19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER 13 AĞUSTOS 1988 DevYol savunmasındaiv Darbeler ABD'nin işi 'Üniversitelere yobaz dolduruldu' Ortak savunmada, "Amerika'nın geri kalmış ülkelere yaptığı askeri yardımlar, bu ülkelerin ordularına sızmak ve istedikleri ortam ve sonuçlan yaratmakta bir araç olarak kullanılmaktadır" denildi. rilla birimi oluşturulduğu ve kontrgerillalar yoluyla Amerikan karşıtı gosterilerin basıldığı göruşüne yer verildi. Ana DevYol davasının dünku duruşmasım çok sayıda yabancı gözlemci de izledi. Bu sırada tutuklu ve tutuksuz sanıkların arasına er dizilerek, sanıklann birbirleriyle Uişkisinin kesildiği görüldü. Verilen aralarda erler, oturduklan sıralann üzerine çıkarak sanık" lann bölraesiyle dinleyiciler arasında etten bir duvar oluşturdular. Sanıklann salona girmesi ve verilen aralarda , salondan çıkışlarda izleyiciler alkışlarla tempo tuttular. Ortak savunmayı okumaya devam eden Oğuzhan Müftüoğlu, belere başvurduğunu dile getirerek, "Amerika'nın geri kalmış ülkelere yaplığı askeri yardımlar, bu ülkelerin ordulanna sızmak ve istedikleri ortam ve sonuçlan yaratmakta bir araç olarak kullanılmaktadır" denildi. Savunmada, Turkiye Başbakanı'nın haberi olmadan Amerika tarafından Özel Harp Dairesi içinde bir kontrgeşunları söyledi: "Amerikan yardımlan için daima Türkiye'nin ABD tarafından belirlenen ekonomipolitikalan uygulaması zorunlu tutulmuştur. Bunun sonucjnda. altyapı alanındaki seçimler, ülkenin somut koşullanna ve çıkarlanna uygun olmayan ve Türkiye'nin ağırlığını arttıran bir özellik taşımıştır. Bilimsel gelişme engellenmiştir. Bu alanda görev yapan TÜBtTAK'ın sınırlı çalışmalan bile son zamanlarda gerici kadrolar buraya doldurularak sabote edilmiştir. Üniversitelerin özerkliği yok edilmiş, biıtün egitim kunımlannda, çağdaş bilimsel düşünceye taban tabana zıt bir egitim ve kültür politikası geliştirilmiştir. Özgür düşünceli, araşüncı ve yaraOcı olmayan, korkan, köle ruhlu, ülke sorunlanyla ilgilenmeyen, kafası Türklslam sentezi gibi safsatalarla doldurulmuş bir gençlik yetiştirilmeye yönelinmiştir. Lniversitelerimizdeki pek çok değerli bilim adamı görevlerinden atılmış, onlann yerine, okullann, kürsülerin başına, Türklslam sentezci, geri kafaiı yobazlar doldunılmuştnr." Davanın 1 numaralı sanığı Oğuzhan Müftüoğlu 'nun okuduğu savunmada, Türkiye'de kontrgerilla teşkilatının faaliyet gösterdiği, zamamn başbakanı Ecevit'in de bunu çok sonradan öğrendiği öne sürüldü. ANKARA (Cumburiyet Bürosu) Ana DevYol davasınırı düııkü duruşmasında, sanıklar ortak savunmalannı okumaya devam ettiler. Davanın 1 numaralı sanığı Oguzhan Müftüoğlu tarafından okunan savunmada, ABD'nin, geri kalmış ülkelerdeki yönetimler kendi çıkarlarına uygun düşmediği anda, bu ülkelerde askeri dar Topcufın Yunanlı konuğu ANKARA (AA) Adalet Bakanı Mehmet Topaç, Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Dimitris Makris'i dün makammdp kabul ederek bir süre görüştü. Makris, görüşmede Türkiye ile Yunanistan arasında hükümlü mübadelesi, kaçakçılık, sıntr tecavüzü ve adli yardım konulannda işbirliği önerisinde bulundu. Adalet Bakanı Topaç, bunun üzerine şunları söyledi "Bu, Içişleri Bakanlığı ile müştereken görüşülebilecek bir konudur. Bu konuları görüşmek üzere oluşturulan teknik ekipler, zaten çalışmatarmı sürdürmektedir. Ancak, bu konuları biz karşdıklı olarak her yönüyle görüsmeye hazırız." Pazar olarak kalacak Türkiye 7 sanık 34'er yıl hapse çarptırıldı ANKARA (AA) Kınkkate de Makine Kimya Endüstrisi Kurumu imal atölyesinde 13 Ağustos 1986 tarihinde meydana gelen ve 7 kişinin ölümüne, 24 kişinin yaralanmasına neden olan patlamayla ilgili dava sonuçlandı. Ankara DGM'de görülen davada 7 sanık 34'er yıl 2'şer ay, bir sanık da 30 yıl hapis cezasına malıkum edildi. Sanıklar Necip Ersoy, Nevzat Akynrt, Erol Canbolat, Ferit Kazan, Muammer Yalçıntaş, Muzaffer Aydoğdu, Veli Burhan ve Yaşar Çanka DGM'ye sıkı güvenlik önlemleri altında getirildiler. Duruşmada, son sözleri sorulan sanıklar, olayla bir ilişkileri bulunmadığını, suçsuz olduklarını söylediler. Sanıklar, "işkence ile suçu kabul ettikleriıu' öne sürduler. Sanık avukatlan da önceki savunmalannı tekrar ettiklerini belirterek TBMM'de kabul edilen "Birlesmis Milleller İşkence Sözleşmesi'nin 15. maddesinin bu dava için dikkate alınmasım" istediler. Mahkeme heyeti bir saatlik aradan sonra karannı açıkladı. Kararda, sanıklardan Necip Ersoy, Nevzat Akyurt, Erol Canbolat ve Ferit Kazan'ın, diğer sanıklar Muammer Yalçıntaş. Muzaffer Aydoğdu, Veli Burhan ve Yaşar Çanka'yı sabotaja azmettirdikleri bildirilerek, 30'ar yıl ağır hapis cezasına çarptınldığı belirtildi. Mahkeme heyeti, sanıklar Muammer Yalçıntaş, Muzaffer Aydoğdu, Yaşar Çanka ve Veli Burhan'ın azmettirme sonucu diğer sanıklarla birlikte hareket ederek MKE imal fabrikası içersindeki TNTleri patlatıp, 7 kişinin ölümüne, 24 kişinin yaralanmasına sebep olduklarının anlaşıldığını kaydetti. Mahkeme, bu sanıklan da 30'ar yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırdı. Mahkeme heyeti aynca, sanıklann cezalan süresince kanuni kısıtlılık hali altında bulundurulmalannı kararlastırdı. Kararda, sanıklardan Nevzat Akyurt, Erol Canbolat, Ferit Kazan, Muammer Yalçıntaş, Muzaffer Aydoğdu, Yaşar Çanka ve Ali Burhan'ın TKPB isimli yasa dışı örgut mensubu oldukları gerekçesiyle de aynca 4'er yıl 2'şer ay ağır hapis cezasına çarptınldıklan bildirildi. Karar, mahkeme başkanı Hakim Albay Mehmet Bostancı'nın muhalefetine karşılık, diğer üyelerin oy çokluğuyla ahndı. KIRIKKALE DAVASINDA KARAR Amerin Kararda, davanın başlangıcında sanık olarak yer alan Adnan Musa Süleyman Amerin'in, Viyana Sozleşmesi hükmüne göre yargılanamayacağı ifade edilerek evrakm saınğın ülkesinde yargılanması için Adalet Bakanlığı'na gönderilmesi kararlastırdı. Kararın okunmasından sonra sanıklar, "Başkanın muhalefetine karsı bu karar alındı. Adalet istiyortız", "Adalet doğnı tecelli etmedi" şeklinde bağırdılar. Bu arada, duruşma salonu ve DGM binası dışında bulunan sanıklann yakınlan da sonucu slogan atarak protesto ettiler. Polisin müdahaîesi sonucu, sanık yakınlan çevreden uzaklaştılar. Ardalı göreve başladı Emniyet Genel Müdürü Çakmakoğlu ile birlikte önce Vali Bayar'ı ziyaret eden İstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı görevi Ünal Erkan'dan teslim aldı. Ardalı'nın ilk emri, "Benim haberim olmadan bir nokta nöbeti bile değiştirilmeyecek" oldu. Istanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı, dün dUzenlenen torenden sonra resmen görevine başladı. Edirne'ye vali olarak atanan Ünal Erkan'dan görevi devralan Ardalı, "Ayinesi isu'r kişinin" ilkesiyle çalışacağını söyledi. Emniyet Genel Müdürü Sabahattin Çakmakoğlu ile birlikte önce tstanbul Vaiisi Cahit Bayar'ı ziyaret eden Ardalı, Emniyet Müdürlüğü binasımn onünde polis bandosu ve çevik kuvvetin tören kıtası tarafından karşılandı. Daha sonra duzenlenen törende veda konuşması yapan Ünal Erkan, vatandaşın mal, can ve naınusunun daha güvenlikli bir ortama getirildiğini söyledi. Dort yıl birlikte çalıştığı arkadaşlanna da seslenen Erkan, "Sizler bana tevdi edilen görevi en iyi şekilde yapabilmem için bütün gücünüzü orlaya koydunuz" dedi. Ünal Erkan, konuşmasını bitirdikten sonra Istanbul Emniyet Müdürlüğü flamasını öpüp başına koydu ve Hamdi Ardalı'ya teslim etti. Flamayı teslim alan Ardalı da konuşmasında polislik mesleğine Istanbul'da polis memuru olarak başladığını, komiser muavini iken kentten ayrıldığım, şimdi ikinci kez tstanbullulara hizmet vermeye geldiğini söyledi. Ardalı, henüz göreve başladığından söylenecek fazla bir şeyi olmadığını belirterek "tşe başladıktan sonra ayinesi iştir kişinin misali çalışacağız" diye konuştu. Görev devir teslim töreni sırasında Emniyet Genel Müdüru Sabahattin Çakmakoğlu da kürsuye geldi ve Istanbul polisinin önemini anlattı. Çakmakoğlu şunları söyledi: railyon. İstanbul'un nüfusu kadar. Dort bin, dört bin beş yüz kilometre karelik bir alanda bu nüfus. tstanbul'da polislik görevi yapanlann ayn bir önemi vardır." Törendeki konuşmasında tstanbul Vaiisi Cahit Bayar'ın da Oğuzhan Müftüoğlu, Türkiyei nin pazar olarak kalması için yoğun çaba harcandığım da dile getirerek şu görüşleri savundu: "Emperyalizmin istediği, bir yandan Türkiye'yi sömürebileceği bir pazar olarak elinde tutarken, diğer yandan Avrupa'nın gıda amban olarak kullanmaktır. Bunun için Türkiye'nin bir tanm iilkesi olarak kalması öngöriiimüştür. Dış borçlar, bir ülkenin ekonomik bagımlıhğının en önemli göstergeJerinden biridir. IMPye borçlu ülkeler adına, o ülkenin bütün ekonomisini ve bazen siyasetini de denetleyen çağdaş bir duyunu umumiyedir. Türkiye'de hangi parti iktidarda olursa olsun, uygulanan ekonomi politikalan daima ABD tarafından, IMF, Dün>a Bankası, OECD gibi orgütler vasıtasıyla emperyalist güçler tarafından belirlenmiştir. Bu nedenle, Türkiye'de yürutülen ekonomi politikalan, Türkiye'nin gelişmesine ve sanayileşmesine yönelik degil, empery'alist sömuriinün sürdüriilmesi doğrultusundaki poliDEVİR TESÜM Istanbul Emnıyet Müdürü Hamdı Aröalı dun duzenlenen torenden sonra görevıne başladı Tören tikalar olmuştur. Emperyalistlerin sırasında Edırne Valıliğı'ne atanan Ûnal Erkan, Emniyet Müdürtüğü flamasını Hamdı Ardalıya teslım etti. egemenliği altındaki geri kalmış ülkelerde, büyük çoğunlukla demokrasinin gelişmediği gönılür." Yusuf Özal Isviçre'ye gitti ANKARA (AA) Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt özal, Türkiye ile Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması arasındaki ilişkiler konusunda görüşmeler yapmak üzere dün öğleden sonra Cenevre'ye gitti. Özal, Cenevre'de, dünya ticaretinin serbestleştirilmesi amacıyla yapılmakta olan ve Uruguay toplantıları olarak adlandırılan görüşmelerde bugüne kadar olan gelişmeler hakkında GATT'taki Türk delegasyonu ile bilgi alış verişinde bulunulacağını bildirdi. Bir kitap toplatıldı ISTANBUL (ANKA) "Sosyalizm ve Parlamenter . Demokrasi" adlı kitap "Komünizm propagandası suçunu oluşturacak mahiyette bölümler içerdiği" iddiasıyla, tstanbul DGM tarafından toplattınldı. îletişim Yayınlan Genel Müdürü Nihat Tuna, Goffhodgson'un yazdığı kitabın l'inci baskısının 1983 yılında tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından toplattınldığım hatırlattı. Tuna, "Kitaplar davanın sonucu beklenmeden imha edilmişti. Dava daha sonra beraatle sonuclanmıstı" dedi. "Gaskonyuk Thomas" öldü tZMlR (AA) "Gaskonyalı Thomas" adıyla özellikle tstanbul'da ün yapan taverna sanatçısı Thomas Tsinga (68) geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. Alınan bilgiye göre Çeşme PTT Kampı'nda dün denize giren Thomas Tsinga, burada kalp krizi geçirdi Thomas Tsinga, kıyıya çıkarılamadan hayatını kaybetti. Son olarak Çeşme'deki bir otelde çaiışan sanatçı önceki gün de bir kalp rahatsızlığı geçirmişti Istanbul polisinin önemine değinmesinden sonra Emniyet Müdürlüğü makam odasına gidilerek müdürlük koltuğu Erkan tarafından Ardalı'ya devredildi. Ardalı'nın müdür olmasmdan sonraki ilk emri, Emniyet Müdür Yardımcısı tsmail Taşkafa'ya, "Bedim haberim olmadan bir nokta nöbeti bile değiştirilmeyecek" biçiminde oldu. Yeni Emniyet Müdürü Ardalı'nın tören sırasında sakin, otoriter davranışlan dikkati çekerken Ünal Erkan'ın duygulandığı ve bir ara gözyaşlannı tutamadığı görüldü. Kontrgerilla faaliyetleri ^^ ÇANAKKALE CEZAEVt Tek tip giymeyen 190 kişiye kınama cezası ÇANAKKALE (Cumburiyet) Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde tek tip elbise giymek istemeyen 190 hükümlüye kınama cezası verildi. Tek tip elbise giyilmesi konusunda Adalet Bakanhğı'nın genelgesi üzerine Cezaevi Müdürü Behzat Demir tarafından uygulanmak istenen tek tip elbise giyme zoruululuğuna karşı çıkan hükümlüler adına bir açıklama yapan koğuş temsilcileri, idarenin ceza uygulamasına karşı çıkarak, cezaevleri üzerinde oynanmak istenen oyunlan boşa çıkarmak için kamuoyunu dayanışmaya çağırdıklarını açıkladılar. Yapılan ortak açıklamada şöyle denildi: "Tek tip elbise giymediğimiz gerekçesiyle, yoneticiler infaz yakmaya başladılar. Çanakkale Cezaevi'ne yeni atanan mudür Demir, koğuş terasilcilerini çagınp, 'Tek tip elbise giymezseniz, 3 günde bir disiplin cezası uygulayacağım ve infazlannızı yakacağız' diyerek ceza uygulamalanna başlamıştır. Adalet Bakanı, basına, tek tip elbisenin kaldınlacağına ilişkin demeçler verirken, cezaevlerine 'Tek tip elbiseler giyilsin' diye genelgeler gönderiliyor." Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde hükümlülerin tek tip elbise giyrnemeleri sonucu 175 kişiye verilen mektup cezasının kaldınlmasından sonra, toplam 190 kişiye kınama cezası verildi. Cezaevinde yalnızca 13 siyasi hükümlünün tek tip elbise giydiği öğrenildi. Hükümlü yakınlan da cezaevi yönetiminin katı uygulamalar içine girdiğini ve görüş sürelerinde kısaltmalar yapılmak istendiğini belirterek dışarıdan diyet yiyecek getirilmesinin yasaklanmasından yakındılar. PORTRE / HAMDt ARDAU Otoriter tavırlı müdür Kırklareli'nde emniyet müdürü olarak çaüştı. Görevine 1969 yılında Burdur Emniyet Müdürlüğü ile devam eden Hamdi Ardalı, 1976 yüında Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. Bu görevi sırasında, oglu Atilla Ardairnın Tekirdağ'daki ülkücü hareketin içinde yer almasının Hamdi Ardalı'yı da oldukça rahatsız ettiğj biliniyor. Tekirdağ'dan sonra 1978 yılında Merkez Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Ardalı, 1979 yıhnda Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne, 1984 yılında Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na getirildi. tstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Ardalı daha sonra Tunceli Valiliği'ne atandı ve Merkez Valiliği rütbesiyle tstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. Hamdi Ardalı, 1983 mUletvekili seçimlerinde Kırklareli'nden Anavatan Partisî'nin milietvekili adayı olarak girdı. ancak seçilemedi. 1987 seçimlerinde yine adaylık girişiminde bulundu, ancak sonradan vaz geçti. Türkiye'de Amerika tarafından finanse edilen bir kontrgerilla teşkilatının 12 Eylül öncesinde faaliyet gösterdiğine dikkat cekilen ortak savunmada, donemin Başbakanı Bülent Ecevit'in de kontrgerilladan çok sonra haberdar olduğu öne sürüldü. Savunmada şöyle denildi: "Emperyalist sömürii sistemi içindeki geri kalmış ülkelerdeki bağımsızlık hareketlerini ve emperyalist sömüriiyü yok etmeye yönelik her tüıiü uyaruşı bastırmak amacıyla kontrgerilla kuramı geliştirilmiştir. Amerikan ordusunda hazırlanan kontrgerilla broşurleri, aynen Turkçeye çevrilerek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde basünlarak dağıtılmış, buna dayanarak ders notlan hazırianmıştır. Elbette tüm bunlara karşıri isyan etmemek elde değildir. Elbette bütun bunlara karşı 'Hayır, bizim ordumuz Amerikan vergi yükümlülerinin yatırımlannın onlara çok ucuza mal olan bekçileri değildir' diye isyan edecek insanlar çıkacaktır. Ama ne yazık ki, 'velinimetimiz' olarak gösterilen Amerikalılann bizi nasü gördügü, ülkemizi yönetenlerin bizi ne duruma getirdiği ortadadır. Ve bizim, hayatımız pahasına gördüğümüz ve öğrendiğimiz gerçekler çok acıdır, emperyalizme bağımlılık ilişkilerine, Türkire'deki siyasi kargasalıklara, askeri darbelere ve faşizme kaynaklık etmek de demokrasinin gelişrnesinin onündeki en büyük engeti oluşturmaktadır." Avukatlar da BM sözleşmesinin oybirliği ile TBMM'de kabul edildiğini, Resmi Gazete'de yayımlanarak ytirürlüğe girdiğini kaydederek bu sözleşmenin uygulanması gerektiğini bildirdiler. Sanık avukatlannın bu istemleri doğrultusunda mütalaası sorulan Sava Ahmet Mutlu, sözleşmenin, sözleşmeyi onaylayan 20 ülkenin bildirmesinden 30 gün sonra yürürlüğe gireceğini kaydederek bu nedenle Türkiye'de henüz yürürlükte olmadığinı söyledi. Mahkeme heyeti, ilgili sözleşmenin incelenmesi ve bu konuda bir karara varılabilmesi için duruşmayı başka bir tarihe bıraktı. tstanbul Haber Servisi Devlet Bakanı Mehmet Yazar, dil kurslanna katılan tüm gazetecilerin, çeşitli zaman dilimleri içinde yurtdışına gönderileceğini söyledL Mehmeı Yazar, dün tstanbul'da basın mensuplarının yabancı dil eğitimi gördükleri TürkAmerikan ÛniversitelUer Derneği'ni ziyaret etti. Burada basm mensuplarının yabancı dil eğitimine büyük önem verdiklerini anlatan Yazar, bu kurslarm Türkiye'deki ekonomik, demokratik ve sosyal yasamın gereği olarak düzenlendiğini söyledi. Devlet Bakanı Yazar, daha sonra basın mensuplarıyla sohbet etti ve bir sınıfa girerek ders izledi. Yazar, yurtdışına lisan eğitimi için 130'a yakm basın mensubunun başvuruda bulunduğunu belirterek Ankara ve tstanbul'da açılan dil kurslanna devam eden adayların belirli zaman dilimleri içerisinde yurtdışına gönderileceğini anlattı. Yazar'ın verdiği bilgiye göre kursiyerlerden 50'si ilk etapta ABD'ye gönderilecek. Mehmet Yazar'ın ziyareti Sanko TekstiVde ynngm GAZİANTEP (Cumhuriyet) Kendi alanında Ortadoğu'nun ve Balkanlar'm en büyuk fabrikası olan Sanko'da dün yangın çıktı. Vali Husnu Tuğlu'nun verdiği bilgiye göre 4 bin işçinin çalıştığı fabrikada elektrik kontağından çıkan yangın kısa sürede buyudü, yangma kısa sürede müdahale eden itfaiye alevlenn diğer depolara sıçramasmı önledi. Yangında 850 ton işlenmiş pamuğun yandtğı ve zararın 2 milyar lira olduğu belirtildi. Sanı Konukoğlu'na aiı fabrikanın yönetim kurulu üyesı Abdulkadir Konukoğlu, depoda yangın sırasında bin ton civarmda işlenmiş pamuğun bulunduğunu, zararın 2 milyar lira olduğunu belirtti, "en buyük tesellimiz can kaybı olmamastdır" dedi. Eskişehir'de yasaklar Önder Baloğlu'nun haberine göre, Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nde 1 ağustostan itibaren 293 tutuklu ve hükümlünün tek tip elbise giymediği, bunlara yalnızca 50 kişinin katılmadığı bildirildi. Cezaevi yetkililerinin tek tip elbise giymemekte direnen tutuklu ve hükümlüler için göruş ve havalandırma sürelerini kısalttıkları, radyo ve teyplerini topladıklan, aynca cezaevleri arası mektuplaşmalannı yasakladıkları öne surüldü. Eskişehir özel Tip Cezaevi'ne, son bir ay içinde, Diyarbakır ve Erzincan'dan çok sayıda tutuklu ve hükümlü getirildi. Bu hükümlüler arasında 26.5 yıîa mahkum ve 3 ayrı davası devam eden Di"Türkiye'nin nüfusu 55 milyarbakır eski Beledıye Başkanı yon. Bir büyük coğrafi bölge olan Mehdi Zana da bulunuyor. Doğu Anadolu'nun nüfusu altı İstanbul'un Beykoz ilçesinde 1928 yüında doğan Hamdi Ardalı, polis örgütu içinde ANAP'lılığı ve otoriter tavrıyla tanınıyor. Polislik mesleğine 1951 yılında tstanbul'da polis memuru olarak başlayan Ardalı, 1955 yılında Polis Enstitüsü'nü bitirdi. Komiser yardımcısı iken Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydolan Ardalı, 19581959 öğretim yılında fakülteden mezun oldu. Ankara ve Kars'ta komiser yardımcılığı yaptı. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Kırklareli'nde başkomiser olarak çaiışan Ardalı 1968 yıimda Emniyet Genel Müdürlüğü'nde şube müdürü, aynı yıl Kaçak 4 Türk EDİRNE (AA) Çeşitli tarihlerde Bulgaristan'a kaçan 4 Türk iade edildi. Bulgaristan'm Smlingrad şehrinden trenle Bulgar görevliler eşliğinde Kapıkule Gar Gümrüğü'ne gönderilen Alkan Yorulmaz (25), Osman Boyalar (34) ve Paşa Aytekm'in (19), polis tarafından sorgulamalarının yapılması için gözaltına alındıkları bildirildi. Trafik can ahyor Haber Merkezi Trafik can almaya devam ediyor. Kazalarda dün de 7 kişi öldü, 12 kişi yaralandı. ölenlerin Feridun Küçük (32), Abdullah Gereksen, Rıza Bozkur, Ahmet Dik (34), Nihat Gümüş (34) ile Hamide Dede (30) ve Kenan Sünnetçioğlu (37) olduğu öğrenildi. Firmaların hakedişlerinin ödenmemesi, şantiyelerde çaiışan işçilere de yansımış. Ata Inşaat, işin yüzde 62'sini tamamladığı için, yakında işçi çıkarmaya başlayacak. Akpınar fırmasındaki huzursuzluk ise kendini, ücretlerin gecikmeli ödenmesi biçiminde gösteriyor. UFUK TEKİN ŞANLIURFA Muhalefet panileri SHP ile DYP'nin "ulusal proje" olduğunda ısrar ettikleri, iktidar partisi ANAP'ın ise daha çok "kendine maletmeye çalıştığı" GAP'la ilgili tartışmalar, yoreye yapılacak geziler öncesi güncellik kazanırken, projenin en önemli iki ayağı olan Atatürk Barajı ile Urfa Tünelleri'ndeki sorunlar da bir kez daha günışığına çıkıyor. 23 ağustosta bölgeye gidecek Başbakan Özal'ı baraj ve tünel müteahhitlerirıe olan 125 milyarlık borç, tünellerdeki gecikrae ve huzursuz işçiler bekliyor. Başbakanı bekleyen bir başka sorun da yoreye kendisinden önce gidecek SHP yoneticilerinin anlatacağı "GAP'ın sevimT * BtTMElJ YA BİTMEÜ Baraıdan alacağı suyu Harran'a akıtarak anlam siz yüzü." kazanacak GAP'ın belki de en başta gelen sorunu, her bin 26 km'yi aşan 1983 yılında, o yılın değerleriyuzunhAtaki Urfa Tünelleri. (Fotoğraf: Cumhuriyet) le 102 milyara ihale edilen GAP' GAP müteahhidi tahvile de razı ın candaman Atatürk Barajı'na günde 1 milyar lira harcanıyor. Yapımcı Ata tnşaat'ın Şantiye Genel Müdürü Erdoğan Bayındır, ilk keşifte gösterilen işin parasal olarak yüzde 70'ini tamamladıkiarını ve çalışmalann "ödenıtıeyen hakedişlere karşın" aralıksız sürdüğünu belirtti. Günde 1 milyar lira harcanan ve yüzde 20'lik keşif artışı gözönüne alındığında bile işin yandan fazlasını tamanılayan baraj muteahrriti Ata İnşaat'ın temel sorunu, "Devletten olan 100 milyarlık hakedişini alamaması." Ba>indır, firmamn butün olumsuzluklara karşın şantiyeye para akışını aralıksız sürdurebildiğini vurgulayarak şunları anlatıyor: "Ayda 30 milyarlık iş yapıyoruz. Ödenmeyen hakediş tutarımız 100 milyar civarmda. Bu alacağa rağmen firma nasıl para gonderiyor; kendi öz eücüvle mi. kredi alarak mı, orasım biiemem, ama 100 milyar lira en az 33,5 aylık bir iş demektir. Eğer devlet borcunu nakit ödeyerek tasfiye edemiyorsa, bono veya tahvil vererek bu işi çözebilir. Atatürk Barajı'nda işin parasızlık yüzünden durmasını kimse göze alamaz. İşin 15 gün için dahi durması büyük tahribat, buyuk masraf demektir. Bu göze alınamayacağına göre, devletin borcunu ödeme yolunu bulacağını ürait ediyoruz." Barajdan alacağı suyu Harran Ovası'na akıtarak anlam kazanacak GAP'ın belki de en başta gelen sorunu, her bin 26 kilometreyi aşan uzunluktaki Urfa Tünelleri. 1981 fiyatlarıyla 27 milyar liraya ihale edilen 2 tunelin de barajın yapımından once tamamlanması şart. AksiTıalde barajda 1992 yılından itibaren tutulacak su, giriş ağzından başlayarak tünelleri basacak, çalışmalan engelleyebilecek. Akpınar firmasımn tuneller proje müdürü Gökalp Tekelioğlu, gecikmeyi kesin bir dille doğrulamaktan kaçınmıyor. "İşin özelliği gereği gecikme olacakür" diyen Tekelioğlu'nun bu konudaki görüşleri sövle: "İş programına göre, tünellerin 1991 martında bitmesi gerekiyor. Ancak bunun olanaksızhğı, işi yaparken ortaya çıktı. Çünkü bizim çalışma hızımız belli. Yaptığımız hız ortada; günde 2530 metre kazanabiliyoruz. Nadiren 40 metre gittiğimiz de oluyor, ama bu istisna. Ayrıca, ödenek neyse, ona göre iş yapabiliyoruz, firma olarak biz vazifemizin idraki içindeyiz." İşçiler huzursuz Firmalann hakedişlerinin ödenmemesi, şantiyelerde çaiışan işçilere de yansımış. Geçmiş dönemlerde işçisine rahat rahat avans verebilen Ata İnşaat, son dönemlerde avans taleplerini geri çevirmek zorunda kalıyor. Ata tnşaat'ın, işin yüzde 62'sini tamamlamış olmasının bir doğal sonucu da bundan sonra işçi sayısında yapacağı azaltma. Çoğu yöre illerden geler 7 bin baraj çalışanının büyük bölümünün önümüzdeki aylardan itibaren işine son verilecek olması, önemli bir huzursuzluk kaynağı. Akpınar firmasındaki huzursuzluk ise kendisini ücretlerin gecikmeli ödenmesi biçiminde gösteriyor. Milletvekillerin protestosu ANKARA (AA) SHP Ankara MUletvekili tbrahim Tez, Rıza Yılmaz ile tçel Milietvekili tstemihan Talay, Keçiören Belediyesi'nin pazarcılardan depozito istemesini protesto etmek amacıyla dün Kalaba pazartna yürüdüler. Pazar yerinde tezgâh açan az sayıdaki pazarcı esnafı SHP'lilere Belediye Başkanı Melih Gökçek'i şikâyet ettiler. Pazarcılar kendi adamlannı yerleştirmek için Gökçek'in pazar yerlerini boşaltma gayreti içinde olduğunu iddia ettiler. Yürüyüşe katılan Ankara MUletvekili Rıza Yılmaz, Keçiören Belediyesi'nin pazarcılar üzerinde terör estirdiğini kaydederek "Belediyenin pazarcılardan istediği haraç, sonunda halkın sırtına yüklenecek" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle