19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZİRAN 1988 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/ı! KartaPa 'özel oda' (Baştarafı l Sayfada) daha çok Kartal Demirağ'ın psikolojik yapısının incelenmesine kaydırıldığı iddia ediliyor. Başbakan Özal dünkü ANAP MKYK toplantısında, kongrenin birinci gününde kendisine yöneltilen suikastın "organize bir olay olabüeceğini" söyledi. Suikast için, "Bir delinin yapacagı bir şey olduğunu sanmıyorum. Olay, önceden organize edilmiş gibi gözükiiyor" diyen Başbakan, gazetelerde sayfa sayfa suikast haberlerinin yer aldığını hatırlatarak, "Oysa başlanasıyla bitmesi arasında 18 saniye geçti. Video bantlarını defalarca seyrettim. Gazeteler senaryo yazıyorlar" diye konuştu. Önceki gün Ankara Emniyetine getirilen Demirağ'ın babası İbrahim Demirdag da. Ankara Emniyeti'nde halen gözaltında bulunuyor. Bu arada cczaevinden kaçtıktan sonra Kanal Demirağ'la Afyon'un Çay ilçesinde kumar oynadığı öne sürülen bir kişi ile Denizli'de kulüp işleten bir başka kişinin gözaltında olduğu öğrenildi. Olayla ilgili olarak halen 8 kişi gözaltında bulunuyor. Saldın sırasmda Demirağ'ın yalnız olup olmadığı ve olayda bir örgüt parmağımn bulunup bulunmadığı konuları çok yönlü ve derinlemesine araştırıhyor. Ancak şu ana kadar yapılan araştırmaların sonucunda bir yardımcı veya örgütle ilgili ipucu bulunamadı. DGM savcılannın, TRT ve Ava Ajansı'nın çektikleri olay filmlerini incelemesinden de bir bulgunun elde edilemediği ifade ediliyor. Olay sırasmda yeşil tişörtlü bir başka kişinin Demirağ'a yardım ettiği iddiası ise, yetkililerce yalanlanıyor. Yetküiler, tüm ihtimallerin değerlendirildiğini ve örgüt bağlantısı olasılığı da dahil olmak üzere tüm soru işaretleri üzerinde durulduğunu ve araştırıldığını kaydettiler. Saldırgan Demirağ'ın ruhsal yaiısının bir fotoğrafının çıkarılmana çalışıldığını söyleyen yetkililer, Demirağ'ın ifadelerinden ve kendisiyle ilgili şahıslardan bu yolda yararlanılacağını da söylediler. Emniyet Müdürlüğü'nde olayla ilgili olarak 12 kişinin gözaltına alındıği, ancak bunlardan çiçekçi olan 4'ünün serbest bırakıldığı öğrenildi. Halen 8 kişi gözaltında tutuluyor. Çiçekçiler olayla bir ilgilerinin bulunmadığıru, kendilerinin basının konuyla ilgili yayinlan nedeniyle gözaltına alındıklarını ifade ettiler. Gözaltında tutulan bir kişinin daha önce poiis vurmaktan yargılandığı belirlendi. Kartal Demirağ, önceki gün saat 21.3022.30 arasında Ankara Numune Hastanesi'nden alınarak Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. Kendisine özel oda ayrılan Demirağ'ın sağlık durumunun düze'.mesi için bir müddet daha tutulduktan sonra sorgusuna geçileceği belirtiliyor. Demirağ'ın sağ eli halen alçıda bulunuyor. Cenel sağlık durumunun ise iyi olduğu bildiriliyor. 'ÖZAL'A HAKARET DAVASI nunda da başaracağı vurğulandı. Muhtar serbest Başbakan Turgut Özal'a suikast girişiminde bulunan Kartal Demirağ'ın üzerinde kartı bulunduğu için gözaltına alınan Çakmak Mahallesi muhtan Abdullah Zorkirişçi ile oğlu Fanık Zorkirişci dün sahverildiler. Ankara DGM savcılığının talimatıyla önceki akşam gözaltına alınan Muhtar Abdullah Zorkirişci, Kartal Demirağ'ı tanımadığını ve olayla da hiçbir ilgilerini bulunmadığıru söyledi. Tüccar olduğu için Türkiye'nin birçok yerinde alışveriş yaptığı kişiier bulunduğunu anlatan Muhtar Zorkirişçi, "Ben deri tiiccanyım, ancak Kartal Demirağ'ı hiç tanımıyoruz. Kartımızın eline nasıl gectiğini merak ediyorum. Hiçbir partiye aşın sempatim yok. ANAP'a oy verdik. MHP ile uzaktan yakından ilgimiz bulunmamaktadır. Olayı nefretle kmıyorum" diye konuştu. Arcayürek ve C^önensin yargdanmaya başlandı İstanbul Haber Servisi Başbakan Turgut Özal'ın, gazetemizde yayımlanan "Çözüm Yollan" başlıklı yazıda kendisine hakaret edildiği iddiasıyla yaptığı şikayet üzerine yazarımız Cüneyt Arcayürek ve Yazıişleri Müdürümüz Okay Gönensin haklannda açılan davaya başlandı. DYP'nin Bursa mitinginden yazdığı "Çözüm Yollan" başlıklı yazısında Cüneyt Arcayürek, partililer arasındaki söylentileri aktarırken, "Örneğin giinii gelir hasta, yorgun yiireğini, kafasım ve kilo atmaz gövdesini dinlendirmek gereksinimi duyacak bir kudretlimizin, ABD'de Connecticut'ta şöyle huzur içinde yaşayabileceği bir 'çiftlik' aldığını anlalıyorlar" cümlesini kullanmıştı. Arcayürek'in bu yazısından sonra Günaydın Gazetesi, "Özal Amerika'da Çiftlik mi Aldı?" başhğıyla haber yayımlamıştı. Başbakan Turgut Özal, 18.04.1988 tarihinde gazetemizde yayımlanan yazıdan bir gün sonra tstanbul Savcılığı'na verdiği şikayet dilekçesinde " Ç ö z ü m Yollan" başlıklı yazıda her ne kadar çiftlik alanın adından bahsedilmese de bu kişinin, "matufiyetinde tereddüt edilmeyecek şekilde şahsı" olduğunu öne sürmüştü. Dilekçesinde ABD'de çiftlik aldığının duyurularak "okuyucu kitlesi nezdinde şahsınuı küçültiılmesi gayesi güdüldüğünü" iddia eden Başbakan özal, Cüneyt Arcayürek ile Okay Gönensin'in cezalandınlmasını istemişti. Özal'ın şikayet dilekçesi üzerine tstanbul Basın Savcısı Osman Cüciik 13.05.1988 tarihli iddianameyle tstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açmıştı. tddianamede Başbakan Özal'ın dilekçesindeki iddialaıa yer verilerek Arcayürek ve Gönensin'in TCK'nın 480/4 ve 273. maddeieri uyarınca cezalandırılması isteniyor. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada yargıç Cengiz Kıyıa, Cüneyt Arcayürek ve Okay Gönensin'in sorgulannı yaptı. Yazıişleri Müdürümüz Okay Gönensin ifadesinde, söz konusu yazıda Başbakan'a hakaret edilmediğini, yazının, suç niteliği taşımadığını söyledi, beraatine karar verilmesini istedi. Cüneyt Arcayürek ise 1947 yılından bu yana gazetecilik yaptığını, bir çok davada yargılandığını, ancak ilk kez bir başbakana hakaret suçlamasıyla yargıç önüne çıkartıldığını söyledi. DYP'nin Bursa mitingi sırasında siyasetle ilgilenenler arasında konuşulan söylentileri yazısına aktardığını belirten Arcayürek şöyle konuştu: "Bu yaamda hiçbir şekilde Başbakan Turgut Özal'ın adı geçme•nektedir. Kendisine hakarel içeren hiçbir söz ya da ifade de yoktur. Yaa içerisinde yapılan tanımlamaya girebilecek bircok önemli kişi vardır. Yazımda, Başbakan'a hakaret kastı taşımadıgım gibi bu anlama gelecek bir söz de yoktur ve olamaz. Kaldı ki bu yazının yayımlanmasından sonra Savın Başbakan'ın fazlaca hassasiyet göstermesi üzerine ertesi gün yazılı olarak bir açıklama yayımladık. Dava konusu yazıdan bir gün sonra yayımlanan açıklamamda, söz konusu lanımlamava giren kişinin kesinlikle Başbakan olamayacağını, bu tanıma girebilecek birçok iinlü kişinin bulunduğunu belirttim. Sayın Başbakan'ın fazlaca alınganlık gösterdiğini düşünüyorum. Suç işlemedim, beraatimi istiyonım." Başbakan özal'ın avukatlan Yücel Ezberci, Tank Anıl ve ANAP'ın Ankara eski tl Başkanı Erden Ansoy, Başbakan'ın alınganlık göstermediğini, yazıda tanımlanan kişinin müvekkilleri olduğunu öne sürdüler. Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın gazetemiz yazan Uğur Mumcu hakkında açtığı davada da Milli Savunma Bakanı'nı savunan avukatlar, "Arcayürek'in kimi kastettigini" açıklamasını istediler. Ancak mahkeme bu istegi reddetti. Gazetemiz avukatlan Gülçin Çaylıgil ve Fikret tlkiz ise, söz konusu yazıda Başbakan'ın adının verilmediğini, adı verilmeyen bir yazıdan dolayı özal'ın şikayetçi olamayacağım belirterek beraat karan verilmesini istediler. Gönensin ve Arcayürek'i duruşmadan vareste tutan mahkeme, savunmaların yapılması ve Cüneyt Arcayürek'in bir gün sonra yayımladığı açıklamanın dosyaya İconması için duruşmayı 04.08.1988 tarihine bıraktı. Çatak'ta acı bekleyiş Kameramanlara ödül Başbakan Turgut Özal ANAP kongresi sırasmda kendisine yönelen silahlı saldınyı görüntüleyen Rüştii Altay ile Alpaslan İpek adlı TRT kameramanlarım ödülleııdirecek. TRT Haber Dairesi ise naklen yayını gerçekleştiren öteki beş kameramanı da odüllendirmesini özal'a önerecek. TRT Haber Dairesi Başkanvekili Ali Kırca tarafından Özal'a isimleri bildirilecek olan ve naklen yayın sırasında görev yapan kameramanların ise Adem Köten, Melih Uzunyol ve 1brabim Saraçoğlu, İlhan Kayalı ile Hüseyin tzi olduğu belirlendi. TRT ayrıca Eurovision aracılığıyla da bütün dünyada yayınlanan göruntü ve haberlere emeği geçen tüm görevlilere takdirname verecek. ANAP kongresinin birinci günündeki suikast ginşimi ve olay sırasmda çalışan, muhabirinden süfürüne kadar yaklaşık ISO görevli takdirname ile ödüllendirilecek. Takdirnameler, çalışanlann sicillerine işlenecek. (Baştarafı I. Sayfada) rısı üzerine kaçarken, Karayollan kamyonunun üzerine clüsen bir kaya, şoför Ali Osman Ustael'in başından hafif yaralanmasına neden oldu. Ustael, heyelan bölgesinde oluşturulan seyyar hastanede tedavi edildi. Arr, verilen çalışmalara 09.30'da yeniden başlandı. Bu arada, Çatak köyünde yaşayanlar, heyelan bölgesinin üzerinde dozerlerin dolaşmasına karşı çıktılar. Ancak Karayollan, DSİ ve Köy Hizmetleri'ne bağlı araçlar, köylülerin karşı çıkmasına rağmen çalışmalannı sürdürdüler. Toprak altında bulunanlann unutularak yol açma çalışması yapıldığını öne süren Çatak köyü muhtan Rıza Yavuz şunları söyledi: "Bircok insan toprak altında yatıyor. Belki de bir kısmı halen yaşıyor. lş makineleri geldi. Daha ne oluyor demeden, makineler o kadar insanın yattığı toprağın ustune çıkarak, yol açmaya başladı. Insanlann biç mi kıymeti yok? Bir tek can kurtarmak için dahi Batılı ülkelerde nasıl çalışıldığını, nasıl uğraşıldığını televizyondan göriiyonız. Burada ise nasıl insan kurtanlacağıaı bilen bir tek kişi bile yok. tnsanlan toprağın altına gömerek, üslünden yol geçirmek, hangi vicdana sığar?" Toprak altında kalan kahvehanenin sahibi Saffet Öztürk'ün eniştesi Ali Yılmazise "Büyük kayma olduktan sonra gelen ekipler, yanm saat içinde ölülerimizin üzerinden yol verdiler" diye yakındı. Alman gönüllüler Bu arada, Federal Almanya'nın Stuttgart kentinden gelen gönüllülerden oluşan 3'ü doktor 32 kişilik kurtarma ekibi, özel olarak eğitilmiş 18 köpekle heyelan bölgesine ulaştı. Saat 09.40 sıralarında meydana gelen yeni bir heyelandan sonra bölgeye gelen ekibin başkanı Kretschmer VVolfgang, Federal Almanya'nın Borkem kasabasında bir ay kadar önce meydana gelen maden ocağı kazasında biri Türk 6 kişiyi canlı olarak kurtardıklarmı belirterek "İtalya'da barajın patlaması olayında sadecc bir kişiyi canlı kurtarabildik. Çünkü toprak çamuriaşmış ve insanlann nefes alma imkfinı kalmamışlı. Milyonda bir ihtimal de olsa, burada ümit var. Köpekler heyelan altında boşluk bulunan 5 yer belirledi. Buralarda çalışacağız" dedi. Eğitilmiş köpeklerin canlı insan belirlediğinde sürekli havladıkları, ölü insana rastladıklannda ise sinerek oturdukları bildirildi. Çatak'ta köpekler ne havladılar ne de oturdular. Hızlı hareketlerle belirli yerlerde toplandılar. Alman kurtarma heyetinden Dr. S. Luhrs'un yetkililere "Kurtarma çalışmalan sırasında kesinlikle iş makinelerinin kullanılmasını islemiyoruz. Köpeklerin belirleyeceği yerierde kazma ve küreklerle çalışma yapüacak" demesi Üzerine, makinelerin çalışmalan durduruldu. Bu arada Federal Alman turistler Susanne Gehweiler ve Gabriella Engler kaybolduklanm bildirdikleri arkadaşlan Markus Muter, Andreas Burghard ve Brigit Hastentenfel'in geride kalan eşyalanm F. Almanya'dan gelen köpeklere koklatıılaı. Trabzon'da Erzurum Oteli'nde kalan Federal Alman nişanlılar Susanne Gehweiler ile Markus Mutter'in heyelanda'n bir gün önce Trabzon'dan ayrılarak Erzurum'a gittikleri öğrenildi. Genç nişanlıların, pasaportlarını Trabzon'daki otelde unuttukları için heyelanın olduğu gece geri dönmekte olduklan ve Markus Mutter'in toprak altında kaldığı belirlendi. DAZKIRI'dan HteMET ÇtTlMKAYA DAZKIRI Bunca bıçaklı, muştalı eyleme katılacaksın, kerv di duşüncende olmayan insanlara korku salacaksın, devamsıztıktan üç kez okuldan atılacaksın; sonra da 19 gün okuduğun eğitim enstitüsünden diploma alacaksın Ve tüm eylemlere karşın 12 Eylül 1980'den sonra getirilen guvenlik soruşturmasından lemiz çıkıp öğretmen olacaksın. KALABAUK Heyelan bölgesinde yoğun bir insan kalabalığı var bunlann bir kısmı kurtarma ekıpleri ve toprak altında kalanlann yakınlan. Çoğunluöu ise meraklılar oluşturyor. (Fotoğraf: Rıza Ezer) saat 13.00 sıralarında yeniden büyük bir heyelan meydana geldi. Araçlar kornalarını, ambülanslar sirenlerini çalarak çevrede bulunanları uyardılar. Yarım saat kadar sonra yeniden çalışmalara başlandı. Saat 14.42'de bir büyük heyelan daha meydana gelince, çalışmalar tekrar durdu. Bu arada basın mensupları ile görüşen kurtarma ekibinin başkanı Wolfgang şunları söyledi: "Şimdiye kadar yaptıgımız araştırma ve çalışma sonunda çok ümitsiz olduğumuzu söylejebiliriz. Eğer, bundan sonra canlı ile karşılaşabilirsek, bu bizim için büyük başan olur. Bu bölgede insanlar toprak ile su arasında kaimışlarsa hava alma olasılıkları hemen hemen hiç yok demektir. Toprakla su arasına sıkışmış olabilirler." Kurtarma ekibinin ümidini yitirmesi üzerine kurtarma çalışmalarına saat 15.00'ten itibaren hem kazma kürekle hem de iş makineleriyle devam edildi. redekiler panik halinde kaçışmaya başladı. Kunarma calışmalarını izleyenlerden Hacı Mehmet Boran, yere düşerek kaçamadı. Üzerine düşen kayalar yüzünden Boran, başından, belinden ve bacaklanndan ağır yaralandı. İlk tedavisi seyyar hastanede yapılan Boran'ın iki bacağının kırık olduğu belirlendi. Boran daha sonra Trabzon Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Köylülerin kahvehanenin bulunduğunu öne sürdükleri yerde de kazı yapıldı. Burada 3 metre aşağı ya inilmesine rağmen, içinde çok kişinin bulunduğu bildirilen kahvehanenin izine rastlanamadı. Her an yeni bir heyelan tehlikesi olduğu için saat 20.00 sıralarında kurtarma çahşmalanna son verildi. Trabzon Milletvekili Necmettin Karaduman'a durumu anlattık, "Burası bizi tehdit ediyor" dedik. Onlar da ilgileneceklerini söylediler. Sonuç ortada. Ali Yılmaz: Bizim 1983 yıhndan beri Ankara'ya dilekçelerimiz var. tmar İskân Bakanİığı'na dilekçe vermiştik. Orada duruyor. "Bu dag üzerimize kapanacak" dedik. Ama kimse dinlemedi. Seçim zamanı geliyorlar. Seçim yollan açıyorlar. Burada insan var mı, üzerine toprak kapanır mı diye düşünmüyorlar. Rıza Yavuz (muhtar): 1984'ten bu yana çeşitli kereler dilekçeler verdik. Afet tşleri'ne, Karayollanna, bakanlığa. Bize "burada heyelan olmaz" dediler. Şimdi toprak altında olan kahvenin sahibi Saffet Öztürk de bundan bir ay önce heyelan konusunda önlem alınması için dilekçe verdi. Ona da "Bu bölgede heyelan yok" cevabı geldi. Trabzon Valisi Enver Hızlan, köylülerin ihmaJ iddialarına ilişkin Cumhuriyet muhabirinin sorusunu '"Öyle bir konu varsa incelenir, sorumlusu hakkında gerekli islem yapılır" diye yanıtladı. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü'nün görevlendirdiği Giresun milletvekilleri Mustafa Çakır ve Riiştü Kurt, dün heyelan bölgesinde incelemeler yaptılar. SHP milletvekilleri, köylülerin iddialannı dinlediklerini, daha önce olan küçük heyelana rağmen yolda tedbir alınmamasımn büyük ihmal olduğunu söylediler. TBMM eski başkanı ve Trabzon Milletvekili Necmettin Karaduman da olay yerinde incelemelerde bulundu. Karaduman, bölgenin topoğrafik yapısı nedeniyle bu tür kaymalann sık sık meydana geldiğini bildirdi. Karaduman, ilk kez böylesine büyük bir heyelanla karşı karşıya kahndığını belirterek, "Bu olaydan alacağımız çok dersler var" dedi. Karaduman, gazetecilerin köylülerin iddialannı sorması üzerine de "Daha önce bana buranın tehlikeli olduğunu söyleyen olmamıştı. Bana herhangi bir şekilde başvuruda da bulunulmamışü. Ancak bugün oğrendim" şeklinde konuştu. DSP Genel Başkanı Necdet Karababa ve Genel Sekreteri Selçuk Sönmez de bölgede iaceleme yaptılar. Karababa, yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Yolun istikametinin yanlış seçilmesi, bu faciaya neden olmuş. Aynca, yolun genişletilmesinin de heyelana neden olduğu göriişündeyim. Göriildüğü gibi derenin karşı tarafı daha sert zerainli olmasına rağmen, verleşim bölgesi ve yol için bu taraf lercih edilmiş." DYP'den de Trabzon Milletvekili Mehmet Çakıroğlu ile Samsun Milletvekili Ali Eser olay yerinde inceleme >aptı. 'Kartal yalnız değildir1 Foreign Report'un yorumu Başbakan Turgut Özal'a yapılan silahlı saldınmn sanığı Kartal Demirağ'ın eylemi ile Mehmet Ali Agca'ımn Papa'yı öldürme girişimi arasmdaki çok yakın benzerlik olduğu ve Demirağ'ın profesyonel kiralık katil olabileceği iddia edildi. Tbe Economist Dergisi'nin ya\n organı olan ve belirli abonelere dağıtılan, "Foreign Repori" dergisinde, Başbakan Özal'a yapılan suikast girişimiyle ilgili yayımlanan bir yazıda, saldırgan Kartal Demirağ'ın eyleminin "profesyonel bir kiralık katü"ın izlerini taşıdığı vurğulandı. Foreign Report, "Özal komplosunun arkası" başlıklı yazısında, Mehmet Ali Ağca ile Kartal Demirağ arasındaki yakın benzerlikleri şöyle sıraladı: "Demirağ da Ağca gibi hapishane kaçkınıydı. Derairag, MHP Gençlik Kollan'nın miliun üyesiydi, keza Ağca da. Her ikisi de, siyasi rakipterin birbirlerini öldürdiiğü ve şiddetin donığunda oiduğu Anadolu'nun kırsal bölgelerinde büyüdü. Demirağ'ı sorgulayanlar Ağca ile Demirağ arasındaki kayda değer benzerlikleri fark etti. Şöyle ki Demirağ, 'Tamamıyla soğukkanlı, bilinçli ve pişmanlık duymayan' bir tavır içinde göründii. Öylesine bir benzerlik ki, Ağca da yargılanmalan sırasında aynı mantıksız tavır ve tutum içindeydi." Foreign Report ayrıca, Kartal Demirağ'ın bir psikopat değil, fevkalade iyi planlanmış bir komplonun kiralık katili olabileceğini kaydetti. Kartal Demirağ'ın yurtdışında bağlantılan olabileceği kaydedilen yazıda, "Türkiye'de 1970'lerin gözü dönmüş sağcı canileri, yurtdışındaki çıkar gruplannca yönlendirilmişti. Bu kişilerin aşın milliyetçi olduklan iddialarına rağmen, bu kişiler para karşılığı ittifak değiştiren siyasi gangsterlerden aşka bir şey değillerdi" denildi. Öte yandan, The Economist Dergisi'nde yer alan bir yazıda da "Başbakan Turgut Özal, Demirağ'ın saldırısı sonunda ölmiiş olsaydı, Anavatan Partisi dağılırdı" denildi. Anavatan Partisi'nde Başbakan Özal'ın yerini alabilecek hiç kimsenin bulunmadğı kaydedilen yazıda, başbakanın kardeşi YUMIÎ Özal'ın iyi bir ekonomist olmasına karşın, deneyimsiz ve otoritersizliğinin parti lideri olmasını engellediği öne sürüldü. ANAP MKYK'da sağ kanadın egemer. olmasının, Başbakan Özal'ı Demirağ'ın kurşunundan daha fazla yaraladığını anlatan yazıda, Başbakan'ın partisi içindeki aşırı uçların rnücadelesini yatıştırmak için oldukça uğraşacağı ve so "Kartal içine kapanık, hiç de saldırgan görünmeyen b:r çocuktu. Hapishane yaşamında çevresiyle fazla bir iletişimde bulun. mazdı. Olayın arkasında ülkücü örgüt var diyorlar. Ülkücü örgüt, kötü bir şilahla adamı eyleme yollamaz. Ülkücüler işi öyle ağtzlarına yüzlerine bulaştırmaz. Eğer arkada bir örgüt aranıyorsa, benim tahminime göre mafya, baEn yakın arkadaşını bir hiç yü tan şirketler aranmalıdır. Böyle zünden yaralayıp 10 yila mah bir ilişki varsa bu, Dinar Cezaekum olacaksın. Once Dazkırı, ar vi'nde sağlanmıştır. İlişkiyi sağdından Dinar Cezaevi'nde 2.5 yıl layabilecek en önemlı kişi de bayatıp, bu kez Fc»ça Yarıaçık Ce basıdır." 1976 yılında Çardak Lisesi'nde zaevi'ne değil, Dalaman Açık Tarım Cezaevi'ne naklini gerçekleş Kartal'ı koruyan, kollayan lise tireceksin. Burada iki gece yattık müdürü Nevzat Küçükpetek, Ahtan sonra üçüncü gün kaçacak met Demirağ hakkında ne düşünüyof? Kartal'a her türlü eyleminsın. Altı ay cezaevi firarisi olarak de arka çıkıp, "O milliyetçi bir dolaşıp sonunda ANAP Büyük Kongresi'nde Başbakan Turgut gençtir" diyen eski okul müdürü, Özal'a suikast düzenleyip yaka suikast olayını nasıl değerlendiriyor? lanacaksın. Dinliyoruz: "Komando Kartal" Ahmet De"Olay karşısında şoke oldum. mirağ, Dalaman Köyceğiz Sanırım problemli bir ailenin çoMuğla yöresini çok iyi biliyor. cuğuydu. Güney Lisesi'nden bi1982 yılında Milli Eğitim Müdürü ze geldi. Ben öğrencilerin de okul ülkücü Fazlı Tekmen ile çok do dışı yaşantılarıyla pek ılgilenlaşmışlar. Köyceğiz Dalaman mem. Okul içindeyse pek bir olay arası ise 25 kilometre. Dalaman' olmazdı. Bizim amacımız milli beın Fethiye'ye uzaklığı ise araçla raberliği sağlamak ve iyi öğren45 dakika. Fethiye'den Denizli' ciler yetiştirmektir. Böyle bir öğye gitmek hiç sorun değil. Gölhı renciyi yetiştirdiğim için tabii ki sar üzerinden Fethiye Denizli, üzgünüm." otomobille üç saat çekiyor. DalaO dönemde Çardak Lisesi'nde man Açık Tarım Cezaevi'nden öğretmenlik yapan Muharrem Gisaat 21.00'de kaçtığını söyleyen rici de ülkücü komandoların salKartal Demirağ, bir taksi ile ge dırısına uğrayan bir kişi. On yıl ce yarısı Denizli'ye çok rahat ula öncesi olaytarı bir kez daha an;mşabilir. Eski ülkücü arkadaşların samak istemeyen eski öğretmen dan, dostlarından kımilerini çok Muharrem Girici, ülkücü komanrahat bulabilir. Ya da Dalaman' do Kartal Demirağ'ın eylemlerini da eski ülküdaşlarıyla buluşup aktarırken, "Çok koiu gunıerdi" Fethiye'de hiç zorluk çekmeden diyor ve ekliyor: aylarca onlarla birlikte olabilir. "Kartal, eğitim enstitüsünde Komando Kartal'ın Abdullah okurken bile Çardak'a gelir, eyŞengün'ü yaralamasından sonra lemler düzenlerdi. 1978 yılında savunmasını üstlenen Avukat Ab evimi kurşunladılar. Ben Kartal'dullah Gedik, Afyon Barosu'na ın en yakın arkadaşı ve öğrencim kayıtlı. Kendisi "Davadan dön Berhan Oruç Arısoy'dan şikâyetmemiş bir ülkücü" olarak tanını çi oldum, ama hiçbir sontiç alayor. Şu anda MÇP Genel Başka madım." nı olan Alpaslan Türkeş'e bir Dazkırı, Çardak ve Denizli yösempati duymuyor. Türkeş'in adı resinde konuştuğumuz tüm kişianıldığında, "Ben o kişiyi hiç ler suikastçı komando Kartal'ı sevmem" diye konuşuyor. çok yakından tanıyorlardı. He12 Eylül 1980'den sonra ye men hemen hepsınin birleştikledeksubaylığını yaptığı sırada An ri tek nokta şuydu: "Kartal hiçbir eyleme tek başıkara Sıkıyönetim Mahkemesi nde görev alan ülkücü Avukat Abdul na gitmez. Yanında ve arkasınlah Gedik, Komando Kartal'a iliş da mutlaka birilerı vardır. Sonra kin görüşlerini özetlerken şöyle Kartal çok ketumdur. Kolay kolay sır vermez." diyor: Suçlamalar sürtiyor Heyelana ılımalin neden olduğu suçlamalan sürüyor. Çatak köyünde yaşayanlar, heyelan tehlikesini bildirerek, çalmadık kapı bırakmadıklarını, sorunla kimsenin ilgilenmediğini öne sürüyorlar. Köylülerden bazılan bu konuda şöyle konuştular: Kibar Gümüş: Jeologlar sürekli olarak "burada heyelan tehlikesi yoktur" diye rapor verdiler. Vatandaşların 20'nin üzerinde dilekçesi mevcut. Toprak altında kalan kahvehane ortaya çıkartıldığında, kahve sahibi Saffet Öztürk tarafından bu konuda tutulmu^ dosya da bulunacak. Bu kabarık dosya, ihmali apaçık ortaya koyacaktır. Jeologlar ve Karayollan bakım şefı kesinlikle suçludur. Cevat Özyakıp: Kayan bölgenin altında daha önce sürekli olarak kol kalınlığında bir su açıkta akardı. Yol genişletme çalışmasında bu su kayboldu. Bence kaymaya bu su neden oldu. Durumu defalarca yetkililere ilettik ama Ugilenmediler. Aslan Yılmaz: Buranın kayacağını yetkililere defalarca ilettik. Ankara'ya bile dilekçeler verdik. Hatta bir heyet gelip inceledi. Haritalan incelediler sonra da "Hiçbir şey yok" diyerek gittiler. Geçtiğimiz günlerde buradan geçen Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ile Tlışalp'i (Baftarafı 1. Sayfada) kavnağıru belirtmemesi üzerine, kısa bir ifade ve sevk yazısı ile birlikte Tuşalp, sorgu yargıçlığına gönderildi. Yargıç Ünal Özpınar tarafından yapılan sorgusunda Erbil Tuşalp yayımladığı metnin herhangi bir belge metninin aslı değil, Kartal Demirağ'ın ifadesinin aslı olduğunu belirtti. Yayımladığı haberin "ilk tahkikabn gizliliği" ilkesini zedelemediğini de söyleyen Tuşalp, bir köşe yazarırun saldırganın ilk sorgusuna girdiğini yazdığını da anlattı. Yargıç Albay Unal özpmar, savcılık tarafından Tuşalp'e yüklenen suçun oluştuğuna ilişkin kanaatinin oluşmadığını, Tuşalp'in kaçma ve kanıtları yok etme kuşkusunun bulunmadığıru gözönüne aldığını belirterek tutuklamaya yer olmadığına karar verdi. Daha sonra DGM Savcısı Nusret Demiral tarafından çağrılan Tuşalp'e savcı önce geçmiş olsun dedikten sonra, "Biz bu işin sonunu bırakmayacağız, bakalım biz mi haklı çıkacagız, basın mı?" biçiminde bir konuşma yaptı. Tuşalp saat 12.35'te DGM'den salıverildi. RENKLİ TV TÜPÜ Orijinal, ucuz. TETA 359 26 87 MÜZİK SETİ TAMİRİ Orijinal yedekleriyle TETA 359 26 87 Umutlandıran beton blok Köpeklerin belirlediği 5 yerde kazma çalışmalan daha sonra da sürdürüldü. Bunlardan birinde 3 metıeye ulaşıldığında köpekler salındı. Köpekler, toprağı kokladıktan sonra havladılar. Bunun üzerine kazma işlemi hızlandınldı. Saat 17.15 sıralarında bir beton bloğa ulaşıldı. Yeniden köpekler salındı. Bu defa köpeklerin daha da hareketlendikleri ve havladıklan gözlendi. Federal Alman kurtarma ekibinden bir görevli, gazetecilerin sorulan üzerine, köpeklerin her zaman canlı insan bulduklannda değil, bazen insanla ilgili bir unsur yakaladıklannda da havlayabildiklerini belirterek, "Köpekler, canlı insana rastladıklannda daha farklı hareket ederler" dedi. Aynı yetkili, Mexico City depreminde 4 gün sonra enkaz altından canlı bebekler çıkardıklannı bildirerek, az da olsa umutlannı koruduklannı ilave etti. Bu arada, saat 17.25 sıralarında yeniden heyelan meydana geldi. 4 ayrı kütle hızla aşağı inerken, çev Umutlu bekleyiş Gönüllüler ekibinin çalışmalara başlaması, bu arada Avusturya'dan 22 kişilik yeni bir kurtarma ekibinin bölgeye geleceğinin öğrenilmesi, yakmları toprak altında olaıılar için yeni biı umut kaynağı oldu. Kurtarma ekibinin yaklaşık 1.5 saat süren çalışması sırasında köpeklerin belirlediği 5 bölgede hiçbir insana ulaşılamadı. Bu arada Heyelan bölgesinden notlar insana verilen değer Ta Almanyalardan çıkıp gelen "gönüllü" . kurtarma ekibi köpekleriyle bölgeyi tarıyorlar ve yalnız, kazma kürekle kazı yapılmasına izin veriyorlar. Öte yandan Karayolları'nın kepçeleri tonlarca toprağı kaldırıp kaldınp kamyona yüklüyor. IŞIK KANSU MEHMET GÜLTEKİN ÇATAK Tipik bir Karadeniz vadisi. Vadinin ortasından Değirmendere geçiyor. Bir tarafta Meşeunkıran tepesi, diğer tarafta Sırataşlar tepesi. Heyelanın olduğu Mcşeunkıran tepesi diğer tepeler arasında hemen seçilebiliyor. Diğer tepeler yeşille bezenmişker, onlarca kişiyi altına alan Meşeunkıran tepesi çıplak. Heyelanın olduğu tepenin hemen karşısındaki Sırataşlar tepesi rengârenk. Binlerce kişi toplanmış enkaz kaldınna çalışmalannı i/.liyorlar. Zaman zaman tepeden kopan taşlar olunca tepelerden yoğun ıslık sesleri geliyor, ilgilileri uyarmak için. Heyelan enkaz çalışmalarının olduğu bölgede yoğun bir insan kalabalığı var. Çoğunun ne iş yaptığı bcUi değil. Seyirlik için gelmişlcı herhalde. Bir lahmacuncu eksik. Onlarca kamyon heyelan bölgesine girip çıkıyor. Kamyon şoförlerinin yüzleri soluk, korktukları gözlerinden anlaşılıyor. Çünkü hepsi dün tepeden kopan koskoca bir kayanın arkadaşlan Ali Osman Ustaer'in kullandığı kanıyonun üstüne nasıl düştuğunü gördüler. Türkiye'de insana verilen değerin ne olduğuna bir kez daha tanık oluyoruz. Ta Almanya'lardan çıkıp gelen Batı Alman "göniillü" kurtarma ekibi özel eğitilmii köpekleri bir kamyon dolusu ozel araçlarıyla insana verilen değerin bir örneğini gösteriyorlar. Köpekleriyle bölgeyi tarıyorlar ve yalnızca kazma kürek ile kazı yapılmasına izin veriyorlar. Öte yandan Karayollan 'nın kepçeleri lonlarca loprağı kaldırıp kaldırıp kamyona yüklüyor. Yani kısacası Türkiye'de bu konularda bir özel çalışmanın olmadığı açıkça gorülüyor. Toprak tarafından örtülen kahvenin sahibi Saffet Öztürk'ün yeğeni Aslan Yılmaz dövünüyor: "Daha önce söyledik, hayati tehlikemiz vardır dedik. Burda heyelan olmaz dediler, ola> oldu, vah eyvah diyorlar. Ankara'dan geldiler başsağlığı dilediler. Benim dayım. yeğenlerim toprak allında kalmış. Başsağlığı dilesen ne olur, dilemesen ne olur." Biraz da bizim insanlarımızda hata var herhalde. Heyelan olan tepenin hemen yamacında evler var. însanlar o evlerde hâlâ oturuyorlar. llgililer uyarsa da, yukarıdan sık sık taş düşse de ve hatta o tepenin diğer yamacımn da düşebileceği söylense de, o insanlar evlerinin bahçelerinde rahatça dolaşabilmekteler. Öbür yandan da toprak altında kalanlann yakınlan gözleri yaşlı ortalıkta dolaşıyorlar. Kinıileri "Tırnaklanmla kazmak istiyorum. onları çıkarmak için. Ama izin vermiyorlar" diye konuşuyorlar. Toprak altında kalan Hasan Aksoy'un kardeşi Ali Akso> ağlıyor: "Kardeşimin kam>onunu bulduk. Kendisi >ok. Kahveve gitmiş herhalde. Toprak altında şimdi. keske kamyon kalsaydı allla da kardeşim kurtulsaydı" TEŞEKKUR 14.5.1988 tarihinde ebediyen aramızdan ayrılan kıymetli varlığımız, hastalığı süresinde yakın ilgisini esirgemeyen, iyi insan, candan » dost, MEHLİKA YAZAR'ın Toprak altındakiler Tahminlere dayandığı için dün de toprak altında kalanlann sayısı belirlenemedi. Görgü tanıklannın ifadelerine göre heyelanın altında en az 50 kişi bulunuyor. Yapılan başvurular üzerine toprak altında kaldığı sanılan kişilerden bazılarırun kimlikleri belirlendi. Bunlar şu kişiler: Federal Alman uyruklu Markus Mutter, Andreas Burghard ve Birgil Haslenienfel ile Saffel Öztürk, Onur Öztürk, L'mut Öztürk, Veysel Gazioğlu. Nejat Bulbül, Halil Biilbiil, Aydın karpuz, Mehmet l zun. Şükriı Saka. Ömer Kul. Ahmet Keçecioğlu, Mustafa İhtiyar, Fevzi Teymur, Mehmel Kıhççeken, Temel Alan, Selahatlin Çırak. Emin A>ar. Kikret Ertan, Hasan Akso). Mehmet Öztürk, Hasan Özlürk, Mehmet Ali Bekia>. NHzım Can. sn. Kardioiog Dr. B İ R S E N ERSEK'e, cenaze törenine katılan, TEV'ye bağışta bulunan gazete, kuruluş, yayınevi ve şahıslara, telefon, telgraf ve mektupla acımızı paylaşan akraba, dost ve arkadaşlanmıza şükranlarımızı sunarız. Kardeşi: FEVZİYE HIZLAN Yeğeni: DOĞAN HIZLAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle