Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Bulgarlardan 'zalim Türk' 41. CANNES FİLM ŞENLİĞİ Sahıbı Cumhurıyeı Maıbaacılık ve Ga/clecılık Turk Anonım Şırkelı adına Nwür Nsdi 0 Gencl Yayın Muduru Hasan Cemal, Muessesc Muduru: Emine Uşaklıgil. Yan Ijlert Muduru Okay Goncnsin. 0 Haber Merkezı Muduru: Yalçın Ba>tr. Sayfa Dtı?enı Yöneımenı Ali Ac»r, 0 Temsılcıler ANKARA Yalçın Dofcan. İZMİR Hikmel Çclinkaya. «ıDANA CeUI Başlaagıç. Islanbul Haberlcrı Eriran Akyikhz, Dış Haberkr Ergua Bakı, Ekonomı: O s » a lilagay, Kulıur: Cclal Uslcr, Spor Oanışmanı Abdulkadir Yucetman. Duzellme Rrfik Durbaş. BıhmEgıttm Şahin Alpay, IşSendıka Şakran Krlrnci. Yurt Haberlcn. >ecdcl Dogan, Dızı Yazılar Kercm ÇaUşkan, Bursa: Levenl Onçelli. 0 Koordınalör Ahrort KoruİHM, 0 Malı Işkr: Erol Erkul, 0 Muhasebc Buleal Vrner 0 BuıçePlanlama Strgi Anın 0Reklam Ayşc Tonın, Ek Yayınlar. Hnlya Akyol 0 Idae Huscyia Gurtr. Işkıme Oadcr Çrlik, Bılgılşlem Nail Inal. Bawn vr Yaran Cumhurıycl Maıbaacılık vc Gazdcctlık T A Ş Turk Ocagı Cad 39/41 Cagaloglu 343)4 IM PK Burolar 0 (4) 133 8 2 6 4 0 246lstanbul lnrir:H Tel 512 0? 05 (20 tıat), Tclc* Inkılap S N o 13S2S2/3.Tel 19/4. Tel 22246 Fa* ( I I 526 6 0 72 0 Ankmrm: Zıya O ö k ı l p Blv Zıya Blv 133 11 4147. Tetex. 42344 F u l 3 l 2 3 O . T d c x 5 2 3 5 9 F a > 151)13 1 2 3 0 \ < U n ı Inonu Cad I I 9 S No I K a l l . T c l I !455<M19731,~leltx 6 2 1 5 5 . F u ( 7 1 ) 3 2 8 0 5 6 TAKVİM 20 MAYIS 1988 lmsak: 3.46 Günes: 5.35 öğle: 13.05 Ilcindi: 17.02 Akşam: 20.26 Yatsı: 22.07 Bulgaristan'da yetişen milli haltercimiz Meclis tartışmalannı ilgiyle izlediğini söylüyor Naim, demokrasiye şaştı hayatını bile söndurebilirler. Oradaki sporculartn durumu nasıl? NAİM 3 kere dunya şampiyonu olmuş sporcu, plajlarda bira satıyor. Hem de kendi birasını değil, devletin birasını, devletin hesabına. Bulgaristan'da ilaç alıyor muydun? NAİM Ne yalan söyleyeyim alıyordum. Ama burada almıyorum. Servetin vaı1 mı, varsa ne kadar? NAİM Çok şükur servetim var. İstanbul'da 3 dairepı var. Mersin'de bir tane, bir de alacağız. Bir Doğan marka arabam, 15 altınım var. Bir de bankada 5 milyon param var. Sürekli gazetecilerle birlikU olmayı nasıl buluyorsun? Sanınm BulgarisUn'da böyle bir dunım yoktu. NAİM Evet, Bulgaristan'da çok azdı. Buraya gelmeden önce Türk basımnın benimle ilgileneceğini sanmıyordum bile. İlk geldiğirn gün Bursa'da alışık olmadığımdan, flaşlardan gözlerim rahatsız oldu. Bu yakın ilgiyi nasıl karşılıyorsun, hiç rahatsız oldogun zamanlar oluyor rau? NAİM Adamın mesleği bu, görevini yapıyor. Tabii iyi taraflan da var kötü taraflan da. Kötü taraflan ne? NAİM Mesela bir Ingilten* yi bile rahat rahat gezemedim. O bunu yapalım diyor, bu şunu yapalım diyor. Denize gidiyorum, arkadaşlanmla iyi bir tatil geçirmek istiyorum ve öyle sanıyorum ki bir kızla konuşsam hemen ertesi gün gazetelere çıkacak. Ben de l ı m oraya geliyordum. Cinsel yaşamından biraz söz eder misin? NAİM Bu konuya girmek istemiyorum, ama kenanndan köşesinden anlatayım. Türkiye'ye geldiğimden beri yani 1.5 yıldır cinsel ilişki kurmadım. Zaten ortamı da olmadı. Girmeyi de istemiyonun, böyle bir ihtiyaç da hissetmiyorum. Yakın olduğnn kız arkadaşın var mı? NAİM Şu anda gezecek tozacak ve evlenecek kız arkadaşım yok. Ama mektup çok geliyor. Zaman zaman onlara karşılık veriyor * e imzalı resmimi gönderiyorum. Karşı cinsten kacar gibi bir nalin var, bunun nedeni ne? NAİM Tabiı ki basın. Başka nedeni yok. Kaç kızdan mektnp geldi şimdiye kadar? NAİM Saynıadım, ama şimdiye kadar 400 filan. Bulgaristan ile Türkiye arasında sosyal yasam farkı var mı? NAİM Sosyal yasam olarak fark göremiyorum. Ama tabii ki Bulgaristan'ı özlüyorum. 19 sene orada yaşamışım. Sen Bulgaristan'da yetiştirildin ve buraja geldiğinde doğal olarak sana sahip çıkıldı. Kısacası ithal bir haltercisin. Sana gösterilen ilgide biraz abartma görmüyor musun? NAİM bu imkânlar bana sağlanmasıydı ben Avrupa şampiyonu olabilir miydim? Ama sen Türkiye'ye gelmeden once Avrupa ve dünya sampiyonu değil miydin? NAİM Yani şimdi diyorum. Olabilir miydim? Olamazdım. Mesela tekvandoya da, haltere de aynı olanaklar sağlanryor. Tekvandocular madalya alıyor, ama halterde bir tek ben alıyorum. Neden? Tekvandoda yetistiren hocalar var, halterde yok. Sonımuzun tam yanıtı olmadı, ama istersen konuyu degiştirelim. Türkiye'nin çağ atladtgına inanıyor musun? NAİM Bilmiyorum. Atlamış herhalde. Köprü filan yapılmış işte. Daha birçok şey yapılmış. Eskiden yaşamadığım için pek bilmiyorum Bulgaristan ile Türkiye'deki işçiler arasında bir fark var mı? NAİM Var tabii. Bizim burada alıyorlar küreği ellerine öyle duruyorlar. Orada canavar gibi. Adam işten sonra gezip tozuyor. Burada işçiler için yaşam daha iyi. Son öğrenci olaylan hakkında ne düşünüyorsun? NAİM Bu kadar guzel bir memlekette boyle şeyler olmaması lazım. Politikayı izler misin? NAİM Yakından takip ederim. Ama beni bu işe kanştırmayın. Bir şey söylesem DYP'si, SHP'si var. Tersini söylesem ANAP'ı var. TBMM Genel Kurulu'nda mUletvekillerinin birbirleriyle kavga etroeleri hakkında ne düşünüyorsun? NAİM Kavgaları gordüğümde çok üzuldüm, ilk önce de çok şaşırdım. Mesela orada Başbakan, devlet bakanı konuşuyor laf atıyorlar. Her şeyin bir sırası var. Muhalefet lideri konuşurken de böyle oluyor. Doğrusu çok şaşırdım, nasıl oluyor bu iş dedim? Demokrasi var dedim Türkiye'de, ama bu da fazla demokrasi diye düşündum. Son olarak dünya göriişünü özetler misin? NAİM Mesela bugun SSCB ile kardeş gibi olalım. Ama bir taraftan Bulgaristan'da isimler değiştiriliyor. Gun gelir inşallah çocuklarımız bombasız, silahsız bir dunyada yaşarlar. Aslan heykeli çalındı A YVAL1K (AA) Ayvalık Belediye Parkı 'm süsleyen ve ilçenin sembolu haline gelen tarihi ıki aslan heykeli, henüz kimlikleri bilinmeyen kişilcr tarafından çalındı. Yunanlı Komutan Trikopis'in malikâne olarak kullandtğı binanın bahçesinde bulunan aslan heykelleri, bir süre önce belediye parkına nakledilmişti. imajkfilm Cannes Film Festivali'nde gösterilen bir Bulgar filmi şiddet dolu sahnelerle 1668'de Osmanlıların, Hıristiyanları Müslümanlaştırma politikasım konu alıyor. ATİLLÂ DORSAY CANNES "Korkunç Türk", bir kez daha kötülüğünu gösterdi. Batılıların yıilardan beri kurtulamadıkları, yüzyıllardır sanki bilinçaltlanna yerleşmiş olan "korkunç Tnrk" imajı, bu kez de uluslararası bir dostluk, kardeşlik ve barış ortamı yaratması gereken, başlıca amacı bu olması gereken bir büyük sanat olayında, Cannes Film Şenliği'nde, bir Bulgar filmi şekÜnde ortaya çıktı. Zaten daha önce sözünü ettiğitniz "Pascali'nin Adası" filminde pek dostça bir gözle görülemeyen TürkOsmanlı Kimliği, bu kez, siyasal bir art niyet taşıdığı açıkça belli olan bir filmde en zalim, en kanlı ve kötü biçimde gösteriliyor. Yazık.... Bulgar yönetmeni Lyudmil Suikov'un ülkesinde çok sattruş bir romandan alınma "Şiddet Zamanı", aslında 4 buçuk saatlik dev bir yapım... Maliyeti 10 railyar Türk Lirasına yaklaşan fılmin, Cannes'da "beffi bir bakış" bölümünde, 2 saat 45 dakikaya indirgenmiş bir kopyası gösteriliyor. Film, 1668 yılında Bulgaristan'ın Rodop yöresinde Osmanlüann Bulgarları Müslumanlaştırmak için giriştikleri baskıyı, kıyımı ve kanlı yöntemleri anlatıyor. Bölgede, padişahın temsilcisi olan Süleyman Paşa, yöre halkıyla ilişki kuran yumuşak bir kişilik olarak gösteriliyor. Ancak başkentten yeni gönderilen ve aslen Bulgar olan, yeniçerilikten gelme Kara lbrahim Ağa, Islamlaştırma konusunda alabildiğine sert ve acımasız. Bunun üzerine kıyunlar, ırza geçmeler, Iıer türden kanlıbıçaklı yöntemler başlıyor. Seyredilmesi güç kimi sahnelerden sonra Bulgarlar, Tann'dan aldığı bir esinle, ne pahasına olursa yaşamanm, hayatta kalmanın en önemli şey olduğunu kavrayan başpapazlarımn telkiniyle, başlarına Muslüman usulü kavuklan geçiriyor veıöldürülmekten kurtuluyorlar. "Şiddet Zamaıu", büyük bir butceyle kotarılmış, teknik açıdah basanlı bir film. Ancak içerdiği sayısız önyargı, düşmanca tavır ve ırkçı tutum, filmin burada eleştirmenler katında ciddiye alınmasını önledi. Yabancı yazarlar, filmi "bir propaganda çabası" olarak niteleyip geçtiler. Bulgaristan'da TUrkler uzerindeki baskının ve Türk kimliğini yok etme çabasının farkında olanlar ise (ne yazık ki sayıları fazia değil) bu filmin ardında yatan amaçları dalıa iyi kavradılar. Basın toplantısında sıkıştırılan yörıetmen oldukça aşağıdan aldı ve Osmanlılann Islamlaştııma politikasının genelde yumuşak olduğunu, böyle "sert" yöntemlerin koca Bulgar tarihinde 34 örnekten fazla oimadığını söyledi. Ancak fiim hiç de böyle gözükmüvor ve kanh yöntemleri tüm Osmanlı tarihine mal ediyor. Kitleleri etkileyecek biçimde yapılmış bu yanlış ve ırkçı filmin uluslararası düzeyde gerçek bir ilgi ve sempatiyle karşılanması olanaksız... Yine de film, sinemanın etki gücünü ve uluslararası düzeyde nasıl bir tanıtım, propaganda ve ulusal kimlik saptama aracı olarak kullanılabileceğini bir kez daha gösteriyor. Ancak bunda aşırı gidildiğinde silahın nasıl geriye tepebileceği de filmin verdiği dersler arasında... Dışişleri Bakanlığımızın fılmle ilgilenmesi ve burada SESAM adına bulunanlara telefon ederek film üzerinde bilgi istemesi, hatta filmin durdurulabilmesi olasılığını araştırması, ne yazık ki geç kalmış bir ilgi olmaktan öteye gidemiyor. Sanat alanında uluslararası düzeyde ağırlığımızı koyduğumuz ölçüde, böyle filmlerin yapılmasını değilse de önemli şenliklerde gösterilmesini engellememiz mümkün. Ama bunu nasıl yapacağız? Türk sinemasını, yıllardır olduğu gibi uluslararası her türlü etkinlikte "öksüz" bir çocuk gibi yalnız bırakarak mı? Ulkemizin içinde filmleri, kitaplan yakıp yasaklayarak mı? Gerçek anlamda "çag adayıp" çağdaş bir ülke haline gelmeden ve bu yolda ciddi bir çaba göstermeden, başkalarının yaptığı adi propaganda paçavralarını "çagdışı" diye nitelememiz nasıl olumlu bir sonuç doğurabilir ki? TBMM'de kavgaları gördüğümde çok üzüldüm. İlk önce de çok şaşırdım. Mesela Başbakan, devlet bakanı konuşurken laf atıyorlar. Muhalefet lideri konuşurken de böyle oluyor. Doğrusu çok şaşırdım, nasıl oluyor bu iş dedim? Demokrasi var dedim Türkiye'de, ama bu da fazla demokrasi diye düşündüm. Türkiye'ye geldiğimden beri 1.5 yıldır cinsel ilişki kurmadım. Zaten ortamı da olmadı. Şu anda gezecek tozacak ve evlenecek kız arkadaşım yok. Ama çok mektup geliyor. Saymadım, ama şimdiye kadar 400 falan. TAYFUN GÖNÜLLÜ ANKARA Türkiye'ye iltica ettikten sonra, rekortmenliği ve şampiyonluğunu bir Türk haltercisi olarak Cardiffte tescil ettiren "ithal haltercimiz" Naim Süleymanoğln, Türkiye'ye iltica etmesinin üzerinden bir buçuk vü geçtiği halde Türkiye'de hiç cinsel ilişki kurmadığını, TBMM Genel Kurulunu TVnin naklen yayımndan izlerken miletvekilleri arasındaki kavgayı görünce, "Burada da fazia demokrasi varnnş" dediğini söyledi. Süleymanoğlu'na, halter sporuna nasıl başladığmdan cinsel yaşamına, son öğrenci olaylarından TBMM Genel Kurulu'nda milletvekilleri arasındaki laf ve yumruk kavgalarına, iç ve dış politikadan Türkiye'nin çağ atlayıp atlamadığına kadar birçok sonı yönelttik. Süleymanoğlu, ozellikle cinsel yaşarnı ve iç politika ile ilgili so SÛLEYMANOĞLU Halter benım için hem zevk, hem mesleğım Halteri kaldırırken Türk milletini düşünüyorum rulanmıza, kendi deyişiyle "kenanndan köşesinden" yanıtlar verirken politikayı yakından izlediğini, ancak cinsel yaşarnı da dahil tüm spor dışı ideallerini Seul Olimpiyatlan'ndan sonraya bıraktığını belirtti: Bize haller sporuna nasıl başladıgını anlaör mısın? NAİM Mastanlı denilen küçük bir yerde yaşıyordum. Sofyaya uzaklığı 350 kilometre. Arkadaşlanmın hepsi haltere gidiyordu. Ben de merak edip gittim. Bir iki derken bir daha ayrılamadım. O zaman 10 yaşındaydım. Spora başlamanın en büyük etkisi neydi? NAİM Zaten ben sporun içindeydim. Evimizin çevresi havuzlarla, spor alanlarıyla doluydu. Evimizle stadyumun arasındaki uzaklık sadece 2 metreydi. Yani tribünlerin altındaydı evimiz. O zaman bile sporun dışında bir çocukluk idealim yoktu. Sporcu olacaktım, ama hangi spor dalı bilmiyordum. Ailenin tepkisi ne oldu? NAİM tlk önce ailem çok karşı çıktı. 4. sımfa gidiyordum ve Kırcaali denilen yerden 2425 yaşlarında Hilmi Hoca gelip beni götürmek istedi. Ailem izin vermedi. Hilmi Hoca, 10 gün ailemle konuşup babamı ikna etti. Ben de annemi ikna ettim. Mastanlı'dan Kırcaali'ye geldığimde orada ilk antrenörüm Enver Hoca oldu. Spora başlayışın hemen hcmen buradaki bir Türk genci gibi olmuş. Peki. 9 milyonluk Bulgaristan'dan senin gibi ünlü bir haiterci cıkarken, 55 milvonluk Turkiyei den neden çıkmıyor? NAİM Bulgaristan'da olsun SSCB'de olsun, laboratuvarlar vardır. Profesörler, doktorlar, buralarda hep sporcu yetiştirmek için uğraşırlar. Onlarda sporcuyu yetiştirmek için her şeyi yaparlar. Yani Hollanda'da Türkiye filmi ANKARA (ANKA) Türkiye'de ilaçlann insanlar üzerinde denenmesini ve geliştirilmesini etik (ahlaki) ve tıbbi kurallara bağlayacak bir "etik yönetmelıği" hazırlanacak. Dr. Ziya Özel tarafından kanseri tedavi edici etkilerinin bulunduğu öne sürülen zakkum kökenli "No" adlı ekstreyi incelemek üzere oluşturulan Etik Kurul, bu alandaki boşluğun giderilmesi amacıyla, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bülent Akarcalı'ya öneride bulundu. Akarcalı'nın da ilaçlann insanlar üzerinde denenmesini kurallara bağlayan yasal duzenlemelerin bulunmayışını göz onüne alarak söz konusu öneriyi olumlu karşıladığı öğrenildi. Etik kurallar belirlenecek CANNES'DA MUTLULUK SA VAŞI Mehmet BAbüTÇU'nun yazısı 5. Sayfada Sîgara içmeyene işe almada öncelik ANKARA (ANKA) Sigara içenlere "kötü gözle" bakılması, içmeyenlere ise "ayncalıklı" vatandaş muamelesi yapılması isteniyor. "Sigara İçmeyenler Dernegi", ANAP'h TBMM Başkanvekili llyas Aktaş araabğıyla bir yasa önerisi hazırlıyor. Sigarayı bırakmak için "özendirici önlemler"i içerecek olan yasa önerisiyle, sigarayı içmeyenler "ayncalıklı" vatandaş yapıhyor. Tasarıya göre, sigara içmeyenler "işe alınmada" öncelik hakkına sahip olacak. Gazino, kafeterya ve lokantaların "en güzd" yerlerine oturacak. Ankara Sigara içmeyenler Derneği Başkanı Dr. Ünal Sakıncı, merkezi Istanbul'da bulunan "Sigara içmeyenler Derneği'nin Genel Başkanı Dr. Yılmaz Sivrikaya ile TBMM Grup Başkanvekili ANAP'h tlyas Aktaş'm, "Sigara «çmemeyi teşvik edici" nitelikte bir yasa taslağı hazırlamaya başladıklarını açıkladı. tZMlR (AA) Hollanda Televizyonu 'ndan 7 kişilik bir ekip, 40 dakikalık Türkiye programının çekimi için tzmir'e geliyor. Kültür « ve Turizm Muduru Ayla Karamete'tien alman bilgiye göre Hollanda Televizyonu yapımcılarından Lubberts başkanhğmdaki konuk ekibinin yani sıra, 22 Hollandalı öğrenci ile 2 öğretmen de tzmir'e gelecek. Hollandalı televizyon ekibi, ekim ayı içide, Hollanda TV2. Kanalında yayımlanacak 40 dakikalık Türkiye programı için Izmir. Kuşadası ve İstanbul'da çekimler yapacak. Turizm sezonu için önlemler ANKARA (ANKA) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanhğı, "hac" ve "turizm" sezonu dolayısıyla, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde önlemler aldı. SSYB Müsteşar Yardımcısı Dr. Abdurrahman Koçer, hac ziyareti öncesinde, ozellikle Güney ve Güneydoğu illerinde gümruk kapılanndaki sağlık personelinin 5 kat arttmldığını açıkladı. Karayolu ve havayoluyla hacca gidecek 100 bin dolayındaki Turk hacıya başta koruyucu sağlık hizmetleri olmak üzere çeşitli sağlık hizmetleri verecek olan kapılardaki sağlık ', j kuruluşları araçgereç bakımından da takviye edildi. Yoğun turist akımına sahne olan Antalya, Marmaris, Bodrum. Serik, Kaş, Finike, îzmir gibi turistik yörelerin de seyyar sağlık ekipleriyle takviye edildiği bildirildi. bir Ingilız sanatçısı tarafından yapılan en özgün ve sıradışı heykel olduğunu belırtiyor Gerçeğınden çok daha buyük bir makınelı tufeğın basındakı Mıki ri Londra'da yenıden sergılenıyor Mı Bir 20. Yuzyıl Anısı Yapımcısı: Mıcha Maus, çevredekı dığer figuratıf öğelerle bıriıkte "uc kör fare" öyküsüru çağei Sandle Independent gazetesı Sandle'ın on yıl sonra yenıden sergılenen bu rıştırıyor Gülmecenm trajığe. savaşların kanlı bir ıronıye dönuştuğü 20 yüzheykel"inin güncelliginden hiçbir şey yıtırmediğıni ve son çeyrek yüzyılda yılda. makinelmın basındakı Mıkı Maus ınsanları düşünmeye çağırıyor. Miki Maıı^'ıın İı s2 a0n ayuzyılıne enncarpıcı. teserı ri denb| Samandağ turizmi yasak gölgesinde Samandağ Belediye Başkanı Canbolat, yazın 17.00'den sonra denize girme yasağına karşı çıkarak "20 yıldır Samandağ'da kaçakçılığa rastlanmadı, bu tür yasaklar kalkmah" diyor. BERAT GÜNÇIKAN ADANA Musa Dağı'nın eteklerine daha Meryem, İsa'yı doğurmadan 300 yıl önce kurulmuştu, adına Seleukeia Pieria demişlerdi ve o donem de salt Antakyanın değil, Mezopotamya'ya kadar uzanan alanın en canlı liman kentiydi. Musa, Nil'i aşarak denizin üzerinde yüruye yürüye Hıdır'la burada buluşmuştu. RomahJar döneminde de canlı yaşamıştı, Bizanslılarda da Osmanlılarda da. Adı Suveydiye'ydi 40 yıl once, "Samandağ" denildi. 26 yıl önce Akdeniz'in en güzel oteli onun sahiline yapıldı. Deniziyle, güneşiyle, yeşiliyle, kultürüyle, otantik değerleriyle çağ atianan Türkiye'nin yeni çağını yakalamaya hazırdı. Ama olmadı. Bugün Samandağ, bir "yasaklar" kenti. Hiçbir koyu olmayan sahilinde denize girilmesi yasak. Arapça şarkı söylenmesi yasak. Yanm yuzyıllık otel Barikan ise yıkılmaya yüz tutmuş. Turizm için her koşul hazır, ama "yasaklar" ve "ilgisizlik" ağır basıyor Samandağ'da. Yasaklardan ilki, sahilde denize girme ve avlanma. "Suriye sınınndan kacakçılık yapılmasını ve teroristlerin vurtdışına kaçmasını onleme"nin gerekçe gösterildiği yasak gereğince yazın 19.00, kışın 17.00'den sonra denize giriş ve çıkış yapılamıyor. Yasak saatlerine denizin ortasında yakaianan balıkçılar ya İskenderun limanına sığınıyorlar ya da yasak kalkıncaya kadar açıkta bekliyorlar. Yasak doğrultusunda da jandarma, sahilde devriye dolaşıyor, devriyenin görevi, yasak dışı saatlerde de sürüyor. Doğasıyla, antik değerleriyle ellerindeki Türkiye'yi tanıtıcı kitapta yerini bulamadıkları Samandağ'ı "barika" diye tanımlayan üç Fransız turist, asker çokluğu karşısında, "Yine askeri darbc mi oldu?" gibi sorular sorabiliyor. Kalamar, mercan, keserbaş, barbunya, karides. "Akdeniz'in en güzel balıklan bunlardır ve burada avlandır" diyen Samandağlı balıkçılar için tek çözum, tskenderun'a göçmek olmuş. "Balık, gece avlanır" diyen Yusuf Uysal ve Tevfik Çelik, Samandağ'da kalan birkaç bahkçıdan ikisi ve yasak yüzünden bahkcılığm ölmek üzere olduğunu anlatıyorlar. Sahilde balık lokantası işleten Mesut Şimşek, yasağın 1964 yılında kaçakçılarla bir çatışmaya giren yüzbaşı tarafından aldırıldığını vurguluyor. O yıldan bu yana bir çatışmanın oimadığını anımsatan Şimşek, bir koruma botunun kaçakçdığı önlemede yeterli olacağını savunuyor. Kaymakam Selman Yurdaer ise yasaklamalardan denize girmenin "emniyet ve asayis açısından göriilen Inzum üzerine" ahndığını belirtiyor. Arapça şarkı yasağının "resrai" yönü oimadığını bildiren Yurdaer.'Zatensöylüyorlar'diyor. BONN EAlman AT Bakanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Federal Almanya, TurkA T Ortaklık Konseyi'nin önümüzdeki beş hafta içinde toplanması için girişimlerini sürdürüyor. A T işlerinden sorumlu Federal Alman Devlet Bakanı Adam Schweatzer bu konuda müzakerelerde bulunmak üzere dün Atina üzerinden Ankara'ya geldi. Bayram olması nedeniyle dün sadece Başbakan Turgut Özal ile kısa bir görüşme yapan Federal Alman Bakanm Ortaklık Konseyi'nin toplanması için nasıl bir öneri paketi getirdiği gözlemciler arasında merak konusu oluşturuyor. Dalyan'a AJjııaıı kredisi askıdan indirümedi BONN (Cumhuriyet) Federal Alman Meclisi'nin önceki gün topianan Ekonomik îşbirliği Komisyonu'nda Dalyan'da yapılacak Kaunos Beach Oteli'ne yönelik 10.7 milyon marklık kredisinin kaderi karara bağlanamadı. Muhalefet kredinin kullanım amacının değiştirilmesi, iktidar da kredinin serbest bırakılması yönündeki onergelerine yeterli oy çoğunluğunu sağlayamadılar. Böylece kredinin blokajı fiilen sürüyor. Sosyal Demokrat ve Yeşil parlamenterler şubat ayında Federal Meclis'e verdikleri bir onerge ile Dalyan'da yapılacak otele yönelik 10.7 milyon markbk Alman kredisinin durdurulması ve bu kredinin "milli park projesi" için kullanılmasını istemişlerdi. Meclis Genel Kurulu konunun ilgili komisyonlara iletilmesini karara bağlamıştı. Mart ayında topianan cevre komisyonu, SPD ve Yeşiller'in verdiği bir önergeyi benimseyerek kredinin ödenmesini durdurmuş, konuyu yerinden inceleyecek bir parlamenter delegasyonunu görevlendirmışti. Soz konusu delegasyonun değerlendirmesini aktarmasından sonra sorun önceki gün topianan Ekonomik tşbirlıği Komisyonu'nda ele alındı Toplantıda hiçbir önerge oy çoğunluğunu sağlayamayınca oturum daha ilerki bir tarihe ertelenÜi. Boylece Dalyan oteline yönelik Alman kredisinin geieceğine ilişkin belirsizlik sürüyor. Thatcher'ın Muzır Kurulu EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA İngiltere hukuraeti, tngiliz Televizyonu'nu denetlemek amacıyla bir kurul oluşturulacağını açıkladı. Ticari televizyon şirketlerinden oluşan Bağımsız Televizyon ile BBC'nin kendi denetleme kurullannın da üzerinde görev yapacak yeni kurul, ozellikle yayıncüar ve muhalefet tarafından tepkiyle karşıiandı. lçişleri Bakanı "Douglas Hurd", kurul hakkında Avam Kamarası'nda bilgi verirken, televizyonda cinsellik ve şiddete yer verilmemesinin amaçland;ğını söyledi ve "Kunıl, siyasal bir gorev yapmayacaktır. Ancak parlamento arzıı ederse, ilerde siyasal bir nitelik de kazanabilir" dedi. Muhalefetin protestolarıyla karşı lanan konuşmasında bakan, kurul başkanlığına "Times" gazetesinin eski genel yayın yonetmenlerinden "Sir William ReesMogg"un atandığını açıkladı. ması durumunda ne tur bir yasal konumu olacağı da belirsiz. Bu konu, hükümetin sonbaharda Avam Kamarasf na sunmaya hazırlandığı yeni radyotelevizyon yasa tasarısında ele alınacak. Hükümet, geçen yılki seçim bildırgesinde, yayıncılığa "ceki düzen" vereceğini belirtmiş ve "televizyonda cinsellik ve şiddete yer verilmesi karşısında kamuo>unda derin bir endişe vardır. Bu nedenle bu endişeyi yansıtacak daha güçlü ve etkili onlemlere ilişkin öneriler getirecegiz" demişti. Ana muhalefet Işçi Partisi, kurulun sansur görevi yapabileceği endişesini dile getirirken, basın da kurula karşı tavır aldı. "Independent" gazetesinin başyazısında, "Kurul başkanımn zevki, ulusun zevki midir? Siyasal göruş ve eğilimleri herkes tarafından paylaşılır mı?" diye soruldu. Televizyonun, hükumetten yana ağırlık koyan bir kurul tarafından denetlenmesinin arzu edilir bir çözum olmadığı vurgulandı. Boşanmalar artıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) îzmir'de son beş yılda çeşitli nedenlerle yaklaşık 17 bin çift, aynlmak için mahkemeye başvurdu. Geçim sıkmtısımn etken olduğu boşanma davaları sayısında son bir yıl içinde yüzde 43 oranında artış göruldü. Yargıçlar, boşanmalardaki artışın daha çok ekonomik nedenlerden kaynaklandığını vurguladılar. İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıcı Ismet Çiftlikçi, çiftlerin daha çok birbirlerini tanımadan evlenmeleri sonucu kısa bir evlilikten sonra aralarında çıkan tartışmaların boşanma davası açılmasına neden olduğunu benntiler. Kurui, televizyonlarda gösterilecek olan ozellikle yabancı film ve programları önceden izleme, gerekli görduğü takdirde yayımlanmaması için "tavsiyede bulunmakla" vukümlu olacak. Ancak kurulun film ve program yasaklama yetkisi olmayacak. Ingiltere'den kaynaklanan film ve programlar konusunda ne tür bir sorumluluğu olacağı ise henuz belli değil. Ayrıca "tavsiyelerine" uyulma