19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 1989 HABERLER CUMHURİYET/9 4 derneğe hükümet markajı tnsan Hakları, Dil, Nükleer Savaşa Karşı Hekimler dernekleri ile Türk Tabipler Birliği,ANAPdönemindeyapılan suç duyuruları sonucu yargı karşısında sınav verdi FÜSUN türlu insan hakları ihlallerinin önlenmesi için çalışmalar yapılmaANKARA ANAP iktidarı, sı"nı öngören amaçlarının "beJirdemokrasiye "yurauşak iniş" ya sizlik" taşıdığını söylemesiyle orpıldığı bir dönemde, Türkiye'de taya çıktı. ki dernekçilik olgusuna nasıl baBaşvuru üzerine tüzüğü ikinci kıyor? İnsan Hakları, Dil, Nük kez ineeleyen Hukuk Müşavirliği, leer Savaşa Karşı Hekimler der derneklerin siyasi amaç güdemenekleri ile Türk Tabipler Birliği yeceklerini belinerek, "Kanun konin kuruluş ve "var olma" sava yucunun siyasi amaç gütme ve sişımları incelendiğinde, ikıidann yasi faaliyette bulunma ibareleribu "bakışı"nın son derece olum ne bir siyasi partiyi veya adayı desteklemek gibi dar anlam vermek suz olduğu gözlendi. İnsan Hakları Derneği'nin ku istemediğini, aksine geniş anlamruluşuna ilişkin ilk "pürüz". der da kullandığım" savundu. Bu yanek tüzüğünü ınceleyen Içişleri zıda da tüzükte "belirsizlik" buBakanlığı Hukuk Müşavirliği'nin lunduğunu öne sürdü însan Hakları Derneği'nin "her Üçüncü başvuru sonunda kuru GÖRÜŞ INSANLAR Turgut KAYA ERDEM'in istifası ile gündeme gelen tartışmalar içinde adından çok söz edtlen kardeşi Turgut Erdem ile dün sabah Arnavutköy'deki evinde bir sabah kahvesi içtik. Turgut Erdem Ziraat Bankası'ndan emekli olmuş bir bankacı. Hakkındaki söylenti ve yayınlardan oldukca şikâyetçi. Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. 1982 Anayasası Gücüne Göre ÖZBİLGEN TURAN YILMAZ luşuna 15 Nisan 1987'de izin verilen dernek yöneticileri, bu kez de faaliyetleri konusunda "sıkı bir şekilde" denetlendiler. "12 Eylül paneli" düzenlemek, yaptıkları açıklamanın bildiri gibi değerlendirilmesi, üye olmayan öğrencilere dernekte basın toplantısı yapma izni verdikleri gibi gerekçelerle 5 kez soruşturma geçiren dernek yöneticileri, bir kez de toplu olarak yargıç önüne çıktılar. "Genel af çıkanlması ve öliim cezalarının kaldıntroası" istemiyle başlatılan kampanyayı "amaç dışı ve siyasi faaliyet" olarak niteîeyen Ankara Savcılığı'nın açtığı dava, beraat ile sonuçlandı. Dil Derneği de İçişleri BakanlıgYnın "engeli" ile karşılaştı. Içişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği'nin görüşü doğrultusunda Ankara Valiliği, dernek yöneticileri hakkında savcılığa suc duyurusunda bulundu. Valiliğin "Kurulması yasak derneklir" gerekçesine ise dönemin İçişleri Bakanı, TBMM Başkanı Vıldırım Akbulul'un 8 Mayıs 1987 tarihli genelgesi dayanak oldu. Genelgesinde, "Türk Dil Kurumu'na karşı, bir Türk dil derneginin kurulraası için çalışmalar yapıldığı basında intişar eden haberlerden anlaşılmaktadır" diyen Akbulut, Türk dili ile ilgili çalışmalar yap 'Demokrasi örgütler rejimidir' dedelil olmadığım da belirtiyor. İnsan Hakları Derneği'nin maskesi yok. Bu nedenle ANKARA İnsan Haklan Derneği Ge maske düşürülmesi gibi bir şey söz konusu nel Başkanı Nevzat Helvacı, "Türk insanı olamaz. Ancak insanlar adlarını açıklamaznın son 8 yıl içinde elde ettiği korkulann larsa onlar bir maskenin ardından konuşudan kurtulması gerektiğini" belirterek yor olurlar. İnsan Hakları Derneği bugüne "Korkuyu aşmak gerek" dedi. Insanların kadar yaptıklarının tümünü kamuoyunun gece yarısı kapılarının çalındığında açıp aç gözü önünde yaptı. Ben sanıyorum ki çalışmamak tereddütünde kalmalan durumun maları kamuoyu gibi, polis tarafından da izda "korku yaşanıyordur" diyen Helvacı, İn lenmektedir. Eğer yasadışı bir şey olsaydı san Hakları Derneği'nin hiç bir maskesinin bunu mutlaka gündeme getirirlerdi. Yani bulunmadığını, isim acıklamadan İnsan buldular da saklıyorlar mı? İnsan Hakları Haklan Derneği'ni suçlayanlann maske kul Derneği'nin gizli kapaklı bir şeyi yok. landıklarını söyledi. "Polis devietinin örgüt Derneklerin karşısına neden örgüllenlere tahammülü olmadığım" dile getiren me yasaklan ve engelleri çıkanlıyor? İHD Genel Başkanı, derneği suçlayanlann maske kullandığım söyledi kendi insanına güvenmemektir. Daha fazlasını verirsek ne olur korkusudur. Bunlar kaynağında korku yatan görüşlerdir. Bu yaklaşımlar polis devleti anlayışının ürünüdür. Demokrasi örgütler rejimidir. Oysa polis devleti örgütlere tahammül edemez. Örgiitlenmenin karşısında yer alan korku nasıl asılabilir? HELVACI Korkudan kurtulmak önemli bir şeydir. Haklannın bilincine varamayan insanlar onlara sahip çıkmaktan da yoksun kaiıriar. Ben diyorum ki gecenin bir yansında kapısı çalındığında gelenin polis olabileceği korkusunu yaşıyorsa, kapıyı açıp açmamakta tereddütlü davranıyorsa, işkenceye mi götürüleceğim diye düşünüyorsa, kapıyı çalan postacı olsa fark etmez, çünkü orda o korku yaşanıyordur. İnsan Haklan Derneği polilikayla ugraşmakla suçlanıyor. Ögrenci olaylannın arkasında olmak ve cezaevlerindeki direnişlere arka çıkmakla suçlanıyor. HELVACI İnsan Haklan Derneği'nin politikası vardır. İnsan Haklan Derneği politıka yapar. Ama bu politika insan haklan politikasıdır. Öğrenci olmak demek potansiyel suçlu olmak demek değildir. Cezaevinde yatan insanların da hakları vardır. Biz sağ veya sol ideolojinin politikalarıyla bağlı değiliz. Dünyanın neresinde olursa olsun, insan hakları çiğnendiğinde bir başka yöreden buna tepki gelmesi doğaldır. ma yetkisinin Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu'na verildiğini belirterek, "Anaryasamız başkalanna böyle bir yetki kaynağı olabilecek huküm laşımadığından, bu faaliyetleri gösterebilme yetkisinin, kurulacak bir derneğe verilmesi söz konusu olamayacaktır" dedi. Suç duyurusunu inceleyen sa^vcılık, dernek yöneticilerinin "yasaklanmış dernek kurmak suçunu işlemedikleriııi" belinerek, lakipsizlik karan verdi. Ancak valilik, aynı gerekçeyle bu kez derneğin faaliyetlerini durdurdu. Dernek yöneticileri de Ankara 3. İdare Mahkemesi'nde bu işlemin iptali için dava açtılar. Mahkeme de, "Türk dilinin geliştirilmesi ve özleştirilmesi amacının kamu kuruluşlarının yanı sıra derneklerin de varlığı ile daha kolay gerçekleşeceği" gerekçesiyle valiliğin işlemini iptal etti. ARNAVUTKÖY'Df SABAH KAHVESİ Kaya Erdem'in başbakan yardımcılığı nedeniyle herhangi bir avantaj sağlamadığını aksine her konuda zararlı çıktığını, kendisinin konumundaki bir bankacının yapabileceği ışler ve kazanacağı gelirden dahi sarfınazar ettiğıni anlatıyor. Başak grubu ile ilişkisinin eski Başbakanhk Müsteşan İsmail Ertan'ın yönetime gelmesi ile başladığını ve görev aldığı yönetim Kurulunun hiçbir karar almadan üç kez toplanmaktan öte bir işlevi bulunmadığını, kendileririden önce yapılmış bağlantıların siyasi amaçlarla karşısına çıkarıldığını anlatıyor. Okan Holding ile ilişkilerinin holdingin DESIYAP'tan kredi bağlantılarının kurulmasından sonra başladığını ve yanlış yorumlandığını görünce bu bağlantıyı da hemen kestiğini söylüyor. Gübre fabrikalarının yönetimine Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı olduğu zaman geldığini ve burada yaptığı çalışmalarla fabrikaların çok kârlı bir konuma geçtiğini, kendisinin o zamanlar bir kuruş hakkı huzur veya prim almadığını, emekli olduktan sonra kendi bürosunu kurarken gübre fabrikalarından kendilerine danışmanlık yapması için teklif geldığini ve kurmakta olduğu danışma bürosunun bu nedenle gübre fabrikaları tarafından döşendiğini anlatıyor. Bu büro ile ilgili dedikodular başlayınca büroyu kapatıp gübre fabrikalanndan gelen mefruşatı da geri gönderdiğini belirtiyor. "Boğazdaki yalı" denilen yerde ise zaten oturup sohbet ediyoruz. Önünden kazıklı yol geçmeden önceki ahşap yalı aslında ressam Ömer Uluç'un dairesi. 1984yılındaİstanbul'a geldiğinde 200 bin liraya kiraladığı bu daire 56 metrekare imiş. Turgut Erdem bunları anlattıktan sonra ekliyor: Üzerime yurtiçinde ve dışında kayıtlı bir tek emlak veya dikili ağaç bulunmadığını söylemiştim. Şunu tekrar belirtiyorum. Her kim isterse vekâletname vermeye hazırım. Alsın vekâletnameyi gidip araştırsın bulsun. Nerede benim bir tapulu malımı bulursa yurtiçinde ve dışında hemen bulana devredeceğim... Dedektif gibi çalışan bankacılara duyurulur. JAPOHYA VE ÇIN TLNCAY ÖZKAN Suç işlemesi muhtemel dernek Nükleer güçlerin yaratacağı tehlikeler konusunda kamuoyunu aydınlatmak amacıyla kurulan Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Derheği, şubat 1987'de tüzel kişilik kazandı. Ancak Ankara Valiliği, 30 nisanda derneğin faaliyetlerini durdurdu ve "nükleer savaş konusunda sorumsuz, dahası panik yaratacagı" gerekçesiyle kurucuları hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bu alanda görev yapan kamu kuruluşlannın bulunduğu da belirtildi. Soruşturma sürerken, dernek yöneticileri de Ankara İdare Mahkemesi'nde valiliğin "faaliyetleri durdurma" işleminin iptali için dava açtılar. Ankara 5. idare Mahkemesi 30 Eylül 1987'de, derneğin kurulması yasak dernekler kapsamına girmediğini, aynca faaliyetlerine son verilmesinin ancak savcılıkça mahkemeden istenmesi gerekirken, bu yola gidilmemesini de açıkça hukuka aykın bularak, valiliğin işlemini iptal etti. Bu arada savcılık da dernek yöneticileri hakkında yürüttüğü soruşturmada takipsizlik kararı verdi. fievzat Helvacı, "Haklannın bilincine varamayan insanlar, onlara sahip çıkmaktan da yoksun kaiıriar. Polis, dernektere her an suç işlemeye hazır potansiyel bir olgu gibi bakıyor" dedi. Helvacı, Cumhuriyet muhabirinin sorulannı şöyle yanıtladı: " Bir emniyet yetkilisi İnsan Haklan Derneği'ni öğrenci olaylannın arkasında olmak ve cezaevlerindeki açlık grevlerini desteklemekle suçladı. Siı bu konuda ne düşünüyorsunuz? HELVACI Bu adını vermeyen polis yetkilisi, insan haklan adı altında siyasi mücadele yürüttüğümuzü öne sürüyor. 'Öğrenci olaylannın arkasında İnsan Haklan Derneği var' diyor. Ancak bunlara karşın elinHELVACI Turkiye'de demokrasi hiçbir zaman gerçek kunım ve kurallanyla var olmadı. Biz şu anı geçmişte yaşadıklanmızla değerlendiriyoruz. Oysa hiçbir zaman tam bir demokrasi yaşamadık. Bakış açımızda bu nedenle bir eksiklik var. Oysa demokrasi örgütlü toplumların düzenidir. İnsanlar geçmişte yaşananları sanki gerçek demokrasi oymuş gibi algılıyorlar. Bir de polis, derneklere her an suç işlemeye hazır, potansiyel bir olgu gibi bakıyor. Bu demokrasinin henüz daha oturmadığının kanıtıdır. Bı:. Bakanın suç duyurusu Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi yöneticileri ise "ölüm cezalannın kaldınlması için cumhurbaşkanı, başbakan ve TBMM üyelerine mektup >azarak siyasetle uğraştıklan" suçlamasıyla yargıç önüne çıkt\lar. Dönemin Âdalet Bakanı Necat Eldem'i.ı suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma sonucunda haklarında Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 1 nde, "TTB'deki görevlerine son verilip yerlerine yenilerinin seçilmesi" isıemiyle dava açılan TTB Merkez Konseyi üyeleri Prof. Dr. Nusret Fişek, Prof. Dr. Atalay Yöriikoğlu, Doç. Dr. Nevzat Eren, Doç. Dr. Ragıp Çam ile diş tabibi Hüsnü Çuhadar'dı. Fişek savunmasında, "Ölüm cezasının tabiplik mesleği ile bağdaşmadığını, mesleğin ası! amacının insanı yaşatmak olduğunu ve bu nedenle ölüm cezasının kaldınlmasını dilediklerini" söylemişti. Daha sonra haklarında ceza davası da açılan TTB Mevkez Konseyi üyeleri her iki davada da beraat et mişlerdi. Matfnun Cenaze Töreni 4APONYA İmparatoru Hirohito'nun cenaze töreni 24 şubatta Tokyo'da yapılacak. Japon imparatoru'nun cenazesi kalkarken Türkiye'de nasıl bir resmi protokol uygulanacağı ınşallah o zamana kadar iyice saptanır. Aksi haide olacaklar konusunda 1976 yıltndan küçük bir hatırlatma yapalım. Eylül 1976 tarihli gazete haberlerinden: "Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Başkanı Mao Çe Tung'un cenaze töreni dolayısıyla Türkiye'de bayrakların yarıya indirilmesi sorunu Dışişleri Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında sürtüşmeye yol açmıştır. Dışişleri Bakanlığı'nın aldığı yarıya indirme kararını MSP'li İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk, "Müteveffanın Devlet Başkanı olmaması" dolayısıyla uygulamayacağını söylemiştir.' Ertesi gün haber sürüyor: "Mao'nun dün Pekin'de yapılan cenaze töreni dolayısryla Ankara Belediyesi'nin bayrağını yarıya indiren Vedat Dalokay hakkında Anka Vuralhan'danMSB işçilerine ıımut EVREN DEĞER I L U V C H I »UIUIIiailteme|jnsanhaklanndatasarrufa asla imkân vermeyeceklerini söyledi. Türkiş'in İstanbul'da düzenlenen, ILOAT sorunlannın tartışıldıöı "Güncel Konuları Değerlendirme" toplanusında konuşan Şevket Yılmaz, hükümetin bırakınız Avrupa Topluluğu'ntı, onaylamış bulunduğu ILO sözlesmelerindeki ihlaller sebebiyle ILO'da sorgulanmakta olduğunu anımsattı. Hükümetin Türklş'ten sakladığı ILO'ya sunulan savunmalannda. resmi taahhütlerinden vazgeçmiş olduğuna işaret etö. Bunun devlet ciddiyeti üe bağdaşmadığını. Türkiye'ye yönelik inancı kaybettireceğini, da I I n V P Û T ç n r ı ı n l a r ı Turki?Başkanı ?evket Yllma2 ha da önemlisi bir şeyi değiştirmeyeceğlni söyteyerek "Türkiye gerçekten Batılı anlamda çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi ılayunetilen bir ülke ise bu alandaki taahhütlerini harfiyen yerine getirmeye mecbur olacaklır" dedi. Temel işçi hakları konusunda, problemin olduğundan ktıçük gösterilmeye çalışıldığını, problemin birkaç kuçük değıştklikle ortadan kaldırılabilecek nıtelikte olmadığım anlattı. Türkİş seminerinin dünkü oturumlarında Devlet Bakanı Ali Bozer, enflasyonda hükümet başanlı değildir, ancak hükümet enflasyonu birdenbire aşağıya çekmek niyetinde de değildir" dedi. (Fotoğraf: Mehmet Demirtaya) ra Emniyet Müdürluğü yetkilileri kovuşturma açmıştır. Dalokay konu ile ilgili olarak AA'ya şunları söylemiştir: "İçişleri Bakam'nın fanatik düşüncesi beni bağlamaz. 800 milyon insanı yoksulluktan, fukaralıktan kurtaran bir Mdere saygı duymayan zihniyeti anlamıyorum. Bu hareketleriyle Mao'yu küçültemezler, olsa olsa kendileri küçülürler..." CHP Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Esat Işık. "Mao'nun devlet başkanı olmaması bayrakların yarıya indirilmesine mani değildir" demiş ve Türkiye'nin Batılı müttefikleri Almanya, İngiltere, Amerika. Pakistan ve daha birçok ülkenin bayraklarını yarıya indirdiğini belirtmiştir. Bu arada Ankara'da polisin dün bayraklarını yarıya indiren kurumlara giderek tutanak tuttuğu öğrenilmiştir..." 1976'da işte böyle şeyler olmuş. Daha 24 şubata kadar çok vakit varken bizden hatırlatması... KASET DÜNYASI Anam ağlıyor Gülşen Taşkan'ın Bir Sen Eksiktin ısimli kasetinden: Kimse sormaz garıplerin sonunu Bulamadım bu dünyanın ben e kârm Kötü ' ' Çekemiyorum artık bu dünyanın kahnnı Anam ağlıyor anam ağlıyor Benim yazım doğuştan kara Kalbimde gizlenmiş bu derin yara Dünya saadetini bana vermiyor. Feleğin işine aklım ermiyor. Anam ağlıyor anam ağlıyor Yeter yeter sıkma beni burada Haber gelmiş ağlıyor Anacağım sılada Anam ağlıyor anam ağlıyor Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, şubat ayı basında Milli Savunma Bakanlığı 'na bağlı işyerlerinde çalışan işçiler için başlayacak yeni toplu is sözleşmesi görüşmeleri öncesinde, "Ülke savunmasına ait yerlerde çalışmamn ayrı bir şeref payı vardır. Tabii ki onlara en iyi imkânlan sağlamak başlıca gayemizdir" dedi. görüşmeleri öncesinde umut dağıtarak "Ülke savunmasına ait ANKARA Milli Savunma yerierde çalışmamn ayrı bir şeref Bakanı Ercan Vuralhan, şubat ayı payı vardır. Tabii ki onlara en iyi basında Milli Savunma Bakanlı imkânlan sağlamak başlıca ğı'na bağlı işyerlerinde çalışan iş gayemizdir" dedi. çiler için Türk Harbİş Sendikası Milli Savunma Bakanlığı'na ile başlayacak toplu iş sözleşmesi bağlı 400, Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı 117 ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesindeki 3 işyerinde toplam 36 bin 876 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri şubat ayında başlayacak. Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, toplu iş sözleşmesi görüşmeleri öncesinde Cumhuriyetin sorulannı yanıtlarken yeni sözANKARA (AA) Uçak Ser leşme döneminde işçilere en iyi visi AŞ'nin yüzde 70 oranındaki olanakların tanınacağını belirtti. hisseli SAS'a satıldı. Kalan yüzErcan Vuralhan, şubat ayında de 30 orarundaki hissenin de başlayacak toplu iş sözleşmesi gö"Ueride" özelieştirilmesi öngö rüşmeleri öncesinde belirli bir rarülüyor. kam ya da orantı verebilecek duToplu Konut ve Kamu Ortak rumda olmadığım da kaydederek hğı tdaresi'nin ayhk yaym orga şöyle konuştu: nı "Yeniden Yapılanma"da yer "Gerçekten her daldaki işçimialan habere göre, USAŞ'ın 10 milyar liraiık nominal sermayesi zin yaplığı iş rnukaddesür, aına ülnin yüzde 70'inin 14 milyon do ke savunmasına ait, araç, gereç, lar karşılığında SAS Service Part gemi, denizaltı yapan işçilerimizin ner'a devredilmesi konusunda an yaplığı hizmetle ayrı bir şeref palaşmaya vanldı. Anlaşma uyann yı vardır. O bakımdan, bu ağır sorumluluğu paylaşan ve buna bir ca firrna, aynca 10 yıl süreyle verçiviyi çakarak katılan işçilerimize gi öncesi kânnın yüzde 21'ini en iyi imkânlan sağlamak bizim Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı başlıca gayemizdir. Tabii ben bir tdaresi'ne ödeyecek. ıakam yahut orantı lafı edecek duToplu Konut ve Kamu Ortak rumda değilim. Ancak Sayın Başlığı tdaresi Başkanı Bülent Giilte bakanımız da bu sektörün çalışkin, USAŞ'ın özelleştirilmesinde malarını her zaman çok dikkatle, ki başlıca hedeflerinden birinin bu takdirle izlemektedir. Çalışmalakunıluşun ulnsiararası standartla rın sonuçlarını göriiyoruz, eserieri ra ulaştınlması olduğunu kayde göriiyoruz. Türk işçisi artık el derek "tkranı hizmeti sadece lo emeği ile uçaklar yapıyor, deni/alkantacıhk ve yemek pişirmek de tılar yapıyor. muhripler japıyor. O gil, bambaşka boyutta bir know bakımdan en iyi imkânlan vermehow olayıdır" şeklinde konuştu. ye gayret edeceğiz." BELEDİYE BAŞKAHLIĞI SAVAŞI Dalaıfın rakibi kim? USAŞ'ın yüzde 70'i SAS'a satıldı İSTANBUL Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, yerel seçimler için sıkı bir hazırlık dönemine girdi. Dalan'a SHP'den rakibi olacak Nurettin Sözen hakkında görüşünü sorduk "Benim rakibim başka partilerin adayları değil benim rakibim bu liste" diyerek cebinden upuzun bir liste çıkarıp gösterdi. Bu listede yerel seçimlere kadar geçecek üç aylık süre içirıde her gün yapılacak bir açılış ve temel atma töreninin programı yazılıydı. istanbul Belediye Başkanı, böylece kendisine rakip tanımadığını, rakiplerte değil, projelerle ve hîzmetle uğraşırsa başarıya ulaşacağını vurgulamak istiyordu. Ancak Dalan hakkında konuşanlar, İstanbul'da il genel medisi için ANAP'ın alacağı oylardan çok daha yüksek puanda oyu belediye başkanlığı için alacağını ve o zaman daha yüksek rakiplerle çarpışacağı yorumunu da getiriyorlar. KARİKATUR EVRENİNDEN A I YASAMAKDtRESMEKTlR 9 k v . Hlbik: Fcriut TUDC 2 KlHItÜZt DOKERll l S TV/tKCLÜ Kl'SVM Sac Hadt ün^. M0ı&: Fertet I t a ç 4 BtR ÇOCVK, UYKUSUNDA S& Nıhu Bdıram. Wuk Pobl Tuac Sfc Ajkul», Z.Oıser. Mtaik; Fertıat TUIK V HUNZLR DAOI Hunlın»: Fırlat T«nc a muOmjt Y3n*tı**nArmMJtr~ OOüZ ASADAS Sm*ruvir. Rn^m YUSVPHAYAIO0U1 rMM«ırUu« PAZ1L ATUK Stüj» PAK2 DUmr OROAMZE ORATtK 1 TAHT SAVRULVR S4. Htck O u l . Mîuik Ftrtımt T n c 2 JAPO,V KTll S4ı N u n n H i k m t Hilıik F O I U I T B K 3 ATBS1 VrLEFERHAT SO>: AriudM Z Okger. Mflıik: Fvtaat Ttmc <• l.VSAHLAR B1RLES1MZ DOKnleme: Ftriut Tunc 5 YARALIBEBEK SOı NihM Belırem. Mâzik Fffriıat Tnw 6 r ASAMAK DIRENMEKT1B 11 Söz ve llikıik: Fıriıal T»K ÖZBİD OZBIR İMC 5. Btok5212 UnknjMUU tSTANBUL Tel: 513 58 35. 513 58 36 N<» A l . B S v t B e n a p u t a l n l » J Kruu* ve YOMUBI O.™n tŞUEN S SclUyo ve Trmmâmur COtMrt SARVAZLAK ADRİAN ANDRONİC (Romanya) VI. Uluslararası Simavi Karikatür Yarışması ndan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle