Katalog

2 HAZİRAN 1988 * • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/13 Çalışma Bakanı, ILO Genel Başkanı ile görüştü gün içinde TBMM Genel Kurulu'nda ANAP'lı milletvekillerinin oylanyla getirilen grev yasağını protesto eden mektup ve telgrafları ILO Genel Kurulu'na gönderecek" dedi. Ceylan, yasa değişikliğinin Cumhurbaşkam Kenan Evren tarafından onanması durumunda, Anayasa Mahkemesi'nce iptali için SHP'nin başvurmasını beklediklerini bildirdi. Ceylan, "Yasa değişikliğinin anayasaya aykırüığına ilişkin bir dosya hazırhyoruz. Bunu SHP yetkililerine ileteceğiz" diye konuştu. Cumhuriyet Ankara Bürosu'nun haberine göre Devlet Bakanı Adnan Kahveci. "Petkim'in grev yasağı kapsamına alınmasına neden gerek duyulduğu'' sorusunu şöyle yanıtladı: "Petkim halen borçlanıu ödeyen trilyonluk borçlan olan bir kuruluş; şu anda da tekel. Tiirkiye'de Petkim'in ürettigini başka iirelen bir knruluş yok. O tip iki açmazı var. Yani 1 trüyonun uzerinde borcu var. Petlas'ı katarsanız 1^ trilyona yakın. Kamunun çok büyıik para bağladığı iki tesis. Bu iki lesisin uretimlerini durdurmalan halinde ekonomiyi sekteye uğratma güçieri var. Başbakan'ın betıim bildifim kadanyla yaklaşımı şu: Tiirkiye'de üretim tekelleri, hizmet tekelleri kalktıkça grev yasaklan otomatikman kalkar. İkincisi de Turkiye'de zaten grev kısıtlama yetkisini Bakanlar Kurulu hiç kullanmadı. Ama bir tedbir olarak kanuna ithal etme yolu secildi. Ekonomi için hayati öneme haiz iki kuruluş bunlar ve üretim durdugu anda borçlannı ödeyemerne tehlikesi büyük." Kahveci pasif direnişlerin üretimin duşmesine yol açıp açmadığı konusunda da, "Vallahi işçilere de anlatmak zorundayız. Ülke ekonomisi için bu tesislerin veya halk için ne kadar önemi olduğunu anlatmak mecburiyetindeyiz" diye konuştu. Tüpraş ile ilgili olarak görüşlerine başvurulan bir başka bakan ise, "Devlet oradan elde ettiği kânn ne kadannı çalışanlanna dağıbp ne kadannı tesisin modernizasyonu ve yeni yatırımlar için kullanacak? Devlet, elde ettiği kân bütün işçilere dagjtsın duşuncesi yanUştır. Bu kunıluşlann zaten esas yatınmlanna göre kârlılıklan duşüktür. Ben oradan elde ettiğim çok cüzi kân da çalışanlara dağıtırsam büyuk bir sosyal haksızlık yapmış olurum. " diye konuştu. Güneydoğu'dan (2) (Baştarafı 1. Sayfada) "Biz burada bir parça da Irak'ı bekityoruz. Zira askeri yok burada. Barzani hâkim, Peşmergeler hâkim bu yöreye. Irak devlet olarak buralarda olsaydı, işler bu kadar olmazdı." Karşımızda, Sinat bölgesi. Türk Hava Kuvvetleri'nin 1986'da bombaladıklan yöre. "Son derece hassas bır bölgedir. Bölücu eşkjyanın banndığı yerlerdir." Sızmalara karşı yoğun önlemler dikkati çekiyor. Gerçekten bu yörede Irak toprağinı da bir ölçüde bizim askerimiz bekliyor... Yakındaki Ortabağ köyünden korucular gelmiş. Tepeden tırnağa silahlandırılmışlar: "G3A4" piyade tüfekleri, el bombaları, telsizler. Komutan, "Araziyi taş taş biliyohar. Arazi avantajını teröristl&rin elinden almaya başladılar." diyor. öyle gözüküyor ki bu yörede "koruculuk", güvenlik kurumunun gittikçe ayrılmaz bir parçası haline getirilmeye başlanmış. Bir yıldan az bir süre içinde sayıları 5 binden 12 bine çıkarılmış. Korucular, Olağanüstü Hal Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nun çevresini alıyorlar. Aynı zamanda muhtar olan korucu, kınk dökük sempatik Türkçesiyle: "ValiPaşam"diyor, "maaşımızazdır. Başka işimiz de artık yoktur. Bir çuyal un 1520 bindir köyümüzde. Ara sıra, iki ayda bir erzak verin bize hiç olmazsa." Kozakçıoğlu: "Ama sadece korucuya veririm." Sabahtan beri dördüncü durak, Gutyazı Sınır Taburu'na doğru uçuyoruz. Uzaktan tarihi "fpek Yolu"nu gösteriyor komutan. Alçalıyoruz Gülyazı'ya. Dağın yamacına beyaz kireçle kocaman yazılmış. "Ne mutlu Türküm diyene." Şehit Jandarma Binbaşı Alaaddin Kışlası: Binbaşı Alaaddin 12 Ağustos 1986'da Ballı mevkiinde pusuya düşürülmüş bölücü teröristler tarafından; 1 astsubay ve 12 erie birlikte şehit edilmiş. Yeni inşa edilen bu kışlaya onun anısına kendi adını vermişler. Kışlanın çevresı sur gibi duvarla çevrilmiş. Mazgallar dikkati çekiyor, her birine ıkişer tane kum torbası yerleştirilmiş. 1200 nüfuslu, 140 haneli Gülyazı köyünden 80 korucu gelmiş sınır taburuna. Kafalarında siyah beyaz poşuları; tepeden tırnağa silahlandırılmışlar. Beş altı ay kadar önce korucu olmuşlar. Aynı yakınma: "120 bin yetmiyor. Her işi bıraktık..." Vali Kozakçıoğlu, "Vatandaşdevlet ilişkisinde mesafe alındığı ıçin ve güvenlik kuvvetlerini de daha çok yanında gördüğü için koruculuğa talep çok arttı. Şu anda 12 bin korucumuz var. Kadroya göre eskkten daha az istek vardı, şimdi aştı" diyor. Korucular her bakımdan jandarmanın denetiminde. Şimdi de en uç noktaya, İranlrakTürkiye sınırlarının buluştuğu üçgendeki Şemdinli'nin Umurlu köyüne doğru uçuyoruz. Helikopterimiz İpek Yolu'nun üstünde. Betonçeşme sınır bölüğü gözüküyor. Ağaçlar kesilerek atış alanı yapılmış. Doğanın vahşiliğini, güzelliğini anlatmak olanaksız. Karadağ'ın eteklerinde, Irak sınırının kıyısındaki Çukurca beliriyor yeşillikler içinde. 3 bin metre yükseklikte uçuyoruz. Zap vadisi, Zap suyu. Dağlarda kar var. Buzlar henüz tümüyle çözülmemiş, zaten çözülmezmiş de. "Bak" diyor komutan, "tam aşağıda, şurada, 1985'te dokuz askerimiz pusuya duşurülerek şehit edildi." Ve devam ediyor: "Burada arazinin sarplığı, dağlık ve yuksek oiması değil; örtülü, ağaçlıklı olması işimizi güçleştiriyor." Attımızda Şemdinli cayı akıyor: Rengi bir garip yeşil; köpük köpük akıyor kayalıkların arasından. "Bak, işte Süo yaylası. Teröristlerin çok gizlendikleh bir bölgedir; özel önem veriyoruz." Ve Umurlu köyüne iniyoruz. Sınır karakolu ve komando timi korucularla birlikte görev yapıyor. Çevrede mevziler kazılmış. Ağır makineli tüfek ve havan topları dikkati çekiyor. Karşı tepeler Irak, ama Irak askeri yok. Sızmaya, bannmaya son derece uygun. Tam karşımızda bir tabiat harikası: Balkaya Dağları. Çin Seddi gibi dimdik uzayıp gidiyor. Volkanik arazi. Yedi sekiz tane geçit varmış Balkaya Dağlan'nda. Ama onlar da sızmalara karşı mayınlanmış durumda. "Altahtan" diyor komutan, "su yok. Aksi halde bannmaya çok daha müsait olurdu." Bir gürültüyte olduğum yerde zıpladım. Havanla tatbikat atışı yapıyorlarmış, Balkaya'ya doğru aşırtma atışı herhalde... Mezralarla birlikte 50 haneli bir köy Umurlu. 54 korucusu var. Meran Vural 48 yaşında. Askerliğini Gelibolu'da sıhhiyeci olarak yapmış. Diyor ki: "1985'te korucu oldum. 103104 bin lira alıyorum ayda. 27 yıldır evliyim. Beş oğlan, beş kız çocuğum var. En büyüğü 25, en küçüğü 1 yaşında. Artık kestik." "Koruculuk öncesi ne yapıyordun?" " Çiftçilik yapıyordum. Arazide çalışıyordum. Duvar örüyordum. 4060 tane keçi, 3 inek var." "iran'da, Irak'ta akrabalar var mı?" "Var. Ama iki yıldır evi bırakıp gkjemiyoruz." 27 yaşındaki Yusuf Şemşek, 9 ay önce korucu olmuş. Maaştan yakınıyor: "Milis olunca kaldı iş. Evi, çoluğu çocuğu bırakamıyoruz. Apocu gelse çoluğu çocuğu tarar gider. Keçiler kesıldi. Para tam yetmiyor." Geçim derdi her yerde hazır ve nazır. öyle, ne yazık ki! Sabahtan.beri altıncı durağımtza, Hakkâri'ye doğru havalanıyor helikopterimiz. SÜRECEK Dk raımt işçinin lşSendika Servisi Petkim ve Tüpraş ile Shell, Mobil ve BP'nin işyerlerindeki pasif direnişler sürerken, Petrol Ofisi'nde "ücret skalalalarının hazırlanacağı güvencesi" uzerine direnişe dun son verildi. PetrolIş Sendikası Genel Başkanı Münir Ceylan, halen 12 bin dolayında üyelerinin değişik nedenlerle yeraek boykotu, topluca viziteye çıkma, fazla mesai yapmama ve servis araçlarına binmeme şeklindeki protesto eylemlerini sürdurdüklerini bildirdi. Petrollş uyeleri, Toplu tş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası'nda yapılan son değişiklikle işkollannda yeni grev yasağı getirilmesini ILO Genel Kurulu'nu telgraf ve mektup yaŞmuruna tutarak protesto edecekler. Petrol Ofisi'ndeki pasif direnişin özellikle "psikolojik" etkilerle kısmi bır akaryakıt sıkıntısına yol açtığı direniş sırasında, İpraş'ta giınde 350400 tanker olan dolum kapasitesınin 100 tankere kadar düştüğu belirtildi. Petrol Ofisi'ndeki pasif direnişin sona ermesi ile akaryakıt sıkıntısı olasılığının da ortadan kalktığı bildirildi. Petrollş Sendikası Genel Başkanı Munir Ceylan, Petrol Ofısi Genel Müdüru Mehmet Gultekinle telefonla yaptıkları göruşmede ücret skalalarının 15 hazirana kadar hazırlanacağı konusunda güvence aldıklarını açıkladı. Ceylan, ücret skalalarının hazırlanmaması yüzünden üyelerinin aylıklannın düşuk kaldığını bildirdi. "lşverenden bu konuda üç yıldır ilk kez ciddi ve somut bir yaklaşım görduk" diyen Ceylan, bir "iyi niyet gösterisi" olarak Petrol Ofisinin toplam 6 bin 300 işçinin çalıştığı işyerlerinde protesto eylemlerine son verildiğini bildirdi. Munir Ceylan, Tüpraş ile Shell, Mobil ve BP yetkililerinden henuz herhangi bir yaklaşım gelmediğini, bu nedenle de pasif direnişin sürdürülduğünu söyledi. Munir Ceylan işverenin toplusözleşmeye ek olarak hazırlanan yazılı protokole karşın 1986 nisanından bu yana ucret skalası çalışmalarının tamamlanmadığını bildirdi. Bu tutumu protesto etmek için Tupraş'ta daha once de çeşitli eylemler yapıldığını hatırlatan Ceylan, "İşyeri yetkilileri geçmişteki eylemleritniz sırasında skala çalışmalanmn kısa zamanda bitirileceği konusunda güvence vermişler, bunun uzerine de protesto eylemlerine son verilmişti. Toplam 2 bin kişinin çalıştığı yabancı petrol şirketleri Shell, Mobil ve BP'de toplusözleşme görüşmelerindeki uyuşmazlığın yol açtığı pasif direnişler de sürüyor. Shell'de direnişin 21. gunune girdiği ve günlük üretim kaybının 5 bin varili bulduğu bildirildi. Shellin parasal kayıplannın da 15 milyar lirayı aştığı öne sürüldü. Yüzde 51 hissesi Mobil'e, kalan hisseleri de Shell ve BP'ye ait olan Mersin'de kurulu Ataş'ta üretim normal bir şekilde surdurülüyor. Ataş'ta çalışan Petroltş üyesi 274 işçi direnişteki arkadaşlarını desteklemek üzere bir haftadır sakal bırakıyorlar. Işçiler ayrıca yemek boykotu ile de desteklerini sürdürüyorlar. Shell, Mobil ve BP'deki pasif direnişlerin, Petroltş'in yüzde 100'luk ucret zammı isteğine karşılık işverenin yüzde 70'lik artış önermesi uzerine uyuşmazlıkla kesilen toplusözleşme görüşmeleri önkoşulsuz yeniden başlaymcaya kadar sürmesi bekleniyor. Aykut: Türkiye ILO'nun gündemîne gîrmeyecek CENEVRE (AA) Isviçre'nin Cenevre kentinde dun başlayan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Kurulujna katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı lmren Aykut, ILO Genel Başkanı Frand s Blanchard ile görüştu. Türkiye'nin bu yüki genel kurul toplantısına ihtarlı olarak katıldığını hatırlatan Bakan Aykut, bu ihtarlara daha önceki çalışma bakanları tarafından ILO'ya verilen taahhut mektuplarının neden olduğunu soyledi. Çalışma yasalannda yapılar son değişikliklerin, ILO Genel Başkanı Blanchard tarafından da olumlu bulunduğunu kaydeden Aykut, eörüşmesi hakkında şunları söyledi: "Türkiye'deki sendikal hak ve özgürlükler konusundaki son değişiklikler, Blachard'ın ilgisini çekli. Daha önce yapacağımızı taahhüt ettiğimiz değişiklikler yerine getirilmiş olsaydı, buraya sıkıntıh gelmemiş olacaktık. Bu göruşu, Blachard da dile getdrdi. Blachard, benden bilgi aldıktan sonra memnuniyetini belirtti." ILO'yu, uye ülkelerdeki çalışma hayatının dana iyi şartlara kavuşturulması için tavsiye kararları alan bir kuruluş olarak nitelendiren Blachard'a, Türk kamuoyunda ILO'nun bir mahkeme gibi tanındığını söyleyen Bakan Aykut, sözlerini şöyle sürdürdu: "Turkiye'de gerçekten böyle bir havanın olduğunu söyledim. Bazı cevreter tarafından Türkiye'nin burada tarafından kavdedilen (şikâyete gidiyoruz) gibi sözlere neden olduğunu dile getirdim. Ancak burası bir mahkeme değil ve Türkiye yargılanmıyor. Sıkıntımızın tek kaynağı. daha önce verilmiş sozlerdi. Şimdi mesele tamamen çözüldü." 54 işçi göçük altında Emniyette (Boşlamfı 1. Sayfada) MlT'teki bu operasyonun ardından, Emniyet Genel Müdurlüğu Kaçakçılık ve Istihbarat Daire Başkanı AtiUa Aytek de görevinden ahnarak Eskişehir Ernniyet Müdurlüğu'ne atandı. Aytek'in raporun hazırlanmasıyla direkt bağlantısı olmadığı, ancak raporu hazırlayan ekipten Mehmet Eymür'un yakın arkadaşı olmasının etkili olduğu öne sürülüyor. MÎT raporunun ardından emniyet birimlerindeki bir diğer beklenti ise raporu hazırlayanlar olarak adları geçen MIT yetkililerinin ve özellikle Hiram Abbas'ın emekü olduktan sonra konuşup konuşmayacaklan. ' Raporda adlan geçen ve üzerlerinde çeşitli suçlamalar yapılan lstanbul Emniyet Mudürü Ûnal Erkan ve Ankara Emniyet Müdürii Mehmet Ağar ile tstanbul Emniyet Mudur Yardımcısı Tayyar Sever, Mali Şube Müdürü Orhan Uzeller, Asayiş Şube Müdüru Ömer TüzeJ'in hakkında yürütülen soruşturmalann tamamlanmasının ardından görevlerinden uzaklaştırılabileceklerine dikkat çekiliyor. BONN (Cumhuriyet) Federal Almanya'run Hessen eyaletinin Borken kasabasında bir maden ocağında meydana gelen kazada ilk belirlemelere gore 14'ü Turk 54 işçi göçük altında kaldı. Bunlardan 16'sının cesedi çıkarıldı. Kurtarma çalışmalarının surdüğü, ancak raahsur kalan diğer işçilerin yaşamlanndan ümit kesildiği belirtiliyor. Borken kasabasında Preusser Elektra adlı bir şırkete ait maden Ozal: Direniş kanıınsuz tstanbul Haber Servisi Başbakan Turgut özal, petrol işçilerinin pasif direnişini eleştirerek, "Bizim yasalanmız meselelerin işi vavaşlatma ile çozulmesine müsait degildir. Kanunsuz direnişin ağır sonımluluğu vardır" dedi. ABD'ye hareketinden önce tstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında özal, petrol işçilerinin "skala düzenlemesi" ile ilgili pasif direnişlerine ilişkin bir soru uzerine şöyle dedi: "Bizim yasalanmız, meselelerin işi yavaşlatma ya da direnişle çozulmesine müsait degildir. Kanunsuz direnişin ağır sonımlıüuğu vardır. Meselelerin suhuletle halledilmesi en doğru yoldur. Arkadaşlanmız, yeni skala ile ilgili çalışmalannı sürdürüyorlar. Bu nedenle de, pivasada akaryakıt sıkıansı doğduğu ya da doğacağı da doğnı degildir. Şu anda böyle bir sıkınta söz konusu değildir." ocağında yerel saatle 12.30 sıralarında bir patlama oldu. Ocağın girişinde goçüğe yol açan patlama sırasında 50'nin uzerinde işçi 100 metre derinlikte mahsur kaldı. Telsiz bağlantısının kesilmesinden sonra hemen kurtarma çalışmalarına başlandığı ve işçilere oksijen iletilmeye çalışıldığı belirtildi. Ancak havalandırma deliklerinden aşağıya inen gorevliler 16 işçinin cesedini buldu. Hessen eyaleti tçişleri Bakanı Gottfriod Milde cesedi bulunanların boğularak öldüklerinin anlaşıldığını bildirdi. Maden ocağındaki patlama sırasında girişte bulunan 8 işçi yaralanırken, çevredeki bazı e\lerin pencereleri kınldı ve çatıları uçtu. Patlamanın nedeni kesin olarak bilinmiyor. Ancak patlamaya maden ocağındaki grizunun yol açtığı sanılıyor. Nitekim olay yerinde büyük orandaki karbon monoksit gazı yüzünden diğer işçilerin de sağ olarak dışarı çıkarılması olasılığının gittikçe azaldığı belirtiliyor. Federal Alman televizyonu ARD ise toprak altındaki 40 kadar işçinin oksijen tüpleri olsa bile 2 saatten fazla yeraltında kalmaya dayanamayacaklannı bildirdi. Patlamanın uzerinden 12 saatten uzun bir süre geçtiğini anımsattı. Preussen Elektra adlı şirkette 117 işçi çalışıyor ve bunlar arasında Turkler de yer alıyor. Maden ocağındaki göçük sırasında içerde 14 Türk vardı. Kazanın duyulmasından sonra Türk işçilerinin aileleri operasyonun yapıldığı bölgeye geldiler ve buyuk bir endişe ile ocakta yakınları bulunup bulunmadığını öğrenmeye çalıştılar. Petkim'de sürüyor Petkim'de çalışan 6 bini aşkın Petroltş üyesi Toplu iş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası'nda yapılan son değişiklikle grev yasağı kapsamına alınrnalannı protesto için baslattıkları eylemleri çeşitlendirerek sürdürüyorlar. Jşçiler servis araçlarına binmeme, fazla mesai yapmama, yemek boykotu ve topluca viziteye çıkma şeklindeki protestolanna iş elbiseleri ile ya da çıplak ayakla yürüme eylemlerini de kattılar. ILO'ya başvuru Petroltş Sendikası Genel Başkanı Münir Ceylan, işkollannda getirilen yeni grev yasağını protesto için d\ln Cenevre'de toplanan Uluslararası Çalışma örgütü (ILO) Genel Kurulu'nu telgraf ve mektup yağmuruna tutacaklaııru bildirdi. Ceylan, "Binlerce üyemiz birkaç Cam işçilerinin direnişi Türkiye Şişe Cam Fabrikalan'na bağlı Çayırova Cam, Cam Elyaf, Cam tşleme ve tnce öğütme Tesisleri'nde çalışan 2 bin 300 işçi, toplusözleşmeden doğan sosyal haklarından yeterince yararlandırılmadıkları gerekçesiyle pasif direniş yaptılar. Harika çocuk IBM 5363 IBM S/36 ailesine yeni bir üye katıldı: IBM 5363. Vilenin en küçüğü. Ama yeteneğine, zekâsına diyecek yok! Tek kelimeyle harika çocuk! Orta boy bir işletmeniz var, ya da büyük bir kuruluşun bir bölümünden sorumlusunuz. Ve işleriniz çok. Muhasebe işlemleri, satış analizleri, banka çeklerinin takibi... Daha keyifli. daha verimli bir • iş hayatının özlemi içindesiniz. İşte, şimdi böyle bir hayata, kolay bir adım atabilirsiniz. IBM 5363. Turkiye'de çok iyi tanınan S/36 ailesine giriş modelidir ve S/36"nın tüm özelliklerini taşımaktadır. IBM 5363 az yer kaplar. Ofis ortamında çalışır. Özel bir tesisat ya da hazırlık gerektirmez. Siz yalruzca prize takarsınız. IBM 5363ün kullanırnı da kolaydır. Bilgi işlem dünyasının yabancısı olsanız da. işlemleriniz için IBM 5363'ü kullanırken güçlük çekmezsiniz. IBM 5363 faturalama, müşteri hesap takibi. satış analizleri gibi ticari uygulamaya ve ofis otomasyonuna uygun yazılım gücüne sahiptir. Kuruluşunuzun çeşitli bölümlerine yerleştirebileceğiniz IBM 5363V doğrudan bağlı 28 adede kadar iş istasyonu. çevrimiçi uygulama olanağı sağlar. IBM 5363"ün "karşılıkh iletişim" (interactive) özelliği de yapılan işlemleri kolaylaştırır. IBM 5363ün yazılımı, S/36 ailesinin diğer üyeleri ile uyumludur. Başka bir deyişle, kuruluşunuzun 1BM 5363. S/36 orta boy bilgisayar ailesinin en yeni üyesi... küçuk ve güçlü. artan ihtiyaçlarıyla birlikte bilgi işlem sisteminizi büyütmeniz. ailenin diğer üyelerine geçmeniz mümkündür. Ayrıca IBM 5363'ü. S/36 ailesine ya da diğer IBM bügisayarlarına PTT hatlarıyla bağlayabilirsiniz. Üstelik IBM 5363. fiyatıyla da çok uygun ve 1 yıl garantilidir. IBM 5363*ün marifetleri pek çok. Biz onu aile arasında "harika çocuk" diye çağırıyoruz. Sfe de onunla tamşın, bu yargımıza katılacaksınız. . ^ . , ^ » H ^ S T ZZL "* "* ^ L T Z IBM SİSTEM/36 AJANSLARI: • BlLTAS (1) 153 07 32 • BYTE (1) 133 09 26 • DATA (1") 1S1 01 43 • DESTEK ( O 130 3382 «EMTAŞ( 1)35^1345 • İNFOTEK(l) 1663286 • KOTA (1) 160 32 33 • STEP (1) P 2 43 ~>8 »MNG (1) 167 62 66 (4)12^8140 •ORBtS(51)2128'l • ZİKVE(24) 22 6883