18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 OCAK 1989 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 YPüm DÜNY\SENDA SANÂTEDEBİY&T HAYVANLAR ÎSMÜL GÜLGEÇ KürşatBaşar'dan "Kışİkindisinin Evinde" ÜmitKıvanç'.aıı "Aşkım Bana Resimaltı Bki 'ilk kitap' üzerine / Kiirşat Başar / Yayınları / 115 s. Resimaltı / Ümit tletişim Yaymlan Ktf İkindisinin Evinde Afa Aşkım Bana Kıvanç / / 157 s. FÜSUN AKATLI ~~ Kiirşat Başar' m Kış İkindisinin Evinde adlı anlatısı bir "ilk kilap" olmasaydı da bu kadar heyecanlandırır mıydı beni? Bir ozzuyu olan, süregidecek bir söylemin habercisi gibi geldiği için mi, yazınımızda hüzün söyleminin yazgısı da huzün verici o'.ageldiğinden mi, bir şeyleri Kış İkindisinin Evinde'nin yazarı ve okuru ile paylaşma telaşına kapıldım? Mutlaka bunların da payı vardır bu kitap karşısındaki sevincimde. Sevindim, doğru. Her şeyin bir moda gibi algılanıp yaşandığı, sonra saygısızca, neredeyse yaşanmışlığı bile yadsınarak çiğnendiği, kirletildiği bir çağın (ya da dönemin) şaşkınlarındanım. Kendime başka şaşkjnlar, uyumsuzlar, " d e m o d e " y i yaşamaktan yaşatmaktan korkmayan ayrıksılar, duyarlık ve yaşam biçimlerinin modası demodesi olmayacağını gösterecek derinlikte yetenekler aradığım doğnj. Kiirşat Başar biraz bu ozleme karşılık oldu; ama dahası \ar: Çok yazılmış, inceden inceye işlenmiş, epeyi örselenmiş, hatta eskitilmiş bir duyarlık kipini, bir modus vivendi'yi canlandırmak, tazelemek, içerik Kursat Basar Aşkım bana resimaltı 1988'in biterayak yazınımıza Kiirşat Başar ile Ümit Kıvanç'ı kazandırması gerçekten sevindirici bir sürpriz oldu. Epeydir genç yazarlardan bu kadar nitelikli ürünler çıkmıyordu. Umalım ki, yazımmızın kurakhk mevsiminin sona yaklaştığınm habercileri olsunlar bu yeni yazarlar. da, "ben nerelerden geldim" anlamında listelediği "Yolculuklar/Bazı Yaşam Biçimleri"nde goze batıyor. Asıl liste "çoktan unutulmuş. bilincin adlandırmalardan uzaklaşlırıp eriterek kendisine katlığı, birbirine kanşmış kayıtlar, başka (...) volculuklar" olmalıvdı. Ûzerînde yürudüğu yolu aşındırmış olanlara değil, ama Turk edebiyatına huznü taş caş doşeven bir Selim İleri'ye Kurşat Başar'm bir \efa borcu bile nıi yok? Vefa borçlarından açmışken, sozü Ümit Kıvanç'a getirmek mumkun. Ancak onun tavrına ve soyiemine bakarsak, boylesi borçlarla alışverişe girecek biri olduğu ızleniminı edinmhoruz. Bu. onda keşfedilesi bir derinlik bulunmadığından değil. Tersine. gozkrdsn gizlenmeye çalışılmış bir derinlik, en azından onca gırgırın. humorun ardında Veşfedilesi bir boyut barındırıyor Aşkım Bana Resimaltı. Edebiyatımızda kimi has seslerin. tavırların devralınması, süremez olduğu noktada, artık bir daha uç vermesinden umut kesilmeyebileceğinın gorulmesi ufuk açıyor insana. Borç şüklemeyelim de Kıvanç'a, bir mim koyalım. O bir Oğuz Ala> sureği yazınımızda. Iz sürmek. akrabalık bulmak başka şeydır: zehir hafiyelik çok daha başka bir şey. Benim bu iki yeni kitaptan soz ederken, vazarlarının kendilerinden once gelen birilerinden bir şeyler "yürültüklerini" anıştırmak gibi bir niyetim hiç yok. Boyle bir niyet şo>le dursun, ikisinin de ozgünluğünden. taptaze bir solukla yazınımıza iki yepyeni açılım getirmiş olmalarından edindiğim keyifle yazıvorıım. Yazınsal dütkrrule, hurnondan yana pek zengin sayılmayız. Ümit Kıvanç'ın romanmda keskin bir gozlem gucu \e işlek bir zekâ ile beslenen humor. en onde çıkan oğe. Ama bunun şanı sıra yazarın kurgulamaya gosterdiği ozen ve yer \ er neredeyse gorsel bir tat kazanan anlatı yapılanması da goz ardı edilmemeli. Aşkım Bana Resimaltı için olumsuz bir şey sövlenecekse, belki biraz "geveze" denebilir. ama bu da, dozu kaçırılmadığı surece, bir biçenı ozelliği. Gerçi Kıvanç arada bir bu dozu azıcık taşınyor, ama vine de bu ilk kitap çok keyifle okunuyor. 1988'in biterayak yaiimmıza Kurşat Başar ile Ümit Kıvanç'ı kazandırması gerçekten sevindiricı bir surpriz oldu. Epeydir genç yazarlardan bu kadar nitelikli urunler çıkmıvordu. Umalım ki vazınımızııı kurakhk mevsiminin sona yaklaştığınm habercileri olsunlar bu \eni vazarlar. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK GOŞİST Sonro, %zann bem KRp,p)üST üaptı , VertOKRfiT/H.. fsftuen Komontit rbffı kvrsun, İSrdytn fiaş/St İsf€<j£n İSCAMCI... A/ası/clSa htçbirı tfs. lendirmekti Kış İkindisinin EvinYazarın yazarlığı, ne kadar inde ile başanlan. ce ruhlu ve hassas, ne kadar acı çekmiş, nasıl yoğun yaşamış olduBu da, hüznün söylemine pek ğuvla ölçülmez elbet. Yaşamada aykın düşecek bir kavramla bağ kazanılan ve yitirilenlenn edebilanıyor kafamda: Manifesto. Bu yat defterindeki sutunları ya boş ilk kitap bir anlamda hafifsenen, kalmalıdır ya dille ve biçemle burun kıvrılan, çağın kabalıklar ancak bunlarla yapılanmalıdır. kalabalığını devindiren tartımsız Bir anlatı, neyi anlatırsa anlatsın, temposunda ayak altında kalan kanla ve gözvaşıyla değil, mürekduyarhk kiplerinin yaşama ve ya keple yazılır. şanma hakkı adına verilmiş bir Kürşat Başar çok genç bir yamanifestodur. Kim demiş gozya zar. Gençliğin acemilikle eşanlamşı ucuzdur diye; gozyaşı uzun va lı olduğunu duşunecek kadar yaşdeli ve çok pahalıdır. Pahasını lanmamış olanlar, huznün söylebiçmek ve biçtirmek için. edebi mi karşısındaki "enlelektiiel" önyat düzleminde üsıesınden gelin yargılara saldıran bu diri biçemi, mesi gerekenler ise, urkutücü yı belki hâlâ biraz fazlaca "entelekğınlar oluşturur: Bir yığırı baya tiiel", ama hiç kuşkusuz heyeean ğılık, bir yığın maraz, bİT yığın \eriri bulacaklar. Yazarın bir toydöküntü, muzahrafat... luğu varsa, tüm anlatısının sonun HIZU GAZETECLVECDETŞEA Son günlerin şiir kiiaplan arasında T Nuh, gemiye şair almadı fluh, gemisine şair de almış mıydı? Sanmıyorum. Evet, Nuh gemisine şairleri almadı. Ama birbirlerinin karşı köşegenlerinde de olsa şiirler yayımlamyor. REFİK DURBAŞ Nuh, gemisine şair de almış mıydı? Sanmıyorum. Nuh'un gemisinde şairler olsaydı Nilgün Marmara hâlâ "Sen ne getirdin bana çocukluğundan?" diye sorabilir miydi? Osman Hakan A., "Göç ve Ölüm Şarkıları'nı yazabilir miydi? Orhan Tekelioğlu, "Şimdi aç göğsünü fırlat riizgâra" diye çığlığın çılgınlığına sığmabilir miydi? Lâle Müldiir, içinde bir şehir daha sönerken bütun yıldızlarıyla, imgelerin rüzgâ.ında savrulabilir miydi? Nuh, gemisine kesinlikle bir tane de olsa, şair almadı. Almadığı ayrıca şuradan da belli ki, bir Nuh Tufanı destanı o tufanı yaşayan şairler tarafından yazılamadı hâlâ, ama şiirler yazılıyor. Hem de özveriyle... Şiir Atı Yayıncılık, an arda dört kitap yayımladı: Geçen yıl trajik bir biçimde yitirdiğimiz Nilgün Marmara'mn 19771987 yılları ürünlerini kapsayan "Dakliloya Çekilmiş Şiirler"ini, Lâle Müldür'ün "Uzak Fırtına"sım, Orhan Tekelioğlu'nun "Opuv culum: Kum Baladı"nı ve Osman Hakan A.'nın "Göç ve Ölüm Şarkılan"nı. Don kitabın da ortak özellikleri şiirde biçime onem vermeleri. Ne anlataçaklarından çok nasıl anlatacaklarını onemsemeleri. Okurlarından özel ilgi isteyen şiirler. Nilgün.Marmara'nın deyişiyle "rengin değil ara rengin" şiiTİeri. Zaman geç kalabilir, ama şiir asla, nice Nuh Tufanı geçse de. Behçet Avsan'ın 1986 yılında Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nu alan kitabı "Eyliil" de "zaman" a inat, sonunda gun ışığma çıkabildi. (Kitabın kapağında niye Atuf >erine "Atıf" yazılmış? Bir dahli olduğunu sanmıyorum Behçet Aysan'ın.) ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI Lâle Müldiir: "Uzak Fırtına". Behçet Aysa*: "Eylül". Aysan'ın şiiri "biçim"e onem veren şairlerin karşı köşegeninde durmor. Ama bu, şiirde biçimi göz ardı ettiği anlamına da gelmemeli. Ataol Behramoğlu'nun deyişiyle "Kullenmiş gibi goriilen harlı bir yiirek çarpıntısr'nın şiirleri. "Izmit Şiirleri"nde kendi özyaşamından kesitler sunduğu gibi, Ege'den Arjantrn'e uzanan bir coğrafvada boy atan şiirlere de adını yazmış Aysan. Bu kitabın yanına Yiiksel Pazarkaya'mn "Karanlıkla Yakınma"sını da koymah. Bir destan soylemi içinde bize uzak gibi gorünen, ama yanı başımızda, içimizde yaşaşan "Alamanya" dan bizi bakışını Pazarkaya'nın. "Nere>e kovmalı, biriken umutiarı" diyen sesini onun. Yine bir destan soylemcisi Turgay Nar'ın "Hatıra Foturafı"nı da onun yanı başma. Ve "Nuh, gemisine şair almış mıydı" diye soran Enver Ercan'ın "Sürçiiyor Zaman" adlı ilk kitabım. Şiirini ne hatırlayabilen ne de unutabilen Ercan'ın şiirlerini. Evet, Nuh, gemisine şairleri almadı. Ama birbirlerinin karşı köşegenlerinde de olsa şiirler yayımlamyor. Nilgün Marmara'dan daha ivi bir seçme yapılabilirdi diyerek; Turgay Nar, Behçet Aysan, Enver Ercan niye bu kadar az yazıyorlar diyerek; Yüksel Pazarkava Almanya'dan sesini niye bu kadar geç ulaştınyor diyerek... Bakalım bundan sonraki hangi Nuh Tufanı'nda şairler dergilerin, gazetelerin "Çok satan kitaplar" listelerine gireçek? Nuh mu, şairler mi? k)U 4 AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAI\ GIRSES TARIHTE BUGUN MIMTAZ 5 Ocak ÇERKEZ £TH£M SORUNüBITIYOR^ 1321 OE BUGÜN, ÇERKEZ ETUEM, YAYEV RAPORU BOZKIRKURDU Yaıan: Hermann Hesse / Çeviren: İris Kantemir / Afa Yayınları / 218 s. Kültürlü bir Alman ailesinin çocuğu olan Hermann Hesse, edebiyata 25 yaşında şiirle başladı. 1962 yılında ölen Hesse'nin 1927 yılında yazdığı "Bozkırkurdu" yazann en çok otobiyografık özellikler taşıyan romanları arasındadır. Toplumun sığ değer yargılarına, yüzeysel yaşamına uyum sağlayamayan, yuksek ülkülerle günlük dünya arasında kalan bir insanın kendini tanıma çabalarıın ilk kitabı. Balkız daha önceleri öykülerini çeşitli dergilerde yayımlanmıştı. 1987 yılında Akademi Kitabevi Ödülleri öykü dalında ve TAYAD'ın öykü yanşmasında mansiyon alan Balkız'ın kitabında 10 öykü yer alıyor. Öykülerini genellikle yakın dönemde yaşanan acılar üstüne kuran Balkız 12 Eylül'den sonra siyasal nedenlerle yargılamp 5 yıla mahkum olmuştu. civat Günlüğu" ve "Yaşhlık Gün açıkladıktan sonra şu örnek cümlüğü"nden sonraki üçüncü gün leyi veriyor: " O amatör bir oyuncudur." Çocuklara sözlüğe baklük kitabı. mada kolayhklar sağlayan ve onları bu çabaya ısındıracak nitelikTÜRKÇE SÖZLÜK te bir sözlük Püsküllüoğlu'nun (İlkokullar için, örnekliçalışması. resimli) Haarlayan: Ali Püskullüoğlu , ABC Kitabevi tLHAN GÜNGÖREN A.Ş. / 376 s. Ali Püsküllüoğlu'nun ilkokul çocukları için hazırladığı "Türkçe Sözlük", "Sözlükle tlgili Açıklamalar", "Kısaltmalar", ".AJfabe sırasına göre ana bölüm" ve "Resimli açık!amalar"dan oluşuyor. Birinci hamur kâğıda küçük bo> basılan ve iplik dikişle ciltlenen sözlük, çocukların kullanımına eherişli. Püskullüoğlu, sözlüğünde anlamlarını verdiği sözcuklerin kullanılış biçimlerini göstermek amacıyla örnek cümleler de vermiş. Örneğin, "Amatör" sözcuğunun açıklamasını, "Bir işi para kazanmak için değil, sevdiği için yapan kimse" şeklinde SlĞtNUlŞTl. KU&TUtMŞ ANADOLU ÎSYANLARI SIR4SINDA ÇETBSlYLE ÖfJ PL4NA ÇIKAN ETUEM, KENOİH£ HAS SEfZT ISE AOMAStZ MARAAAIZA,SA/C4t?Yı4 VE A CV SASneOA^ASlNOA /?OC OY/VAMıŞm • Bu AISAOA, HrlA C/ FET OKPUSUMU DA 8O26UAİA UĞGATMtŞ y£ Ç£$in.İ *UÇKtKTMAtARA HAPtLARAK,lcEN0im BAŞKOAtumHOAN ÛSTVN GÖ&MEYE, ANKAISA HÜKüMertUE KAFA TT/rMAYA KOYUL\fi/frzr. DÛZENÜ oepu KHRULUP MÎÜS SÜÇLSÜHVIN DAĞfT7LMASINA DA KA/SÇ/ ÇrKAN ETHSM.ANKARA Ü Ü İ AJ£ BA$KALDIRtUCA ,Ü YENtLEN Ç£OZ£Z ETH£M,YUNAN i BA$KA BİR GÖZLE BİR BASKA AÇIDAN AYNALAR GÜNLÜĞÜ Yazan: Salâh Birsel / Ada Yayınları /214 s. 1919 doğumlu olan Salâh Birsel, 70 yasında bir dil cambazı Felsefe öğrenimi görmuş, Fransızca öğretmenliği yapmış, TDK Yayın Kolu Başkanlığı'nda bulunmuş olan Birsel 1937 yılından bu yana edebiyatın içinde. Şiir, deneme ve günlük turlerinde pek çok ürün vermiş olan Birsel'in son kitabı "Aynalar Gunlüğü", "Ha 60 YIL ONCE CumhurİYet noktaı nazarını mudafaa etmişlir. Bu dava Parısıe erkek elbisesi gıymeye tarafıar olan Edirnede makinist Mustafa kadınlar arasında alaka usta bir mazot sobası ıcad uyandırmış ve bir çok kadınlar ettiği gibi, Yunanistandan iıhal Pariste bir garip davanın mahkeme salonunu ediiip bütün Edirne fırınlarmda rüyetine başlanımştır. Davanın doldurmuşlardır. kultanılan fırın kızdırma mevzuu şudur: Mahkeme bu hususıa karar makinelerinin tıpkısını ımal Parısıe maruf bir sporcu ve vermeden evvel kadınların elmiştir. koşu, atlama, disk atma, erkek elbisesi giymesinin adaba yüzmek ve oıomobil mugayır olup olmadığını tetkik kullanmakta pek mahir bir için bir heyet teşkil edihnesine kadın olan Madam Violet Morris, otedenberi daima erkek karar vermişıir. elbtsest ile dotaşmakıa Sıhhiye Vekaleıi şehrimizin oiduğundan Fransa Kadın Anadolu hattı güzergahında Sporctılar Federasyonu sivnsıneklerle mücadeleye karar tarafından musabakalarc vermiştir. Snmalı addedilen bu Atinadan gelen haberlere göre girmekten menedilmiştir. mıntıkaya Adalar da dahıldir. Federasyon reisi Madam Violet (resmi tekziblere rağmen) Vcnizelisi gazeteler Morris'e yazdığı bir mektupta komünistlehn Salabra Kaçenı bir kadının erkek elbisesi ve Papa .N'ikolis ismindeki iki giymesinin adaba mugayır tahlelbahiri balırmak ıçın olduğunu bildirmiştir. Oç gun evel lanıdığımız bir teşebbıisıe bulundukiannı \fadam Morris ise bir kadınm zaıın valdesi vefat etıııiş. yazmakıadır. erkek elbisesi giymesinin, kısa cenazeyı Tarabyadan Merkez etekli, dekolte kıyafeıler Bazı gazeteler komünistlerin efcndi Kabrisıanınu giymesi gibi tabii bir şey bütun fılonun tahribini nakletmek ıçın olduğunu iddia etmiş ve duşundüklerini ve bu ınaksalla Şehreıııaneıınin cenaze müsabakalara girmekten hazırhk yaplıklarını yazıyorlar. otomobilini celbeylenıiştir. nıenedildiğinden dolayı Tersane ile gemilerın Oıomobil daha Tarabyaya federasyon aleyhıne dava bulundukları mahal civannda geldiği zaman taksesi 11 lira ederek 100 bin Frank tazminat sıkı inzibaıi ledbirler itıihaz 58 kıırıış yaznuş. Merkez taleb eımiştir. edilmişlir. efendiye vanldığı sırada ise Komunistlerin memlekeı Madam Morris dava gunü 32 lira 34 kıırıış yazmıştır. mahkemeye uzerinde meşin bir dahilinde de bazı hadiseler Alel umum otomobiller çıkarmak isıedikleri ve gizli ceket, külot panıalon, İstanbuldan Tarabyava taksi faalıyette bulundukları haber ayaklannda uzun (izmeler alınmıştır. Hukumel her tarafla ile 4 lira 50 kıırıış aldıklan bulunduğu halde gelmiş ve halde halka hizmetle ınukellef sıkı tedbirler itıihaz elmiştir. avukaıının yanında oturarak olan şehremanetine uit cenaze 5 Ocak 1929 Kadınlar ve erkek elbisesi Mazot sobası oıoınobiline bu kadar yuksek ııcret verilmesi fazladır. Cenaze osomobillerinden bu kadar fazla iUret alınması takip olıınan maksada mugayır oiduğundan Emanetin ehemmiyeıle nazarı dıkkatini celbederiz. Sivrisinek mücadelesi Asrî kaphcalar Bıırsa kaplıcalannm ıslahı ve asrî bir hale ifrağı luısusıında tetkikat yapan fen hey'eıi, bunun 1 milyon 300 bin lirayla kabil olacağını hesaplaınıştır. Halbuki bu tesisatı yapacak olan İş, Ziraat, Sanayi ve maadin Ticaret ve sanayi bankalariyle Evkaf ıruıdiriyeti cem 'an yekı'ın 500 bin lira serınaye koyımtşlardı. Şu hale göre Bıırsa kaplıcalarını ıslah mes'elesı uzak bir ihıimal halıne giımiştir. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER YILIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI 1.1.19881.1.1989 Un Kod 079.042 027.072 022.317 027.034 004.049 156.006 152.425 087.055 021.301 124 185 191 015 011.054 304.002 002.310 027 015 066.060 200.007 002.349 079.039 097.495 Kitabıa Adt/Yatarı Turu BAŞKA BİR GÖZLE BİR BAŞKA AÇIDAN Yazan: İlhan Güngören / Yol Yayınları / 158 .s. Güngören son yıllarda çeşitli dergi ve diğer yayın organlannda yayımlanmış yazılanndan seçerek derlediği kitabını, "Bir Başka Açıdan Seks", "Zen ve Ben" ve "Başka Bir Gözle Tarih ve Toplum" ana başlıkları altında sunuyor. Kitabın admdan da anlaşılacağı uzere bildik konulara bir başka açıdan yaklaşmaya çalışıyor Güngören. Özellikle birinci bölümde Taocu Sevişme, Maithuna ve Törensel Seks, Erkeğin Boşalmadan Orgazm Olması Konusunda Soyleşi, Aşk Kası, Taoculara Göre Mastürbasyon, Pornografi ve Kadınlar vb. başlıklar altında toplanmış yazılar "Bir Başka Açıdan Seks"i okura anlatmayı denivor. Yunan homiinistleri nı, açmazlarını anlatan "Bozkırkurdu", belirli bir aşamaya gelen kahramammız Harry Haller gibiler için bu dünyayla uzlaşmamn tek yolunun mizah olduğu gerçeğinin altını çiziyor. "Bozkırkurdu" için Thomas Mann, "Ulysses'ten pek farklı olmayan deneyimsel bir yolculuk, bir yürekliliktir ve bu nedenle 20. yuzyılın en önemli edebi belgeleri arasında yer alır" diyor. GÜLLER KİTAPLARA Yazan: Ali Balkız / Cem Yayınevi / 78 s. "Güller Kitaplara" Ali Balkız' 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Bi2 Duvar Yazısıyız/Gülay Kutal Ziverbey Köşku/llhan Selçuk Anı Hasretinden Prangalar Eksittirn/Ahmed Arif Şiir Deneme Düşünüyorum Ûyleyse Vurun/İlhan Selçuk Şafak Türküsü/Nevzat Çelik Şiir Glasnost/Asıl Neyi İstiyorum/Mihail Gorbaçov Belge Eylül İmparatorluğu/Erbil Tuşalp Inceleme Idam Gecesı Anıları/Halit Çelenk Anı Sözum Sanadır/Dr. Erdal Âtabek Deneme Sinema Yılmaz Güney Kitabı/Atıllâ Dorsay Nasıl Bir Eğitım Istiyoruz/Server Tanilli Inceleme Anneme Reklamcı Oldujumu Söylemeyın/J.Seguela Anı Gülünesı Aşklar/Milan Kundera Ûykü Butün Şiirlen/Ortıan Veli Şiir Ben Ataturkçü Değilim/Nadir Nadi Deneme Yaşam Başka Yerde/Mılan Kundera Roman Kanlı BilmeceGüneydoğu/Celal Başlangıç Röportaı Nafı Kalkınınz/Azız Nesin Öykü Sıfır Noktasındaki Kadın/Neval El Saddavi Röportaı Hayır/Adalet Ağaoğlu Roman Fazla değil mır IU ü Ijunbukll bu\uk Çtr|tda BOCOS ARAPYAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle