19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 TEMMUZ 198S Hatnadi davası Dıs Haberler Servisi Amerikan TWA Havayolları 'na ait bir yolcu uçağım 1985 yılında kaçırmak ve bir Amerikalının öliimüne sebep olmak suçundan tutuklu Lübnanh eylemci Muhammed Ali Hamadi'nin yargılanmasma dün de devam edildi. Federal Almanya'nın Frankfurt kentinde dün yapılan duruşmada Hamadi'nin yakalandığında tizerinde ele geçirilen not defterinin incelemesi yapıldı. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Irkçı rejim meydan okuyor Güney Afrika Enformasyon Bakanı, "Şu anda ülkemizdeki durum Mandela'nın serbest bırakılmasına uygun değil" dedi. CAPETOWN (AA) Güney Afrika hükiimeti, önceki gün 70'inci doğum gününü kutlayan zenci lider Nelson Mandela'yı serbest bırakmayı reddetti. Enformasyon Bakanı Stoffel van der Mervve, "Bize ne kadar uluslararası baskı yapılırsa yapılsın, eyletnlerimizin sonuçlanyla yasamak zonındayız" dedi, Van der Merwe, "Şu andaki durumun, hükümetin Mandela'yı serbest bırakmasına uygun olmadıgını" söyledi. Enformasyon Bakanı, Güney Afrika Televizyonu'na verdiği demeçte, Mandela'nın bir gün salıverilmesini üınit ettiğini ve hükümetin bu konuyu incelemede tuttuğunu kaydetti. 26 yıldır hapiste bulunan Mandela'nın 70'inci doğum gunü dolayısıyla ABD, Sovyetler Birliği ve Türkiye de dahil çok sayıda ülke ve uluslararası kuruluş, siyah liderin serbest bırakılmasını istemisti. Enformasyon Bakanı'nın sözleri, Güney Afrika'nın bu konudaki ilk tepkisi oldu. Mandela'nın doğum günü olan önceki gün hukümet ve devlet kontrolündeki televizyon ve radyo, sessiz kalnuştı. Geçen hafta sonu, Mandela valleri engellenmiş ve Mandela yazılı tişort giyenler gözaltına alınmıştı. Hükümeti yıkmayı planlamak suçundan ömürboyu hapis cezası çeken Mandela, Güney Afrika"daki ırkçı yönetıme karşı direniş sembolü haline gelmiş durumda. Öte yandan, Güney Afrika'daki ırkçı beyaz azınlık yânetimine karşı direnişin sembolü Nelson Mandela'nın eşi Winnie Mandela, 70. yaşgünü dolayısıyla yönetimin tüm aileye Mandela'yı hapishanede ziyaret izni vermesinin "bir tuzak olduğunu" bildirdi. Winnie Mandela, önceki gün Johannesburg'da düzenlediği basın toplantısmda, "lnsani bir jest olarak bize sundukları ziyaret iznı, tuzaktan başka bir şey değildi. Aslında, hükümetin niyeti baskaydı. Günun birinde bunu kullanmak istiyordu" diyerek, yönetimden ban şeyler kabul ettiğj için Mandela ailesinin Afrika Ulusal Kongresi'nden koparmaya çalışılacağını kastetti. Winnie Mandela yanmda kuçük kızı Zinzi ve torunlanyla birlikte yaptığı konuşmada, "Biz hiikümetten hiçbir zaman lutuf istemedik. Hiçbir zaman bize başkalarından ayn davranılmasını beklemedik" şeklinde konuştu. Eşinin serbest bırakılması konusunda pek umutlu olmadığını da belirten Bayan Mandela, ırk ayrımına karşı savaşan Afrika Ulusal Kongresi'nin (ANC) manevi lideri Nelson Mandela'yı gelecek hafta kaldığı hapishanede ziyaret edeceğini söyledi. Eşi ile görüşmeyi reddetmesine, hükümetin pazar günü Mandela için Johannesburg'da düzenlenen bir konseri yasaklamasının yol aç"Eğer onu serbest bırakacak olsalardı, bu tür yasaklamalara gitmez ve uygun bir ortam oluşmasına izin veririerdi" dedi. VVinnie Mandela, eşinin ömürboyu hapis cezasına çarptırıldığı 1964 yılından bu yana, siyasi fıkirlerinde hiçbir değişiklik olmadığını da sözlerine ekledi. Mandela'nın kızı Zinzi de ANC lideri Oliver Tambo'nun kendile "SENİN Û2GÜRIÛ&ÜN BİZİM ÖZGÜRLÜ6ÜMÜZ" Nelson Mandela'nın 70 doğum yıldönümü nedeniyle önceki rine gönderdiği destek mesajını gun Cape Town'da gösterı yapan sıyah öğrencıler, "Mutlu doğum günu Mandela, senin özgürlüğün bizim özgürlüğümüzdür" yazılı pankart taşıdılar. (Fotoğraf: Reuter) okudu. Güney Afrika, Nelson Mandela'nın serbest bırakılmayacağını açıkladı BUGUN ALİSİRMEN Cinayetin Sonu Şu iranlrak savaşının geçirdiği aşamalara bakınca, insan elinde olmadan "gel de" diyor, "iki ahmak ağanın öyküsünu anımsama" Daha önce de bu sütunlarda sözünü ettiğimiz öyküyü sanırım okurlarımız biliyorlar. Ancak duruma öylesine uyuyor ki, yinelemek kaçınılmazlaşıyor. Birbirine karşıt olup aynı kasabada oturan iki ağa, Mehmet Ağa ile Ahmet Ağa, Ahmet Ağa'nın atlı arabasıyla kente alışverişe gidiyorlarmış. Her olanakta birbirlerine kazık atmaya çalışan bu iki uyanık görünüşlü ahmaktan, araba sahibi olan biraz Ötede yolun üzerinde at pisliği gorünce, birden, "Şunu Mehmet Ağa1 ya yedirsem, sonra yıllar yılı herkese anlatıp da onu küçük düşürsem" diye düşünmüş. Hemen dönmüş ve: Mehmet Ağa demiş, şu pisliği yersen bu arabayı sana veririm. Mehmet Ağa da karşıtı kadar açıkgöz ya! O da kendi kendine "Yiyip arabayı alsam, yıllar yılı (herifin arabasını elinden aldım) diye gırgırımı geçerim. Sonra yediğimi kim görecek, inkâr ederim" diye düşünmüş. Ve de efendim, inip arabadan afiyetle yemiş at pisliğini, sonra almış dizginlerı eline ve yola devam etmişler. Ağa efenditerin her ikisi de çok hoşnutmuşlar başta. Ama kente gelip alısverişi yapıp dönüş yoluna koyulunca ikisini de bir düşüncedir almış. Ahmet Ağa giden arabasına yanarmış, Mehmet Ağa ise ya bu herif benim pisliği yediğime herkesi inandınrsa diye kurarmış. Sonunda, sabah olayın olduğu yere varmışlar ki ne görsünler? Oraya yine bir at pislememiş mi? Mehmet Ağa can havliyle dönmüş Ahmet Ağa'ya: Üle Ahmet Ağa demiş, ha bu pislikleri yersen, arabanı sana geri veririm. Mehmet Ağa'nın canına minnet. Hemen inmiş pislikleri yemeye koyulmuş, sonra da sabah kendinin olan arabayı bir kez daha kazanmaktan mutlu, almış dizginlerı ele. Her iki ağa da hoşnut yollanmışlar köye. Aradan bıraz daha geçmiş, tam köye girmek üzereylermiş ki, Ahmet Ağa şöyle bir başını kaşımış, sonra da dönmüş yanındakine: Yahu Mehmet Ağa demiş, bu araba bu sabah benimdi, şimdi de benim değil mi? Hee demiş Mehmet Ağa, öyle. Peki demiş, o zaman biz ikimiz bunca b..u neden yedik Allahaşkına öyle. Ahmet Ağa ile Mehmet Ağa'nın adlarının yerine Saddam ile Humeyni'ninkini yerleştirebilirsıniz, çünkü akılsızlık her iki olayda da aynı kertededir. Ne var ki Ahmet ile Mehmet Ağa'nın olayı daha hafirtir; her iki sivri akıllı, kendi yedikleriyle yetinmişlerdir. Oysa SaddamHumeyni çılgınlığı 1 milyon insanın hayatına mal olan bir cinayettir. Ve bu cinayetten her iki taraf da sorumludur. Kendi halklarını neyle uyutmaya kalkariarsa kalksınlar, hangı zafer naralarını atarlarsa atsınlar, her iki önder ve artlarındakı sorumsuz yönetimler de tarihte cinayet sorumlusu olarak anılacaklar. Saddam, savaşı başlatmakla suçludur. Evet, İran Şii nüfusun yoğun olduğu Irak topraklarına da sıçratmayı kuruyordu devrimini. Ama acaba Saddam'ın bulduğu çözüm müydü, bu girişimi önlemenin çaresi? Saddam içerde reformlarıyla, yatırımlarıyla kendi rejimini pekiştireceği yerde, üretken ve demokratik olmayan her baskıcı yönetımin kullandığı yolu denemiş ve dış maceralarla durumunu pekiştirmeye çalışmıştır. İran'ın içinde bulunduğu güç durumu da yanlış değerlendiren Saddam Hüseyin, kolay bir utku kazanacağını umarken, sekiz yıl süren ve 1 milyon kişinin öldüğü bir savaşın sorumlusu olmuştur. Humeyni ve mollalarinın sorumluluğu da Saddam'dan hiç de aşağı değildir. Her şeyden önce Humeyni ve mollaları, kendi sözde devrimlerini bölge ülkelerine yayma girişiminde bulunurken, (ki bunların arasında Türkiye de var) savaş kışkırtıcılığı yapmaktaydılar. Kaldı ki Saddam Hüseyin, olayların da zoruyla, kolay utku bir yana, pabucun pahalı oiduğunu görüp anlayınca, 1982'de savaş başladıktan 2 yıl sonra ulusal sınırlara çekilmeyi önermiştir. Ama Humeyni ve mollaları, insan kanı dökmeye aldırmayarak, intikam peşinde koşmuşlar, bir anlamda da kendi varlıklarını dış macera ile pekiştirme yolunu tutarak, öneriyi geri çevirip savaşı sürdürmüşierdir. Bugün savaş, hemen hemen sekiz yıl sürdükten sonra Tahran'ın BM'nin önerdiği ateşkesi kabul etmesiyle bitme yoluna gtriyor. Hiç kuşkunuz olmasın ki, yıllar yılı Humeyni ile mollalarinın her girişiminde, şeyhinin tersinde boncuk arar gibi, keramet arayanlar, bu olayı da Tahran'da mantık konuşuyor biçiminde yorumlayacaklardır Doğallıkla böyle bir değerlendirme yanlıştır. Tahran'da Humeyni'nin işbaşına gelmesinden bu yana konuşmayan, sekiz yıllık kanlı savaş sırasında hiç yüzünü göstermeyen mantık şimdi neden konuşsun? BM'nin 20 Temmuz 1987 tarihli 589 sayılı ateşkes kararını geçen yıl, "deli saçması" diye geri çeviren molla kafasına bu yıl mantık neden ve nasıl egemen olsun? Gerçekte Tahran'ı yola getiren molla mantığını etkileyebilecek tek etken olan kaba güçtür. Mollalar, cephede yenilmekteydıler. Bir süredir savaş Bağdat'ın üst üste kazanımlarıyla, Irak topraklarından İran topraklarına kaymıştı ve tüm gözlemciler artık Tahran'ın savaşı kazanmasına olanak bulunmadığını belirtmekteydiler. Ekonomik çöküntünün eşiğine geten İran, bu savaşı daha fazla sürdürecek parasal gücten de yoksundu. Üstelik Körfez kabadayılığı lran'ın uluslararası alandaki yalnızlığını arttırırken, çeşitli etkenlerle, mollaların içerde durumları da sarsılıyor. Devrim Muhafızları ile ordu arasında da çatışmalar başlıyordu. Kısacası, mollalar savaşta yeniliyor ve her alanda çöküyorlardı. Yenilgi ve çöküşün korkusu onları cinayet eylemlerini durdurmaya itti. Ve Saddam ile Humeyni patentli bu 1 milyonluk kitle kıyımının sona ermesi olasılığı en sonunda belirdi. Bakalım, İranlrak savaşının sorumluları bu çılgınlıklarının hesabını nasıl verecekler? Bir FÜistinli daha öldürüldü KUDÜS (AP) Işgal altındaki Filistin topraklannda önceki gün Israil askerlerince başına tuğla fırlatılan 17 yaşındaki Filistinli gencin öldüğü bildirildi. Batı Şeria bölgesinde ölen Filistinlinin cenaze töreni btiyük bir protesto gösterisine dönüştürüldü. Cöstericiler tarafmdan "tntikam alacağız", "Siyonistler dısarı" biçiminde sloganlar atıldı. Akşam geç saatlerde yapılan cenaze törenine yaklaşık 3 bin kisi katıldı. Cuneco, Ziya Ül Hakh uynrdı İSLAMABAD (AA) Pakisıan'da, görevden alınan Başbakan Muhammed Han Cuneco, Devlet Başkanı Ziya Ül Hak'tan, ülkeyi anayasa çerçevesinde yönetmesini isteyerek, bir an önce genel seçime gidilmesi çağnsında bulundu. Cuneco, lideri bulunduğu Pakistan tslam Birliği Partisi'nin yönetim kurulu toplantısmda yaptığı konuşmada, "Ziya Ül Hak'ın 29 mayıstan bu yana aldığı bütün kararlar anayasaya aykırı ve yasa dtşıdır, çiinkü bu kararlar, anayasaya uygun bir hükümet tarafmdan almmamıştır" dedi. Sovyet yetkililer Karabağ sorununu kapatmakta kararlı Moskovadan sert uyarı yor ve bu amaçla kopartılacak yeni gürültülere hoşgöriı ile bakılamayacağını belirtiyorlar. Gorbaçov, Ermenilerin, Karabağ sorununu, ekonomik ve sosyal reformlara olan düşmanlıklarını gizlemek için kullandıklanm belirtti. Gorbaçov, "Karabağ sorunu denilen konu, perestroyka rauhalifleri tarafmdan, ekonomik durgunluk döneminde ceplerini paravla dolduran yoz, muhafazakâr kişiler tarafmdan bir sis perdesi olarak kullanıldı" dedi. Sovyetler Birliği Başsavcısı Suharov'un da dün, "Gerekirse sokaga çıkma yasagı ilan ederiz" şeklindeki açıklamasından sonra, Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkan Yardımcısı Piotr Demiçev, "Gerekirse Kafkasya'daki dağlar yıkılır, başka yerde dikilir" şeklinde konuştu. Karabağ için grev yapan Ermenilerin şimdiye kadar ellerinde biriken paralarla idare ettiklerini sandıklarını belirten Suharov, "Ancak dışandan yardım da almış olabileceklerine" dikkat çekti. Demiçev, dün daha önce yaptığı açıklamada da, Sovyet yetkililerin, bundan böyle Karabağ sorununu kullanan "kokuşmuş unsurlar ve perestroyka karışlı güçlerle" mücadele etmesi gerektiğini vurgulamıştı. Sovyetler Birliği Içişjeri Bakanı Alexandre Vlassov da, 55 gunden bu yana grevde olan Karabağ'da sıkmtı çeken halkın artık bıktığını belirterek, işbaşı yapılması çağnsında bulundu. Lübnari'da çatışmalar BEYRUT (AA) Lübnan'ın kuzeyinde, Suriye birliklerinin denetimindeki bir kasabada pazar günü başlayan çatışmalarda dün de 3 kişi öldü, 19 kişi yaralandı. Çarpışmalarda ölenlerin sayısı 9, yaralananların sayısı ise 39'a yükseldi. Şii Jaafar kabilesinin, Katolik Maruni topluluğunun bulunduğu kasabayı roket ve havan toplarıyla bombaladıkları bildirildi. Çatışmaların olduğu Kobeyat kasabasmda yaşayan Marunilerin ise, Papa'ya başvurarak 'kasabalanna yapılan saldırmın durdurulması için müdahale etmesini" istedikleri belirtildi. Kuzey Lübnan 'daki Trablusşam kentinin polis sözcüsü ise, Şii Jaafar kabilesinin kasabaya düzenlediği 3 saldırmın püskürtüldüğünü söyledi. MOSKOVA (AA) Sovyet yetkilUerin, Yüksek Sovyet Prezidyumu'nun önceki günkü kararından sonra yaptıklan açıklamalarda, Ermenilerin Karabağ konusunda kopardığı gürültüye her yola başvuıferak son vermekte kararlı oldukları anlaşılıyor. Başta SSCB lideri Gorbaçov olmak üzere tüm yetkililer, birbiri ardısıra yaptıklan açıklamalarda, Azerbaycan'a bağlı özerk Karabağ bölgesinin Ermenistan'a ilhak edilmesini isteyenlerin "perestroyka düşmanı" olduğunu vurgulu Kıbrısh Rumlarla siyasi iüşki STELYO BERBERAKİS ~ ATtNA AT Dışişleri Bakanları Siyasi Işbirliği Komitesi Toplantısı, AT Dönem Başkanhğı'nı üstlenen Yunanistan'm başkenti Atina'da yapıldı. Atina'nın Zappion Sarayı'ndaki toplantıda dört ayn konuda ortak açıklama yapıldı. Bunlardan ikisi Güney Afrika'yı, biri Şili'yi, diğeri de Afganistan'ı ilgilendiriyor. AT Djşişleri Bakanlan, Güney Afrika'daki durumdan ötürü duydukları rahatsızlığın yanı sıra Nelson Mandela'nın serbesı bırakılması için Guney Afrika'ya çağrı da bulundu. Bu arada Şili'deki referandum ve demokratik duzenin sağlanması ile Afganistan'daki durumun normalleştirilmesi için ayn ayrı çağrıda bulunuldu. Toplantıdan sonra düzenlenen basın toplantısmda Yur^nıstan Dışişleri Bakanı Karolos Papulias Bakanlar Kurulu'nun donem başkanı olarak, lran'ın Körfez'deki ateşkes karannı 12'lerin "çok olumlu" olarak karşıladıklarını dile getirdi.Bu arada Turkiye'yi dolaylı da olsa ilgilendiren bir gelişme de AT Dışişleri Bakanlan'run Kıbrıs'la siyasi ilişkilerin kurulması yolundaki, Yunanistan'm önerisini, oy birliğiyle kabul etmesi oldu. Yunanistan Dışişleri Bakanı Papulias, AT ülkelerinin, Kıbns Rum kesimiyle bakanlar ve siyasi işlerden sorumlu genel müdürler düzeyinde siyasi ilişkiler kurması için alınan bu kararı çok önemli ve yararlı olarak niteledi. Papulias "Bu karar, AT'nin Kıbns sorununa karşı ne denli duyarlı olduğunu göslermektedir" şeklinde konuş AT TOPLANTISI DlS BASIN Papandreu mesajı almalı hem poiisin hem de Başbakan Andreas Papandreu'nun çifte basansızlığmm gösteTgesidir. Yunan polisi şimdiye kadar üç Amerikalı yetkilinin ölümüne ve 100 kişinin de yaralanmasına yol açan bombalı saldınlan tezgâhlayan bir avuç teröristi etkisiz hale getiretnedi. Andreas Papandreu da Yunanistan'daki terör eylemlerinin yaygınlaşmasına neden olan ABD aleyhtan dıişuncenin kaynağını kurutamadı. Yunan polisi bugüne kadar ıçeridekî terorizme karşı yumuşak davrandı. Ancak bu tutum Yüzbaşı Nordeen'in öldurülmesi ve turist gemisine düzenlenen saidırıdan sonra değiştirilmelidir. Yunan devleti terorist saldınlann boy hedefi haline gelmiştir. Terorizme karşt mücadele edecek modern bir Sovyet heyeti INF'yi denetliyor City of Poros olayv GREENHAM COMMON (AA) Orta menzilli füzelerin sökülmesini denetlemekle görevli Sovyet heyeti, dün tngiltere'deki Greenham Common Askeri Üssü'nde incelemelerde bulundu. Toplam 10 kişilik heyette yer alan Sovyet uzmanlar, kısa bir karşılama töreninden sonra yaptıklan açıklamada, "1NF anlaşması insanlık tarihinde daha önce benzeri görülmemiş bir gelişmenin başlangıcıdır" dediler. Heyet adına yapılan açıklamada, tngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinin, bu gelişmenin sağlanmasındaki rollerinin takdirle karşılandığı da belirtildi. 28 haziranda Amerikan Deniz Ataşesi Wilüam Nordeen'in bombalı bir saldın sonucu Atiaa'da öldürulmesi Yunanistan'da 13 yıldır süren antiAmerikan kampanyada yeni bir perde açtı. Bu suikast polis gücü oluşturulmasımn önemsenmediği gün ışığına çıkmıştsr. ABD'li diplomat şöyle diyor: "Yunan polisinin iyi niyetinden şüpbe etmiyoram. Ama yeteneğinden şıiphe ediyorum."' Papandreu I981'de iktidara geldiği zaman ülkeyi modernleştireceğine ve Yunan siyasi hayatındaki bölünmeleri düzeltmeye söz verdi. Olaylar onun bu konuda çok az yol aldtğını göstermektedir. Yüzbaşı Nordeen'in öldurülmesi, durumun aciüyetini onaya çıkarmıştır. Yunan halkı saldınlan gerçekleştiren bir avuç teroristin nasıl olup da ponslen kaçabüdiğıni merak ediyor. Paüayan bomba tahrip gücü yüksek ve daha önce patlatılanlara kıyasla son derece gelişmiş bir bombaydı. Uzmanlar bu denli aynntılı ve iyi planlanmış bir saldınntn 17 Kasım örgütü tarafmdan gerçekleştirilebüeceğine inanmıyor. Amerikalı ve Yunan'.ı uzrnanlara göre 17 Kasım örgütü ruhsal dengesi bozuk bir kaç teröristten oluşan çok ufak bir grup. Bu grubun bir siyasal programı olmadığı gibi, uluslararası terör örgütleri ile bağlantısı da yok. 17 Kasım'ın çok küçük bir grup olması, poiisin bu örgüte sızmasını güçleştiriyor. Ancak bu örgütun eylemlerine Yunan sol basınında geniş yer verilmesi, büyük rekianı yapılması bu örgütü yureklendiren bir siyasi havanın göstergesidir. İşte Papandreu'nun. değiştirmesi gereken siyasi atmosfer budur, aynı. zamanda da polisi güçlendirmek için gerekli yasalan çıkartması gerekmektedir. 13.7.1988 ABD Dışişleri sözcüsü açıkladı: ABD,EbuNidal'den kiışkulamyor cadele konusunda ibret olması amacıyla City of Poros olayı hakkında bir rapor sunacağını "ümil ederek", Yunanistan'a teknik yardımda bulunmayı teklif etti. Uluslararası Gemicilik Örgütü Genel Sekreter Yardımcısı Thomas A. Mensah, 9 kişinin ölümüne yol açan saldmnın seyir güvenliğine vurulmuş "ckldi bir darbe" olduğunu ifade etti. Mensah, Yunanistan'm güvenlik kurallarına gösterdiği saygı konusunda yorumda bulunmaktan kaçındı. Mersah, Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün güvenlik konusunda aldığı direktifleri 1986 eylül ayında kabul eden 132 ulkenin, bu kuralları yerine getirmek için "gerçek bir gayret" gösterdiklerini belirtti. Mersah sözlerine şöyle devam etti: "L'marım, beş yıl sonra, tüm diinya limanlarında uygulanacak güvenlik önlemleri, bizim tavsiyelerimize uygun olur." Beylikdüzü'nde gerçekleştirilen, İnşaatı devam eden Türkiye'nin ilk çağdaş uydukenti Mücahitlere yardım sürecek WASH1NGTON (AA) ABD'nin Afgan mücahitlere süah göndermeye devam edeceği açıklandı. ABD Dışişleri Bakanlıği Sözcusu Phyllis Oakley. \Vashington Post Gazetesi'nde yer alan bir haber uzerine yaptığı açıklamada, haberi tam olarak yalanlamadı, ancak mucahitleri desteklemek yönundeki ABD taahhüdünu bir kez daha dile getirdi. \Vashington Posl Gazetesi'nde cumartesi gunu yayımlanan haberde Pakistan'ın, Afgan mücahitlere ABD silahlan sa|lamayı "uygulamada" bıraktığı kaydedilmişti. Oakley, "Mücahitlere destegımiz sarsılmaz. Afgan mucahillerin kendi kaderini belirleme hakkına sahip olana kadar, sürdürdükleri mücadeleye gerekli desleği sağlamaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Başkent Kabil'e dün sabah düzenlenen roket saldınsında, sadece Kerhan mahallesinde 8 kişi oldu, 9 kişi de yaralandı. Sovyet topçu birliklerinin, mücahitlerin daha önce duzenledikleTİ roket saldınsma misilleme olarak başkent Kabil'in güneyindeki tepeleri cuma günü bombaladığı bildirildi. Afgan mücahitlerin, Kabil'in orta kesimlerine 10 km. kadar yaklaştıkları haber veriliyor. Kent çevresindeki yüksek tepelerde üslenen mücahltlerin, kent savunmasında önemli rol oynayan garnizonları tehdit ettiği belirtiliyor. BUDAPEŞTE (AA) Macaristan Komünist Partisi lideri ve başbakam Karoly Grosz. resmi bir ziyaret için dün ABD'ye hareket etti. Grosz, 27 temmuzda Beyaz Saray'da Başkan Ronald Reagan'la görüşecek, Başkan Yardımcısı George Bush, Dışişleri Bakanı George Shultz, Haz'me Bakanı fVilliam Baker ve Ticaret Bakanı William Verity ile de bir araya gelecek. Grosz ABD'yv gıtti WASHINGTON (AA) Yu nanistan'da City of Poros adlı gemiye 11 temmuzda girişilen saldırının aydınlatılmasına çalışılırken, ABD yetkilileri, Filistin örgütlerinden Ebu Nidal grubunun olaydan sorumlu olabileceğini öne sürdü. Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir Amerikan yetkilisi, yaptığı açıklamada, saldırının şekli ve yönteminin Ebu Nidal'i anımsattığını söyledi. Asıl adı Sabri El Banna olan Ebu Nidal'in Libya'da bir karargâhı bulunuyor, ancak ABD yetkilileri, Libya'nın Bu saldmyı fınanse edip etmediği konusunda emin değilleı. BÜYÜKŞEHİRDE KONUT SAHİBİ OLABİLMENİZ İÇİN SON İMKAN!.. Uygufama projelerinin verdiği imkânlarla AA tipı konut için 18, A tipi konut için 313 Yine kimliğinin açıklanmasını istemeyen başka bir yetkili, el bombası ve otomatik silahlarla City of Poros gemisine düzenlenen saldırmın, 1985 yılında Roma ve Viyana havaalanlanna aynı anda girişilen ve 19 kişinin olümüyle sonuçlanan saldınlar arasındaki benzerliğe dikkati çekti. Yetkili, 1985 ekim ayındaki Achilk La1986'da lstanbul'da 20 kişinin ölümüne yol açan sinagog baskı ura olayından sonra UDÖ tarafmdan salık verilen önlemler, linıyla da bir benzerlik kurdu. man bölgelerinin yeniden duzenÖte yandan, merkezi Londra' lenmesini, güvenlik ve alarm sisda bulunan Uluslararası Denizci temi kurulmasını, yolcu ve bagajlik Öıgutü (UDÖ), terorızmle mü ların aranmasını öngöruyor. ORTAK ALINACAKTIR Sınırlı Sorumlu BOTJKSEHDR Merkez Istıklâl Cad Odakule Iş Merkezı Kat 7 80050 Beyoğlu. ISTANBUL Te! 144 89 78 (7 Hat) Telex 24368 bkyk !c Telefa* 15i 49 25 Şanlıye Beylıkduzu E 5 Karayolu (BUYUKŞEHIR) Tei 9 1881 8136/37 Telela» 9 1883 3334 KONUT YAPI KOOPERATİFİ Müracaat: BELGRAD (AA) Yugoslavya'nın Sırbistan Cumhuriyeti'nde, yüzlerce fabrika ve işyerinde çalışmayı durduran binlerce işçi gösteri yaptı. tşçiler, Voyvodina liderlerinin özerk bölgelerin statüsunun değiştirilmesi ile ilgili tutumunu protesto ettiler. Belgrad Televizyonu'nun verdiği habere göre işçiler, Voyvodina liderlerini, Sırbistan yönetiminin özerk bölgeler uzerinde daha fazla denetime sahip olması için yapılması düşünülen anayasa değişikliklerini engellemekle suçladılar. Voyvodina liderlerı ise geçen hafta Sırbistan Komünist Partisi yöneticilerinı, Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi için "korkutn a takliklerine" başvurmakla suçlamışlardı. Sırbistarfda îşçiler yürudu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle