde de tüketiciTüketicinin önemli bir hakkı da pek beğenilen yi guçlendirmeye yetmemektedir. Bugün tüketibir deyişle "liberal" bir ortamda özgur bir seçim cilerin, fırmalar arası rekabetin izin verdiği ölçühakkının bulunmasıdır. Yani hem nitelikli, hem de de, ancak açıkça ve aşırı ölçüde aldatılmalannı ön"keseye uygun" bir malı bulabilme olanağının buleyecek bir savunma hakkına sahip olduklanndan lunmasıdır. Oysa bugünün gerçeğinde "serbest pi "Bu kaçıncı? 'Ermeni Soykırımı Tasansı' Amenkan Kongresi'nin yine gündemindedır. Senato bu kez hızlı gidiyor Arkadaşımız Ufuk Güldemir'in verdiği habere göre eş icerikte bir tasarı da Temsilciler Meclisi'ne sunulmuş. Kongre, Senato ve Temsilciler Meclisi'nden oluştuğuna göre ıkı yanlı bir gelişme... Amerikalının ıstediği nedir? Çok yalın ve kısa özetiyle 24 Nisan'ın Ermeni soykırımını anma günü olarak onaylanması..." Yukarıdaki satırlar 13 Ekim 1989 günlü "Pencere"rim girişidir; yazı, tarihimizde "Ermeni Soykırımı" diye bir şey olmadığını vurgulayarak sürüyor: "ABD, Ermeni soykınmı suçlamasınt Türkiye'nin başında Damokles'in kılıcı gibi tutuyor; Ankara'yı ıstediği gibi çekıp çeviriyor. İşin içinde İsrail de var. El altından Ankara'ya yapılan telkin ve gösterilen yol nedir: 'İsrail'e yaklaşın. Vaşington'da Yahudi lobisi, Ermeni tasansını durdurur.' Türkiye bu yola itilmiştir." + 13 Ekim 1989 günü yayımlanan 'Pencere' daha önce bu köşede sık sık ele alınan bir gerçeği dile getiriyordu: Amerikan Kongresi'ne getirilen "Ermeni tasarısı"n\r\ lobicilikten öte bir kapsamı vardır; Türkiye'nin dış politikasını yönlendirmek, çekip çevirmek ıçın daha elverışli bir şantaj mekanizması nasıl kurulur? Nitekım Anadolu Ajansı'nın 20 Ekim 1989 günlü haberi, bu mekamzmayı gözler önüne seriyor. Çoğu gazetenın gözünden kaçan haber şöyle: "israil'ın Vaşington Büyükelçiliği'nın, ABD Senatosu'na sunulan Ermeni tasansını önlemek için Türkiye'nin isteği uzerine harekete geçtiğı öne sürüldü. israıl'deki muhalefet partılerinden sol görüşlü RATZ tarafından yapılan açıklamada Türkiye'nin İsrail'de görevli işgüderinin bu yoldaki gihşimi üzerine Israil'in Vaşhington Büyükelçiliği'nin, ABD1 dekı Musevı çevrelerinden, Senato'daki tasannın reddedilmesi için baskı yapılmasını ıstediği iddia edildi. RATZ milletvekillerinden Vbs/ Sarid, Fransız Haber Ajansı'na (AFP) yaptığı açıklamada, israılli yetkililer tarafından yapıldığını öne sürdüğu bu gihşimi 'skandal' olarak niteledi ve 'Nazi soykırımında 6 milyon üyesını kaybetmış olan Musevı halkı, bir başka soykınmın inkârına katkıda bulunacak son ulus olmalıdır' şeklınde konuştu. Sarid, Israil'in Ankara ile ilişkilerini düzeltmek için daha önce de Tün\ tezini desteklediğini sözlerine ekledi. AFP'nin görüşüne başvurduğu israilli yetkili kaynaklar, ABD1 de bu yolda girişimde bulunulduğu konusunda yorum yapmadılar. İsrail Başbakanı Mose Arens de bu hafta başında yaptığı açıklamada, Birleşmış Milletler Genel Kurulu'nda Israil'in örgütten çıkanlması konusunda yapılan oylamada, Türkiye'nin izlediği tutumdan memnuniyet duyduğunu açıklamıştı. Türkiye, bu oylamada Israil'in örgütten çıkarıimasını öneren ta~ san aleyhine oy kullanmıştı." Kurulan kurt kapanı açık ssçik... Bu yıl ne olacak? Amerikan Senatosu'na sunulan Ermeni tasansı benimsenecek mi? Yoksa daha öncekilerde olduğu gibi gerı mı çevrilecek? Belli değil... Belli olan ne? Ortadoğu'da Türkiye'nin İsrail'ın etkisi altına girmesi için gerekli senaryo ışlemektedir. Ülkemızın başında çok sorun var; Ege, Kıbrıs. Bulgaristan, Güneydoğu dosyaları kabarıyor, ağırlaşıyor; bunların üstüne bir de "büyuk dostumuz ve yüce müttetikimiz Amerıka"6a Ermeni davası eklenıyor; Amerikan Kongresı'nde "sözde soykınm" gündeme getiriliyor. Peki, Ankara ne ya,jsın? Vaziyeti kurtarmak için israil'e sığınsın; Vaşingtondakı Yahudi lobisi durumu kurtarmak ıçın ödün karşılığında devreye gırsin... Kaba bir oyun; ama yutuyoruz. "Müttefikimiz Amerika" Ankara ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. Kedi ile Fare... PENCERE HESAPLAŞMA BURHANARPAD Çevremiz ve Tophnııun Y ararı Günümüzde evrensel düzeyde, hem kentlerin kendi içlerinde düzensiz ve denetimsiz gelişimi hem de sanayinin sorumsuz ve plansız yaklaşımlarda geliştirimi ile dîğer teknolojik yatırımlar verimli toprağın yok olmasına neden olmaktadır. 'Ada Dostları'ndan Mektup... Adalar Belediye Başkanı Recep Kbç imzalı bir mektup geçenlerde Cumhuriyet'te Tartışma köşesinde yayımlandı, yazı bütunüyle de ayrıntılarıyla da Hesaplaşma köşemde; çıkan satırtarın doğru olmadığını ileri sürüyordu. Tartışmanın gerçek sahibi olan Ada Dostları Demeği'nden aldığım mektup, hem üzdü, hem sevindirdi. Üzücüydü, çünkü ileri sürülen gerçekler, belediyecilik açısından hiç de ferahlatıcı değildi. Sevindiriciydi: Zira ülke ve doğa değerlerini arsa vurguncularının çıkarcılığından üstün tutmasını bilen idealciler hâlâ vardı şu kara tabloda! Ada Dostları Derneğı'nın apaydınlık ve ışıltılı mektubunu kısaltarak alıyorum: Adalar hakkındaki yazınıza Adalar Belediye Başkanı Recep Koç tarafından aiO.1989 tarihinde gazetenizin Tartışma sütununda "Adalara otomobil girmeyecek" başlığı altında verilen yanıtta gerçeğe uymayan hususlar gördük "Ada Dostları" olarak aşağıdaki açıklamaları yapma gereğini duyduk. Adalara motoriu araç konulması ile itgili olarak belediye başkanı ile birkaç ay önce Sabah Gazetesi'nde çıkan bir konuşmada, kendisinin ifadesi şöyleydi: "Fayton yerine yeni bir araç düşünüyoruz. Yıldız Üniversitesi'ne araştırma yaptrdık. Adalann Dr. EROL KÖKTÜRK Harita ve Kadastro Müh. Çevre sorunlan deyince aklımıza çok somuı tarihler ve olaylar geliyor artık. özellikle son 10 yıldaki olaylar tüm dünyayı derinden etkilemiştir. 1984'te Hindistan'm Bhopal kentinde ABD şirketi Union Carbide Corporation'a bağlı bir böcek ilacı fabrikasından yaklaşık 45 ton metil izosiyanat gazının çevreye yayılması ve binlerce insanın perişan olması nasıl unutulabilir? 1986'da Çernobil Nükleer Santraü'nda gerçekleşen ve 30'u aşkın ölümün yani sıra birçok insanın kanser olacak kadar radyasyonla yüklenmesine neden olan olay bugün bile bizi ürkütmüyor Mu? 1987'de tsviçre'nin Basel kentinde Sandoz ilaç fabrikasmdaki yangın sonucu Ren Nehri9ne boşalan ve yıllarca temizlenme olanağı olmayan kimyasal atıklann neden olduğu balık ve canlı ölürnleri ile çevredeki kirlenme belleklerimirden çıkabilir mi? Delinen ozon tabakasından. ve bunun gelecekte binlerce insanda cilt kanserine neden olacağından söz eden bilim adamlannın sesleri kulaklanmızda çınlamıyor mu? Tüm bunlar, çevre sorunlannın tüm insanlığı, ayrım yapmaksızın bütün insanları, 7'lisini 70'lisini, solcusunusağcısını, işçisinipatronunu, dinlisinidinsizini tehdit eden genelevrensel niteliğirü ortaya koyuyor. Çevre sorunlan bunları yaratanları da etkiliyor sonuçta. Günümüzde bir banş sorunu kadar evrenseldir çevre sorunlan artık. Çevre sorunlan konusunda herkesin yapacağı bir şey mutlaka vardır. Sovyet bilimci B.M. Kedrov "geçmişte bir bilim dalı birçok nesneyi araştınrken, bugiın birçok bilim dalı aynı nesneyi incelemektedir. Ancak her bilim dah bu nesneyi kendi bakış açısıyla incelemekte vedeğişik yöntemler kullanmaktadır" diy«r. Bunun en •somutalanv çevre sorunlan dır. Çözüm arayışlarına her uzmanlık dalı kendi noktasından yaklaşarak katılmalı, uzmanlık çözümünü getirmelidir. Bunun için önkoşullardan birisi, çevre sorunlanna karşı çıkmayı "Yeşil hareketi"yle sınırlamamak ve olayı politik yanından önce insancıl yaruyla kavramaktır. Çünkü bu sorunlann hedefı doğrudan insandır. Kolay kazanç Başta kolay kazanç güdülerinin kamçıiadığı spekülasyon olmak üzere yeşil alanlann, kıyıların ve doğanın yağmalanması; nesnel olmayan fiziksel planlama kararları; sanayide yanlış yer seçimi; verimli toprakların bilinçsizce yerleşime aplması, aşın ve bilinçsiz gübreleme ile tarımda toprağın yoğun işlenmesi kamu ve devlet topraklannın elmenlik (zilyetlik) yoluyla, Kadastro Yasası'ndaki hükümlerin de desteğiyle kapışılması; ormanlann yağmalanması, yer açmak için yakılması, tarihi ve zor yetişen ağaçlann kolayca kesilmesi; erozyona karşı önlemlerin alınmaması... Bunlar ve burada sayümayan diğerleri topraklann ve aynlmaz parçalannın kötü kullanımının türleridtr«*. « i ^Scffida M ELBİSENİN KENDİNİ GÖSTERMESİNDE EN BÜYÜK PAY KUMASTA.. ÜÜ İyi b i r elbisenin sırrı k u m a ş ı n d a g i z l i d i r . A 111 n y 11 d t z K u m a 11 Altınyıldız olan e 11 k e 11 y I e s u n u I u r. Tüm e I b I s e I a r, seçkln glylmerlerlnde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle