Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/8 HAVA DLRUMU leteoroloiı Genel Müduriuğu nden aiın n bılgiye göre, frütun bcKgeıer çok DuMkı. Iç Ege. AHeniz, Iç Anadolu. Orta ve Ooğu Karademz ıte Do(Ju ve Guneydoğu Anadoiu söigeterı yağışlı gececek Yaö'Şbr yer yer etkjlı olmak üze'e saganak ve çok guruttuU sajanak. Doğu Anadolunun taseyi üe Oodu Karadew'rn ıc tesımlennde karla kanşık yağfliur şekJınde olacak HWA SICAKLIĞI Dejışmeyecek Rüzgâr taney ve doğu yonlerOen orta kuvvene. yurdun taıay kesmlennde kuvveüıce esecek OENİZLEROE: Akdenız'oe gunbatısı ve lodos, t M o tenakmaoe yıldc ve poyrazdan 4 f i kuvveOnde. saatte 16 üe 27 Balı denı*. Marmara ve Ege'de 3 ıle 4 metre dolayında olacak Van GoKandene, Mamura ve Ege'de 7 i(e 6 kuvlunde hava çok oulutlu ve vağmurtu geçecek R<ap* güney yonlervsfinde saatle 33 le « deniz m« hEö eseden orta kuvvene esecek. göl muledil dalgatı olacak. cek CCNIZ: MuMS. Bab Karademz. Marmara ve Ege'ıJe kaDa daJgaiı ölacak. daıga boyu yuteeHıöı 1.5 »e 2 metre Batı Kara HABERLERİN DEVAMI TÛRKİYE'DE PUGÜN Y B Y Y Y Y Y Y Y Y B B Y Y B B B Y Y 20° 15' Dtyartafcır 11° 8°Edifne 20° 12° Erancan 14" B°Er7urum 6 ° 2 Estaşehr 10° 4°Gaaamep 21" 17» Grresun 48° 14° Gumuşftane Y r 4°Hakfcan 19° 10° Ispam 12° 7°lstant>ul 13° 7°lzn»r 13° 6°Kars 14° 5° Kastamonu 8 7° 3°Kaysen Y 13° 6° KırMaretı 6 14° 8°Konya Y 9"2° KıitaHya Y 18° 10° Malatya Y 18° 10° Manısa 13° 6° K Maraş 14° 1" Mereın 6° 3° Mujla 10° 4°Muş 18° 10° N>Jde 9° 5°Odu 13° 6°Rıze V2° Sanısun 18° 14° S»rt 12° 8°Sınop 19° 9°Sı«s 6° 2° TetortaS 7° 2° Trataon 10° 2°Tunaîlı 13° 6°Uşak 10° 4° Van t3° 5°>tagat 14° 6° Zonguidak Y B B Y Y Y 18° 20° 20° 17° 15° 10° 9° 9° 10° 19° 9° 9° 13° 9° 13° 13° 15° 9° 8° 9° 14° 16 1° 6° 2° 5° 5° 5° 10° 6° 1° 8° 5" 6° 5° 5° 3° 5° 2 MA YIS 1988 DÜNYADA BUGUN Amsle1 lam Amman Atına Bagdat Barcelona Basel Belgrad Beriın Bonn Baıksd Budapeşle Ctnevrj Cezayır Cıdde Oubaı Frankfurt Kafnre Kopenhag Koln Leflıoşa Y Y B Y B B A 8 B Y A " A A A B Y Y Y Y B Y 16° 20° 17° 23° 16° 16° 15° 18° 14» 18° 17° 16° 21° 30° 35° 19° 18° 9° 21° 10° 18° 20° lenınçrad Londra Madnd Mıtam MonUeal Moskova Munh New Yor* Oslo Pans Prag Rıyad Roma So<ya Sam lel Avıv M Moskova ftondrart*C B 10 Y 8° Y 18° B 16° B 14° A 9° B 17° A 18° 8° 14° 18° 35° 17° 11° 20° 23° 25° 18° 18° 15° 20° '6° POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Bahtesn 8ing6l Briıs Botu Buısa Çanakfcale Corum DenıA B Y Y Y Y Y B V Cezayir Aaçık B Dulutkı Ggünestı Kkartı SSJSİI Yyagmufkı «L • Şam Kahlre L 1 J Y Y A A B B Y A A A varşora B B Vıyaru VVashuıçtm 8 Zünh B Demokrasi Yaşam Biçimîdir... \ırvt Filistin... İsrail... (Baftarafı 1. Sayfada) nus ve Arap kaynaklanndan, gerekse resmi olmayan İsrail kaynaklanndan yapılan açıklamalar bu doğrultudadır. The Vİfashington Post Gazetesi, Ebu Cihad'ın öldürülmesi planının ayrıntılarını açıklayan bir yazı yayımlamıştır. Gazeteye göre İsrail'de "iç kabine" bu konuda iki kez toplantı yapmıştır. İsrail'in eski Savunma Bakanlarından Ezer VVeizman, cinayetien pek farkı olmayan bu suikaste karşı çıkarken, Dışişleri Bakanı Şimon Peres, ilk toplantıda plana karşı çıkmış, ikinci toplantıda ise çekimser kalmıştır. Ebu Cihad'ın öldürülmesiyle Ortadoğu bunalımına görüşmelerle, banşçı yollardan çözüm bulunması umudu öldürücü bir darbe yemiştir. Bu ortamda, en ıtımlı Arap liderleri arasında yer alan Ürdün Kralı Hüseyin'le Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in bile İsrail'le barış görüşmelerini desteklemesi beklenemez. Yascr Arafat son zamanlarda yaptığı açıklamalarda israil'le görüşme masasına oturmaya hazır olduğunu, hatta İsrail'in varlığını güvence altına alan BM Güvenlik Konseyi: nin 1967 tarihli ve 242 No'lu kararını kabul edebileceğıni bildirmişti. Başka bir deyişle FKÖ lideri, israil'in varlığını tanıyabileceğinin işaretini vermiştir. Bu bir zamanlar Siyonist devleti tamamen yıkma görüşünden yola çıkan FKÖ için önemli bir gelişmedir. Ancak İsrail'de Başbakan izak Şamir'in Likud koalisyonu Arafat'ın verdiği bu işaretleri görmezlikten gelmeyi tercih etmektedir. Çünkü Şamir'in isteği, barış değil işgal altındaki Batı Şeria ile Ga2ze'yi ilhak etmektir. Ebu Cihad'ın öldürülmesi bu bakımdan İsrail sağcıları ve şahinleri için bir "zafer" olmuştur. Öte yandan suikast, FKÖ içinde İsrail devletinin varlığını reddeden gorüşe hâlâ bağlı bulunan bazı radikal gruplarm da herhalde ekmeğine yağ sürmüştür. İsrail. Filistinlilerin Batı Şeria ve Gazze'de kendi kaderlerini tayin etme ve son tahlilde bağımsız bir devlet kurma hakkını kabul etmelidir. Bunalıma başka çıkış yolu yoktur. Buna karşılık FKÖ de İsrail devletının varlığını kabul etmeli ve barış karşılığında İsrail'i tanıyacağını resmen açıklamalıdır. Yaser Arafat'ın son zamanlardaki açıklamalan gerçi bu doğrultudadır. Ancak bu tür açıklamaların Yaser Arafat'ın kişisel demeçlerinin sınınnı aşarak, FKÖ'nün resmi bildirisi şeklini alması belirsizliği ortadan kaldıracaktır. Ne yazık ki, Ebu Cihad'ın öldürülmesi olayların bu yönde gelişmesi umuduna şimdilik ağır bir darbe indirmiştir. CÜNEYT ARCAYÜREK yaz.yor vermeyeceğini, Evren'in dün ve (Baştarafı 1. Sayfada) sonraki günler askeri müdahale deme girtverir. konusunda konuşmalarını bekleBu kez tartışmaya ordunun si yeceğini, "argümanlar toplandıkyaset dışı kalmasını, bu yönlü tar tan sonra" hafta başında karşı kotışmalara girilmemesini istediğinuşmayı yapacağını söyiedi. Ama ni zaman zaman söyleyen Cum Trabzon'da Evren'le birlikte olan hurbaşkanı Kenan Evren başlat Çankaya gibi, o gece "başkentte tı. Gelışmenin içeriğine eğılme özellikle Demirel'den tepki olup den, tartışmanın nasıl başladığı olmadığını, varsa içeriğini öğrenna bakalım. meye çalışıyordu." Son ekonomik karariardan sonEvren, Trabzon'da ad vermiyorra ilk önce muhalefet liderlerinin du, ancak olayları izleyenler düzenlediği açık toplantılarda Cumhurbaşkanı'nın özellikle Dehalk. açlıktan, yoksulluktan perimirel'in bu yönlü sözlerinden öteşan durumda olduğunu haykırdı. den beri "tedirgin" olduğunu biMeclis tatile girdi; Başbakan, ba liyorlardı. Çünkü Demirel, hele kanlarını pahalılığın nedenlerini son konuşmalarında, "12 Eytül anlatmaları için yurda dağıttı. Ba öncesinin artık tartışılmasını, geçkanlar yuhalandı. mişin kapalı kalan içeriğinde kimArkasından istanbul'daki öğ lerin ne yaptığının ya da yaprenci olayı yaşandı. İktidar kana madtğının" açığa çıkmasını istidı olayı, 12 Eylül öncesine ben yordu. 12 Eylül faturasının sürekli zettiğini duyumsattı. Aynı günler "sadece" kendine çıkarılmasınde Trabzon'a gideceği açıklanan dan zaten rahatsızdı, üstelik rejim Cumhurbaşkanı'nın, burada ya açısından "sorumlularla sorumpacağı konuşmada önemli değin suzluklarını tek yanlı öne sürenmeler yapacağını, daha ötesi "ba lerin" kimler olduğunun, o sıralar zı sitemlerde bulunacağını" Ali ne yaptıklarının artık kamuoyunBaransel söyiedi. Baransel'e gö da anlaşılır hale gelmesinden yare, Evren ad vermeyecekti, ama naydı. 1980'den beri bu isteğini söylediklerinden çıkan anlama dört duvar arasındayken söyleşigöre "adresi belli irdelemeler" ya lerde, yasağı kalktıktan sonra pacaktı. açıktan dile getiriyordu. Pahalılık feryatiarıyla, öğrenci Cumartesi gecesi hemen yanıt hareketlerinin yoğunlaşmasının vermeyeceğini söyleyen Demirel, ardından Trabzon'da Evren yine telefon görüşmemizde bize Trabiç savaş tehlikesinden dem vur zon nutkunun kısa analizini yapdu, "aynı duruma düşülürse si tı. Çankaya "eski plağı" çalıyorlahlı kuvvetlerin müdahale ede du, ne var ki bu kez askeri yöneceğini" açıkça belirtti. Sabah Ev timin lideri değil, demokratik düren konuştu, iki üç saat sonra zenin cumhurbaşkanı aynı sesleri "Mutat olmayan bir günde, mutat yayıyordu. "Yann anarşi olursa siolmayan bir saatte Genelkurmay lahlı kuvvetler önleyecek, diyor. Başkanı Torumtay, Başbakanlık'ta Pekalâ, ama silahlı kuvvetler (a) Özal'ı gordü " İki saat başbaşa bir tarihinden önce iç savaşı önlekonuşma yapıldı. mez de, niçin müdahale ettikten Geçen cumartesi bu dizi olay sonra önler?" diye soruyordu. ları izleyenlerin kafasında doğal "İkincisi" diyordu Demirel, "Evolarak "acaba" sorusu kıvrıldı. ren, silahlı kuvvetler müdahale etOlaylardan sonra Evren'in Trab ti, etmeseydi ne parti ne parlazon'da böyle konuşmasından, mento kalırdı diyor bugün. MüdaGenelkurmay Başkanı'nın Özal'ı hale ettikten sonra parti de par"birdenbire" ziyaret etmesinden lamento da kalmadı. Demokrasi sonra, ordu yine siyasal tartışma tahrip edilerek demokrasi nasıl ların içine giriverdi. Oysa bir dizi kurtulur, yerleşir?" olaydan sonra ordu müdahalesi"Üçüncüsü" diyordu Demirel, ni doğal hakkı gibi gösterip yine "Evren bugünkü sıkıntılar 12 Eymüdahale olasılığını gündeme lül'ün eseri değil, diyor. Eseri: getiren, anayasal yeminle demok Eğer partiler kapatılmasa, askeri ratik sürecin bekçisi olan, üstlen rejimce üç parti kapatılıp istenilen diği sorumlulukla demokratik ku doğrultudaki üç partinin seçımlerallar içinde sorunlara çare ara re girmesine izin verilmeseydi, ması gereken bizzat Cumhurbaş devlet bugün Turgut Özal'ın eline kanı'ydı. kalmazdı." O gece bir müdahalenin "ilk "Dördüncüsü" diyordu Demibelirtisi sayılacak" nilelikte yeni rel, "Silahlı kuvvetlerin ekonomik bir "uyarının" yapılıp yapılmadı zorluklardan ötürü bugüne dek ğını herkes birbinne soruyordu. müdahale ettiği görülmemişti. NiHalk tepkisinden. öğrenci olayla tekim bugün Özai'ın en büyük nndan "çok rahatsız" olan, 12 Ey avantajı, ekonomiyi 'berbat' etmelül yönetiminin uzantısı olduğu siydi." yolundaki savlara ses çıkarrnayıp Türkiye'de askeri müdahalelehatta kabuilenen Başbakan Özal, rin istenilmediği halde gündeme ses çıkarmıyordu, fakat ikinci gelmesi hep böyle başlar. Kimi adam Keçeciler, Evren'in konuş olaylar olur. biri çıkar gidişteki masını "çok olumlu" buluyor, öğ olumsuzluğu dokundurur, boyutrenci olaylarından sonra bu uya lanmalar sürerse askerlerin mürıırn içeriğini olduğu gibi kabul dahale edebileceği olasılığı söyleniyordu. ANAP'ın ülkenin delenir. Bu arada askeri otoritelerle mokratikJeşmesinden anladığı devrin başbakanı arasında buyJu. Özal'ın sık sık 12 Eylül belki konusu bu gelişmeler korkusu yaymasından sonra gedeğildir birden bir görüşme yaliveren Evren nutku, Çankaya pılır. Sonra tepkiler gelir, hele sosBaşbakanlık arasındaki "görüş ve yal yaşamın doğasında yatan kitle yönetim uyumunu" bir kez daha hareketleri güçlenirse, müdahakanıtlıyordu. le sözcüğü kulisin, açık demeçlerin mâlzemesi olur. Daha sonCumartesi gecesi Demirel bize, ra... Demokrasiden başka rejim Trabzon nutkuna hemen yanıt istemeyenlerce bilinen sonuçlar. Öteden beri 12 Eylül tartışmasının açılması için zemin bekleyen, hatta Mecliste ilk fırsatta Özal'la bu konuyu tartışmaya istekli Demirel, gece.söylediğinin tersine birkaç gün beklemedi. Dün sabah yaptığı basın toplantısında patladı. Evren'in Türkiye'yi "müdahaleler ülkesi ilan etmesini" sert biçimde eleştirdi. Müdahaleler görüp geçiren Türkiye'de yine müdahale olabileceğinin brr cumhurbaşkanınca vurgulanmasını en hafif deyimiyle "yadırgadığını" belirtti. Demirel'le aynı saatlerde konuşan Erdal inönü, yeniden 12 Eylül bunalımı çıkarsa iktidarmuhalefet elbirliğiyle aşılacağını bildiriyordu. DYP lideri de Cumhurbaşkanı'nın "müdahaleye ihtiyaç olrnadan demokratik kanun ve rejim hâkimiyetinin sağlanacağından" söz etmesi gerektiğini söylüyordu. Erdal İnönü, Demirel gibi, ama başka deyişlerle Evren'in yeminini anımsatıyor, "Herhangi bir kargasayı önleyecek bütün yetki ve güçleri elinde bulunduran Cumhurbaşkanı'nın bu yetkileri bir gün belki kullanmayacağını, görevini yapmayacağını, son çare TSK'nın kendiliğinden duruma müdahalesi olduğunu nasıl ima edebildiğini" soruyor, açıklama bekliyordu. Demirel, "Bugünkü devlet başkanının güvenliği de bu anayasanın işlemesidir" derken, mudahaleyi ağzına alan kimsenin güvenliğini de ortadan kaldırdığını öne sürüyordu. Başbakan mı?.. Dün öğieden sonraya kadar yine sustu. Oysa müdahale irdelemesine bugünkü yannki konumu gereği ilk başta Özal'ın karşı çıkması gerekmez miydi?.. Taoii kuşkularla dctu kulis dün Genelkurmay Başkanı'yla yaptığı görüşmede Başbakan'ın, "özellikle son olaylardan sonra ordunun görüşünü alıp almadığını, Trabzon'da konuşan Evren'le aynı gün eğer gündeme geldiyse bu konuda Genelkurmay Başkanı'nın herhangi bir fikir, görüş bildirip bildirmediğini" araştırıyor. Şimdilik açıktan söylenmiyor. kuliste işliyor: 12 Eylül korkutmacasına her seçimde, her gerilimli ortamda başvuran Özal'ın Cumhurbaşkanı ile Çankaya'da daha önce görüş alışverişinde bulunduktan sonra bu irdeleme işine geidiği için mi mudahale dokunduımalanna hemen vaziyet almadığı soruluyor. Kendini gereksiz kıhyor (Bofiorafı 1. Sayfada) taze (utnnk snretiyle bir defa maglup ettiğiniz bir rejimi devamlı bir şekilde maglup ettirmiş duruma giriyoruz. Türkiye'de rejim ne zamana kadar anarşi korkusuna mağlup olmaya, anarşi tehdil unsuru olroaya bir miidahale beklentilerin geregi olmaya devam edeceklir? Miidahale rejimin içinde yoktur. 1982 Anayasas'nda egemenlik kayıtsız şartsız milletindir deniliyor. Müdahaleye cevaz veren bu beyan rejimi kayıtsız şartsız olmaktan çıkartıp kayıtiı şartlı hale geliriyor. tkinci mesele anaynsa herkesi baglar diyor. Boyle şe> olraaz. Herkesi bağladıgına göre ulkenin güvenlik kuvvetlerini de baglar. Öyleyse bu anayasa ifinde herkesi n \eri vardır. Bunun kimse kendisi değiştiremez. Miidahale dediğimiz zaman bu yerierin de değiştirilebileceğini önföruyorsunuz. Bu anayasa inançsızlığı oluyor. Anayasada bir kayıt daha var kimse mevcut olmayan yetkiyi kullanamaz. Miidahale yetIdsi de anayasa mevcut değildir. O zaman, o da anayasayı ihlaldir. Bir kayda göre de hiçbir reye östünlük tan.namaz. Bunlann Iıimünii miidahale kelimesiyle beraber ortadan kaldırmış oluyorsunuz ki bunu ben bir anayasa inançsızlığı sayıyorum. Bir devlet başkanının 'biz bu anayasayı yaptık. zamanı gelince bir kenara atılır' şeklinde bir beyan olmamalıydı. Herkesin giivenh'ği bu anayasadır. Bu lafı söyleyenin de guvenligi bu anayasadır. Keşke söylememiş olsaydı." bellidir. Devletin güvenlik kuvvetleri bekleyecekler. başkalan yapmadı diye tehlikeyi ortadan kaldıracaklar. Olmaz öyle şey, devlet ile rejimin güvenlik kuvvetlerini birbirinden ayıramayız. Bekleyip. gelip parlamentoyu partileri kapalacaklar bu düşünülemez. 12 Fvlülde, bir daha mudahaleyi gerektirecek şeyler olmayacf ienildi. Aradan 8 sene geçtikleı, sonra durup dururken milleli rahatsu etmenin anlamı nedir? Devletin güvenlik kuvvetlerini miidahale gücü gibi görmek ve göstermek yanlıştır. "Türkiye'de rejim işlese de kurtarma ihtiyaandan kurtulsak" diyen Demirel, Evren'in "Biz 1983'e kadar sorumluyuz" şeklindeki sözlerini de eleştirerek şunları söyiedi: 'Türkiye Cumhuriyeü kunılduğundan beri ülke sokaklannda acız diye bağıran olmadı. Şimdi var. 12 Eylül partileri ortadan kaldırdı, parlamentoyu ortadan kaldırdı. Veni partiler kunıldu, yeni kurulan partilerin bir kısmına seçime girme hakkı verildi. Bir kısmına verilmedi. Bir güdümlü rejim istendi. Türkiye'nin içine düşlüğü durum bu güdümlü rejimin neticesidir. Bu da 12 Eylül müdahalesinin sebep olduğu bir olaydır." DYP Genel Başkanı "Sonuçta şunu söylemek istiyorum" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Evren'in ~bu beyanlan müdahale heveslerini kamçılar ve mudahale beklentilerini de meydana getirir. Bir kısım halkta yeniden, madem ki olmuyor bitmiyor bari müdahale edilsin gibi birtakım beklentileri yeniden yaratır. Rejimi felç eder. Devlet idaresini de felç. Bu, hem anarşiyi, hem güvenlik kuvvetlerini de bir korku kaynağı haline getirir. Bunca fedakârtığa karşın bu anarşi bitmedi mi hâlâ? Ne zaman bitecek bu anarşi korkusu? Bunu siyasi sermaye olmaktan çıkarmak olmaktan çıkarmak lazım. Daba ne zamana kadar Türkiye bunu kullanacak. Biz ve millet zora dayanan güvenlik istemiyoruz. Millet demokrasi içinde güvenlik istiyor. Hukuka dayanan güvenlik istiyor. Gerek hükümet başkanı. gerek devlet başkanı, gerek yetkililerin Türkiye'de korku saçmak yerine güvenlik saçması lazım. Devlet varsa güvenlik kuvvetleri vanhr. Güvenlik kuvvetlerini rejimin ustünde bir müdahale vasıtası ilan etmek ne dereceye kadar dognıdur. Vanlıştır. Bu, rejimi göstermelik yapar, Türkiye1 de insanların ölmesini kimse istemez. Bunu gerekçe gösterip mudahaleyi ortaya atmanın geregi yok." Demirel, bir soru üzerine Evren'in beyanatının kendi gezileriyle ilgili olmadığını belirterek, "Ismimi belirterek cevap veremez mi?" dedi. Demokrasiyle müdahalenin yan yana gelemeyecegini söyleyen Demirel, bir soru üzerine de "Müdahale dediğimiz zaman Atatürkçülük de iflas eder. Rejimin nasıl konınacağını da millet söyler. Parlamentolar kapatılarak bu olmaz. Atatürk, 'Benim en büytik ba&anm parlamentodur' demiştir" biçiminde konuştu. Derrirel, bir başka soru üzerine de 67 yılda çifte standart izlendiğini söyiedi ve "Çifle standart Türk Silahlı Kuvvetlerini de rahaisız eder, bunlan rejime müdahale etmeve hazır olarak göstermeye devlet başkanırun da hakkı yoktur. Silahlı kuvvetler devlet başkanının değil, milletindir" dedi. DYP Genel Başkanı, hükümetin de müdahaleye, bundan öncekini kabul ederek bundan sonrakine de cevaz verdiğini ileri sürdü. Demirel, "Hükümel 12 Eylülün ürünüdür" dedi. Süleyman Demirel, bir başka soruyu, "Meclis 68 yaşında, Türkiye Cumhuriycti 65. demokrasinin ayrılmaz parçaları partiler 5 yaşında. Nerede demokrasi demeyeiim mi?" diye yanıtladı. Demokrasi kadar demokrat olmak da zordur. Laf olsun diye ne demokrasi olur ne de demokratlık Demokrasi de demokratlık da toplumlar için olsun, bireyler için olsun bir yaşam biçimidir. Ülkende bir sabah uyandın ki, faşizm radyolarda bangır bangır bağırıyor. Dursan seni alıp içeri tıkacaklar, kaçsan nereye kaçarsın, hangi demokrat ülke seni alır. Faşizmin ağır baskıstna ve işkencesine dayanamayacağın, sana güvenen arkadaşlarını da ele veremeyecegin için yurtdışına çıkmayı göze alıyorsun. Amaç faşizme karşı demokrasi ise bu demokratça bir davranıştır, yasam biçimidir. Geeende Gökkuşağı Dergısi'nde Dr. Selçuk Erez'in demokrasi üstüne düşündüklerini okuyordum. Gerçekten demokrasiyi en ince yerinden yakalamıştı ve şöyle diyordu: "İnönü... Diktatörün daniskasıydı. 45'lerde vesaire... Sonra? 2orlandı koşullar. Muhalefete indi. (Yahut muhalefete yüceldi demek lazım) Ardından demokrasiye inanmış, saygılı, hızmet eden bir insana dönüştü. Yaşı bilmem kaç? inönü bir gelişme geçirdi." Bundan 4045 yıl öncesini gençler bilmezler. Biz, İnönü diktasını içınden yaşadık. Bir Cemıyetler Kanunu ile bütün ülke dümdüzdü; ne dernek kurabilirsiniz ne sendıka. Her şey valilerin iki dudağı arasında. Alırlar bir gece götürürler kimsenin haberi olmaz. (Bugün de öyle ya, ama başka türlü) Bir Vali Nevzat Tandoğan vardı. Gerekirse solculuğu da biz yaparız, derdi. Bir sabah uyandık ki İnönü Cemıyetler Yasası'nı değiştirdi; demokrasiye yöneldik. Demokrasiyeyöneldik, ama kimse demokrasinin ne olduğunu bilmiyordu. Parti nasıl kurulur, oylar nasıl atılır, hangi özgürlükler var? Orneğin seçimde oylar açıkta atılır, sayım gizli yapılırdı. Böyle olunca oyları dilediğin gibi karıştır. Kim ne diyebilir? Menderes'in muhalefetini bilirim. Muhalefet ederken bütün gazeteciler ardındaydı. Adımız solcuya çıkmış ya o yıllarda... Bir gün bana şöyle demişti: "İktidara geldiğimizde sosyalist partilerin kurulacağım göreceğiz. Bir iktidara gelelım engel yasaların hepsini kaldıracağız." İktidara geldi. Ceza Yasası'ndaki 141 ve 142'nci maddelerinı idama kadar ağırlaştırdı. Bu arada 146'ncı maddeyi de unutmadı. Çünkü Menderes ve arkadaşları için demokrasi bir yaşam biçimi değil bir iktidara yönelme aracıydı. Dr. Selçuk Erez'in söylediği İsmet Paşa, işte bu sırada demokrat oldu. Bir diktatör halka nasıl ınebilirmiş o zaman gördük. Celal Bayar hiçbir zaman demokrat olamadı. Ne muhalefette iken ne jktidarda iken. Zaten bir devlet adamı komünizm, 141142 demeye başladı mı, bilesiniz demokrat değildir. Oraya bir fırsatını bulmuş çıkmış. Süleyman Demirel'e bakıyorum, kendinden beklenmeyecek kadar demokratlaşıyor. Yalnız demokratlaşmada geç kaldı. Bugün değil Başbakan olduğu yıllarda böyle demokrat olsaydı çok şeyler kazanırdık. Bugün her davranışında demokrat gibi. Ama ne kadar güvenilir? Demokrasiyi vaktiyle çok yaraladı Sayın Demirel, şimdi tımar ediyor, nefayda!.. Bu sefer de fideliğinde yetiştirdikleri yaralıyor demokrasiyi. Demokrasinin,bir yaşam biçimi olduğunu gene gerçek solcular ispatlıyor. Bakın demokrasinin ve demokrasi savaşımının azıcık ucu görününce iki demokrat insan hemen yurda döndüler: Haydar Kutlu ve Nihat Sargın... Demokrasi savaşımı yaşam içinde verılır Yurtdışında bir oranda rahatları yerinde iken ulkelennın hapısanelerinde yatmaya geldiler. Biliyorlardı hapse gireceklerini... Ama demokratlık dönmeyi gerektiriyordu. Hangi insan rahatlığını teper de tıpış tıpış yurda döner, işkencelı odatara girer? işkencenın bir gerçek olduğunu, en incelmişini uyguladıklarını artık herkes biliyor. Yazmakta sakınca görmüyoruz. Şimdi Demirel ve ona benzeyen demokratlar gerçekten demokrasiyi istiyorlarsa demokrasi savaşımı vermek üzere gelmiş olanlara arka çıkarlar. Niye çıkmıyorlar aylardan beri? Çünkü o kadar demokrat değiller. Demokrasi bir yaşam biçimi dedik, gerçekten de öyle... Yazarken, düşünürken, toplanırken, gösteri yürüyüşü yaparken, sendika seçerken, greve giderken, dergi çıkarırken, dernek kurarken çıkan engeller demokratlığa sığar mı? İktidar partisinden olanlar da takkelerini önlerine koyup düşünsünler. Henüz demokratımız oldukça az, çoğaldıkça demokratlaşacağız... SP Evren 'e tepki gösterdi Anayasa sııçu mak Cumhurbaşkanı'nın görevidir. Bu açıklamayla Sayın Evren andını çignetrüş ve anayasa suçu işlemiştir." Rejimin korunması Demirel, devletin ve rejimin korunması yönteminin anayasa içinde var oldufunu ifade ederek, "Bunu devletin güvenlik kuvvetleri konıyacaktır. Ama tarzı miidahale değildir" dedi. Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birtakım duramlar meydana gddiğinde devletin ne yapacağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sosyalist Parti Genel SekYalçın Büyükdaglı. 'Taraflar arasında" 12 Eylül tar reterı tışması eninde sonunda patlaya Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Trabzon'daki konuşması ile anayacaktı. Bu tartişmanın "yeni bir müdahale olasılığı" öne sürülme sa suçu işlediğini öne sürdü. Büden belirli ortamlarda yapılması, yükdağlı, parlamentonun derhal toplanmasını ve Evren'e sorumlukamuoyunun açıklığa kavuşması luğunu hatırlatmasını önerdi. amacını gütmesi beklenirdi. Ne var ki basın dahil her çevreyi suçBüyükdaglı, dün yaptığı yazılı layan Cumhurbaşkanı, beklenen açıklamada, "Evren'in açıklamatartışmayı "istenilmeyen noktaya" sının yasalara göre ağır bir suç olgötürme başansını gösterdi. dugu, TBMM'nin tehdil allında 12 Eylül öncesi tartışmalannda, tutulmak istendiği" görüşünü savundu. .Açıklamada şu göriişler suçlamalarında sabrı tükenen sadece Cumhurbaşkanı değil. O öne surüldü: günlerin irili ufaklı tüm sorumlu"Parlamenler bir cumhuriyetle larının da sabrının bir sının elbet Cumhurbaşkanı 'Ordu gerekirse olacaktı. müdahale eder' diyemez. Derse buO günler geliyor. Evren'in açtı lundugu yerde duramaz. Anayasaya göre doğacak buhranı çözme ğı defteri kimin nasıl kapayacağı yeri parlamentodur. Bunu savunbugünden bilinmez. Milyonluk (Boşrarafı 14. Sayfada) natı ki, bunlann arasında kunıtulmuş bir kafaderisi ile saç bulunuyor "artdeco" klasik parçalar. klasik heykel, antika yatak odası takımlan, çay masaları, deri koltuk takımlan, aynalar, şamdanlar ve daha yüzterce "orijiiuü" malzeme "VVarhol koleksiyonunu" oluşturmakta. Büyük bir kalabalığın ilgi gösterdiği salonda tabii tngiliz aksanıyla arttırmayı yöneten mezatçı, VVarhol'un el yazmalannı satışa çıkarıyor. TİYATRO • GÖSTERİ • SİNEMA DâNIŞTAT P R 1469738 EA BtYOCLU KUCUK SAHNF 143 64 17 144 43 27 K«R»m I 6. HAFTA B. BERTOLUCCI ROBEflT DE NIRO GERARO DEPARKEU 00VIMI0UE SAIVÛA • YANIMDA OLSAYDIN istanbul devlet FERHANGİ ŞEYLER Ferhan Şensoy 200. OYUN Caısamba MUNİR ÖZKUL EROL GÜNAYDIN Ferhan Şensoy'un ORTAOYUNCULAR Acıklı Gulduru^ O Q 0 Y U N İSTANBUL USATIYORUM Baykal Kent Ferhan Şensoy Rasım Ozrekın PeışCuma 2VX Cumarteşı 15^18* Harbiye AS 147 63 15 ° ° 15° ° 18° ° 21° ° SINEMANIN TADl BAŞKADIR Çev. ye Yön.: FERHAN ŞENSOY FERHAN ŞENSOY OFRYA BAYKAL RASİM OZTEKİN Pazar 15 18 r DON JUAN ile MAD0NNA ANCA VlSDEI'nin PleS'Salı 2 1 " 3.H^S2SB| Iri , ı l WOODY ALLEN Ankara AKUN MET FILM vebatesi ^ Beyoğlu EMEK 144 84 39 12 M 14 15 1630 18 45 21 OC Kadıköy REKS 336 01 12 0O13 0O15 0 O 1 7 O O 1 9 O 0 2 1 "5 S 0 N TMPARATOR Yön: David LELAND Emily LLOYDTom BELL • 1987 Cannes Film Şenliği • 1988 İstanbul Sinema Günleri Ş i ş l i K E N T 1 4 7 77 6 2 1100131515»173019302130 EN İYİ: Film Yimelmen Gdrunlu Sanat Yönetmeni MonUj Kostüm Muzik Senaryo Ses O* i 12 00 TOlASf p Beyoğlu LALE 149 25 24 l L E 15 15 18 30 21 30 HOUSE OF GAMES (OYUNEVİ)' Ynn Daı ıd MAMBT • 198~ Venedik Film Festivali • 1988 İstanbul Sinema Günleri 5 4 5 Osmanbey GAZI 147 96 65 10.00 13.00 1600 19.0021.45 Kadıköy KADIKÛY 337 74 00 11 0 0 14 15 1 7 3 0 2 1 15 Bakfrköy SİNEMA 74 572 04 44 11 00 14 15 17 30 21 00 Beyoğlu DÜNYA SİNEMASI nda 149 93 61 12 ° ° 1 4 . ' 16 ^ 1 8 21 ^ YALNIZ ÛSMANBEY İNCİ SİNEMASINOA Suadiye ATLANTİK 355 43 70 Beyoğlu SİNEPOP143 70 7? 12 00 1516 so ia 45 ?ı Ples. 1 1 0 0 1 4 1 5 1 7 3 0 2 1 0 0 Sa Çarş.PerşCuma 1 1 0 0 1 4 1 5 1 7 30 CtesıPazar 10 0 0 1 3 00 G O o n z e n ı C T anc ATATÜRK KULTÜR MERKEZİNDE ' İNSANIN R İ T A opefa 1 perde 4 Mayıs 20 00de ison YÜKSELİŞİ OrttŞefı SELMA\ AOA lemsıl) baie 1 pe'de Sahneye Koyan F Josef Breuer Koı ve Salt Kovan SÜMERAY ARIMAN BREMEN OYTUN TURfANOA E WolfFerran MIZIKACILABJ OrkSefı. ELŞADBAGiROVİ SUSANNANIN çocuk muzıha'ı 2 petde A Bcrodin SIRR1 Sad.Kovan AYTAÇ PRENS İCOR MANI/ADt opera 1 perde bale 1 (»fde 7 M a y ı s i 5 0Ode OrltŞefı SELMAN ADA Koreo^ratı MFOKİNE F Letıar Sahneye Koyan ONDER Duzenlen» NBERİOZOV GOKSEVEN Sahneye Koyan OYTUN Ç t N G E N E r A Ş K I 6Mayıs 18 3Coa ıSor opefeî 4 pe de TURFANDA Temsıiı OrkSefı ORHAN OrkŞefı ELŞAD BAGIROV Pl Caykovsk TANRIKULU J SıDelıus Satı r.eve Koyan Ktlfiü GÖLU B E B E K bale 1 perde ERTU£«UL H.GIN bate 4 perde Km.ve Sah. Koyan 5Mayıs ZOOOdelson Kotve Sah. Kovaı OYTUN TURFANDA temsıll PETEP VAN DYK OrkŞefl EIŞAD BAGIROv' j OrluŞefl EROL EB3INÇ 7Mayıs !53Oda/Son Tensıl, Gişc lel. "ÜİS60D 17 haü 254 ZEKİ ALASVA Tel 355 43 70 Ptes dsında hcfgece 21 * da Matme C teshPazar 16 " da Çarsamba Halk gunudur deliler METÎN AKFINAR Suadiye ATLANTIK Sinemaanda p="LEVENT KIRCA TlYATROSU"n Bıletler temsılden ıkı hafta orıce AKM gışelennöe. Erenkoy Beymen Suadıye Vakkofama ve Pangaltı Gençler Ma^azasmüa satışa çıkma KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİNDE Curtıa. 2' ctesM5 Pazaf'5 3 C İSTANBUL B E L E D I Y E S ! M00A TARIK TARCAN FUNDA ERSİN Seansljr I I Tel: 140 45 95 17* \i 21 ifletme; TUNA FİLM HEYKEL Resim >Piano»Org «Oavul • Gitar Yön: Yıldınm Yanılmaz HABERI Holly Hunter William Hurt 5İŞİİSITE M »ı •• » 16 00 BROAIXXST M ; \\s FİLMCİÜK SUNAR 1986 CANNES FİLM ŞENUĞİ ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ FKANNCIS GIROD LE GRAND FRERE DereCoyu Cad. No: 110 ORTAKÖY Tel. 158 69 87 CMEIiIZM öyküsünden. BfYOGlU KUCUK SAHNF ŞEHıR 4 MAYB 12 00 P!LM GOSTEHIM1 !900 OVUN TİYATROLARI OOĞAÇLAMA ÇJUJfMASr ~H£*$CYE rrnçm KÛÇÜK Y^ı 143 64 17 KUDRET'in CEVDET 144 43 27 s. HAFTA 147 69 47 11 30 14 00 16 30 19 00 21 30 Kadıköy SUREYYA .. 336 06 82 18 J5 ?1 30 lviıxcıııl>uru YÖn: MARCARETHE VON TROTTA EN İYİ KADIN OYUNCU ÖDÜLÜ BÜYÜK KARDEŞ "HOŞ GELDİN" VİCTORY ORTAOYUNU Oyuntastıran: Nobetci Tiyatro Yön: Ferhan $ensoyQlesi:l3 SELÇUK smArıS 1200 FİLMGOSTER'MI '910 0YUN ~S€W OAMA 0C6t t mArts 15 00 SOYK 1900 QYU« CeraberliUç IPEK ... 522 25 13 12 X De*ı*fsel Sint AtfFE JAL£" ÜAfiAtlTMA • Solfej •Şan«Armoni çalışmaları sürmektedir. SANAT MERKEZI 4bideı Hurriyel Cad. 220/5 Şisliisl Tel: 148 63 16 •] DEFENCEPLAY Çemberlılaş Şafak 522 2513 Aksaray YILOIZ . 521 11 37 572 18 63 Bakırkoy RENK .... 14JDA OSK.4R ÖDlll" AOAY1 BARBARA SUKOWA/DANIEL OLBRYCHSKI MODA TEL 3370128 X 30 1100.135 . i g x 1 9 2 1 FİTAŞ TELiaSOieesinemalanndi 1 2 o o . 1500 . 1 8 0 0 . 2100 Tıya'ro Sinema Gösten Duyurulonnız için 1469738 '9 0OÛVUN •2 X R L M fiOSTE« s CfMÇ SİNCMAC/LA* tHjP DOĞUf M CTKtNLtKLE* HAR0IVE M EHTUGHUL TlrATHOSUVDA fAPILAC