25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet POLONYA ş R H Dış HaberlCT: Vrfm B«ln. Ekonomi: ( > « f u bırku. Is Smdika: Ş u k m Krttaa. KültUr Otal L'*». Sahibı: Cumhunveı Malbaacılık ve Cıa?elecılık Turk Anonım Şırkeıi l v Pohuka î«nl»n. Hahcı <Vra$nrma: I n t ı Bnium. Vun Harxrlcrri: N « * l Do*»a, Spcx Dançmanı: AMıifcadir « n t a n adına Nadir Nadi 0 Gcnel Yaytn Muduru: Hatan O m a l . Muessese Fgjtım <* ; Karm Çafcşk**. Arajtırma: Sjlm Aljm. DUzritnK AbAritak V u n . • KnoniınalOr: Akmrt Konriu. • Malı Işln Muduru Kmine t şaklıgil. Ya/ı Ijlerı Muduru Oka> (ionensin. % \>n Yanlar Haber Merke/ı Muduru: Valyin Baytr. Sayıa Du/cnı \f>neımenı: Ali trol KrkuL • Muhasrt*: Bnknt Vrncr • BuıtrPlanlama SrTp Omnbegrofthı • Rrklam: Ayjt Tonm. # Ek Yayınlar HÜJ* S Aor. • Temsılcıler ANKARA: Ahmt) T«n, IZMİR: Hikroel «.«tinkna. Ak>ol • dan:: Huvvin <.arrt. • Islctme: Öndcr Ç*ik. • Bıigılsieın \ a i İML • & O 1 w Yayan Cusnhunya Marhaaalık *: Cjazrttcilık T.AV Turk Ocajı Cad 39^41 Cagak)#u H/ WVl la PK 246l«nbul Td Î12 05 05 (20 halı, Teto 22246 Fax (Ij 526 60 72 0 BıvAır Ankm: Zı >a GoluJp Blv InkıUp S No 19'4, Td 133 II 4147, T<*x 42344 FM: 14) 133 05 65 • Un*: H Zıya Blv 1352 Si'3. Td: 13 12 30. "fcta: 52359 FM: (5lı 19 53 «0 • Adaıa: InOmJ lad 119 S No I Kal 1. Td: 19 37 52 (4 haı. Tdc*. &2155. Fax 17lı 19 37 52 TAKVİM: 14 EKİM 1989 İmsak 4.42 Güneş 6.07 Öğle 11.55 İkindi 15.01 Akşam 17.34 Yatsı 18.53 Walesa dünyayı yarduna çağırdı Polonya'nın ekonomik bunalımdan kurtulamaması durumunda "dünyayı yardım etmemekle suçlayacağım" belirten tValesa, "Dayanışma, ülkeyi ikinci kez iç savaştan kurtarır mı, bilemem" dedi. Müzik, insanın aynasıdır Dış Haberler Servisi Ses, yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Gürültü "kirli hava" gibiyse, güzel tonlar oksijendir. Müzik dinlediğimizde sesleri soluruz. Müzik, bize düşler kurdurur, zekâmızı geliştirir, "ruhumuza gıda verir". Bazen saldırganlaştırır, bazen sakinleştiren müzik insanların yaşamına derinliğine girmiştir. Hatta günümüz insanını "Homo Hificus" diye tanımlayanlar bile var. F.Almanya'da yayımlanan "Tempo" Dergisi, insanları müzik dinleme tarzına göre tiplere ayırıyor. Kimi müziği "aldırmadan" dinler, kimi en küçük ton farkının peşindedir. İşte size günümüzün "Homo Hificns" (HiFi müzik dinleyen insan) tipinin dejişik türleri. Bakalım siz hangisindensiniz? Ses tembeli: Müzik kulağı yok, ama bilinçli dinlemek ona yabancıdır. Pikabın arada bir iğnesinin değiştirilmesi gerektiğinin farkına varmaz. Sabahları, kahvaltı hanrlarken müzik dinler. Gün boyunca müzik onun için akustik bir duvardır. Akşamlan ise konuşmalar arasındaki cansıkıcı suskunlukluklan geçiştirmek için müziğe ihtiyacı vardır. "Receiver" sözcüğünün bir müzik aleti markası olduğunu zanneder. Ancak stereo tesisinin bir radyosu da olduğunun farkındadır. Son beş yü içiııde kendısine doğum günü hediyesi olarak sunulan plaklan dinlemekten bıkmış usanmıştır. Ton fakiri: Plaklar ve kasetlerinin nerede çaldığı umrunda değildir. Onun için önemli olan, herhangi bir aletten ses çıkmasıdır. Eski bir gramofona gösterdiği ilgi, bir stereo tesisine gösterdiği ilgi ile aynıdır. Adnan Kaşıkçı' nin, insanın parasını, bir halı veya bir mermer üzerinde tutması kendi mutluluğu açısından çok .**. Çağımızın insanına 'homo hifıcus'deniyor. Müzik dinleme biçimi karakterinizi ele veriyor Cuma 13, virüs alarmı • NEVV YORK Dünya çapında bilgisayar programlarını büyük ölçüde yok etmeyi amaçlayan "Cuma 13" adlı bilgisayar virüsü, dün üç Avrupa ülkesinde çeşitli sistemleri etkiledi. Kendilerine "Colombo 13" adını veren ve kimlikleri biJinmeyen bazı bilgisayar programcıları, bir süre önce dünya çapındaki kullanıcıları "cuma günü meydana gelecek felaket" konusunda uyarmışlardı. Dün, Portekiz'de bir banka ve bir endüstri işletmesinde, Fransa'da Nice Üniversitesi'nin bilgisayarında virüs etkili oldu. İsviçre'de ise virüs zamanında tespit edilerek gereken önlem almdı. Bilgisayar virüsleri, özel bir program. Kimi müziği aldırmadan dinler, kimi en küçük ton farkının peşindedir. 'Ses tembeli' bilinçli müzik dinlemenin yabancısıdır. 'Ton fakiri' plak ve kasetlerin nerede çaldığına hiç önem vermez. Onun için önemli olan bir aletten ses çıkmasıdır. Sahip olduğu müzik setinden daha iyisini isteyenler 'teknomızmızlardır.' 'Ses hafiyesi', eğer bas hoparlörü yüzde yüz ses vermiyorsa mutiaka bir sabotaj olduğuna inanır. 'Ses hastası' bir plağın birden fazla çalınıp çalınmadığını anladığmı iddia eder. leyse plak bekâretini yitirmiştir. Bir hastalık hastası nasıl çeşitli hastaiıklara sahip olduğunu uyduruyorsa, seshastası da homoöpatik ses kaymaları duyduğunu ileri sürer. Bunlar fiziksel sınır değerlerinin hayaletleridir. Inanılmaz derecede mükemmeliyetçi olduğundan, müzik dinlemesine artık olanak yoktur, o yalnızca acı çeker. Kulak: O bir dahidir. Dinlemek bile onun için bir sanattır. O müziğin değil, sessizliğin önemli olduğunu bilir. Bir plağı pikaba koymadan karısı ve çocuklarının evi terk etmesini bekler. Böylece ayak seslerinin yaıatabileceği istenilmeyen "gürültüden" kurtulmuş olur. VARŞOVA (Ajanslar) Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Polonya Komünist Partisi'nin ülkede istikrann korutımasını garantı altına alması gerektiğini söyledi. Sovyet Komünist Parti yetkilisi Wlodzimierz Natorf'un önceki gün gazetecilere verdiği bilgiye göre Gorbaçov, Polonya Komünist Parti lideri Mieczyslaw Rakowski ile Moskova'da yaptığı görüşmede Polonya'nın Sovyetler Birliği'nin dostu olarak kalmaya devam etmesini istediğini söyledi. Gorbaçov, "Polonya'da istikrar, ancak Komünist Parti nin etkisini kullanmasıyla sağlanabiiir" dedi. Mihail Gorbaçov, Moskova'nın Polonya Komünist Partisi'ni desteklediğini de sözlerine ekledi. Öte yandan Dayanışma lideri Lech VValesa, Gdansk'ta düzenlediği bir basın toplantısında Dayanışma'nın ülkeyi "iç savaştan" kurtardığını belirterek, "acaba aynı şeyi lekrar yapabilir mi?" dedi. Walesa, "Tadeusz Mazowiecki başkanlığındaki hükümetin, Polonya'yı içinde bulunduğu ekonomik bunalımdan kurtarmayı başaramaması halinde, dünyayı bize yardım elmemekie suçlamaya hakkımız olacaklır" şeklinde konuştu. Lech Walesa, "Dayanışma'nın ülkeyi iç savaştan kurtardığını iddia edivorum. Ama aynı şeyi tekrar başarabilir mi, bilemiyorum. Bu soruyu kendime soruyorum. Eger loplum bizi anlar, yanımızda yer alırsa, bir yıl içinde sıkıntılanmı/dan kurtulacagımıza inanıyorum" dedi. Güzet tonlar oksJJen Gurultu kirli hava gibiyse. guzel tonlar oksijendir. Muzik, bize düşler kurdurur. çok farklıdır" şeklindeki yaşam prensibi ona yabancıdır. O tasarrufu sever. Bu nedenle de müziğin kafesten çıkmasına izin vermez. Ses dalgası savascısı: O hep yerde yaşar. Yani, varı yoğu yere serpiştirilmiştir. " Heav) " , "Soft" ve "Beethoven" gibi bir dizi kategoriye ayrıştınlmış plaklan duvarlara yaslanır. Plakların çoğu yarı yarıya kaplanndan dışarıya taşar. Bir kısmı ise tümüyle işe yaramaz haldedir. Stereo tesisinin kalitesi, en sevdiği plaklarını yorulmaksızın sese dönüştürebilecek kapasitededir. Pikabımn "repeat" fonksiyonu sayesinde, Arlo Guthrie'yi öylesine çok dinler ki, sonunda "Alice Restaurant"ı kendi piyanosunda tekrarlayabilir hale gelir. Bazı durumlarında stereo tesisinin sesini sonuna kadar acıp, komşularını isyan ettirir. Öyle zamanlarda Sony'nin ünlü sloganına uygun bir hayat sürer. "Komşulannuı kızdırabilmek için elinizde üç olanak var. Hem de tek bir aletle." Bu konudaki kendi yaklaşımırıı ise şöyle özetler: "Fight for your night to party" Hightek tutkunu: Bilgisayarlarının sinir bozucu vınlamalarını etkisiz hale getirebilmek için compactdisc (CD) ya da teybi sürekli çalışır haldedir. Mantıklı düşünür ve rasyonel davranır. Yalnızca, zaten tuvalete gitmek için ayağa kalktıysa, kaseti değiştirir. Bilgisayarına çoktan "doropouts" hatalarım düzeltmek için bir "algorithmus" programlamıştır. Compactdiscinden kötü bir ses geliyorsa, bundan disc'i değil, aleti sorumlu tutar. Böylesine anlarda, bir zamanlar radyo onardığı geçmişini anımsar ve hemen compactdiscini de onarmak için işe koyulur. Bir CD'yi onarırken, bir daha tamir edilemez hale getirmiştir bile. Bunu bir kutuya koyup rafa kaidırır. Belki de günün birinde bir parçasını tekrar başka bir alette kullanabilir diye. Ses hastası: Bir plağın birden fazla kez çalınıp çalınmadığını mutiaka anladığmı iddia eder. Eğer böy Sonra deprem istasyonuna telefon edip yer kabuğunun deprem durumu hakkında bilgi alır. Ardından müzik setini gözden geçirip ölçümler, denemeler yapar. Artık müzik vakti gelmiştir. Otoist: Herhangi bir müzik kaynağının ses çıkarmaya başlamasıyla birlikte onun için, x3 "Dinliyorum, o balde varım" karutlanmış olur. Otomobiline monte edilmiş müzik seti, pek çok kişinin evinde sahip olmak isteyeceği kalitede bir alettir. 140 kilometre hızla giderken, ses kalitesinin düşmesini güçlü hoparlörlerle gidermeye çalışır. O hareketi sever ve müziğin kendisini harekete geçirmesinden hoşnuttur. Bu işi otomobilde müzik seti, metroda "tvalkman" görebilir. Yanında her an portatif bir müzik aleti olması onu mutlu kılar. "Gerçek" filminin eşliğinde müzik dinler. Başoyuncu bellidir: "Ben". Orta toncu: O "easj going" yaşar ve "easy listening"i tercih eder. Bir müzik setinin satın alımı onun için büyük bir sorun değildir. Biraz düşünüp taşınır, uzmanlara başvurur, çeşitli markaları birbirleriyle kıyaslar. Seçkin bir dizayn onun için ses kalitesinden daha önemlidir. Plaklan "ıslakla çalmak" gibi modalara ayak uydurmasını sever. Ancak " q u a d r o f o n i " ya da elyafstereofoni gibi oyunları reddedebilecek kadar da kendine güvenlidir. Müzik aletindeki düğme ve kolların kullammı son derece yumuşak olmalıdır onun için. Analog ya da digital ses yankılanmasırun avantajları ve dejavantajları konusunda yapılan tartışmalar sırasında yüzü "yetkin" bir ifade alır. Oysa bir compactdisc'te aynı parçanın arka arkaya nasıi iki kez çalınabileceğini bile halen bilmez. D•zay ndinler: O ya bir yuppi ya hali vakti yerinde bir opera hayranı ya da yalnızca zengin bir gösteriş meraklısıdır. Ama hangisi olursa olsun, evinde mutiaka, son derece rahatsız bir dizaynkoltuğu ile, içi plaklarla tıka basa doldurulmuş bir camekâna sahip bir müzik odası vardır. Onun için bir Mahler senfonisi dinlerken sesin mükemmelliğinden çok, pantolonunun şeklinin orga uyum sağlaması önemlidir, kısacası o şık ve dümdüzdür. Teknomızmız: Sürekli mızmızlanır. Sahip olduğu müzik setinden daha iyisini istediğinden hep hoşnutsuzdur. Açık söylemek gerekirse onun gözü aslında Prince' in dünya turnesi sırasında kullandığı ses teçhizatındadır. Onu ziyarete gittiğinizde hemen özür diler ve "Ses henüz mükemmel değil. ama üzerinde çalışıyorum" der. Optimal "sound"a ulaşabilmek için müzik setine pek çok yeni araç gereç, güçlendirici vs. monte etmiştir. Müzik konusunda son derece duyarlı olduğundan onupla birlikte müzik dinlemek biraz yorucudur. Ikide bir ayağa kalkıp birkaç düğme ile oynarken, şikâyet eder: "Şu sese bak, olmuyor." Ses hafiyesi: Eğer bas hoparlörü "yüzde yüz ses vermiyors a " , mutiaka bir sabotaj olduğuna inanır. Eğer tiz ses istenilen duyarlılıkta değilse, ırzına geçildiğini sanır. Eğer kablonun metre başına fiyatı en azından 300 mark değilse, olsa olsa bu kabloyu paket yapmak için kullanır. Müzik seti ilk bakışta pek bir şeye benzemez, ama çeşitli özellikleri vardır. Kara kutular, az sayıda düğme ve kol. Hoparlörler tavana asılı. Elektrik kablosu da rahatsız edici gerilim alanlannı ortadan kaldırmak için duvardan fışkırır. Mobilya ise "yankı" kaliıesine göre seçilir. Kaset kurdu: O uzunçalar ya da CD'ler satın almaz. Bunları dostlarından ödünç alıp kasete çeker ve kaseller bozuluncaya dek çalar. En sevdiği alet. çift kaset li ve hızlı kopye eden bir kasetçalardır. Bu kasetçalara ilaveten bir pikap ve compactdisc'e sahip olmasından ise hiç de hoşııut değildir. O sürekli kaset yığınlarının arasında yaşar ve günün birinde mutiaka küçük gökdelenlere dönüşmüş kasetufolarmı "isimlendirecegine" ilişkin kendi kendine sözler \erir. Kasete çektiği plaklar üzeriııde çiziklcrin olması onu hiç rahatsız etmez. Tanı tersine, bu iğnc çi/ikleriııe karşı garip bir yakııılık duyur. Biri kalkıp da ona, sahip olduğu köııı ka\dııı. iıaıasız bir versiyoıuııuı çaldığında, alışıııış olduğu o çizikleri adeıa ozler. Turizm yazı yanşması • ANKARA (UBA) Avrupa'nın 18 ülkesinde bulunan 120 otelcilik okulundan 258 öğrenci arasında düzenlenen turizm konulu yazı yarışmasına Türkiye'den katılan Ankara Anadolu Otelcilik Turizm Meslek Lisesi öğrencisi Bahadır Aksoy, Avrupa üçüncüluğünü kazandı. Aksoy, ödüJ olarak 10 gün Yunanistan'da misafir edilecek. Side'nin dostlan • ANKARA (AA) TürkAmerikan Işadamları Derneği'nce düzenlenen "Side Antik Kenti" konulu toplantı, 23 ekim salı günü Ankara'da yapılacak. Toplantının konuşmacılan arasında Side Antik Kenti'nin restorasyonu amacıyla olşturulan "Side'nin Uluslararası Dostlan" kuruluşunun başkanı Jean Friendly ile Istanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Jale Inan bulunuyor. Ağahan Ödtilti 3. kez Türk minıara 3 yıl önce ölen Prof. Sedat Gürel, 19 yıl önce yaptığı "Çanakkale Evleri" ile bu yıl "Ailenin gereksinimleri ve çevreye uyumu" bakımından Ağahan Mimarhk Ödülü kazandı. Eşi Güzin Gürel, "Bu ödülü onunla birlikte yaşamak isterdim" dedi. CEM HAMULOĞLU "Ağahan Mimarhk Ödülü" üçüncü kez bir Türk mimarına verildi. 1986 yılında ölen Prof. Dr. Sedat Gürel, Nail Çakırhan ile Sedad Hakkı Eldem'in ardından 19 yıl önce yaptığı "Çanakkale Evleri" ile bu yıl yapıtının "ailenin gereksinimlerine ve çevreye uyumu" nedeniyle ödüle değer bulundu. Çanakkale'deki antik kent "Aleksandr Truva"da ailesi ve dostları için tasarladığı "Çanakkale Evleri "nde doğaya "saygıh" tutumuyla ödüllendirilen Prof. Dr. Sedat Gürel'in ödülünü, eşi Prof. Güzin Gürel alacak. Ağahan Mimarhk Ödülü'nün törenine katılmak için Kahire'ye gitmeden önce konuştuğumuz Güzin Gürel, ödülle ilgili duygularını şöyle aktardı: "Bu ödülü kendisiyle yaşamak isterdim. Çünkü bence paylaşılamayan bir başan, yanm kalmış bir başandır. Onun adına çok seviniyorum. Ama kendim çok sevinemiyorum. Sedat'ın bunu yaşamasını çok islerdim." Çanakkale Evieri'nin gerek tasarımı gerek yapımı sırasında eşinin yanında olan Güzin Gürel, "Başından beri çalıslığım için 26 yılda birazcık da mimar oldum" diyerek şunları anlatıyor: "Orayı yapmadan önce bir iki yaz ev kiralayarak yaşadık. Güneşi nasıl, denizi nasıl, riizgârı nasıl, nasıl bir şe> yaratmak lazım? İıı D.ALMANYA NE NEDIR? Honecker yönetimi yalpahyor Dış Haberler Servisi Demokratik Almanya'da yönetimin çeşitli odaklan tarafından birbiri ardı sıra yapılan çelişkili demeçler yönetim kademelerinde önemli bir anlaşmazlığın hüküm sürdüğünü gösteriyor. Önceki gün "değişintlerin gerekliligi" konusunda bir demeç veren partinin ideoloji şefi Kurt Hager dün yaptığı açıklamada da "muhalefet hareketiyle diyaloğun soz konusu olamayacağım" söyledi. Kuıt Hager, Moskova'da Federal Alman ZDF Televizyonu'na verdiği demeçte, eğer reform konysunda görüşmeler yapılacaksa bunun halen resmen var olan "kilise, siyasi partiler ve sosyal kuruluşlar ile gerçekleştirileceğini" kaydetti. Öte yandan Demokratik Almanya, Polonya'nın başkenti Varşova'daki ABD Büyükelçiliği'ne sığınan 600 mültecinin Batıya ^eçmesine izin verdi. Federal Almanya hükümet sözcüsü Hans Klein. Demokratik Almanya'nın 600 Doğu Alman vatandaşına istedikleri ülkeye gitmeleri için izin kâğıdı vermeyi kabul ettiğini açıkladı. Ağahan Mimarhk Ödülü, 3 yılda bir veriliyor 1977 yılında Ismaili tarikatının dinsel önderi IV. Ağa Han tarafından kurulan ve merkezi Cenevre'de bulunan uluslararası bir mimarhk vakfının dağıttığı ödüllerc "Ağahan Mimarhk Ödülü" deniyor. Üç yılda bir verilen ödülün amacı 20. yüzyıl İslam toplumlanna uygun mimari mekânın yaratılması ve bu toplumların kültürel kimliklerinin biJinçli bir biçimde araştırılması amacıyla, dünya çapında olmak üzere tüm birevleri ve devlet kurumlannı desteklemek olarak belirtiiiyor. Avlu düzenlemesi Çanakkale Evleri'nden bir aviu düzenlemesi. Prof. Gürel'e odül, ölumünden sonra sanlan nasıl bir şey mutlıı eder diye düşünduk. Çünkü orada günün befirli saatlerine göre ortamlar oluşturmak gerekirdi. Sonra değişik vaş gruplan yaşayacaktı. Değişik kültür yaklaşımında insanlar yaşayacaklı. Bunu yapabilmek için önce bir senaryo gerekiyordu. Tıpkı bir tiyatro eseri gibi." Prof. Dr. Sedat Gürel, "Çanakkale Evleri"nin senaryosunu küçük birimlerle oluşturdu. Hem arazinin yapısı hem de inşaat alanı içinde kalan ağaçların kesilmemesi için küçük küçük birimler oluşturmayı uygun buldu. Güzin Gürel bu uygulamanın beraberinde taşıdığı "güzellikleri" şöyle anlattı: "Küçük küçük birimlerle böyle bir kopmada değişik alışkanlıkları olan insanlar hiç birbirlerini ranatsız etmiyorlar. Misafir evinde kalan bir arkadaşımz tüm gereksinimlerini kendisi karşılayabiliyor. Misafir e\i, >ıkanma. giyinmc, yatma eylemlerinin yapıldığı bir birim. Erken kalkan birisi sizi rahatsız etmeden denizine giriyor, kumda dolaşıyor, avluda kilabını okuyor ya da mutfak blokuna geçerek kendisine çay hazırlayabiliyor. Oteki insanlar ise uyumak istiyorsa kendi birirninde ıtıükemmel bir biçimde uyuyabiliyor. İnsanlar birbirinden rahatsız olmuyor. Böyle bir yerde Suadiye villası yapamazdınız. Çünkü çe\reyi rahatsız etmeden, çevreyle yabancıla^madan bir şeyler yapmak gerekiyordu." Yapıldığı günden beri 12 yabancı mimariık dergisinde yayımlanan Çanakkale Evleri için Mimar Behruz Çinici şunları söyledi: "Çanakkale evleri doğa ile iç içe, insan sevgisiyle doludur. Buradaki mimari de ilgi çekicidir. Malzeme kullanmadaki ustalıgı ve detay bilgisi burada kendini gösterir. Sedat Gürel'in mimartığı tartışılmaz güzellikler laşır. Az inşa etti, ama Cihangir'deki evlerinin taşıdığı özellik. bir mimarhk dersi gibidir." "Sedat Gürel'in lanıdığı insanlar için bir ırıekân yaratmak gibi bir şansı vardı değil mi" sorusunu, "İnsanlan tanıması çok büyük bir şans tabii" tümcesiyle yanıtlayan Güzin Gürel şöyle sürdürüyor: "Bu birimlerin ayrı ayn yapılmış olması çok büyük bir özgürlük kazandınyor. Ancak böyle bir çözüm insanlann özd yasantısına, diğer insanlann yaşantılarını rahatsız etmeyecek bir şekilde yaşama özgürlüğü geliriyor." Ödüle aday gösterilen projeler, dünyanın çeşitli bölgelerinde son yirmi yıl içinde inşa edilmiş ve en az iki yıldır kullanılmakta olan yapılar arasından önerilmekte ve ödüllendirilecek projeler 10 kişilik bir teknik inceleme kurulunun yerinde yaptığı incelemelerin sonuçlarına dayanarak. büyük jüri belirlemektedir. Bu yıl dördüncüsü verilen Ağa Han Mimarhk Ödülü'ne daha önce de çeşitli Türk mimarlan ve yapılan değer bulundu. 1986 yılında Fas'ta verilen 3. Ağa Han Mimarhk Ödülü'nde Sedad Hakkı Eldem'in Sosyal Sigortalar Kurumu (196372 Zeyrekİstanbul) ödüle değer bulundu. New York'ta saray serfflsi • NEW YORK (AA) Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, ABD'nin Tennessee eyaletindeki Memfis kentinde 1992 yılında "Osmanlı Sultanlannın Görkemi, Türk Saray Yaşamı" adlı bir sergi açılacağını söyledi. Zeybek, 19901992 yıllarını kapsayacak "Memfis Uluslararası Kültür Programı"nın açıklandığı törende yaptığı konuşmada, TürkAmerikan ilişkilerine değinerek, "Osmanlı Sultanlannın Görkemi, Türk Saray Yaşamı" sergisinin halklarımızın birbirlerine daha yakınlaşmasını sağlayacağı, bunun ise TürkAmerikan ittifakının daha da kuvvetlenmesine katkı sağlamasını amaçhyoruz" diye konuştu. Otelcilik toplantısı • ANKARA (ANKA) Atina'da düzenlenen 2. Avrupa Otelcilik ve Servis Okulları Toplantısı"nda, gelecekteki Avrupah turistin beklentileri ve ihtiyaçlan göz önünde bulundurularak, Avrupa'daki tüm otelcilik okulLrının ortak müfredat programlarını uygulamaları kararlaştırıldı. 18 Avrupa ülkesinden 120 otelcilik okulu müdürü, öğretmeni ve öğrencilerinin katıldığı toplantıda alınan karar uyarınca, birliğin Strasboure'da bulunan dokümantasyon merkezi tarafından ortak müfredat programlan hazırlanarak Avrupa'daki tüm otelcilik okullarına gönderilecek. GüRCİSTAN KızılOrdu istenmiyor MOSKOVA (Ajanslar» Sovyetler Birliği'nin en sorunlu bölgelerinden Kafkaslar'da siyasal gerilim giderek artıyor. Gürcistan Cumhuriyeti'nin başkenti Tiflis'te Sovyet ordusu aleyhine önceki akşam düzenlenen gösteriye 30 bin kişinin katıldığı bildirildi. Üç milliyetçi grubun çağrısı üzerine toplanan göstericiler, 'Sovyet işgal ordusunda askerlik yapmak islemeyenlere' destek verdiler. Üç grubun sözcüleri, AFP'ye yaptıkları açıklamada, Sovyet ordusunu 'işgal kuvveti' olarak nitelediler vc gelecek yerel seçimleri boykot eımeçağrısında bulundular. Sözcüler, Birlesmis Milletler'den de Gürcistan'a heyet yollamasını istediler. Silah altına alınan Güıcü gençlerin, askerliklerini Giircistan'da yapmalarından yaııa olduklarını kaydedcn sözcülcr, çok sayıda Gürcü genciııiıı bıı amaçla, Tillis ve bazı kcııllcrdc oııırnuı cylcmlcri yaplıkl.ıııııı bclııllılcı. Dalyan'daki PTT binasımn yıkrtnı başladı İZMİK (Cumhuriyet) Dal bir yuksckliğc sahip olduğunu beyan'da PTT binasının en üst iki lirterek "Bu ııeredeyse 8 katlı bir katının yıkımına başlandı. apartman yüksekliğidir" diye konuştu. Mchmet Ali Tezcan, PTT Caretta caretta denizkaplumba binasının cn üst iki katının değil, ğalarıyla birden dünya çapında tümünün yıkılmasını isıediklerini ünlenen ve özel çevre koruma böl belirterek şunları söyledi: gesi ilan edilen Dalyan'da, böyle"PTT binası, Dalyan'ın tam orce ilk yıkını gerçekleşmiş oluyor. Dalyan'ın tanı ortasında bir "be tasıada en canlı yerine dikilmiş ton yığını" gorünümünde olan beş durumda. Denize de oldukca yakatlı P1T binası, Dalyanlılar ta kın. Dalyan'a her gelen önce bu ralindan "PTT Sarayı" diye ad dfv belon yıgınıyla karşılaşıyor. Bi/ bu yapının sadece 24 metrelandırılıyordu. lik yüksekliğine değil, a>nı zaDalyaıı Bclcdiyc Başkanı Meh manda kapsadığı alana da karşımet Ali Tezcan, bcs kat olarak gö yız. Bina 400 melre kareyi aşkın rünen l r n binasının 24 meırelik bir alanı kapsıyor." Casa Vogue Türkive I • Haber Merkezi Dünyanın en ünlü evdekorasyon dergilerinden biri olan ve Milano'da yayımlanan Casa Vogue Dergisi ekim 1989 sayısını "Yeni oryantalizm" adıyla Türkiye'ye ayırdı. Dergide Türk mimarisine, Boğaziçi yalılarına. Safranbolu evlerine, Mimar Sinan'a, Sedaı Hakkı Eldem'e ve Mehnıet Konuralp'a yer verildi. Avni Lifij, Osman Hamdi, Abdüimecit, Halil Paşa, Hoca Ali Rıza'nın tablolarına yer verildi.Dergide Türkiye'ye ayrılan bölünı 78 sayfa tutuvor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle