Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Sahıbı Cumtıurıyet Maıbaacılık vt Gazeırcılık Turk Anonun Şırkeu adına Nadir Nadi # Genel Yayın Muduru Hasan t'rmal. Muessesc Muduru Kmine L'şakliftii. Yazı lşlerı Muduru OVay Goncnsjn. % Haber Mcrkc/ı Muduru Yatçiıı Baycr, Sayfa Duzenı Yoneımenı Ali Ac»r. # Temsılııler ANkMtA YatCin Dogan. IZMİR Hikmcl Çttinkaya. ADANA Isıanbul Haberlen Ertuın Akyıldız. Dış Haberler Krgun Bakrı. tkonomı Osman Ulagay, Kultur CHal Usler. Spor Danışmanı Abdıalkadîr Yucdman, Duzelıme Refik üurbaş, BılımEgıhm ^ahin Mpay, Iv^cndıka $akraa Kelencı, Yurt Haberlerı Necdtl Dogın. Dırı Yazılar Kerraı Çalıjkan. Bursa lt>cnl Crf»çelti. 0 Koordınaıor. Ahmct konıbın. O Malı lşler Lrol Erkul. • Muhasebe Buknl Vmcr • BuıçePlanlama StvgiAnın #Reklam Ayşf Torım. lk "t avınlar Httlya Akyol % Idare Hastyin (»urtt. Isletme Onder ÇtHk, Bügılslem Nail Inal. Basan ve raran Cumhunyci Malbaacıl.k veOamcaU T A Ş TurkOcafcCad 39/41 Ca(alot)u UIM l ı pk 24*lsianbul Td 512 05 05 (20 h»O. Tcfc» 22246 F « (1) 526 60 72 0 Hurolar Ankara: Zıya Ookalp Blv Inkılap S No 19/4, Tel 133 II 4147. Tclex 42J44 F « 141 133 1. 41 428 • Inur: H Zıya Blv 1352 S 2/3 Tc! 13 12 30. Tdra 52359 Fa» (51)13 12)0 ılnönutad IIV S No IKaıl.Tcl II435OI19731. Tel» 62155. F u (71)328056 TAKVİM 1 HAZİRAN 1988 lmsak: 3.32 Güneş: 5.27 Öğle: 13.06 lkindi: 17.05 Akşam: 20.35 Yatsı: 22.22 Caz plağında 40 yıl ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK "Atlantic Records" sadece ABD'nin değil dunyanın en büyük ve en eski plak şirketlerinden biri. Bunca yıldır Amerikan müziğinde en önemli güçlerden birisi olan Atlantic Records geçenlerde 40. yılını 11 saat suren muhteşem bir konserle New York'ta Madison Square Garden'da kutladı. Konser, souldan pop'a kadar son derece geniş bir yelpazede 1950'lerden 1980'lere kadar popüler muziğin izlediği yolu gösterdi. Şirketin bir anlamda tekelinde olan ünluler Led Zepplin, La Vern Baker, Roberta Flack, Graham Nash, Genesk ve daha birçoğu konserde yer aldılar. On bir saat süren gösteri büyük olay oldu. BBC tümünil canlı yayın için satın aldı. HBO kanalı yaklaşık dört saatini canlı verdi. CocaCola 5 milyon dolar ödeyerek ve PepciCola ile büyük bir savaşa girerek programa kendi imzasını koydurdu. Şu sırada Warners Communications adh şirketle birleşmiş olan Atlantic, aydaortalama 1015 araAhmet Ertegün sında uzun çaiar çıkanyor. Atlantik şirketinin başkanı Ahmel Ertegün sadece sanatçı cevresinde değil Amerika'nın siyaset adamlarını da içeren "jet" sosyetesinin hatın sayüır isimlerinden. Bundan 40 yu önce "hoW" olarak başladığı ve bugün dev bir tekel haiine gelen "Atlantic Records'Mn öyküsünü Cumhuriyet'e anlattı. Manhattan'da Rockefeller Center'da bulunan Warner Communications ofisinde masasının üzerinde yığılı telefon mesajlan, topNesuhı Ertegün ABD'deyaşayan Ertegün kardeşlerin'Atlantic şirketi bir döneme damgasını vurdu 9 GüzeUeşmede gizli tehüke Denetimsiz piyasaya sürülen kozmetik ürünlerdeki bazı oktif maddeler, bilinçsiz kullammla birleşince istenenin aksine "olumsuz sonuç" verebiliyor. NİLAY KARMAN "Dış göriinümün", kişinin iş ve sosyal yaşamındaki başarısı ve mutluluğu için önemli koşullardan biri olarak kabul edildiği çağımızda, kozmetikler, kadın erkek, her duzeyde kentli insanın günlük yaşamının aynlmaz bir parçası haline geldi. Ancak bazı kozmetiklerin " i l a ç etkisi", "bilinçsiz kullanım" ile birleşince istenenin aksi sonuçlar da verebiliyor. Bir fırmanın Türkiye'deki tıbbi danışmanı dermatolog Dr. Herve Giz, ilaçlarla, bazı kozmetik ürünlerin insan sağlığı uzerindeki etkilerinin sınırlannın birbirinden kolayca aynlmadığını belirtiyor. Dr. Giz'in ifadesine göre, artık, cildin işlev ve yapısıru değişikliğe uğratan bazı kozmetikler, ilaçlar gibi etkili olabiliyorlar. Dr. Giz'e göre, kepek önleyici şampuanlar, deodarantlar ya da nemlendirici kremler gibi basit sayılan kozmetik ürünlerinin bile deri fizyolojisine zannedildiğinden çok daha fazla etkisi var. Oysa Türkiye'deki kozmetik yönetmeliğine göre, kozmetik ürünlerinin ilaç etkisi olmamalı. Bir kozmetik fırmasımn 2 yıldır Türkiye'deki temsilciliğini yürüten biokimyacı Rita Dinmen ise Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın denetim mekanizmasının iyi işlemediğinden yakırurken, "Piyasada saçlan döken şampuanlar var. Bir Türk kozmetik fırması rujda, kırmızı rengi fiske etmek için arsenik kullandı ve urununu piyasaya o sekilde surdu. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı da bunu engellemedi. Türkive'de kozmetik urünleri denetlenmedigi gibi, halk da bu konuda gerekli bilgiye sahip degil" diyor. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın kozmetik urünlere uyguladığı denetimin yeterli olduğu görüşünü savunan Kozmetik Sanayicileri Derneği Başkanı Musa Yahya ise bu konudaki göruşunü, "Denetimi bakanlık yapıyor. Onlara bizim hatırlatmamıza gerek yok, çünkü bu işi gayet iyi yapıyorlar" diyor. Musa Yahya'ya göre, kozmetik sanayiinin karşılaştığı en büyük sorun 1979 yılında yürürlüğe giren Kozmetik Yönetmeliği'nin, Gıda Tüzüğü'ne bağlı olması. Musa Yahya, gıda konusunda yapılan tüm yanlış işlere ağır cezai yaptınmlar uygulandığını hatırlatırken, "Yenilecek olan üriınlerie, yüze veya saca sürulecek unınler arasında fark olmah. Kozmetik Yönetmeliği, Gıda Maddeleri Tüziiğüne bağlı oldugu için, Kozmetik sanayünde de Ceza Kanunu'na baglı oluyorsunuz. Sanki bir çocuğa çikolata yedirdiniz ve çocuk zehirlenme geçirraişçesine, bir el kremindeki basit bir hatadan dolayı, aym cezaya çarptınhyorsnnuz" diyor. Yahya'ya göre, kozmetik sanayiindeki sorunların büyuk ölçude çözülebilmesi için Kozmetik Yönetmeliği'nin, gıda tüzuğünden bağımsız olması gerekiyor. Jandarma yerine polis DENÎZLİ (Cumhuriyet) Turkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Pamukkale'de asayiş hizmetleri İçişleri Bakanlığı'nın genelgesiyle polise devredildi. Bakanlığın kamrı uyannca bundan böyle Pamukkale'de turizrr yatkın ve yabancı dil bile, polis memurları görev yapacak. Ancak jandarma görev bölgesini terk etmiyor. Pamukkale'de uzun zamandır asayiş hizmetlerini yürüten jandarmanm yetkısinin polise devredilmesi turizm açısından isabetli bir karar olarak değerlendiriliyor. ll Jandarma Alay Komutanlığı, asayiş yetkisinin polise devredilmesinin ıstenmesine karşın karakol konusunda bir açıklık getirilmediği için ören yerindekı karakolunu Emniyet Mudürlüğü'ne vermiyor. Bu yüzden Pamukkale'de asayiş sorumluluğunu üstlenen polis, seyyar olarak görev yapıyor. Ahmet Ertegün şöyle diyor: Bütün plak şirketlerinin başkanlanndan çok daha uzun süredir bu işin içindeyim. 40 senedir bu işi yapan başka kimse yok. Amerika'ya 1935'te geldim. Ağabeyim ile birlikte Amerikan müziğine hevesimiz vardı. leksiyonnna sahibiz." ABD'nin belli başb caz otoritelerinden biri olarak tanınan Nasuhi Ertegün şu anda Warner Cornmunications'ın ABD dışı uluslararası şirketinin başında. 1935'te iki kardeş aileleri ile birlikte babaları Washington Büytıkelçüiği'ne atandığı zaroan Amerika'ya yerleşmişler. Caza meraklı iki kardeş daha Washington'a gelir gelmez müzikle ilgilenmeye başlamışlar. "Biz pazar gunleri elçilikte öğlen yetneğine Amerikanın en ünlü caz raüzisyenlerini çağınrdık, sonra da lantılar ve çeşitli telefonlar arasında Ertegun söze şöyle başladı: "Bıitıin plak şirketlerinin başkanlanndan çok daba uzun zamandır bu işteyim. 40 senedir bu işi yapan başka kimse yok. Amerika'ya 1935'te geldim. Ağabeyim ile birlikte Amerikan muztğine hevesimiz vardı. Bildiginiz gibi ağabeyim Amerika'daki en büyük caz otoritelerinden biridir. Amerikan caz tarihine ilişkin olarak ilk dersi o verdi. UCLA'de (Kalifornia ÜniversitesiLos Angeles). Ikimiz birlikte dünyanın en büyük caz ko emprovize caz yapılırdı." Ertegün 40 yıl öncesini şöyle arumsıyor: "Bu şirkete başladığımda benim için bir hobi idi. New York'ta doktora oğrencisiydim. Babam olünce kızkardeşim ve annem Türkije'ye donduler, bir yandan doktoramı yaparken bir yandan bu işe başladım. Sonra bir daha bırakamadım." Savaş sonrasında Nasuhi, Kalifornia'ya gitmiş, Ahmet ise New 1 York'a gelmiş. Nesuhi, Kalifornia da "Jazz Man" plak dükkânını açmış, Ahmet ise Atlantic'e başlamış. Daha sonra işler gelişmeye başlayınca mesuhi, New York'a gelip Ahmet'e katılmış. Başlarda tamamen "Rythm and Blues" plaklan yapmışlar. 1950*ler başlannda Atlantic etiketi Ray Charles, Ruth Brown, Joe Turner gibi isımlerle yükseldi. "Herkes New York'taydı. Onlan buldukça, plaklan çıkardıkça daha fazla bu işe giriyordum. Sonra ağabe>im Kalifornia'dan geldi." Sonra Rock and Roll doğmuş. "Biz Rock and Roll'ii yaratanlar arasındaydık" diyor Ahmet Ertegun. Rock and Roll şirketin büyük bir atak yapmasına yol açmış. İlk beyaz rock albümü 1960'ların başında çıkarılmış. özellikle Rolling Stones ve Led Zeppelin ile Ertegün'ün raflannda Rolling Stones ile çeşitli resimler asılı. Bugün Atlantic çok daha ticari bir kuruluş. Sadece rock değil, pop ve klasik ile plak dukkânlannı doldunıyor. Yirmi yıl önce Warners Commucation ile birleşti. Ahmet Ertegün müziğin değiştiğini belirtiyor. "Plak endüstrisi çok gelişti. Başlangıçta her şeyi ben kendim vapardım labii. Bu meslek sevdigim bir meslek, severek vapardım, o zaman başlayan pek çok küçük kumpanya kapandı. Halbuki bizimki buyudu ve bu>üdü. Amerika'nın en buyuk plak şirketi şimdi." Atlantic telif hakkı sorunlarıyla basının ilgisini ceken bir şirket aynı zamanda. tlk başlangıçta çıkarılan ve şirketin ilk başarılannı getiren Rythm and Blues plaklanyla ilgili olarak o zaman mevzu bahis olmayan telif haklarını şimdi ödeyecek. Şimdi kontratla otomotik olarak yapılan bu işlem için sanatçılar itiraz etmişler ve o günlerden kalan telif haklarını istemişler. Ertegün, "Bazı sanatçılanmız geri geldi ve odeme yapılmasını istedi. Böyle bir zorunluluğumuz yok. Çünkü resmi durum >edi yıl ile sınırlı. Ancak bazı özel kişilere yardımda bulunuyoruz. Örnegin Joe Tumer'in ipotegini ve cenaze masraflarını ben ödedim, Ruth Brown'ın hastahane masraflannı da. Bazılan için bunu yapmışsak demek hepsi için >apmamız gerekir. Bu nedenle şimdi o yıllann hesaplannı yeniden yapıyoruz" diyor. ABD'den 9 'Humphrey Bunu ANKARA (AA) ABD Kültürel Mübadele Komisyonu'nca 19891990 ders yılında kamu görevlilerine 3 adet "Humphrey Bursu" verilecek. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre burs ziraat, beslenme, beşeri, iktisad tabii kaynaklann geliştirilmesine yönelik planlama, kamu idaresi, şehir planlaması, köy kalkınması, kamu sağlığı konularında yetkili makamlarda bulunan idareci ve planlamacılara verilecek. Antalya'da turistık tesisler içki stokluyor ANTALYA (AA) Turistik bölgelerdeki tatil köyü, otel, motel ve turistik tesislerde görülen "yabancı marka" içki sorunu çözüme kavuştu. Tekel Genel Müdür Yardıması Adnan Kaşay, Antalya bölgesindeki turistik tesisleri tek tek gezerek tesis yöneticileri ile görüştü. Kaşay şunları söyledi: "Tekel olarak ülke turizrainin hizmetindeyiz. Bu yıl stok politikamızı Turizm Bakanlığı, seyahat acenteleri ve turistik tesis yoneticrteri ile yapüğımız görüşmelerden sonra belirledik, yerli ve yabancı içki, sigara konusunu da çözüme kavuşturduk." yöneticileri, konuya ilişkin görüşlerini şöyle açıkladılar: Robinson Club: Sezon başında doğabilecek her türlü sıkıntıya karşı büyük şehirlerden içki stoğu yapmıştık. Ancak sezon başında tek şişe dahi zor bulduğumuz yabana içkileri şimdi Tekel'den koli koli satın alabiliyoruz. Talya Oteli: Tekel'in üst düzey yöneticileri ile yapılan görüşmelerde mutabakata vardık. Turizm için gösterdikleri bu Ugi bizleri sevindirdi. Deloıfun iddialı dizisi Fransi2 1 televizyonu TF 1'in bugune kadar gerçekleşfirdiğı en buyük yapımlardan biri olan "Cinema" dizisi ekim ayında gösterime gırecek. Başrolünde Alain Delon'un başarılı, ancak bıraz yalnız ünlü bir film yıldrzını canlandırdığı film, "Oer Spiegel"m haberine göre 9O'ar dakikalık 4 bölüm halinde göstenme sokulacak. "Cinema" adh dizide Sunnyi Melles, başanlı aktörun eşı rolüyle 52 yaşındakı Alain Delon'la başrolu paylaşıyor. Delon "Cinema'daki rolu için dizi bütçesinin uçte birini, yani 20 milyon trank (4.6 milyar TL) aldı. Savarona 'protokol yati* ANKARA (AA) Atatürk'ün yatı, tarihi Savarona gemisi, Kültur ve Turizm Bakanlığı'na devrediliyor. Amerikalı zengin Bayan Cadwalader'dan, bir bölümü hibe olarak alınan ünlü Savarona gemisi, bundan böyle "protokol yatı" olarak kullanılacak. Bakanlık Müsteşarı Ertan Cireli, "Gemınin devri konusunda göruşmelerin bir süredir devam ettiğini, devirteslim halinde, Savarona 'nın protokol yatı olarak kullanılmasımn planlandığım" söyledi. ALDS'li sayısı 56'ya yükseldi ANKARA (AA) Türkiye'de AIDS virüsü taşıdığı belirlenenlerin sayı~ 56'ya yükseldi. Nisan ayır, 4 kişide daha AIDS virusunün tespit edildiği bildirildi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanltğı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdüru Dr. Ender Aydıner, bugune kadar belirlenen toplam 56 vakadan 9'unun ölümle sonuçlandığmı belirterek, "Şu anda yaşayan AIDS'li sayısı 47'dir. Yaşayanlann tümü taşıyıcı ve henüz klinik belirtiler yok" dedi. \hn KalesVnden sürpriz beige \an Kalesi'ndeki kazılar sırasında bir rastlantı sonucu ortaya çıkan 1. Dünya Savaşı'na ait tomar tomar Osmanlı belgeleri uzmanlan bile şaşırttL Belgeler incelemeye alındı. ANKARA (Cumhuriyet Büros«) Van Kalesi'nde yapılan kazılar sırasında, 1. Dunya Savaşı dönemine Uişbn, Osmanlıca yazılmış yüzlerce belge bulundu. Kalenin, 19151918 yılları arasında OsmanlıRus savaşı sırasında, mühimmat deposu olarak kullanıldığı saptandı. Turkiye'nin yakın tarihine ışık tutacağı belirtilen belgeler, okunmak üzere Süleyrnaniye Kitap Hastanesi'ne teslim edildi. 10. Uluslararası Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu'nda, "Vm Kalesi ve Eski Van Şehri Kaalan" başbklı bir tebliğ sunan tstaabul Üniversitesi Edebiyat Fakültssi Dekan Yardıması Doç. Dr. Taner Tarhan, belgelerin tomarlar biçininde ve halatla bağlanmış olarnk bulunduğunu söyledi. Belgelerin, Van Kalesi'ndeki Süleymaı Han Camii'nde bulunduğunu Jildiren Tarhan, "Tavan yanıp çökince bnnlar alunda kalmış. Bir kısnı tahrip olmuş, bir kısmını kncardık, kurtardıklanmız kitap hasanesinde şu anda saglam bir tonar ile kuçiık parcalar var. Yaklaşk 30 yıldır çalışıjorum, bu cins biıbelge ilk defa çıkıyor" dedi. 'an Kalesi'nde yapılan kazılar sırsmda ana mekâmn Osmanlı Ru savaşında, mühimmat deposu )larak kullanıldığının belirlendijni söyleyen Tarhan, zeminin üzrinde birüerce mermi, şarapnel ronnisi, hava mermisi, kasaturalaı bulunduğunu anlattı. En önmli buluntunun ise tomarlar bianindeki Osmanlıca belgeler olduunu kaydeden Tarhan şöyle dei: Bunlar, Osmanlı ordusuna ait beçeler. Kimisi pullıı, damgalı yclerce vesika. Bir kısmını okuttu. Bu belgeler yakın tarihimize ışı tutabilecek. Çünkü Van'daki şeye skillerine gore Osmanb devride fıkha gore hüküm veren mahkeme kararlan bulunuyordu. Ermeni ayaklanmasından sonra bili>orsunuz Rus ordusu davet ediliyor, Van işgal ediliyor ve halk katliamdan sonra şehri terk ediyor. Bu arada Van şeriye sicilleri kayboluyor, belki de yanıyor. Duşünnn, bnnlar kalede bulunan bir belge. Tomarlaria. Muhakkak ki Van'ın geçmişine ve Tnrkiye'nin yakın tarihine ışık tutabilecek canlı belgeler. Asker alımlan var, aşiretlerden bahsediyor, topçu birliginin iase, ibate işleri var." Tarhan, 19151918 dönemine ait bilgileri içeren belgelerde, daha eskiye de giden tarihlere rastlandığını söyledi. Kazılar sırasında sikkeler ile çanak ve çömlekler de bulunduğunu bildiren Tarhan, eski Van şehrine ve Van Kalesi'ne, doğa güzellikleri ve kültürel mirasıyla birlikte fonksiyon kazandıracak bir "tarihi rnilli park" projesi uzerinde çalıştıklarını ifade etti. Van Kalesi'nin ve eski Van şehrinin kesintisiz olarak 2800 yıllık bir kültur devamhlığını ve kültur mirasını vurguladığını beürten Tarhan sözlerini şöyle sürdürdü: "Beniro amacım sadece kazı yapmak değil. Amacım, bu tarihi variıgı doğal guzellikleriyle birlikte canlandırmak. Bir oğrencimize, bununla ilgili bir doktora tezi verdim. Üçüncü derecede StT alanı burası. Turistik amaçla kullanılmasını amaçlıyoruz. Mesela burada küçük bir kuş cenneti var. Manyas gibi. Ama kimse bilmiyor. Ortaya çıkanlacak harabeler, kademeli olarak restore edilip, bunlara fonksivon verüebilir. Bu guzel yapılann saglam olanlan. eski durumuna benzer hale getirildiğinde, ber türlü ziyaretçinin ilgisini çekebilir. Van kalesi, ölu bir kenti canlandırmaya çok müsail. Anıtsal mezarlar var. Muthiş... Mesela, mankenlerle eski bir gömme töreni, olmayacak şe> m i ? " Türklere zaııılı araç sigortası Federal Almanya'daki sigorta şirketleri, trafık kazası oranı yüksek olduğu gerekçesi ile Türklere uygulanan araç sigortası primlerinin yüzde 50 artması için mahkemeye başvurdular. DİLEK ZAPTÇIOĞLU Federal Almanya'nın en büyük altı sigorta şirketi, yıllardır gerçekleştirmeye çalıştıklan bir tasarıyı bugünlerde Federal tdare Mahkemesi'nden geçirmeye çalışıyorlar. Daha önce Sigorta Denetleme Kurulu'nun kapısından geri dönen öneri, şöyle özetlenebilir: Araç sahibi, milliyetine göre prim ödeyecek. Bu Türklere, Yugoslavlara ve Yunanlılara uygulanacak. Türk araç sanibi "normal sürücü"den yüzde 50, Yugoslav sigortalı yüzde 23, Yunanlı sürücü ise yüzde 20 oranında fazla prim ödemek zorunda bırakılacak. Federal Denetleme Kurulu, sigorta şirketlerinin tasarısmı 1984 yılında reddederken, yabancı sürücülerde rastlanan yüksek kaza orarunm milliyete bağlanmasına karşı çıkmıştı. Buna göre "Kazalar sigortalının yabancı olmasından değil, araçlann ortalamanın dışında kullanımmdan" kaynaklanıyordu. "Surucunün milliyeti, öznel bir tehlike kay nağı olarak görülemez" diyen denetleme kurulu, sigorta şirketlerinin tümüyle konu dışı bırakümaya çabaladıklan politik yöne de parmak basmıştı. "Bu tür bir uygulama, Federal Almanya'nın Batı'daki saygınlığına büyük ölçüde zarar verebüir," diyen kurul uyeleri, ayrıca bunun "Cenevre tnsan Haklan Komisyonu'nun Ayrımcılığı Yasaklama Kararlan'na aykın dflşebileceğini" de kararına eklemişti. Almanya'daki Türkler, sigorta şirketlerinin çeşitli yollardan cayd ı n a önlemlere başvurduklarını anlatıyor ve kısmen yasadışı uygulamalardan şikâyet ediyorlar. tlke olarak hiçbir başvuruyu geri çeviremeyen sigorta şirketleri, yabancılardan daha yüksek prim talep ediyor, aracı düşük tazminata göre sigortalıyor, kimi zaman ise tam kasko sigortayı yapmaktan kaçınıyorlar. Birçok vatandaşımız ise izin mevsiminde sigortalı işlemlerinin kasten uzatılmasından ve böylece uzun yola çıkmalarının engellenmesinden ya da geciktirilmesinden yakınıyorlar. Öte yandan Berlin Yabancılar Sorumlusu Barbara John, sigorta şirketlerinin yabancı sürüculere karşı başlatmak istedikleri uygulama hakkında basına bir demeç verdi. "Süriiculer arasında sınıf a>nmına yol açacak bu tür bir uygulama, tüm topluma altından kalkamayacagı bir yük getirir" diyen John, sözlerine şöyle devam etti: "tkiH tarife, toplumda cepheleşme yaraur. Sigortada çifte standartUn kaçınmalıvız. Bunun hukuksal alanda zaten var olan eşitsizlikleri arttıracağından ve bir aynmcılık kuşkusuna yol acacağından eminim." Tasarı, en yüksek merci olan Idare Mahkemesi'nden geçecek olursa, Almanya'daki Türk işçileri araçlan için yılda 1000 Mark, yanı yaklaşık 770 bin lira fazla prim ödeyecekler. Ayı genelgesi NEyŞEHİR (Cumhuriyet) Kültur ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz, turistik bir yöre olan Nevşehir Valiliği'ne bir genelge göndererek, ayı oynatılmasımn yasaklanmasmı ve ayı oynatıcıların beceri kazandırma kurslarına katümalanndan sonra iş sahibi kılmmalannın sapanmasını istedi. Bakan Titiz, genelgesinde, "Bir kısım bilinçsiz kişi de bu gosteriyi para vererek ozendirmektedir. Bunlann arasında turistler de vardır. Muhtemeien yabancı turistler olayı zevkten çok, hayretle izlemekte ve buna izin veren bizleri içten içe kınamaktadırlar" dedi. Küçük şekerlilere grup terapisi ÜLKER GÖKTÜRK Yaşlan 5 ile 10 arasında. Her gün sabah akşam iğne olmak, çikolata ve baklava yiyememek üzüyor onları. Ama pankreasları görevini tam yerine getiremediği için bu yaşama alışmak zorunda olduklanm biliyorlar. Arasıra kaçamak yapmamn sonucunu da hemen hepsi yaşamış. Bir kez daha şeker komasına girip hastaneye yatmak istemedikleri için kendi kendilerine iğne yapmayı da şekerli besinlerden uzak durmayı da öğrenmişler. tstanbul Üniversitesi tstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Doç.Dr. Nnrçin S«ka, şekerli diyabetin çocukluk döneminin en sık görülen hormonal bozukluğu olduğunu söylüyor. Ynsuf, Melda, Gökçen, Ertunç ve Gökhan diyabetik çocuklardân yalnızca bir kaçı. tstanbul ÜniversitesiTıp Fakultesi'nde aileleriyle birlikte eğitim görüyorlar. Bu fakultenin çocuk sağlığı bölümunde son dört aydır böyle bir uygulama yapılıyor. Diyabetli çocuklann aileleri birer saat konuyla ilgili uzman hekim ve diyetisyenle birlikte olurken, kendilerine kan şekerinin duşmesi veya yukselmesinde ne gibi belirtiler ortaya çıküğı, bu durumda ne gibi önlemlerin alınabileceği, idrarda şekere nasıl bakıldığı. SAfiUHLI VKŞAM İÇİN Küçük şekerliler, yaşıtları gibi şeker ve çikolata yiyememekten ve iğneden yakınıyorlar. Ancak terapi sırasında onlara sağlıklı yaşamanın yotları öğretiliyor. (rotoğraf: ErrJoğan Köseoğlu) insülini yapma tekniği gibi birçok kunularda aynntılı bilgiler veriliyor. Ayrıca aynı gün çocuklar ve aileler ayrı iki grup halinde psikayatrla görüşuyorlar. Bu görevi Prof.Dr.Aysel Ekşi üstlenmiş durumda. Bu grup terapisinden amaç, diyabette iyi kontrolun önemini anlatmak, çocuklann sorunlarını dinlemek, belirli noktalara dikkat edildiği takdirde diyabetik çocuğun yaşıtlarından hiçbir farkı olmayacağı ailelere vurgulamak. Görüşlerine başvurduğumuz Doç.Dr. Nnrçin Saka, diyabetli çocuğun takip ve tedavisinde aıie ve çocuğun diyabet konusunda eğitümesi gerektiğinden yola çıkarak bu uygulamayı başlattıklarını belirtiyor. Hastalık konusunda şu bilgileri veriyor: "Hastalık insulin eksikliği veva etkisinin yetersizligine bağlı olmakla birlikte çocukluk çağında goriilen diyabet vakalarının çogunluğu insulin eksikliği sonucu ortaya cıkar. Bunlar insüline bagımlı, yani insulin tedavisin< gerektiren diyabet olarak tanımlanır. Hastalığın en çok gonılme >aşı 57 yaşlan ve ergenlik donemidir. Bu durum okula başlama yrilannda infeksiyon etkenleriyle artan temas, ergenlik döneminde ise başlıca hormonal değişiklikler ve rnhsal streslere bağlanır. Hastalığın ortaya çıkışında mevsimsel farklılıklar da göriilmektedir. Genellikle sonbahar ve kış aylannda sıklık artmakta, ocakşubat aylannda zirveye ubtşmaktadır. Kendi kliniğimizde de vakalanmızın çoğunluğunda diyabetin 5 yaşından sonra ortaya çıktıgı ve başlangıç zamanı zirvesinin ocak ve şubat aylannda olduğu görülmuştur." "Hangi çocuklar divabet bakınundan riskli gruba giriyor? Belirtiler neler?" Bu sorulara ise Saka'run yanıtı şoyle: "Hastalığın ortaya çıkışında kalıtsal etkiler önemlidir. Ailesinde diyabet olan çocuklar kendilerinde diyabet göriilmesi bakımından riskli gruba girerler. Çocuklarda diyabetin başlangıç belirtilerinin süresi değişkenlik göstermekle beraber genellikle bir aydan kısa sürelidir. Çok idrara çıkma, çok su içme, iştah arnşına rağmen zayıflama baslıca betirtilerdir." Öte yandan Prof. Dr. Aysd Ekşi'nin ytıruttuğu grup eğitimi programına katılan ailelerin en büyük sorunu da çocuklannın hastalığından kendilerini sorumlu tutmalan. Çocuklar ise psikiyatrla dertleşjklerinde canlarının çektiği her şeyi yiyip içememekten yakınıyorlar. Şekersiz tathlar Haber Merkezi Şekersiz ve kalorisiz tatlı ve içecekler üretilerek piyasaya sürüldü. Atom Kimya Sanayi A.Ş. tarafmdan "Reform Diet Set" adıyla üretilen şekersiz ve kalorisiz tathlar arasında pudingler, jöleler, kakaolar, yoğurt tatlıları, portakal ve elma gibi içecekler bulunuyor. Toz halinde bulunan bu tatlı yiyecek ve içecekler, şekersiz olmasma karşın şekerli gibi lezzetli ve "nutrasweet"ten yapıldıkları için protein de içeriyorlar. Şekersiz Reform Diet ürünlerinin şeker hastaları, şekere bağlı rahatsızlıkları olanlar ve rejim yapanlar için uygun bir gıda rejimi oluşturacağı belirtiliyor.