Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 HAZİRAN 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 Kurultaya Doğru SHP IJgar Nnıcu SHP'nin kurucu genel başkanı, sosyal demokrat partilerde kanatların varlığını zorunlu ve gerekli buluyor ANKARA'dan YALÇIN DOGAN Gürkan: Parti yenileşmeli Cç y e n i l e ş m e : SHP bence kendisini üç noktada yenilemeli. Bir tanesi örgüt düzeyinde, ikincisi ideolojik konumunda, üçüncüsü ise toplumsal bütünleşmede. Biz en son ideolojiyi 60'h yıllarda tartıştık. O günden bu yana sosyal demokrat kesimde ciddi bir tartışma hemen hemen olmamış gibi. ANKARA SHP'nin kurucu Genel Başkaru Prof. Aydın Güveo Garkan, SHP'nin kendi kcndini yenilemesi gerektiğini söylüyor ve bu yenilenmenin, örgüt düzeyinde, örgüt yapılanmasında ve örgüt işleyişinde olması gerektiğinı vurguluyor. Nasü olacak bu? Ne değişecek? Ve nasıl değişecek parti? Gürkan, partinin bugünkü işleyişinden ve yapısından hiç de hoşnut değil.. " y e n i l e ş m e ve kurumlaşma" diye özeüiyor görüşlerini. tlk sorumu soruyorum: SHP'nin bugünkü görünümünden hoşnut musunuz? Yanıtı şöyle: "SHP'nin bugünkü partilcşme sürecinden yeterli doyumn sağlamadığımı söyleyemem. Benim birçok yerde daha önceden söylemiş oldugum bir kanaatim var, o da şudur, Türkiye'de partiler çok ciddi bir biçimde kannnsallaşmazlarsa, daha doğru bir deyişle, kurumlaşmayı çok ciddi olarak kendilerine bedef olarak seçmezlerse. Turkiye'de demokrasiyi aksaksız bir biçimde yürütmek mümkün olmayacakur. SHP'nin bence üç noktada kendisini yenikmesi gerekrigine inanıorum: Bunlardan bir tanesi, örgüt duzeyinde yenileşme, örgüt yapılanmasına ve örgiit işleyişine youeük... İkincisi, partinin ideolojik konumnnda yenileşme, üçüncüsü ise partinin toplumsal bürünlesmesinde yenileşme. Ben SHP'nin yenileşmesi. kurumlaşması derken bu üç noktadaki yenileşmeyi ve kurumsallaşmayı düşunüyorum. Evet, parti örgütündeki yenileşme, parti işleyişinde, parti yapılanmasındaki yentteşmenin emekçi tabaaa dayanması gerektiğine inanıyonun. tkincisi, parti içi katılımın çok daha büyiik ölçüde sağlanmawnın gerekliUğine inanıyonım. Rastlantısa) olmaktan çıkartılıp Turkiye'de geleneksel haJe getirilmesi zonınluluğuna inanıyonım. Parti içi eğitimi son derece önemgiyonım. Partide parti üyelerinin, parti yönetimlerinin bUgBendinlip, bclgelendirilip bilinç düzeylerinin caglanmasına son derece önem verilmeli; partinin mali özerkliğini son derece önemsiyorum, parti örgütünün yayümasını (uç noktalara kadar, parti örgütünün sandık düzeyine kadar yayılmasını) son derece önemsiyonım, yani 1946 nodel bir parti yapılanması ve işteyişiyle salt partide binakım inlanlar sosyal demokrat ödemleri dile getiriyoriar ve bu özkmler içindeler diye salt sosyal demokrat parti olamaz, diye düşunüyorum. Partinin, çok ciddi sosyal de'mokrat partilerin evrensel ilkelerine hiç değilse ciddi yaklaşımlar göstermesi gerektiğinı düşünüyorvm. yetersiz sayıyorum ve bug'ün yaptıklanmızın CHP'de yapılanlann bile gerisinde oldugunu düşunüyorum. Oradan şuna geleceğim, biz en son ideolojiyi 6O'lı yıllarda tartışük, 70'li yıllann başına biraz sarka, o günden bu yana sol kesimde, sosyal demokrat kesimde ciddi bir ideolojik tartışma, geniş bir ideolojik tartışma yapılamanuşbr. Bugun çektigiıniz kısuiıgın, lekdüzeligin ve biraz eskimişliğin ardında hiç defilse parti içinde başlayan, sonra türa topluma yayılan ciddi bir ideolojik tartışmanın fllizlenmemiş olması gelmektedir. Biraz evvel yenileşme noktalannı sayarken kastettigim ikinci noktadaki yenileşme de budur; Ideolojik yenileşme. Yani bizim değişen nesnel koşuilan dikkate alarak artan Ugi düzeyimizi dikkate alarak dünyanın ve Türkiye'nin alaşüğı noktalan dikkate alarak, içinde bulundugumuz yıllarda, hatta bana sorarsanız aylarda, fazla gedkmeksizin, 60'h yıllarda olduğn gibi çok geniş kapsamh ideolojik tartışmalan başlatmamız gerektiğlne inanıyonım." Saldırı Gecesi Başbakanlık Konutu "Korumanız yetersiz, her an bir şey olabilir" yolunda Başbakan Turgut özal'a çeşitli uyarıların yapıldığı biliniyor. Ancak Özal'ın bu uyarılara pek kulak asmadığı da biliniyor. Hatta önceki gün Başbakanlık Konutu'nda suikast girişiminden sonra konu yeniden ve yeniden tartışılırken, özal'a geçmişteki bu uyarılar anımsatılıyor: "Gordünüz mü, daha önce slze birfcaç kez söylemiftik; hiç olmazsa şimdi şu güvenlik önlemlerini yeniden gözden geçlrtin ve yeni önlemler alınmasını sağlayın, lütfen Sayın Basbakanımız, lütfen!" Sanırız, önümüzdeki günler Onceki gün de Başbakan yöneltilen silahlı Özal'ın ve bazı devlet yöneticile saldından sonra, rinin güvenlik ön Başbakanın hâlâ lecnleri yeniden orada bulunması ve gözden gecirile üstüne üstlük cek ve yeni bir yeniden kürsüye önlem sistemine gkjilecek. Bunla çıkıp konuşması, rın başında da "güvenlik önlemi" bugüne dek pek açısından affedilecek kullanılmayan bir bir davranış değil. jip geliyor. En Bu da bizdeki polisin son teknotojiyle ve korumanın ne donatılmış olan |ip Başbakanı sü kadar çağın gerisinde kaldığını rekli izleyecek. Başbakanlık kanıtlıyor. Oysa Konutu'nda bun orada pollse ya da lar konuşulurken, korumalara düşen, bir ara geçmişte Başbakanın ki suikast olayla duşüncesini ya da rına değiniliyor. Bunlann arasın isteğini "hiçbir da en ilginç olan biçimde dikkate larından biri almadan", kendisini dörtbeş yıl önce anında oradan Reagan'a düzen uzaklaştırmak olmalı. lenen suikast. Saldınnın süreceği Reagan'a kur olasılığmı, o panik şun isabet edince, korumalardan içinde salonun birkaçı hemen herhangi bir ABD Başkanının yerinden kursun üstüne yatıyor. sıkmaya devam Ardından araba edilebileceğini ya taşıntyor Baş düşünerek Özal'ın kan. Önceden ve her zaman yapı oradan anında lan bir plan var. uzaklaştırılmış olması Böyle durumlan gerekiyor. önceden hesaplayıp başkan nereye giderse bulunduğu yerin en yakınındaki hastanede sürekli önlem alınıyor. Ayrıca o hastaneye gidecek öz.el bir yol sürekli acık tutuluyor. Reagan'ı arabaya taşıyorlar ve şoiör önceden kendisine bildirilen yolu izliyor. Koruma polislerinden biri "llk tıbbl müdahaleyi yapacak biçimde özet yetiştirtlmiştir" Arabada giderken bir yandan Reagan'a masaj yapıyor, bir yandan hastaneye telefon ediliyor. Hastaneden kanamakta olan yaranın kan rengini soruyorlar. Kan rengine göre, ilk anda yarayı görmeden olayın derinliğini, kurşunun nerelere isabet etmış olabileceğini ve ameliyatın ona göre hazırlanacağını hesaplıyorlar. Başkan Reagan aldığı kurşun yarasından üç dakika sonra hastaneye yetişiyor. Dördüncü dakika ameliyat çoktan başlamıştır bile... Olayla ilgili anılarını anlatan Başkanın koruma polislerinden biri "Eğer geç kalsaydık ve hastaneye sekiz dakika sonra gltmiş olsaydık, Başkanı herhalde kurtaramazdık" diyor. Bir nokta daha var. Suikast girişiminden hemen sonra suikaste hedef olan devlet adamları olay yerinden anında uzaklaştırılıyor. Bunun nedeni, ateş eden saldırgantn yanırvda belki yardımcılarının, başkalarının olabileceği ve o panik sırasında ateşe devam edecekJeri olasılığı... İşte bu olaylar anlatılırken, önceki gun yönellilen silahlı saldından sonra, Başbakanın hâlâ orada bulunması ve üstüne üstlük yeniden kürsüye çıkıp konuşması, "güvenlik önlemi" açısından affedilecek bir davranış değil. Bu da bizdeki polisin ve korumanın ne kadar çağın gerisinde kaldığını kanıtlıyor. Oysa, orada polise ya da korumalara düşen, Başbakanın duşüncesini ya da isteğini "hiçbir biçimde dikkate almadan", kendisini anında oradan uzaklaştırmak olmalı. Saldınnın süreceği olasılığmı, o panik içinde salonun herhangi bir yerinden kurşun sıkmaya devam edilebileceğini düşünerek Özal'ın oradan anında uzaklaştırılmış olması gerekiyor. Ama üçbeş dakika sonra, dünyadaki pratikte ve teorideki tüm güvenlik kurallannın tersine, Başbakan hâlâ kendisine ateş edilen yerde bulunuyor. Başbakanlık Konutu'ndaki sohbetlerde donüp dolaşıp işte bu konu işleniyor. Nasıl oluyor da Başbakan saldınnın hemen sonrasında hâlâ aynı yerde bulunuyor? Bu arada olay yeniden yaşanırken, Özal'ın çevresindeki herkesten bir söz duyuluyor: "Şu vurdu... Hayır, hayır saldırganı öteki vurdu..." gibilerden. Ozal konuşmalan dinliyor, "Yahu adamın vücudundan iki kurşun çıkmış. Şimdi sizin söylediklerinize bakılırsa, adamdan ylrml kurşun çıkma» lazım"... Anlaşılıyor ki, sakjırgana isabet eden kursurtlardan biri Maliye Bakanı'nın korumasının tabancasından çıkmış... Daha sonra koruma polislerinin "tallmslzllğl" üzerinde duruluyor. Dünyadaki örneklerinde koruma polislerinin her gün yaklaşık iki yüz mermi yaktıklan, her gün tabanca atış talimi yaptıklan belirtiliyor. Bizimkilerde elhak "böyle bir alışkanlık" yok!.. Bizde korumalar giderek diplomatlaşıyor!.. O arada konuşmaya Içişleri Bakanı Mustafa Kalemli katılıyor: "Saldırgan yerde yatarken tabancasını bir ara Bakanlar Kurulu'nun bulunduğu yere cevirmiş!" Herkes ters ters Kalemli'ye bakıyor. İçişleri Bakanı Kalemli aynı zamanda doktor. Dolayısıyla, Başbakana ilk müdahaleyi Kalemli yapıyor. İyi güzel de "İçişleri Bakanı" olarak Kalemli'nin görevi doktorluğunu anımsayıp ilk müdahaleyi yapmak değil. Böyle bir müdahaleye yol açmayacak önlemleri almak! Başbakanlık Konutu'nda birçok kişinin aklından galiba bu ince nokta da geçiyor. Gece geç saatlerde ise Özal'a yeni bir sağlık konsültasyonu yapılarak durumunun "iylye gittiği " bir kez daha vurgulanıyor. Bütün gece TurgutSemra Özal el ele tutuşuyor. Semra Hanım eşini bir dakika yalnız bırakmıyor. VBttaKAKAMM YOK Aydın Güven Gürkan, "Parti meclisine girip girmeyeceğim karannı henüz almış rJeğilim. Parçalı bir yapı içinde olmayı çok istemiyorum. Parti meclisi tutartı bir biçimde oluşma şansına sahıp olursa sol kanat diye adlandınlan ekip içinde yer almak isterim. Parti meclisinde olayım gibi bir hevesim yok" dedi. (Fotouraf: Rıza Ezer) çok, daha biiyük ölçekli yapılantnalan toplnma önermek biçiminde bir yaklaşım. Benim pragmatik sol dediğim ise, küçük düzeltmelerle, küçük iyileştinnelerle belli bir hedefe vannayı öngören ve kendi içinde gcneMe çok büyiik bir batönsellikten yoksun olan bir yaklaşım. Ben o yaklaşım ya da bu yaklaşımın ebedi bir hıklıhgımn olduguau kabul etmiyorum. Toplumun nesnel koşuilan bazen pragmatik sol yaklaşıralara öncelik tanır, bazen de yeniden yapılanmanın çok gerekii oldnğu, çok zorunlu gözıiktüğü dönemlerde ise ideolojik sol yaklaşımlara öncelik verir. Bir sosyal demokrat sol partide, her iki kanadın varlığını, daha geniş bir seçmen kitlesinin partide kendisini terasil ediyor duygusuna sahip olmasına bir olanak tanıdıgı için son derece yararlı görüyorum. ancak bu pragmatik sol diye adlandırdığım kanadın bizde şu anda yeterince temsil edilmediğini düşünüyorum. O kanat daha çok bir hizipsel görüntü içinde." üürkan'ia söyleşimiz şu soru ve yanıtlarla sürüyor: " Baykalcüar olarak biünen grubu pragmatik sol olarak mı tanımhyorsunuz?" "Evet, evet. O kanadın daha çok ben pragnutik sol kanat olaye adlandınlmalannı da dogru bulmuyorum. Dedigim gibi, pragmatik yaklaşımcı bir sol kanatür; ama sol kanattır." meyeceğim karannı benüz almış değilim. Parçalı bir yapı içinde olmayı çok istemiyorum. Hde hizipsel uzantılann çok düşük temsil edildiği bir yapı içinde kesin olarak yer almam." "Yani şimdi Baykal ekibinde yer almayacaksınız, orası belli. Peki sol kanat ya da İnönü sizi listeye alırsa girecek m i s i n i z ? " "İşte onu söylüyonım. Parti meclisinin nasü oluşacağı konusundaki dunıma bakacağım, ihtimallere bakacağım. Eğer parti meclisi kendi içinde önemli ölçüde tutarlı bir biçimde oluşma şansı doğuyorsa. öyle bir ekip içinde yer almak isterim. Bir de oluşacak parti meclisinin herhangi bir parti meclisi olmaktan öte partiyi biraz evvel saydığım noktalarda yenileştirmeye hiç değilse başlatacak bir bevesin içinde olmasını da şart sayıyorum. Aksi takdirde ne pahasına olursa olsun bir parti meclisinde olayım gibi bir hevesin içinde değilim, çunku ben bunlan çok geride bıraküm. Gerçekten bir şeyler yapacak, kendi içinde iç tutaruhğını ve iç bütünlügünü koruyabiiecek bir yapının içinde yer almayı isterim. Ben de tipkı Genel Başkan gibi parti meclisini terk etme zorunlulugunu hissettim geçtigimiz dönemlerde. Tekrar aynı şeylere bir kez daha talip olmayı düşünmüyorum, ama belli bir iç tutarlılık ve parti yenileşmesini hedef seçmek kuşkusuz, beni de çok hevcdeBdirecek bir olgudur." Militarizm mi? " E , peki diyoılar ki, "biz antimilitaristiz" yani öbür kanat mibtarist arüamında ya da antimilitarizmi daha mı az vurguluyor pragmatik nedenlerle. Yani bu anlam mı çıkıyor?" "Yani tabii ben parti içinde hiçbir kanadı, tüm içtenliğimle söylüyorum, ben hizip ve klik çalışmalanndan çok zarar görmüş ve bnnlara karşı çok şiddetii tepkileri olan bir insanım. Ama partide militarist güçlerin, militarist kadrolann olduğunu, ister merkez kanatta, ister sol kanatta, asla kabul etmiyorum. Yani bunu bagdaştıramıyorum ve bunun doğru olmadığını düşünüyorum, kaldı ki kimse de söylemedi, partide militarist kadrolar vardır diye, ama dediğiraiz gibi..." "Terminoloji seçiminde biraz özenli olmak gerekir değil mi?" "Evet, birileri bunu çok önemk vurgulamak istiyor olabilir, birileri ise vurgulamada başka noktalara daha fazla önem verdikleri için belki de az > urgulm or olabilir, ama hiçbir kadronun militarist olduğunu içtenlikle düşünmüyorum. Ben partide militarist gnıplar, militarist kadrolar vardır yolundaki suçlamayı da blçbir zftman duymadım." "Duymadıruz? Var ama.. Peki bu kurultay nasıl bir parti yönetimi çıkarsın istersiniz?" "Bu kurultay tabii böyle bir parti yönetiminin çıkrnayacağını sanıyor, ama benim bir tek dileğim var. Bu kurultay kendi içinde tntarlı, kendi içinde yapacaklannın dökümünü oluşturmuş, iddialı bir kadroyu işbaşma getinnelidir. Ben parçalı yapılardan partinin hiçbir yarar sağla> amayacağma inamyornm." Kanatlara bakış Soruyorum: Orası muhakkak, peki bu açıdan bakarsak, SHP içindeki gruplaşmaları, kanatlaşmaları veya hiziplesmeleri nasıl yorumluyorsunuz? Yanıtlıyor: "Kanatlaşmalara, hizipleşmelere geçmeden önce bir noktayı daha söyleyeyim, çünkü eksik kalacak. Üç noktada yenileşme demiştim, soora belki dönetneyiz, üçüncü noktadaki eksikliğimiz de şu: Partinin toplumsal bütünleşmesi son derece eksik, yani kitle örgütleriyle toplumun sivil örgutleriyle olan içiçeliği son derece eksik. Yani bir sosyal demokrat parti düşünün ki sendikalarla dahi benüz daha yeterince yasalann imkânlannı kullanacak düzeyde Kanatlar: Partide kanatların varlığını fevkalade olumlu karşılıyorum. Bizim gibi partilerde iki tür görüş gözleniyor. Bunlardan biri pragmatik sol, öteki ideolojik kökenli yaklaşımdır. Bunlardan ikincisi bugün partide kend'ısine sol kanat adını veriyor. öteki kanadın ise pragmatik kanat olarak yapılanmasını diliyorum. bile bir karşıhkh Uetişim, bir diyalog kuramamış. Tabii partinin toplumsal bütnnleşmesi kitle örgütleri ile olan karşılıklı etkileşiroi eksik olunca rnuhalefetin ideolojisinin toplnmsallaşması da, siyasetin toplumsallaşması da eksik oluyor. Bu üç noktada partinin çok ciddi sonınlan olduğunu düşünüyorum. Sorduğunuz kanat meselesine gelince, fevkalede olamlu karşılıyorum bu hevesleri ve çabalan. Sosyal demokrat partilerin tümündeki iki tür sosyal demokrat göruşü gözlcyebiliyoruz. Bunlardan daha çok pragmatik sol diye adlandırabilecegimiz önce İtalya'da Craxi'nin temsil ettiği bir yaklaşım. Öteki ise daha çok ideolojik kökenli, ideolojik yaklaşımlı bir yakiasun. Örnefin Gonzales'in yaklaşımı böyleydi. Bir sosyal demokrat partide de bu tür pragmatik yaklaşımlı bir sol sanat olabOecegi gibi ideolojik yaklaşunb bir sol kanat da oJabinr. tşte ideolojik yaklaşımlı sol kanat kendine bugün partide sol kanat adını veriyor. Pragmatik yaklaşımlı sol kanada ise merkez kanat denebilir. Partide benüz daha bu anlamda bir merkez kanadı oluştunna çabalannı gönnüyoruz.. İdeolojik yaklaşımlı bir sol kanat oluştunna çabalanoınfarkındayım, görüyorum ama..." rak yapılanmasını diliyorum. Zaten terminolojUeri, köktencttiğe karşı gösterdikleri abartılı reaksiyonlar, var olan düzenle sağlama»a çalıştıklan uyum, bunlann hiçbirini negatif bir tonlamayla söylemiyonım, daha çok küçük düleltmeleıie, pragnıatjk iyileştinnelerle bir sol programı özlediklerini ve önemsediklerini gösteriyor. Dediğim gibi bu ikisi arasında toplumun sosyal koşullannın geleceği haklılıklar zamandan zamana çok hakb olabilir. Ben içinde bnlundogumuz aşamada, köktenci bir dönüşümün gerekliliğine inanıyonım, ciddi bir yeniden yapılanmanın gerekliliğine inanıyonım. Bu nedenle de içinde bulundugumuz koşullarda, haklılığın, siyasal haklılıgın daha çok sol kanada ait olacağı duşüncesini taşıyorum. Ama bu demek değildir ki bu ebedi bir haklıhktır ve her zaman haklı olunacak bir konnmdur. Yani, özgün koşullar belki pragmatik sol yaklaşımlara tıaklılık getirebüir. Merkez kanadın yahut benim pragmatik sol diye adlandırdığım kanadın. hızla kendisini bir kişisel hizipten çıkarbp bu lür bir yaklaşım içerisine sokmasını parti açısından son derece yararlı göriiyorum. Bir de tabii karşı taraf karalanmamahdır; karşı tarafı mezhepçilikle, bölücülükle, karşı tarafı aşınhkla suçlamak... Marksistlikle suçlamak, asınlıkla suçlamak bence partinin merkez kanadına hiç yakışmayacak bir yaklaşımdır. Keza partinin merkez kanadını, pragmatik sol kanadını da sermayenin uzantısı kanat olarak suçlamayı da çok abartılı bir suçlama sayıyorum. Sağ kanat di StJRECEK Genel sekreterlik düğümü İnönü'nün açıklamalarından sonra şimdiye dek parti içinde oynanan oyunlar bozuldu, kartlar açıldı. Kapalı poker yerini açık kartla oyuna bıraktı. Anlaşılan kurultayda kartlar bir kez daha karılacak. FÜSUN ÖZBİLGEN İnönü son yurt gezisine giderken, neden eski Genel Başkan Aydın Güven Gürkan'ı da yanında götürdü. Bir mesaj mı vermek istiyordu? Yoksa Gürkan'ın genel sekreter olmasını mı istiyor? Son zamanlarda SHP içinde pek çok kişinin birbirine sorduğu, yanıtını bir türlü veremediği ve değişik yanıtlar getirdiği bir soru. Bu sorunun yanıtını direkt İnönü'ye soruyonız. Neden Gürkan ile birlikte geziye çıktığıru. İnönü, dünyanın en normal olayı gibi şöyle yanıtlıyor: "tstanbul il kongresinde yanyana oturuyorduk. Sayın Gürkan arada telefon eder, beğendiği bir şey olduğu zaman bunu söylerdi. Bu kez de çalışmalann iyi gittiğini söyledi. Gezileri sordu. Ben de yakında Gümüşhane'ye gideceğimizi, gezilerin güzel geçtiğini söyalıyor. Gürkan'dan vazgeçmek istemiyordu, ama bir süre kendisine ders verdi, bundan sonra biriikte rahat olacaklardır..." Gurkan'a tnönü'nün yeniden genel sekreterlik şansı verilmeyeceği tahmin ediliyor. Peki ama İnönü kendi listesini kurultaya kabul ettirirse, genel sekreteri kim olacak? İşte bu konda yorumlar çeşitli. İnönü'nün Fikri Sağlar'dan vazgeçtiğini, daha doğrusu Sağlar'ın yıprandıgını düşünenler, hizip liderleri dışında aday olabilecek iki isimden söz ediyorlar. Kocaelı Milletvekili ve eski Ankara İl Başkanı Prof. Onur Kumbaracıbaşı ile Diyarbakır Milletvekili, Meclis Grup başkanvekili Hikmet Cetin. bu iki ismin İnönü tarafından da olumlu karşüanabilecek görünümleri ve parti içi gruplarla birlikte çalışabilecek hizipler dışı konumda bulunmalaıı, aday olarak düşünülmelerine yol açıyor. ikinc adamı, genel sekreteri değil de bu evvn "büyük oğlu". Onun içindir ki Mersin'de ilk yönetimi ile ilgili tartışmalarda Parti Meclisinde kıyamet kopuyor, ama Sağlar, dayısının sözünden çtkmıyor. Sağlar, söz dinleyen iyi yetişmiş büyük oğul. İnönü'nün yanmdaki konumuna gelince yine çok büyük bir fark gözlenmiyor. Bu kez de parti içinde çeşitli yaramazlıklar yapan büyiik oğullann arasında söz dinleyen, tnönü ne derse onu yapan, zaman zaman "Bak bir daha böyle açıklamalar yapma, yanlış yaptın" dediği zaman itaat eden, çahşkan bir küçük oğul. İnönu, yaramaz büyük oğlanlar yerine sözünü dinleyen, yanından aynlmayan, çalışkan küçük oğlundan pek de şikâyetçi görünmüyor. Sağlar'dan şikâyetçi olanlar, İnönü değil de büyük oğulları. SHP Genel Sekreterlik müessesesinin daha etkin bir konum kazanması düşüncesinde olanlar da var, ama İnönü bu düşüncelere mi, yoksa şimdiki rahat ettiği çahşma düzenine mi ağırlık verecek, bunu ancak kurultay İnönü'nün ağırlıklı listesi ile sonuçlanırsa öğrenebileceğiz. Aksi halde karma bir Parti Meclisi'nden veya grupların birinin ağırlık taşıdığı bir Parti Meclisi'nden daha başka bir genei sekreter de çıkabilecek. Ancak şurasını Baykal'ın en yakınlan da kabul ediyorlar ki eğer İnönü istemediği halde Parti Meclisinde ağırlık Baykalcılar tarafından elde edilir ve Baykal oy çoğunluğu ile genel sekreter yapılırsa bu ikilinin ömrü fazla uzun sürmez. tnönü, belki ilk anda sesini çıkarmaz, ama iki üç ay içinde Baykal'ı harcaı, bunun da yollarım bilecek kadar usta bir politikacı. Aynen Gürkan orneğinde olduğu gibi. Esasen Ankara'da yaptığımız görüşmede, Baykal özenle ve dirençle gözlerimizin içine baka baka "Sayın İnönü ile her konuda görüşüyoruz, her zaman bizimle birlikte düşünüyor" diyebildiği halde, İnönü yine Baykalcılar grubu ile ilgili yaklaşımını rahatça ortaya koyabiliyor. Böylece Baykal grubunun bir türlü kamuoyuna yapamadığı açık değerlendirmeyi kendi açısından İnönü yapı\eriyor. Kurultayda da bu görüşlerini anlatacağını söylüyor. İnönü'nün bu açıklamalarından sonra şimdiye dek parti içinde oynanan gizli oyunlar bozuldu. Kartlar açıldı. Kapalı poker yerini açık kartla oynanan pokere bıraktı. Artık oyunlar direkt birbirinin gözünün içine baka baka açık kartları görerek oynanacak. Anlaşılan SHP'de kartlar bir kez daha karılacak. SHP'de ne var ne yok... Kağnı toprağa verildi Koalisyona bakış "Yani bir parti içi koalisyon adını verirsek, onu uygun görümyorsunuz?" "Hayır, uygun görmüyornm, çünkü o zaman hiç besap verecek mercii bulanuyorsunuz, herkes sonunluluğa ortak olduğu için kimse hesap vermek durumunda kalmıyor, dolayısıyla tüm başansızlıklar sahipsiz kalıyor. Oysa bir ekip kendisi, kendi içinde tutarlıUğını sağlamış, ne yapacağını iyice düşunmuş bir ekip, gelip kendisi parti kurultayında sorumlnlıık alır ve bir süre götürür, başanlı olnrsa bir kez daha sonunluluk verilir, başanlı olmazsa verilmez. Zaten benim de söylemek istediğim, biraz evvelki kanatiaşmanın yaruianndan birisi de burada yalmaktadır; parti kamuoyu zaman zaman pragmatik sol yaklaşımlı ekibe öncelik verebüir, zaman zamansa ideolojik sol yaklaşımlı bir ekibe öncelik verebilir, ama ne olursa olsun, bugüne kadar uyguladığımız karma yapının kimseye yarar getirmediğini unutmamamız lazım. Öylesine yararsız, öylesine zor bir ortam yarattı ki bu karma yapı, partinin kurultay tarafından seçjlmiş genel başkanını dahi böyle bir karmalı yapı içinde politikayı bırakacak ölçfide yılgınlığa ve çahşılamaz koşullara olaştı, yılgınlığa düştü ve böyle koşullara ulaşu." "Ki kendisinin geniş ölçüde desteklediği bir parti yönetimiydi, değil mi? Buna rağmen..." bugün defnedilecek ADANA (Cumhuriyet Güney bleri Bürosu) SHP'nin 11 il başkanının katıldıgı toplantıyı izlemek üzere Şanhurfa'ya giderken yitirdiğimiz arkadaşlarımızdan Kadir Kağnı dün Adana'da törenle toprağa verildi. Cenazesi dün akşam uçakla İstanbul'a gönderilen Cebrail Demir ise bugün düzenlenecek törenle istanbul'da toprağa verilecek. Kazadan sonra Şanlıurfa Devlet Hastanesi'nde tedavi alttna alınan Celal Başlangıç'ın tedavisi dün kaldırıldığı Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde sürüyor. Başlangıç'ın sağlık durumunun giderek düzeldigi bildirildi. Suruç yakınlanndaki kazada yitirdiğimiz arkadaşlarımız Cebrail Demir ile Kadir Kağnı'nın cenazeleri dün sabah O5.OO'te Adana'ya getirildi. Kadir Kağnı'nın adli tıp morgundan alınan cenazesi saat 11.00'de Döşeme Mahallesi'ndeki evine getirildi. D a h a sonra 1..4S'te evden alınan cenaze, Cumhuriyet Güney İlleri Büromuzun önüne getirildi. Burada düzenlenen törende emekli olan eski temsilcimiz Mehmet Mercan, Kadir Kağnı'nın kişiliği ve görev anlayışı üzerine bir konuşma yaptıktan sonra, görev sehidi arkadaşımız için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.Daha sonra Kadir Kağnı'nın Asri Mezarhğa götüriilen cenazesi, törenle aile mezarlığında toprağa verildi. Kazada yitirdiğimiz Adana idari görevlimiz Cebrail Demir'in cenazesi de dün 18.00'de morgtan alınarak Güney İlleri Büromuzun önüne getirildi. Gazetemiz çalışanları ve yakınlanmn katıldıgı törenden sonra Adana Havaalanı'na getirilen Cebrail Demir'in cenazesi akşam 21.00'de uçakla İstanbul'a gönderildi. Cebrail Demir, bugün istanbul'da düzenlenecek törenle toprağa verilecek. Bu arada, kazada yaralanan Güney İlleri Temsilcimiz Celal Başlangıç, tedavi edilmekte olduğu Şanlıurfa Devlet Hastanesi'nden alınarak dün sabah helikopterle Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü. Sağlık durumunun iyi olduğu bildirilen Celal Başlangıç, Üniversite Hastanesi'nde genel bir sağlık kontrolünden geçirildi. Sürekli uzmanların gözetiminde bulunan Celal Başlangiv'ın sağlık durumunun giderek düzeldi&i bildirildi. Evrensel ilkeler SHP'de sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri tartışılıyor mu? Pek değil... Ister istemez, il ve üçe kongreleri ve bu kongrelere egemen olma yanşı ön plana geliyor. Peki SHP'de hiç böyle çalışma yapılmadı mı? Gürkan, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "Bir ara çok heves düzeyinde, çok gecici, çok rasUantısal oldu. Parti içi eğitim olarak, bir kez tıabrladığım, geçmiş yıllarda her ilden birkaç temsilci çağırdık, üç dört saat kadar bir karşılıklı şöyleşi yaptık. Yani TUrkiye'yi bilinç lendirmeyi, Türkiye'yi değiştinneyi düşünen bir partinin her şeyden önce bu bilinçlenmeyi yürütecek kadrolannı kendi içinde bilinçlendirmesi gerekir düşüncesiyle." Gürkan'a tsmet İnönü dönemi CHP'sindeki "Araştırma grubu'ndan söz ediyorum. Oogan Avcıoğlu'nun, Mümtaz Soysal'ın ve Çoşkan Kırca'nın çalıştıklan araştırma grubundan... "Evet o yıllarda vardı, öyle bir araştırma grubu. dolayısıyla bu, iyi kötü örgütlere taşınılıyordu ve örgütlerde belirli bir bilinçlenme sağlanıyordu, ki ben CHP'de geçmişte yapılanlan bile son derece Nesnel koşullar gerektirdiğinde Soruyorum: Nasıl bir ideoloji sizce bu? Yani sol kanadın ideolojisi nasıl bir ideoloji sizce? Yanıtlıyor: Yani sosyal demokrat ideolojiye biraz daha yakın, yani meseleleri daha bir bütünsellik içinde yakalamak, daha köktenci dönüşümler önermek, daha Deniz Baykal Guven Gürkan Hikmet Çetin SHP kurultayına 6 gün kala "Tavnm ne olacak?" "Evet, evet biiyük ölçüde kendisinin desteklediği bir parti yapıaydı, ama sonradan delindi ve dolayısıyla parçalanıp daha da arttı. Bence iç tutarlılık sorumluluğun bütününe sahip çıkma, dolayısıyla da başanıun ve ödülün de sahiplenmeye hazır bir ekipleşmenin, bir ekibe şans tanınmasının partinin geleceği açısından son derece önemi var. Yani ya pragmatik sol gelmeiidir; genel sekreter onların içinden seçilmelidir veya sol kanat gelmeiidir. Tabii ki genel başkanlıkta bir sorun yok. Genel başkanhkta bir sorun şu anlamda yok: İki tane değerli arkadaşımız var, hangisi tarafından temsil edilirse edilsin içinde bulundugumuz aşamada bir sorun yaralmaz. Üç hatta..." "Peki siz parti meclisine giriyor musunuz? Aday rrusınız?" "Benim parti medisiııe girip gir Sol gruba tam destek n n çözümünttn, SHP'nin demokrasi ve iktidaı programının hayata geçirilmesine baglı olduğu bildirildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Tüm sonınlannın demokrasi içerisinde aşılacafına vörekten inanan SHP örgutkri olarak, knrulUyda, örgntnmüzün eseri olan programımıza sahip çıkacak, bu programın yaşama geçuilmesi dogrnltusunda ödün vermeden çahşacak, üretken, aktif ve dinamik bir parti meclisi yapısının oluşması doğrultusunda etkin çaba göstenne kararlılığındayız. Çünkü dar grupçu ve hizipci yaklaşımlarla kişücri öne çıkararak, parti küçük olsun, bizim olsun anlayışıyla oluşturulacak bir parti meclisinin, yıgınlaşan ve ağırlaşan sonınlanmızın üstesinden gekmeyecegi ve topluma güven veremeyeceği inananı taşımaktayız." Haber Merkezi SHP kurultayına 6 gün kala, Güney ve Güneydogu Anadolu'dan 9 ilin il başkanlan ve delegeleri, sol kanada "tam destek" vereceklerini açıkladjlar. Sol kanat milletvekillerinin de katıldıgı Şanhurfs'daki toplanüdan sonra hazırlanan ortak bildirgede, "Kunütayda dar, grnpcu ve hizipci yaklaşımlarla oluşturulacak bir parti meclisinin, ağırlaşan sorunlann üstesinden gelemeyecegi" kaydedildi. Şanlıurfa'daki toplantıya SHP milletvekilleri Ahmet Türk, Cüneyt Canver, M.Alî Eren, Mehmet Kahnunan ve Fehmi Işıklar'ın yani sıra Adana, Tunceli, Gaziantep, Adıyarnan, tçel, Mardin, Diyarbakır ve Şanlıurfa il baskanlanyla, Elazığ il sekreteri ve bu illerin delegeleri katıldı. Toplantıdan sonra Bursa Milletvekili Fehmi Işıklar tarafından açıklanan ortak bildirgede, sorunla ledim, (kterseniz buyunın gelin) dedim. Geliyor. Başka bir şey yok..." Acaba sahiden başka bir şey yok mu? Bize kalırsa var. İnönü, Gürkan'ı Parti Meclisi'ne almak istiyor. Ama sadece o kadar. Genel Sekreter olmak Gürkan için artık uzak bir ihtimal gibi görünüyor. çünkü hem parlamenter değil, hem de genei sekreterlik için kendisine çok daha önce tnönü'nün yaptığı teklifı kaçırdı. Bu konuda parti içinde dinlediğimiz bir yorum şöyle: "İnönü, öylesine uyanık bir politikacı kesildi ki biz kendimizi eski ujanık politikaa zannederken, ayakustu hepimizi uyutuyor. Baksanıza Gurkan'a ne yaptı. Önce ikisi birlikte iyi anlaşıyorlardı. Sonra Gürkan biraz da çevresinin etkisi ile yeniden genel başkanlık umuduna kapddı. Geçen kunıltayda İnönü'nün yanında yer alraakla yetineceği yerde hata yaptığı, kendisi ayn liste çıkardı. İnönü de onu yedi. Şimdi bütün tüylerini yolduktan sonra yeniden yanına Ancak bizim gözlediğimiz Fıkri Sağlar'ı anlatmakta yarar var. Sağlar'ı şeker bayramında kendi seçim bölgesi İçel'de dayısı Kaya Mutlu'nun Gözne Yaylası'ndaki vıllasmda ve Ankara'da İnönü'nün çevresinde izlerken, birbirine benzer iki konumu bulunduğunu düşündük. Mersin'de kentin 40 derece sıcakta kavrulduğu bir günde kuzeydeki dağlara doğru kıvrıla bükule giden yoUardan yaylalara yükseldiğimizde, sisler içinde bir Fellini köyüne geldiğimizi zannettik. Burası Mersinlilerin yaz sıcaklarından sığındığı Ankara ile eşit yükseklikteki Gözne Yaylası idi. Bu yaylada kalın taş duvarlarla örütmüş, kocaman dcmır kapılarla konınmuş bir malikanede ellerini önlerine kavuşturmuş yanaşmalar arasında, doğunun feodal düzenini anımsatan bir bahçe içinde kurulu İsviçre tipi villasında ağırlıyor bizi Fikri Sağlar'ın dayısı Kaya Mutlu. Sağlar'ın bu evdeki konumu ve misafirlere karşı davranışlannı izliyoruz. Sanki SHP'nin