Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 MAYIS 1988 * HABERLERÎN DEVAMI CUMHURlYET/lt Bayramlık Bir Kavram: Hoşgörü... (Baştarafı 1. Sayfada) larının yerinde olacağını savunmuşuz. Bugün de aynı kanıdayız. Özellikle "fikirter"inden, "siyasal düşünceler"mden ötürü demir parmaklıklar arkasında yıllardır yatanlann, bazı yasal düzenlemelerle özgürlüklerine kavuşmaları, hem gecmişin yaralarının sarılmasında, hem de bayramlarımızm öngördüğü toplumsal barışın kurulmasında yararlı olacaktır. • Dini bayramlarımızda çokça sözü edilen bir başka güzel kavram da "hoşgörü"dür. Ama hoşgörü, hiç şüphesiz öyle bayramdan bayrama anımsanacak yüzeysel bir kavram değildir. İnsan ilişkilerinde hoşgörünün geçerli olabilmesi kolay değildir, tarih içinde de kolay olmamıştır. Ortaçağ karanlığının aydınlığa dönüşmesi, aklın dogmaların tutsaklığından kurtularak özgürieşmesi, medrese kafasına karşı bilimin üstün gelebilmesi ile hoşgörü arasındaki ince ilintiyi gözden kaçırmak olanaksızdır. Uygartığın bugünkü aşamaya ulaşabilmesinde, geniş hoşgörü ortamında yapılan yaratıcı ve bilimsel çalışmalar motor rolü oynamıştır. • Bugün içinde yaşadığımız topluma bakalım: Acaba gerçek anlamda hoşgörünün bu toplumda yaygın biçimde yer ettiğini söyteyebilir miyiz? İnsan ilişkilerinde hoşgörü tam anlamıyla geçerli kılınabilmiş midir? Ne yazık ki hayır. Gelir dağılımıntn bu denli bozuk, işsizliğin bu denli yaygın, geçim sıkıntısının bu denli büyük olduğu bir toplumda, insanlar öfkeleri burnunda, sinir yumağı gibi dolaşıriarken, onlardan hoşgörülü oimaları ne ölçüde beklenebilir? si çerçevesinde bir felsefe tarihi ya da dın sosyotojisi, din felsefesi öğretim üyesi arantyor. Bu da Ortaçağa dönüş demek. Çünkü Ortaçağda Avrupa'da felsefe, ilahiyatın denetimindeydi. İlahiyatın uygun gördüğü konulara (Baştarafı I. Sayfada) iftira ve suchunaya ugramaktan duyeğilebilir, yine ilahiyatın uygun görduğü sonuçlara "713 şııbat tarihli haftahk 2000'e dugu derin elem ve acı içerisinde ilvarabilirdi. Benim gördüğüm, bugün Turkiye'de de Doğru' Dergisi ile 8 Şııbat 1988 takin Sayın Cumhurbaşkanı'na başdunım bu. Bu ise 12 Eylül'den sonraki gidişe çok rihli Sabah Gazetesi'nde ilk kez yavonnayı uygun görmüş ve kendileuygun. Çünkü okullara zonınlu din dersi koyuyor, yımlandıktan sonra ynrtiçi ve yurtrine 26.1.1988 tarihli bir meklup ahlak dersini de din hocasına okutuyor. yani ahla dışındaki pekçok gazete ve dergide ~ göndermiştir ve bu mektupla. rapoto dine daytyor. Ahlakı dine dayarnak demek, özbaberyonım ve röportaj konusu yarun kendisine ait bölümünde >er alan gür vicdan istememek demek. özgür vicdan bilin pılan, bu surelle lüm içeriği kamuove istihbari olduğu belirtilen bilgilecinin oluşmasına karşı olmak demek. Böyle bir an yunca bilinir hale gelen 10 kasım tarin gün ışıgına çıkartılması, irtibatlaytsınfefsefeyiilahiyat faküttBlecine bağlaması çok rihli Banker Bako o(ayı polis içindeki ta bulunduğu iddia edilen yeraltı doğal" çekişme ve yeralüpoliskamu görevdünyasının diger unsuriannın da sapUleri ilişkileri başlıkb MİT raporuntanması, incelcnmesi, ispal edilmesi * da, müvekküimiz eski Genelkurmay veya ortadan kaldınlması amacıyla "Dediğim dedikçi" kafalardan kurtulmak, Başkanlanndan emekli Orgeneral 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlı"kendi doğrulan"n\ da tartışabilecek insanNecdet Üruğ'nn dogrudan kisili|ini ğı'ndan itibaren tum görev yerlerinlar yetiştirmek, bir yerde, demokrasinin altilgilendiren ve kendisinin manevi deki icraaümn Devlet Deneüeme Kuyapısını kurmakla eşanlam taşır. Insanların varlıgına ve sahip bnlunduğu onur, rul u veya bir kuvvel komutanın başbirbirlerine tahammül edebilir hale gelmeleşeref ve toplum içindeki saygınlığı gikanlıgında oluşturulacak bir kurul rinin, ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültübi üstün maneri değerierine ağır bir eliyle en yaygın şekilde soruştunna İnsanlar hâlâ inançlanndan, düşüncelerinsaldın teşkil eden lamamen haksız, ve denetleme konusu yaptınlmasını rel koşullan vardır. Bu koşullann oluşturulmaden dolayı demir parmaklık arkasına atılabiasılsız ve son derece çirkin iftira ve Sayın Cumburbaşkanı'ndan talep ve sını gözardı edersek, hoşgörü bayramlık bir liyorsa; kitaplar hakkında imha kararları vesuçlamalann yer alması sebebiyie or istirham etmiştir. kavram olmaktan daha yıllarca kurtulamaz rilebiliyorsa; müstehcenlik adına yaratıcılığa taya çıkan çok ağır manevi zarann Olayı bu mektupla öğrenen Sayın Turkiye'de. zincir vurulabiliyorsa; hapishanelerde hâlâ bir ölçüde hafıflelilmesini leminen Cumhurbaşkanı bir yandan müvek200 milyon lira manevi tazminatın kili telefonla arayarak duyduğu davah Başbakanlık'tan alınarak kenüzüntüyiı belirtmiş ve kendisini tedisine ödenmesini a>nkatlık ücreti ve selli etmiş, diğer yandan gerekli soyargılama giderierinin de davalıya ruşturmanın yapılması için roektubu yükletilmesi isteginden ibarettir." (Baştarafı 1. Sayfada) Sayın Başbakana göndermiştir." Sözcüsü Yannis Rubattis, Türk ve Dilekçenin bu bölümünde, MİT Başbakanlık'a, tazminat istemiyAmerikan savaş uçaklarının Ege'raporunun basın aracılığıyla kamule 14 mart tarihinde başvurulduğude NATO "Oragon Hammer oyuna yansıdığı, uzun süre gündemnu, başvuruya yanıt vermemek suTatbikab" sırasında defalaıca Yude tutulduğu anlatılarak, MİT raporetiyle başvurunun reddedildiği bilnanistan hava sahasını ıhlal ettiğirunun ilk yayımlandığı tarihten bu dirilen dilekçede, olaylar anlatıldı. ni öne sürdü. yana üç ay gecmiş olmasına rağmen, Müvekkilleri Üruğ'un 1941 yümda konunun güncelliğini koruduğu kayKara Harp Okulu'nu, 1942 yüında Rubattis, "Yunan hava sabası Avrupa Parlamentosu, perşembe günkü dedilerek, "Son derece namuslu, cidTopçu Okulu'nu ve 1950 yılında 10 mildir ihlallerde şüphesiz Türkidi ve erdemli bir kişi olduğu herkesHarp Akademisi'ni bitirdiği kaydeoturumunda "Kıbrıs'taki Türk işgaline son ye ile Yunanistan arasındaki ilişce tereddütsüz kabul edilen, üstelik dilen dilekçede, 13.8.1942 tarihinde kilerin havasına fazlasıyla zarar verilmesini" isteyen raporu oylayarak büyük Genelkurmay Başkanlığı gibi en yıitakım komutanı olarak başladığı vennektedir" dedi. Sözcü, şöyle ihtimalle kabul edecek. ce bir görevden emekliye ayrılmış Türk Silahh Kuvvetleri'ndeki göredevam etti: olan müvekkil hakkında böyle bir ravini her kademede üstün bir başan çekleşmediği takdirde de AnkaraSTRASBOURG (Cumhnriyet) "Ege'de eğer, iki iilke arasında ^ porun nasıl düzenlenebildiği, rapoile sürdurüp 1966 yılında tuğgeneral Dün Strasbourg'da mayıs ayı Avrupa Topluluğu ilişkilerinin ki sürtüşmelerin ve gerginliğin karun kim veya kimier tarafından kaliğe, 1%9 yılında tümgeneralliğe ve otururauna başlayan Avnıpa Parnormalleşemeyeceğini vurgulayan rarlı bir şekilde yatıştınlması isteleme alındığı, daba da onemlisi ra1977 yılında da orgeneralliğe yüksellamentosu'nda, Türkiye ile ilgili raporun onaylanması bekleniyor. niyorsa, Yunan hava sahasının ihporu dışanya kimlerin sızdırdığı kotildigi vurgulandı. Yüksek Askeri Şusorunlar ana gündem maddelerinYine aynı gün yapüacak oturumlallerine son verilmelidir." nulannın Dasında" tartışıldığı bilra üyeliği, 1. Ordu Komutanuğı, Kaden birini oluşturuyor. Bu bağda, Türk dış politikası için yeni bir dirildi. ra Kuvvetleri Komutan YardımcılıSözcü bir soruya yanıt verirken lamda, AT danışma organının olumsuzluk faktörü oluşturan bu ğı ve Kara Kuvvetleri Komutanuğı Hükümetin, ilk incelemeler sonu"thlal olaylannda Yunan hiikü perşembe günü yapacağı oturumraporun yanı sıra, Turkiye'de degörevlerinde bulunduğu beürtilen dicu raporun asılsız olduğunun anlametinin proleslolarla ilgili siyase da, Kıbrıs'taki "Tttrk işgaline" mokrasi ve insan hakları sorunulekçede, "6.12.1983 tarihinde pek şıldığina ilişkin bir açıklama yaptığı ti geçerlidir" dedi. son verilmesini isteyen ve bu gerender askere nasip olan Genelkurnun da gündeme geleceği sanılıyor. kaydedilen dilekçede, hükümetin may Başkanlığı görevine getirilmiş ve Sosyalist grup tarafından hazırlaaçıklamasında, MİT tarafından böybu yıice görevde dört yıllık yasal sü le bir raporun hazırlanmadıgı, hayali nan ve zaman kaidığı takdirde oyresini doldurması üzerine bir rapora istinaden devlete hizmet lamaya sunulacak olan yeni bir 2.7.1987'de emekli olmuşlur" etmiş değerli kişilerin, devlet kunı"acil karar tasansında", TKP ve denıldi. luşlanmn yıpratılmasının üzüntü ile TlP liderlerinin hâlâ tutuklu olmakarşılandığı yolundaki açıklamasına sı; Sosyalist Parti hakkında soruşÜruğ'un altın şeref madalyası ve TSK Üstün Hizmet Madalyası sahi değinildi. Dilekçede, Cumhurbaşkaturma açılması ve 1 Mayıs eylem(Baştarafı 1. Sayfada) nı Evren'in MİT raporunun kimler bi olduğu kaydedilen dilekçede, 1. lerine izin verilmemesi kmanarak, tarafından ve hangi amaçla hazırlanÜruğ'un kamuoyuna yaptığı bu açık çağn, MİT raporuna karşı Ordu Komutarüığı yaptığj dönemde AT Bakanlar Konseyi'nin bu kodıgının bir an önce açıklığa kavuştuIstanbul ve çevre illeri sıkıyönetim bir meydan okumadır. Demokrasilerde kamu görevlilerince tanular hakkında Ankara nezdinde rulması konusunda yetkililere direkkomutanlığı görevini, Kara Kuvvetkınılması gereken tavır da budur. girişim yapması isteniyor. tif verdiğinin açıklandığı bildirildi. leri Komutan Yardımcüıgı döneminUmanz, öteki kamu görevlileri Üruğ'un bu açıktavnndan örPerşembe günü Strasbourg'da Dilekçede, Cumhurbaşkanı Kenan de de Milli Güvenlik Konseyi ve Devnek alırlar. Bakanlar, generaller, genel müdürler ve müsteşarKıbns hakkında gerçekleşecek oylet Başkanlığı Genel Sekreterliği gö Evren'in ve Başbakan Turgut Özal'lar... ın konuya ilişkin açıklamalarına da lamanın şimdi daha da önem karevini yürüttüğü ifade edildi. Başbakan Özal'ın Sayın Üruğ'a, "MİT raporu konusunda" yer verilerek, MİT raporuna ilişkin zanması, 25 nisanda LüksemÜruğ'un emekliye aynldıktan sonbasında yayımlanan haberlere değiüzüntülerini bir yazıyla bildirmesi, eski Genelkurmay Başkaburg'da dışişleri bakanları düzera lstanbul'a yerleştiği, hiçbir resmi nildi. "Tatmin edki bir sonucun çıknı'nın haklılığının Başbakanca da onaylandığı anlamına geleyinde toplanması gereken Türkive özel görev almadığı, "ber türlü maması üzerine, hukuki yönden habilir mi? ye AT Ortaklık Konseyi'nin politik olayın dışında tam bir emekrekete geçme zamanımn geldigine, Tabii gelebilir Sayın Başbakan belki de "üzüntüterinr bildi"Kıbns diiğümiinden" dolayı gerli yaşamı sördürdüğü" bildirilerek, ugradıgı bu ağır ve çirkiG saldın neçekleşememiş olmasından kaynakren bu yazıyla Üruğ'u yumuşatmayı ve dava açmasını engel22 Ocak 1988 günü evirün posta kudeniyle hem aklanmasını sağlamak lanıyor. lemeyi amaçlamıştır. tusunda adi posta ile gönderilmiş bübem de kişisel haklannı alabilmek yükçe bir zarf bulduğu kaydedildi. Sayın Başbakan bu mektubunda yalnızca üzüntülerini biliçin yasal yollara başvunnaktan baş"Üruğ'un zarfı açüğında 10 Kasım dirmekle yetinmiyor. Ayrıca MİT görevlileri hakkında soruşturka çare kalmadıgına Ünığ'un kana1987 tarihi taşıyan" çok gizli damat getirdiği" ifade edilerek, bu amaçmaları yürüten müfettişlerin önerileri doğrultusunda raporda galı Banker Bako olayı, polis içinde(Baştarafı 1. Sayfada) la Başbakanlık'a ilk başvurunun 29 yer alan konularda ayrıntıiı incelemeler yapıldığını da belirtiki çekişme ve yeraltı polis kamu göğı görüşünü taşıyan Washington, Şubat 1988 tarihinde yapıldığı bildiyor. revlileri ilişkileri başlıklı 23 sayfalık rilen dilekçede, ilk başvurunun içebundan böyle diğer müttefıklerin, Sanınm önemli olan da budur. bir dokümanla karşüaştığı belirtilen riği şöyle açıklandı: bölge dışı alanlar da dahil olmak Müfettişler, MİT raporunda yer alan olay ve savtar ile ilgili dilekçede, "Ünığ'un deneyimlerine üzere daha çok yükümlülük almakonuların da araştırılmasını önermişlerdir. Müfettişleri kutluyodayanarak bunun bir MİT raporu ol"Müvekkil bu dilekçesinde sabsısını talep ediyor ve bunu ilk kez dugunu tespit ettigi" bildirildi. na yöneltilen çok ağır ithamlar karruz. Yapılması gereken buydu. Ancak bu yolla gerçekler anlaçok ciddi bir şekilde NATO günşısında Genelkurmay Başkanlığı gişılır; kim kimi, niçin suçluyor ya da karalıyor, bütün bunlar anRaporu inceleyen Üruğ'un, 10. ve demine getiriyor. bi en yüce askeri makamda dört yıl cak ayrıntıiı ve kapsamh araştırma ve incelemelerle ortaya çı11. sayf alannda dogrudan kendisiyle Belçika başkentindeki güvenilir süre ile onur ve şerefle devlet hizmeti ilgili ve özellikle tstanbul 1. Ordu ve kabilir Müfettişler gerekeni önermişlerdir. diplomatik kaynaklardan edinüen vermiş bir kişi olarak, uzun sürede Sıkıyönetim Komutanlığı görevine Bu raporda Uruğ dışında daha birçok kamu görevlisinin adtamamlanacağı anlaşılan islemlerin bilgilere göre, "yükümliilüklerin ilişkin son derece ağır (vahim) iddia lan da geçmektedir. Bu kamu görevlileri bugün çok duyarlı gösonucunu beklemereceğini belirtmiş paylaşınu" (burden sharing) adı ve suçlamaların yer aldığım hayretrevterde bulunuyorlar. Bunlardan neden hiçbiri kalkıp Üruğ gibi ve özellikle yeraltı dünyası ile bağaltında ortaya çıkan sorun, 3 male {."irerek dehşete düştüğü bildirilkamuoyuna "Hakkımda kim ne biliyorsa açıklasın" diyemiyor? lantı içinde olduğu hususundaki çok yıs günü Brüksel'de daimi temsildi. Dilekçede, MİT raporunda ağır ve insafsız suçlamanın kamuoYa da tıpkı Üruğ gibi yasal yollara başvurmuyor? Üruğ'a ilişkin bölümler şöyle ciler düzeyinde yapılan olağanüsyn önünde açıklığa kavuşturulmasıRaporda adı geçen herkes yasal yollara başvurmalıdır. İşte açıklandı: tü bir NATO konseyinde gündenı ve suçlolann ortaya çıkanlmasını o zaman rejim, gerçekten "açık rejim" olur. İşte o zaman "sivil me geldi. Bu toplantıya özel ola" İstanbul 1. Ordu ve Sıkıyöneteminen. raporu düzenleyen kişi vedemokrasi" işler. tim Komutanlığı yaptığı dönemde tsrak katılan ABD Savunma Bakan ya kişiler hakkında ceza kovuşturmaEvet, bu raporda yer alan konularda, kim ne biliyorsa açıktanbul Emniyet Müdürii Şükrii BalYardımcısı William Howard Taft, sı yapılabilmesi için 2937 sayılı kaa, MtT İstanbul Bölge Başkanı Nuri lasın. Amerikan Kongresi'ndeki son genunun 26. maddesine göre gerekli izGnndeş, Sıkıyönetim komutanlığı Ülruğ ilk asamada "hizmet kusuru"na dayalı tam yargı davalişmelerden yola çıkarak Avrupanin verilmesini ve aynca TCK'nın Adli Miişaviri Hâkim Albay Fahretsı açtı. Hemalde bundan sonra bu MİT raporunu hazırlayanlı müttefıklerin savunma yüküm480 ve 481. maddelerine göre şahsen tin Aksoy, Sıkıyönetim Mahkemesi dava açabilmesi için raporu hazırlalUlüklerini daha fazla paylaşması larla ilgili ceza davalan da açacak. Bu ikinci aşama olacak. Başkanı Albay Şevket Kayıran, Beyan MİT Daire Başkam'nın isminin gerektiğini ima etti. Taft, AvruÜruğ'un ceza davalan açabilmesi için bu raporu hazırlayanşiktaş AskeHik Şubesi Baskaru Albay resmen bildirilmesini, hildirilmediği pa'nın askeri giderlere daha çok lar hakkında kamu davasının açılması gerekiyor. MİT raporuFuat Dinçer ve Fahrettin Aslan isimli takdirde raporu hazırlayan kişi olakatkıda bulunmasını, bölge dışı nu hazırlayan Mehmet Eymür olduğuna göre, Eymür hakkınkişiler aracılığıyla, yeraltı dünyası 'de rak belirlenen veya tahmin edilen alanlardaki savunma yükümlülükda dava açılırsa, işte o zaman Üruğ da Mehmet Eymür hakbazı bağlantılar kurduğu, MİT Kaçakçüık Daire Başkanı Mehlerine katılmasını ve mevcut kaykında "şahsi ceza davası" açacak. Eymür hakkında kamu da Bağlantı kurduğu bu kişiler met Eymür hakkında ceza davası nakların daha rasyonel bir şekilvası açılmazsa, o zaman Üruğ'un ceza davası açması güçarasında, 'Topal Yaşar' takma adı açacağını beUrtmişür. Müvekkilin bu de kullanılmasıru istedi. leşecek. ile tanınan silah ve uyuşturucu madbaşvurusuna bugüne kadar herhande kaçakçısı Yaşar Yamak'ın da bugi bir cevap verflmemiştir. RapordaRaporu hazırlayan Mehmet Eymür, ceza mahkemesi önüne Pentagon raporu lunduğu, ki ağır iftira ve suçlamalar nedeniyçıkarılacak mı? MİT buna izin verecek mi? Şimdilik can alıcı le kişilik haklan yonunden açık bir Şiikrü Balcı ile ilgili yolsuzluk NATO'da önemli kaygılar yarasorun budur. saldınya uğranuş olan müvekkil, bu soruşturmalanmn kapatılmasını sağtan bu ABD girişiminden sonra itEymür, 12 Mart ve 12 Eylül operasyonlarında bulunmuş bir saldınmn bir kamu hizmetinin (MİT) ladığı, tifak temsilcileri, genel sekreterliMİT göreviisidir. Kendisinin harcandığı kanısına kapılan Eymür, yüriitülmesi sırasında ortaya çıkmış Kendisinin kadınlara düşkün ğe bağlı özel bir komitenin "yiiMİT sorgulan ve öteki bildiği konularda açıklamalar yapar mı? olması sebebiyle hizmeti yürüten idaolduğu ve 1981 yılında İstanbul Shekümlülük paylaşunına" ilişkin Gerçi Eymür'ün davası büyük bir olasılıkla gizli olarak sürn aleyhine, idare hukuku esaslanna raton Oteli'ndeki özel odasına Faholarak bir rapor hazırlamasını kadürülür. Ama yine de Eymür'ün yapacağı açıklamalar basına ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usurettin Aslan tarafından Emel Sayın rarlaştırdılar. Güvenilir kaynaksızar. lü Kanunu hükumlerine göre, ilk isimli sanatçımn getirilmiş olduğu." lardan edinilen bilgilere göre bu aşamada bir manevi lazminat davaMİT bunu göze alabilir mi? Mehmet Eymür'ün görevi gereği MİT raporundaki bu iddialardan rapor ve "yükümliilüklerin paylası açılmasına karar vermiş. bu amaç"daha doğrusu iftindardan" ve suçbildiği konular çok ilginç olabilir. MİT ve Başbakanlık, Eymürşınu" sorunu, hem 2627 mayıs tala tarafımızdan 14 Mart 1988 tarihinlamalardan Üruğ'u en çok tahrip ün köşeye sıkıştırılmasından endişe edebilir. rihlerinde Brüksel'de yapılacak de Başbakanlık'a idari başvuru yaeden ve yeise kapılmasına neden olaHer neyse, MİT hepimiz için bir kapalı kutudur. Demokratik NATO Savunma Bakanları Toppılmışür." nın İstanbul 1. Ordu ve Sıkıyönetim ülkelerde bu kapalt kutunun böyle davalar nedeniyle de olsalantısı'nın, hem de 910 haziranKomutanlığı yaptığı dönemde yeraltı biraz açılmasında yarar vardır. da Madrid'de gerçekleşecek ittifak Başbakanlık'a yapılan ikinci başdünyası ile bağlantılar kurduğu ve Çünkü unutulmasın ki Turkiye'de yüzlerce, binlerce insan bu dışişleri bakanları konseyinin ana vuruya da yanıt alınamadığı kaydekirli işler çevirdiği belirtilen bazı kiraporlar nedeniyle temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bıgündem maddesini oluşturacak. dilen dilekçede, Başbakan Özal'ın şilerle yakın ilişki içerisinde bulunrakılıyor. MİT görevlileri birer gizli yargıç gibi kararlar verip bu MİT'e ilişkin müfettiş raporu hakduğu yolundaki bötüm olduğu kayÖte yandan, gözlemcilere göre kındaki sözlerine yer verildi. Özal'kararlarını "sorgusuz suaisiz" uygulatıyorlar. Pasaport yasakdedildi. Dava dilekçesinde şöyle yeni Amerikan yaklaşımı ve bunun ın müfettiş raporunun içeriğine ilişdenildi: ları MİT raporlarına göre alınıyor. Kamu görevleri, birtakım yurtNATO içindeki uzantısı, orta vakin olarak bir açıklamayı henüz yaptaşjara bu MİT raporları nedeniyle kapatılıyor. "İstanbul'da Sıkıyönetim Komutadede ister istemez Türkiye'yi de etmadığı anımsatılan dilekçede, Özal'nı olarak görev yaplığı 3.5 yıl içeriÜruğ, yapılması gerekeni yapmış, kamuoyunu açtklamaya çakileyecek. Gözlemciler, Washingın açıklaması beklenmeden davanın sinde raporda yazılı olanın tam terğırmıştır. Şimdi söz adaletindir. ton'un Ankara'dan savunma haraçılmasında hukuki yönden bir sasine, yeraltı dünyasına mensup veya Adaletindir, ama İdari Yargılama Usulü Yasası, milli güvenlicamaları için yeni bir katkı talep kıncanın görülmediği ifade edildi. mafya mensubu olarak bilinen kişiği ilgilendiren konularda sunulan belge ve bilgilerin davacı taetmeyeceği görüşünde birleşmelelere karşı amansız bir mücadeleye girafından incelenemeyeceğini öngörüyor. O zaman adalet önünHukuki nedenler rine rağmen, Türkiye'nin özellikrişen ve bunlardan o güne kadar de tartışılacak konu ne oluyor? 12 Eylül hukukunun getirdiği le "bölge dışı alanlar" konusunkimsenin başa çıkamadığı pek çoğuDilekçenin hukuki nedenler bölüantidemokratik hükümlerden biridir bu. Evet, gizlilik varsa, mahda önem kazanacağına işaret edinu yakalatıp yargı organlanna tesmünde, usul hakkında açıklama yakeme önünde tartışılacak konu nedir? yorlar. lim eden müvekkil, şimdi böyle bir pıldı. 2937 sayılı Devlet İstihbarat siyasal mahkum varsa; gerçek anlamda hoşgörüden, demokrasi temeline dayalı bir hoşgörüden söz edilebilir mi? Haber Merkeri Eski GenelKafaları tartışmaya kapalı tutan, sorgulakurmay Başkanı emekli Orgeneral mayı degil ezberlemeyi, zoraki kabullenmeNecdet Üruğ, Başbakan Turgut Özal'ın kendisine gönderdiği mekyi temel alan, tartışa tartışa doğrulara yöneltubun yasada tanımlanan yanıt nimeyi adeta yasaklayan egrtim düzeniyle, hoşteliğinde görülmediği için dava açgörü sahibi kafaların yetiştirilmesi hiç olası tığını belirtti ve "Kim ne biliyorsa mıdır? açıklasın" dedi. Necdet Üruğ, Lise ve üniversitelerde felsefe derslerini Cumhuriyet'te dün yayımlanan, gitgide yok ederek hoşgörüye varılabilir mi? özal'ın kendisine "nzüntülerini" Değerli bilim adamı Macit Gökberk, dünkü bildiren mektup gönderdiği şeklinCumhuriyet'te yayımlanan mülakatmda çok deki haberi de doğruladı. Özal'ın haklı olarak şöyle yakınıyordu: mektubunun "olumlu ya da olum"Dikkat ederseniz, birçok yeni ünrversite kurul suz bir cevap niteliği taşımadığım" du. Yanılmıyorsam, sayıa 26't bıridu. Eskiden ku kaydeden Üruğ, "Bundan sonrası rulmuş diye onunu dışta bırakırsak, bu yeni üniveryargı önünde konuşulacak ve adasitelerin hiçbirinde felsefe bölümü yok. işin içinde let aranacaktır" diye konuştu. Başdeğîlim, arkadaşlardan işitiyorurn, bir de gazeteter bakan Turgut Özal ise, Üruğ'a göndeki ilanlardan izliyorum. Bu ilanlann hiçbirinde derdiği mektup konusunda, "Dogdoğmdan doğruya felsefe öğretim uyesı istendiğini görmedim. BCıtun ilanlarda hep ilahiyat fakulte rudur, ama sormayın. Başka bir 'Kim ne bîlîyorsa açıklasırf şey söylemem" yanıtını verdi. Emekli Orgeneral Necdet Üruğ, Başbakanlık aleyhine dava açmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: "Kamuoyunda MİT raporu olarak bilinen olay dolayısıyla Başbakanlık aleyhine da^ı açmak maksadıyla 10 Mart 1988 tarihinde avukatlanm Sayın Zeki Güngör, Yüksel Esin v« Fual Kocer tarafından Başbakanlığa sunulan başvurunun 60 gunlük cevap süresi 13 Mayıs 1988 günü saal 17.00'de mesai bitiminde dolmuştur. Bu saate kadar ne bana ne de avukatlanma berhangi bir tebligatta bulunulmamıştır. Ancak aynı gün, 12 Mayıs 1988 günü roesai saatinin bitiminden sonra saat 2230'da bîr memur eliyle Sayın Başbakan tarafından imzalanmış resmi bir yazı gönderilmiştir. Araya tumartesi ve pazar günlerinin girmesi ile bu yazı, tarafımdan avukatlanma ulaştınlma imkânı bulunamamışbr. Esasen, Sayın Başbakanlığın bu vazılan kanunun aradığı şekilde olumlu ya da olumsuz bir cevap niteliği taşımaması, dolayısıyla ve briylece 16 mayıs tarihine göre hazırlanmış bulunan dava dilekçesinde de bir değişikJik yapılmasını gerektirmeyeceği kanısıyla daha fazla gecikmeye mahal vermemek maksadıyia avukatlanm Sayın Zeki Güngör ve Yüksel Esin tarafından bugün Danıştay'a dava açılmıştır. Başbakanlıktan gelen bu yazı, ek dilekçeyle ayrıca Danıştay'a sunulacaktır." Yazarımız Uğur Mumcu ile konuşan Üruğ, "Gerçegin ne ise ortaya çıkması bakımından kendilerine 3J5 yıl sıkıyönetim komutanı olarak hizmet verdiğim Istanbullulardan, yeraltı dünyasıyla irtibaüm hakkında kim ne biliyorsa yargı mercilerine iletmeleri tek dileğimdir" dedi. Üruğ, daha sonra şunlan söyledi: "Meşhur MİT raporu olarak anılan vesikada şahsıma yönelik karalamalardan de>1etimin ve milletimin huzurunda aklanabilmem için son ve tek imkân olarak adalet yolnna, yargı yoluna başvurmus bulunmaktayım. Bundan sonrası yargı önünde konuşulacak ve adalet aranacaktır." Necdet Üruğ, Başbakanlıkça kendisine gönderilen mektubun içeriği konusunda şu bilgileri verdi: "Çok nazik ifadeleri içeren yazısında Sayın Başbakan, şahsımı hedef almış ifade ve yayınlardan büyük üzüntü duydukl»nm, müfettişlerce hazırlanmış bulunan raponın halen değerlendirme safhasında bulunduğunu, müfettişlerin, iddialann araşnnlması teklifini detaylı bir şekilde ele almak üzere talimat vermiş bulunduklannı, tahkikat sonucunda aynca tarafıma bilgi vereceğini ifade etmekiedirler.;; Üruğ, MİT görevlileri hakkında ceza davası açıp açmayacağı konusundaki sorumuzu, "O, ileri bir safhada ele alınacak. Şimdi bu dava açılıyor" dedi. 200 milyonluk dava Yımanistan Ankara'ya AT'de Kıbrıs kıskacı STRASBOURÇJ Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Yasası'nın 3. maddesine göre, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın müsteşar tarafından yönetileceği, MİT Müsteşarlıgı'nın başbakana bağlı olduğu bildirilen dilekçede, aynı yasanın 7. maddesi uyannca da MİT Müsteşan'nın MİT'e ait görevlerinin yerine getirilmesi yönünde başbakana karşı sorumlu bulunduğunu ve başbakanın dışında herhangi bir kişi veya makama karşı sorumlu tutulamayacağı ifade edildi. Bu yasa uyarınca, "MİT hizmetlerine ilişkin işlem ve eylemler sebebiyle muhatap alınması gereken tek idari otoritenin başbakan olacağımn anlaşıldığı, buna göre, bgşbakanın MİT Müsteşarlıgı'nın tasamıflan yonunden tek merci durumunda" olduğu bildirildi. Ancak hukuk açısından başbakanın şahsı yerine onun başında bulunduğu Raşbakanlık makamının muhatap alınması gerektiği kaydedilen dilekçede, "Davamız hakh görülür, tazminat hukmedilirse aynı kural uyannca hükmedilen miktann başbakanı.i şahsından değil, Başbakanlık'tan. yani Hazine'den karşUanması gerekecektir" denildi. Dilekçede şu görüşlere yer verildi: "Arz ettiğimiz bu teknik zorunluluk nedeniyle, iş bu davaya esas olan 14 Mart 1988 (arihli başvunımuzu Sayın Başbakamn şahsına değil, Başbakanlık makamına yöneltmiş bulunuyoruz. Ancak, 2937 sayılı yasanın yukanda açıklanan hükumlerine göre, bu başvurumuzun Pasbakanlık içindeki mercii bizzat Sayın Başbakandır. Yani başvurumuzun bizzat Sayın Başbakan tarafından inceienip bir karara baglanması gerekmektedir. Nitekim cevap kendilerinden bekknmiş, ancak bugüne kadar gelmemiştir." Başbakanlık'a yapılan başvuruya 60 gün içerisinde yanıt gelmediği için başvurunun reddedildiği anlamına geldiği kaydedilen başvuru dilekçesinde, "Davamız, Sayın Başbakan tarafından tesis edilen zımni red kara n üzerine açılmış bir tam yargı davası oldugundan, davada Danıştay'ın görevli olduğu düşüncesiyle yüce mahkemenize başvurmuş bulunuyoruz" denildi. UGUR MUMCU GOZLEM Tazminat ödenmesini gerektiren nedenler MİT'in görevlerinin neler olduğu anlatılan dilekçenin bu bölümünde, yiirütülmesi güçlük taşıyan, bu hizmetlerin kuruluş ve işleyişinden doğan zararlarından dolayı idarenin (MİT'e izafeten Başbakanlık'ın) sorumlu tutulabilmesi için ortada hizmet kusuru olarak nitelenebilecek bir halin bulunması ve kusur derecesinin de belli bir ağırlıkta olması gerektiğine dikkat çekilerek, şöyle denildi: Olay bölümünde de arz edildiği üzere, müvekkil hakkında düzenlenen belge ister MİT raporu, ister ön rapor, ister bir etüt ya da^salt bir doküman olarak nitelendirilsin, bunun MİT görevlisi (veya görevlileri) tarafından hazırlanmış ve milli istihbarat hizmetine ilişkin bir üriin olduğu açıktır. Esasen hiçbir yetkili bugüne kadar bunun aksini söylememiştir ve üstelik raporun bir MİT Daire Başkanı tarafından kaleme alınmış olduğu ve MİT'teki bazı dokümanlardan ve arşiv bilgilerinden yararlanılarak bu MİT görevlisi tarafından düzenlenmiş bulunduğu sayın Başbakanlığın 24 şubat tarihli açıklamasında resmen belirtilmiştir ve bu açıklama "MtT müfettişlerince yüriitülen araşürma ve sonışlurmanın sonucuna göre yapılmıştır. Bir arastırma önergesi dolayısıyla 8 Mart 1988 günü TBMM'de yapılan görüşmeler sırasında hükümet adına konuşan Devlet Bakanı Sayın Mehmet Y'azar tarafından da bunun "MİT'in bünyesinde yapılmış bir önçalışma olduğu" belirtilmiştir. Kısacası, ortada (yetkililer ne ad kullanırsa kullansın) bir MİT raporu vardır ve müvekkilin ugradıgı ağır manevi zarar öncelikle bu raporun düzenlenmesinden kaynaklanmış bulunmaktadır. Bu noktada şu hususu açıklama gereğini duymaktayız. MİT'in her türlü çalışmalan ve bu meyanda düzenlediği rapor ve sair belgeler gizli oldugundan; bu gizliliğe uyulduğu (ki bizim olayımıza kadar genellikle uyulduğu görülmüştür) ve düzenlenen bir rapor MİT'in kendi bünyesinde kaidığı veya yine gizlilik kaydına uyularak 2937 sayılı kanunda yazılı yerlere göndermekle yetinildiği takdirde; salt raporun düzenlenmiş olması herhangi bir sorumluluk doğurmaz. Dışarıya sızdırılmayan, yansıtılmayan bir raporda ne kadar haksız, dayanaksız ve ağır iddiala; yer abrsa alsın bu iddialarla ilgili kişi veya kişiler yönünden herhangi bir zarar meydana gelmez. Raporun varlığı ve içeriğinden ne ilgilisinin ne de başkalanmn haberi olacağından, MİT'in böyle bir iç işleminden dolayı bir zarann doğması söz konusu olamaz. Ne zaman ki, pek ender olarak rastlansa ki, bir rapor dışanya yansır ve ilgililerin hukukunu elkileyen bir nilelik kazanırsa, o takdirde idare böyle bir raporun düzenlenmiş olmasından dolayı sorumlu hale gelir. Çünkü bu halde (raporun düzenlenmesi isler bir işlem isler bir eylem olarak nitelendirilsin), idare hukuki bir tasarrufta bulunmuş sayılır. NATO'ya Şu hususu da ifade edelim ki; hizmet kusunı teşkil eden bir olayda, zararu sonucun doğmasına kusunıyla yol açan kamu görevlilennin kimler olduğunun bilinmesi, durumu değiştirmez ve idareyi sorumluluktan kurtarmaz. Bu itibarla, davamızın devamı sırasında. olayda kusuru bulunan MİT görevlisi veya görevuieri resmen açık"Aşikâr olanın delile ihtiyacı lanmış olsa dahi. yukandaki iddiayoktur" kuralj kuşkusuz idari hukuk lanmız ve dayandığımız hukuki sealamnda da geçerlidir. Rapordaki suçlamaların ilişkin olduğu dönem bep yönünden bir değişiklik meydana gelmeyecektir. den sonra müvekkile tevcih edilmiş Buraya kadarki maruzatımız, daolan ve devletin varlığı ve güvenliği ile birinci derecede ilgili bulunan bu va konusu MİT raporu sebebiyle, yüce görevler, suçlamalann ne derece milli istihbarat hizmetinin müvekkilimiz yönünden iyi işlemediğini, müdayanaksız olduğunu aşikâr sureıte göstermektedir. Kısacası bu suçlama vekkilimize ilişkin olarak bu hizmetin işlemesinde bir bozukluk, düzenlara müvekkilin özgeçmişi en kesin sizlik, kanuna ve hizmet gereklerine cevabı vennektedir ve bu konuda herhangi bir delile ihtiyacımu bulun açık bir aykırılık ortaya çıktığım ve bu halin şimdiye kadar pek örneği tnamakladır. görülmemiş derecede özel bir ağırlık Burada bir hususa daha değinme 'taşıdığını ortaya koymaktadır kanamiz gerekmektedir. 24 şubat tarihli atindeyiz. Bu suretle davamızın huBaşbakanlık açıklamasında, raporun kuki dayanağı, milli istihbarat hizMİT'teki bazj dokümanlardan ve armetinin müvekküimiz Necdet Üruğ şiv bilgilerinden yararlanılarak dühakkında düzenlenen rapor dolayızenlendiği belirtilmiştir. Bu dokü sıyla agır derecede kötii işlediği ve man ve bilgiler içerisinde müvekkile bunun da ağır bir hizmet kusuru İeşait olanlar varsa, kuşku yok ki onkil ettigi iddiası oluşturmaktadır. lar da tamamen gerçek dışı ve düzHakkında düzenlenen ve tamamen mece niteliktedir. Yukarıdaki açıkgerçek dışı ve son derece insafsız suçlamamız bu konuda da geçerlidir ve lama ve ağır iftiralan içeren MİT ramüvekkilin özgeçmişi karşısında poru sebebiyle muvekkilimizin: bunlar için de bir karşı delil sunmaya ihtiyacımız bulunmamaktadır. Türk ve dünya kamuoyu nezdindcki şerefli, onnrlu ve saygın kiMüvekkil hakkında haksızlığı ve şiliği ağır bir saldınya uğranuş; o güdayanaksızhğı boylesine açık olan bir ne kadar herkesin tartışmasız kabul raporun düzenlenmiş olması, olayettigi manevi değerieri yönünden zida milli istihbarat hizmetinin müvekhinlerde soru işaretleri vara.ıloıış. kil yönünden iyi işlemediğini gösterşüphe ve tereddütler uyandınlmtştır. mekle ve hizmet kusuru iddiamız bu Kendisinin bu suretle zan altında bınoktadan başlamaktadır. Rapor ö> rakıldığı Sayın Başbakanlıkça da kalesine haksız düzenlenmiştir ki. Sabul edümiştir. yın Cumhurbaşkanı ve hatta bizzat Türk Silahh Kuvvetleri'ndeki sayın hükümet bu hususu dile getirmesleki onur ve saygınuğı büyük «Ime gereğini duymuşlar ve seçkin kiçüde zedelenmiş, hatta lahribe uğraşiliğini yakından bildikleri müvekkitılmıştır. lin ugradıgı bu saldın karşısında tepTürk GeneDcurraay Başkanı olaküerini açıklamak zorunda kalraışrak resmi ilişkilerde bulunduğu ve lardır. Genelkurmay Başkanlığı'nın bazılan ile kişisel dostluklar kurduda rapora karşı sert bir tepki gösterğu yabancı askeri ve siyasi liderler diği görülmüştür. Devletin en Ust nezdindeki üstün yeri ve saygınlığı katlanndan gelen bu tepkiler. olayönemli ölçüde sarsılmıştır. daki hizmet kusunınun, şimdiye kaBöylece, anayasamn güvencesı dar bir benzeri görülmemiş şekilde altında bulunan onııriu ve huzurlu çok agır bir nilelik taşıdığına açık ve yaşama hakkı, tnanlması güç şekilkesin delil teşkii etmektedir. de ihlale ugramış, kişiliğine ve maMüvekkil hakkında böyle bir ranevi varlıgına yönelen bu çok hakpor düzenlenirken ne amaçla haresız ve hiçbir insaf ölçüsüne sığmayan ket edildiği de anlaşılamamıştır. Olay saldın yüzünJen derin bir elem ve bölümünde arz ettiğimiz gibi müvekacıya gark olmuş, rııh sağlığı bozukil, 2.7.1987 tarihinde Genelkurmay larak ruhsal sarsıntı ve bunalım içiBaşkanhğı'ndan emekli olduktan ne girmiştir. sonra İstanbul'daki evine çekilmiş ve Kısacası, muvekkilimizin ugradıkendi halinde bir yaşam sürmeye gı manevi zarar ölçiüemeyecek kadar başlamıştır. Rapor ise müvekkilin büyük olmuşlur. emekliliğinden sonra ve 10 Kasım 1987 tarihinde düzenlenmiş bulunMİT müfettişlerince yüıütülen ilk maktadır. araştırma ve soruşturmanın sonucunda 24 Şubat 1988 günü BaşbaDevlet hizmetinden aynlmış ve kökanlıkça yapLİan açıklamada; rapoşesine çekilmiş bir eski kamu görevrun, MİT'teki bazı dokümanlardan BSİ hakkında, O nun Idşüiğini ve önve arşiv bilgilerinden yararlanılarak ceki hizmetlerini vahim şekilde suçhazırlanmış olduğunun belirtümesi, layan böyle bir rapor hazırlamak (vemüvekkille ilgili haksız ve dayanıkya hazırlatmak)la nasıl bir amaç güsız suçlama ve iftiraların sanki bazı dülmüş olabilir? Bunu anlamak gerbilgi ve belgelere dayalı olduğu izleçekten mümkün değildir. Bu hal, nimini vermesi yönünden, kendisinin olayda MİT'in, 2937 sa>nlı kanunun duyduğu elem ve acımn büsbütün öl4. maddesinin son fıkrası ile yasakçüsüz ve smırsız hale gelmesine nelanmış olmasına rağmen, "İstihbaden olmuştur. rat hizmetlerinden başka hizmet istikametlerine yönettildiği" izlenimini vermektedir ki; kanuna açıkça aykın olan bu tutnra ve davranışın idare için aynca agır bir hizmet kusuru teşkil edeceğine kuşku yoktur. Bundan önceki bölümlerde, düzenlenmesi ve sızdırılması idare için ağır hizmet kusuru teşkil edea MİT raporu sebebiyle müveVkilimizin kişiliği, manevi varlığı ve sahip bulunduğu üstün manevi ve hukuki değerler yönünden son derece haksız, dayanaksız ve insafsız bir saldınya uğramış olduğunu ve bu yüzden onarılması imkânsız bir elem ve acıya gark olup ruhsal bunalıma girdiğini, sonuç olarak çok büyük manevi zarar gördüğünü delilleri ile ayrıntıiı olarak açıklamış bulunuyoruj. Olayın cereyan şeklini, rapordaki iftira ve suçlamaların ağırlığını ve bu iftira ve suçlamalann Türk toplumunun her kesimine ve dünya kamuoyuna yansımış ve a> lardır gündemde kalmış olrnasını göz önünde bulundurarak; kişiliği ve özgeçmişi ile üstün bir yeri ve saygınlığı olan muvekkilimizin uğradığı manevi zaran 200.000.000 (İki yuz milyon) TL. olarak tespil etmiş durumdayız. Bu miktar manevi tazminatın davalı Başbakanlık'tan alınarak müvekkilimıze ödenmesini talep etmekteyiz." Olayda, müvekkil hakkında düzenlenen raporun olduğu gibi ve üstelik en yaygın şekilde Türk ve dünya kamuoyuna yansımış bulunması karşısında öncelikle böyle bir raporun düzenlenmiş olmasından dolayı idarenin sorumluluğu doğmuş demektir. İdarenin artık karşımıza, "Bu bir MİT çaltşmasıdır ve MtT dilediği kişiler hakkında dilediği şekilde rapor düzenleyebilir" şeklinde bir savunma ile çıkamaması gerekir. Buna göre, davamızın hukuki dayanağını teşkil eden agır hizmet kusurunu, öncelikle müvekkil hakkında böyle bir raporun nasıl düzenlenebildiği noklasında aramak gerekecektir. Olay bölümünde açıklandığı üzere; raporun müvekkili asıl tahrip eden ve giderilmesi imkânsız elem ve acıya bogulmasına yol açan bolumu, İstanbul 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı döneminde yeraltı dünyası ile bağlantılar kurduğu, kirli işlere girmiş bazı kişilerle ilişki içinde olduğu ve bir sorumlu (Şükrü Balcı) hakkındaki yolsuzluk soruşturmalanmn kapatılmasını sagladığı yolundaki son derece agır ve insafsız suçlamalar olmuştur. Raporu düzenleyen hakkında (ki bu görevli bugüne kadar resmen açıklanmamıştır) müvekkil tarafından ispat hakkı da tanınmak suretiyle açılacak ceza davası sonunda. suçlamaların gerçekle en ufak bir Ugisinin olmadığı kuşkusuz tespit ve tescil olunacaktır. run sızdırılmasındaki öneme değinme gereğini duymuştur. Raporu düzenleyen ve varsa düzenleten kişilerin kimler olduğunun ve aynca raporun kim veya kimler eliyle azdınldığımn (ifşa edüdiginin) bugüne kadar kesin şekilde belli olmaması davamız yönünden bir önem ütşımamaktadır. Çünkü bizim hukuki dayanağımıa teşkil eden hizmet kusuru, kamu görevlllerinin kusuru üzerine kurulu ve ancak kusurlu görevlilerin bilinmesi ve ortaya konması ile kanıtlanabilecek bir sorumluluk şekli değildir. Tersine hizmet kusuru, isimsiz anonim ve objeküf bir sorumluluk kavramıdır. Hizmet kusuru halinde yargılanan ve hakkında hükum verilecek olan, kamu görevlileri değil, hizmelin kendisi ve onun sahibi olan idaredir. Kusurun, kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki bir aksaklık, bozukluk, düzensizlik, aykınhk vb. gibi bir sebepten doğduğunu kanıtlamak yeterli olup, aynca bu halin belli bir görevlinin veya görevlilerin kusurundan ileri geldiğini kanıüamaya gerek bulunmamaktadır. Kanuna ve milli istihbarat hizmetinin gereklerine aykın şekilde, raporun MİT dışına sızdınlmış ve basın organlan aracılığıyla Türk ve dünya kamuoyuna yansımasına yol açılmış olması da hizmet kusurunun ve bunun taşıdığı ağırlığın diğer bir nedenini oluşturmaktadır. Gerçekten, 2937 sayılı kanunun 27. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında "Milli İstihbaral Teşkilatı'nın görev ve faaliyetlerine taalluk eden evrak veya malumaiın" ifşasın\n (5 yıldan az olmamak üzere ağtr hapis cezasını gerekiiren) bir suç olduğu hükme bağlanmıştır. t çuncu kişiler için dahi agır bir suç ieşkil eden böyle bir fiilin MİT'in içinden işienmiş olması ve raporun MİT dışına sızdınlmış bulunması, olayda idarenin agır hizmet kusuru bulunduğunu gösteren diğer önemli bir husustur. Sayın Başbakan dahi bir açıktamasmda, rapo