19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10AĞUSJOS 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 MUZIK HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ BAKALIM DURllMUMUZ 4N O1M4M4K içiN POMUZ V4£V\/E4%> NA G e & L Beni hiç tanımıyorlar Geçen hafta Devlet Sanatçısı unvanıyla ödüllendirilen ünlü sopranomuz Leyla Gencer yine de kırgın. Bu kırgmlığın nedeni ise Kültür ve Turizm Bakanhğı'nın Milano büyükelçiliğimizden Gencer'in hâlâ Türk vatandaşı olup olmadığım soruşturması. Gencer, "35 yıldır dünyayı bayrak gibi 'Türk sanatçısıyım' diyerek dolaştım" diyor. Bakanlıkça Türk olup olmadığı soruşturulan Devlet Sanatçısı Leyla Gencer: İ KoyuNLUKTAN A OUZGUH BiR YoLU MU f KÎM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK &iriaktıv bl/gckdekn' ., . . ç/fyorlar~ Sankı l/arrtiş, gibi • • efendtm ıntoatn doğayla rfanrıuormus ftj2ja ı/ıskılırv frpp bozuyormvş. /tk/k, tnson buyokdekn nltdtyasıyorum ffii l Paâal çerre lar l»r' 4?<r vkslkJtk ie hıc rahatsn ANNA TURAY Leyla Gencer uluslararası duzeyde ün kazanmış bir Turk opera sanatçısı. 1958 yıkndan bu yana "prima donna". Milano La Scala Operası'nda solistlik, Munih, Viyana Devlet operalan, SanFrancısco, Roma ve Venedik operalan, Londra Albert Hall, New York Carnegie Hall salonlannda konserler, çeşitli uluslararası festivaller, plaklar ve ödüller... Gencer'in 38 yülık sahne yaşamıru birbinnden değerli 35 odul suslüyordu. Son olarak geçen yıl Floransa'da 5 ödul bırden verilmiş, hemen ardından Milano kentinin kultür yaşamına yaptığı katkılardan dolayı bu kentin altın madalyasıyla onurlandırılmıştı. ttalya. ABD, hatta Polonya pek çok İcez ödullendirmişti Leyla Gencer'i. Ancak kendi ulkesinden, Türkiye'den bir kez bile ödül almamıştı bugune kadar. Nihayet geçen hafta ülkesinin ilk odulune kavuştu Gencer. "Devlet Sanatçısı" unvanını ve odulünu Cutnhurbaşkanı Kenan Evren'in elinden aldı. Bu yuzden 36.sı en değerlisiydi Leyla Gencer'e göre. "Kendi memleketimden aldığım için beni en çok sevindiren. en kıjmetlisi bu oldu. Hem 38 senelik çahşma hayahmın bir degerlendirmesi oldu sanVi" diyordu. ÜLKESİNDEN ALDIĞI İLK ÖDÜL ıey<a Gencer'ın 38 yıllık sahne yasammda bırçak yabancı üılkeden aldığı birbinnden değerli 35 ödül var Ancak ünlü opera sanatçımız, kendı ulkesinden ılk ödülü gecen hafta aldı Kultur ve Turizm Bakanı Tınaz Tıtız'ın de katıldığı ödül törenınde Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Gencer'e Devlet Sanatçısı unvanını verdı (Fotograf Lale Fıloğlu) turk Kültur Merkezi'nde resitaller verdi, Leyla Gencer artık temsillere çıkmadığını, ıleriye yonelik tasarılannı pek fazla çeşitlendirmediğini söylüyor: "38 sene sahnelerde olmak ne demek biliyor musunnz? Hele böyle muazzam zor, yıpraücı bir meslekte! Şimdi artık dinlenmek istiyorum". Boyle söylüyor, ama aslında kendisinin bile buna pek inandığını sanmıyoıuz. 5 yıldır Milano'da "Aslico" adını taşıyan bir kurumun yöneticiliğini yapıyor Gencer. 40 yıllık bir geçmişi olan ve iki yıl sureli bir opera kursu niteliğini taşıyan Aslico'nun hem teknik hem sanat yönetmeni. Yaklaşık 15 kışılik öğrencı grubuna bir yandan kelime kelime opera öğretiyor, bir yandan yardımcılarıyla birlikte, yıl sonunda öğrenciler tarafından sergilenen operaların idari sorumluluğunu taşıyor. Sanatçı Türkiye'de de böylesi çalışmalar gerçekleştirebileceğinı, ancak bunun için önce maddi olanaklar sağlanmasının, sonra da "teklif" gelmesinin gerektiğıni belırtiyor, Aslico'nun yılda 1 milyan bulan harcamalarının yarısını devletin karşıladığım, yarısını ıse "sponsor"lann sağladığını ekliyor. Yaşamını Milano'da surdüren Leyla Gencer ödulunü almak için birkaç gunlüğüne tstanbul'daydı. "Devlet Sanatçılığı" unvanı ile ilgili duygulannı oğrenmek, ttalya'dakı çahşmalanndan söz etmek uzeTe, kaldığı otelde ziyaret ettiğimizde kendisini oldukça uzgun ve şaşkın bulmuştuk. Konserler için sık sık Turkive'je gelen Leyla Gencer buna karşın uzunca bir süredir istanbul'u gezmediğıni, bu kez fırsatını bulunca kısa bir Taksim gezisi yapmak istediğini söylüyordu. Taksim'in, Beyoğlu'nun, Tarlabaşı'nın halini gönince dehşet içinde kalmıştı. "Ne olmuş buralara bö>le?" diye soruyordu. "Nasıl yaparlar bunu?". Leyla Gencer'i geldikten sonra "şoke etmek" bir yana, gelmeden once de gücendirmiştık. Kültur ve Turizm BakanlığYran ödül vermeye karar verdiğinde Milano Buyukelçiliği'nden Gencer'in hâlâ Turkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup olmadığım soruşturması çok kırmıştı sanatçıyı. "Ben çift pasaport taşıyabilecekken bunu bile istemedim. 35 senedir bayrak gibi 'Türk sanatçısıyım' diyerek dolaştım dünyayı. Beni hiç tanımıyorlar" diyordu. Leyla Gencer artık dinlenmek istediğini söylüyordu, ama bir yandan da kendisinin daha çok 1800'lerde kaldığını, Donizetti, Bellini, Verdi gibi bestecilerde uzmanlaştığını, şimdiyse oğrencıleriyle birlikte daha yenilen modern bestecileri keşfettiğini itıraf ediyordu: "Dunya çok şeyler veriyor bize. Almak, sindinnek lazım. İnsan bövlece zenginleşiyor. Ufuklanmız geniş olmalı hep. Genişledikçe insan da olgunlaşıyor. 2000 yılına girerken külturumüzu de birlikte geliştirmek zorundayız. Bilgimiz >alnız ihtisas olmaraalı. Her konuda gelişmek lazım. Gençlerimizin, devlet adamlanmızın da gelişraesi lazım." arasmda îstanbul Şehir Korosu'nda solist olarak çalışmış, daha sonra Ankara Devlet Operası'nın sınavını kazanarak bu kuruluşta görev almaya başlamıştı. llk başrolü, Mascagni'nin "Cavalleria Rusticana" operasında oynadı. Eugen d'Albert'in "Tteflaod" operasının Türkiye'deki ilk sahnelenişinde "Martha" rolundeydi ve buyuk bir başarı kazanmıştı. 1952 yılında opera yaşamını ttalya'da sürdürmeye başlayan sanatçı kısa bir sttre sonra Milano La Scala Operası'nda solist olmuştu. Poulenc'in "Carmeiitelerin Diyaloglan" adlı operasının dunya prömiyerinde rol alması ıse 1957 yıhna rastlıyordu. Dünyanın belli başlı opera kuruluşlarındaki temsillerde rol alan ve uluslararası düzeyde ün kazanan Leyla Gencer zaman zaman Türkiye'deki temsillere de katıldı, tstanbul Festivali'nin konukları arasında Leyla Gencer tstanbul Beledi yer aldı, bazen Aya Irini'nin buye Konservatuvan'nda aldığı eği yüleyici atmosferinde, bazen Atatimin ardından 194649 yılları PİKNİK PtYALEMADRA SÖyLE GE2E/VİEZSİN. ( V BÎRAZ ÇEKİPİSZEH VEKMEüVİZ... HIZLI GAZETECİ NECDETŞEN TARTıfMA miYAO MEPBNSB. SİIie 9İÛSEK ÇIZGİLİ£iKÂMtLMASARACI ŞlMU İKİ DEVLET SANATÇIMIZ 28 VIL ÖNCE îstanbul Şehır Operası 19 Mart 1960 günu perdelerını "Tosca " operasıyla açarkensoprano Leyla Gencer de konuk sanatçı olarak sahneye çıkmıstı 'Tosca"yı sahneye koyan tse îstanbul Şehır Operasının kurucusu Aydın Gün'dü Istanbul'un ilk operası ıcın Italyadan gelen Gencer, provalar sırasında da Gün'ün en büyuk desteklerınden bın olmuştu Ikı sanatçı,yıiiar sonra aynı qün Deviet Sanatçısı unvanıyla ödüllendirilecek. & 68 kuşağııım aşınmaz simgesi Neil Young, 1960'lardan bu yaJVe;7 Young, 9 kişiden oluşan yeni topluluğu The na birçok değer ölçusunun değişBluenotes eşliğinde doldurduğu "This Note's for You" mesi için çaba gösteren bir kuşaalbümünde temeli blues, üst örgüleri hardbop, ğın dayanıklı simgelerinden. Bir gerilimli bir soul ve yüksek voltajlı bir rock olan, folk şarkıcısı olarak geldıği Nevv York'un Greenwıch Vıllage'ında kuru, madeni sesli bir türü deniyor. "Rock"ın Kanada kökenli sanatçısı Neil Young'dan yeni bir albüm AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA* GVRSES rH M *d?x£ > ıı YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM Kökleri 1960'ların toplumsal ve ruhsal değişim çabalanna uzanan Amerikan rock muziğmde, Kanada kokenli sanatçıları ötekilerden ayıran bazı belirgin ozellikler var. Kısa sureli akunlara karşı direnç, bireysellik, bilinçli bir araştırıcılık, ozgün bir yaratıcılık ve varoluşa sağlıklı, yer yer şiirsel, yer yer başkaldına bir bakış yeteneği bunların başhcaları. Amerikan rock muzığinin hiç değilse bir bölümünü ucuzluktan, gelip geçicilikten kurtaran bu olgu, buyuk olçude Kanada'nın külturel açıdan Avrupaya yakınlığım surdurmesinden kaynaklamyor. ABD'ye goç ettikten sonra "The Band" adlı efsanevi topluluğu kurarak 1968 ruhunun bıçımlenmesine katkıda bulunan ve uzun sure Bob Dylan'la çalışan Robbie Robertson; huzun dolu, durağan bir lirizmle kuşağının duygu dunyasının derinlerini tarayan Leonard Cohen; taklit edilemeyecek ozgunlukteki muziği ve metinleriyle tek başına bir burç gibi yukselen Joni Mitcbell, geçkin sayılacak yaşlarına karşın modern muzik içindeki varlıklarını ve burada kendilerine ayrılan köşeyi korumaktalar. Torontolu Neil Young da bu grubun içinde. Ancak "kabına sıgmayan" tavrı, onu yurttaşlarından bir parca ayırıyor. Muzikte önceden kestirilmesi güç arayışlara giren, süreklı olarak renk ve tur değiştıren, yeni geçitler açmaya çalışan Young, kimilerince "gerçek bir dâhi" olarak adlandırılırken, kimilerince "kim olduğunu ve ne istediğini bUmemekle" suçlanıyor. 20 yıllık bir muzık geçmişi ve bir o kadar albumden sonra durum yine aym. Daha doğrusu, her şey yine farklı. "This Note's for You" adlı yeni 33'lüğuyle Neil Young, önceki çalışmaları ile pek benzeşmeyen bir türü ve söyleyişi özumlemiş olarak çıkıyor karşımıza yine. 9 kişiden oluşan yeni topluluğu "The Bluenotes" eşliğinde doldurduğu "This Note's for You"da Young, temeli blues, ust örgüleri hardbop, gerilimli bir soul ve yuksek voltajh bir rock olan, kuru, madeni sesli bir türu deniyor. Stephen Stills ve Richie Furay'le tanışan Young, çok geçmeden Kalifornıya'ya taşındı ve 1%7'de ünlu "psychodelic" patlamaya beşiklık eden Batı yakasında Stills, Furay ve Bruce Palmer'la birlikte ünlu "Buffalo Springfield"ı kurarak adını duyurdu. Bu grup için yaptığı "Broken Arro»" ve "Mr. Soul" gibi besteler, zaman otesi guzellikleriyle olağanustu bir yeteneği müjdelıyordu. Young'ın 1969'daki ilk solo albumunu, bır diğeri, "Crazy Horse" adlı yeni grubuyla yaptığı "Everybody Knows This Is Nowhere" ızledı. Stîlls'le yeniden bir araya gelen Young, "ByrdY'ten David Crosbv ve "Hollies"ten Graham Nash'le birlikte rock tarihınin en onemli gruplarından CSNY'yi kurdu. CSNY'yi özgürlüğune engel olarak goren Young, 70'lerde yine solo çalışmalara yoneldı ve bır klasik olarak adlandırılan "Harvesf'la gucünu bir kez daha ortaya koydu. Bunu ızleyen albümler, gittikce elektriğe yönelen, sert bir sesi arayan bir Young'ın habercisı oldular. "Zuma">ı "American Stars'n Bars", "Rust Never Sleeps"ı "Hawks and Doves" gibi koşetaşları izledi. Ekleküzmi, araştıncıliğı ve ozgunlüğu ona Rolling Stone dergisi tarafından "70'lerin sanatçısı" unvanının verilmesine yol açacaktı. 1981'de yine ilgiyle karşılanan "Reactor"ı çıkaran Young, buııdan sonra kimilerince "kararsızlık ve karmaşa" diye adlandırılan bir donem yaşadı. Geffen plak şirketi ile sozleşme imzalayan Young. "Trans'Ma synthpop, "Everjbodv's Rocking"le rockabilly, "Old Ways"le country türlerini denedı, birbirinden çok farklı ele>tiriler aldı. Plak şırketiyle anlaşmazlık içinde olduğu, "Old Uays'in ticari fiyasko olması nedenıyle Geffen tarafından "kendisini temsil etmeyen sanat urunu vermek"ten mahkemeye verilince anlaşıldı. tlüyuk yankılar yaratan bu dava sonradan geri alındı, ama Young'ın ofkesini gıderici bir eıki yapır.adı. "Landing on VN'atcr" la yeniden rock'a donen Young. eski grubu "Crazy Horse"u yeniden bir araya getırerek "Life" ad* lı bır konser albumu çıkardı Bunun ardından da Geffen'den kopmayı başararak eski plak şirkctı Reprise'a dondu. Muzık yazarımız Filiz Ali yıllık iznını kultandığından, yazılarını bır sure yuyımlayamayacağız. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Aiustos 192i'*x dtnediii SaaHe 36 km kıza enşcn 194S'TE BU6ÜN,UZAY ÇAĞINI BAŞLATAMLARPAN, ÜNLÜ AAAEgJKALI MÜHeNDİS RO8ERT ve 56 metrt MircHINGS GODMRP, 63 yAÇlNOA ĞU>Ü.. yütstklışe. çıkan kH ROKETLERLE ÇOCUK YAŞTA ILJSİLEMİUEYE BAÇLAMIŞn. UZAY YOLCULUKLARI İÇİN TASAR/iAR GEUÇTlRÛI VE8ÜNLARI YAYIMLATTI. ROKETLERİ FlRlATMAPA SlV/ YAKIT tOJLLANILMASI GEREKTİĞINİ SCYLECHĞISIISAPA ISE YIL 19O9'DU!8IRAKT7ĞI BtlGlLER UZAY YOL CULUKLAR/NA TEMEL OLACAHTt. ANCAK, RO&ERT H. 6ODMRD'lN DENEYİ.EKI ONüAJ ZAMAMNDA PEK AZ K'MSE TARAP/NOAM DE6ERLENDİRİLDİ VE DESTEKLENDİ. ÇjJNKÛ YAÇADIĞI ZAMAM/N EN A2 VARtht yÛZYIL İLERlSlMDEYOl.. ROKETÇİÜĞİN ÖNCÛLER/NDEN 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 10 Ağustos 1938 ve malî itılâflar akdi hususu tetkik edilecektir. Başvekil Celâl Bayarın mukarrer Bükreş seyahati, Fransız Başvekilmin ziyaretinden evvel mı, sonra mı yapacağı birkaç gun zarfmda anlasılacaktır. 19381988 Türkiyeye aid bu miihım eseri mezkur gazetenin 9 ağustos tarihli nüshasımn ilâvesi olmakla beraber, daha evvel gönderilmiş olduğundan dunkıi posta ile gelmiştir. Kırk sahifeyi ihtiva eden inkılâbımmn ve Cumhuriyetimizin tngilizce yazılmış birer tarihçesi bulanan ve bu eserin mündericatı gayet kıymettar ve zengindir. M. Bone'nin Anhard)yn yapacağı ziyaret Birkaç gun evvel şehrimize gelmış ve Cumhur Reisi Atatürk tarafından kabul edilmiş olan Paris buyukelçimiz Suad Davaz bugün Ankaraya giderek Hariciye Vekıli Tevfık Ruştü Arasla göriıştükten sonra şehrimize dönecektir. Suad Davazm gelişı, yaz tatılı için olduğu kadar, gelecek ay memleketımizı ziyaret edecek olan Fransa Hariciye Nazırı M. Bone'nin gelmesile de alâkadardtr. • NEİL YOUNG VE BLUENOTES Neil Young'ın son albümünü birlikte gerçekleştırdığı The Bluenotes, 6 nefeslıyle beslenen bır topluluk Albümün hüzunlü bır trompet ya da tenor saksofonla beslenen kımı bestelerınde Young'ın ne denlı benzersız bır rock ozanı olduğu bır kez daha kanıtlanıyor Aldığımız malumata nazaran M. Bone eylulün yirminci günu refakatinde Fransa Hariciye Nezareti Şark işleri mudürile hususî kalem müdürü olduğu halde memleketimize gelecektir. Fransız Hariciye Nazırı Ankarada Uç gun kalacak. M. Bone'nin bu ziyareti esnasmda Turk Fransız Surıye dostluk muahedesi Taymis gazetesinin Türkiyeye kat T şektini alacak ve mahsus hazırladığını evvelce bilhassa ıki memleket haber vemdığimız hususî nüsha arasında, genis mikyasta tıcarî dün intışar elmıştir. Yeni Jdymisin Türkiyv hususî nüshası çıktı /* Cep NiKiTffsİERBEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle