Katalog

Cumhuriyet Birinci tura 2 gün kaldı Sahıbi Cumhurıyeı Matbaacılık ve Gazetecılik Türk Anonim Şirketi adına Nadir N»di # Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal, Müessese Müdu'U Emiıu Lşsklıgil, Yazı tşlerı Mudurü Oka> GoBcosin. # Haber Merkezi Müdürü: Valçın Bayer, Sa>fa Düzcnı Yuneımem. AIi Acar, # Temsılaler, ANKARA: Valçııı Dojan, İZMİR. Hikmet Çttinkaya, ADANA Cdal Başlaogıç. lstanbul Haberleri: Erhan Akyıldu, Dış Haberler Ergun Balcı, Ekonomr Osman Uagay, Kültdr: Cdal Ufler, Spor Danışmanı: Abdülksdir \ ucelman, Düzelıme Refik Durbaş, BıhmEğııım Şahin Alpay, tşSendika' Şukran Ketenci, Yurt Haberlen: Necdtl Dogan, Dızı Yazılar: Kerem Çalışku, Bursa: Levcnl Geoçtlli, • Koordınatör Ahaael Koralsaa, £ Mali Işlcr; Erol Erkul, # Reklam: Ayj« Tonın, Ek Yayınlar: Hulyı Akyol • Idarc: Hnscyin Gttrer, tşletrae: Öadcr Cdik, Bilgılşlem: Nul Inal. Btaan ve Yayan Cumhunya Matbaacılık vr Gazetecüik TA.Ş Turk Ocajı Cad. 39/41 Cjjalogu 343M l a PK 246Isıanbul Td: 512 05 05 (X hal), Tttej 22246 Fa» (1) 525 60 72 # Buroiar Aakan: Zıya GOkalp Blv Inkılap S No 19/4. Tel. 133 11 4147, T e l o 42344 F u . (4) 133 82 64 % lımlr: H Zıyı Bl» 1552 S.2/3. Tel. 13 12 30. Tdex: 52359 Faı: (51) 13 12 30 # Adaaa: lnooO Cad 119S No 1 Kal I.Td: 114550119731. Telex 62155.F« (71)32*056 TAKVÎM 23 NİSAN 1988 lmsak: 4.32 Güneş: 6.07 Öğle: 13.07 İkindi: 16.54 Aksam: 19.58 Yatsr. 21.26 Dövizler maffarada sakh Fmnscrida Dünyaca ünlü mağaralanmız seçim Türkiye'ye Batıdan jest NEW YORK (AA) Türkiye, 12 Eylül Harekâtı'ndan sonra çıkarıldığı Parlamentolararası Birlik'in Avrupa Grubu'na yeniden altndı. 108 ülkenin üyesi olduğu ve toplam 1.300 parlamenterin katılımıyla oluşan Parlamentolararası Birlik'in en etkili lobisini elinde tutan ve "12 artı grubu" olarak anılan grup, 22 Avrupa demokrasisinin temsilcilerini kapsıyor. Parlamentolararası Birlik 'in Guatemala'da yaptığı 1988 ilkbahar toplantısında Türkiye'yi temsil eden TBMM heyetinin başkam ve Anavatan Partisi Ankara Milletvekili Barlas Doğu, New York 'ta yaptığı açıklamada, Türkiye'nin "12 artı" grubuna 23. üye ülke olarak yeniden girdiğini belirtti. gergin SABETAY VAROL PARİSFransa'da cumhurbaşkanJığı seçiminin birinci turuna iki gün lcala gerginlik arttı. Propaganda kampanyasının son haftasında yürürlüğe giren seçim yasakların dan ötürü kamuoyu yoklamaları da yayımlanamıyor. önümüzdeki pazar, rakibi Başbakan Jacques Chinıc'ı geçerek ikinci sıraya geteceği umudu taşıyan eski Başbakan Raymond Barre, "Curahurbaşkanı Milternınd'ı •II edebilecek tek sağ aday" olduğunu söylemeye devam ediyor. Barre, ilk turda kendisini ayak oyunlarıyla saf dışı bıraktığına inandığı Chirac'ı kastederek, "Ikinciyi karşı tarafa kaptıracak otdnktan sonra, ilk tura kazanma Türk turizmi için önemli bir potansiyel olan "mağara turizmi" gereken ilgiyi görmüyor. Oysa Anadolu'daki mağaralar, tutkunlarına göre "cenneîten farksız" CEM HAMULOĞLU Eski Başbakan Raymond Barre, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "Mitterrand'ı alt edebilecek tek sağ aday" olduğunu söylemeye devam ediyor. nın ne yaran var?" diyor. Sinema oyuncusu Alain Ddon'un refakatinde seçim kampanyasını inatla sürdüren Barre'ı desteklemeye gelenler arasında, sağa daha yakın olanlarla "merkezd" taraftarlarm birbirinden değişik tepkiler gösterdiği gözleniyor. Kampanya boyunca sık sık tartışma konusu olan bu merkezci seçmen tabamnı kendine çekmek için "ılımh" bir ton tutturmayı yeğleyen Cumhurbaşkam François Mitterrand'ın bu kez sol kanattan zorlandığı ifade edilıyor. Sosyalist Parti'yi destekleyen bir kesim "sol" secmenin, Mitterrand'ın uzlaşmacı çağrılan karşısında özellikle birinci turda seferber oltna güçlüğü çekebileceği belirtiliyor. Bu eğilimleri saptayan Mitterrand'ın kurmaylarının, 8 mayıstaki ikinci turda sosyalist aday kazanırsa, parlamentoyu feshederek erken seçime gitme olasılığını yeniden gundeme getirdiği söyleniyor. Mitterrand, merkezci secmenle uzlaşarak taban desteğini genişletme stratejisi izlediğinden kendi koyduğu koşuilara uyarsa, şimdiki parlamentonun faaliyetlerine devam edebileceğini belirtmişti. Sağın çoğunlukta olduğu, 1986 martında seçilen meclise, Mitterrand'ın öne surdüğü koşul, kendi atayacağı başbakanın çalışmasmı engellememesi. Cumhurbaşkanının bu stratejik manevrası, aşırı sol ve Komunist Partili adaylarca Mitterrand'ın sağın özlediği politikayı sürdürmeye hazırlanması olarak değerlendirildi. Bu adaylardan sadece "yenilikçi komunist" Pierre Juquin, ikinci turda Mitterrand'ı kayıtsız şartsız destekleyeceğini şimdiden açıklamış bulunuyor. Turkiye"de uzun zaman tarih, deniz, kum ve guneş olarak algılanan turizm, artık biçim değiştiriyor. Turizm gelirlerini arttırmak için hedef gösterilen "alternatif' turizmler arasında sağlık, festival, kongre, av ve dağ turizmleri bulunuyor. Ancak tüm bu yenilik arayışlanna karşın Turk turizmi için önemli bir potansiyel olan "mağara turizmi" gereken ilgiyi görmüyor. Mağaralann genellikle kararthk, nemli ve tehlikeli yerler olarak bilinmesinin bu ilgisizlikte payı büyük kuşkusuz. Oysa konuyla ilgili olanlann, "Magara cenneti Türkiye" saptamasını yapmalanna neden olan Anadolu'daki mağaralar, yine mağara tutkunlarına göre, "cennetten farklı degil." Dünyada ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1950'li yıllarda gelişim gösteren mağara turizminden gelir elde eden Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Yugoslavya, ltalya ve Çekoslovakya gibi ülkeler arasında Türkiye yok. Oysa "Türkiye Mağara Araştırma, Tanıtma ve Turizm Derneği"nin yaptığı araştırmalara göre Anadolu'da 40 bini aşkın mağara bulunuyor. Türkiye Mağara Araştırma, Tanıtma ve Turizm Derneği'nin başkanlığını yapan Dr. Jeolog Temuçin Aygen'in, "Türkiye'deki mağaralar turizm açısından yeteri kadar değeriendirilebiliyor mu?" sorusuna verdiği yanıt şu oluyor: "Mağaralanmız çok ihmal edilmiş. Kültur ve Turizm Bakanlığı bu konuda çok vurdumduymaz. Bugüne dek hiç yardımcı olmadılar. Verdikleri mesaj ise "Mağaralara daha sıra gelmedi, ileride ilgilenilecek' şeklinde özetlenebilir." Kaş'ta yaşayan Aygen, mağaracılık tutkusunu, Kaş'a gelen yabancılara çevredeki deniz mağaralarını gezdirerek gjderiyor. Bu mevsim İtalyan ve Polonyalılardan oluşan iki grup bekleyen Temuçin Aygen, Cumhurbaşkanı adaylarına göre Kıbrıs sorunıı PARİS (Cumhuriyet) Cumhurbaşkanlığı seçiminin belli başlı adayları Kıbrıs sorunu hakkındaki görüşlerini yazılı olarak dile getirdiler. Fransa'da yaşayan 300 bin kişilik Ermeni topluluğu içinde en güçlü siyasal kuruluş olarak bilinen Taşnak Partisi ise, Sosyalist Parti'nin desteklediği aday olan Mitterrand lehine oy verme çağrısında bulundu. François Mitterrand, Jacques Chirac, Raymond Barreve komünist lider Andre Lajoinie'nin Kıbns sorunuyla ilgili göruşleri "Kıbns Cumhuriyeti'nin Dostlan Dernegi" adlı kuruluşca yöneltilen sonılara verilen yanıtları içeriyor. öte yandan Taşnak Partisi yanlısı örgütler yaptıkları Mitterrand'a oy verme çağrısında, "Fransa'nm 1915 soykınnunı resmen tanımasında Cumhurbaşkanının rolünü" ön plana çıkardılar. Fransa'da yaşayan Ermeni seçmen çoğunluğunun Mitterrand lehine oy kullanacağı sanılıyor. Dört liderin hepsi Kıbns'ta şimdiki durumun değişmesi gerektiğinde birleşerek Turk birliklerinin adadan çekilmesi yönünde fıkir bildirdiler. Cumhurbaşkanı Mitterrand, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar tarafından yürütülen görüşmelerde Türk birliklerinin Kıbns'tan çekilmesi olasılığının ciddi olarak düşünulmesi gerektiğini söyleyerek, "Bu arabuluculuk girişimi sonuçlanmazsa Frensa ve AT'Ii ortaklar Türk hükümeti nezdinde yeni bir dil kullanmak zonında kalacaklardır. 1974'teki işgal sırasında Fransız yurttaşlannın maüanna yönelik tahribat mal sahiplerine tazminat isteme hakkı vermektedir. Bu dnnım devam edemez. İstese de istemese de Türk hükümeti bu tazminat bakkını ilke olarak kabul etme dunımundadır" dedi. Başbakan Chirac ise, Türk birliklerinin Kıbns'tan çekilmesinin sorunun çözüm anahtarlarından biri olduğunu belirtti ve iki yıldan beri Ankara ile kurduğu iyi ilişkilerin Kıbrıs konusundaki görüşlerinde değişikliğe yol açmadığını söyledi. Kaş ile Fefrıye arasında bir deniz mağarası. 0 da turizm açısından değeriendirilmiyor. "Kaş'taki deniz magaralannı gezdiriyorum. Bu mağaralara ancak derüzden girilebiliyor. Karayollanna agzının biraz genişletilmesi ve karadan inmek için bir patika yapmalannı rica etmiştik. Ancak söz vermelerine karşın yapmadılar" diyor. Bir "hobi" olarak başladığı mağaracılığı daha sonra mesleği olan turizme taşıyan Gülay Güvenç, Türkiye'de mağara turizmini gerçekleştiren ilk Türk olduğunu belirtiyor. 1985 yılından bu yana düzenlediği 4 turla 60 kişiye Türkiye'deki çeşitli magaralan gezdiren Güvenç şunlan söylüyor: "Dünyanın magaralar açısından zengin ülkeleri, orneğin Amerika Birleşik Devletleri, Yugoslavya, mağara turizminden oldukça iyi paralar kazanıyorlar. Bunu dikkate alarak Kultür ve Turizm Bakanlıgı'na "mağara turizmi" için bir başvunı yaptık. Çünkü devlet desteği gerekiyordu. Ama bir sonuç çıkmadı." Türkiye'deki magaralan, "Türkiye mağara cennetidir. Dünyanın en güzel magaralan bizde" sözleriyle anlatan Gulay Güvenç, "Mağara turizmi yapabilecegimizi dünyaya lanıtmalıyız. Bu işte tanıtım çok önemli. Bir de yetişmiş elemana ihtiyaç var. Çünkü magaralan gezdirecek rehber sayısı çok az" diyor. Türkiye Mağara Araştırma, Tanıtma ve Turizm Derneği'nin yanı sıra mağara ile ilgilenen Türkiye Dumanh Magaralan ve Yeraltı Nehri: Antalya'nın Manavgat ilçesinin 20 kilometre kuzeyinde bulunan Dumanh Magaralan ile dünyanın en büyük yeraltı nehirlerinden biri sayılan Dumanlı Yeraltı Nehri, Oymapınar Barajı'nın yapılmasından sonra sular altında kaldı. Oymapınar Barajı gölunün suları altında kalmadan önce, Dumanh Magaralan ile yeraltı nehri gezilirken antik Side kentinin su yoiu da görülebiliyordu. Altınbeşik Düdensuyu Mağarası: Antalya'nın Akseki ilçesi yakmlarında bulunan Altınbeşik Düdensuyu Mağarası'nın uzunluğu 1600 metre dolayında. Mağaramn içinde kat kat iki göl bulunuyor. Mağaramn çıkış ağzında yaklaşık 125 metre uzunluğunda, bazı bölümleri 1015 metre derinlikte bir de yeraltı gölü var. Birinci gölün sonunda 44 metre yüksekliğinde dik bir duvardan sonra yaklaşık 100 metre uzunluğundaki ikinci yeraltı gölü bulunuyor. GöksuYerköprii Mağarası: Konya'ya 116 kilometre uzaklıktaki Hadım ilçesi yakmlarında bulunan Göksu Nehri, 500 metrelik bir mağara içinden geçmektedir. Mağaramn hem giriş hem de çıkış ağızlan üzerinden Göksu Nehri'ne dökülen şelaleler, buranın doğal ve turistik önemini arttırmaktadır. Cennet ve Cebennem Magaralan: 275X125 metre capmdaki bir çöküntü çukuru olan Cennet Mağarası, Türkiye'de turistik mağara denilince ilk akla gelen mağaradır. Elips biçimindeki Cennet çukurunun batı ucunda yaklaşık 60 metrede bir Roma tapınağının yıkıntısı bulunmaktadır. Cehennem mağarası ise Cennet mağarasının 75 metre doğusunda 5070 metre büyüklüğünde elips şeklinde bir çukurdur. Türkiye Mağara Araştırma Tanıtma ve Tunzm Derneğı Başkam Dr. Jeolog Temuçin Aygen'in "Turk Magaralan" adlı kitabından derlenmiştir. Pinelopi Panas'ın miras davası Haber Merkezi "Davos yumuşaması"nın ardından 1964 Kararnamesi'nin yürürlükten kaldırılması ile ilginç bir aşamaya bürünen ve Yunanistan'da da "büyük bir ilgi" ile izlenen Pinelopi Panas'ın miras davasında karar, Hazine avukatınm "hastalık mazereti" yüzünden 29 nisana kaldı. Pinelopi'nin Büyükada daki şimdiki değeri 3 milyar lirayı bulan taşınmaz mallarmı konu alan ve Hazine ile mirasçılardan Elpida Frangopulo'nun karşı karşıya geldiği davaya İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dün devam edildi. Yaklaşık 7 yıllık "hukuk maratonu" sonunda karar aşamasma gelen davanın dünkü duruşmasını Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosu Leonidas Chrysanthopoulos ile Yunan basınından gazeteciler de izledi. deki kuruluşlar arasında MTA ile çeşitli üniversitelerin mağaracılık kulüpleri bulunuyor. Bu kuluplerden biri olan Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kolu (BÜMAK) 1973'ten beri etkinlik gösteriyor. BÜMAK'ın Başkam Osman Tunalı etkinlikleri arasında geziler, dia gösterileri, seminerler, yayın ve haritalar olduğunu söylerken, mağaralara turizm açısından yaklaşmadıklarını belirtiyor. Türkiye'deki pek çok mağarayı gezen BÜMAK üyelerinin izlenimleriyle, yöre halkırun mağaralara bakış açısı şöyle ozetlenebilir: "Bizim adunız her gittiğimiz yerde 'Defıneci! Bazen 'buralarda define bulunmaz biz çok aradık, boşuna uğrasmayın' şeklinde uya nlarla da karşılaşıyoruz. Mağara içinde bulunan sarkıt ve dikitler de çoğunlukla köylüler tarafından koparılıyor. Kimisi içinde define vardır diye kopanyor. Kimisi de evine süs olarak koymak için." Bu anlatılanların dışında kalan köylüler de yok değil. Orneğin Akçakoca Fakıllı'da köylüler, yörenin deniz mevsimi çok kısa olduğu için bölgelerinde bulduklan küçük bir mağarayı turizme açmak için çalışmalara başlamışlar. Türkiye'deki mağaralann büyük çoğunluğunu barıpdıran Orta Toroslar ile Kastamoriu Zonguldak yörelerinde binlerce mağara, artık dünyada önemli bir 'turizm' nedcni olan mağara gezilerinin düzenlenmesini beküyor. ÇernobiVin etkisi hâlâ sürüyor FRANKFURT (AA) Sovyetier Birliği'ndeki Çernobil Nükleer Santralı 'nda meydana gelen kaza sonucu tüm Avrupa'ya yayılan radyasyonun hâlâ yüksek oranda varolduğu bildirildi. Alman haber ajansı DPA tarafından yapılan bir araştırmada, Çernobil fdciasımn, etkisini aradan iki yıl geçmesine rağmen hâlâ kaybetmediği ortaya çıklı. Munih Çevre Araştırmalan Enstitüsü'nün, özellikle av hayvanlan eti ile mantarlarda yüksek oranda radyasyon bulduğunu bildiren DPA şunlan kaydetti: "Toprak, radyasyon kaynağı olarak kalmaya uzun süre devam edecek." Londra'da bulunan "Royal Festival Hall'un (Kraliyet Festival Salonu) nabzı Afrika danslarıyla atıyor bugunlerde. "The Independent" Gazetesinde yer alan haberde, bir Afrika dans topluluğu olan "Adızo, PanAfrican Ensemble"ın festival salonunda "Coming Home" adlı geleneksel Batı Afrika danslanndan oluşan bir gösteri sunduğu belirtiliyor. Adizo dans topluluğu "Coming Home"da Gana'ya özgü renkli giysiler içinde, Kara Afrika'nın binlerce yıllık kültür birikiminin ayrılmaz bir parçası olan danslanm sunuyorlar. Afrika ve dans Sovyetler'le iki sınır kapısı Sarp sınır kapısı 1 ay içinde açılacak. Alicanlar sınır kapısınm açılması için de anlaşmaya vanldı. ANKARA (AA) Türkiye ile Sovyetier Birüği arasında bir deniz ticaret anlaşması parafe edilirken karayolu ve demiryolu taşımacıhğı konulannda iki protokol imzalandı. Bu arada iki ülke, Sarp sınır kapısınm bir aya kadar açılması kararı aldı. Moskova'da Türkiye ile Sovyetier Birliği arasında 1521 nisanda yapılan kara, deniz ve demiryolu taşımacılığı görüşmelenne katılan Ulaştırma Bakanlığı Müşteşan Ertan Yülek Ankara'ya döndü. Yülek, Moskova'daki görüşmelerle ilgili açıklamasında Sarp sınır kapısının bir aya kadar açılacağını, bundan sonra da Alicanlar kapısınm açılmasına ka~ar verildığinı bildirdi. Ertan Yülek, görüşmeler sonunda iki protokolün imzalanması, bir anlaşmamn da parafe edilmesiyle ilgili olarak karayolu taşımacılığı protokolü uyannca Sarp sınır kapısının en kısa zamanda açılmasının karara bağlandığını bildirdi. Yülek'in açıklamasına göre demiryolu taşımacılığı protokolü iki ülke arasında yük ve yolcu trafığine ilişkin konulan kapsarken deniz ticaret anlaşması iki ülkenin deniz ticareti alanmda işbirliğini öngörüyor. Yülek, aynca iki ülke arasında düzenli gemi seferleri konulması, ticari amaçlı Sovyet gemilerinin Türkiye'de inşa edilmesi ve onanmının anlaşmaya vanlan konular arasında bulunduğunu belirtti. Bu arada Ankara'daki TürkSovyet sımr hattının kontrolünü yapmak üzere kurulan Ortak Kontrol Komisyonu toplantısı da bitti. Deneme sınavı ynrın ANKARA (ANKA) Anadolu liseleri ile özel okullara girmek isteyen ilk okul son smıf öğrencileri as smav öncesinde kendilerini deneme olanağı bulacaklar. özel Dershaneler Birliği (ÖZDEBİR) ile Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı 'nın ortaklaşa düzenledikleri "1988 Anadolu Liseleri özel Türk ve Yabancı Okullar Deneme Sınavı" yarın 67 il merkezinde yapılacak. Abuladze'ye Lenîn Ödülü Yönetmenliğini Tengiz Abuladze'nin yaptığı ve Stalin yönetimini eleşüren 'Pişmanlık' 1987 Cannes Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü'nü kazanmıştı. MOSKOVA (AA) Sovyetier Birliği'nde 2 yıllık yasaktan sonra gösterilen, senaryosunu Gürcu Tengiz Abuladze 'nin yazdığı ve Stalin yönetimini eleştiren "Pişmanlık" adlı film, 1988 Lenin Ödülü'nü kazandı. SSCB Komunist Partisi resmi yayın organı Pravda Gazetesi, ödülün Abuladze'ye verilmesi kararının, Komunist Parti Merkez Komitesi ve 15 nisandaki Bakanlar Kurulu toplantısında alındığını belirtti. Haftalık Nedelia Gazetesi'ne bir demeç veren Abuladze, Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'yi göklere çıkararak "Oolmadan, bu filmin var olacağını düşünmüyonım. Pişmanlık sayesinde alınan bütün ödülleri onunla paylaşmak istiyorum" dcdi. Abuladze, "Perestroika olmasaydı bu film Sovyet sinemalarında izlenemezdi" dedi. Bütün dünyanın beğenisini kazanan "Pişmanlık", 1987 Cannes Film Festivali'nde jüri özel ödülünü almıştı. Davos ruhu, kültürel faaliyetleri sevdi Türkiye Yunanistan ilişkileri, kültürel alanda siyasi ve ekonomik konulardan hızh gelişiyor. Dalan, 90 kişilik bir heyetle Atina ziyaretine hazırlamyor. Kafilede Fenerbahçe Kulübü Başkam Tahsin Kaya da yer alacak. STELYO BERBERAKİS ATİNA Türkiye ile Yunanistan arasındaki kültürel faaliyetler yoğunlaşıyor. Türk ve Yunan bajbakanlannın Davos'ta aldıkları kararlardan sonra iki ülke ilişkilerinin daha çok kültürel planda peliştiği gözleniyor. Türkive ile Yunanistan arasındaki siyasi içerıkli sorunlar henüz gün ışığı görmedi. Her iki başbakan bu sorunların derhal çözülemeyeceğini sık sık açıklıyorlar. Türk işadamlarının Atina'da Yunanlı meslektaşlarıyla kurdukları temaslardan da somut sonuçlar alınamadı. Bu temaslar salt, iki ulke işadamlanmn yakmdan tanışmalarına ve ülke ekonomileri hakkında karşılıklı bilgi sahibi olmalarına yardımcı oldu. Ekonomik işbirliği için orta vadede olanaklann sağianması bekleniyor. Kültürel faaliyetler ise siyasi ve ekonomik ilişkilerden daha hızlı gelişiyor. İlk aşama da Atina Belediye Başkam Miltiades Evert'in İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın davetini kabul ederek İstanbul'u ziyaret etmesi oldu. Evert'in bu ziyareti, Yunan basınının uzun yıllardan bu yana ilk kez TürkYunan yakınlaşması doğrultusunda uzun röportajlan yayımlamasına neden oldu. Şimdi sıra Bedrettin Dalan'ın Atina ziyaretine geldi. Dalan, açıklandığı gibi, 26 mayıs tarihleri arasında, Atina'da Evert tarafından ağırlanacak. Dalan'a 90 kişilik bir kafile eşlik edecek ve aralannda yine işadamlan bulunacak. Kafilenin arasında Fenerbahçe Kulübü'nün Başkam Tahsin Kaya'nın da yer alacağı belirtildi. Dalan, Atina'dakı tanhı eserleri, tarihi Manastıraki semtinde Osmanlı döneminden kalan ve Kültur Bakanlığı'nca muze haline getirilmek için onarılan camiyi, Başbakan Andreas Papandreu'yu, Pire açıklarındaki turistik Hydra Adası'nı ziyaret edecek ve Türk Buyukelçiliği'nde düzenlenecek olan 'döner gecesi'ne katılacak. Fenerbahçe Kulübü'nün Başkam ise bir Yunan futbol takımını Fenerbahçe ile "kardeş takım" ilan edecek. Bu arada Başbakan Turgut ÖzaPın 1315 haziran tarihleri arasında yapacağı Atina ziyaretine denk duşen bir dizi kültürel gösterilerin hazırhkları başladı. Bu çerçevede, Atina'da Turk konser Büyük ihale ANKARA (AA) Yapişletdevret modeline uygun olarak gerçekleştirilecek tstanbul Atartürk Havaalanı 'nın genişletilmesi ve İstanbul Dünya Ticaret Merkezi yapımına ilişkin ihale teklifleri ahndı. 22 ocakta ihaleye çıkarılan projeye, yerli ve yabancı fırmaların oluşturduğu 8 konsorsiyum katıldı. Proje, Aıatürk Havaalanı'nın yeni terminal kompleksi ve alt yapısını içeriyor. leri, defilesi, tiyatro ve rm/ağı, Yunan kamuoyuna tanıtılacak. Devlet Tiyatrosu Genel Müdüru Cıineyt Gökçer, Atina'da sahneye konacak '7 Kocalı Hürmüz' eserinin hazırhkları için geçen hafta Atina'daydı. Cüneyt Gökçer, bundan iki yıl önce de Atina'ya geldiğinde Balkan tiyatrolannın işbirliği için çahşmış, ancak bir sonuca varılamamıştı. 7 Kocalı Hürmüz eseri, geçen 1986 yılında AIi Poyrazoğlu'nun 'İstanbul' eserinden sonra Atina'da oynanacak ikinci Türk tiyatro eseri olacak. Kesin dönüşçünün dil sorımıı NİHAT HALICI "Yaşadıklan dünyayı bir ruhsal temel açısından anlamaya çalışıyorlar. Kendilerine güvenleri yok. Anlatımları hatalı >e kanşıklıklarla dolu." Bu cümleler bir Alman öğretim görevlisinin Türkiye'de gerçekleştirdiği bir araştırmanın sonuçlarında yer alıyor. Sayılan artık yüz binleri bulan ve " 2 . Kuşak" ya da "Almancı" olarak adlandınlan kesin dönüşçüleri irdeliyor bu araştırma. Araştırmayı gerçekleştiren Giessen Üniversitesi oğretim görevlisi Prof. Dr. Helga Schvvenck, yaklaşık 1 yıl süren araştırmasının sonuçlannı geçen gunlerde İstanbul ve Ankara TürkAlman Kültür Merkezleri'nde düzenlenen konferanslarla kamuoyuna açıkladı. Federal Almanya'nın Giessen Üniversitesi'nde halen öğretim metotları konusunda dersler veren Prof. Dr. Schvvenck, Türkiye'deki araştırmasını bir Anadolu lisesinde, 53 kesin dönüşçü üzerinde gerçekleştirmiş. Schvvenck'in sonuçlanna göre iki dili de başarılı olarak kullanabilen kesin dönuşçülerin sayısı 1» 20'yi aşmazken iki dilde de başarısız olan oğrencilerin sayısı önemsenmesi gereken bir çoğunluk oluşturuyor. Araştırmanın sonuçlanna göre belirlenen 6 grup şöyle: 1) Türkçenin baskın olduğu grup. Bu grup öğrencilerden ° o 7 8'ini kapsıyor. 2) Almancanın baskın olduğu grup yine öğrencilerin % 8'ini kapsıyor. 3) Ana sorun olarak konuşma biçimi. Her beş öğrenciden biri bu gruba dahil. Bu gruba dahil olanlann konuşma biçimiyle ilgili sorunlannda yalnızca "tarzan Almancası" yaratmakla kalmayıp bir "tarzan Türkçesi" de oluşturduklan vurgulanıyor. 4) İki dilde de başarılı. Raporda grupla ilgili olarak, "Bu öğrenciler, iyi olmanın olanaklı olabileceğini kanıtlıyorlar" deniyor. 5) İki dilde de başarısızlık. Alman külturünun öğrenciler üzerinde bıraktığı derin etki onları Alman dil kurallarına gore Türkçe cümleler oluşturmaya yöneltiyor. 6) Her iki dilde de orta dereceli başan. Bu grup öğrencikin yüzde 35'ini kapsıyor. MeyTeye hasret kaldık ANKARA (AA) An kara'da kişi başına düşer meyve miktarı her geçen yıl azahyor. Geçtiğimiz mart ay içinde her Ankaralıya 2,5 kilo portakal, 1,5 kilo elma ve yarım kilo muz düştü. Toptancı Hali Müdürü Ferdan Güney, meyve tüketiminin azalmasma karşılık, sebze tüketim miktarında artış kaydedildiğini belirterek, "1987 yılı mart ayı içinde hale 1 milyon 319 bin kilo ıspanak, 766 bin kilo taze soğan, 1 milyon 650 bin kil> pırasa geldi. Bu yılın aynı döneminde ise 1 milyon 929 bin kilo ıspanak, 1 milyon 73 bin kilo taze soğan ve I milyon 408 kilo da pırasa sattldı" şeklinde konuştu.