22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HAVA DURUMU Mcteoroioji Genel Medurlüğü'nden alınan brigiye gure, yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, Orta ve Ooğu Karadeniz Iç Anadotu'nun kuzeydoğusu ile Doğu Anadolu'nun kuzeyi yaümur, yer yer saflanak yaSışlı, (fiğer yerter az bulutlu geçecek. HAA SlCAKLIĞI: Artacak. RÜZGAR: Guney ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvetfe yafrş anmda kuvvedice eseeefc. Denizlertte günbateı ve lodostan 24 Karadeniz'de yer yer 5 kuvvetnde saatte 416 Karadeniz'de yer yer 21 denizjroS hata esecek OENIZ: HABERLERİN DEVAMI TÜRKIYE'DE BUGÜN 6 23" 10° Diyartıalor B 18° 7°Edirne B 18° 5»Eram»ı B W 3°Eıarom Y 12» 2° EsMşehv Y 18° 4°Gaza*p A 19° 10° Gnsun B 20° 8°Gümi#anaY Y 17° S°HHMn A 22° 8°b«arta B 20° S°lsfcnM B 16° 4 ° b ı w Y 15° 4°K«s Y B Bokj Buısa B 20° 7°Kırtdani ÇaraHole B 17° 7°Konya Çonım Y 18° S°Kutahyı A 20° FMtotya Dnbi A ac* B öulullu K »a* S ss* Y 23 NİSAN 1988 DÜNYA'DA BUGÜN B 14 A 24° A 20° A 21° Y 18° 6 16° Y 16° Bertm B 11° Boreı B 10° B 14° B 12° B 14° Ctnam Cra* Y 22° Odde A 32° Dubs A 36° Franktart B 11° Srm A 20° B 4° A 28° Kjhre Kopentag B 8° B 12° KUn A21° Utaşa Amstenlam Amman Atma Bajrtat Barceıona Baal Bdgıad Lmngrad Londta Mte» Mosloa Mumh Pans PUfl K 3° K 13° Y 19° B 16° 8 10" K 3° B 10° B 12° 18° 20° 15° 14° 17° 19° 15° 3°Mansa 7°KMn$ 3°Mosn 3°MuJh *>Mu» 7°«0de 9°0rtu A B A A B «• 3° Y M° 3° Y B B Y B Y Y 14° 8° Y 14° 8° 22° 8° 17° 7° 22°W 20* 8° MEHMED KEMAL POUTIKA VE OTESI Kuçuk datgalı, Karadenirte yer yer mutedil daigalı olacak Van Gölü'nde hava parçalı bulutlu geçecek. Rüzgâr guney ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kuçuk daigalı olacak. üukıilu yaOnurtu 13° 2°Samsun 15° 3"S«rt 17° 8°Sınop 21° 9°Snas 13°2° 17° 14° «°lmraf Y 14° 3° B 18° 4° B 15° 2° 16° 3°Van Y 14° 4° 17° 3°*H8at T7° «• ZonguBak B 16° 8° 15° 8° 19° 6° 15° 8° 13° 3" 17» 8° H° 8° Kahire. Y 18° B 14° A 37° A 20° B tt° SoO» B 21° Şam A 25° W Avn A 23° üınus B 9° B 15° Y 10° Vtym VÂdnngionB 13° Zurih 8 15° Export Imagine öyle işler vardır ki bize benzer. Başkasına anlatmak istesek bir türlü anlatamayız. Hayali ihracat bunlardan biridir. Böyle bir şeyi yabancıya nasıl anlatacaksın? TÛSİAD'ın eski başkanlanndan, ünlü ışadamı Ali Koçman'ın başından böyle bir olay geçiyor. Bir yabancıyla konuşurken hayali ihracatı soruyor. Ali Koçman bir hayli terliyor, öyle ya bunun yabancı dilde karşılığı nedir? Düşünüyor, taşınıyor, kendine göre bir karşılık buluyor: "Export imagine.." diyor. Yabancı böyle bir ihracatın nasıl yapıldığını, nasıl işlediğini soruyor. Ali Koçman hayali ihracatı anlatıyor. Yabancı dinliyor, dinliyor, sonunda: "Sizin bu söyledikleriniz ticaret değil, düpedüz dolandıncılık..." diyor. Dışarı ile artık exporttan ürker olmuşlar. Kaş'tan, Kalkan'dan yapılan binlerce tonluk yüklemelerin hayal olduğunu herkes görüyor. Belki bu yüklemeler Kaş. Kalkan yerine daha kolay ve yakın olsun diye Heybeli'den, Burgaz'dan, Kınalı'dan da yapılabilir. Sorumlulara hayali ihracat hatırlatıldığında, üstüne gidilecek yerde, böyle şeyler olur deniyor. Dahası kovuşturulacak yerde, döviz getirıyor diye özendiriliyor da... Geçende biri deri etek ihraç etmiş. Bir de bakmışlar ki bir kalemde yapılan deri etek ihracı kadar deri ülkede yok. Yani ülkede üretilen deri eteğin hepsini toplasanız gene ihraç edileni karşılamaz. "Nasıl olur?" "Canım döviz getiriyor ya olur böyle şeyter." Oysa olanın da bitenin de üçkâğıtçılık olduğunu meslek odasındakiler de yetkililer de biliyoriar. Bir kez hayalisi yol oldu mu ihracatın sonu gelmez, deveyi hamudu ile yutadar. Her gün şurdan burdan işitiyoruz, hem de nasıl yutuyorlar? Şimdi düşünüyorum da hayali ihracatı acaba kim icat etti? Yabancı dillerde karşılığı olmadığına göre acaba bizim mi icadımız? Öyle ya Sayın Ali Koçman, bir yabancı olan konuğuna hayali ihracatı anlatabilmek için epeyce yorulmuş. Sonra birkaç sözcük bulmuş. Başlangıcı neyse ne de, biz sonuna doğru gelelim. Hayali ihracat yapıldığını ilk keşfedenler Uğur Mumcu ile Altan Öymen oldular. Duyduk ki, bir ihracat yapılmış, ama bu da hayali imiş, gerçek değilmiş. Hayali ihracattan başı ilk derde giren Yahya Kemal Demirel oldu. Adı hem şair Yahya Kemal'e benzediği için, hem de başbakan yeğeni olduğu için dikkati çekti. Bir adam ki amcası başbakanken hayali ihracattan başı derde girer, buna kimseler inaimaz. Çünkü bugün böyle bir şey pek yok. Allem ediyorlar, kallem ediyorlar üstünü örtüyorlar. Amcası o zaman bu işin üstünü örtemez miydi? Demek o dönemin devletlileri pek becerikli değilmiş!... Külü örtmeyi baceremiyorlarmış... Bugün her şeyin bir kolayı var. Yapanların da, koruyanların da başı ağnmıyor. Nitekim Yahya'yı da delikten çıkaranlar, işi sonucu ile ortadan kaldıranlar kimdi? Suç belli, bir sabah uyandık ki bir yasa değışıkliği ile her şey toz olmuş... "Kör kör parmağım gözüne" gibilerden yapılmıyorsa ötesi kolay... Hayali ihracatçıları bırakın cezalandırmayı, yakayı ele vermediyse, ödüllendiriyorlar bile... Yakayı kaptıran çıkarsa, "Böytesi sahtekârlar her toplumda bulunur." diye gerekçe gösteriyoıiar. Gerekçe denince anımsadık, bakın son günlerde her olay nasıl şirazeden çıkıyor!.. Enflasyonun ağır yükü mü? Eski hükümetlerin DÇM'leri icat etmesi yüzünden... Bu yüzden bir türlü aşağı çekilemiyor, çünkü o borçları ödüyorlarmış... Paranın tepetaklak düşmesi mi? O da geçmiş iktidarların hesapsız kitapsız yatırımları yüzünden... Şurasını iyice bellemek gerekir; parayla pulla dönen bir işin sahibi iseniz, enflasyon da, pahalı kredi de vız gelir... "Bul karayı, al parayı" dercesine bir basar, bin kaldırırsınız. Karamsarlara da şaşarsınız. Alışverişiniz liralarla değil, dolaıiarladır. Ne demiş şair, Seninki bin dolar, yoksulunkine bit dolar, pire dolar" DENIZU'den HİKMET ÇETİMKAYA Baba bizi kurtaracak. Yine Ben sorunuzdan bir anlam eski günlere döneceğiz. Cebimiz çıkaramadım. Siz 'SEKA zam para görecek baba geldiği yapmayacak' mı demek istiyorsu zam an.. nuz? Canım bunların işi gücü Ortada seçim falan yok, şu zamdır... baba nasıl kurtaracak sizi? . Oysa Özal aynen şöyle demişSoğuktan ellerini ovuşturmaya ti: başladılar. ince uzun boylu olanı .. SEKA'nın yönetim kurulu yanıt verdi: bundan sonra da kendisi KİT gi Dört yıl var, ama bu işler hiç bi karar vermesi lazım. Onlar da belli olmaz. Bir bakarsın seçim kendi fiyatlarını ayarlar. Dünya fi olur, baba başımıza gelir. yatlarının altında kalması lazım. Siz ne iş yapıyorsunuz? Çünkü kalite bakımından dünya İnşaat işçisiyiz. Ama on dan gelen fıyatın bıraz altında. gündur işsiziz. Zaten öyle oluyor Bunlar SEKAyönetiminin bilece bu mevsim. Sürekli iş bulamıyoği iştir. Hükümet de bundan son ruz. ra demir çeliğe ve Sümerbank'a Konuşmamızı, hoparlörlerden müdahale etmiyorsa SEKA'ya da yükselen cızırtılı bir ses yarıda müdahale etmeyecektir. kesti. Ardından bir dalgalanma olDemirel'in diğer sorulara verdi du. Bekirler, "Baba geliyor" diye ği yanıtlar hemen hemen aynıy uzaklaştılar. dı. Kafasmda oluşturduğu Geliyor, baba geliyor!.. Elin"şablon" yanıtları birbiri arkasına de şapkasını sallaya sallaya gelisırahyordu. Hele yasaklar konu yor... sunda söylediklerı daha ilginçti. Süleyman Demirel salona girANAP iktidannın demokrat olma di. Islıkçığlık sesleri arasında yedığını söylüyordu. rini aldı. Bir meslektaşımız sordu: Demirel Denizli'de neler mi Sayın Demirel, siz yasakla söylüyor? ra karşı büyük savaşım verdiniz, "Türkiye'nin her yerinde 'müşimdi film ve kitap yasağı var... barek ramazan ayında' feryat sesDemirel "Evet" deyip yanıtladı: leri yükseliyor. Bu bir. Millet Dokümanlar üzerıne yasak 'sefiliz' diyor, siz 'ilerliyoruz' dryorgetirmeleri yapıları icabıdır. Çağın sunuz. Bu iki. Bunlar çekıp grtrnebüyük kavramlarından haberleri li. Bu da üç." yoktur.. Cefa çeken vatandaş BekirlerAcaba neydi çağın büyük kav le, sefa sürenler el ele, omuz ramlarından haberdar olmamak? omuzaydı DYP il kongresinde. Süleyman Demirel, tümce Birlikte Süleyman Demirel'i alkışoyunlarıyla işin içinden sıyrıhyor, lıyorlardı. yasak olayını kendi kişiliğinde işİyi, güzel, hoş; alkışlasınlar. Bir liyor, ardından AdaJet Partisi fel diyeceğimiz yok... sefesini çizip "baskı bunların TBMM genel kurulunda işken(ANAP) cibillfyetlerinde vardır" ceye karşı sozleşme onaylandığı deyip kesiyordu. gün, Buca Cezaevi'nde pantolon r Hele "genel grev" le ilgili soru yasağı uygulan 1ı. izmir'de ya verdiği yanrt, kendi siyasal dü 1402'likler kurultay. ioplanacaktı, şüncesinin Başbakan Özal'dan grev dalgası büyüyordu. hiç de farkı olmadıâını açık seçik Insan Hakları Derneği Genel ortaya koyuyordu: Başkanı Avukat Nevzat Helvacı Şu anda genel grev ya şöyle konuşmuştu: saktır... Devlet kurumlarında Işçi İşte, Pamukkale'de gece yarısı olup da 1402'lik olan çok kişi var. na dek uzayan sohbetin özeti... Onlardan hiç söz edilmiyor. Sabah erkenden Denızli'ye gelDemirel kursüde sözlerini tadik. Gar Düğün Salonunun üze mamlıyordu: rinde bir bez afiş dikkatımizi çekti: Bunlar seçimden korkuyor Malatyalı Ceyar sefada, va lar, başlanna gelecekleri biliyoriar. tandaş Bekir cefada. Bunlar, yani ANAP giderse kim Çok sayıda vatandaş Bekir var gelecek? dı. Demircl'de umut arayan vatanŞu cefa çeken vatandaş Bekirdaş Bekırlerin kıçında pantolon, ler, uykudan uyanırlarsa eğer, kiayağında ayakkabı yoktu. Ancak min geleceğine karar verecekler. Bekirler kadar da, sefada olan bir Son sözü vatandaş Bekirler söykesim bulunuyordu Gar Düğün leyecek. Salonu'nun önünde... Ama gördüğümüz kadarıyla Bekirler uykuyu çok seviyor. Hiç Önce Bekirlerle konuştuk: Babayı dinlemeye geldiniz de uyanmaya, uyandırılmeya nedense yanaşmıyorlar... herhalde? fBaştarafı 1. Sayfada) Demirel: Anayasa (Baştarofı 1, Sayfada) il kongrelerinde konuştu. Demirel dün Denizli lstasyon Meydanı'nda vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada özellikle iktidarın halktan kopukluğuna dikkat çekti. Hâkimiyetin milletten koptuğu her dönemde ulkenin zarar gördüp n ü söyleyen Demirel şöyle dedi: "1988 Tnrkiyesi'nde çekilen ıshraplara bakın. Kim halinden meranun? Devtet sanki lefeci olmuş. Hiikiimetin koyduğu faizler karşısında tefeciler de artünyor faizi. Benim vatandaşım zamma çalışıyor zamma. Yakında bir koca köy birleşse bir traktor alamayacak." Bugünkü sıkıntüannın temelinin siyasi olduğunu belirten Demirel, vatandaşların "neroe lazımcılıgı" bırakmasıru, sessiz kalmamasını istedi. Demirel, vatandaşın avukatı, sendikası olduklannı belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bİ2 sizin sesiniziz. Bugıinkü iktidar vatandaşın ancak yüzde 36'sının oyunu alabümiştir. O da devleti, TV'yi, bankalan, valiyi, muhtarı yanına alarak. Yani iklidar bir anlamda devlet olmnştur. Bagünku hükürnet mili hâkimiyetten kopuktur. Ülkeyi idare edenlerie aramızda büyük farklar vardır. Öncelikle onlar demokrat degildir. Yoksa bu ülkeyi padişah gibi yönetmeye kalkmazlardı. Siyaseti parçaladılar, biz parçalandık, bu hale geldik. Gelin bütünleşelim bu işin içinden çıkalım. Gel kaderine el koy, kötunün peşinden gitme. bunlar halktan korkarlar." Demirel, öncekı gece Pamukkale'de gazetecilerle bir sohbet toplantısı düzenledi. Demirel sorulara şu yaıutları verdi: Kâğıt fiyatlannı bundan böyle SEKA belirleyecek. Bu konuda ne düşünuyorsunuz? DEMİREL Kâğıt fiyatım eskiden de SEKA belirliyordu, ama hükümet ne kadar zam yapacağıru söylüyordu. Yani yıne hükümet belirleyecek, değişen bir şey yok. A N A P içindeki kanşıklıklan nasıl değerlendiriyorsunuz? DEMİREL Baskalannın iç meseleleri beni alakadar etmez. Ama bildiğim şudur: ANAP'ın siyasi bir felsefesi yoktur. Dört cereyanı birleştirdik diyorlar. Dört cereyan birleşirse dört ayn grup olmaz. Zaten bu anlayış çok partililiği inkâr etmek demektir. ANAP 1983 şartlanndan doğmuş bir heyettir. Iktidar olmakla ayakta durmaktadırlar. tktidardan düştükleri gün dağılacaklardır. Siyasi partiler güdum kaldırmaz. Son günlerde bazı film ve kitaplar üzerine yeni yasaklar getirildi. DEMİREL Yasak getirmek bunların yapılan icabıdır. Çağın bü>ük kavramlarından haberleri yoktur. Bu hükümet demokratik değildir. Hürriyetten tedirgindir. Hür ne varsa rahatsızdırlar. Hükümetin sonu yakın diyorsunuz. Bu hükümet nasıl gidecek, tarih verebilir misiniz? DEMİREL Zaten varlığı ile yokluğu belli değil. Kesin tarihi bilsem ben söylerim. Onlar da sonlanrun fazla olmadığını biliyoriar. tkide bir 1992'ye kadar devam edeceğiz diyorlar. Türkiye Cumhuriyeti şartlan, altı aydan öteye tahminler yapmaya müsait değil. Bilinmeyenler çoktur. Türkiye yavaş yavaş 12 Eylul ortamını aşıyor. Doğruyu, eğriyi öğrenme noktasına geldi vatandaş. Ben bir defa bu hükümete beş yıl ömür biçmiyorum. Bundan kendileri dahi şüphelidir. Son kamuoyu yoklamalannda ANAP'ın oylan düşüyor. Acaba bu oytar kime gidiyor, size mi? DEMİREL Ben onu bunu bilmem. Ben 1979 daki yüzde ellilik oyumu arıyorum, onlar neredeyse çıksın diyorum. Kendi seçmenimi arıyorum. Sizce vatandaş gerçekten 12 Eylül baskısından kurtuldu mu? DEMİREL Yavas yavaş kurtuluyor. Biz Türkiye'de Anayasa yapmayı bilmiyoruz. Anayasa'yı halkın iradesiyle gelen ıktidarların yapmasından başka çare yoktur. Göruyorsunuz 10 senede bitiyor. 1982 Anayasası yüzde 92 oyla kabul edildi. Bu tür rakamlar yüzde 7080'i aşınca şüpheleneceksin. Marcos Anayasa yaptı, yüzde 92,5 oy aldı. Papadopulos da yüzde 92.5 oy aldı. Bugün ne Papadopulos var ne Marcos. Ama Yunanistan ve Filipinler halkı var. Zaten 23 Nisan törenlerinde on dakika konuşacağım, orada bir atıf yapacağım. Türkiye Anayasa yapamıyor ki. Bngünkü iklidardan sadece işçiköyla degü, birçok sanayid de memnun değil. İktidardan kim tnemnun? DEMİREL Gelir dağılımındaki dengesizliklerin kendileri için de kötü olacağını düşünemeyen zenginler var. Sosyal bunalımlarda fakirlere hiçbir şey olmaz. ANAP iktidan pembecidir, her şeye pembe bakıyorlar. Televizyona çıkıp vatandaşa iyiyiz demek olmaz. Demirel, toplann sonunda Şevket Yılmaz Özal görüşmesinden hiçbir şey çıkmayacağını söyledi. Demirel bir soru üzerine, "Türkiye'de genel grev yasak. Ama bu tür yasaklan uygulamak çok zordor. Huzur ve güvenin maliyeti hürriyetler olmamalıdır" dedi. Demırel, Denizli'den sonra helikopterle Aydın'a geçti. Burada Belediye Alanı'nda düzenlenen açıkhava toplantısında konuştu. "Özal istifa" sloganları ile karşılanan Demirel, "Vergiyi bir a%uç üriin alan köylüden, 75 bin lira asgari ücretle çalışan işçiden alacağına git tstanbul'daki bir daireyi 1 milyara satan, bir daireyi 1 milyara alandan al" dedi. Demirel daha sonra "Hâkimiyel kime ait olursa olsun, derseniz ya askere alınacağımz zaman ya da vergi vereceginiz zaman hatırlanırsınız. Başka zaman kimse sizi hatırlamaz, derdiniz var mı, diye sonnaz. Köylu halinden şikâyetçi, gübre 130 liradan 250 lira) a çıkmis. Kövlü nasıl üriin ekecek, ne satacak" diye konuştu. Demirel konuşmasının sonunda kendisini dinleyenlere, "Bunlardan kurtulmak için DP ve AP'nin devamı olan DYP catısında biıieşin, DYP saflannda eski AP'yi meydana getirin" diye seslendi. DYP Aydın tl Başkanlığma Suat Zileli, Denizli II Başkanlığına da Avukat Mehmet Gözlükaya seçildiler. MİNmOR BÜILEŞMİŞ i r t i f T l H I TRTnin duzenlediği 23 Nisan Çocuk Şenliği'ne katılmak üzere UNICEF etçisi olarak yurdumuza gelen Cınlu sinema oyuncusu Audrey Hepburn, dün TRT'de duzenlediği basın toplantsında şenlıği minyatur bir Birteşmış Mılletler olarak nıteiedı. Ankara Ana Çocuk Sağlığı Merkezi'ni de zryaret eden Hepburn, çocuMara çocuk felci aşısı verdi. (Fotoğraf: Reuter) 23 Nisan kutlanıyor (Baştarafı 1. Sayfada) kanı Kenan Evren, dünyada "mBlet egemenliğinin tam geçerli oldugu" ülke sayısının az olduğunu söyledi. Erzurum'da dün 3. Milli Egemenlik Haftası'nı açan TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut, "Erzurum Kongresi, milli egemenliğin dogduğu yerdir" dedi. Çeşitli ulkelerden gelen çocuklann da katılacağı Ankara'daki torenler, bugün Eurovision aracılığıyla 35 ülke TV'sine naklen verilecek. Bayram nedeniyle cezaevlerindeki tutuklu ve hükumlüler annebaba, eş ve çocuklanyla bayramlaşacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı tüm yurtta 7 milyon civannda ilkokul çağında çocuk, anaokulu ögrencileri ve sayıları 129 bini bulan eğitim gören çıraklar törenlerle kutlayacak. TV'den naklen yayımlanacak Ankara'daki törenler, sabah saat 08.00'de Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel başkanlığında öğretmen ve öğrencilerden oluşan heyetin Anıtkabir'e çelenk koymasıyla başlayacak. Aynı saatte 2 ayn öğrenci grubu da Ulus'taki Atatürk Heykeli ile Kızılay Zafer Anıtı'na çelenk koyacaklar. 19 Mayıs Stadyumu'ndaki tören ise saat 09.30'da, Güzel'in konuşmasıyia başlayacak. Çocuklar saat 13.15'te Ankara Valisi Saffet Ankan Bedük'ü, saat 14.00'te Bakan Güzel'i, saat 15.00'te BaşbakanTurgut Özal'ı, saat 16.45'te TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut'u, saat 18.00'dede Cumhurbaşkanı Kenan Evren'i ziyaret edecekler. TBMM Genel Kurulu saat 14.30'da özel gündemle toplanacak. Naklen yayın saat 15.30'dan itibaren TRT'nin duzenlediği 10. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'nin gala programı ile devam edecek. Gala programında Türkiye dahil 36 ülkenin çocuk dans ve müzik topluluklan gosterilerini sunacaklar. Ünlü film sanatçısı Hepburn da programda UNICEF adına bir konuşma yapacak. organize ettiği ve 5 gün sürecek Bodrum Çocuk Şenliği de başladı. Şenlik için Kayseri, Ankara, Yozgat, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Muğla ve Tokat Çocuk Esirgeme Kurumu yurtlannda bannan 81 çocuk Bodrum'a getirildi. tstanköy'den gelen 17 Yunanlı çocuk, teknelerle ve TürkçeYunanca "merhaba" pankartı taşıyan 3 uçak tarafından karşılandı. Türk ve Yunanlı çocuk!ar, Kumbahçe Çocuk Parkı'nda "Ege dostluk duvarı"na resim yaptılar. Şenliğin bugünku programında ise "Ege dostluk gecesi" yer alıyor. Geceye Rodos'tan gelecek 2 folklor ekibi de katılacak. Bu arada, bu yıl üçüncüsü düzenlenen "Kardeş Çocuk 88 Fuar ve Bahar Senligi" dün başladı. 1 ma>ıs tarihine kadar sürecek fuarda çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler ve tanıtım faaliyeti düzenleniyor. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Güzel, dün Ilkadım, Ahmet Vefik Paşa ve Çankaya Ilkokulu öğrencileriyle müzeleştirme çalışmaları devam eden eski Cumhurbaşkanlanndan ve milli mücadele kahramanlanndan tsmet İnönn'nün Pembe Köşkü'nü ziyaret etti. ABD'de 6tslam terörü' (Baştarufı 1. Sayfada) ferans aun çalışmaıanna başladı. tki gün sürecek olan toplantılarda üniversite mensuplan ve ABD yetkilileri "tslami canlanışı tahlil etmeye" çalışacaklar. Konferansın dünkü bölümünde ilk konuşmayı ABD Dışişleri Bakanlığı Kontr Terorizm Dairesi'ni yöneten Büyükelçi Paul Bremer yaptı. Sözlerine, "Terorizmle mücadele, lslam ile mücadele şeklinde anlaşılmamalıdır" cümlesiyle başlayan Bremer, ABD'nin, aralannda Türkiye de olan "bazı dost ve müttefikleriyle ortak kontr terorizm programı ynriittüğünü" kaydetti ve bu programın teröristleri "teşhis, takip ve cezalandırmaya" yönelik olduğunu bildirdi. Konferansta ilginç bir başka konuşmaji da ClA'nın Ortadoğu uzmanları arasında olan bir sosyoloji doktoru yaptı."Adı verilmeden a o f u buhınma " koşulunun konmuş olması nedeniyle "CIA uzmam" diye anacağımız bu yetkili, Humeyni anlayışındaki devlet yönetiminin, "tslam ülkekrinin kendi halklarından korkan üderlerine" alternatif olarak ortaya çıktığını ve meydan okuduğunu kaydetti. CIA uzmanı, "Müslüman mürteciler şu anda saatin cahiliye için 12'ye beş kala olduguna yürekten inaruyor" diye konuştu. Son yıllarda okuduğu raporlarda kendisini en fazla rahatsız eden şeyin "şehitlik mertebesi duygusunun giderek daha fazla canlanması" olduğunu kaydeden uzman, adeta Hıristiyanlık ile Islamiyet arasındaki tarihsel mücadeleyi anımsattıran bir tablo çizmekten kaçınmadı. Konferansın "global bakış" konulu panelinde son konuşmayı yapan ABD Savunma Bakanı'nın Danışmanı Peter Probst ise tran'ın "tehdit ve etki alanı içinde olan ülkelerdeki durumu" anlattı. Karşı terorizm ve karşı ayaklanma danışmanı Probst, söz konusu ülkeler içinde Türkiye'yi saymadı. Oysa Washington'un bu konudaki kaygılan bir süreden beri alarm züleri çalmaya kadar uzanıyor. Nitekim yakın zamanda, "Yahudi aleyhtan slogan atılan mitingler dolayısıyla Türk siyasi yaşamı ve partilerin yapısı adeta yakın takip alöna alındı". Ancak Savunma Bakanlığı uzmarunın konuşmasında bu hava hissedilmedi. Kendisine yöneltilen soru üzerine Probst, Konuşma süresinin darlığı nedeniyle Türkiye'nin atlandığını kaydetti ve şöyle konuştu: "Aksine Türkiye çok ciddi tehdit altında. Sadece flginç sesJer vermeye başlayan irticamn değil, bir süreden beri Markâst gerillalann da tehdidi altmda. Ama Türkiye her iki sorunla da doğnı yönde mücadele ediyor." Probst'un "Marksist gerilalar" sözcükleriyle tanımladığı gruplardan Kürt aynlıkçılannı kastettiği anlaşıldı. UĞUR MUMCU (Başlarafı 1. Sayfada) GOZLEM Okulların tatiliiçin 3 haziran düşünülüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı ilk ve orta dereceli okullarda bu yıl yaz tatili erken gelecek. Bakan Hasan Celal Güzel, kendisinin "erken tatile" olumlu bakmadığını, ancak konuyla ilgili olarak "kamuoyundan gelen yogun isteklerin karşısında görüşünün tatilden yana geliştigini" belirtti. Yaz tatilinin uzatılması konusundaki kararın önümüzdeki hafta Talim Terbiye Kurulu'nda görüşülerek açıklanması bekleniyor. Bakanhk tarafından 19861987 öğretim döneminde bazı ders sürelerinin 36 saatten 32 saate indirilmesi nedeniyle uzatılan yaz tatili ıde bu yıl bu karardan vazgeçilerek 15 gunlük kısıtlamaya gidilecek'. 17 haziranda kapanması gereken ilk ve orta dereceli okullar, Talim Terbiye Kunılu'ndan tatilin uzatılması yolunda bir karar çıkması durumunda, 3 haziran cuma günü tatile girecek. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, konu üzerinde kamuoyunda yoğun bir baskının oluştuğunu söyledi. Güzel, Türkiye'de tatillerin uzun olduğunu, buna resmi ve dini bayramların da katılmasıyla sürenin daha da uzadığına dikkat çekerek, "Tatilin kısalmasına fikir olarak karşıyım. Ancak bu konuda kamuoyundan gelen yoğun istekler nedeniyle gorüşüm tatilin uzamasından yana gdişiyor" diye konuştu. 'TRTve Türk Dili' paneli 'Dil Devrimî yadsındı9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dil Derneği tarafından düzenlenen "TRT ve Türk Dili" konulu panel dün yapıldı. Panelde konuşmacılar TRT'de yapılan dil yanlışlanna değinerek TRT ve Atatürk Dil Kurumu'nun Türk dili açısından ciddi bir tehlike oluşturduğunu söylediler. Panelde bir konuşma yapan yazarımız Ali Sinnen, "ulus" ve "devrim" sözcüklerinden korkulduğunu belirterek, "Cumhuriyet devriminin temeli budur. Bu temel >adsınmak için bu sozcuklere karşı çıkılmıştır" dedi. Ali Sirmen şunlan söyledi: "Dile karşı duşman olanlar, Türkİslam senteziri Türklerin ana düşüncesi olarak kabul ettirmek çabası içindedirler. Türklslam sentezinden ancak bir ürnmet çıkar. Eğer, "ulus"a karşıysalar tabii ki dile de karşı çıkacaklar." Mahmut Tali Öngören de konuşmasında TRT'nin dil politikasını eleştirerek "Anayasa diline sadık kalınacak denitiyor. Bili\orsunuz anayasa 10 yılda bir degjşiyor" diye konuştu. Gazeteci Jülide Gülizar da TRT'de dil genelgesinin kaldırılması üzerine bazı çevrelerden gelen tepkileri sert bir dille eleştiren konuşmasında TRT'de yapılan Türkçe yanlışlanndan örnekler verdi. Türk Dü Kurumu'nun seçilmiş en son başkanı olma sifatını taşıyan Prof. Dr. Şerafettin Turan ise Türkiye'de dil sorununun yüzyu öncesinde ba^ladığını söyledi ve "Bu sonınun tek sorumlusu TRT değildir" dedi. Dil Derneği Başkanı C«vat Geray da panelin, Dil Derneği'nin 1. yıldönümünün kutlanması amacıyla düzenlendiğini anlattı. Geray, "Türkçeyi geriye ve Osmanlıcaya götürme eğiliminin var olduğu bir dönemi yaşamaktayız. Böyle bir dönemde derneğimiz Dil Devrimi'nin sürdürülme zonınluluğundan ortaya çıkmıştır" dedi. i yıldan altı yıla kadar uzanan ağtr hapis... Peki bu "manevi şahsiyet" kavramı nereden geliyor? 1889 tarihli italyan Ceza Yasası'nda kralhk meclisierini aşağılama suçu, 1 aydan 30 aya kadar uzanan yaptırıma bağlanmış.. Kralhk dönemindeki 1 aydan otuz aya kadarki yaptırım, bizde "zam görmüş" ve cezalar 1 yıldan altı yıla çıkmış! "Hükümetin manevi şahsiyeti" kavramı, tek partili düzenlere özgüdür. 1931 tarihli İtalyan Ceza Yasası'ndaki maddeyi okuyalım: Kralhk makamını, kralın hükümetini, faşizmin yüksek meolisini, pariamentoyu yahut iki meclisten birini tahkir eden kimse cezalandtnlır. İtalya'da krallığın yerinde yeller esryor, "faşizmin yüksek meclisi" derseniz, Mussolini ile birlikte o da "sizlere ömür" Faşıst devlet düzeninde parti, devlet ve hükümet birbirleriyle özdeş kavramlardır. Bu yüzden, "hükümetin manen/i şahsiyetT faşist devlet modelinde "devletin kişiliği" anlamına gelir. Demokratik devlette, organlar, "yasama, yurütme ve yargı" olarak üçe ayrılır. Bu organlann tek başlanna "manevi şahsiyetieri" olamaz. Demokratik düzenlerde "hükumef çok partili düzeni oluşturan partilerden biri ya da birkaçı tarafından kurulmuştur. Bu yüzden, "parti eşittir hükümet; hükümet eşittir devlet" modeli, çoğulcu demokrasilerde geçerli değildir. Kaldı ki anayasada "yurütme" kavramı ile Ceza Yasası'nın 159. maddesindeki "hükümet" kavramı arasında ozdeşlik yoktur. Yoktur ve olamaz. Yoktur ve olamaz, çünkü anayasaya göre, "yurütme", cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulundan oluşur. Ceza Yasası'ndaki "hükümetin manevi şahsiyeti" kavramı, bu iki parçadan otuşan "yurütme" kavramından yalnızca bir parça olan "bakanlar kurulu"nu aşağılama suçu için ceza yaptırımı öngörür. Cumhurbaşkanını aşağılama suçu ise bir başka maddede 15a maddede düzenlenmiştir. Bu madde de 1889 tarihli İtalyan Ceza Yasası'ndaki "krala hakaret" maddesinden alınmıstır! 159. madde bugüne kadar üç kez değiştirilmiştir. son değişiklik tarihi 20 Eylül 1946'dır. "Hükümetin manevi şahsiyeti" kavramı tek partili modele uygundur. Çoğulcu demokrasilerde böyle kavramlara yer yoktur. Şimdi Sayın Başbakan diyecektir ki: Bakanlar kuruluna hakaret suç olmasın mı? Olsun efendim.. Ceza Yasası'nın 480. maddesi var; sonra efendime söyleyeyim, 273. madde var. Suç işlenirse bu maddeler yeter... Totaliter devletlerdeki siyasal kavramlar ile çoğulcu demokrasilerdeki kavramlara ayrı ayrı anlamlar vermek gerekir.. "Devlet' gibi "hükümet" gibi kavramlar, anayasal çerçevelere göre değişik içerik ve nitelikte anlamlar kazanırtar. Çoğulcu düzenlerde "hükümetin manevi şahsiyeti" kavramının anlamı yoktur. Bu kavram, partihükümet ve devlet özdeşliğini benimseyen totaliter düzenlere özgüdür. İtalyan krallığından, İtalyan faşist döneminden arta kalan yasalarla demokratik düzen korunamaz. Çünkü kral ayrı kavramdır; Cumhurbaşkanı ayn; hükümet ayrı kavramdır; devlet ayrı. Kralhk döneminin yasalan ile cumhuriyet kurumları savunulamaz!.. Savunulur sanılıyorsa, savunulan düzen demokratik olmaktan çıkar. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana üç anayasa değişmiş, bunca anayasa maddesi değiştirilmiş; İtalyan krallığından alınan bu maddelere hiç ilişen, "yahu şu maddeleri değiştirelim" diyen olmamış.. 'ItaJyan yasalarr değil, sanki birer "Katoük nik&hrtiır bu maddeler! EvreıTin mesajı Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bayram nedeniyle bir mesaj yayımladı. Evren, mesajının bir bölümünde şöyle dedi: "Bugün dünyada Atatürk'un kurdugu cumhuriyelten esinlenerek bu yönetim şeklini seçmiş ve birçok inkılaplara girişmiş ülkeler bulabiliriz. Fakat bunlar arasında millet egemenliğinin tam geçerli olduğu bir cumhuriyet yönetimine kavuşanı saymakta, sanırım bir hayli güçlük çekeriz. Büyük kurtancı, millet egemenliğine verdiği değeri. 1924 ağustosnnda yaptığı bir konuşmada: 'Millet iradesi öyle bir nurdur ki, onun karşısında zintirier erir, taç ve tahtlar yanar, mabvolur' şekUnde son derece veciz ve çarpıcı bir ifadeyle dile getirmiştir. Gerçekten de insanlık, kendisine en yaraşır bir sistem olan ve gucünü millet iradesinden alan demokrasiye, binlerce yıldan beri sürdürdüğü mücadeleler sonunda kavuşabilmiştir. MUIetimiz de bu anlamlı ve kutsal mücadeleyi 20'nci yüzyıhn ilk çeyreginde Atatürk'un önderliginde başanya ulaştırmanın haklı gurunınu duymaktadır." Hava Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'nun kuzeyinde yer yer yağmur ve sağanak yağışlı diğer bölgelerde parçalı ve az bulutlu geçecek, hava sıcakhğı da batıdan başlayarak hissedilir derecede artacak. Bodrumlu 6 gonüllu hanımın ÇOK BÜYÜK KAYBIMIZ Merhum Yüzbaşı thsan ve merhume Tasvire Hanımın kızı, merhum Rıza Emilsili ve merhume Zeynep Emilsili'nin gelini, merhume Seniye Tezetek'in kardeşi, Nermin Tezetek ve Şermin Güder'in teyzesi, merhum Mustafa Emilsili ve Nefıse Durukan'ın yengesi, merhum Haa Dr. Eyüp Aksoy ve merhume Mükerrem Aksoy'un, merhum Celalettin Üster ve merhume Şaheser Üster'in dünürü, Seda Mergen'in biricik ninesi; Handan ile Celal Üster, Ayşe ve Doç. Dr. Faik Mergen, Aylin Emilsili ve merhum Y.K.Mh. Atilla Ak'ın sevgili oüyükannesi; Necla ve merhum Fikret Üster'in, merhum Av. Süha Emilsili ve merhume Efser Emilsili'nin çok kıymetli anneleri; merhum Sırn Emilsili'nin sevgili eşi tnönü'nün mesajı SHP Genel Başkanı Erdal tnönü de mesajında, "68 yıl önce Ankara'da TBMM'nin topianmasının yalnız Türk tarihinin değil, 20. yüzyılın en önemli olaylanndan biri olduğunu" belirtti. Inonu "Atatürk'un dahiyane buluşu, 23 Nisan'ı çocuk bayramı ilan ederek, çocuklanmıza en güzel bayramı armagan ederken, geleceğimizi de güvence altına almak olmnştur" dedi. • ZEKİYE EMİLSİLİ Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumenin cenazesi 23.4.1988 Cumartesi günü (bugün) Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Edimekapı Sakızağacı aile kabristamna defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. DSP ve SHP ~ ANMA Aramızdan aynlışırun 2. yıldönümünde sevgili AİLESİ DSP Genel Başkanı Necdet Karababa, TBMM'nin açılışının 68'inci yıldönümünün buruk bir sevinçle kutlandığına işaret ederek, "Aradan 68 yıl geçmiş olmasına rağmen, TBMM'nin yapısına baktığımızda toplumun tüm kesimlerinin temsil edilmediğini görmekteyiz" dedi. H. İBRAHİM BÜK (19521986) Seni, onurlu yaşamıru daima hatırlayacağız. AİXESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle