27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ 1988' CUMHURİYET/13 Türkiye EDU dönem başkanı ANKARA (Curahuriyet Bürosu) ANAP'ın üye olduğu Avrupa Demokratik Partiler Birliğinin (EDU) dönem başkanhğı iki yıl için Türkiye'ye geçerken, Dışişleri Bakanı Mesul Yılmaz'ın başkan yardımcılığına getırilmesi benimsendi. ANAP Genel Başkan Yardımcılarından Alaattin Fıral, dün duzenlediği basın toplantısıııda Avrupa Demokratik Partiler Birliği'nin Helsinki'de düzenlenen toplantısmda, Yunanistan başta olmak üzere parti temsilcilerinin Başbakan Özal'a yapılan suikasti kmadıklarını belirterek, dönem başkan yardımcılığının Türkiye1 ye geçtiğini açıkladı. Prof. Fişek yeniden TTB Başkanı ANKARA (ANKA) Prof. Dr. Nusret Fişek, 3'uncü kez Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanlığı>görevine getirildi. TTB'nin 23 temmuz tarihlerinde Ankara'da yapılan 36'ncı genel kurulu sonrasında belirienen yönetim kurulu üyderi, görev bölümü yaptılar. Buna göre TTB Ikinci Başkanlığı'na Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Earmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kâzım Türker seçilirken, TTB Genel Sekreterliği görevine de Doç. Dr. Ragop Cam getirildi. Dr. İncilay Kılıç muhasib üyeliğe, Dr. Kiirşat Tokel veznedar üyeliğe gelirken, Dr. Ümit Kartoğlu ile Doç. Dr. Gürhan Fişek de merkez konseyinin diğer iki üyesi oldular. İspanya'da festival ispanya'nın Pamplona Festivali bu yıl çok görkemli başladı. Içki ve bofla koşulannın ön planda olduğu festvalin geleneksel açılış töreni İçin kent meydanına toplanan binlerce kişi dev boyuöardaki bir şampanya şişesini * elden ele dolaştınrten gönüllerince eğlendiler. (Fbtoğraf: Reuter) Spikerlerin giysileri Beymeıfden 1. ve 2. kanalında görevii 23 kadın ve erkeK spikerin giysileri Beymen'de hazırlandı. Spıkerler 4 temmuz pazartesınden bu yana yeni giysîlerfyie ekrana çıkıyor. Yeni yayın döneminde, ana haber büttenleri, hava raporu, haber dosyası ve spor haberterini sunan spikerlerin giysılerini hazıriayan Beymen'in Ankara mağazası müdiresi Betigul Selçuk, renk ve görünüm uzmanlannın her bir spiker için tek tek tarz ve doğal renk şablonlan çıkarmğını, buna göre saç ve makyaj önerilerirtde bulunduklannı belirtti. Eski ve ^ K ^ Giacobe "Jake" ta Motta ve şu andaki gençler hafif sıklet şampıyonu Brian Mitchell Güney Afrika'da yan yana geldiler. önümüzdeki günlerde 66 yaşını dolduracak olan eski şampiyon, genç meslektaşına Güney Afrikalı boksörlerin sorunlanna birlikte sahip çıkmayı önerdi (FotDğraf: AP) HABERLERİN DEVAMI Tiırizın ve Çevre (Baştarafi 1. Sayfada) şirketlerin ya da holdinglerin hemen hemen tümü turizm yatırıralanna girişmişlerdir. Güney Ege ve Batı Akdeniz kıyılanmız, kısa sürelerde dev tesislerin yapıldığı şantiyelerle dolmuştur. YıUardır turizm gelişmesinin hızlandınlması için ulaşım ve haberleşmenin yetersizliği, turizm yörelerinin altyapı eksiklikleri, egiülmiş insan gücünün bulunmayışı, ya da turizm değerlerimizin tanıtümayışı gibi konulara çözülmesi gereken önemli sorunlar olarak bakılırken, son bir iki yılda turizm gelişmesinin kendisini önemli bir sorun olarak görmeye başlayanların ve kurulan dev tesisleri kaygıyla izleyen sayısı artmaya baslamıştır. "Kıyüann betonlaştınlması" ya da Köyceğiz Dalyan kıyılanna yuva yapan deniz kaplumbağalan için ortaya çıkan kervancı çabalar giderek genelleşmiş, "kıyılann betonlaşünlmaması" ya da "eşsiz doğal güzellikleri olan insan eli henüz değmemiş yörelerimizin turizm getişmesioe feda edilmemesi" tartışmalarına dönüşmüştür. Bu aşamada yürurlüğe konan 5 Temmuz 1988 tarihli Bakanlar Kurulu karan ile, daha önce turizm alanı olarak belirienen bazı yörelerin "özel çevre koruma bölgeleri" olarak ilan edilmesi ve koruma altına alınması çok önemli ve çok olumlu bir gelişmedir. maktadır. llkin öncelikle turizmin geliştirilmesini görev edinen bir bakanlığa bağlı kişilerce hazırlanan turizm gelişim projeleri, psikolojik olarak yanlış bir hedefle başlamaktadır. Bu hedef, projelendirilen bölgeninturizm açısından kullandınlması ve bu kullanımın olabüdiğince ekonomik açıdan verimli olmasıdır. Dolayısıyla turizm gelişim projelerini yürüten ve bu projelerde görev alan lrişiler her ne ölçüde doğal çevrenin değerlerinin bilincinde olsa bile, plan kararlannda kullanma güdüsünün koruma güdüsüne egemen olduğu sanılmaktadır. Turizm bölgesi olmaya aday, ancak mevcut ekosistemi duyarh bir alanı uzun bir süre inceleyen, ilgili bakanlığa baglı çalışan bir grubun sonuçta yöreye kitle turizminin sokulmaması, doğal değerlerin aynen korunarak ekonomik verimliliği çok daha uzun döneme yayılan "nitelikle turizmin" (başka deyişle "ynmuşak turizmin") kullanımına sunulmasının önerilebileceği beklenmemektedir. Kaldı ki, turizm gelişim projelerini bugüne dek hazırlayan grupları oluşturan kişilerin uzmanlık alanlanna bakıldığında, incelenen yörenin ekosisteminin özelliklerinin profesyonelce ortaya çıkanlabümesi, turizm kullaıumlanyla etkilenmesi, söz konusu olabilecek özelliklerin incelenebilmesi zaten olası gözükmemektedir. tztuzu yöresindeki turizm planlaması sırasında denizkaplumbağalarımn hiç dikkati çekmemesi bu nedenledir. Duyarb ekosistemi olan bölgelerde, endüstriyd yatırun projeleri gibi turizm gelişim projelerinin de çevresel etki değerlendirmesi süzgecinden geçirilmesi doğanın, kısa dönemde kazanılacak üç beş kuruş için yok edilmemesi için birinci koşuldur. Unutulmamalıdır ki, kısa dönemdeki üç beş kuruş için yok edilen doğa uzun dönemde, vermiş olduğu üç beş kuruşluk krediyi çok yüksek faizlerle, yüzlerce katlanmış biçimde geri istemektedir. (kullanım) güdüsüyle yanlışlıklann yapıldığı bir başka çalışma Fethiye Dalaman Kıyı Kesimi Nazım tmar Planı'dır. Bu çalışma sonucunda Göcek Körfezi'nin, benzeri bulunmayan güzellikteki koylanna ve adalanna yatak kapasiteleri 7002250 arasuıda değişen (dokuz ayrı yerde toplam 11.354 yatak kapasitesi), tatil köyleri serpiştirilmiştir. Bu yerlerin hemen hepsinde proje öncesinde yeterli altyapı bulunmamaktadır. Dolayısıyla pek çok yere yol, elektrik, su, haberleşme, kanalizasyon ve antma tesislerinin yapılması gerektiginden; bu projenin ekonomik verimliliği bile kuşkuludur. Açılan geniş yollar, yapılaşma ve kirlenme sonucunda kaybolacak doğal degerleri acaba kaç dolar karşılar? Bu tür yerleri ülkemize bugün için yalmzca güneş, deniz, gelişmemişh'ğin ortaya çıkardığı otantik çekicilik, ucuz yiyecek içecek ya da salt moda olduğu için gelen "kitle tnrizmi" bireylerine harcamak ne büyük cömertliktir? Tüm Göcek koylan ve adalanndaki yatak kapasitesini, Marmaris ve Fethiye'ye onar tane büyük otel yaparak da sağlamak olasıdır. Bu oteller hemen deniz kenannda değil de ikinci sırada olsalar bile, ülkemize yönelmiş olan turizm dalgasıyla izleyen beş on yıl içinde dolup taşacaklardır. Turizm merkezlerine yapılacak bu tür yoğun tesisler hem daha az altyapı gereksinimi nedeniyle daha verimli olacak hem de eşsiz doğal güzelliklerimizin bulunduğu kıyıdaki köşedeki koylarımızın, adalarımızın ziyan edilmemesini doğal durumlanyla sonraki kuşaklara aktanlmasını sağlayacaktır. Korumaya 3 tepki Haber Merkezi Bakanlar Kurulu'nun Dalyan, Fethiye ve Gökova körfezlerinin bazı bölümleri için aldığı "özel çevre koruma alanı" karan tartışmalara neden oldu. Kararın ardından Uç ana tepki grubu oluştu. Buna göre birinci grubu, hükümetin karannı kayıtsız şartsız destekle>'en ve olumlu bulanlar oluşturuyor. tkinci grup, karan olumlu bulmakla birlikte daha geliştirilmesi ve koruma alanlannın genişletilmesi gerektiği kanısında olanlardan; üçüncü grup ise karan "aldatmaca" ya da "yetersiz" karşılayanlardan oluşuyor. Bu arada kararla birlikte inşaat çalışmalannı durdurmak durumunda olan Yazıcı Turizm Şirketi yetkilisi Hayri Yazıcı, "Karan şaşkınlıkla kaışıladık" dedi. Yazıcı, "Başlamış olan yatanmlann tümüyle durdurulacağına inanmak istemiyoruz" diye konuştu. Dalyan Iztuzu'nda oıel inşaatı süren Kavala Grubu adına da Osman Kavala, "Bir koruma staliisünün ortaya çıkması, bu yerlere hiçbir yatınm yapılmayiıcağı anlamına gelmez" dedi. Ankara büromuzdan Tuncay Özkan'ın haberine göre Çevre Genel Müdürü Muzaffer Evirgen, Bakanlar Kurulu'nun Gökova, Dalyan \e Fethiye için aldığı kararla ilgili olarak, "Betonlaşma, bu kararla önlenebilecek" dedi. Akdeniz Haftası çevre etkinlikleri kapsamında dün Dalyan'da incelemelerde bulunan Evirgen, Bakanlar Kurulu karan ile özel bolgelerin koruma altına alınmasının, Turkiye'deki çevre koruma çalısmalarında çok önemli bir aşama olduğunu belirtti. Denizkaplumbağalarımn yaşadığı Dalyan lztuzu'nda incelemelerde bulunan Evirgen, "Bölgenin gelecek kuşaklara aktanlması, ulastınlması bu karar ile miimkıin olabilecek" dedi. Bakanlar Kurulu kararının, Gökova, Dalyan ve Fethiye'de kültürel ve turizm açısından tukenmez bir cazibenin temel kaynağı olduğunu söyleyen Evirgen, "Bugüne kadar kontrol edileme>en betonlaşma, kamu arazilerinin >anlış kullanımlan sonucu ortaj'a çıkan olumsuzluklar, bu kararla önlenebilecek. Karar a>nı zamanda AT'ye aday olan Tiirkiye'nin göstermiş olduğu büyük bir medeni jesttir" dedi. Çevre Genel Müdurlüğü yetkilileri, ozel çevre koruma bolgesi kararnamesinin amaçlarını şöyle sıraladılar: " Koruma ve kullanımın diizenlenmesinde kıyı, deniz, kara kaynaklannın korunması ve ka>bolmuş olan loplulukların tekrar kazanılması, Kıyı ve deniz kirlenmesinin çevresel etki içinde ele alınarak gerçek bir kullanım yapısının sağlanması, Bütün tarihi, biyolojik, arkeolojik, estetik, kültürel değerlerin ve özelliği olan alanlann kullanılması, Önemli biyolojik toplulukların ökosisteminin en tipik özelliklerini içeren tabii kaynakların korunması!' Akdeniz Haftası çevre etkinliklerine katılan TBMM Çevre Komisyonu uyeleri de Bakanlar Kurulu karannı yerinde bulduklarını söylediler. Cumhuriyet Ege Bürosu'ndan Hakan Kara ve Asuman Abaaoglu'nun haberine göre, Bakanlar Kurulu'nun karanna ilk tepki Mimarlar Odası'ndan geldi. Kararla ilgili olarak açıklamada bulunan Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası 2. Başkanı Oktay Ekinci, karann önemli eksiklikler taşıdığını vurguladı. Kararla, Gökova için zaten var olan yasağın yinelendiğini belirten Ekinci, "Karar bolgedeki tüm bitki ve canlılar için yaşamsal lehlikeler yaratmaya hazırlanan Gökova Termik Santralı'nı kapsamına almamaktadır" diyerek şunları söyledi: "Bu bölge, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklan Yüksek Kurulu'nun karanyla 1. Derece Doğal StT alanı olarak belirlenmişti. Körfezin her iki kıyısında denizden itibaren 500 metrelik kuşağa kesin yapı yasağı getirilmişti. Bu yasağa uygun duşmeven iki önemli tesisten biri Gökova Santralı, diğeri ise Devlet Planlama Teşkilatının Antik Sedir Adası karşısındaki Taşbükü koyu nda büyük bir alana inşa edilen kongre ve dinlenme tesisleridir." TMMOB tnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Güney Özcebe de, karan ileriye dönuk bir adıra olarak değerlendirirken, koruma bolgelerinin mutlaka yaygınlaştırılması, hatta tum sahUlerin koruma altına alınması gerektiğini savundu. Ekinci ve Özcebe, koruma altına alınmış alanlarda yapımı duşünülen projelerin yeniden incelenmesinde hangi kriterlerin göz önünde bulundurulacağı konusunun açıklık kazanmadığına dikkat çektiler ve daha önce verilen yatınm izinlerinin iptal edilmediğini sadece incelemeye alınacağını belirttiler. Bu arada turizmciler de koruma alanlann yaygınlaştınlması ve tüm kıyı yörelerinde yatınm izni verme yetkisinin belediyelerden alınması gerektiği görüşünü savundular. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Ferit Epikmen, "Karan destekliyonız. Ancak Tiırkiye'de daha korumaya muhtaç pek çok ycr var. Örneğin Kapadokya'da. Pamukkale'de acil onlemlerin alınması gerekiyor. Bütün kıyı kesimi aynı şekilde koruma altına alınmalıdır" diye konuştu. Ege Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı Ergun Göksan ve Akdeniz Turistik Otel İşletmecileri Derneği yöneticisi TVırgay Alp de Türkiye*nin kıyı şeridinde hızla koruma altına alınması gereken başka alanlann bulunduğuna dikkat çektiler. UĞUR MUMCU GÖZLEM Kavala ve Yazıcı Bakanlar Kurulu karanyla yatırımı askıya alınacak olan tesisler arasında Kavala Grubu'nun Dalyan Iztuzu'ndaki oteliyle, Ibrahim Yazıcı'nın Fethiye Katrancı Koyu'na yaptırmakta olduğu turistik otel de bulunuyor. Bakanlar Kurulu karanyla ilgili olarak kendilerine henüz resmi bir yazı gelmediğini bu nedenle de Katrancı Koyu'ndaki inşaatı sürdürdüklerini açıklayan şirket yetkilisi Hayri Yazıcı, "Karar yatınmcı kuruluslar arasında şaşkınlık yarattı" dedi. Başlamış olan yatınmlann bu kararla durdurulmaması gerektiğini belirten Yazıcı, "Henüz ne gibi bir uygulama yapılacağı kesinlik kazanmış değil. Ne yapılacak anlamış değiliz. Bunca yatınm ve harcanan bunca para .var. Bilemiyonız. Aynca bu bölge için bize daha önce izin veriimişti" diye konuştu. Kavala Grubu adına konuşan Osman Kavala ise, Bakanlar Kurulu kararının, koruma altına'alınan bölgelerde hiç yatırım yapılmayacağı anlamına gelmediğini söyledi. Kavala, "Türk turizmi açısından önemli ve güzel" olarak nitelediği kararla ilgili olarak şunları söyledi: "Şimdi bölgelerin özelliklerine göre projelerin konumlan tespit edilmeli, şekillenmelidir. Bu bölgelerde çevre kirliliğini, ekolojiyi göz önıine alan kriterler mutlaka gerekiyordu. Şimdi yapılması gereken şey hiç zaman yitirmeden yeni planlan hazırlamak. Bunun için ve belli kriterlerin ortaya konulması için sanıvonız yabana uzmanlardan da yararlanılır. Bizim için tek sorun hız. Türkiye gibi yatırımların yoğun olduğu bir ülkede, projeler, burokratik gecikmeler nedeniyle muallakta kalmamalıdır." Yanhşhklar neler? Ülkemizdeki turizm gelişmesinin, önceden hazırlanan planlara uygun olarak gerçekleştirilmesi ilkesi 1%0'ın son yıllannda benimsenmiştir. Güney Antalya, Köyceğiz, Side ve Fethiye Dalaman kıyı bolgeleri için turizm gelişme projeleri yaptınlnuştır. Bu projeler uzunca süreli kapsamü çalışmalar sonucu ve genel olarak doğanın korunmasmdan yana kişilerce haztrlanmıştır. Ancak turizm projelerinin hem hazırlanış, hem de uygulama aşamalarında doğal çevrenin korunmasını olanaksız kılan yanlışlıklar bulun IZMİrVden HİKMET ÇETİNKAYA (Baştarafi 1. Sayfada) lik N te tartışmanın başjadığı gün, Başbakan Turgut Ozal, güney Ege kıyilarına iniyordu. Bu işe en büyük katkısı olduğu söylenen Başbakanlık Basın Danışmanı Can Pulak da her zaman olduğu gibi Başbakan Özal'ın yanındaydı. Pulak'ın, turizm ve kıyıların düzenlemesini yapması için "genel vali" olarak onurlandırılacağı yolunda haberler kamuoyjnda yoğunlaşmaya başlamıştı. İlk telefon Marmaris eski Belediye Başkanı Muharrem Elginden geldi. Şimdi SHP ilçe başkanı olan Elgin şöyle diyordu: "Karacasöğüt Limanı önünde Karacaada var. Karacaada da koruma alanı içinde görülüyor. Oysa Karacasöğüt Limanı bu önlem alanının dışında. Yani liman korunmaya alınmıyor, ada alınıyor. Yıne bir başka terslik şöyte: Gelibolu Limanı çevre korunmasına alınıyor, Gelibolu Adası ise alınmıyor." Başbakanlık Basın Danışmanı Can Pulak'ın Karacasöğut'te villası bulunuyor. Belki o yüzden Karacasöğüt Limanı özel korunmaya alınmıyor da Karacaada alınıyor. Bir başka örnek: Köyceğiz'de Dalyan, Iztuzu, Sülüngür Gölü, Delikada, Dalyanköy. Bu yörelerde 'çevreye özel koruma' uygulanacak. Oysa Köyceğiz Ekincik ve Maden İskelesi koylan özel koruma dışında tutuluyor. İki ayrı koyda İrfan Tezbiner Motel ve Restoranı var. Acaba İrfan Tezbiner'in yakın ilişkisi, hatta ortağı olduğu söylenen kişi kim? Ekincik ve Maden İskelesi koylan niçin özel korumaya alınmadı? Güney Ege kıyılarında insanlar bu sorulara yanıt verilmesini istiyorlar. Gökova Körfezi'ne bakıyoruz: Gökova Limanı, Sedir Adası, Karaca Adası, Gelibolu Limanı, Karaburnu, Hırsız Limanı vs. özel korumaya alınan yöreler. Sedir Adası zaten doğal SİT alanı. Ama daha güzel nice bükler ve koylar var Gökova Körfezi'nde. Örneğin Çatı Limanı, 7 Adalar, Mal Deresi, ingiliz Limanı vs. özel koruma alanı dışında bırakılmış. İsteyen ıstediğini yapabilir. Motel, ote), tatil köyu, villa, restoran. Yani ne isterse. Gökova Körfezi'ni bilenler soruyorlar: Acaba bu ayrıcalık niye? özel korumaya alınan yörele Hem Köyceğiz Turizm Gelişim Projesi, hem de Fethiye Dalaman Nazım tmar Planı'nın uygulanması sırasında ortaya çıkan bir başka yanlışlık, plan kararlannın değişürilmesidir. Köyceğiz projesiyle ilgili değişiklikler, önceki bölümde tartışılmıştı. Bütün şirket,lerin bakanlık düzeyindeki çabaTurizm tesisi kazandırmak lan sonucu, Göcek Körfezi'nin plancılar tarafından doğal durumuyla bırakılan bir iki küçük koyuna da turizm tesisi yapma isrin en kapsamlısı Fethiye. Faral temleri kabul edilmiştir. ya köyünden Belceğiz'e dek uzanan Fethiye Körfezi'nde ko Öneriler rumanın nasıl süreceği merak Doğal çevrenin olabildiğince konusu. Fetur Başkanı Sami Gökmen, "Çok sevindik" diyor korunması çabalan, ülkemizin tukarar için. Özellikle Katrancı Ko rizm gelişmesine karşı bir tutum yu'nun korumaya alınması ayrı defildir. Tam tersine turizmin çok uzun seneler boyunca sürmesıni bir sevinç konusu Fethiye'de. amaçlamaktadır. Doğal çevrenin Bu yöremizde de ayrıcalık ya korunması yaklaşımı, belirli bir pılmış. Kalemliyazmanı Koyu'n düzeyin üzerinde değere sahip da Cihan Holding ve Grundig'in çevreye olumsuz etki yapacak tuortak yaptırdığı tesis özel koru rizm tesisine karşıdır. Bu tür tema dışında btrakılmış. Gemiler sislerle gelişecek "betonlaşma" Adası özel korumaya alınırken, sureci, turizmin geleceği açısından Gemiler Koyu bu uygulamanın "biniien dalın kesUmesinden" dışında bırakılmış. Gemiler Ko başka bir şey değildir. yu'nda Altay Kollektif Şirketi'nin Turizmin, korumakla uzun dö200 bin metre karelik izinli alanı bulunuyor. Özel koruma nemde daha kazançlı çıkacağımız yerleri yok etmemesi için ivedilikdışında bulunan Oyuktepe le önlemler almak gerekmektedir. Samanlık yöresinde ise Sabri Er Bunlann önde gelenlerini, 5 Temtürk'ün 40 bin metre karelik izinli muz 1988 tarihli Bakanlar Kurualanı inşaata açık. Yine Tutis lu karannda kurulacağı belirtilen A.Ş.'nin Paçaviz Burnu'ndaki 49 Başbakanlık'a bağlı çahşacak teşyıllık izinli alanı özel Korumanın kilatın dikkatine sunanz: dışında tutulmuş. Buradaki tatil (a) Mevcut turizm gelişim proköyü inşaatı hâlâ sürüyor. Ayrıca Fethiye'de Kıdırak jeleri, ilgili her daldan uzmanla(2035 yatak), Çalışlar (4670 ya nn katılacağ) bir kurul tarafından tak), Aksazlar (880 yatak ve yat gözden geçirilmeli ve doğal çevlimanı), Akgöl (2250 yatak), İnni reye olumsuz etki yapacağı belirce (2250 yatak) Tersane Adası ienen projeler bırakılmalıdır. (2060 yatak), Kille İskelesi Koyu özellikle Göcek koylanndaki tu(825 yatak), Toruklu Koyu (680 rizmin gelişmesiyle Köyceğiz tuyatak) yine özel koruma alanı dı rizm gelişim projesinin öngördüşında kalan doğa cenneti koylar ğü gelişme, doğanın korunması süzgecinden geçirilmelidir. ve bükler. (b) Potansiyel turizm alanları Gelelim Göcek koyiarına... Bedrettin Dalan'ın Altınboy bir değerlendirmeye sokularak nuz Tatil Köyü, özel koruma ala koruma gözüyle (kullanma değil) nının dışında bırakılmış. Çünkü sınıflandırılmalıdır. Doğal çevre Boynuzbükü olarak geçen yöre açısından en az zenginlik gösteren Dalaman ilçesine bağlı. Aynı şe yerler kitle tıuizmine olanak sağkilde ENKA, Tekfen, Demirören, layan tesislere, ekolojisi zengin ve Mete Has'ın yerleri de özel ko duyarh yerler ise koruma önlemleriyle birlikte "nitelildi lurizme" ruma alanı dışında kalıyor böy açılmalıdır. lece. Çünkü Dalaman, "çevre (c) Kitle turizmine hizmet veren özel koruma alanı" olarak geçmiyor. Sadece, Haldun Simavi' tesisler, birkaç turizm merkezinnin Göcek Limanı'nda Etibank de yoğunlaştırdmahdır. Bu tür tesisler dağınık olarak yerleştirilmeyanındaki Yatçek tesisleri özel melidir. koruma alanı içine giriyor. (d) Ekolojisi zengin ve duyarh Evet, sadece Göcek'te yapı yerlerde bilimsel araştırmalar deslaşmaya izin yok. Ya Göcek Kör teklenmelidir. Bu araştırmalardan fezi?.. Zaten oralar Dalaman sı edinilen bilgiler, bu tür yerlerde nırları içinde değil miydi? turizm faaliyeti başvurulan için Bedrettin Dalan'ın Altınboy istenilmesi zorunlu olması gerenuz Tatil Köyü de kurtuldu böy ken "çevresel etki degerlendinnelece. İnşaatı süren tatil köyü dur sinin" gerçekçi olmasına olanak durulur mu hiç? Yazık değil mi sağlayacaktır. bunca paraya, emeğe. Birileri (e) Ekolojisi zengin ve duyarh bunları düşünecektir elbet. yerler için imar ve turizm planlaDüşündüler de... rı yukarıda madde (a)'da belirtiŞimdi iş Savarona'nın devlet len kurulun onayından geçnıeli ve protokol yatı için onarılmasına bu planlann değiştirilmesi yine kaldı. Onarılır ve Güney Ege sa aynı kurulun onayıyla olabilmelidir. hillerine açılır inşallah!.. Belediyeler destekliyor Bu arada Bodrum. Marmaris ve Fethiye belediye başkanlan yaptıklan açıklamada, Bakanlar Kurulu karannı "desteklediklerini" söylediler. Fethiye Belediye Başkanı Muzaffer Dontlu, karar için Başbakan Turgut Özal'a, "teşekkür telgrafı" çektiğini açıkladı. Bodrum Belediye Başkanı Cevat Bilkiç ise bakanlığın müdahalesini "doğnı bir karar" olarak değerlendirdi, ancak belediyelerin de hızmın kesilmemesi gerektiğini v.urguladı. Marmaris Belediye Başkanı Şerif Hüseyin Gümuşay da yapıiaşmanın henuz başlamadığı, "yat turizmine açık" koyların da koruma altına alınmasını istedi. (Baştarafi 1. Sayfada) Konuksvi"nöe kalınarak tamamlanmaz. Hacca giden bütün Muslümanlar, bu görevierini hangi koşullarda yerine getiriyoıiarsa, Sayın özaAn da aynı koşullara uyması gerekir. Allah indinde herkes eşittir. Kimseye ayrıcalık tanınamaz. Haccın "vac/p" ve "sunnef diye adlandırılan koşullârı vardır. Bu koşullara göre önce hacca Sayın Başbakan'ın kendi parası ile gitmesi gerekir. Bu bir... Sonra, Başbakanın Kâbe'yi eğer özüru yoksa tıpkı öteki Muslümanlar gibi eksiksiz tavaT etmesi gerekir. Bu da iki! Sayın Başbakanın söz gelişi; hacca Başbakanltğın özel uçağı olan "TCGAP" ile gitmesi dinsel kurallar ile bağdaşmaz. Bağdaşmaz, çünkü "laik cumhuriyetin uçağı" ile "hac farzı" yerine getirilmez! Sayın Başbakanın hac seferinde yanında bulunacak koruma polislerinin harcamalarının da Sayın Ozat'ın kendisi tarafından karşılanması gerekir. Başbakanlık bütçesinden ya da "6rtülü ödenek'ien "hac seferi masraflan" başlığı ile ödenek aynlamaz. Bu harcamalann devlet yerine parti bütçesinden karşılanması da dinsel kurallar ile bağdaşmaz. Sayın Başbakanın aylık ve ödeneğinden başka bir gelir kaynağı yoktur. Kardeşi dolar milyarderi Korkut Ozal'ın Başbakanın hac harcamalarını üstlenmesi de din kuralları ile çatışır. Bakara sures/'nin 196'ıncı ayetinde, "Başladığınız hac ve umneyi Allah için tamamlayın" denir. Bu yüzden, Sayın Başbakanın hac süresinin kısa tutulması dinsel kurala açıkça aykırıdır. Haccın "vaciff ve "sunnef" diye bilinen koşullanna göre Başbakanın en azından "vacip" diye bilinen koşullara uyması zorunludur. Bütün bu kurallar, hac seferinin "Başbakan sıfabyla" yapılmayacağını gösterir. Bakara sures/nin 197'nci ayetleriyle hac aylarında "sövüşmek ve dcvuşmek" de yasaklanmıştır. Konunun bu açıdan da ele alınması gerekir. Başbakanın gerçi sövrre huyu yoktur. Ancak "dcvuşmek" yalnızca "fiziki döğüşü" kapsamaz. "Dersiamdan Elmalı Muhammed Hamdi Yszar Hoca'nın "Hak Dini Kufan Dili • Vbn/ Meatt Türkçe Tefsiri" başlıklı kitabının 719. sayfasında hac aylanndaki yasaklar şunlardır: ...Hizmetçileri veys arkadaşlan ile mücadele ve muhaletet hiçbiri yoktur. Sayın Başbakanın arkadaşlan ile tartışması, bu anlamda arkadaşlan ile "mücadele" ve "muhalefeti" söz konusu olamaz. Kongrede seçim kazanıp, konutta seçim kaybeden Mehmet Keçeciler başta olmak üzere, Başbakanın hiçbir arkadaşı kendisine, "muhalefet" edemez. "Mücadele" ise hiç akla gelmez. Çünkü ANAP "tek adam partisi"ö\r. Ozal, "ANAP cemaatinin imamı" sayılır. Bu nedenle "muhalefet" ya da "mücadele" söz konusu olamaz. Ozal ne derse o olur. Öyle sanıyorum ki Sayın özal, hacca gitmeye karar verdiği günlerde, kendisine suikast düzenleyen Kartal Demirağ ile görüşmesinin nedeni, hac adaylarının yüreklerinde hiçbir kin taşımamaları, kimseyle dargın olmamaları gereğinden kaynaklanmıştır. Gerçi bu görüşme yalanlandı ama ben yine de böyle bir görüşmenin olduğuna inanıyorum. Hiç olmazsa bir hacı adayının dinsel kurallara uyma isteğinden doğmuştur bu görüşme... Ben böyle sanıyorum. Öyle ya, hacı adayları, hacca gitmeden önce dargınlanyla barışmazlar mı? Barışırlar. Sayın özal, önümüzdeki günlerde "laik Türkiye Cumhuriyetf"nin ilk "Hacı Başbakanı" olacak. Sayın özal, çok merak ediyorum, hacca nasıl gidecek? "TCGAP" uçağı ile mi yoksa sıradan bir yurttaş ve Müslüman gibi THY uçağına binerek mi? Kim karşılayacak hac paralarını? Devlet mi, kendisi mi? ve nasıl bir "devlet töreni" ile uğurlanacak ve karşılanacak? lacak? "Atatürkçü görüşle mi?" yoksa "Nakşibendi dualan" ile mi? Nasıl? "Askeri ve mülki erkân" bu "hac devlet törenteri"ne nasıl katı Yeşiller karşı Yeşiller Partisi Genel Başkan Yardımcısı Melih Ergen ise yaptığı açıklamada, hukumetin, bu karan, kamuoyunun, Yeşillerin ve çevre korumacılann baskısı sonucu almak zorunda kaldığını söyledi. Kimi bölgelerin koruma altına alınırken, bazılarının koruma dışı bırakılmasının dikkat çekici olduğunu belirten Ergen, "Türkiye'de koruma altına alınması gereken daha çok alan vardır. Yeşiller olarak bu alanlann da lakipçisi olacağız. Dalyan'ın koruma altına alınmasını Yeşillerin bir zaferi olarak değerlendiriyor, hükümet yetkililerini Dalyan'da duzenleyeceğimiz kaplumbağa şenliğine davet ediyonız" diye konuştu. Bakaniar Kurulu karanyla Fethiye Körfezi'nde 12 bölge koruma altına alınırken Gocek Körfezi'nde Bedrettin Dalan'a ait Boynuzbüku koruma alanı dışında kaldı. Yeşiller Parlisi adına İstanbulda Semra Somersan'la konuşan Genel Başkan Prof. Celal Ertuğ "Özel Çe> re Koruma Bolgeleri a>lında çevre) i korumayacak. Karar lamamen bir çcliskiler gorüntusu ve bir kandırmacadır" şeklinde goruşlerıni ozetledi. Sıcak yapışü kaldı Haber Merkezi Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak hava bunaltmaya devam ediyor. Dün iş günü olmasına rağmen plajlar ve mesire yerleri serinlemek isteyenlerle doldu. Meteoroloji yetkilileri, sıcak havaıun hafta sonuna kadar biraz daha artarak sureceğini belirtiyor. Uzmanlar zorunlu olmadıkça guneşe çıkılmamasını, bol sulu yiyecekler yenmesini, açık renk ve hafif givsiler giyilmesini önerirken, mesai saatlerinirfde sıcaklara gore yeniden ayarlanması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgilere göre bütün yurt sıcak karakterli Azor yüksek basıncının etkisi altında. Aynı hava kitlesi hafta sonuna kadar etkili olacak. Hava sıcaklığı güney bolgelerinde biraz daha artacak, oteki yerlerde çok fazla değışmeyecek. Nem oranı güııdüz yuzde 55'e ulaşırken geceleri de yuzde 70'lere kadar yukselecek. Sağlık müdürlükleri özellikle kalp ve akciğer hastalarının gündüz dışan çıkmamalannı, herhangi bir rahatsızlıkta en yakın sağhk kuruiuşuna başvurmalannı salık veriyor. güneş banyosu yaptırıldığım belirten Doç. Güneş "Bebeklerin aşuı sıcaklarda gölgede bile bulunması sakıncalıdır" diyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Refik Çapanoğlu da hamile kadınlann, hamileliğin ilk anından doğuma kadar güneş ışınlanndan korunmalan gerektiğini kaydediyor. Ankara Numune Hastanesi Başhekimi Dr. Yakup Ansan ANKA'ya yaptığı açıklamada, sıcak havalarda, hipertansiyon (yüksek tansiyon) ve arterioskleroz (damar sertliği) hastalarının uzun süre dolaşmamalanm söyledL 9 Mart Milli Güreş (Baştarafi Spor'da) kalara iştirak eden kulüpler murahhasları, güres ktılübünde BoID Saylavı Cevat Abbas Gürer'in baskanlıgında toplanarak aşağıdaki kararlan vermiştir: 1 Büyük Şefln güreş müsabakalannı buzurlanyla şereflendirdikleri 9 mart günü ber sene tesid edilecek ve o güne "Güreş Bayramı" adı verilecektir. 2 Büyük önderimiz Cumhurbaşkanının serbest güreş haklundaki emir ve irşadlannı tebelliğ eden kulüpler, 9 mart tarihinden itibaren serbest güreş ekipleri teşkil edecekler ve milli güreş unvanıyla büyük iradenin tatbikine geçeceklerdir. 3 Ankara kıılüpleri murabhaslan her ayın ilk haftasının cumartesi günlerinde kulüplerin müşterek faaliyetlerini tanzim ve ihtiyaçlannı önlemek üzere toplantılarda bulunacaklardır." Alınan bu karar doğrultusunda butün yurtta güreş kulüpleri kurulmuş, 9 mart günlerinde de 'Atatürk Güreş Bayramı' il, ilçe ve köylerde yapılan organizasyonlarla kutlanmıştır. Bu organizasyonlar, sonraki yıllarda teşkil edilen milli takımlann temel kaynağım oluşturmuştur. 29.6.1938 tarihinde Büyük Millet Meclisi 3530 sayüı Beden Terbiyesi Teşkilat Kanunu'nu kabul ettiği zaman, Atatürk'ün istediği çağdaş spor yapısı, kaynak ve kurumlanyla ortaya çıkmıştı. Yeru ve yabancı spor uzmanlannın katkısıyla hazırlanmış, Atatürk'ün engin dehasıyla şekillenmiş bu yasa ve teşkilat, zaman içerisinde Türk sporuna sayısız başanlar kazandırmış, yeni teşkilat yasasına göre müesseseleşen Güreş Federasyonu ise, 1960'lara kadar dünya güreşine önderlik etmişti. Peki ya sonra?.. ilk önce Beden Terbiyesi Teşkilatı'm politikanın göbeğine atmışız. Sonra hiçbir spor nosyonu olmayan kişilere spor kuruluş yönetimlerini hal tımar zeamet usulü bağışlamışız. Sonra 3530 sayılı yasaya göre kurulması gereken ve Türk sporuna uzman yetiştirecek Yüksek Beden Terbiyesi Enstitüsünü elli yıl inatla kurmamışız. Sonra... Atatürk'ün direktifleriyle kabul edilmiş 3530 sayılı yasayı önce kuşa çevirmiş, sonra ortadan kaldırmışız... Daha sonra demeden, istiyorsanız tekrar başa dönelim... İlk önce "9 Mart Atatürk Milli Güreş Günleri"ni ortadan kaldırmışız. Türk güreşi geçmişte tesadüfen mi başarılı oldu.. sorusunun cevabını arayanlarla, eğer kaldıysa spcTüa Atatürkçü idealistlere saygı ile arz olunur. İzmir'de yaz mesaisi Bronzlaşma Dokuz Eylül Üniversitesi Fakültesi Dermataloji Anabilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Ali Tahsin Güneş, dünyada ve Türkiye'de deri kanserlerindeki artışa dikkat çekerek bunda "bronzlaşma hevesi"nin büyük rol oynadığını söylüyor. Bir yaşındaki bebeklere bile Aşın sıcaklar nedeniyle 11 temmuz gününden başlayarak Izmir'de yaz mesaisine geçilmesi kararlaştınldı. Vali Nevzat Ayaz "1970 yilından beri İzmir'de yaz mesaisi uygulanmıyordu. Uzmanlarla yapüğımız degerlendirme sonunRadikal Veşiller adına bir basın da yeniden başlatma karan aldık" açıklaması yapan Hamil Göçmen dedi. ise hükümetin aldığı karan protesAA'nın haberine göre, İzmir'de to ettiklerini ve kmadıklarını besıcaklık dün gölgede 40 dercce, lirterek "İ'lkenin doğası mutlaka nem oranı ise yüzde 17 oldu. Çe • bütün olarak ele alınmalı. Özel bir şitli hastanelere aşırı sıcaktan bu korunma sahaları yaratılacaksa nalan yaklaşık 50 kişi başvurdu. bu da üç komik getto kurarak değil, olaya ciddiyelle yaklaşılarak Bir kişi öldü projelendirilmelidir" dedi. Silifki'de bir spor salonunda Yeşil Dayanışma ise "üç yeri tekvando çalışan Adnan Çaylan kurtarmak, diğer yerleri gözden (18) adlı genç aşırı sıcaktan fena çıkarmak anlamına geliyor" dulaştı. Devlet Hastanesi'ne kaldırı ^uncesini savundu ve hükümetin ian genv sporcunun yapılan mü yaptığını "insan katılımından yokdahaleyt rağmen kalp yetmezliğin sun, tepeden innıc, yasaklayıcı bir dcn olduğu bildirildi. ekolojik tavır" olarak niteledi. Piyangodan 5milyar SAO PAULO (AA) Brezilya'da 23 yaşında bir banka koruma görevlisi, piyangodan 3.6 nıilyon dolar (yaklaşık 5 ınilyar TL) kazandı. Geçen hafta kazanan olnıadığı için bu hafta katlanan ikramiyenin, Brezilya'da bugüne kadar verilen en buyuk miktar olduğu bildiriliyor. Brezilya BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle