18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 NİSAN 1988 DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3 ttalya'da Amerikalılara saldırı: 5 ö'lü NAPOLİ (AA) Italya'nm Napoli kentinde dün Amerikah askerlerin gittiği bir kulübün önünde, otomobile yerleştirilen bombanın patlaması sonucu en az beş kişi öldü, yirmi kişi de yaralandı. Pölis, bar, restoran ve oyun salonlarmm bulunduğu kulübün girişinde meydana gelen patlama sonucu, o sırada binanm kapısında bulunan kişilerden beşinin öldüğunü duyurdu. Patlama sırasında binanm tüm camlartmn kınldığı ve yangm çıktığı bildirildi. tran Meclis Başkanı Haşemi Rafsancani Ingiliz basınına açıkladv Rafsancani "Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasını ve Irak olarak kalmasını istiyoruz" dedi. İran Meclis Başkanı, Irak'tan savaş tazminatı alma konusunda ısrarlı olmalarına rağmen "bu ülkede dindar bir yönetim gelirse birçok şeyi unutabileceklerini" söyledi. Rafsancani, ülkesinin savaş sonrasındaki imarının tranlılar tarafından gerçekleştirileceğini bildirdi. Dış Haberier Servisi tran Meclis Başkanı Ekber Haşemi Rafsancani, "Irak'ın toprak biitünlüğünün konnunasuu" tstediklerini söyledi. Iran'ın Irak'tan savaş tazminatı almakta kararlı olduğunu tekrarlayan Rafsancani, buna rağmen Irak'ta, "Tabanı halka dayanan dindar bir yönetim gelirse birçok şeyi unntabiliriz" dedi. Rafsancani, ülkesinin savaş sonrasındaki imannın tranlılar tarafından gerçekleştirileceğini de belirtti. tran ve Irak arasında iki ayı aşkın bir süredir devam eden "kentler savaşı" dün de sürdü. Irak tsfahan ve Kum kentlerine birer füze fırlatırken, tran da Irak' 'Lrak bütün kahııalr natı alma konusunda ısrarlı olraamıza rağmen, bu ülkede tabanı halka dayanan dindar bir yönetim gelirse, birçok şeyi unutabUiriz" dedi. Meclis Başkanı, Irak'ın geleceği konusunda bazı Arap ülkeleriyle değişik düzeylerde temaslarda bulunduklannı, ancak belirlı bir sonuca ulasamadıklannı bildirdi. Rafsancani, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in yargılanması için mahkeme kurulması gerektiğini de söyledi. Rafsancani, şöyle dedi: "Bu mahkeme, uluslararası ya da tslami bir mahkeme olabileceği gibi, şekli bizim tarafımızdan ta>in cdilmeyen Birieşmiş Milletler'in himayesi altında arabulucu mahkeme de olabilir. Bu mahkemenin vereceği karan, karar ne olursa olsun biz de kabul ederiz." halkı değil, sadece Nazi liderleri cezalandırıldı." lran Meclis Başkanı, bir soru üzerine, ülkesinin savaş sonrasınRafsancani, tngiliz Observer Gazetesi muhabirinin, Almanya'daki imannın tranlılar tarafından nın savaştan sonra Doğu ve Batı gerçekleştirileceğini söyledi. olmak üzere ikiye bölündüğünü tran ve Irak arasındaki füze dühatırlatarak, Irak'ın da Güney ve ellosu dün de sürdü. tran'ın BağKuzey Irak olarak ikiye bölünme dat'a önceki gece iki füze fırlattıihtimali olup olmadığj yolundaki ğını duyurmasının ardından Irak sorusuna, "Hayır, biz Irak'ın top tarafından dün sabah yapılan rak bütünlüğünün korunmasını ve açıklamada başkent Bağdat'ın siIrak olarak kalmasını istiyoruz" vil yerleşim bolgesine düşen bir fükarşılığını verdi. AA'nın haberine zenin çok sayıda sivilin ölümüne göre, îran'ın, Irak'ta kendininki yol açtığı bildirildi. Irak askeri ne benzer bir sistem yerleştirmeye sözcüsü çok sayıda sivilin yaralançalışmadığııu kaydeden Rafsanca dığını, pek çok otomobil işyeri ve ni, "Irak halkı ne isterse biz de evin hasar gördüğünü de ekledi. onu isteriz. Irak'tan savaş tazmiIrak resmi haber ajansı 1NA, ALI SIRMEN DUNYADABUGUN Oldu mu, Sayın Ozal?» Çiri'de reformlar PEKtN (AA) Sovyetler Birliği'ndensonra Çin'de, yürürlüğe konulan reformlar çerçevesinde, ilk kez vatandaşların kendi işlerini kurma ve mülkiyet sahibi olmalarına izin verildi. Çin Ulusal Halk Kongresi'nde yapılan göruşmeler sonucu, konu ile ilgili anayasa maddesi değişiklikleri kabul edildi. Buna göre, Çin Anayasası'nın 1. maddesi, "özel mülkiyetin varlığı ve bu konudaki gelişmeler, yasalarm öngördüğü sınırlar içinde belirlenir" şeklinde düzenlendi. Irak'ın bu saldınya tsfahan ve Şiilerin kutsal şehri Kum'a birer uzun menzilli füze fırlatarak karşılık verdiğini açıkladı. Saldından sonra tran tarafından yapılan açıklamada her iki sehirde iki cami, çok sayıda ev ve dükkâna isabet eden füzelerin pek çok sivilin ölmesine ve yaralanmasına yol açtığı bildirildi. Bu arada, Tran'ın başkenti Tahran'da bir otobüs terminalinde bulunan bombanın uzmanlar tarafından etkisiz hale getirildiği kaydedildi. tran haber ajansı 1RNA, Enformasyon Bakanlığı'ndaki "yetkili bir kaynağa" dayanarak verdiği haberde, Îran'ın bulunan bomba ile ilgili olarak Irak'ı suçladığını belirtti. Alfonsin'e karşı 11. genel grev BUENOS AIRES (AA) Arjantin'de dün Başkan Raul Alfonsin'in ekonomik politikalarım protesto amacıyla genel grev yapıldı. Dünkü eylem, Alfonsin'in görev dönemi içinde yapılan 11. genel grev oluyor. Temsilciler Meclisi'nde iktidardaki Radikal Parti'nin grup başkanlığım yapan Cesar Jaroslavsky, genel grevi "yıkıcı bir tatil günü" şeklinde değerlendirerek, ana muhalefet Peronist Parti'yi grevi desteklediği için eleştirdi. ın başkenti Bağdat'a iki füze fırlattığını duyurdu. İran Meclis Başkanı Ekber Haşerni Rafsancani, "Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin yönetimden uzaklaştınlsa da, Irak'ın toprak bütünlüğünün konınması ve Irak olarak kalmasından yanayiz" dedi. Rafsancani, Ingiliz Observer Gazetesi'ne verdiği demeçte, Irak'taki Baas Partisi'nin yönetimden uzaklaştınlmasında ısrar ettiklerini belirterek, söyle konuştu: "Biz Saddam'ın gidişiyle Baas Partisi'nin de ha>atta kalamayacağına inanıyonız. Şah'ın tran'daki durumu gibi.. Hitler de cezalandınkbğmda tüm Alman ABD fırkateyninde patlama Öte yandan Körfez'de seyretmekte olan bir Amerikan firkateyninin dün bir patlama sonucu hasar gördüğü bildirildi. ABD Savunma Bakanlığı Sozcıisu Dan Howard olayda 10 denizcinin yaralandığını, ancak hayatlarının tehlikede olmadığım açıkladı. AP ise patlamanın teknenin bir mayına çarpması sonucu gerçekleştiğini bildirdi. Amerikan firkateyni USS Samuel RRoberts'in son olarak Kuveyt'e petrol taşıyan Gas King tankerine eşlik attiği belirtildi. Kitlesel tutuklamalar sürüyor KUDÜS (AjansUr) tsrail'in işgal altında tuttuğu topraklarda dört aydır sürmekte olan Filistin ayaklanmasının liderlerini smırdışı etme kararını alarak 8 Filistinliyi sımrdışı etmesinden sonra başlayan protesto gösterilerinin şiddetlenerek sürdüğu, dun Nablus kentinde çıkan olaylarda tsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu iki Filistinli'nin daha oldüğü bildirıliyor. Dün Nablus kentinde çıkan çatışmada ayrıca 8 Filistinlinin de yaralandığı haber verildi. Kudüs'teki askeri kaynaklara göre tsrail ordusu, "kışkırtıcılann drit altığı" bir bölge olarak gördüğü Salfit kasabasını ani bir operasyonla kuşattı. tsrail askerlerinin geldiğini haber vermek amacıyla bazı noktalara yerleştirilen gözcüler etkisiz hale getirilerek \apılan "lemizlik harekâtı"nda, 10 Filistinli tutuklandı. Bu arada, İsrail polisinin Doğu Kudüs'teki Faysal Hüseyni yönetimindeki "Arap Araştırmalan Merkezi"ni bastığı ve üç görev liyi tutukladığı öğrenildi. Gazze şeridindeki Şati Filistin kampında konulan sokağa çıkma yasağının sürdüğü bildirildi. Aynca evine göz yaşartıa bomba atılan 70 yaşındaki bir Filistinli kadının kaldınldığı hastanede yetkililer zehirienme sonucu öldüğünü açıklarken, ordu mensuplan olayı yalanlayarak yaşlı kadının ölümünün diğer nedenlerden olabileceğini iddia ettiler. Cebeliye mülteci kampında BM sağhk personeli; îsrail askerlerinin, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu göstericileri döverek kampa plastik mermi ve gözyaşartıc\ bomba attıklannı. 51 kişinin yaralandığını, bir kişinin gözünü kaybettiğini açıkladılar. ISRAİL Aquino Çin'de PEKÎN (AA) Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aguino, yokluğunda darbe yapılacağı yolundaki söylentilere rağmen, "ülkede istikrar olduğunu gösterecek bir gezi" için, Çin Halk Cumhuriyeti'ne geldi. Yeni Çin Haber Ajansı, Aguino'nun, Çin'in güneybatısındaki Xiamen'e geldiğini duyurdu. 4 gün sürecek Çin ziyareti, Aguino'nun 18 aydır yaptığı ilk yurtdışı gezisi oluyor. Aguino, dün sabah Manila'daki Villamore Hava Üssü 'nden Çin 'e hareket ederken, ordu da alarma geçirildi. FKÖ ve 6 bağlantısız ülkenin isteği üzerine BM Güvenlik Konseyi'nin bölgedeki durumu görüşmek üzere dün toplandığı bildirildi. Toplantıda bağlantısız 6 ülkenin, tsrail'in sımrdışı kararlarının kınanmasını öngören bir karar tasarısını gündeme getirdikleri açıklandı. FKÖ liderlerinin ayrıca Batı Şeria ve Gazze'de genel grev başlattığı ayaklanmanın başladığı günden bu yana yapılan geniş capta tutuklamalann protesto edildiği bildiriliyor. tsrail ordu yetkililerinin açıklamalanna göre bu güne kadar 4800 Filistinli tutuklandı. tsrail askerleri, Batı Şeria'daki Salfit kasabasında önceki gün 70 Filistinliyi tutukladılar. Cebeliye mülteci kampı sağlık personelı, Israıllı askerlerin, çoğunluğunu Filistinli gençlerin oluşturduğu göstericileri döverek kampa plastik mermi ve gözyaşartıcı bomba attıkjannı, 51 kişinin yaralandığını açıkladı. Smırdışı uygulamasını protesto göstenlen suruyor. (Fotoğraf: AP) Yazıya başlarken Mustafa Ekmekçi'nin hınzır kıvrak biçemini kullansak, "Özal da tonton karizmasını yitiriyor mu ne? Tünelin ucu göründu artık da ondan mı oluyor bütün bunlar" diyebiliriz. Her neyse, son zamanlarda görünen o ki, Sayın Özal eski güleryüzlü, hoşgörülü tonton halinden uzaklaşmış, çabuk öfkeleniyor ya da şaşırıp, şaskınlıktan insanın parmağını ağzında bırakan sözler soylüypf. Önceki gün gazete ve ajanslann Meclis burolarını ziyaret eden Başbakan, Cumhuriyet bürosunun duvarında gazetemizin 3 teşrinisani 1931 tarihli sayısının fotokopisini görmüş ve Yunus Nadi Bey'in o gün yayımlanan "Meclis ve Fırka Faaliyeti" başlıklı yaztsını okuduktan sonra arkadaşlarımıza dönerek şunları söylemiş: O zarnan Halk Fırkası'nı savunuyoımussunuz. Sonra CHP'yi savundunuz. Şimdi de SHP'ye terfi ettiniz. Sayın Özal'ın gözlemi, özür dileyerek belirtmek isterim, bir başbakan için oldukça yüzeyseldir. Cumhuriyet, örneğin Ulus gibi bir parti gazetesi, parti savunucusu ya da parti sözcüsü olmamıştır hiçbir zaman. Bu gerçeği belirtirken, geçmişte Halk Fırkası'nı (ki, Yunus Nadi ölene dek milletvekili idi o fırkada, sonra partide) savunmamıştır Cumhuriyet demek istemiyoruz. Ancak, fırka ile gazete arasındaki bağlantı ilkeler çerçevesinde idi. Cumhuriyet'in, kurulduğu günden bu yana neyi savunduğunu anlayabilmek için, öyküsünü birkaç tümceyle kısacık özetlemek gerek. . Yunus Nadi Bey, Osmanh'nın son dönemlerinde istanbul'da Yani Gün'ü çıkarmaktadır. Kurtuluş Savaşı'nın başlaması ile birlikte, Anadolu'ya geçen Yunus Nadi, Yeni Gün'ü orada yayımlamayı sürdürür. Bu eski Meclisi Mebusan üyesi, bir yandan da Birinci Büyük Millet Meclisi'nin üyesi ve Atatürk'ün yakın arkadaşlanndan biri olmuştur. Cumhurıyetin ilanından sonra, yeniden gazetesini İstanbul'a taşıyan Yunus Nadi, onu aym adla yayımlama düşüncesindedir. Ne var ki, Mustafa Kemal Atatürk, kendisine "Hayır" diyecektir, "Gazetenin adı Cumhuriyet olmalı. O, cumhuriyetin ilkelerini savunmalı". Ve böylelikle Yeni Gün, Cumhuriyet'e dönüşür, bugüne dek de yaşamını sürdürür. Cumhuriyet'in ilkeleri ve savunduğu düşünceler, kendisine adım veren olaydan ve kişiden kaynaklanır. Gazetenin yazılı olmayan anayasasına göre bu ilkeler, cumhuriyet devrimi ile onun kazanımlarını korumak ve zenginleştirmektir. Cumhuriyet devriminın kazanımlarını bugüne dek korumada ve onlara gelişmiş bir demokrasi ortamında daha da gelişme olanağı sağlamada gazete elinden geleni yapmıştır. Bu düşünceleri savunurken, Cumhuriyet, haberde doğruluk, yorumda özgürlük ılkesine bağlı kalarak ciddi ve güvenılir bir gazete kişiliğine erişmiştir. Olaya bu açıdan bakılınca, daha doğru bir tanı getirilmiş olur. Bugün Cumhuriyet yazarlarının çok büyük çoğunluğu yada hemen hepsi, içindeki aksaklıkları eleştirerek, bozuklukları vurgulayarak, eksiklikleri göstererek, SHP'yi kendilerine yine de daha yakın buluyorlarsa, bu davranışın nedeni şu anda siyaset sahnesinde, bu kuruluşu cumhuriyet devriminın ilkelerini korumaya ve onları gerçek bir demokrasi içinde geliştirmeye en yatkın örgüt olarak gördüklerindendir. Sayın Özal'ın hiç kuşkusu olmasın ki, sosyal adalette, özgürlükte, bağımsızlıkta, çogulculukta, laiklikte ANAP, SHP'nin biraz daha ilerisine geçmeye aday olduğu anda Cumhuriyet'in desteğini kendi yanında bulacaktır. Belirtmeye gerek yok, sözü edilen destek yorumlardadır. Yoksa Cumhuriyet, haberde nesnelliği ılke edinmiştir. O kanalla saptırılmış bir destek, ilkelerimiz içinde değildir. Bu açıklamayı yapmamızın asıl nedeni Sayın Özal'ın bizi çok şaşırtan başka bir sözüdür. Yine büromuzda bulunduğu sırada Sayın Özal aynen şunları söylemiş: Politikayı biz yapıyoruz. Basın politika yapmamalı. Olayı telefonla bildiren Ahmet Tan kendine özgü biçemi ile diyordu: Evet, gazeteler keşkül yapmalı, muhallebi yapmalı, aşüre yapmalı. Her şeyden ö n ^ , dünyada politika yapmayan gazete yoktur. Çünkü geniş anlamda politika, yaşamın tüm alanlarını kapsar. Kaldı ki, basının demokrasi içindeki işlevi, yasamanın yürütmenin, yargının eylemlerinı kamuoyuna yansıtmak, gerektiğinde konuların açıklıkla tartışılmasını sağlamaktır. Politikada ya da yargıda, parlamentoda ya da karakolda ne olduğunu bilmeyen bir toplumda seçim olur, ama demokrasi olmaz. Könularını tartışmayan bir toplumda özgürlük gelişmez. Basının, demokrasinin dördüncü gücü olarak nitelenmesinin nedeni bu işlevinden kaynaklanmaktadır. Bu gerçeği görmemek, demokrasiyi anlamamak demektir. Başka bir deyişle demokrasilerde politika o denli ciddi bir iştir ki, yalnızca politikacıların tekeline bıraktlamaz. Sayın Özal, bu gerçeği görmezden gelmiş ve cumhuriyet devrimi ile onun kazammlannın korunması kendisine görev olarak verilmiş Cumhuriyet'in parlamentodaki bürosunda, "basın politikayla uğraşmasın" buyurmuş. Dogrusu ya, bu denli yanlış bir düşünceyi dile getirmek için Sayın Başbakan bundan daha uygunsuz bir yer seçemezdi. Pakistari'daki patlama tSLAMABAD (AA) Pakistan Devlet Başkanı Ziya Ül Hak, pazar günu tslamabad ile Ravalpindi arasındaki Ojri Mühimmat Deposu 'ndaki patlamanın sabotaj sonucu meydana geldiğini bildirdi. Ziya Ül Hak, gazetecilere yaptığı kısa açıklamada, "Patlamanın sebebi, sabotajdan başka bir şey olamaz, ancak bu benim kişisel fikrim. Soruşturma daha tamamlanmadı" şeklinde konuştu. Washington Times Gazetesi de, dünkü sayısında sabotaj iddiasında bulunmuş ve patlamada, Afgan gizli servislerinin parmağt olduğunu yazmıştı. Oıirac aşırı sağ ile merkez arasında iüitterrand'ın sağ ve solun üstünde bir politika izleyerek merkez oyları da kendine çekmeyi başarması. sağın üç adayı arasındaki rekabeti Jacques Chirac keskinleştirdi. SABETAY VAROL PARtS Siyasal kamplaşmada sağ sol ayırımının eski önemini yitirdiği şeklindeki görüşler, günümüz Fransası'nda hayli yaygın. Liderler ve diğer politikacılar, şimdilik bu saptamayı açıkça ifade edememekle birlikte, uzmanlar, Fransa'daki politik dalgalanmamn, sağ ve sol kutuplardan merkeze doğru yöneldiği varsayımına ağırhk veriyor. Sondajlar, "milimetrik hassasiyette"ki ustaca i.esaplan sayesinde Sosyalist Parti'nin adayı ve cumhurbaşkanlığı unvanının sahibi François Mitterrand'ın, politik yelpazenin merkezini adım adım işgal ettiğini ortaya koydu. Elbette, merkezci seçmenin özlediği tavizleri vermek, ilk Fransa'da başkanlık seçiminin ilk turu 24 nisanda YüNANÎSTAN 4 ABD ve İngiltere dava edildi WASHINGTON (AA) ABD eski Adalet Bakam Ramsey Clark, ABD'nin önceki yıl 14 nisanda Libya'ya karşı giriştiği hava saldırısının kurbanları adına ABD yönetimi ve İngiltere aleyhine dava açtı. Clark, ABD Başkanı Ronald Reagan ve tngiltere Başbakam Margaret Thatcher'm, saldırı kurbanlarına tazminat ödemelerini sağlamak istediğini bildirdi. Clark, ABD ve tngiltere'nin "Devletler hukukunu açıkça çiğneyen bir davranış içine girdiklerini", bu iki ülkenin, bir başka ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasal bağımsızlığına karşı güç kullanmakla hukuk ilkelerini ayaklar altına aldığını kaydetti. tngiltere'den kalkan ABD savaş uçakları, 14 Nisan 1986'da, ABD tarafından "terörist mevzileri" olarak nitelendirilen Trablus'taki bazı noktaları bombalamıştı. turu 24 nisan, ikinci turu 8 mayısta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için yeterli değil. Nitekim merkezcilere en yakın aday olmasma rağmen, kendisini propaganda kampanyası sırasında militanca destekleyecek güçlü bir parti makinesine sahip olmayan eski Başbakan Raymond Barre'a, daha şimdiden seçüni yitirmiş gözüyle bakılıyor. Başbakan Jacqaes Cbirac'ı bekleyen en büyük güçlük ise, merkezi fazla kızdırmadan, aşırı sağcı aday Jean Marie Le Pen'in seçmenlerini kendine çekebilmek. İkinci turda, aşın sağla merkez arasında seçim yapma durumunda kalmamak için Chirac, daha ilk turda "tüm sag oylan kiütleme" taktiği izlemek istedi. Çünkü 8 mayıs ak Jean Marie Le Pen şamına kadar Fransa'da geçerli cepheleşmeye. bakılırsa, merkeze yakın partiler şimdiki parlamento çoğunluğu içinde kabul ediliyor. Ancak seçimi Mitterrand kazandığı takdirde, Hıristiyan demokrat ve sağ kanat radikallerinin temsil ettiği "merkezd" ya da "ortayoku" güçlerin önemli bir bölümünün demokratik solla işbirliğine yöneleceği söylentileri yaygın. Bu güçlcri kendinden koparmamak için sağ sol aynmını belirginleştirmek isteyen Chirac, Mitterrand'ın bu oyuna gelmemesi üzerine, aşırı sağla merkez arasında cambazlığa devam etmek zorunda. Kampanyanın başlangıcında Mitterrand'ı "sosyalizmini gizlemeye çalışmakla" niteleyen Chirac, son günlerde ağız değiştirerek. Cumhurbaşkanını, "Onüne kim gelirse gelsin onunla ittifak kurarak devlet başkanlığım sürdürmek istemekle" suçluyor. Geçen günlerde yapılan bir kamuoyu yoklaması, Fransızların büyükçe bir bölümünün, kendini sağcı saymakla Mitterrand'a oy verme arasında çelişki görmediğini ortaya koydu. Başka bir deyişle, kendini sağa kabul eden birçok Fransız, artık Mitterrand'dan çekinmiyor ve Chirac1 ın, "kutuplaştırarak parlamento çoğunluğunu kililleme" stratejisi beklenen sonucu vermiş gözükmüyor. Bu koşullarda aşırı sağ oyların özelliklerinin belirlenmesi büyük önem kazandı. Çünkü bu fikirdeki seçmenlerin adayı Jean Marie Le Pen'in yüzde 1112 civarında oy alacağı sanılıyor. 1988 martında yapılan ve Le Monde Gazetesi'nde yayımlanan bir anket, Le Pen'in son altı ay içinde, esnaf, tuccar ve şirket yöneticileri arasında oy oranıru yüzde 8'den yüzde 21'e çıkardığını gösteriyor. Öyle ki, bu meslek grubundaki Fransızların beşte biri, klasik sağın seçilme şansını zayıflatacağım bile bile oyunu aşırı sağ adaya vermeyi yeğliyor. Başka bir sınıflandırmaya göre kendini merkezci olarak gören seçmenlerin yüzde 13'ü, Le Pen'e oy vereceklerıni ifade ettiler. Fransa'nın ciddiyetine en çok inanılan kamuoyu araştırmalan enstitüsü olan "Sofres"in Başkanı Jerome Jaffre'nin kaleme aldığı yazıya bakılırsa, Le Pen'ci oylarda son zamanlarda görülen yukselme, Raymond BarTeın gerilemesiyle açıklamyor. Merkeze yakın olmakla birlikte eski Başbakan Barre, Jacques Chiracın, Mitterrand'ın başkanlığı sırasında başbakan olmasına karşı çıknuştı. Oysa mart 1986 tarihinde yapılan parlamento seçimlerinden sonra, sağ koalisyonun 3 sandalyeli çoğunluk elde etmesi üzerine muhafazakâr lider Jacques Chirac, Cumhurbaşkanı Mitterrand'a başbakan olmayı kabul etmişti. Bu "zorunlu" işbirliğine karşı çıkan seçmenin bir bölümünün oyu, Barre"ın seçilme şansının zayıflamasıyla birlikte aşırı sağın adayına kayması bekleniyor. Le Pen'i güçlendiren ikinci bir husus, seçmenleri arasında "Fransa'nm geleceği konusunda kötiimser" olanların çoğunlukta olması. Aşırı sağcı adaya oy vermeyi tasarlayan aym seçmen, yüzde 58 oranında "Fransa'nın dunya politikasındaki rolünün zayıflamasından" şikâyetçi. Bu olguyla birlikte, İngiltere'yi takiben, Fransa'da da sömürgecilik çağımn kapanmasmdan yıllar sonra milliyetçi tepkilerin canlılığını koruduğuna tanık oluyoruz. Ancak her şeye karşın Jean Marie Le Pen'i güçlü kılan başlıca etmen, göçmenler konusunda izlediği yabancı duşmanı demagojik tutum. Bazı lahminler, Paris'teki dar politikacılar zümresine kızan Barre'cı seçmenin bir bölümünün katılımıyla, aşın sağ adayın, Barre'dan fazla oy alarak üçüncü en çok oy alan aday haline geleceğini öne sürüyor. Bu tahmin gerçekleşirse, Chirac'ın ikinci tur öncesinde Le Pen1 le, gizli ya da açık, bir anlaşma yapması neredeyse kaçınılmaz. "Ulusal Cephe Partisi"nin iki numarası Jean Pierre Stirbois, "Masamın başucunda 1 rnayısa kadar Chirac'ın telefonunu bekliyonım" şeklinde konuşarak, kurulacak hükümette aşırı sağcı bakanlara yer verilmemesi halinde, Le Pen'in ikinci turda Chirac lehine oy verme çağrısında bulunmayacağını vurgulamak istiyor. Atîna, Ozal'dan yeni tavizler bekliyor ATtNA (AA) Yunanistan'ın, TürkiyeAT ortaklık başvurusunun, AT Konaeyi'nin 2526 nisan tarihlerinde yapacağı toplantıda ele alınmasını önleyen "veto"su, Yunan basuunda geniş şekilde yer aldı. Yunan hükümetinin Davos ruhunu nasıl değerlendirdiğini gösteren bu itirazı, gazetelerde "Papandreu'nun Türklere hayır"ı şeklinde manşet olarak verilen haberlerle duyuruldu. Gazeteler, TürkiyeAT ilişkileri ve Yunanistan'ın tutumu konusundaki haberlerinde aynca, Atinanın Kıbns'taki Türk askerleri nedem'yle Türkiye'ye AT kapısını kapadığını ve Türkiye"nin 4. mali protokolüyle AT'den 600 milyon ECU almasını engellediğini yazdılar. Yunan gazeteleri, Başbakan Ihrgut Özal'ın hazirandaki Atina ziyareti ile ilgili haberlerinde de, bu ziyaret sırasında Türkiye'nin Kıbrıs konusunda önemli bir taviz vermesinin beklendiğini üeri sürdüler. Gazeteler Özal'ın, Kıbrıs*ta bir çözüm bulunması yolunda bir VasiliuDenktaş görüşmesi sağlamak uğruna, Kıbrıs'tan bir kısım Türk askerinin çekilmesi şeklinde, bir iyi niyet jesti yapmasının söz konusu olduğunu savunarak, "Özal, Atina'ya hediye getiriyor" şeklinde başbklar kullandılar. GüNEYKIBRIS Rımılarm, Atina fırsatı' beklentisi Nea Gazetesi, özal'ın Atina'ya gidebilmesi için Kıbns'taki Türk birliklerinin tümünü geri çekeceğîne ilişkin söz vermesi gerektiğini yazdı. LEFKOŞA (AA) Başbakan Turgut Özal'ın haziran ayında Atina'ya yapacağı ziyaret, Kibrıs Rum basınında geniş biçimde yer alırken, gazeteler değişik kaynaklar gösteTerek, çeşitli iddialarayer veriyorlar. Fileleftheros Gazetesi, manşetten yayımladığı haberinde, Rum yönetiminin şimdi tek bir hedefi bulunduğunu, bu hedefin de "Atina fırsatının heba edilmemesini sağlamak" olduğunu yazdı. Gazeteye göre, Rum Dışişleri Bakam Yorgo Yakovu, butün diplomatik girişimlerde bu mesajı verdiklerini teyid etti. Gazete, Ankara'nın Kıbrıs konusunda bir süredir "pasif bir tavır" içine girdiğini ve ortaya herhangi bir goruş koymaktan kaçındığını iddia ederek, Wilkinson'un Ankara ziyareti sırasında bu tavnn açıkça göruldüğünü öne sürdü. Ta Nea gazetesi ise Özal'ın, Atina ziyaretinden önce, Türk birliklerinin bir kısmını geri çekme karannı açıklayacağıru iddia etti. Gazete, diplomatik çevrelere atfen şu yorumu yansıttı: "Eger Özal Atina ziyaretini gerçekleştirmek istiyorsa, göstermelik jestlerle yetinroemelidir. S bin ile 15 bin arasında askerin çekilmesi göstermdik bir jesttir. Özal Atina'ya gidebilmesi için Kıbns'taki Türk birliklerinin tümünü geri çekeceği konusunda taahhüde girmelidir." Ta Nea, Özal'ın Türk birliklerinin tümünü aradan çekebileceği konusunda soz verebileceğini, ancak garantiler konusunda ısrar edeceğini de öne sürdü. Gazete, Maraş'ın açılması konusunun da Özal'ın iyi niyet jestleri arasında bulunabileceğini iddialarına ekledi. w SOVYETLER BÎRLÎĞİ KGB Şefi: Batı, etnik olayları kışkırtıyor Çebrikov, Sovyet iç sınırlarımn yeniden çizilmesi ısteklerini 'sosyalizm aleyhtarlığı' olarak niteledi. MOSKOVA (AA) Sovyet Gizli Haberalma Servisi KGB'nin Başkanı ve Politbüro üyesi Viktor Çebrikov, Sovyetler Birliği'nin iç sınırlarımn yeniden çizilmesi isteklerini "sosyalizm aleyhtan" bir girişim olarak nitelendirdi. Çebrikov, Volga Nehri kıyısmdaki Çeboksari kasabasında yaptığı konuşmada, Batıyı da etnik olayları kışkırtarak SSCB'ye karşı yıkıcı eylemlerde bulunmakla suçladı. Çebrikov, Ermenistan Cumhusosyalist eylemler cereyan etti. Hatta, mevcut ulusal, idari sınırlann değiştirilmesi için isleklerde bulunuldu. Bu, emperyalist güçlerin riyeti'nin, Azerbaycan'ın ozerk Karabağ bölgesinin kendisine bağlan gizli servisleri ve yabancı sovyet masını istemesi üzerine geçen şu aleyhtan odakların aktif olarak bat ayında başgösteren etnik çatış aşın, milliyetçi eylemlere katıldıkmalarla ilgili olarak dün ilk kez lannı gösteriyor" dedi. yaptığı açıklamada, Sovyet iç sınırÇebrikov, SSCB'yi hedef alan larının yeniden çizilmesi girişimle bu tur yıkıcı eylemlerin yaratacarini "antisosyalizm" olarak nite ğı tehlikenin küçümsenmemesi geledi ve Batılı gizli servislerinin ola rektiğini bildirdi. Çebrikov'un, koya karıştığını ima etti. nuşmasında, Karabağ'ın adından Çebrikov konuşmasında, "Bili söz etmemekle birlikte buradaki yorsunuz, ülkenin çeşitli bölgele olaylara değinmek istediği berinde milliyetçi karakterde anti lirtildi. dünyaya § bakış Vıktor Çebnkov
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle