25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 NİSAN 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Y4YIN DÜNYAS1NDA İNCELEME ARAŞTIRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY HAYVANLAR tSMAİL GÜLGEÇ Türkiye'nin 'Siyasal Iktisadı' Türkiye lktisat Tarihi 19081985 Korkut Boratav, Gerçek Yayınevi, îstanbul 1988, 154 s. ZAFER TOPRAK 1988, iktisat tarihi yaanı açısından verimli bir yü olacağa benzer. Şevket Pamuk'un OsmanlıTürkiye İktisadi Tarihi 15001914'ü, Bilsay Kunıç'un, Mustafa Kenu) Döneminde Ekonomi'si ve nihayet Korkut Borat»v'ın Turkiye lktisat Tarihi 19O81985*i kaltcı katküar olarak yazında yer aJacak. Alan olarak iktisat tarihi Boratav'ın çalışması için dar bir tanım olsa gerek. Azgelişmişlik sorunsalını çok yönlü bir biçimde tartışan, toplumbilimsel anlamda "sınıf" çozümlemelerine giden, demokrasi popülizm paradigmasmı irdeleyen bir yapıtı iktisat tarihinin "dar" tanımıyla görmek olanaksız. Belki geniş anlamda bir "siyasal iktisat" tanımı Boratav'ın amacına daha uygun düşer. Kitabın önsözünde Boratav, 20. yüzyıl Türkiye iktisat tarihini kuşbakışı inceleyen bir "el kitabı"nı amaçladığını kaydediyor. Meslektcn iktisatçı olmayan, ancak tarihsel bir açılımla bugünün Türkiyesi'ne bakmak isteyen okuyucuya seslenme kaygısıyla dipnotlarından arındınlmış, rahat okunan bir kitaba duyulan gereği vurguluyoT. "teknik"leriyle yakın tarihimizi kavramsallaştırıyor. Okuyucuya bütünü gösteriyor. Ancak, tabandan kopuk, spekülatif, polemizan kavramlar yumağıyla da mesafesini koruyor. Yazara göre, Türkiye 19231986 döneminde ° o 5 °?o 6 oranlann7 da niteliksel dönüşümleri de içeren bir büyüme çizgisi izliyor. Türkiye ekonoraisi 70 yıllık bir zaman dilimi boyunca kökten bir yapısal dönüşüm geçiriyor. Bu nedenle, durağanlıktan kaynaklanan bir azgelişmişliğin TüTkiye için geçerli olmayacağını savunuyor. Azgelişmişliği dinanıik bir yapıda aramak gerektiğini vurguluyor. PROF.DR KORKL" BORATAV nedenle bir türlü "demokratik devrim" i tamamlayamayarak pek çok Üçüncü Dünya ülkesinin, özellikle Latin Amerika'nın kaderini paylaştığını kaydediyor. "Tarihi mahkumiyet" Yazara göre, Türkiye 21. yuzyıla yaklaşırken azgelişmişlikten kurtulamıyor, ancak bunun bir "tarihi mahkunıiyet" olarak yorumlanamayacağını söylüyor. Tüm çıkmazlarına karşın Türkiye'nin geleceğine umutla bakıyor. Boratav, kitabına verdiği başlıkla "gelenekselleşen" tarihsel dönemleri sorguluyor. tlk kez bir iktisat tarihi girişi olmanın ötesinde Meşrutiyet Türkiyesi ile Cumhuriyet Türkiyesi'ni bütünlüyor. 19081922 ile 19231929 dönemlerinin carpıcı süreklıliğini ele alıyor. lıyor. Bu nedenle de Batı modellerinden farklı devlet yapılanmalarından söz ediyor. Bu çözümlemede kuşkusuz Ingütere örneğinin Batı ile eşanlamlı kullanıldığı seziliyor. Nitekim Almanya'da (ve diğer kıta Avrupası ülkelerinde) yeşeren korumacımüdahaleci açılımın klasik ve neoklasik çizgiden farklı olduğu, kitabın bir başka yerinde vurgulanıyor. Mussolini ltalyası ya da Hitler Almanyası kapitalizmdemokrasi simbiyosizinin Batıda ne ölçüde genellenebileceğine yanıt oluştunıyor. KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK "Popülist demokrasi" Bu nedenle "burjuva demokrasisi" ile "popülizm" ya da "popülist demokrasi" karşılaştırmaları anakronizme dönüşebiliyor. Kapitalistleşme sıireciyle "burjuva demokrasi"sine varma özleminin günahıyla sevabıyla 19. yüzyıla gömüldüğü, 20. yüzyılda "gelişen ülke'Merde popülist özlemlerin demokratikleşmenin kaçırultnaz bir boyutu olduğu gözden kaçabiliyor. Popülizm birçok ülkede otoriterpaternalist siyasal rejimlere yeğleniyor. Demokratikleşme sürecinde bir asama olarak görülüyor. Popülizm son yıllarda yazınımızda epey rağbet görmüş bir kavram. Değişık kullanım alanları olan, farklı baglamlarda kullanılabilen bir çözüm aracı. Boratav, popülizmi çoğulcu siyasal yaşamın bir parçası olarak goriıyor ve özellikle 1962 sonrası bölüşüm politikalannda etkin olduğunu vurguluyor. Popülizm bir ölçüde "egemen blok"un uzun dönemli çıkarlanyla "geniş halk kitleleri"nin "kısa dönemli çıkarlarT'nı uzlaştınyor. Dengenin "egemen blok" aleyhine seyri ise "rejim dı$ı" müdahaleleri gerektiriyor. Boratav, parhunenter rejimin yeniden gündeme gelişiyle ANAP'ın bölüşüm sorununa duyarlı olmaya zorlanabileceğini, 1986 sonrası yeni bir popülist eğilimin gündeme gelebileceğini kaydediyor. Boratav'ın kitabı bugünü anlamak için son derece yararlı bir yapıt. Dünü bilmek, yarını görmek için Boratav'ın kitabı okunmalı... Bir daha okunmalı... Başucu kitabı "El kitabı" özlemi ne ölçüde gerçekleşmiş bilerniyoruz, ancak Boratav'ın toplumsal bilimleTe özgün bir katkıda bulunduğu bir gerçek. "Meslekten iktisatçı olmayan"lar hedeflenmişse de, iktisatçıların başucu kitabı olacak güçte, kalıa bir yapıt. Tutarh dönemlendirmeler, nesnel nicel kıstaslar, dengeli iktisatsiyaset birlikteliği, duru, akıcı bir dil ve 80'e yakın yılın Türkiyesi, önsöz hariç 140 sayfa... Bilim adamının bilgeliği, duyarhğı ve öngörüsü bu denli örtüşebilir. Çeyrek yüzyılı aşkın kişisel birikinı bu denli yetkin özümlenebilir. Boratav, betimleyici olmaktan kaçınıyor; nicel iktisat tarihinin Boratav'ın toplumsal bilimlere özgün bir katkıda bulunduğu bir gerçek. Meslekten iktisatçı olmayanlar hedeflenmişse de, iktisatçıların başucu kitabı olacak güçte, kalıcı bir yapıt... Bugünii anlamak, dünü bilmek, yarını görmek için Boratav'ın kitabı okunmalı... Bir daha okunmalı. Çağdaş bir "kapitalist toplum"a geçişi 19O8'le başlatıyor. , Zaman zaman Boratav'ın modelinin geri planında merkezçevre paradigmasırun puslu devlet kuramı seziliyor ve devletle toplumun aynştığı, "bürokratik aristokrasi" (s.13, 142) türü terimlerin yer aldığı görülüyorsa da yazar, iktidann kristalleşmiş yapısım siyasetiktisat bütünselliğini yitirmeksizia izliyor. Boratav, Türkiye'nin "burjuva demokrasisi"ne geçemeyişini ülkede "milli" denebilecek bir burjuvazinin tarih sahnesine çok geç çıkmasına ve cılız kalmasına bağ \JL PİKNtK PİYALE \L4DH4 Boratav için 20. yüzyıl Türkiye iktisat tarihi "Türkiye'de kapitalizmin gelişimınin tarihi". Birikim surecinin tarihi. Türkiye tküsat Tarihi 19081985 klasik "burjuva devrimi" modelini Turkiye'de sınayan bir yapıt. 20. yüzyıl Türkiyesi'nin dinamik yapısına değiniyor; "hızlı büyüme" ve "kapitalizmin gelişmesi" anlamına gelen bu dinamizmin Türkiye'yi ekonomik bağlamda Üçuncü Dünya'nın marjına ittiğini vurguluyor. Ancak, siyasal anlamda, popülist sivil rejimlerle askeri rejimler arasında sürekli yalpalayarak ve bu Atatürk milliyetçiliğinin sorunlan fdeotoji Dtşı Bir Baskm Oran, Ankara, Dost Kitabevi Yaytnları, Ankara 1988, 252 s. BÜŞRA E R S A N L I öyle konular vardır ki bir ülkenin milli varlığıyla, bu varlığın tüm psikolojik boyutlarıyla özdeştir. tşte Mustafa Kemal Alatürk'ün tüm yaşamı ve faaliyetleri böyledir. Çoğunlukla, başanları ve katkıları yanında başarısızlıklan ve hatalan.. hiçbir aynm gözetilmeden üstün başan hanesine kaydedilir; bazı hatalı kararlarına da "hatasız kul olmaz" diye bakıhr. Gerek bu tür yaklaşımlar gerekse düşmanca bakışlar yüzünden Atatürk'ün nesnel bir araştırma ve inceleme konusu olması imkânsızlaşır; yazüanlar ya hatırat düzeyinde kalır ya da 'milli duygular ticareti'nin birer nesnesi olurlar. tşte Baskın Oran özellikle kitabmın başlannda, bu çıkmazları vurgulayarak yılların sansürlü konularını sadelikle gündeme getiriyor. Yedi yıl önce doçentlik tezi olarak hazırladığj ve ancak bu yıl basılabilen incelemesinde Oran, Atatürk'ün askeri, siyasi ve kültürel uygulamalanm şaksakçılıktan ya da düşmanlıktan dolayı bıkkınlık uyandıran uslüplaıdan kurtanp, sezgili ve sağduyulu bir yaklaşımla ele alıyor. Bu açidan, bazı kavramsal yetersizh'kler görülebileceğine rağmen dikkate defer bir kitap... Yazar milliyetçilik kavramı, Atatürk milliyetçiliğini etkileyen öğeler, bu ideolojinin çeşitli kaynaklan ve nihayet işlevleri üzerinde duruyor. Bu işlevleri de bağımsızlık ve Batılılaşma başhklan altında toparlamış. Oncelikle Kemalızmin tütnüyle özgün olmadığım belirten yazara göre, Atatürk milliyetçiliğinin ana kanakları arasında Ittihat ve Terakki milliyetçiliği ile Avrupa millıyetçiliği vardır. Milliyetçiliği geliştiren çok çeşitli faktörler birçok azgelişmiş ülke üzerinde benzer etkiler yapmış; benzer nülliyetçiükleri doğurmuştur. Atatürk milliyetçiliğinin bağimsızlıktan sonra gelen ikinci özelliği olarak 'çoğulculuğu* sık sık vurgulayan yazarın kaleminde ulusal ittifaklar geçici ozlaşmalar, koalisyon (birlikte yönetme) kavramlarıyla çogulculuk (plüralizm) zeyinde yaptığı geçici ittifaklara ve onu izleyen tasfiyelere de benzetilemez, çünkü bu ülkede demokrasinin kültürel temelleri tamamen, ekonomik temelleri de kısmen mevcuttu. Baskın Oran'ın birçok kereler açıklıkla belirttiği özellikle dinsel gruplar ve etnik gruplarla yapılan 'ittifaklar ve tasfiye hareketleri' bir çoğulcu rejimi getirmemiştir. Bağımsızlık savaşı verilirker. askeri alanda üstünlüğü olan bu strateji (cephe kurma ve tasfiye), siyasikültürel alanlarda çeşitli huzursuzluklar yaratmıştır. Mustafa Kemal'in savaşta yetenekle uyguladığı bu stratejiyi Kurtuluş Savaşı sonrası dönemler için sık sık sorgulayan Baskın Oran, özellikle sonuç bölümünde, milliyetçiliğin ülkemiz iç dinamiğiyle zorlanan yorumlannın (umraetçilik ve ırkçılık gibi) yeniden irdelenmesini gerekli görüyor. Gerçekten de Atatürkçülüğü yakın geçmişimizdeki önemli yerine oturtabilmek, bugüne zorlamaktan daha tayin edicidir. Kemalizmin en önemli özelliklerinden olan pragmatizm onun sağa ve sola ayıu kolaylıkla çekiştirilebilmesine yol açmıştır.' Atatürkçülüğün pragmatizmini temel siyasi felsefe olarak empoze etmenin sonucu, "milliyetçiük", "halkçıhk", "bağımsızhk", "devletçilik" gibi kavramlar surekli olarak anlam değiştirerek yeniden yorumlanmaktadır. Boylece tüm siyasi partüer, akunlar ve gruplar kendilerini önce "Atatürkçü" olarak tammladıktan sonra esas ideolojilerine yönelmekte, samimiyetsizh'k ve siyasi çelişkiye düşmektedirler. Atatürk'ün askeri, siyasi başanları yanında ekonomik, kültürel ve sosyal alanlardaki bazı açmazları da ayrı ayrı ve ciddi bir biçimde incelenebilmelidir. Baskın Oran kitabında, bu gereksinimi hatırlatıyor. HIZLI GAZETECt SECDET P4MYI TıRPl UOJ5A. . ERUL/Li RAPDRV'&LE Yedi yıl önce doçentlik tezi olarak hazırladığı ve ancak bu yıl basılabilen incelemesinde Baskın Oran, Atatürk'ün askeri, siyasi ve kültürel uygulamalannt şaksakçılıktan vt düşmanhktan dolayı bıkkmhk uyandıran üsluplardan kurtanp, sezgili ve sağduyulu bir yaklaşımla ele alıyor. kavramı yer değiştiriyor. Siyasi açıdan çoğulculuk her şeyden önce, çeşitli görüşlerin (partilerin) birlikte var olup iktidar için yarışabilmeleridir. Yoksa bir ulusal devrim sırasmda çeşitli sınıf ve gruplar arasında yapılan ittifaklar, çoğulculuk olarak tanımlanamaz; özellikle de çoğulculuğu yerleştirme ve yaşatma çabaları olarak görülemez. Mustafa Kemal'in ittifaklan, ttalya'da Hıristiyan Demokrat Parti'nin tkinci Dünya Savaşı sonrasında demokrasiyi yerleştirmeic amaayla, siyasi örgütler dü ÇtZGİLtK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAS KISA KISA LORD STRATFORD CANNING'İN TÜRKİYE ANILARI / Stanley Lane Poole, 2. Basım, Çev. Can Yücel, Yurt Yayınları, Mart 1988, 175 s. 18081858 arasındaki yanm yüzyıl boyunca ] çeşitli arahklarla Ingiltere'nin Os' manlı Devleti nezdindeki büyükelçisi görevinî yapmış olan Lord Stratford Canning'in (17861880) resmi ve özel yazışmalanna dayamlarak Stanley Lane Poole tarafından hazırlanan ve 1888'de Lord Stratford de Redcliffe'in Hayatı adı altında basılan kitabın Can Yücel tarafından dilimize çevrilen Türkiye ile ilgili bölümleri ilk kez Türkiye tş Bankası yaymları arasında 1959'da yayımlanmıştı. Tanzimat'ın gelecek yıl idrak edeceğimiz 150. yüı dolayısıyla Yurt Yayınları tarafından yayımlanacak bir dizi kitabın ilki olarak yeniden basılan kitap, Tanzimat döneminin tarihi açjsından son derece önemli bir kaynakEYLÜL İMPARATORLUĞU / Erbil Tuşalp, Bilgi Yayınevi, Nisan 1988, 463 s. Erbil Tuşalp'in, lnsan Haklan Dosyası. 12 Eylül Tutanaklan, Cumhuriyetin Öyküsü ve Artık Demokrasi tsteyin'i izleyen beşinci kitabı Eylül Imparatorlugu: Doguşu ve Yüksetişi, Bilgi Yayınevi tarafından basıldı. 12 Eylül rejiminin hazırlanışı ve yerleşmesi ile ilgili gelişmelerin öyküsü niteliğindeki kitabını Tuşalp, 12 Eylül gunlerinde dünyaya gelen çocuklara adıyor. YURTDIŞINDAN Osmanlı împaratorluğu ve DünyaEkonomisi Cambridge Üniversitesi yayınları tarafından geçen yıl yayımlanan Türkiye îktisat tarihi konulu yeni bir kitap, Huri Islamoğlutnan'ın derlediği The Ottoman Empire »nd the WorWEconomy. Kitaba makaleleriyle katkıda bulunanlar arasında şu isimler bulunuyor: Çağlar Keyder, llkay Sunar, lmmanuel Wallerstein, Orhan Kurmuş, Bruce McGowan, Şevket Pamuk, Murat Çizakça, Suraiya Faroqhi, Donald Quataert ve Halil Inalcık. Derlemeye yazdığı önsözde Huri tslamoğlulnan, Batıya göre durağan, akıldışı ve otoriter Doğu anlayışının son yıllarda sorgulanmaya başladığını; bu derlemede yer alan incelemelerin Osmanlı tarihinin bu yeni yaklaşımla yeniden yazımı çabasını içerdiğini belirtiyor. TARIHTE BLGUN m MTAZ AHIKAS 28 Nisan BULGARLAR BANKA DİNAMİrUYOR! t903'TE BU6ÜM, 8ULGAR KOMİTBOLER/ S£L4MİK'7E& OSBAMKASf S/NASlUI DİNAMİTLS UÇügMUŞTU.'. 1B?8' »VtLAH BE&ÜM ANTLAÇAA4SI SONUNOA, OSMANLI OEV' MA/CEDOMYA'DA ÇEŞ/7U eet=o£M£y4£ yAPM*S( M KAK.INA i/ARfLM/Ş,&UNA &4ĞLI OLAKAK, SUU3AG.')£7AH PA OSMANLI yÖHET/M/A/Pe, AMA f'Ç IÇLSRlNDE SAĞIMS(2 BlfZ PREMSLfK DUBUMIJVA GeTTg/LMİŞTİ• SOMRALAlZl, OOĞU /SUMELİyı OE 7OPGA*ZAie/HA fcATT^M 8ÜLGARLAfi,6EUİŞLEMe POLir/fcASf GurMEYE SAŞLAMfŞrr. KOMİTETJEKt BUL&AS Otr MAYAN TOPLUUtKLAISA tiAJSÇf KAA/U EYLEMLERe Gİ&fMİŞ77. BU ARAOA, EZMEMLEg'/A/, /smMBUL OSM4ML/ SAM/CASl ' HA SALO/R.ISIMOAA1(t890 İLNAM ALAN 8ULGAeLAR, SELANitz'riEKt fueer/ £>/A/AM;n£*stçrY YAHCALA/VAAJ s*urzLA/e. YAeG/l^lUAeAK ÖUİU CeZAS/AMf ÇA&PTHe/LAS/Çrr.. Yanda, sartık.lar i k l /k SÜRELİ YAYINLARDAN TIP TARİHİ ARAŞT1RMALARI, Sayı 2, 1988 Îstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakultesi tarafından yılda bir kez yayımlanmakta olan Tıp Tarihi Araşürmalan dergisinin ikinci sayısı çıktı. Türk Tıp Tarihi alamnda emek vermiş kişilerin başında gelen ve 1986'da vefat eden Ord.Prof. Dr. Süheyl Ünver'in anısına ithaf edilen bu sayıda Doç.Dr. Nil Sarfnın Ünver üzerine yazısı, Prof. Dr. Aykut Kazancıgil ve Prof. Dr. Hüsrev Hatemi'nin "Türkiye'de Fizyoloji Biliminin Gelişmesi", Prof. Dr. Ekrneleddın lhsanoğlu'nun "Türkçe Tıbbı Nebevi Yazmaları" yer verilen katkılar arasında. TOPLUM VE BtLİM, Sayı 40, Kış 1988. Toplum ve Bilim'ın yeni sayısı buyuk ölçüde devlettoplum ilişkilerini konu alan katkılardan oluşuyor. Sencer Divitçioğlu'nun geçen yıl yitirdiğimiz Idris Küçükömer'in toplum devlet tarih anlayışım ırdeleyen makalesi ile Ruhdan Yumer'in geçen sayıdan devam eden "Devlet Kuramında Liberal Temalar" konulu incelemesi, bu sayının başında yer alıyor. Selçuk Esenbel'in "Japon Aydınları ve Batı Bilimi" başhklı makalesi ile Nedim Gursel'in "Sait Faik'in Eserinde îstanbul Rum Topluluğu" adlı makalesi dikkat çeken diğer katkılar arasında yer almakta. Bu sayıyla birlikte ilk 30 sayının yazar ındeksı verilıyor. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER HAFTANIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI 21.4.1988 28.4.1988 Sıra 1 50 YIL ÖNCE Cumhuriyel 28 Kisan I938 anlaşılan "Saadet"in kurtanlabileceği kuvvetle ütnid ediliyor. 193819U radyo antenleh hakkında yapılan lalimatname projesinin tasdikma dair olan teklif de Mülkiye Encümenine gönderildi. Kod Kitabın Adı/Yazan 079.042 Biz Duvar Yazısıyız / Gülay Kutat Tiru 2 124.285 Yılmaz Güney Kitabı / Atillâ Dorsay 3 021.301 Sözüm Sanadır; Erdal Atabek 4 011.031 Kadının Adı Yok / Duygu Asena 5 156.006 GlasnostAsıl Neyi Istıyorum/M. Gorbaçov 6 027.072 Zıverbey Köşkü / İlhan Selçuk 7 066.060 Yaşam Başka Yerde / Milan Kundera 9 10 8 Sinema Anı Deneme Belge Anı Roman ' Belge Saadet vapuru, siste kayulıklara bindirdi Evvglki gece Marmaraya çoken kesif sis yüzünden maalesef gene bir kaza olmuştur. Denizyollan tdaresinin Saadet vapuru, sabaha karşı kesif siste yolunu şaşırarak kayahklara oturmuş ve içindeki yolculur korkunç 002.310 Bütün Şiirleri / Orhan Veli 152.425 Eylul Imparatorlugu / Erbil Tuşalp 152.421 Tavı Gelmişti Deminn / Nazım Hikmet Şıir Belge Şiir ve feci saatler geçirmişlerdir. Kapıdağ yanmadası önüne gelen vapur, bu civardaki serpinti kayalıklann üstünde bulunan feneri görememiş ve Fener adası natnile anılan kayalıklann üzerine bindirmiştir. Durmadan imdad istiyen vapurun düdükleri, civardan geçmekte olan iki motör tarafından duyulmuş ve heyecanları son haddi bulan yolcular kurtarılmıştır. Mühim bir yara almadığı Şehir meclisi Şehir meclisi dün birinci reis vekili Necib Serdengeçtinin riyasetinde toplandı. tnşaat ruhsatnameleri hakkında tanzim olunan lalimatname projesinin tetkik ve tasdikma dair bulunan teklif, Mülkiye ve Nafıa Encümenlerine, A /. a m î Tenvirat Asgarî Sarfiyat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle