19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU leteorolOji Genel MudurluğundCT alınan bilgıye göre, bütün bölgelerımı> cok OuluBu Marmaranın batısı ıle «ryi Ege dışındatümyurtyağışügeçecek Vağıslaryen yer e M ı ve sureklı olmak üzere Akdenız kıyılannda yağmur, ötekı yerterde karla l e n şık yağmur ve kar yağıslı gececen Hffl/A SICAKUĞI Dejışmeyecek RUZGAR Kuzey ve doğu yönlerden hafrf ara sıra orta kuvvelie. zaman zaman kımett olarak ese: cek DenızlenmEde ruzgâr Doğu Akoenız da 35 km dolayıntia bulunacak. Van Gölu'nde hava: Cok bokjtlu ve kar yagışlı geçecek Rüzgâr kuzey ve doğu yönlerden haft! ara sıra orta kuvvette esecek Göl kucjk dalgalı o!acak Görus uzaklığı 3 ıla yer 33 dene mıli hızla esecek OENIZ Mu5 km ddavında bulunacak tedtl. yer yer kaba dalgah alacak Dalga yukseklıgı 1 ıla 2 metre yer yer 2.5 ıla 3 metre. göfüş uzaklıgı 10 *.T\ , yağış anın1 Oolulkı j yajrtn,nu HABERLERİN DEVAMI TÜRKIYE'DE BUGUN Adatıa 4dâpazarı Adıyaman Alyoi Agrı Ar*aa Antakya Arnalya ftrtvn Aydın Balıkear Bıleak Bıngöl Bıtlıs Bolu Bursa Canakkale CoruTi Dendı 4 3° Marasa "l 10° 5° ftyartakır 3° 6° K Maraş < ı ° 3° Edıme 0° 6° Mersin K 5° 1° Ernncan 3° 12°Muıj.a K 4« 4° Erzurum 4°4° Mus K 3° 13°Esk.sehr 3°1° Nı^de K 4° 3° Gaaaitep 5° 2°0t!u V 10° 6°Sresun 12° 6° Giımuşhane K 1° 3° Rra 4° 1° Haknan K 0° •13°Samsun 4° 3° Sıırt 9°1° Ispara C 5 1° Smoc f 3° Istanbul 8° 0°S.vas 4° 2° Izmır 4° 13°Tekjrdağ r>4° Kars 1° 4° Kastamonu K 3° 4° TratEon 3° 3° Tuncelı yjp Kaysen 3° 4° Usak 5° 2° Kırtdan* 3°3° Van fp O°Kt>nya 3° 5° VtKgal 4° 2° Kuatiya 3° 2° Zonguldak 7°r> Malalya 3 f\ Helsinki ^j Uoskova DUNYA'DA BUGUN Amslerdam ATiman Atına Bağdat Barcelona Basel Belgrat Bertın Bonn Bruksel B«tapeste Cenevre Cezayır Cıdde Oubayı Frankiurî Gırne Helsinki Kafure Kopenhag V 1 A B B 10° 14° 12° 22° 15° 6° Lenmgrad Londra Madnd Milanc Montreal Mcskova Uunıh New Yfk Oslo Pans Prag Rryad Roma Sofya Sam Tel Avıv Tunus Varsova venedık Zıyana Vvashmglon Zünh K 2° 10° S 9° S 5° K 5° K 3° S 9° K 6° B 3" Y 11° S 7» A 23» A 15° S 5° Y t6° Y 13° Y 14° S 5° S 5° S 11» K 4° S M B 8 K 5° 1° Y 11° 6° B 7° 0° O=5° 3° 3° 5° 2° 5° 2° 5° 2° 3°3° 5° 1° 0 10 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI 10 OCAK 1989 f r S B A S Y K Y Y S Y 9° 10° 8° 6° 17° 23° 23° S° 12= 0° 15° 8° 9° 12° r4° Türkiye'nin Onuru... 1402'liklerSorunu: 4 40.20 5° 2° 2° 3° 40 40 0° W 2° 4° 5° 1° A aç k B bulüüg K I sst Y mn Kahire • Leftosa Mecliste Yusuf Özal, Hazine operasyonu için konuştu: (Baştarajı 1. Sayfada) ma önergesinin Meclis Genel Kurulu'nda oncclikle göruşulmesi için grup başkanvekillerine yetki verildi. SHP Genel Ba^kanı Erdal İnonii, bugün partisinin Meclis grubunda yapacağı konuşmada, bu konuya aynntılı olarak değinecek. Önerge konusu grupta da tartışılacak. SHP Grup Başkanvekili Hikmet Çetin, toplantıdan sona gazetecilere konunun henüz Meclise mal edilmediğini belirterek önergenin bugün genel kurulda okunmasından sonra öncelikle görüşülmesi konusunda tavır belirleyeceklerini söyledi. Konunun güncel olduğuna işaret eden Çetin, güncellik yitirilmeden önergenin görüşülmesi için gerekli giıişimlerde bulunacaklannı da sözlerine ekledi. Önergenin bugun genel kurulda okunmasından sonra ve uç parti grubunda önergeye ilişkin görüşlerin açıklanmasından sonra partiler arasında görüşme trafığinin başlaması bekleniyor. Önerge sahiplerinden SHP'li Fikri Sağlar da dün parti genel başkanı ve grup yetkilileri ile temaslarını sürdürdü. Inönü'nun Ankara'da olınaması nedeniyle bir temas kuramayan Fikri Sağlar, ANAP ve DYP'li milletvekilleri ile görüşerek önergesine destek istedi. Sağlar'ın verdiği bilgiye göre görüştüğü ANAP'lı milletvekilleri, "Parti bizi bağlamaz»a o> vererek aklanma fırsalını buluruz" dediler. Sağlar'a göre DYP'li milletvekilleri de konuya duyarlı yaklaşıyorlar, ancak sessizliklerini sürdurüyorlar. Fikri Sağlar, araştırma önergesine evet diyeceğini açıklayan ANAP'lı Mustafa Taşar'la da dün bir telefon göruşmesi yaptı. Sağlar, Taşar'dan önergesine imza atmasını istedi. Taşar ise imza atamayacağını belirterek. bugun ANAP grubunda bu konuda konuşacağını Sağlar'a iletti. Tayinlerı Kaya Erdem bıuyordu GERÇEK Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal, Hazine ve Dış Ticaret Müşteşarlığı 'ndaki tayinlerin 2 ay önce belirlendiğini söyleyerek "Sayın Erdem'le ben tayinleh konuşmuştuk. Ama bütçenin Meclisten geçmesini bekledik. Kaya Bey'e de sorarsanız kendisi de söyler" diye konuştu. B. ECEVIT ANTALYA Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığf ndaki tayinlerin iki ay önce belirlendiğini, Kaya Erdem'in de bunu bildiğini soyledi. SHP'nin TBMM'ye verdiği Horzum önergesi ile ilgili olaak da Özal. "Mahkemelerc gitmiş bir olayı Meclise getirmenin anlamı yok. Anayasaya göre mahkemede görüşulen bir olay hakkında Meeliste soru önergesi verilemez" dedi. Türkiye Suudi Arabistan Karma Ekonomik Kurul toplantısı nedeniyle Antalya'da bulunan ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Yusuf Özal, dün vali \e belediye başkanını ziyaret ettikten Kaya Erdem olayına da değinen Devlet Bakanı Özal, Kaya Erdem'i daha onceden tanıdığını ve herhangi bir anlaşmazlıklarının olmadığını bildirdi. Özal. "Olay bizim dışımızda olan bir hadisedir. Bizim dışımızdan orlaya getirilmiştir ve bunun üzerine spekülasyon yapılıyor. Benim son günlerde Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda yaplığım bazı tayinler sonra ANAP il binasında partilivar. Biz bu tayinleri iki ay önce lerle goruşürken gazetecilerin sokonuştuk. Ve bunu Kaya Bev'e de rularını yanıtladı. Bakan Özal, anlattım. Ama bütçenin Meclisten "İktisal Bakanlığı" şcklinde bir geçmesini bekledik. Yani bunda bakanlığm kurulmasının düşünülherhangi bir durum yoktur. Kaya mediğini, Şekerbank. Etibank ve Bir gazetecinin "Mustafa Ta Bey'e de sorarsanız kendisi de söyVakıflar Bankası'nın birleştirilmeler. Benim ona karşı hurmetim si konusunun da eundemde olma şar'ın, Kemal Horzum ile ilişkisi vardır" şeklinde konuştu. dığını söyledi. Özal. "Orlak Pa olduğu söylentileri var" şeklindeki Yusuf Özal, yerel seçimlerden zar'a 1992'den sonra girildiğinde hatırlatmasına Yusuf Özal şöyle ANAP'ın başarılı çıkacağını öne daha güçlü olabilmek icin birles karşılık verdi: "Mesele mahkeme\e gittiği için surdü. Enflaiyon konusunun da tirme operasyonları yapacağız demiştik. tlkini Emlak Kredi Banka bu konuda konuşulmaması la/ım 1992'de artık gorüşülmeyeceğini sı ile Anadolu Bankasfnı birleş dır. Yani davası görıilen bir şeyin bildirdi. Özal, "Enflasyon sürektirerek yaptık. Şu anda başka bir hakkında basında da yazılmama li düşmektedir. Mart ayına kadar çalışma yok. Bu > • 1 üç banka bir sı lazım. Çünkii bu davanın neli etkisi görülecektir. Bunu secmenleşebilir de birleşmeyebilir de" di cesini etkiler. Ben fikrimi söyle ler hissedecek" dedi. dim. Meclise gelir oylama olursa ye konuştu. Geceyi Kulüp Hotel Sera'da georada da nasıl o\ \ereceğimi söy çiren Bakan Ozal, bugün de TürSHP'nin TBMM Başkanlığı'na lemiyorum, orada söylerim. Ola kiye Suudi Aıabistan Karma verdiği "Horzum önergesi" konu ya biraz siyasi boyut kazandırıl Ekonomik Kurul toplantisına katılacak. sunda gazetecilerin sorularını ya mışlır." nıtlayan Özal. "Ben bu görüşümü Meclisle millet\ekili olarak belirteceğim. Yalnız şunu söyleyeyim, savcılık kanalıyla bağımsız mahkemelere aksetmiş bir olayı Meclise getirmenin anlamını ben bilemiyorum. Şu anda mahkemeler her turlu bilgi>i her >erden isteyebilir. Ellerinde de var zaten. Anayasamızın bir maddesine göre mahkemede gorüşülen bir mesele konusunda Mecliste soru önergesi \erilemez, beyanda bulunamaz, ana\asa>a avkırıdır. Burada bir politik oyun vardır, başka bir şey değildir" dedi. ., ^ ^ , OLAYLARIN ARDESDAK1 (Baştarafı I. Sayfada) miştir. Sayın Erdem basma yaptığı vazılı açıklamada, "Yakışıksız tertiplerle Horzum olayına adıntın karıştırılmak istendiğini ve iftirayı ortaya atanlan mahkemeye verdiğimi kamuoyu bilmektedir. Oyunun bozulması ve olayın aydınlanmasına yardım edeceği inancıyla TBMM Başkanlığma sunulmuş bulunan araştırma önergesini destekleyeceğim" demişür. Şimdi iş, ASAP'a kalmıştır. ,\'e var ki iktidar partisinde tek karar kademesinin Başbakan Özal olduğu bilinmektedir. Gerçi başta Mustafa Taşar olmak üzere kimi ASAP'Iı milletvekili, önergeyi destekleme eğilimindedir; ama, iktidar partisinin direksiyonu Başbakan'ın elindedir. Eğer Meclisteki ANAP çoğunluğuna dayanarak Sayın Özal araştırmayı engellerse, bundan böyle Horzum olayına ilişkin konularda iktidann ve hükumetin boynu eğik olacaktır. Çunkü daha dün Başbakanın yardımcısı sıfatını taşıyan kişi, bu olayın aydınlanınası yönünde oyunu kullanmaktadır. Sağduyu diyor ki, bugiıne kadar iktidann engellemeleriyle siyasal yaşamda devre dışı bırakılan Meclis, bu olayla birlikte işlevini yapabileceği yolda bir adım aısm. Bakalım sağduyu >nu üstun gelecek? Yoksa Meclısin işlerliği bir kez daha mı engellenecek?.. 1402'lik öğretim üyelerinin basın toplantısı Prof. Bahri Savcıi • nın özetleyıcı konuşmasıyla sona erer. Bahri Savcı özetle şöyle der: "Benim anladığım, söz konusu olan yasa tasarısı veya benzerleri gibi tasarruflarla 1402'likler katiyen af istemiyorlar. Bir lütuf ve atıfet olarak bir eyiemin, işlemin konusu olmak istemiyorlar. Bu çok önemli bir şeydir ve bizim durumumuzda olanların da isteyebileceği en tabii bir durumdur. Diğer bir nokta beliriyor: İçerik genıştir. 1402 sayılı yasanın ilgili hükmüne göre gorevden bir idari eylemle aynlanların dışında aynı duyguya kapılan birtakım arkadaşlarımız istifa yoluyla ayrılmış gözüküyorlar. Fakat onlar tamamıyla 1402'nin kurbanıdırlar. Gayet açık olarak söylemişlerdir: 'Hocalarımızın böyle bir haksızlığa uğradığı yerde artık çalışamayız' demışlerdir. Binaenaleyh içerik genıştir, yeni bir tasarruf bu içeriği kapsamalıdır, içermelidır. Ayrıca haksızlık tasarrufunun dayandığı sistemin de tümden değişmesinin gereği vurgulanmıştır. Bu vurgunun önemini göz ardı etmemek gerekir. Fakat bu bir oportunıte meselesidir. Buna ek olarak bir adım daha gidılmiş, haksızlık doğuran tasarrufla bağlı olan bılcümle eylem ve işlemlerın açıklanması istenmiştir. Bu da yıne önemli bir görüştür. Arkadaşımız Hatemi'nin anlatmak istediğine göre bir konjonktür meselesidir. Buna içinde bulunduğumuz koşullar elverir elvermez o ayrı bir şeydir. Bir başka görüş de demokratik bir yol ile hareket edilirse mesele çözülür görüşüdür. Bir idari tasarruf üzerindeki demokrasınin ne olduğunu parlamento ve hukuk erbabı bilir. Bınaenaleyh onların gösterdiği yolda yürünmesidir gerekli olan diye böyle bir görüş de ortaya çıktı. Ve özellikle arkadaşlar af yok, idarenin lütuf ve atıfetıni istemiyorumun yanında başka bir şeyı de vurgulayarak bildırmek ıstiyorlar: Bundan sonra herhangi bir yolla geri dönme katiyen idarenin takdirine bırakılmamalıdır. Bu, durumun devamından başka bir sonuç vermeyecektir. Geri dönüş bir hukuki mekanizma ile kendiliğinden olmâiıdır, anlamına alıyorum bunu idarenin bu noktada hiçbir takdir hakkı olmamalıdır diyorum. Zaten yeridir. Hakikaten yargı yolu ile dönüldüğü zaman o işten ayrılmayı gerektıren sebepler tümüyle ortadan kalkmış olur ve memur statusünde olan arkadaş, kımse, görevli bütün hukukuyla beraber döner. idarenin tekrar takdiri yoktur. Halbuki burada idare "Evet, Danıştay senin kararını kaldırdı, hatta bir yasa sana dönme imkânı veriyor. Ama ben idarenin ve hizmetin gereği olarak seni almamakta devam ediyorum" diyebilir. Bu katiyen olmamalıdır dıyorlar. Önemli bir noktadır. Bir de yasa yolu ile değil de yargı yolu ile düzeltılmesi. Evet, çok güzel olur, ama yargı yoluyla düzeltılmesi yıllar yıllar alabilir. Aynı sonuçları doğurmak üzere yargı yoluyla dönülmüşlüğün masanın üstüne koyacağı bütün sonuçları gerçekleştırmek üzere yasa yoluyla dönülebilir. Aynca tasarrufun geri alınması yolu vardır. Hizmetin gereği olarak, hatta bir af da söz konusu olmadan, hizmetin gereği olarak tasarrufun gen alınması diye bir yol vardır. Ben bunu bu ilk tasarruflar yapılırken kendi dekanımıza anlatmıştım. Bu iş büyür gıder ve idarenın, üniversıte idaresinin ayıbı haline gelır. yol kısa iken idare bizzat bu tasarrufu geri alsın diye. Tam o sırada da bir doçent arkadaşımızın idari Tasarrufların Geri Alınması adı altında bir de kitabı çıkmıştı Kitabı da masanın üstüne koymuştum. İşte burada yazıyor bunun ayrıntıları diye. Fakat bütun özetlenn de özeti olmak üzere bir şey söyleniyor: 1402'lik konusu genış bir kapsam içerisındedır. Sadece üniverSiteyı hedef almamaktadır. Bütün kamu personeli bundan zarar görmüştür. Bu zarar görenlerın uğradıkları haksızlığın telafısınin adı bütün hukukuyla beraber geri dönmedır. Ve bu bir yasa ile olabilir. Af, lütuf ve atıfet değil, bütün sonuçlarıyla beraber kaldırılması, bütün hukukuyla beraber, ışten ayrıldığı günkü durumuna hiçbir noksan gelmemek üzere dönmedır. Biz bunu istiyoruz. Bu bir yasayla da pekâlâ mümkündür ve kısa bir yoldur. Eğer bir yasa yapılacaksa bunu içermelidır. Bunu ıçermeyen yasalara karşı 1402'likler aılesi elbette hukuk yollarıyla savaşını devam ettirecektir. Buraya kadar zahmet edip, havanın da mevsime göre güzel olduğu bu pazar günü bizi dinleyen basına teşekkürlerimizi arkadaşlarım adına sunarım. Bu sorunun çözülmesi Türkiye'nin onuru meselesidir. Somut meselelerin çok önemli gözüktüğü bir yerde bu mesele Türkiye'nin kendi onurunun meselesidir, onurunun iade edilmesi meselesidir. Yoksa bırçok arkadaşın, yahut bazı vatandaşların haklarının iade edilmesi meselesi değildir. Onun için basındaki arkadaşlarımız lütfetsınler, bu işi Türkiye1 nin onurunun kurtarılması işine yardım etme olarak telakki etsinler" 1402'lik öğretim üyelerini banttan dinlerken içimden nelergeçmedı... Ulke ne duruma getırilmıştı. Her bınnın yetişmesı için ülkenin olanakları seferber edilmiş, öğretim üyeleri, öğretmenler, uzmanlar nasıl da işlerinden güçlerinden bir satır yazıyla atılıvermişlerdı. Kırk yıllık yabancılara bile güler yüz gösteren insanımızla aydınlarımız arasında kurulmakta olan köprüler nasıl da dinamitlenmişti... 1402'likler sorununa artık kamuoyu sahıp çıkmaktadır. Hükümet yasa tasarısını bu nedenle hazırlamak zorunda kalmıştır. Tasarı sorunu çözemiyor, sadece üstünü örtüyor. Suçsuzlara karşı vur abalıya polıtikası izliyor. Tasarının TBMM'de düzeltilerek çıkarılması iktidann da muhalefetin de boynunun borcudur. Erdal İnönü, başından ben 1402'likler sorununu aüım adım dikkatle izledı. Bu aşamada dıkkatleri daha da yoğunlaştırmak. sorunu temelden, örnek bir biçimde çözmek gerekiyor. Bu ülkemizin olduğu kadar aydınımızın da onuru, sorunı. SHP'li Fikri Sağlar, TBMM'ye soru önergesi verdi Eirdeırfin telefonunu Ozal mı dinletti? dir? Bir Başbakan olarak Başbakan Yardımcısı'nın dahi telefoıılarının dinlenilmesine müsaade edebilmisseniz haberleşme özgürlüğü ve kişi onuru. saygınlığı ile ilgili düşünceleriniz, bir başbakanda olması gereken demokrasi anlayışıyla ne derece bagdaşabilir?" hallerde hâkim tarafından kanuna uygun olarak verilmiş bir karar olmadıkça bu gizliliğe dokunulamaz.' 1971 ve 73 değişikliklerinde çeşitli hürriyetler bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kanunun yelkili kıldığı merciin mahkemenin yerine geçebileceği. karar verebileceği yolundaki çeşitli değişikliklere rağmen bu maddeye dokunulmamıştır. Fakat 1982 Anayasası'nda 2. maddede gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kanunun yetkili kıldığı merciin hâkimin >eriqe geçerek karar verebileceği yani telefon dinlenmesi yolunda bir hukum getirilmişlir. 22. maddenin (2.) son fıkrasında resmi kuruluşlar \e\a müesseseler hakkında kanun ile haberleşme hürriyeti bakımından istisna öngürülebilir." ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Kemal Horzum'un, devletin ust duzey yöneticileriyle yaplığı telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve bunların Hürriyet'te yayımlanması MİT'in görev ve yetkileri konusundaki tartışmayı sürdürüyor. SHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar, Başbakan Turgut Özal'a bir soru önergesi yönelterek, "Kaya Erdem'in telefonlanDYP Genel Başkanı Sülevman nın MİT tarafından dinlenmesi Demirel de SHP'nin Horzum ola emrini siz mi verdiniz?" diye soryı ile ilgili önergesinin öne alınma du ve Özal'ı Abdülhamid'e bensı ya da TBMM'de özel gundemle zetti. görüşülmesi konusunda bir öneSağlar, TBMM Başkanlığı'na ri gelirse destekleyeceklerini soy verdiği soru onergesinde, Kaya Erledi. Demirel, konuya ilişkin dem'in istifa gerekçesinde Başbaolarak şöyle dedi: kan ile göruş ayrılığına düştükle"Yann (bugunl sadece şu yapılabüir; özel bir giindem yapılır, bu konuşulur. Bunu önerge sahipleri Başkanlık Divaru'na tekiif edebilirler. Ederlerse. biz bunu deslekleriz. Yann olması da şart değil. Özel giindem çarşarnba da perşembe de olabilir veya bu önerge 38. olarak gündeme girer, sonra önde olan önergeyle yer değiştirilebilir. Böyle bir önerge verilirse de deslekleriz. Eğer ANAP reddederse, o ayn meseledir " Ünal Erkan rini söylediğini hatırlattı ve "Başbakan Turgut Özal'ın ciddiyetle bağdaşmayan hareketleri demokrasimiz ve halkımız için onarılamayacak lehlikelerin başlangıcı olarak görünmektedir. Ülkemizde son zamanlarda bakanların dahi bazı güçler tarafından takip edildiği, kuşkulu kişiler haline getirildiği basında yer almaktadır" dedi. Sağlar. soru onergesinde daha sonra özal'ın şu soruları yanıtlamasını istedi: "Güvenlik giiçleri, MtT. vataııdaşlann lelefon konuşmalarını dinleme yetkisine sahip midir? Kemal Horzum'un telefonlarının dinlenmesi için MİT, Basbakanlık'tan gerekli izni almış mıdır? Bu dinleme işlemi bilginiz dahilinde midir? Bilginiz dahilinde ise (lakibe) alınan bu kişinin Afyon'daki Hortaş tesislcrinin açılışına ne1 den katıldınız? Kemal Horzum un telefonlarıyla ilgili kayıllarda Kaya Erdem ile ilgili konuşmalar yer almakta mıdır? Kaya Erdem'in (yakın zamanda) özel ve görev yaptığı telefonlan MİT tarafından dinlemeye alınmış mıdır? Alınmış ise bu emri siz mi verdiniz? İktidarınızda bugiine kadar güvenlik giiçleri kaç kişinin telefonunu dinlemeye, hangi yetkiyie, kimlerin emriyle almışlır? Şu anda kaç kişinin daha telefonu dinlenmekte ANAP grup yönetimi önergeyi görüşmedi Demirel, Devlet Bakanı Yusuf Özal'uı "Horzum önergesinin görüşiilemeyeceği" şeklindeki açıklamasının anımsaiılması uzerine de "Mahkemesi sürmeyle onun bir alakâsı \ok ki. Kesinlikle bu çeşit sutrelerin arkasına girmeye gerek yok" dedi. ANAP Meclis Gr.up Yönetim Kurulu'nun öğleden sonraki toplantısında Horzum ile ilgili önergenin ele alınmadığı öğrenildi. ANAP grup yöneticileri, Başbakan Turgut Özal'ın bu sabah ANAP grubunda yapacağı konuşmada bu konuya değineceğini, grupıan sonra yapılacak olan grup yönetim kurulu toplantısında ele alınabileceğini belirttiler. Edirne Valisi (eski İstanbul ve Ankara Emniyet Mudurü) L'nal Erkan'ın Horzum olayıyla ilgili olarak MtT'çe dinlenen telefon konuşmalarında adının geçraesi uzerine Cnrnhuriyet muhabirinc "Ne söyleyeyim. telefonla biri, biriyle konuşmuş. Benim yasalar dışında hiçbir davranışım olmadı. Yasalaria ve şerefirrüe, haysiyetimle görev yaptım" dedi. • "Hayatı boyunca torpille, tavassutla hiç iş yapmadıgım" belirten Erkan, şunları söyledi: "Ben 30 sene kademe kademe Hüsnü Doğan görev yaptım. Bu goreve geldim. Tarım Orman ve Koyişleri BaYaptığım hizmetlerden rahatsızlık duyanların hakkımızda istifham kanı Hüsnü Doğan, Kemal Horyaratmak isteyenlerin çabaları zum'un Hortaş Maden ve Maden boştur. sonuca gitmez. Çamur al Ürünleri AŞ'ye verilen teşvik belmak da en azından ayıptır." Erkan, "Konuşmalarımn MİT CUNEYT ARCAYUREK kayıtlarında açıklandığı" yolundaki soruya, "Beni enterese etmez. Şimdi orada bir imaj yaratılmak isteniyor. Nerden çıkanldı şöyle ANKARA "Oyunun bozulolacağı, böyle olacağı? Ben kimseye bir şey mi söylemişim? Beni ması ve olayın aydınlanmasına polemiğe sokına zamanı değil. Bir yardımcı olmak" için Kaya Erbenim memuriyel geçmişime ba dem. SHP'nin araştırma önergekın bir de bu rahatsızlıgı yaratmak sine destek veriyor. isteyenlere bakın." Oyun nasıl bozulacak, olayın gesınin ımzasını taşıması konusunda "O tarihle orlada ne ola>, ne de problem vardı" dedi. Doğan tarafından yapılan yazılı açıklamada şu goruşlere yer verildi: "1980 yılı başından, ayrılış tarihim olan 1983 yılı mayısına kadar Yabancı Sermaye Dairesi'nin Başkanlığı'nı yaptım. Bu sure zarfında çok sayıda izin ve teşvik belgesi imzaladım. Bu belgelerden biri de 'Hortaş Maden \e Maden Ürünleri AŞ'ye verilmıştir. Belgenin tanzim ve imza tarihi 22 Şubat 1983'tur. O tarihle ortada ne 'olay' ne de herhangi bir problem vardır. Belgenin o günku şartlar altında imzalanması gayet tabiidir, nitekim bahis konusu şahıs ve şirketler ile ilgili sorunlar 1985 yılından itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. Ben 9 Mayıs 1983 larihinde Yabancı Sermaye Başkanlığfndan ayrılarak politikaya atıldıın. 13 Aralık 1983 larihinden bu >ana Tarım Orman ve Köyişleri Bakanıyım. 6 yıla yakın bir stiredir teşvik sistemi ile ilgim voktur." Kaya Erdem eşyalarını toplattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanlığı ve Başakan Yardımcılığı görev inden geçen hafta istifa eden ANAP tzmir Milletvekili Kaya Erdem, bakanlık odasındaki eşyalannı toplattı. Kaya Erdem, gazetecilerin görüşme ısteklerine cav ve çikolata ikranı ederek "hayır" dedi. Erdem'i dun eski Ziraat Bankası Genel Mudürü ve TBMM Plan \e Butçc Komisyonu Başkanı Kemal Akkaya ile Eximbank'tan adlarını soylemeyen iki kişi ziyaret etti. yazıyor Düğmeye Basar vereceğini söyleyen Mustafa Taşar'ı. Fikri Sağlar aramış. 'önergeye bir imza atıvermesıni" ıstemiş. Taşar, bu noktada "bir gece düşünme payı" istemiş. Erdem ise lojmanda gazete okuyor, görüşmek istediklerı ile telefonda buluşuyor, gazeteci dedın mi "no comment!" Destek verdiğine göre önergeye bir imza atar diye Sağlar, Erdem'in peşinde. Herhalde bu arada Erdem'in telefonlan harıl harıl dinleniyor. "Günün birinde lazım olur" diye. Sağlar da bir soru önergesi vererek, "telefon dinleme"yi Özal'ın huzuruna getiriyor. Anayasa açık. Öyleyse telefon dinlemelere kim ruhsat veriyor? Ya da "dinleme" için Başbakandan izin alınıyor mu, alınmıyor mu? Sorulmalı ve yanıtlanmalı elbet: Sayın Başbakan, telefonlann dinlendığinden bilginiz var mı? Dinlensin diye yetki verdiniz mi? Ahmet Karaevli, anayasayı duyumsatarak, "kimsenin yetki vermeye yetkisi" olmadığından dem vuradursun, işlem şakır şakır sürüyor. "Yahu, bu ışin yasal dayanağı nedir" diye soran yok. Demirel, uzun süre başbakanlık yapmış. Ona "dınlemelen" sorduk. "Casusluk yapan ya da yaptığından kuşkulanılan kışileri bana sorarak dinlerler" demişti. Mehmet Eymür, açıktan "telefon dinlendiğinı" söylediğine göre, "bir yerden, bir önemli yetkiliden izni alındığı" anlamı çıkıyor. Liderin karlı Bursa yollarından Ankaraya dönüşü beklenirken. SHP Grup Başkanvekili Hikmet Çetin, Mecliste çalışıyor. Özal, gelin hesaplaşalım diyerek sıyasal kabadayılıklarından biı ıni sergilemezse, ne yapılacak, onu araştırıyor. SHP, ilk adımda ANAP yöneticileri ile ılişki kuracak. "Üç partınin ortak kararı" ile önergenin gündemde ılk sıraya alınmasına iktidar var mı, yok mu? Onu saptayacak. Bir ışık gorürse SHP Meclis Danışma Meclisi'nı toplantıya çağıracak. "Ozel gündem" gerçekleşecek. Bu ve benzeri girışımı başlatabılmek için önergenin bugün Mecliste okunarak "resmiyet" kazanması gerekiyor. ANAP Grup Başkanlarından Ahmet Karaevli de aynı kanıda. "Resmiyet kazanma'dan söz ediyor. Olmadı, ANAP yan çizdi. Son çare, gündemin içini boşaltmak. 36 adet SHP ve DYP araştırma, gensoru önergesini çekip Erdem olayını birinci sıraya getirmek. Tabii bu yolda da türlü pürüzler var. Önerge verenterin imzalannı geri almaları gerekiyor. Zamana yatıyor işleyiş. SHP'den başka yorumlar duyuluyor. Bırakalım ANAP reddetsin önergeyi. Her gün lider çıksın Mecliste yarayı daha açsın, Meclis dışında SHP'liler topyekün veryansın etsinler. Ne var ki o zaman adama sormazlar mı? Hem üzüm yemek hem de bağcıyı dövmeyi içeren bu politika belirince asıl amacın oyun bozmak, olayı aydınlatmak olmadığı kanıtlanmaz mı? Önergenin akıbeti ortada. Bu haftaki gelişmelerı beklemek gerekiyor. Özal da çaresiz. elinde iki ucu "şey"lı değnek. Araştırmayı kabul etse, öyle pislikler çıkabilir ki. Etmese yeni öyle suçlamalar dökülebilir ki. Zaten devfetlunun kıymeti harbiyesi bugün üçüncü sırada. Karaborsa döviz fiyatına koşut, artık yükselmiyor. Bir de yerel seçim fırtınası. Ne yapabilir? Düğmeye basar, buyruğundaki "gizli bilgi" satıcılannı harekete geçırır. Semra Hanım da işareti verdi. "Herhalde gerisinde bir şeyler vardır (Erdem'in) kardeşınin durumu yakında ortaya çıkar" dediğinı konuta yakın olanlar yazıyor. İyi gidiyor, iyı. Kopacağı yere kadar. Prof. Aksoy Türk Hukuku Kurumu Başkanı Prof.Dr. Muammer Aksoy. telefonlann dinlenmesi konusunda Cumhuriyet'e şu değerlendirrneyi yaptı: "1961 Anayasası'nın 17. maddesinin 2 ve 3. fıkrasında aynen şöyle diyor: 2. fıkra: 'Haberleşmenin gizliliği esastır.' 3. fıkra: 'Kanunun gösterdiği Yılmaz'ın imalı yanıtlan yorumlara yol açtı PARİS/ANKARA (Cumhuriyel) Kimyasal Silahları Yasaklama Konferansı için Paris'te bulunan Dışişleri Bakan: Mesut Y'ılmaz, iş politikaya ilişkin söylentilerle ilgili olarak "Şu anda Dışişleri Bakanıyım, onun için de tamamen dış politikayla ilgiliyim, Türkiye'ye döniince bakarız, ne olur" dedi. Bakanın imalı sözlerinin TRT'nin haber bültenlerinde de yer alması, Ankara'da çeşitli yorumlara yol açtı. TRT'nin haberciliğinden kaynaklanan bu telaş, resmi çevrelerin Mesut Yılmaz'ın istifa edeceğine yönelik haberlerin aslı olmadığını söylemeleriyle geç vakitlerde yatışıı. Yugoslavya Dışişleri Bakanı ile göruşmesinden sonra Yılmaz, Türk gazetecilerinin iç politika gelişmelerine ilişkin sorularına muhatap oldu. Bakan, bu konularla Türkiye'ye donunce ilgileneceğini ifade etti. Bakanla gazeteciler arasında kısa görüşme aynen şoyle: Türkiye'deki iç politik gelişmelerle ilgili nc düşünıiyorsunuz? YILMA2 Takip edemiyorum. Ben şimdi tamamen dış gelişmelere bakıyorum. O zaman biz iletelim de gazetelerde ya/ılanlara istinadcn. Kabinede birtakım değişiklikler, Dışişleri'ndcn ayrılacağınız şeklinde birtakım söylentiler var. Bu konuda söyleyecek bir şeyiniz var mı? YILMAZHayır, şu anda Dışişleri Bakanıyım. Onun için de tamamen dış politikayla ilgiliyim. Türkiye've dönünce bakarız ne olur?' u anda Dışişleri Bakanıyım" leriyle karşılık verdi. "Tabii Dışişleri Bakanı olarak gideceksiniz?" şeklindeki bir imaya ise "Dış gezi programları kişisel olarak yapılmaz" karşılığı verdi. Bu tür sorulardan adeta gizli bir zevk aldığı izlenimi veren bakan daha sonra. gülerek "Siz beni zorla Mesut Yılmaz, Israil Dışişleri attıracaksınız" sozlerinı sarf etBakanı ile yaptığı görüşme çıkı ti... şında, bir kez daha soru \ağmuruna tutuldu. Bakan, bu tur söylentileri yalanlamamakla beraber Yorumlar gülerek çeşitli anlamlara gelebileTRT'nin saat 19.00 radyo hacek yanıtlar vermeyi tercih etti. Yılmaz, "Ankara'da olup da iç berleri ve 20.00 TV haberlerinde, politikanın içinde olmamak mum Mesul Yılmaz'ın Paris'teki temaskiin değil. Ama biz burada dış po ları anlatıhrken "Yılmaz, gazetelitikayla ilgiliyiz. Oraya gidince cilerin Türkiye'de Dışişleri Baöğreniriz. Şu anda söyledikleriniz kanlığı'ndan aynlacağı yolunüa söylentiler bulunduğunu belirtmele kafa yormayalım" dedi. leri üzerine. 'Şu anda Dışişleri BaGorevden a>.ılacağı soylentisi kanıyım ve tamamen dış politika hakkında bakan, "Bunlar siyasi ile ilgileniyorıım. Bu konuvla yerlerdir. Değişiklik ihtimalini Türkiye'ye dönunce ilgileniriz' dikkate rlmak lazımdır. Beş sene dedi" biçiminde bir cunıle kullanden beri hangi haleti ruhive için ması, siyasi çevreleri olduğu kadeysem şimdi de oyleyim. Siyasi dar, diplomaıik çevreleri de çeşitli yerler her zaman bu ihtimale yorumlara yol açtı. Bakanın gaaçıktır" } eklmde konuştu. Bir ga zetecilerle yaptığı konuşınanın, zetede başbakanın dış siyasetle il önü \e arkası anlatılmadan bu sogili sözlerinden rahatsız olup ol runun yayımlanması, "Acaba kamadığı sorusunu ise Yılmaz, "Ra binede birşevler mi?" oluyor sohalsızlık duyacak bir şey yok" rusunıı akla getirdi. Bu telaşlı orşeklinde yanıtladı. Neden toplantı tam, daha sonra TR T'nin habersona ermeden Türkiye'ye dondu ciliğinden kavnaklandığı anlasılğu sorusunu ise Bakan, " 4 gun dığından. gulünısenıcylc karşısonra Viyana'ya gidecegim" soz landı. aydınlanmasına kimler yardım edecek? Tek bilinmeyenli denklem mübarek. Bir iktidar grubunda geçerli kurallar işlese. Meclis Özal'ın keyfine göre hareket etmeyip gerçek görevinı yerine yetirebilse. oyunun nasıl bozulacağı, olayın nasıl aydınlanacağını içeren kaygılar bir anda giderilecek. Muhalefet kanadında durum fşağı yukarı belli. Ya iktidar tarafı? Özalın ne yapacağı, neye karar vereceğini dün öğle saatlerine değin tek bir Allah'ın kulu bilmiyor, yetkililer dut yemiş bülbül gibi susuyordu. Özalın öğle üzerı topladığı ANAP Başkanlık Dıvanı bir umuttu. Olur a. devletlu pazar günü Semra Hanım. oğlumuz Ahmet. Zeynep ve de gençlığin sesı diyerek küçük oğlu Efe ile danışmalar yapmış, Erdem olayını "meşru zeminlerde konuşmaya" ya karar vermiş ya da yerel seçım komplosunu bozmayı kafasına koymuş olabilirdi. Oysa, Özal sağlam ayaklar üstüne bastığına inanıyorsa, Erdem sorununu Mecliste çözmeye yanaşır. Muhalefetin ve Erdem'in "bir atımlık barutu" tüketmesıne olanak sağlar, konunun ağızlara sakız olmasını önleyebılır Ama grup yöneticileri konuttan bir işarete 'muntazır." Ne çağrılmışlar konuta ne de Özal1 ın kulis prenslerinden kulaklanna bir şey fısıldanmış. Bekleşiyorlar. Önların da bir umudu var. Bugün ANAP grubu toplanır, Başbakan teşrif eder, sonra ikincı kattaki bir odada halvet olunur, "direktif alırlar ' Özal, "adlıyeye intikal eden konuyu" Mecliste ele almanın sakıncalarım yınelerse. yandı gitti keten helvam Grup yöneticilerınin, kaşıya kaşıya yaraya dönüşen olayın Mecliste görüşulmesinı isteyen ANAP mılletvekillerinin Özal önunde ellerı göbek hizasında kavuşur, boyunlar bükuk. Örneğın grup kararı alınsa bıle SHP önergesine olumlu oy &ASETİ ÇHCÎt DOSTLAR MUHABBETİ Abuzer Karakoç AliEkberEren Hasret Güitekin • Hüseyin Aydtn BtTMEYEN TÜRKÜLER ® Merhum Hocamız Abdullah Papur'u Aratmayacak öğrencisi • HASANH. GOKBULUT Kaybettim PapurumuYatamıyorum Adlı Kaseti, Akbulut Kasetçilik TÜRKİYE'DEKİ TÜNI 1 M Ç 6 BlokNo 6516 PLAK VE KASETÇİLERDE. Tel "513 32 65 EZ6İNİN GİJNLİJĞC GFNFl DAGlTIM. MAJÖR PLAhÇILIK T t l : 512 58 32 cos* "HALAY» 1 «M.tac^ V MUZKUBET1M J , ASM MÜ2İK ÜRETİM PA2ARLAMA LTD. ŞTİ |M ç 6 . B l o k 6610 U n k a p a n t l s U n b u l T e l : 520 73 68 • 5 1 3 71 43
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle