25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 NİSAN 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 Ecevit'in uyarısı Evren, Inönü'yü kabuleîti Çankayada sürpriz görüşme Sürpriz görüşmenin bir yanlış anlamadan kaynaklandığım belirten İnönü, "Cumhurbaşkdm Evren, pazartesi günü de görüşebiliriz demiş. Ben bunu fark etmedim" dedi. İnönü, görüşülen konuların "o kadar acele" konular olmadığını söyledi. "Basınınuza yanhş izlenim verdik" dedi. ANKARA (Cumhuriyct Bürosu) Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in SHP Genel Başkanı Erdal İnönü ile "program dışı" görüşmesi siyasi kulislerde çeşitli yorum ve değerlendirmelere neden oldu. Ana rnuhalefet liderinin dün İstanbul siyahatini yarıda keserek Ankara'ya dönmesinden sonra gerçekleşen görüşme ile ilgili açıklamaiarda "Evrenİnönü buluşraaaıun herhangi bir sürpriz ya da ani getişmeye döniik olmadıgı" bildirildi. İnönü, heyecan uyandıran görüşmenin nedenini "randevuda yannş anlamaya" bağMadı. Köşk'ten yapılan açıklamada ise "Cumhurbaşkanının çağrısı ya da siyasi parti başkanlannın istegi üzerine göruşmelerin gerçekleşebilecegi" bildırildı. Evrenİnönü görüşmesinde YÖK Yasası'nda yeni kadro olanağı yaratan yasanın veto nedenleri, Kıbns sorunu, Cumhurbaşkanının ABD ziyareti, İranIrak savaşı gibi konuların ele alındığı açıklandı. Görüşmede ayrıca iç siyasal gelişmeler çerçevesinde Doğu ve Güneydoğu sorunlarının da ele alındığı öğrenildi. Bu bilgilere karşın dün gece geç vakitlerde Cumhuriyet muhabiriyle konuşan İnönü, Çankaya görüşmesinin "sohbel sımrlarını aşmadıgım" söyledi. SHP Genel Baskaru, Cumhurbaşkaru Evren'le yaptığı görüşmede Doğu ve G.Doğu sorunlarıyla bazı girişimlerin ele almmadığını ısrarla savundu. İnönü, Cumhurbaşkanı Evren'in "kendisinin tstanbol'dan alelacele gelmesine de üzüldiiğünü. böyle bir görüşmeyi önümüzdeki pazartesi günü de vapabileceklerini söylediğini" belirtli. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü 40 dakika süren görüşmeden sonra yaptığı açılmada, "Çumhurbaşkanının kendisine YÖK Yasası'nı değiştiren yasayı yeniden göriişülmek üzere TBMM'ye gönderme nedenlerini anlattığını" belirterek şunları söyledi: "Yasa, doçentlerin bulunduklan üniversit'elerde profesör olmalan için imkân sağlıyor ve kadro veriyor. Öncelikle bu kadroların doçentlere verilmesini öngöriiyor. Ayrıca yasada üniversite öğretim üyelerinin tazminatlan ile ilgili hükümler getiriliyor. Sayın Cumhurbaşkanı bunlan eşitliğe aykın, fırsat eşitliğine aykın olarak gördüğünden TBMM'yc tade ettiğini anlattı. Cumhurbakanımız, doçenllerin bulunduklan üniversitelerde profesör otmalanna karşı olmadığını, fakat öncelikle kadro verilmesinin eşitliğe aykın düsüncesinde olduğunu ifade etti. Tabii bu konuda daha önce üniversite yasası olarak bilinen bir şekilde) ken onun degişmesi ile onun getirdiği bir engel üzerine ortaya çıkan bir konudur. O bakımdan bu şekilde düzeltilroeye çalışılıyor." İnönü, Evren'in fıkrini sorduğu ikinci konunun, 19 Mayıs ile şeker bayramı olduğunu belirterek şöyle devam etti: "(Bu iki bayram üst üste geliyor. Acaba 19 Mayıs gösterilerini daha sonra yapsak bir mahsuru olur mu' diye fikrimi sordular. Ben de 40 yılda olan bir olay. böyle bir değişikliğe gerek olmadığını sanıyorum. İki bayranıın bir arada kullanılmasında bir mahsur çıkmaz, görüşünde olduğumu söyledim." SHP Genel Başkanı, ayrıca Evren ile Kıbns sorunu, Evren'in ABD ziyareti ve İran Irak savaşı konularım da ele aldıklanm belirtti. Önönü, bir gazetecinin "Pek inandına olmadı, Cumhurbaşkanı Evren Kürtçenin serbest bırakılraası ile ilgili görüş bildirdi m i " şeklindeki soruya, "Ha>ır, o konu gündeme gelmedi" yanııını verdi. İnönü, îstanbul'dan gelerek yaptığı "program dışı" ziyaretle ilgili bir soruya ise şu yanıt\ verdi: "Bir yanlış anlaşılma oldu. Sayın Cumhurbaşkanı beni çağırdığında Özel Kalem Müdürüm İslanbul'da toplantım olduğu için öğleden sonra saat 17.00'de randevuya gelebileceğimi söylemis. Cumhurbaşkanı Evren de pazartesi de görüşebiliriz, demiş. Ben bunu fark elmedim. Onun için n.OO'de geliyorum dedim ve geldim. Göriiştüğümüz konnlar o kadar acele konıdar değil, basınımıza yanlış izlenim verdik." îrtonu, "Sayın Demirel'in de davet edileceği yolunda bir izlenim edindiniz mi" şeklindeki soruya ise "Bunu Curahurbaşkanımız bilir" yanıtını verdi. Kulislerde Evrenİnönü gorüşmesini değerlendiren politikacılar görüşmenin perde arkasının kısa sürede açıklığa kavuşacağını belirterek "Cumhurbaşkanın gerekli bulduğu dunımlarda siyasi parti liderleri ile görüşme yapmasının normal olduğunu" bclirttilcr. Ancak "bir yasa değişikliğinin veto gerekçesinin açıklanmasının" ya da "bayram tatili ile ilgili bir gelişmenin" program dışı görüşme nedeni olamayacağını bildirdiler. Uçtaki gruplar partilere sızdı ANKARA (.AA) Bülent Ecevit, seçim sistemi ve Siyasi Partiler Kanunu'nun getirdiği örgutlenme sorunları ile barajlar yüzünden, sağın ve solun uçtaki gruplarınm, en çok oyu alan partilere sızdığını ve yönetimlerini ele geçirme mücadelesi verdiklerini söyledi. Ecevit, söz konusu grupların bu panilerin yönetimlerini ele geçirecekleri görüşünü savundu. Bülent Ecevit, böyle bir durumun, toplum içinde azınlıkta bulunan görüşleri, büyük partiler içinde iktidara getireceğini öne sürerek, "Bunun rejim için yaratacağı sorunlara dikkat çekmek isterim" dedi. Bülent Ecevit, dün DSP Genel Merkezi'nin altında hizmete giren parti kafeteryasının açılışını yaptı. Ecevit, acilıştan sonra gazetecilerin sorulannı cevaplandırdı. Bülent Ecevit, SHP'nin halkın bugün içinde bulunduğu ekonomrk sıkıntının sorumluluğunu paylaştığını öne sürerek, şöyle konuştu: "Demokrasi farklı göriişlerin aynı oyun kuralları içinde yanştığı bir ortamdır. Oyun kurallannın en önemlisi de seçim sistemidir. Bu konuda demokratik olmayan kurallann uygulann asına ortak olanlar, ortaya çıkan sonuçların soromluluğuna da ortak olacaklardır." Ecevit, Başbakan ÖzaPın bu seçim sistemi yüzünden, yüzde 36 oy ile iktidar olduğunu, daha beş ay geçmeden kamuoyundaki desteğini, yitirdiğini söyledi. Ecevit, "Özal, kendi getirdiği sistemin dramını yaşıyor" dedi. DSP kafeteryasının açıhşında DSP Genel Başkanı Necdet Karababa ve partinin diğer yetkilileri ile Rahsan Ecevit de bulundu. Ecevit, açılış sırasında, böyle bir girişimin Rahşan Ece.'it'in genel başkanlığı döneminde planlandığını söyledi. Aralannda Banker Bako'nun da bulunduğu 14 kışı dun 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı. (Fotoğraf: Cumhuriyet) Banker Bako'nun 22 yıl hapsi istendi İstanbul Haber Servisi Sahte devlet iç borçlanma tahvilleriyle bankaları vc piyasayı 6 milyar lira dolandırdıkian ileri sürülen Baki Cengiz Aygün (Banker Bako) ile aralannda iki banka müdürünün de bulunduğu 14 kişinin yargılanmalarına devam edildi. Esas hakkındaki görüşünde, sanıklardan 8'i hakkında beraat kararı verilmesini bildiren mahkeme savcısı, Baki Cengiz Aygün ve Besa Pazarlama ve Dış Ticaret Şirketi sahibi Erol Bulal başta olmak üzere 6 sanığın 3 ayla 22 yıl arasında hapis cezalarına çarpımlmalannı istedi. tstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dunku duruşmada esas hakkındaki görüşünü bildiren mahkeme savcısı, Baki Cengiz Aygun'un, iflasından sonra Erol Bulal ile anlaşarak Cumali Yükçu tarafından yetki verilmiş gibi sahte vekâletname düzenlediklerini bildirdi. Savcı, sanıklardan Baki Cengiz Aygün ile Erol Bulal'ın "tahvil sahlekâriığı, sahte vekâletname düzenleme, sabte tahvil ve vekâletnameyi kullanarak dolandıncılık" suçlarından TCK'nın 316/13 ve 342/2 maddeleri uyannca 7 yıldan 22 yıla kadar hapislerine karar verilmesini istedi. Bülent Genç ve Armagan Görgülii'nün 12 yıla kadar hapislerini isteyen mahkeme savcısı, banka müdürleri Hilmi Gültekin ve Mehmet Necmi Özgen'in görevi ihmalden 6 ayla 3 yıla kadar hapis cezalarına çarptırılmaları gerektiğini söyledi. Mahkeme savcısı, sanıklardan Yusuf Mavituna, Fuat Kıran, Hasan Selvi, Cumali Yükçü, Sevilay Vükçü, Tunç Seper, Nesrin Güven ve Süreyya Cerer'in ise haklarında kesin delil bulunmadığından beraatlerini istedi. Evren, YÖK yusa değişikliğini veto etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Kenan Evren, YÖK yasa değişikliğini yeniden incelenmek üzere TBMM'ye geri gönderdi. Cumhurbaşkanhğına onay için gönderilen değişiklik yasasınm geçici 8. maddesi, ürüversite senotalanna doçentlik ve profesörlük unvarlarını almak için başvuruda bulunan ve 30 Haziran 1982 tarihine kadar bu kadrolar için gerekli çalışma süresini tamamlayan öğretim üyelerine, bu unvanları verme yetkisi tanıyor. Madde, profesörlüğe yükseltilip ataması yapılmayan öğretim üyelerinin rotasyona tabi olmaksızın bulunduklan yerde profesörlük kadrolanna aıanmalannı da öngörüyordu. Üniversite çevrelerinde "kolay profesörlük" yasası olarak adlandınlan ve kadro şişkinliğine neden olacagı öne siirülen yasa değişikliği, çeşitli eleştirilere uğramışlı. Halen YÖK Yasası'na göre, profesör olabilmek için su şartları yerine getirmek gerekiyor. "Doçentlik unvanını aldıktan sonra en az iki yılı üniversilede olmak üzere 5 yıl ilgili bilim alanında çalışmak. İlgili bilim alanında uluslararası nitelikte ve orijinal yayınlar ve araştırmalar yapmak. Bir profesörtiik kadrosuna alanmıs olmak. İran Büyükelçisi Mottaki de izledi Erbakarfın Konya mitingi îlgî görmedi ce RP'li Mukadder Başegmez, topluluğa İstiklal Marşı söyleyerek mitingi başlattı. İstiklal Marşı KONYA okunurken alandaki herkesin haRefah Partisi Genel Başkanı zır ol vaziyetinde ayakta durdukNecmettin Erlan görüldü. bakan'ın katıldığı Filistin HalMitingde konuşan eski MSP kıyla Dayanışma" mitinginde baş milletvekili Sener Baltal 7 yıl, 7 ay, lannda Arapça " ABah birdir" ya 7 gün önce yapılan Kudüs'ü kurnlı bantlar bulunan gençler, İsra tarma mitinginin ihtilal nedeni olail'i simgeleyen bir kuklayı yaktılar. rak gösterilmesinin yanlış Mitingin 6 Eylul 1980'de yapılan olduğunu savunarak, " O miting olaylı "Kudüs'ü Kurtarma" mi ihtilal seoebi olsaydı, bu mitingden tingindeki gibi olaylara neden ol bir hafta sonra da ihtilal olması lamaması için geniş güvenlik önlem zım. Ama gelecek hafta benim leri alındı. Necmettin Erbakan, işim var. Sizin de ihtilal yapaca"tsrail'in yaptığı katliamlar kar ğınızı zannetmiyorum" biçiminde şısında Hitler'in yaptıklan hiç konuştu. Battal, eski mitingdeki kalır" dedi. olaylan ajanlann gerçekleştirdiğini 6 Eylül 1980'de yapılan ve İstik öne sürdü. lal Marşı'nın okunması sırasında Erbakan, "Turkiye, Mcscidi mitinge katılanlann ayağa kalk Aksa ve Filistin'in kurtanlması madıklan olaylı "Kudüs Mitingi" için insallah mitingden sonra kılıçnden sonra ikinci kez lsraü'in tcat lanmızı bileyeceğiz" dedi. lıamlannı kınamak amacıyla dün RP'lilerin 50 bin kişinin katılKonya'da Refah Partisi tarafın masını beklediği miting alanında dan düzenlenen miting, beklenen tahmini 56 bin dolayında dinleyici ilgiyi görmedi. Necmettin Erbakan toplandı, Mitinge, kapatılan Milli dün sabah karayoluyla Ankara' Selameî Partisi'nin parlamenterledan Konya'ya gidişınde kent giri ri Fehmi Cumalı, Oğuzhan Asilşinde 50 dolayında aracın bulun türk, Şener Battal, Şevket Kazan, duğu bir konvoy tarafından kar Hüseyin Erdal ve Ali^pğuz da kaşılandı. RP il binasında gazeteci tıldılar. Ayrıca Fiîistfn Kurtuluş lerle sohbet eden Erbakan, mitin örgütü Temsilciliği'nden Müşavir ge verdikleri önemi vurguladı. îbrahim Pamir ile tran BüyükelErbakan'ın alana gelişinden ön çisi Mottaki de mitingi izledi. FARUK BtLDtRİCt Dd polis yargılandı İstanbul Haber Servisi Muebbet hapis hükumlüsü Hasan Bayrak'ı işkence>le felçli bıraktıklan sa\ lyla haklarında dava açılan Nevzal Başoglu ve Ataman Taşdemir adlı iki polis memurunun yargılanmasına devam edildi. İstanbul 4. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada sanık avukatları, suçun ağır ceza gerektiren bir suç olduğundan, davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesi isteminde bulundular. Sanık pohslerden Nevzaı.Başoğlu'nun hazır bulunduğu dünkü duruşmada, suçun ağır ceza gerektirdiğini belirten Hasan Bayrak'ın avukatlan, görevsizlik kararı verilerek dosyanın ağır ceza mahkemesine görderilmesini istediler. Mahkeme, savcının da istemi doğrultusunda Hasan Bayrak'ın yeniden Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi'ne gönderilerek muayene edilmesine ve sakat kalıp kalmadığının belirlenmesine karar verdi. Duruşma, Adli Tıp raporunun beklenmesi için 15.4.1988 tarihine bırakıldı. İçişleri Bakanı'nın açıklaması Içişleri Bakanı I Mustafa Kalemli, dünkü "Olaylann Ardındaki ] Gerçek" yazımız i la ilgili olarak i Genel Yayın Mü j dürlüğune aşağj1 daki açıklamayı | gondermiştir, aynen yayımlıyo1 ruz; "Diyarbakır'da pankart asma olayı üzerine gözaltına alınan iki kız öğrencinin doktor kontrolüne sevk edilerek bekâret muayenelerinin yapılması olayı ile ilgili 15 Nisan 1988 tarihli yazınızı okudum. Hatalı bir uygulamaya karşı gösterdiğimiz büyük hassasiyetin dikkate alınmayarak; sanki tamamen zıt bir düşünce ve tutum içerisinde olduğumuzun ifade edilmesi sebebini konu ile ilgili yeterli bilginin oluşmamış olabileceğınden kaynaklandığım düşünerek aşağıdaki açıklamayı yapma gereğini duydum. 18 Mart 1988 gecesi Diyarbakır'da pankart asma olayı üzerine bazı kişilerle birlikte iki kız öğrenci de gözaltına alınmış ve Cumhuriyet Savcılığı'na se\k olunmuşlardır. Bu iki kız öğrenci, Emniyet Genel Müdürlüğünun 16.01.1986 tarihli "olay zanlılannın yakalandıklannda ve adli mercilere sevklerinde asılsız ve mesnetsiz işkence iddialarımn önlenebilmesi için doktor raporları alınması"na dair genelgesi uyannca doktor kontrolüne sevk edilerek bekâret muayeneleri yapılmıştır. Hiçbir zaman tasvip etmediğim ve açıkça kınadığım bu uygulama ile ilgili duşüncelerimizi ve bu husustaki tutumumuzu Bakanhğımın bütçesi görüşülürken, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de en açık bir biçimde ifade ettim. Bu sözlerim Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 13.04.1988 tarihli 54. birleşimine ilişkin tutanakta yer almıştır. Bu tutanağın ilgili sayfasının bir örneğini ilişikte takdhn ediyorum. Sözlerim aynen şöyledir: "Bir diğer olay da, Sayın Milletvekillerimiz, kürsüye getirdikleri için açıklamakta fayda görüyorum: Diyarbakır'da bir ihbar üzerine ve bir pankart asma olayı üzerine, yakalanan 2530 kişilik grubun içinde, iki kız öğrencinin doktor muayenesine sevk edilerek, bekâret muayenelerinin yapıldığj olayıdır. Doğrudur. Olayı hiçbir zaman tasvip etmiyorum ve kınıyorum. Açık bir ifade ile buradan söyluyorum, bizim ne örfümüze ne de âdetimize uyar, aynca bu clayı bu şekilde yapanların hakkında da idari soruşturma açtırdım." Bu sözlerim SHP milletvekiU lerince de alkışlanmış "bizim istediğimiz de bu Sayın Bakan" şeklinde karşılık bulmuştur. Hiçbir zaman onaylamadığım ve en açık bir biçimde kınadığım, sorumlular hakkında idari soruşturma açtırdığım bu hatalı uygulamanın savunucusu gibi gösterilmemin eksik bilgiden kaynaklanmış olsa bile beni üzdüğünü ifade etmek istiyorum. Konunun bu açıklamalarımla birlikte bir kez daha ele alınması, insan haysiyetine verdiğimiz üstün değer dolayısıyla kişinin dokunulmazlığını, maddi ve manevi varhğıru güvence altına alan Anayasa ilkesine gönulden bağlı olduğumuzu veher türlü icraatımızda bu ilkenin kararlı savunucusu olduğumuzu açık bir biçimde gosterecektir. İlgilerinize şimdiden teşekkür eder, saygılar sunarım. Doç. Dr. Mustafa KALEMLİ İçişleri Bakanı BAYRAK YAKIUH Konya'da düzenlenen'Fılistin Halkıyia Bütünleşme mitinginde bazı kışilerm yabancı ulkelenn kıyafetleriyle dolaşmaları dıkkat çekti. Bu arada Israil, Amerikan ve Sovyetler Birliğı bayrakları yakıldı. jr " Z~ k Partililerin genel sekreter adayu KongrelemDogrul ^ ^ , # SHP Tabanı GİRESUN Deniz Baykal'a yeşil ışık merkez sorunu bizi aşar. Hotmanoğlu Genel merkezde sandalye kavgası olmasıru istemiyoruz. Bir faks geliyor merkezden, sonra üç kere değişiyor. Pamuk Parti içinde tek alternatif Deniz Baykal'dır. Genel sekreter olması yetraez, genel başkan oltnalıdır. Bir partili soruyor: Peki, ama Sağlar'dan ne gördünüz? Hiçbir şey görmedik, işte mesele bu. Parti içinde kimse Sağlar'a önem vermiyor, daha genç, pişmesi lazım, mesele bu.. Bence partimizde bir genel başkan boşluğu yok. Asıl boşluk cebimizin boşluğu, parti parasız olmuyor. Genel başkanın kişiliğine kimsenin diyecek bir sözü yok. İnönü Türkiye'de politikacıların sembolü, sadece bizim değil diğer panilerin de İnönü'ye ihtiyacı vardır. Politikaaları kara gösteren düşünceye karşı İnönü'nün kişiliği temizliğin sembolüdür. Politikacıyı aklayan kişidir. Genel başkan sert çıkış yapmıyor diye eleştiriyorsunuz, Genel Sekreter Fikri Sağlar da sert çıkış yaptı diye eleştirilere uğradı? Peki ne istiyor bu örgüüer? Daha yumuşak çıkış değil, daha etkin çıkış bekliyoruz, zamanlaması yanlıştı Sağlar'ın. Sağlar'ı ofsayta düşürdüler. Parti içinde tartışüan isimleri soruyoruz bu kez: Kemal Anadol veya Aydın Giiven Gürkan isimleri genel sekreterlik için size ne düşıindüriiyor? Anadol bu yörede flaş değil. Gürkan da prestij kaybetti. Gürkan seçimi kaybetti, ismi unutuldu, silindi. Bu yörede ismi geçen tek kişi Deniz Baykal. Gürkan'ın genel başkanlığı belki gelecek kurultayda göruşülebi'ir, solda öyle bir isim lazım. Merkez ilçe başkanı genel bir değerlendirme yapıyor sonunda: Ömer Adıgüzel Henüz partileşme sürecini tamamlayamadık. Partide yönetim boşluğu var. Her kesimden insan iktidardan şikâyetçi, sıkıntılan parti oiarak sürekli dile getirmek yetmez, sonrıt çözüm yollan gösteremiyoruz, halk bize güvenemiyor. Bu kurultaydan başlayarak partinin Turkiye'nin sorunlannı nasıl çözeceğini anlatması lazım. Bunu yapacak bir kadro işbaşına gelmeli. Bu kurultaydan sonra da seçimsiz, sadece programın görüşüleceği bir program kurultayı yapılmalı. SHP'nin başında güçlü bir kişinin olmasında yarar var. Bu kişi de Erdal tnönüden başkası değil. Deniz Baykal en az bir donem genel sekreterlik yapmalıdır. Giresun'da SHP'liLr görüşlerini farklı da olsa böylece birbirlerinin yüzüne karşı söylüyorlar. Arada şakalaşmalar da oluyor. Rekabet yok mu, elbette var. Merkez ilçe seçimlerinde üç liste, il için de iki listenin hazırlandığı anlatılıyor. Merkez ilçenin neden bu kadar çekişme içinde olduğunu merak ediyoruz. Çünkü konuşmalarında üç listelik fikir ayrılıkları çıkmıyor ortaya. Sonra bunun daha çok yerel politikadan kaynaklandığı belirginieşiyor. Bu kez yapılacak \erel seçimlerde Giresun'da SHP'nin belediye başkanlığını alması olasılığı merkez ilçede ilçe kongresi öncesi adayları hareketlendirmiş. Giresun'da liman idaresi denize yasak koymuş, Giresunlu partililer ise kurultay öncesi Deniz'e yasak koymuyor, yolunu açmaya çalışı>orlar. İl politikasında farklılıklar görülse bile tnönü'nün genel başkanlığı Baykal'ın da genel sekreterliği ortak görüş ve düşünce olarak beliriyor. Tabii farklı görüşîe olanlar da var ve bunu açıkça ifade ediyorlar. FÜSUN ÖZBİLGEN GlRESUN Deniz kenarında fındık bahçeleri arasında, inişli yokuslu bir kent Giresun. Deniz kenarında, ama deniz kendilerine haram. Denizi ancak demir parmaklıklar arkasından görebiliyorlar. Sahili kocaman hapishane avlusu gibi demir parmaklıklarla çevirmiş liman idaresi. Giriş çıkışı da yasaklamış. Bu yüzden Giresurüular demir parmaklıklann ardındaki caddede dolasabüiyorlar ve denizi parmaklıklann ötesinden seyrediyorlar. İki üç yıl önce transit ticaretin canlı zamanlannda transit mallara ulaşılamaması için çevrilmiş bu demir parmaklıklar. Şu anda limanda ne bir tek gemi ne de transit bir mal sandığı var. Ancak yine de deniz yasak. Karadeniz illeri içinde, daha doğrusu gezdiğimiz pek çok yerdeki il binalanndan daha geniş ve bakımlı bir il merkezi var SHP'nin. İl başkanı Mustafa Hotmanoğlu, merkez ilçe başkanı Ömer Adıgüzel, il yönetim kurulundan Nurten Pamnk, tlhan Aras, Arif Lsluoğlu, merkez ilçe yöneticilerinden Mehmet Yiıksd, Mehmet Uzuner, eski HP it başkant Yusuf Kenan Kond, HP ile SODEP birleşmesindeki il başkanı Dr. Eyüp Durmıış, 65'li yılların TİP aday adayı Kayhan Oksal ve diğer partililerle parti binasında konuşuyoruz. Giresun, partililer arasındaki dostça yaklaşımın da etkisi ile olsa gerek, Karadeniz illeri içinde SHP'den~iki milletvekili çıkarabilmiş tek yer. Konumuz SHP ve yönetimi. inönü'nün Mech'steki bütçe konuşması değerlendiriliyor önce: İnönü yumruk vurmuyor, nazik muhalefet yapıyor, zaten yumruk vurması da karakterine aykırı, ancak o zaman da partili havaya giremiyor. Konuşmasmm salt içerik olarak iyi olması yetmiyor. İnönü'yü seçmene tanıttık, tam seçraenin kafasma yerleştirdik ki bu kez de istifa olayı oldu. Soruyoruz: Genel Başkan olarak İnönü hakkında ne düşünüyor, ne istiyorsunuz? Tartışıyorlar: İl Başkanı Hotmanoğlu İnönü'ye bağlıyız. İl yöneücisi Nurten Pamuk Ben o kadar bağlı değilim. Hiçbir zaman politikacı olamayacak bir kişi. Şahsına saygı duyuyorum, ama politika başka bir olay. İl yöneticisi tlhan Aras Biz İnönü'ye bağlıyız. Nurten Pamuk Başlangıçta tabanı sürükleyecek kapasitede olamadı. Muhalefeti de toparlayamadı, partinin güçlü bir sese ihtiyacı var, tepki verecek, ses verecek birine ihtiyacı var. Bu ses Deniz Baykal olabilir. Arif Usluoglu İstifasında blöf kokusu vardı. Bu istifa onu kamuoyunda yıprattı ise de parti içinde güçlendirmiştir. Hotmanoğlu Kurultay'da İnönü'nün karşısına başka aday çıkmayabüir. Ben Deniz Baykalın güçlü genel sekreıer olmasını istiyorum. Dr. Eyüp Dnrmuş Genel PLEKOM'DAN BİR FIRSAT Peşin fiyatına 6 taksitte AcâR 500S + Bilgisayar Teknik özellikteri: • 2bö kıloDayt ana cellek ı aoet 360 Kriobayl dvsKet SUTUC • GratıK ozelitkh tek'enk monıtor • 34 tjşİL. klavye • MSDOS lşle«m Ststem, 3 2 • ACER 710 910 1100 ve IBM PC'XT AT ile tam uyjmluluk • 21. Yüzyılı vaadeden ACER'm genişleme olanakları ve üst modelleri hakkında bilgi için lütfen bizi araymız. BILCISAYAR ELEKTRONIK SANAYİ VE TICARET A Ş. tn.bat Burosu ps.ı! 4NkAK ÇAVUŞOCLÜ derssnesı OSS' de başarılardileriz Lğitini Bizim IşiMiiz... Ünivorsito adavlarma Amortisörleri Amortısorde, Monroe dünyada tek isimdir. YılbrdıH.. 1987de kendisinden sonra gelen orrorrisörTİen bir misli fazla satmışfır (60 mılyoo adet). Kalitesi dünyaca kanıtlanmış amortisör... İNCIOİ CAD.NO 11 BAKIRKÛYlSrANBUL TEL: 57166 30 571 77 İC 571697857109 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle