Katalog

CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER re bugüne kadar olan uygulamada işkence iddiaları karşısmda mahkemelerimiz hareketsiz kalmakta ve sanığa kovusturma mercilerini göstermekJe yetinmekte idiler. Söz konusu taahhüt muvacehesinde işkence iddialannın mahkemece tahkik edilmesi ve neticesine göre hüküm verilmesi ve işkence sonucu elde edilen delillerin hukuki sayılmaması mecburi hale gelmiştir." Bir iç hukuk normu niteliği kazanan sözleşmeye göre, mahkemeler işkence savunmalan karşısmda durumu inceleyecekler, araştıracaklar, bu konuda gösterilen ve toplanması olanaklı her türlü kanıtı toplayacaklardır. Araştırıbnası gereken nokta, sanığa gerçekten maddi ya da manevi işkence yapılıp yapılmadığıdır. Yukanda açıklanan 15. maddenin uygula» nabilmesi için işkencenin kim tarafından yapıldığının saptanması zorunlu değildir. Eğer sanığa işkence yapıldığı sonucuna vanlırsa, işkence altında düzenlenen anlatım tutanaklan kanıt sayılamayacak ve hükme dayanak yapılamayacaktır. le kanıt olarak ele alınmamalıdır. Ancak işkenceli anlatım dışında, suç işlendiğine ilişkin inandıncı kanıtlar elde edilmişse yalnız bunlara dayanılarak hüküm verilmelidir. lşte işkence sözleşmesi bu konuya açıklık getirmiştir. Sözleşmeye göre işkenceli anlatım tutanaklan ne tek başına ve ne de yan delillerle birlikte bir kanıt olarak ele alınamayacak ve değerlendirme konusu yapılamayacaktır. Böylece bu sözleşme ile vicdani delil sistemine işkenceli anlatımlarla ilgili bir sınırlama getirilmiştir. Başka bir deyişle, işkenceli anlatım tutanaklan, mahkemelerin kanıt değerlendirme alanının dışına çıkanlmıştır. 30 MA YIS 1988 îşkenee Sözleşmesi ve Yargüamalar Siyasal iktidann sözcüleri tarafından basında ve radyotelevizyonda sık sık yurt ve dünya kamuoyuna duyurulan İşkenceye Karşı Avrupa Sözleşmesi'nin uygulanması ve yaşama geçirilmesi, inancımıza göre hukukumuzun çağdaşlaşması ve ülkemizirt demokratikleşmesi sürecinde önemli bir adım olacaktır. CUMHURtYETTE/V OKURLARA... OKAY GÖNENSÎN Güvensizlik... " lasik "güçler ayrılığı" kuramındaki üç gücün yaşama, yürutme ve yargının yanına dördüncü güç olarak basının eklenmesi, zaten yürütme ile basının sörekli bir banş içinde olmalarının olanaksızlığını göstermektedir. Yürürlükte olan seçim sistemi ve siyasal iktidann anayasadan sağladığı haklar, parlamentonun yürutme üzerindeki denetim gücünü zayrflatmakta; yargının bağımsız güç olma özelliği de zaman zaman yürütme tarafından kontrol altına alınabilmektedir. Ama basın, ne kadar güçlü olursa olsun siyasal iktidarlann denetiminin demokratik rejim yürürlükte olduğu sürece dışında kalabilmektedir. Özal hükümeti 1983 yılında ilk kez işbaşına geldiğinde belki de 1950'den bu yana, bir sivil yönetim için en rahat basını karşısmda buldu. Bir ara rejimden çıkılmaya çalışılıyordu. Bu ara rejimin acısını en çok çeken kurumlardan biri de basın olmuştu. Bu yüzden, demokrasiye dönüşteki ilk adımlara, ara rejim izlerinin yoğunluğuna karşın basın tarafından genel ve yaygın bir olumlu yaklaşım gösteriidi. Yeni sivil yönetimin basınla ilişkileri de askeri döneme kıyasla doğal olarak çok farklıydı. Ancak bu karşılıklı hoşgörü ve anlayış havası, yumuşak ve çağdaş ilişki ortamı, ANAP'ın ilk hükümet döneminin sonuna doğru sert bir mücadele ortamına dönüştü. Hükümet, basını yıpratma, karalama, halk önünde gözden düşürme kampanyasına en yetkili ağızdan başladı. Başbakan Özal, bazen muhabirlere "Biliyorum siz doğrusunu yazıyorsunuz yazı işlerinde değiştiriyorlar" diyerek kendisini izleyen muhabirierin gönlünü aldı, yazı işlerine saldırdı; sonra köşe yazarlarını suçladı, "amigolar" dedi; Başbakanın basınla ilgili saldınlanndan sadece gazetelerin teknik ve idari kesimleri paylarını almadılar. Şu anda hükümetbasın ilişkileri ilk bakışta bir yumuşama sürecinde gibi görünüyor. En üst düzeyde yapılan kimi toplantılarda karşılıklı görüşler anlatıldı. Geçen hafta sonu Anadolu Üniversitesi ile Başbakanlık BasınYayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün ortaklaşa düzenledikleri bir sempozyum için Eskişehir'deydik. Hemen tüm basın kuruluşlarının temsilcileri, yaptıkları konuşmalarda çeşitli konularda değişik görüşler savunmalarına karşın bir konuda aynı fikirdeydiler: Hükümet basına karşı bilinçli bir yıpratma ve ekonomik bakımdan zayıflatma politikası uygulamıştı ve bu politikadan kesin olarak vazgeçtiğinin kesin kanıtları yoktu. Basın hâlâ ANAP hükümetinin basın ve kü'ltür politikasına güven duyamamaktadır. Toplantıda belirtildiği gibi son olarak hükümetçe ortaya atılan "Kültüre destek fonu" tasarısının da kamuoyu nezdinde "basm bizden maddi destek istiyor, biz de bu fondan yardım ediyoruz" temasına dayalı yeni bir yıpratma propagandasının malzeme olacağına ilişkin kuşkular vardır. Bu genel güvensizlik ortamının dağılmasının tek yolu hükümetin atacağı somut ve içtenlikli adımlardır. Aksi durumda sürecek kavga ortamı hiç kimseye yarar sağlamayacaktır. Bir Fransız yazar "Politikada umutsuzluk, mutlak aptallıktır" demiş. Biz bu sözü kendtmize uyarlayabiliriz, belki daha da anlam kazanır: "Gazetecilikte umutsuzluk, mutlak başarısızlıktır." Umutlu olmak zorundayız. IJALİT ÇELENK Ankara Barosu Avukatlarından ". "İşkenceye ve diğer zalimane, gayri insani veya kiiçflltücü muamete veya cezaya karşı Birieşmiş MiUetler sözleşmesi" devletimizce imzalanmıştır. Bu konudaIa Avrupa sözleşmesi de yürürlüğe girmiştır... Söz konusu sözleşmeye devletimizin katılmış olması onurtandırıcı bir olaydır".(ı) •' Yukanya aktanlan sözler, Sayın Prof. Sulhi Dönrrlezer tarafından Tercüman gazetesinde yayımlanan "tşkence Sözleşmesi" başhklı yazıdan alınmıştır. Bu sözleşme, ceza yargılaması açısından önemli olduğu gîbi işkencenin bir sorgulama yöntemi olarak yogun Wr biçimde uygulandığı ülkemizde işkencenin önlenmesi bakımından da büyük önem taşımaktadır. >' TBMM'ce onaylanan, Resmi Gazete'de yayıralaaan ve böylece bir iç hukuk normu niteliği kazanan bu sözleşmenin en önemli maddeleri, 1., 2. ve 15. rüaddeJeridir. İşkencenin ne olduğunu tanunJayan birinci maddeye göre "tşkence bir kimseyi kendisinden ya da ücüncü bir kişiden bilgi ya da bir itiraf sağlamak, kendisinin ya da bir üçuncü kişinin ışlediği ya da işlediğinden kuşku duyulan bir eylemden ötüül onu cezalandırmak, kendisine ya da üçüncü kişiye gözdağı vermek ya da onları zorlamak amacıyla ya da herhangi bir türden ayrım gözetmeye dayalı bir nedenle bir kamu görevlisi ya da resmi sıfatla davranan bir başkası tarafından ya da onun kışkırtması ya da onayı ya da izniyle bilerek maddi ya da maneyj agır acı vermek ya da eziyette bulunmakür". Yas^nın bu hükmüne göre işkence maddi de raanevi de olabilir. Sözleşmenin ikinci maddesi, savaş ya da olağanüstü durumlar örneğin sıkıyönetim uygulamalarının işkenceyi haklı gösteremeyeceği hükmünü getirmiştir. Böylece sözleşmeye göre savaş, olağanüstü hal ve sıkıyönetim dönemlerinde de insanlara maddi ya da manevi işkence yapılamayacaktır. Geriye Yürür fnceleme konusu sözleşmenin 15. maddesinin getirdiği bu hüküm Prof. Sulhi Dönmezer'in yazısında da belirttiği gibi yargılamaya ilişkin bir usul hükmü olduğu için geriye yürüyecek, hukuk diliyie "makable şarnil" olacak, özellikle sürmekte olan davalarda uygulanacaktır. Sayın hocamız, ceza hukuku uzmaru Prof. Tahir Taner (Ceza Muhakemeleri Usulü, s:7), Ceza ve Usul Hukuku Prof. N . Kunter (Ceza Yargılama Usulü Hukuku, s: 375) ve Prof. Faruk Erem de (Ceza Y.H. s: 7374), usule ve yargılamaya ilişkin hükümlerin geriye yürüyeceği, çünkü bu hükümlerin adaletin gerçekleşmesine yardımcı olduğu, bu nedenle hükme bağlanmamış davalarda derhal uygulanması gerektiği göriişünü savunmaktadırlar. Günümüzde devam etmekte olan kimi önemli davalarda, TBMM tarafından onaylanarak yasa niteliği kazanan, anayasanın 90. maddesi hükmü karşısmda anayasaya aykınlığı ileri sürülemeyen ve böylece bir iç hukuk kuralı olarak ayn bir özelliğe sahip olan Avrupa Sözleşmesi'nin 15. maddesinin gereklerinin yerine getirilmediği gözlenmektedir. Siyasal iktidarlann sözcüleri tarafından basında ve radyotelevizyonda sık sık yurt ve dünya kamuoyuna duyurulan işkenceye karşı Avrupa Sözleşmesi'nin uygulanması ve yaşama geçirilmesi, inancımıza göre hukukumuzun çağdaşlaşması ve ülkemizin demokratikleşmesi sürecinde önemli bir adım olacaktır. f) 7.3.1988 T.'li Tercüman Gazetesi "Vicdani Delil Sistemi" Günümüz ceza yargılamasında kabul edilen "vicdani delil sistemi"ne göre mahkemeler, yazılı ya da sözlü her türlü delili incelemekte ve bu delilleri değerlendirerek karar vermektedirler. Sıkıyönetim askeri mahkemelerinin ve Askeri Yargıtay'ın günümüze kadar devam eden ve özellikle 12 Eylül döneminde görülen uygulamalan, işkenceli ikrar tutanaklarını da suç kanıtları arasında değerlendirme doğmltusunda olmuştur. Verilen kararlarda işkenceli anlatımlar, başka sanık anlatımlanyla ya da yan delillerle doğrulanıyorsa hükme esas alınmış ve ölüm cezalarına varan kararlar oluşturulmuştur. Askeri Yargıtay'ın daha önceki kararlarında hukuka uygun olarak "kanuna, adaba ve ahlaka aykırı yollarla elde edilen deliller" kanıt olarak kabul edilemez denilirken, daha sonraları işkenceli sanık anlatımlarının da yan delillerle doğrulanması halinde kanıt olarak incelenebileceği, ancak işkence yapanlar hakkında aynca kovusturma açılabileceği yolunda cağdaş yargılama anlayışına aykırı hükümler oluşturulmuştur. Bütün bu kararlar vicdani delil sistemine dayanılarak verilmiştir. Oysa bir anlatımın işkence altında alındığı anlasılıyorsa, yan deliller onu doğrulasa bi Neler Getirdi? Gerek 1961 ve 1982 anayasalannda ve gerekse Ceza Yasası'nda daha önce de işkence yasağına ilişkin hükümiere ve yeterii olmamakla beraber suçluları ite ilgili yaptınmlara yer verilmiştir. Ancak bu yasalarda işkence tanımlanmamış, işkenceli anlatımlann kanıt değeri üzerinde durulmamış, savaş ve olağanüstü dönemlerle ilgili düzenlemeler yer almaraıştır. Avrupa Sözieşmesi bu konularda yeni hükümler getirmiştir. Sözleşmenin getirdiği en önemli hüküm 15. maddede yer almaktadır. Bu maddeye göre, "tşkence yapılarak alındığı tespit olunan herhangi bir ifadenin işkence yapmakla itham olunan kişi aleyhinde delil olarak kullanılması hariç, herhangi bir kovuşturmada delil olarak kabul edilmesi" olanaksızdır. Sayın Prof. Sulhi Dönmezer, yukanda sözii geçen yazısında bu konuda şöyle demektedir: "Bu hüküm, şimdiye kadar yerleşmiş Yargıtay ve Askeri Yargıtay içtihatlarının ve mahkemelerimizin uygulamalarının gözden geçirilmesini gerektirecek niteliktedir. Bilindiği üze EVET/HAYIR QKTM AKBAL 'Güneydoğu illerinden birinde bir nişan töreninde 300 milyon liralık takı takılmış!.. Viski su gibi akmış, marklar, dolarlar havalarda uçmuş! Törene katılan yedi yüz kişi salona sığmamış, elli tane kuzu kesilmiş, bir ünlü türkücü Istanbul'dan özel uçakla getirilmiş, ortada oynayan dansözün her yanına onar binlikler doldurulmuş, ayakkabısının içine bile!.. • Eskı zaman masallanna yakışan bir görünüm! Elbet anladınız, ni$anlananlar bir aşiretin gençlerıdir. İstanbul'da da işyerine sahip aşiret ileri gelenleridir. Yalnız takılara giden para 300 milyon olunca nişan töreninin giderini siz hayal edin artık! Ya ünlü türkücünün özel uçakla getirilmesi kimbilir kaça patlamıştır? Milyonlar grtmiş iki gencin nişanlanmasına.,. Bir de düğünü var bunun!.. •Bir zamanlar 'Men'i İsrafat' Yasası vardı. Anımsayanlar olacak! Ne oldu bu yasa? Yürürfükten kalktı mı? Denecek ki demokrasi var, parası olan istediği gibi harcar, sultanlara yakışan düğün dernek yapar, kim ne karışır! İste biz demokrasi, özgürlük derken böyte şeyier anlıyoruz! Ama bu paralar nerden geliyor, nasıl elde ediliysr? Orasını düşünen yok. Yalnız Doğu'nun, Güneydoğu'nun parababalan degil, büyük kentlerde yaşayan nice zenginimiz de göz kamaştırıcı düğünler düzenliyor. Milyarlar gidiyor!.. Ama bu milyarlar nereden geliyor, bu milyarları su gibi harcayan kişilerin devlete ödedikleri vergi nedir, bunu soran, arayan yok! Böylesıne 'özgürlük' büyük kapitalist ülkelerde de yoktur. O ülkçlerde her şeyin hesabı inceden inceye sorulur. Yüzlerce milyon harcayarak düğün yapan kişiye, aileye o yıl içinde ne kadar vergi ödediğini sormak demokrasiye aykırı düşmez, tamtersinegerçek dejnokrasinin gereğidir bu... * ÎSüper Emeklilik Yasası'nı daha baştan yadırgamıştım. Bir ayncaJık yaratılıyordu. Dörtbeş milyon verince, sizinle eşit durumdaki emeklilerin üç kat üstüne çıkıyordunuz. Bir yılda verdiğiniz parayı geri alıyor, yaşamınız süresince en üst cizgiden bir gelir elde ediyordunuz. Taşçıoğlu bakanhğının, hızlı biçimde para toplamak uğruna kalkıştığı bir işti bu! Bekleneni de verdi, süper emekli olmaya hak kazanan 55 bin yurttaş, borç harç bu parayı vererek 400 brrt lira ayiığı hak etti. Emekli kişilerin dört beş mityonu bulması otdukça güçtü. Kimi değerli eşyalarını sattı, kimi evini... Kimi de dosttan yakından borç aldı. Derken bir yıl geçti geçmedi süper emekliliğin yanlış bir yasa, ters bir uygulama olduğu Yargıtay kararıyla ortaya çıktı. Bilinme' yen bir şey değildi oysa! Ama ANAP hükümetine para gerekliydi. Sosyal Sigortalar Kurumu'nun işadamlarından milyarlarca alacağı vardı, ama bir türlü bu parayı toplayamıyordu. SSK günden güne sıkıntıya düşüyordu, çare süper emeklilik durumunu yaratıp 55 bm* kişiden para toplamaktı. Yaptılar, başardılar. Ama şimdi iş tersine döndu. Yargıtay 'böyle şey olmaz' diyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararı bekleniyor. Özal da pişman, yeni çalışma bakanı da pişman!.. İş karmaşık bir hal almış. Nasıl çözülecek bu kördüğüm? Ammsarsanız Bay Özal'ın Başbakan Yardımcılığı, Bay Erdem1 injvialiye Bakanlığı günlerinde yaşanan banker faciası da süper enfeklilik benzeri bir çeşit halkı kandırmak olayı idi. Üç beş kuruşunu bankerlere ki hükümet yetkılileri elden geldiğince bankerlere para yatırmayı övmüş ye desteklemişlerdi kaptıranlara 'biz neyapabiliriz?' demişlerdi Özallar, Erdemler... Hesapsızgirişilen durumlar, kısa sürede çıkmaza saplanır. Süper emeklilik de öyle olacağa benzer... * Ulusu hükümetinin Çalışma Bakanı Prof. Esener'in 'asgari ücret' könusundaki sözleri de toplumumuzun başka bir yarasına değinryor: "Asgari ücret çalısanların yaşamını sağlayan ücret olduğunâgöre bunda hasis davranmaya gelmez." Esener şunları da ekliyor: "Batı ülkelerindeki işçiler Türkiye'de bugün yüzde 6970'i bulan bir enflasyonla karşılaşmamaktadır." Süper olsun olmasın, asgari ücret olsun olmasın, çalışan yurttaşlar, yaşamlarının yirmi beş otuz yılını çalışarak geçirmiş emeklilerl"insan gibi" yaşamak istiyorlar. Bu, onların en doğal hakkıdır. iktidar sorumlularına düşen, ucuz kurnazlıkları bir yana bırakıp insanlanmızın "insan onuruna yakışan biçimde" yaşamlarım sürdürmelerini sağlamaktır. Güncel Konulaıi DUYURU ANKA ADEM YAVUZ HABER YARIŞMASI Kıbns Banş Harekâtı'nda şehit düşen muhabirimiz Adem Yavuz'un anısına düzenlediğimız haber yanşması bu yıl da yapılacak. Yarışmaya, ANKA Ajansı çalışanlan dışında tüm gazeteciler, 1 Temmuz 1987 ile 30 Haziran 1988 tarihleri arasında gazete ve dergilerde yayımlanmış haberleriyle kalılabilecekler. Yanşmanın seçici kurulu şu kişilerden oluşuyor: Eren Güvener, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı. Altan öymen, Milliyet Gazetesi Genel Koordinatörü. Hasan Cemal, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü. Uluç Gürkan, Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi. Oktay Kurtböke, Hürriyet Gazetesi Danışmanı. Orhan Duru, Güneş Gazetesi Yayın ve Yazım Müdürü. Müşerref Hekimoğlu, ANKA Ajansı Genel Müdürü. Seçici kurulun haberini en başarılı bulduğu gazeteciye 1 milyon lira ödül verilecek. Yarışmaya katılacakların haberlerini, yer aldığı gazete ya da dergiylc birlikte 30 Haziran 1988'e kadar aşağıdaki adrese göndermeleri gerekiyor: ANKA: Ankara Haber Ajansı A.Ş. Meşrutiyet Caddesi, 21/7, YenişehirAnkara TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ SINAV DUYURUSU Ülkemizde boşluğu hissedilen MUHASEBE UZMANI ihtiyacının karşılanması ve üye kaydıyla mesleği geliştirmeyi amaç edinen TÛRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ Uzmanlık Sertifikası sınavı 67 Haziran 1988 tarihlerinde yapılacaktır. Sınava katılma şartları şunlardır: a) İktisadi, ticari ve mali alanlarda dört yıllık yüksek oğrenim mezunu olmak. b) En az iki yıl muhasebe mesleğinde çalışmış bulunmak ve 23 yaşını doldurmuş olmak. İsteklilerin mektupla veya şahsen müracaatlan ile buradan gönderilecek sınav programında istenilen belgelerin en geç 1 Haziran 1988 tarihine kadar gönderilmesi rica olunur. MÜRACAAT: TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ Hüsrev Gerede Cad. No: 21 Kat 1 D. 2 Yusuf Bey Apt. TEŞVİKİYE ISTANBUL TELEFON: 148 42 27 Basın: 6005 B.RAHMİ VE E.EYÜBOĞLU MÜFİDE AKSOY AKI HOTtL Baskı Kolleksiyonundan seçemeler Deri El Sanatları Sergisi 1 5 M A Y | S 4 HAZİRAN 1988 VEFAT Kabakça eşrafından merhum Ibrahim Ağa'nın ve merhume Ümmügülsüm Hanım'ın kızı, Gülay Ertem'in değerli kayınvalidesi, özlem Ertem'in biricik babaannesi ve Turhan Ertem'in annesi SATILIKŞAHİN 1986 model 20.000 km.'de Antalya • K m r e e Kızıltepe MevkiiKemer 07980 Antalya Sanat Merkezi Tel: (3214) 26118 hat Tel: 512 05 05 /492 AYŞE ERTEM (13231988) hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 30 Mayıs 1988 Pazartesi (bugün) saat 12.00'de Gelibolu Orduevi caddesindeki evinden alınarak Büyük Cami'ye getirilecek ve öğle namazınj müteakip Alaeddin Kalfa Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. AJlah rahmet eylesin. AİLESİ ILAN KONKORDATO KOMİSERLtĞl'NDEN Ankara Karanfil Sokak 77/A adresinde ev dhazlannın yurt çapında satışı, ithali ihracı konulanyla iştigal eden borçlıı Arıtas Ev Cihazlan Dağıtını Anoniın Şirketi vekili Av. tLKER PEKSEZER'in konkordato mehil talebi Ankara 2. tcra Hâkimliği'nin 28.4.1988 tarih ve 1988/427439 sayılı kararı ile kabul edilerek borçlu şirkete 2 aylık mühlet verilmiş ve komiserlik görevi tarafıma tevdi edilmiş olduğundan işbu ilanın gazetede neşir tarihinden itibaren her alacakhnın 20 gfln içerisinde belge asıllannı ekJemek suretiyle komiserliğe müracaatlan ile alacaklannı kayıt ettirmeleri, toplantıya tekamdün eden 10 gunlük süre içerisinde alacaklannın dosyayı tetkik edebileceklerini hilafana hareket edenlenn alacaklar müzarekeresine dahil edilmeyeceklerini alacaklar toplantısının ise 16.6.1988 günü saat: 18.00'de Ankara lcra Hâkimliği Kalemi'nde yapılacağı ilan olunur. 24.5.1988 Basm: 20342 LAPİS HEDİYELİK EŞYA TİCARET A.Ş.'NİN 31/12/1987 TARİHİNDEKİ BİLANÇOSU (1.000.TL.) PASİF AKTİF DÖNEN VARLIKLAR A Hazır Değerler 563.376 B Menkul Kıymctler 4.510.039 C Kısa Vadeli Alacaklar (Net) D Stoklar 4.018.145 1 İlk Madde ve Malzeme 2 Yarı Mamuller 3 Mamuller veya Emlea 4.018.145 4 Diğer E Diğer Dönen Varlıklar 470.550 11 DURAN VARLIKLAR A Uzun Vadeli Alacaklar ve Fonlar (Net) 13.004 B Bağlı Menkul Kıymetler 7.432 C Işıirakler (Net) 325.147 D Yapılrnakta Olan Yatırımlar E Sabit Değerler 1.708.331 () Birikmis Amortismanlar, 602.761 Tükenme ve ltfa Paylan 15.330 F Diğer Duran Varlıklar III DİĞER VARLIKLAR AKTtF TOPLAMI NAZIM HESAPLAR AKTİF GENEL TOPLAM 19.562.110 1KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A Uzun Vadeli Borç Taksitleri 152.766 B Banka Kredileri 3.256.704 C Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar (Net) 2.693,680 6 103 150 II ORTA VE UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A Tedavüldeki Tahviller 1.500.000 B Diğer Orta ve Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar (Net) 1.466.483 III ÖZ KAYNAKLAR 1.000.000 A Çıkarılmış veya Ödenmiş Sermaye 503.577 B Yedek Akçeler 9.831 C Karşılıklar 1 Yatınm tndirîrrti 2 Yenileme Fonu 9.831 3 Diğer Karşılıklar ve Özel Fonlar D Yeniden Değerleme Değer Artıs Fonu 658.994 E tştiraklerde Değer Artış Karşılığı F Dağıtılmamış Kârlar G Dönem Kârı 1.253.041 H () Zararlar 1 Geçmiş Yıllar Zararları () 2 Dönem Zararı () IV DİĞER KAYNAKLAR PASİF TOPLAMI NAZIM HESAPLAR PASİF GENEL TOPLAMI 1.500.000 3.425.443 11.028.593 123.044 11.151.637 DIRECT MAILING Profesyonel aniamda hizmetinizde ADRESBANK 570 11 89 542 50 09 11.028.593 123.044 11.151.637 KAMUOYUNA ZORUNLU AÇIKLAMA Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında, özellikle Turizm yatırımlarını teşvik etmek amacıyla, 8.1.1983 tarihinde yürürlüğe konan Talih Oyunları Yönetmeliğinin ve buna dayalı olarak sürdürülen uygulamanın hukuk ve mevzuata tam uygunluğu, son günlerdeki gelişmeler neticesinde kesinleşmiştir. Ancak, Kamuoyunda, Oyun Makineleri Salonlanna karşı oluşan kısrnen haklı endişeler vardır. Bu durumu göz önünde tutan Casinos Austria International, işletmelerinde, yeni bazı uygulamalan kendiliğinden başlatma kararı almıştır. Bundan böyle, Oyun Makineleri Salonlarımıza girişte aranacak kesin şartlar aşağıdaki gibi olacaktır: 1. 25 Yaşını doldurmuş olmak 2. Müşterinin isteğine bağlı olarak, a. Girişte 100 Bin TL. depozit vermek, veya b. Üye olmak. Üyelik sistemini uygulamak isteyen müşterilerin, yıllık 20 Milyon TL. gelir beyanında ve 100 Milyon TL servet beyanında bulunmaları zorunludur. Sayın Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur. Teras Turizm Bir Casinos Austria Int. İşletmesi BİUnco Dip Nollan: 1 Kayıtlı sermaye sistemini kabui ctmiş bulunan ortaklıklarda kayıtlı sermaye tavanı : Yoktur 2 Stok değerleme yöntemi, envanter ve amor : Stoklar maliyel değetisman yönıemlerine ilişkin açıklayıcı notlar ri ile, amortisman azalan bakiyeler usulüyle 3 Aktif değerler üzerinde mevcut bulunan top lam ipotek veya teminat tutarları 4 Aktif değerlerin toplam sigorta tutan 5 Alacaklar için alınmış olan ipotek ve diğer teminaıların toplam tutarı 6 Pasifte yer almayan taahhütlerin loplam tutan : 12.652.700.000. : 7.790.000.000. : Yoktur : Yoktur LAPİS HEDİYELİK EŞYA TİCARET A.Ş.nin (1/1/198731/12/1987 DÖNEMİ GELİR TABLOSU) (1.000. TL.) IBRÜT SATIŞ HASILATI 1 Yıırt İÇ! Mamul Salısları 2 Ihracal 3 Di{rr Satıjlar 4 Vergi ladesi. Vade Fattı ve Gelirler 18.303.630 ( + ) 5.439.645 < + ) 12.218.835 (+) 15.619 (+) 629.551 () 33.733 (iH8.269.9P DENETİM RAPORU Lapis Hediyelik Eşya Ticaret A.Ş. Genel Kurulu'na Oiakl^ın Clnvanı Laps HeOıyelık Eşya T<carel A $ Nurtx>siTianıy« Cad. No 79 Ca£ato0u5«rrnayes : 1.000 000.000 FaalryelKonusu : Ihracat ve tunstik eşy» t*car«li denalplann aıft ve gdrev su * Y«van Kown, 1967 y* faafiyM dönann. dır relen. (K^ak ahıp ohnadıklan 4 kez Kanlınan yönefıın huruiu ve yapılan denetleme kurulu toplantı sayi» OnaH* heaaplan. Oeter ve belgeıen uzerinde yaptan înoelemen<n kapsamı. han9 nMtenmi« dattar va k«y«iann zvnanmda. do^ru M onHKde incalKne yap.k*ğ< ve vanlm 9D yasalars uygun t«pmd» tuhiup tftood^t görüimü»nuç TTK 353 madüesinın f friırasının 3 numaralf bendı gere$ınce ortahiA ve2nesınde yapdan say.mlann sayısı ve sonuçlan TTK.353 maddesın*n 1 Itkrasın** 4 nunwal' Den<* gefejmce yapaan ıncelenıe tafiNen ve sonuçlan intifca! eden sıkâyet ve yoisuzlufclar ve yolsuzluklar ve ounlar hakKında yapılan 3 ayda bir yaprtan kısa sayifnmm füh k « u m«vcuduna *t kayttlara uyÇuntuğu sapt«nm<fnr. Heraysonunda>octt«<TWvf lann kayrtiara uygunluftu görulmuStur Görev surem boyunc* h«rhanQi bir »tfcayvt v«ya yo*»uztuk &ldmmi ıntıkal BROŞÜR İSTEYİN Kureljfımı; British Councii tkrafından onannnştıt. (ursem »relsFelco uyesidir BT». IIHASILATTAN İNDİRİMLER IIINET SATIŞ HASILATI IV/A SAT1LAN MAL VEYA HİZMETİN MALİYETI (Sınai Islclmeler vc Hizmci Sektorü l«in) IV/B SAT1LAN MALIN MALİYETI (Ticari Utameleı Için} VSATIŞ GİDERLERİ VE VERGİLERİ VIBRÜT SATIŞ KÂR VEYA ZARARI VII OENEL YÖNETİM GİDERLERİ VIII İŞLETME KÂR VEYA ZARAR1 IXİŞLETMİ DtŞI KÂR VEYA ZARAR IIşliraklerden Kir Paylan 2KurFarUan 3 Ulctmc Dljı Dijer Kâr veya Zarar X () 13.244.804 ( ) 1987.819 ( i ) 3.031.294 (> 92i.497 (±> 2.111.797 ( + > 372.597 <+) 23.402 <±.) 331.122 ( ± ) 18.073 İNGİÜZÜSANOKULLARI DANIŞMA MERKEZJ Cumhuriyet Cad. 173/1B Elmadağ 80230 Istanbul Hilton Oteli Karşısı Tel: (1)148 39 77148 79431329684 Tlx: 27498 TUSMTR Fax: (1)132 97 29 FİNANSMAN GİDERLERİ () 1.231.353 1 Orta vc Uzun Vadeli Kredi Faıa ve Cidcri () 2 Tntavflldeki Tahvilkrin Faideri () I51.«66 3 Diger Rnansınan Gidcrleri () 1.079.6(7 XIVERGIDEN ÖNCEKİ KÂR VEYA i±i 1.JJ3.İ4I ZARAR Xlf ÖDENECEK VERGİLER VE DIGEK l > 3«3.672 YASAL YUKÜMLtlLÜKLER XIII DÖNEM KÂR VEYA ZARARI 1A.) 8OT.369 50.000.000 Dajııtlacak I. TeoKlıu Tman Dagııılacak Topiam Tcmctıünon Odenmi» Scnnayeye Orani * 75 Lap<s Hediyelik EsyaTcarvtAnon^Sırketı'nm 1 1.196731.12 i Urmı Turk Ticaret Kanunu. cxtaklığm esas sözteşmesı ve tttfyt mevzuai •>• gtn*< kabul gönnut muhaseöe ılke ve standarttarına gore ınceiemı; bulunrrujMayım Göru»ume gore ıçenğmı tMn^VKİ'Ş^ ekl 31 121987 tarih. ,hb»t> <k» du»nl«nmı* b>|«nco ortaklığm an.tan ;anhtek.ı gerçek mal Ourumunu. 1 i 196731 12 1M7 Oonemme an k.arzaıaf tabfosu anrian done<r>e an ge*çek faa)ıy«t Kmuçlarım yansrtmakta ve kartnfl»(nt"Tiıonensı yasalara ve onakhk esas söziesTiesme uygun bulunmakıad>r Btianconun we hârzarar cei<**hmr} onaytsnmMsm< w yonmtım za arz ede'im Yrlvart Kov»a