19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 6 TEMMUZ 1988 Hamile tutukluya hastanede de zincir İdil Lisesi'nin bahçesinde, 'Bana halkımı unutturamazsınız, faşist Türk devleti' yazıh kâğıdın bulunmasından sonra okula gelen polisler, bazı öğretmen ve öğrencilerin yazı örneklerini aldı. 1 çocuk annesi ve 9 aylık x X ^ * ^ « ; TΫ.^, g Ögretmem TeZCan Ikiz'in a ve e harflerinin bdiği benzediği belirtildi. blitildi Ve çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak DGM'ye sevk edildi. m zincire vurulmasına yol açan olay, 21 Mart 1988 günü lisenin dış duvarının dibinde "bana halkımı unutturamazsınız, faşist Türk devleti" yazıh kâğıdın bulunmasından kaynaklaıııyor. Sözkonusu slogan yazıh kâğıdın bulunması su sıugan yazııı nıgmuı uuıuıuııaaı üzerine okula gelen polisler, bazı öğretrnenlerle öğrencilerin yazı örneklenni aldı. Ancak soruşturma netliğe kavuştumlup sonuçlandjrılamayınca, haziran ayı başında Tezcan lkiz'in yazı örneği yeniden alındı. Adli Tıp'a gönderümeyen yazı örneği için Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nce hazırlanan ekspertiz raporunda Tezcan lkiz'in yaasıyla slogan yazıh kâğıttaki yazının " e " ve " a " harflerinin benzediği belirtildi. Bunun üzerine Tezcan lkiz 28 haziran tarihinde gözaltına alındı. 29 haziranda ise çıkanldığı tdil Sulh Ceza Mahkemesi'nce tutuklanarak Diyarbakır DGM'ye sevkine karar verildi. Bu sırada 9 aylık hamile olan 2 yaşında bir çocuk annesi öğretmen Tezcan lkiz, yaşadığı olaylann etkisiyle laııaıyaşauıgı oıayıarın eııusıyıc rahatsızlandı. Cizre Devlet Hastanesi'ne naklini istediyse de güvenlik gerekçesiyle buna izin verilmeyerek o akşam tdil Cezaevi'nde tutuldu. 30 haziran günü Cizre Devlet Hastanesi'ne gönderildiyse de, hastanede tutuklu koğuşu olmadıgı için tekrar İdil Cezaevi'ne gönderildi. Rahatsızlığjnın sürmesi üzerine 1 temmuz günü önce Diyarbakır Cezaevi'ne, oradan da Dicle Üniversitesi Araştınna Hastanesi Kadın Doğum Servisi'ne yatırıldı. Bu arada, öğretmen tkiz'in DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Mardin'in İdil ilçesinde "PKK yanlısı slogan yazmak" iddiasıyla tutuklanan 9 aylık hamile lise matematik öğretmeni Tezcan tkiz, tedavi edildiği hastanede karyolaya zincirle bağlandı. SHP Diyarbakır Milletvekıh Fuat Atalay, sorumlular hakkında gereken işlemin yapılması için konuyu TBMM aracıhğıyla Bâşbakanlık'a ileteceğini söyledi. SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in de aynca Diyarbakır'a gelerek olayı araştıracağı bildirildi. öğrenildiğine göre, İdil Lisesi «ıatematik öğretmeni Tezcan lkiz'in 9 aybk hamileyken tutuklanmasına, daha sonra hastanede avukatı Hasip Kaplan'ın gerek İdil, gerekse Diyarbakır DGM'de tutukluluğa karşı yaptığı itirazlar reddedildi. Tezcan lkiz'in eşi Şerif tkiz ve yakınlarından alınan bilgiye göre Tezcan İkiz hastanede kaldığı sırada geceleri ayaklarından karyolaya zincirlenmeye başlandı. Ayrıca,' başında kadın güvenlik görevlisi olması gerekirken, Tezcan tkiz'in yattığı oda ve hastane koridorunda jandarma ve polisin beklediği belirtildi. Tezcan tkiz'in eşi Şerif tkiz, kendisinin Idil'de lokantacılık yaptığını, SHP üyesi olduğunu belirterek, "Kanmın bu işlerle hiçbir ilgisi yoktur. Bir iftiraya kurban gittik" dedi. SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, olayla ilgili yaptığı araştırmadan sonraki açıklama sında Tezcan tkiz'e yönelik uygulamayı şiddetle kınadığını söyledi. Atalay, sorumlularımn hakkında gereken işlemin yapılması için konuyu TBMM aracıhğıyla Başbakanhk'a ileteceğini belirterek şöyle konuştu: "Stıçlu olsun olmasın, suçlulugu kanıtlanmış olsun olmasın 28 yaşında 9 aylık hamile bir ananın Türkiye'deki resmi kuruluşlarca yapıliin akıl almaz uygulamalaramaruz kalması, sancılar içerisinde kıvramrken bile devlet görevliierinin uygulamalan ve formaliteleri gerekçe kılarak sorumsuz tavırlar içerisine girmelerini şiddetle kınıyonım. Bir insan, bir ana olan yurttaşımızın Dicle Universilesi Hastanesi'nin 4. katından kapıdaki nöbetçilere ragmeo kaçabümesi mümkün mndür?" Bakan Vuralhan ve Genelkurmay Başkanı Torumtay tatbikatı izlediler. İlk Hedef 88'de çıkarma harekâtı SEFERİHİSAR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Doğanbey Körfezi'nde Önceki gün başlayan İlk Hedef 88 Tatbikatı'nm çıkarma bölümü dün başarı ile gerçekleştirildL Ege Ordu Komutanı Orgeneral Muhittin Fisunoğlu'nun yönettiği tatbikatta, birlikler taktiklerini muharebenin gelişimine gore özgür biçimde belirlediler. Önceki gün dalgıçlar ve deniz komandolannca kıyı engellerinin sökülmesi, mayınların etkisiz hale getirilmesi ile başlayan tlk Hedef 88 Tatbikatı'nm dünkü bölümünde hava, kara ve deniz birlikleri ortak olarak çıkarma harekâtım gerçekleştirdiler. Çıkarma bölümünu, Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay, Milli Savunma Bakam Ercan Vuralhan ile yüksek rütbeli subaylar izlediler. Ömerli'de çatışma 5'i ölü 7 terörist ele geçîrildî Ahnanların cesetleri ortada kaklı tDRİS AKYÜZ MEHMET GÜLTEKİN ÇATAK Toprak altından çıkartılarak günlerdir hastane buzhanesinde bekletilen 3 Almanın aileleri, cesetlerin yakılmasını istedi. Halen toprak altında olanlara bir kişi daha eklendi. Malatyanın Arguvan ilçesinde heyelan tehlikesi nedeniyle 27 aileye evlerini boşaltmaları için tebligat yapıldı. Çatak'taki heyelan kaldırma ve ceset arama çalışmaları dün de sürdürüldü, ancak yeni bir cesede rasdanamadı. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Mardin'in Ömerli ilçesine bağlı Kovanlı köyünde teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, 5 terörist ölü, biri yaralı ve biri sağ olarak ele geçirildi. Ele geçirilen teröristlerin 59 kişinin öldürülmesi ve 16 kişinin yaralanması eylemlerine katıldıkları belirlendi. Ömerli ilçesinin Kovanlı köyü yakınlannda önceki akşam 21.30 Heyelarun 7. günü toprak altınsıralarında operasyon yapan güdan çıkartılan Andreas Burghard venlik güçleri, 7 kişilik bir grup te ve Birgit Hastentenfel ile önceki röristle karşılaştı. Güvenlik güçlegün vücudu parçalanmış olarak rinin "Dur" uyarısına teröristlerin bulunan, ancak başı hâlâ ortaya ateşle karşılık vermesi uzerine ça I çıkmayan Markus Mutter'in ailetışma başladı. Çatışma sırasında lerinin "hastalık" korkusuyla ceteröristlerden 5'i ölü, biri yaralı ve setlerini istemedikleri öğrenildi. biri de sağ olarak ele geçirildi. Ailelerinin, ikisi SSK Hastanesi'nYaralı teröristın helıkopterle de, son çıkartılanı ise Numune hastaneye kaldırıldığı bildirildi. Hastanesi'nde olan 3 Almanın ceOlağanüstü Hal Bölge Valiliği setlerinin yakılmasını istediğini Genel Sekreterliği'nden dün yapı bildiren yetkililer, buna Hıfzıssıhlan açıklamada, teröristlerin bir ha Kanunu'nun izin vermediğini subay, üç er, üç öğretmen, iki ge söylediler. Bunun bildirilmesi üzeçici köy korucusu ve 49 yurttaş ol rine Federal Almanya Elçiliğimak üzere toplam 58 kişinin öl nden bir heyetin bugün 3 cesedi aldürülmesi ve 16 kişinin yaralan mak için Trabzon'a geleceği bildiması eylemlerine katıldıkları be rildi. lirtildi. Olağanüstü Hal Bölge VaTrabzon Valiliği'nden halen liliği açıklamasına göre, teröristtoprak altında sadece Bozan Kalerin katıldıkları eylemler şöyle: "31.8.1985 günü Mardin'in De çan ile Neşet Bülbül'ün kaldığının rik ilçesi Bozok kö>ünde Piro Sü açıklanması uzerine Yakup Kurmer adlı kişinin öldürulmesi. dal, "Benim 10 yaşındaki oglum 9.6.1987 günü Mardin'in Ömerli Mustafa da toprak altında" dedi. ilçesi Kocakuyu köyünde bir su 12 gündür arama çalışmalannın bay, 3 jandarma erinin şehit edil yapıldığı bölgeden ayrılmayan ve mesi ve 9 erin yarajanması, ağlamaktan bitkin düşen Yakup 20.6.1987'de Mardin'in Ömerii il Kurdal (35), şunları söyledi: "Eşim Filiz ile oğullanm Musçesi Pınarcık köyünde 30 sivil yurttaşın oldüriılmesi ve 4 kişinin tafa, Yusuf ve Yasin'i tatil için yaralanması, 15.8.1987'de Mar memlekete yollamıştım. tlk heyedin'in Mazıdagı ilçesi Kelek mez lan üzerine otobüsleri beklemeye rasında geçici köy koruçuları başlamış. Mustafa sıkılıp dışan Mehmet Çelik ile Salih Çelik'in çıkmış. Heyelan olunca altında öldürulmesi. 11.1.1988 günü Mar kalmış. Olayı duyar duymaz bndin'in Nusaybin ilçesi Eskihisar raya geldim. Herkes ölüsünü aldı, köyü Dermanok kesiminde 4 ki ama oglum yok. Son kazma vuşinin öldürulmesi, 8.5.1988'de ruluncaya kadar bekleyecegim. Mardin'in Nusaybin ilçesi Pazar Oglumun cesedini almadan bir yeCESEDM BOdJTM Çatak'taki heyelanda 10 vaşındaki ojjlu Mustafa toprak altında kalan baköyü Bahminin mezrasında 11 ki re gitmem. Dirisine doyamadım, ba Yakup Kurdal, olay yennde çocuğunun cesedınin çıkarılmasını bekiiyor Baba Kurdal, "Dirisine uoyamamışşinin öldürulmesi, iki kişinin ya bari ölüsünü son kez göreyim." tım. Oğlumun cesedi bulununcaya kadar buradan bir yere aynlmam" dedi. (Fotoğraf: AA) ralanması." Dergi yönetîcîleri açlık grevînde 'Sosyalist basın susturulamaz' kampanyası Bakanlar Kurulu toplantısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu dün Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakam Kaya Erdem 'in başkanlığında 3 saat süren bir toplantt yaptt. Toplantıda, A vrupa Iskân Fonu 'ndan alınan 1 milyon lsviçre Frankhk kredinin onaylandığı, 5 Nisan 1988'den itibaren yaptlan ve yapılacak ithalatta alt yapı ithalatı hariç teşvik belgesinin yeni veya eski olmasına bakılmaksızın yuzde 5 fon alınması, birinci derecede kalkmmada öncelikli bölgelerde bulunan organize sanayi bölgelerinde yapılacak yatırımlarda öz kaynağın yüzde 60 oranında uygulama imkâmnın getirilmesinin kararlaştinldığı bildirildi. Bakanlar Kurulu kalkmmada öncelikli yörelerde yem yatırımlarmm teşvik önlemlerinden yararlanmasını da karara bağladı. Devlet Bakam ve Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar, Kıbrıs sorununun gündeme gelmediğini söyledi. tstanbul Haber Servisi Yeni Çözüm, Emegin Bayragı, Yeni Demokrasi ve Güneşe Çağn dergileri bir süreden beri yürüttükleri "Sosyalist Basın Susturulamaz" kapmanyası çerçevesinde, baskılan protesto etmek için açlık grevine başladılar. Dergi yöneticileri yaptıklan açıklamada, dergilerin hemen hemen tüm sayılarının toplattınldığını belirterek, toplattırma kararlannı veren tstanbul DGM Başsavcısı Krol Kızdtan ile görüştüklerini bildirdiler. Savcımn sorunları dinlemek yerine kendilerine gözdağı verdiğini öne süren dergi yöneticileri, bu durumu protesto etmek amacıyla DGM önüne çelenk koyduklannı belirttiler. Çelenk koyulmasından sonra Emegin Bayragı'ndan Özcan Sapan ile Yeni Demokrasi'den Emir BUgin'in keyfi olarak polis tarafından 4 gün gözaltında tutulduğunu vurgulayan dergi yöneticileri açıklamalarında şu görüşlere yer verdiler: "Dergilerimizin temsilcilerinden oluşan bir heyet Ankara'da çeşitli girişimlerde ve resmi temaslarda bulundu. SHP milletvekilleri, merkez yöneticileri ve SHP Genel Başkanı Erdal tnönü ile yapılan görüşmelerde, sosyaldemokratiklik iddiasının bir geregi olarak, sosyalist basın üzerindeki antidemokratik baskılar karşısında daha duyarlı hareket etmeleri gerektigi, tarafımızdan kendilerine hahriabldı. Devlet Bakanı Mehmet Yazar'a da üzerimizdeki baskı ve saldınlann, siyasi iktidann genel poUtikasından ayn olmadıgı vurgulanarak. mevcnt yasanın bize > aşam hakkı tanımamaya yönelik olduğu halde, yaşamımızı surdurmeye karariı oldugumuz açıklandı." Eleni, Dalan'ı ziyaret etti İSTANBUL (AA) Türk Kültür Vakfı ile AFS Hellas'ın ortaklaşa düzenledikleri "TürkYunan kültürel değişim programı" çerçevesinde 9 Yunan genci uçakla tstanbul'a geldi. İki ülke arasında kurulan dostluk köprüsünün geliştirilmesi amacıyla düzenlenen program çerçevesinde Türkiye 'ye gelen 1828 yaş arasmdaki gençler Türk aileler yanında konuk olacaklar. Bu arada 32. Gün programmda Türkleri sevmediğini belirten Eleni Siamanduras dün de Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ı ziyaret etti. Oto kaçakçısı Almari'a tahüye İSTANBUL (AA) Sahte belge düzenleyerek yurtdışından Türkiye'ye kaçak araba soktuğu iddia edilen Alman Asıllı Erika Melcherts'in yargılanmasma devam edildi. DGM, kısa bir aradan sonra, sanığın bedelsiz tahliyesine karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe bıraktı. Davada, Erika Melcherts'in 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Şevket Yıhnazhn sağlık durumu ANKARA (AA) Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın 8 temmuz cuma günü De Bakey ekibi tarafından muayene olacağı bildirildi. Bu akşam uçakla tstanbul'a göturülecek Yılmaz'a, 7 temmuz perşembe günü Amerikan Hastanesi'nde "anjio" yapılacak. Cuma günü ise "anjiografi" sonuçları, De Bakey ekibinde yer alan doktorlar tarafından değerlendirilecek. Geçen hafta Türklş Başkanlar Kurulu öncesinde rahalsızlanarak tedavi altına alınan Şevket Yılmaz, halen SSK Ankara Hastanesi'nde yoğun bakım altında tutuluyor. Kutlu: Partim için lıesap vermeye hazınm ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara DGM'de sorgusu yapıhnaya başlanan TKP Genel Sekreteri Haydar Kutlu (Nabi Yağcı), önceki gün vermeye başladığı 167 sayfalık sorgusunun bir bölümünde "Ben partim için her tur hesabı vermeye hazınm. Partimin yasal çalışma özgürlüğünü dde etmesi için bir bedel ödemek gerekiyorsa ve bu bedel, benim özgurlüğumun elimdem ahnmasına ve hatta daha agır sonuçlara yol acsa da buna hazınm. Çünkü partim bunu çoktan hak etmiştir" dedi. Kutlu, sorgusunda özetle şöyle dedi: tddianame baştan sona bir hayalet kdrkusu ile titremektedir. Kabus gören bir insan gibi çırpınıyor, kurtulmak istiyor, kurtarıcı arıyor, yalvanyor. Çağm sosyal, ekonomik devrimlerinin yarattığı büyük dönüşüm ve yepyeni toplumun, yeni tip insanın özünde, odağında sosyalist emek yatıyoı. Sosyalist ernek sömürüden kurtarılmış toplumu anlatir. Sosyalist toplumda en yüksek değer emegin yaratıası olan insandır. Mülkiyet hakkı sosyalist toplumda da vardır. Fakat artık bu hak gerçek sahibi ile bütünleşmiştir. Yeni emek yaratan insanda toplumsal ve bireysel mülkiyet olarak birleşmiştir. Emegin tarihteki bu belirleyici rolü öyle kolayca kavranmış değildir. tnsan zorlu çabalarla düşünmeyi ve konuşmayı öğrendi. Artık, düşünme yeteneği, insanın elinde karanlıgı yaran İceskin bir kılıçtı. Ne var ki bu kılıcı kullanmak öyle eziyetsiz, zahmetsiz bir iş değildi. Değerli bir yazarımızın özlü değişi ile, 'Düşünuyorum, öyleyse varım', 'Düşünüyorum öyleyse vunın' gerçegi ile atbaşı birlikte yüriidü. fnsamn insanın kurdu olmadığının, dostu oldugunun anlaşılabilmesi için dünyadaki zenginligin kaynagının keşfedilmesi gerekiyordu. Bu insan emeğiydi. Çagı ve geleceği kavramak, evreni ve insanı tanıyıp çözümlemek, (karanlıgı yann aydınhgı yakalamak) dogruyu ve güzeli kurmak özgürce düşünmeden olanaksızdır. Biz bunlann emekle, insanla olduğunu anlauyoruz diye suçlamyorsak, bu, düşuncenin yargılanmasından başka birşey değildir. İddianame insanhgın bu büyük yüriiyüşünden tamamen habersizdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasından 6 gün sonra, 26 Nisan 1920'de Mustafa Kemal Paşa, Lenin'e çektigi telgrafta şöyle demektedir: 'Bolşeviklerin emperyalist hükümetlere karşı savaşmak ve bütün mazlum ulusları emperyalistlerin hegenıonyasından kurtarmayı amaç edinmiş olduklarına inanıyoruz.' Hükümetin yayın organı olan Ben partim için her tür besabı vermeye hazınm. Partimin yasal çalışma özgürlüğünü elde etmesi için bir bedel ödemek gerekiyorsa ve bu bedel, benim özgürlügümün elimden ahnmasına ve hatta daha agır sonuçlara yol açsa da buna hazınm. Çünkü partim bunu çoktan hak etmiştir. Aynca bu, işçi sınıfımızın, halkımızın gelecek aydınlık günleri, baskı ve sömürüden kurtuluşu için ödenmiş bir bedel olur. Ne var ki, hesap vermeye hazır biri olarak, benim de partimi yıllardır ve bugün ortaçagın paslı, kuflü zincirleriyle yasak altında tutan ve O'nun hakkında hiçbir Inlmpliflir zaman hak etmedigi karalama kampanyalan yurütenlerden hesap sormaya hakkım vardır. Bu konuda sozümü esirAnkara DGM'de sorgusu yapılmaya başlanan TKP Genel Sekreteri Haydar Kutlu (Nabi Yağcı) önceki gün vermeye başladığı 167 sayfalık sorgusunun bir bölümünde, gemeyecegim tabiidir. Anadolu ihtilali TKP ve komünisller "Ben partim için her tür hesabı vermeye hazınm. Partimin yasal çalışma sırasında emperyalizmle mucadeleye göözgürlüğünü elde etmesi için bir bedel ödemek gerekiyorsa buna hazınm" dedi. gus gögüse savaşarak katıldılar. Emperyalist işgalci güçlere karşı çete savaşı verDavamızın ayırt edici yanı, bu davanın ifadem ortadadır. Daha sonra ayrıntıla diler. Tersane depolanndaki işgalci güçberaber olmayana ölümdür, orta yol yoktur.' açümasını bizim istemiş, davayı bizim ha nnı açıklayacağım gibi, bu ifade de ön lerin silahlanna el koyarak tstanbul'dan Anadolu'ya taşıdılar. Yakanş: 'tnşallah aklı başında bir baş rekete geçirmiş oldugumuz gerçeğidir. ceden polisin, dolayısıyla savcının bilmeHenüz cumhuriyelten söz edilmediği, kan ortaya cıkıp mucize yaratarak dün TKP, her zaman yasal çalışma hakkının digi yeni hiçbir şey yoktur. Ne isim, ne cumhuriyetin ilanından once 'Demokrayayı bu komünist tehlikesinden kurtanr.' geri verilmesini istedi. Tutuklanan komu bUgi. 'tnşallah aklı başında bir başkan çıkıp nistler yargı önünde bu istemi yükseltti. Ben polis ifademi muhteva olarak red tik Cumhuriyet' belgisini ilk kez TKP mucize yaratarak dünyayı bu komünist 'tşçi sınıfi var oldukça TKP yok edilemez' detmedim. Çünkü, utanacağım hiçbir şey yükseltti. Gerçekler gizlenemez, güneş tehlikesinden kurtarır'. Acıdır ki, tarih dediler. Şimdi ilk kez, TKP yasal çalış yoktur. İşkenceyi protesto için ve ifade balçıkla sıvanamaz. TKP kapatılmış bir parti değildir. Bir bu aklı başında (!) insanlan tanıdı. Hit ma hakkının geri verilmesi istemini ken formülasyonlan benim olmadıgı için bidi karan ile yargı önüne çıkarak ortaya çim olarak reddettim. Savcılık ifademde başka söyleyişle, TKP kapablmanuş ama ler, Mussolini, Franko, Pinochet... Şimdi soruyonız: Bırakınız bir hukuk koyuyor. Bu hak TİP için tarüşmasızdır. bu betirtilmiştir. İfademi inceleyenler go yasal faaliyeline de izin verilmemiştir; o adamını, bir adalet süjesini, hangi akıl TİP'in kapatılması bir hakkın gaspıdır. rebilir ki bazı bölümler kendi anlatımını nedenle de kendi tercihi ile illegaliyete Kısaca hangi koşullarda ülkeye döndü dır ve düzgündür. Bazı bölümlerde ise ilaç geçmiş bir parti değildir. ve izan sahibi, hangi mantık ve sağduyu TKP bağunsız bir partidir, ama her zasahibi böyle bir 'temenni'nin altına im gümuzün bilincindeydik. Dava dosyası etkisiyle anlatım bozukluklan ve çelişkina konulmuş, benim uçakta gazeteciler leri doludur. Çünku buralan ancak muh man söyledigimiz gibi tarafsız değildir. za atar? Şimdi soruyoruz: Faşist Fnhrer Adolf le yaptıgım konusmanın belgesi de yeterli teva olarak kontrol edebildim, anlatım Biz komünist partisiyiz. Herhalde ABD yanhsı olacak degil, Sovyetier Birliği'nden Hitler'in niyetleri ne zamandan beri kanıtur. tşte bu nedenle 'davanın açılma benim değildir. Türkiye Cumhuriyeti Savcılarının iddia sını biz istedik' sözum bir abartma deBunlara şimdi deginmeroin nedeni şu yana olacağız. Uşakefendi ilişkisi ancak namesinde yer alıyor? Adolf Hitler de ğildir. dur Bu davaya başından beri 'çok sanıklı emperyalizm ile işbiriikçileri arasında varhatırlanacagı gibi, kendisinin Tann taİddianame 'Komünizmi övmede aleni gizli orgüt davası' havası verilmek istendi. dır. Sovyetler'de bilindiği gibi efendiler çoktan tarihe kanştı. Bu nedenle, efenrafından yeryüzunden komünizmin ko yet aramak da lazım değildir' diyor. Bay Üç gnıba yöneliyorlardı; aydın çevrekünü kazımakla görevlendirildigi savıy Savcı hâlâ farkında degil; TKP Genel ler, sendikalar ve sol yayınevleri. Amaç, diye ve uşaga ne onlann ne de bizim ihla ortaya çıkmıştı. Sekreteri olarak, önceden ilan ederek dava sonucunda hiçbir şey çıkmasa da, tiyacımız vardır. TKP bağımsızdır ama tarafsız değildir Şimdi soruyoruz: Uluslar ve sistemle döndüm, düşüncelerimi, komünist oldu bu çevrelere gözdagı verilmiş olacak ve rarası savaş kışkırtıcıhğı görevi ne zaman gumu gizlemiyonım. Bundan da övünç aynı zamanda gelişimizle dogan olumlu demiştim. Soranm, savaş ile banş, sömüdan beri Türkiye Cumhuriyeti Savcıları duyuyomm. Hâlâ bu sözlerin anlamı atmosfer dağıtılmış, çevremiz bir korku rü ile emek, baskı ve terör ile demokrasi ve özgürlük arasında tarafsızlık olabilir nedir? nın görevleri arasında yer alıyor?.. duvarı ile çevrilmis olacaktı. Özellikle ABD'deki antikomünist hisBiz yakalanmadık. Kendi islegimiz ve Olacak iş miydi, Türkiye tarihinde gö mi? TKP özbeöz ulusal nitelikli bir partiteri dönemine ilişkin yapıian övgüleri her karanmızla yıllardır özlemini çektiğimiz nilmüş müydü, iki genel sekreter gelecek halde bugun Reagan bile yuzünu buruş ülkemize döndük. Fakat önemli olan dö \e 5001000 kişilik bir dava açılmayacak? dir, ama aynı zamanda Enternasyonalistturarak okuyacaktır. nüşümüz değildir. Bu bir yurttaş olarak İşle iddianamenin senaryosu bu hayal tir." Ayru zamanda ve öncelikle iddianame en dogal hakkımızdır. Önemli olan öz lerin gerçek olacagı temelinde onceden nin 'Komünist Partisi'ne yaşam hakkı lemierimiz de değildir. Bir komünist, ile hazırlanmıştı. BİTT1 Hakimiyeti Milliye gazetesinde 'En Buyük Düşman' başlıgı altında şöyle deniyordu: 'En büyük düşman, 'kapitalizm' afeti ve onun çocuğu olan 'emperyalizm'dir.' '... Düşünce, diğer deyimle marksistleninıst düşünce ve o düşünceyi açıklayan komünist düşünce Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında cezalandınlmıştır.' Hem, ne demek 'Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarmca cezalandırılmak?' Hukuk terminolojisine yeni bir katkı mı? Yasalar cezalandırmaz, suç olan eylemi zikreder. Yasa uygulayıcılar, yargı organlan açık ve adil bir yargılama sonunda ceza verir ya da vermez. Ama bu iddia makamı o kadar sabırsız vetelaşlıki, hazır suçluyu bulmuşken bemen kanunlara cezayı kestirmek istiyor. 'Öncelikle bu sistemi benimsemiş devlet yaşamını görmüş kişilerin anlatrmlarına' dalmayacagız. Tehdit: 'Komünizm prensibi, bizimle verilmemelidir" tezine de yanıt vermeliyim. Öncelikle yamtlanması gereken soru komunistler, devrimci sol ve işçi sınıfının 12 Eylül öncesi bunahmımn gercekten sonımlusu olup olmadıgıdır. Yalan, demagoji, iki yuzlülük, politik yaşamda geçerli bir norm olmaktan çıkmadıkça karanlık eller ulkemizi sonu belirsiz badirelere süriiklemekte devam edeceklerdir. Şark kurnazhklannın, politika vapanlann gerçek yuzleri gösterilmedikçe demokrasinin onundeki tuzaklar bozulamaz. Politik kültürsüzleşme toplumu çüriimeye itiyor. Bunun için yalanlan tck tek ortaya çıkannak zorunludur. En büyük yalan 'terör ve iç savaş' yalanıdır. Yani istikrarsızlıgın, bunalımın nedeninin bu oldugu yalanı. Eger askersel darbelerin önlenmesini istiyorsak, öncelikle karanlık güçlerin, darbelerin psikolojik ortamını hazıriamak için başvorduklan demagoji ciiriirici, yıırtsever eger koşullar bunu gerektiriyorsa bir ömür boyu yurt özlemini içine gömebilir. Bu yüksek bir özveridir. Öyleyse önemli olan dönm;iş oluşumuz degil, niçin dönduğumuz ve yasal çalışma talebimizdir. Işte iddianame bunlann iistünu örtmek için olağanüstü çaba harcıyor. Dönüşümüzde, emniyette bulundugumuz sürede ve yargı önüne çıkana kadar ber tür sonımlulugumuzun kendisine ait oldugu ve 'vebali gunahı benimdir' diyerek basına açıklama yapan DGM Savcısı'na huzurunuzda sormak istiyonım: Bizi poliste sorgulayarak, yalnızca iki kişi oldugumuz halde, 48 saatlik gözetim süresi ile yetinmeyerek, bir hafta sonra bir bafta daha gözetim süresi uzatarak, on beş gün ile de yetinmeyerek on dokuz gün poliste sorgulanmamız ve üstelik 'usule uygun' sorgulanmamız direktifıni vererek yeni ne ögrendiniz? Evet, yeni ne öğrenmişti Bay Savcı? Ben TKP Genel Sekreteri'vim. Ve polis Aynca, yine iddianamede aydınlar dilekçesinin organizatöriinün TKP oldugu söyleniyor, İnsan Haklan Dernegi ve yasal olarak çıkan sol yayınlann bir kısmı TKP ile baglı gösteriliyor. ustelik bir kanıt gosterme geregi dahi duyulmadan. Bunlann hepsinin yakıştırma oldugu tartışılmayacak kadar açıktır. Kıhç, İstanbuVa getirildi Istanbul Haber Servisi Diyarbakır 7. Kolordu Askeri Mahkemesi'nde uyuşturucu madde kaçakçılığı suçundan idam cezası istemiyle yargılanan yeraltı dünyasınm ünlü isimlerinden Dündar Kılıç, gözündeki rahatsızlık için Istanbul'a getirildi ve Çapa Göz Polikliniği'ne yatırıldı. Uçakla sıkı güvenlik önlemleri altında lslanbul'a getirilen Dündar Kılıç'ın muayene ve testlerden sonra gözündeki kistten ameliyat olacağı öğre, Adi. OzaVın hacıltğına tepki ANKARA (ANKA) Başbakan liırgut özal'ın hacca gitme girişimine ilk tepki SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'ten geldi. Genç, "Özal, laik Türkiye'nin Başbakam olarak hacca gidemez" dedi. Genç, ANKA'ya yaptığı açıklamada, halkın aesteğini yitirdiğini savunduğunu Başbakan özal'ın, "din sömürüsüne" başvurduğunu öne sürdü. Müslüman olan herkesin istediği takdirde hacca gidebileceğini belirten Kamer Genç, "ancak devleti yönetenterin böyle girişimlerinin laikliği zaafa uğratacağını" söyledi. Kutlu Sargın için toplantı ANKARA (AA) Yasadışı Türkiye Komünist Partisi ile kapatılan Türkiye tşçi Partisi genel sekreterleri Haydar Kutlu ve Nihat Sargın 'm DGM'deki davasmı izlemek üzere Türkiye'ye gelen Avrupalı hukukçular, "Sanıklann yalnızca görüşlerinden dolayı suçlandıklarını" ve "elde suç işlendiğine ilişkin somut hiçbir şey olmadığını" savundular. Yunan, Fransız, tngiliz ve Alman barolarına mensup olan ve aralarında eski Yunanistan Adalet Bakam ve PASOK Milletvekili Aleksandr Mongakis ve Federal Almanya Sosyal Demokrat Parti milletvekillerinden Monica Gonseford'un da bulunduğu A vrupalı parlamenter ve hukukçular, dün bir basın toplantısı düzenleyerek, Kutlu Sargın davası ile ilgili gozlemlerini açıkladılar. Gaziosmanpaşa'da 500 kişiyv tapu Istanbul Haber Servisi Gaziosmanpaşa Belediyesi dün gecekondu sahibi 500 kişiye tapu dağıttı. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Sabri öztürk, "Af Yasası çerçevesinde başlatılan tapu dağıtım işlemleri büyük ölçüde bitmiştir. Her ayın ilk salı gunü verilecek bu tapularla inşaat ruhsatı da alınabilecektir" dedi. öztürk, şimdiye değin 85 bin tapu dağıtlıklarını, gerıye kalan 15 bin tapunun da her ay hak sahıplerine verileceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle