18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 NİSAN 1988 * • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURIYET/13 Ipin Ucu Kaçıyor, Ozal Farkında mı? (Baştarafı I. Sayfada) sureklı suçlayan bazen de elını kursuye vurarak tehdıt eden bır lıder vardır TV ekranlarında Bır ara kımı çevrelerde pek sevılen "Tonton Amca" ımajı çoktan sılınmış gıbıdır Bu goruntu, ıktıdarda olan bır sıyaset adamı açısından hıç de hoş değıldır Sınırlerıne egemen olamayan, duygularına kapılan bır başbakanın saglıklı kararlar alabılmesı son derece zordur Oysa oturduğu koltuk ve Turkıye'nın ıç ve dış koşulları. Sayın Özal'ın serınkanlı ve bır devlet adamına yakışır bıçımde davranmasını gereklı kılmaktadır • Başbakan Ozal neden bu kadar sınırltdır? Muhalefetın yuzünden mı? Basından mı'' "Memlekette kara tablo çızmeye meraklı adamlann çokluğundan" öturu m u 7 Neden? Muhalefetın kendısme yuktendığı doğrudur Basındakı "son /cafeten"nın duşmekie oluşu da kendısını belkı uzmektedır Ama eğer ülkede ışler lyıyse, gıdış lyıye doğruysa, Sayın Ozal neden kendını bu kadar helak edıyor kı? Başanlıysa, muhalefete de basına da "kara çalma meraklılan"na da gulup geçmesı gerekmez m ı ' Enflasyon ınışe geçmışse, onu ne muhalefet ne de basın çıkışa geçırebıhr Basın özgüriuğunün sınırtan genışletılıyorsa, aksını ne basın ne de muhalefet ıddıa edebılır Sanat ve kultür yaşamında yaratıcılık teşvık edılıyorsa, ne muhalefet ne de basın sansurden soz edebılır Ama bugun butün bunların tersı geçertı dır Enflasyon patlamış, hayat pahalılığı genış kıtlelerı kıskacına almıştır Demokrasının olmazsa olmaz kosulu ozgurbastn kavramı, hem sıyasal ıktıdarın gundemındekı taslak ve tasarılarla hem de Başbakan'ın son çıkışlarıyla golgelenmektedır Sanat ve kultur yaşamında yaratıcılığa ve ozgurluğe karşı devlet teröru ışletılmektedır Kıtaplar yasaklanmakta, ımha edılmektedır Uluslararası sınema festıvalı duzenlenmekte, fakat yertı ve yabancı fılmler yasaklanmakta, sansur edılmektedır Bugune değın 40 baskı yapmış olan "Kadının Adı Yok" kıtabı, "Başbakanlık Küçuklen Muzır Neşnyattan Koruma Kurulu"nca "muzır" bulunmaktadır Içınde bulunduğumuz ortamda, Istanbul Kultur Sanat Vakfı Genel Muduru Aydın Gün, "Sanat ve kultür alanında en müstehcen söz 'yasak' sozcuğüdür" derken, çok haklıdır Sanat ve kultur çağdışı baskılan yaşarken, geçen akşam Sayın Özal'ın televızyona çıkıp kamuoyundakı yaygın deyışle "Papatyalar Vakfı"nm ödul törenınde sanat ve kültürün önemını vurgulayabılmesı dudaklarda yalnızca gulümsemeyle geçıştırılmıştır • Ipın ucu hızla kaçmaktadır Inış eğrısı çızen performansı, Sayın Ozal'ı gıtgıde daha çok hırçınlaştırmaktadır Tehdıt ve baskı yöntemlerı, ınışı hızlandırır ancak Bunalım ve sıkıntılar, çatışma ve kutuplaşmayla değıl, yumusama ve dıyalogla aşılabılır Sayın Özal'a bıraz tatıl yapıp yakın sıyasal tarıhın yapraklarını çevırmesı tavsıye olunur Meslek odalarından yükselen ortak ses Özal ortadireği ezdi göruşme olanâğını dahı bulamadıklanna değınen Osman Ozbek, şöyle devam edıyor "Çiftçi, patlama noktasındadır. Turklş'in toplantılan dıkkatle ızleniyor ve çıftçiye cazıp geliyor. Bizlm kesim çok buyuk bır kıtle. İşçiden daha kalabalığız ve tanm urebctsi işçi kadar bunalmışbr. Tanm ureticisini uretunden caydırecak, uretim yapamayacak kadar zor dunıma duşuren bu zamlar, bu ekonomık gelişmeler karsısında tanmda bcklenen uretim aruşı bizi sukutu hayale uğratacaktır. Bir an evvel hukumet bızı çağınp dinlesin. Karşılıklı acıl dertleri ve imkânlan tespil edip tatbikata geçelim." Osman özbek, çıftçımn 1988 yıIma çok yönlu dev sıkıntılarla gırdığını anlatıyor Geçen yılkı umnden elınde para kalmadığını, enflasyon karşısında duşuk kalan taban fiyat polıtıkasının uretıcının belını buktuğunu vvnrguluyor Çıftçı yenı urun ıçın para arayışı ıçınde ıken, devlet tarafmdan çok kısıntılı venlen kredılenn durdunıluşunun, subvansıyonlann kesılışının ustune tuz bıber ektığuu belırtıyor. Bunların ustune de tohum, akaryakıt, gubre, elektrık enerjısı, makınelere, hayvan yemlenne durmadan gelen fiyat artışlan karşısında uretıcınm buyuk bır bunalıma duştuğunu açıkhyor Şubatmart aylannda yapılan bır dızı genel kurullaıda bu sorunlann aynntılan ıle dıle gddığını, çıftçımn ofkelı ve sıkıntılanna çare bulunmasını ıstedığını anlauyor Özbek, şöyle devam edıyor "Ben, makine, gubre alamıyorum. Uretici, geçen yıl çok zarar ettiği pek çok urumın ekiminden vazgeçiyor. Yeni uretim için elinde harcama yapacağı para yok. Hayvanını borçla yemliyor. Yumurta ureticisı tavuğu kesime sevk edıyor. Etli pilice, yumurta tavuğu ile rakip oluyor. Sermaye yatınmı, borcu olan buyuk uzuntu, çaresizlik içinde. Bu boyle gitmez." OSMAN Ö Z B E K Turkıye Zıraat Odalan Bırlığı Başkanı Çiftçi de işçi gibi bunalımda Zıraat Odalan Bırlığı Başkanı Osman Ozbek, tanm ureucısımn ust uste gelen çok yönlu olumsuz gelışmeler karşısında buyuk bır bunalıma gırdığını söyluyor Uygulanan yanlış ekonomık pohtıkalar karşısında Turkıye'nın tarıra uretımınde buyuk bır gerıleme ve tanm uretımı açığı teblıkesı ıle karşı karşıya bulunduğunu belırtıyor Tanm ureucısımn sıkıntılanna çare arayışı ıçınde olduğunu, ancak acıl sorunlara olsun çözum ıçın ılgılı bakanlar ve Başbakanla HÜSAMETTİ1N T İ Y E N Ş A N Turkıve Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasvonu Başkanı Tabanm tepkki hızla artıyor Türkıye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Genel Başkanı Husamettın Tıyenşan, özal ekonomisıne öncelıkle uyelenmn çıkarlanna tercıhlerde öncelık verılmemesı nedenı ıle katılmadıklannı söylüyor. Esnaf ve sanatkârlann ulke nufusunun uçte bınm, yaratılan ışgucünün yüzde 45 4'unu ve ışletme sayısının yuzde 95'inı oluşturmalarına karşılık hukumetin butun olanaklanm ancak yuzde 5'ı oluşturan büyük ışletmelere kullandığını bebrtıyor "Hukumet 'Buyuklen desteklersek, buyütürsek, bunlara bağlı olarak kuçukler de gelışır' goruşunu savunuyor. 'Yağmur küçuklere de >xtğar' dı>orlar. Ama yağmur bize yağmıyor. Esnaf ve sanatkâr uygulanan ekonomik modelin baskısı altında eziliyor" dıyor Tıyenşan, ne zaman üyelerinın durumunu, sorunlannı dıle getırmeye kalkışsalar, kara tablo çızmeye çalışmak, sıyaset yapmakla suçlandıklarına ışaret edıyor Şoyle devam edıyor "Turktş Başkanı Şevket Bey de aynı dunımda. L'yelerimizin sorunlannı dıle getırmeye kalkıştığımızda suçlanıyoruz. Bana gore tabandan gelen şıkâ\etlen ulkeyi yönetenlere iletmek kadar faydalı bir şeyyok. Gerçekleri gostermeye çalışıyoruz. Doğnıvu soylediniz mi hemen tepki geliyor. Çok mu pembe tablo yaşıyoruz ki, biz doğruyu soylediğımızde tabloyu karartmış olujoruz. Turkiye'vı dolaşırken, kongrelerimizde uyelerimizin her gun soranlannın, şikâyetlerinin, ofkelerının arttığını goruyonız. Kongrelerde uyelerimiz Nasrettin Hoca'nın çorbayı kepçe ile içip 'ah öldum' diye bağıran hikâyesini pek seviyorlar. Bıze çay kaşığı bıle duşmuyor. Ama bakıyoruz son zamanlarda çorbayı kepçe ile icebılenlenn bile şıkâvetleri çok arttı. Son zamanlarda her şeyin kaymağını alan yuzde S'i temsil eden buyuklerin kunıluşlan çok sık ve ağır olarak Ozal ekonomısini eleştınyorlar. Buvuklenn temsil edüdığı tıcaret, sanajı odalannın başkanlannın nepsi Ozal ekonomisi ve uygulamalanndan şikâyetçiler." Tıyenşan, hükümetın, sorunlannı dınlemek ve acil çözumler aramak durumunda olduğunu söylüyor "Tabandan hınl hırıl gurultu geliyor. Bız ona tampon gorevi yapıyoroz" dıyor Alınan son ekonomık önlemlerden sonra ne yapacaklannı şaşıran akaryakıt taşımacılarının anahtar kapatma eylemı koymak ıstedıklerını, onları guçlukle sakınleştınp muzakerecı yola teşvık ettıklermı anlatıyor. Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası SEKA'nın görevî kâğıt üretmek Istanbul Haber Servısi Turkıye Gazete Sahipleri Sendikası Genel Sekreten Rerazi Erkurem, hukumetın basınla ılgılı konulan kendı çıkarlanna göre yorumlamasım ve yönlendırmesını eleştırdı Erkurera, kâğıt fiyatlarının Türkıye'de dışanya göre yuzde 4550 daha ucuz olduğu beyanlannın yanlış olduğunu behrttı ve "Kâgıt fiyatlannı durmadan yukseltmekle buyuklu kuçuklu butun basınımıza, dergı ve kıtap sanayiinc buyuk darbe vurulacakür" dedı Başbakanın ve hukumet uyelerinın basına yönelık eleştınlen uzenne dun bır açıklama yapan Turkıye Gazete Sahipleri Sendikası Genel Sekreten Erkurem, "Başbakanımızi bazen basınımıza karşı çok yumuşak ve iyımser, bazen de çok sert ve halta tehdıt edıci bir tavır içınde goruyoruz. Acaba ikisinın arasını bulmak o kadar zor mu" dıye sordu ve şoyle devam ettı "Hukumetin tafihsizligi basınla ilişkîlerini duzenleyecek ve basın konulannı bılen bır basın danışmanına sahip bulunmaması >e gelişiguzel temaslaria kararlar vermesidır. Bilen bilmeyen herkes gelişiguzel konusuyor. Kendisine gore yorumluyor veya basınla ilgıli işlerin kendı çıkarlanna gore yönlendirilmesinı istı>or." Erkurem, hukumetin ıkıncı taUhsızlığının BasınYayın ve Enformasyon Genel Mudurluğu ıle SEKA'nın başındakılenn son gunlerde yanlış beyanlarda bulunarak surtuşmelen arttırdığını behrterek "SEKA Genel Mudurunun gorevinin kâğıt uretmek ve satraak olduğunu unutarak gazetelenn yonetınüne ilişkın konularda ahkâm kestiğini" söyledı. Erkurem, Başbakan ve bazı bakanlara kâğıdın dışanya nazaran yüzde 4550 daha ucuz olduğu yolunda venlen bılgılerde "bir yanlış anlama ve yorumhuna" bulunduğunu bıldırdı Erkurem daha sonra şunları söyledı Bugun SEKA'mn vergisiz satiş fiyaü 636.000 TL/tondur. İsveç FOB teslim fiyatı ise 536.dolar/ton olup bngunku kura gore 667.320.TL/ton eder. tki kâğıt arasındakı r o 15 gramaj ve kalıle farkının »ağladıgı tonda 80 dolan dıkkate aldıgınuzda İsveç kâğıdının fabrika çıkış fiyatı 567.720.TL'ye duşmektedır. Bu fiyat SEKA'ya gore tonda 68.280.TL daba ucuzdur. Dışardan gelen kâğıdın fiyatı bu. Tabii diger ulkelenn tamamen aksine gumrukten geçerken ahnan çeşitli vergi ve fonlarla aradaki fı>at farkını buyutmek sonra da SEKA'mn kâğıdı ucuz diye zam yapmak duşuncesı a>n bır >oldur. Unutulmamalıdır kı, kâğıt fivatlannı durmadan >ukseltmekle buyuklu kuçuklu butun basınımıza, dergi ve kitap sanayiine buyuk darbe vurulacaktır. Eğer maksat okumayı onleraekse bu yol tutulan en dogru >oldur. tkılı fiyatın oluşmasını hukumet sağlamaktadır. Yeni bir zam yapmak duşuncesinin ikili fiyat bahanesine dayandınlmasım bir kenara bırakarak asıl nedenin basına ekonomık baskı ve gayri iktisadi >önetılen SEKA fabrikalannı koruma duşuncesi oldugunun belirülmesi daha dogru olacaktır. Bu arada şu hususu da belirtmek ıstenm: Basınımızın disıplinli olup olmadığı konusu ıse misafirlenmizin karar vereceği bir lonu değıldır. Bızlerın de misafırlerin ulkelen üe ilgıli muspet olma>an goruşlerımızin olduğu dikkatten uzak tutulmamahdır." T E O M A N A L P T Ü R K Turkıye Muhendıs ve Mımar Odalan Bırlığı Başkanı Gelir dağıkmı açıkça bozuldu Turkıye Muhendıs ve Mımar Odalan Bırlığı Başkanı Teoman Alptürk butun çalışan kesımler gıbı muhendıslenn de Özal ekonomısmın sonuçlanndan olumsuz etkılendıklennı söyluyor 24 Ocak ve 4 Şubat ekonomık kararlarına bakıldığında en etkıleyıcı olay olarak yatırunlann azaltılmasını gördüklennı belırtıyor Alpturk, yatınnüann azaltılmasının, mühendıslık hızmetlennın daraltılmasımn muhendısler yanında asıl tum çalışanlarm çok yönlu olumsuz etkılenmelen anlamına geldığtm anlatıyor Ucretlı ve maaşlı çalışanlarm mıllı gelırden aldıkları payın 8 yılda yuzde 32 79'dan yüzde 17'ye düşmesının enflasyonun yuzde 70'lere tırman masınm, gelır düımlen arasındakı uçurumun buyümesınm olumsuz gelışmelenn en açık göstergelen olduğunu vurguluyor Alptürk TMMOB olarak, üyelennın sorunlarına ılışkın eleştın getırdıklerınde, sorunun muhatabı ıster ıktıdar ıster K l f yönetıcılen olsun, hoşnutsuzluğun ortaya konulduğuna ışaret edıyor " H e ş tiriye lahammulleri yok. Oysa meslek orgutleri vapı taşlandır. Meslek kunıluşlan çalışanlanndan tıpkı sendikalardan olduğu gibı hoşnut değiller. Pek çok orgut \oneticisi işlerini kaybettiler. Bu durum demokrasıyi içine sindirememekten kaynaklanıyor" dıyor TMMOB Başkanı muhalefet partı lıderlerının kendılerını zıyaret edıp, üyelerinın sorunlarına ve uzmaıüık alanlarındakı geuşmelere ılışkın göruşlenm aldıklanm, ancak hükümet kanadından sorun larını goruşmek uzere yaptıkları tum çağrılara yanıt alamadıklannı anlatıyor Alptürk, özal ekonomısı uygulamalannın bır parçası olan "yapişletdevret" anlayışı ıle sureklı yabancı sermaycye yonelık teşvıklenn çok yönlü olumsuz etkılen uzennde duruyor Özetle şöyle dı>or: "Son olarak 35 buyuk termik santralın bu yontemle yapılması soz konusu. Yabancı sermaye, uzmanı ve muhendısı ıle gelıyor. Bizden sadece vasıfsız isçiyi kullanıyor." T E O M A N E V R E N Turkıye Barolar Bırlığı Başkanı Devletin parası eriyip gidiyor Barolar Bırlığı Başkanı Teoman Evren ANAP ıktısadı pohtıkası ıle devletin elınde çok buyuk paralar toplandığını, ancak bu kaynaklann ıyı değerlendınlemeyerek enyıp gıttığım söyluyor Ekonomıde bütün ışıkların kırmızı sınyal vermeye başladığını belırtıyor Evren, uygulanan ekonomık modelin sonuçlanndan bınmn de Türkıye'de gıderek yerleşen ahlak bozukluğu olduğunu vurguluyor "Rnşvet, kara para, kaçakçüık, batık krediler. Bu alışkanhklar topluma yerieşmiş oldu. Artık hangı değişikliği getinrsemz getırin, toplumu bu deger kavbından kurtarmak, yeni bir değerier sıstemine sokmak son derece guçleşmıştir" dıyor Teoman Evren Ozal ekonomısınm genel değerlendırmesını yaparken göruşlenm şoyle özetlıyor "Ekonomiyı genel olarak enflasyona yenık duşmuş buluyorum. Enflasyonla uretımı arttırarak enflasyonu onleme olayı gerçekleşmedi. Enflasyon olanca hızı ile suruyor. Altımn, dovizin, taşmmazlann fıyatlan arasındaki ufak bir mukayese, ne kadar buyuk enflasyon olduğunu gostenyor. Bu a>nı zamanda zorunlu bır israf ekonomısını gelıştıriyor. Herkes para)i mal ve eşyaya kullanıyor. Parayı bir buza benzetebiliriz. Kendı kendine yok oluyor. Uzucu olan dar ve sabıt gelırlının giderek çok zor şartlara duşmelerıdır. Toplumun onemli bir kesimı giderek gecekonduya yonelmekle, yemek ıhtiyacım karşılamakta guçluklerle karşı karşıya kalmaktadır." Barolar Bırlığı Başkanı, uyelerı avukatlann aslında sabıt gelırlı duşunulemeyeceklennı ancak bol kazançları olmadıklanna ışaret edıyor. Özal ekonomısının uyelenne yönelık etkılennı anlatırken şunları söyluyor "Ozal ekonomisı avukatlan bırinci sınıf tuccar gibı gorup ona gore vergilendiriyor. Ozellikle meslege yenı girecek arkadaşlar için buyuk guçlukler ortaya çıkmıştır, Adalet Bakanlıgı'nın ıki yılda bir belırledıgı avukatlık ucret tarifelerı çok duşuk duzeyde kalmakta, durmadan artan enflasyonla bırlıkte enmektedır. Uyelerimizin buyuk bır kesimı memur. Buyuk bır kesimı de memur kadar ancak kazanıyor. O kadar kazanamayan bir keam de var. Uyelerimiz bu ekonomıde olumsuz vonde ctkileniyor." ANAP'ta dağunklık (Baştarafi l. Sayfada) lerinde hukumeti savunacak malzeme bulmakta guçlttk çeker oldular" bıçımınde ıfade edılen ekonomık polıtıkaya ılışkın huzursuzluk, partı teşkılatındakı etkısız ve Meclıs grubundakı "boşvermişlik" üe bırleşınce partııun tum organlan arasında bır kopukluk doğmasına yol açtı Yem Bakanlar Kurulu'nun saptanmasından sonra meydana çıkan "kuskunler" uygulanan ekonomık pohtıka ve Başbakanın partı ve Meclıs grubu ıle yetennce ılgılenmemesı sonucunda daha da arttı Bu nedenle örneğın eskı Bakan Zeki Yavuztnrk, Başbakanın duzenledığı kokteyl ve >emeklere katılmamaya özen gösterırken, eskı TBMM Başkanı Necmettin Karaduman ıle ANAP Grup Başkanvekılı Haydar Ozalp yakınmalannı açıkça dıle getırmeye başladılar ANAP grubunda çatlama endışesıyle bağlayıcı karar alınmasından özenle kaçınılması da dıkkatı çekıyor Yerel seçım yasası konusunda alınmayan bağlayıcı karar son olarak bazı bakanlıklann butçelerınden araçların çıkarılması konusunda d a alınmayınca, ANAP'lı parlamenterler arasında TBMM Genel Kurulu'nda bıle tarüşmalar çıktı Bazı bakanlann partılı mületvekıllennın bır bölumunu ıkna ederek kendı kuruluşlanndakı araçlardan vazgeçılmemesını sağlama yolunu seçtıklen gozlemrken, ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmet Keçeciler de, Dıyanet tşlerı Başkanhğı butçesınden bazı araçların çıkarılmasını, partüı arkadaşlannın hazırladığı önergeyı, "Verin ben de imzalayayım, ben veririm" deyıp oylama sırasında cebınde tutarak önledı TBMM Genel Kurulu'nda ANAP Istanbul mılletvekılı Abdulbakı Albayrakın, "Partiyı ikije bolenler var, ıkılik çıkaranlar var" bıçımınde bağırmasma yol açan "araç saltanata" tartışmalarının bır nedenının ANAP grup başkanvekıllennın grup uzennde etkısızlığınden kaynaklandığı belırtılıyor Başbakana rağmen grup başkanvekıllığıne seçılen Haydar Özalp, grup çalışmalarıyla seçılmesınden kaynaklanan moral bozukluğu nedemyle bıhnçh olarak ılgılenmezken, eskı Devlet Bakanı Ahmet Karaevli de başkanvekılı olmasını henuz ıçıne sındıremedığınden grupla ılgılenmemeye ozen gostenyor Yetu mılletvekılı seçılen Abdulkadir Aksu'nun doğrudan grup başkanvekılhğme getınlmesı nedemyle mülervekıllen uzennde etkısız olduğu gozlenırken, kendısını grup başkanvekıllennın "duayeni" (en tecrubehsı) olarak tanımlayan eskı Bakan Mukerrem Taşçıoğlu da ANAP grubuna söz dınletemıyor Anavatan Partısı'nde ılk kez ekonomık polıtıkaya ılışkın eleştırıler, Başbakanın önunde dıle getırılmeye başlandı ANAP grup toplantısında Kayserı mılletvekılı Mustafa Şahin tarafmdan dıle getınlen duşunceler, bır süre once yapılan ANAP Grup Yonetım Kurulu ve A N A P Merkez Karar Yonetım Kurulu toplantılarında da çekınmeksızın dıle getırıldı Her ıkı toplantıda da mılletvekıllerı, ekonomık dunımun vatandaşlara yansımasından soz ederek, çalışanlann dunımlannı ıyıleştıncı bazı onlemler alınmasnı ıstedıler Bu toplantılarda bır haylı terleyen Ozal, sonunda asgan ucret, memur maaşlan, urun bedellen konulannda bazı sozler vermek zorunda kalırken, "kendisinin yalnız bırakılmamasını" ıstedı Bu arada ANAP grubundakı dağınık havanın gıderılmesı ıçın mılletvekıllerının bakanlık beklentılerının de surekh "ayakta tululraasına" dıkkat edılıyor Anavatan Partısı'nde 29 kasım seçımlen ve kongre çalışmalannı yorumlayan bır vönetıcı, "Mehmel Keçeciler'in yukseltilmesı, Mustafa Tasar'ın geri çekılmesi, Cengiz Tuncer, İbrahırn Ozdemir ve tlker Ibncay'ın partı yonetimine getırilmelen sırasında yapılan vitrin değışikliğinin bir işe yaramadığı ortaya çıktı" dedı Partının önde gelen hberallerınden Cengiz Tuncer, ANAP'ın en önemlı makamlarından bın olan teşkılat başkardıgına getırılmesıne karşın, teşkılatta et küı olamadı. U G U R CILASUN Turk Tabıpler Bırlığı Genel Sekreten Sağlık, parası olan için var Turk Tabipler Bırlığı Genel Sekreten Uğur Cılasun, Ozal ekonomısını, "Gayet yoğun bır kapkaç ekonomısı. Hayalı buyumeye dayanır Çalışan kesımlenn cebınden sermaye kesırrune kaynak aktarılması" dıye tanımlıyor Cılasun, sosyal sınıflar arasındakı farkbhklann olaganustu bır bıçımde açıldığı modelin uygulamasınm en çarpıcı sonuçlannın sağhk hızmetlennde gonılduğune ışaret edıyor Sağlık hızmetlennın devletin sorumluluğundan çıkarıldığmı, parası olanın, ancak sağlık hızmetlerınden yararlanabıldığını anlatıyor "Bu, kapitalızmın ağababası ABD'de dahı olmayan, ağır, vahşi bır duşunce" dıyor Izlenen pohtıkalar sonucu hekımlenn son 8 yıl ıçınde yaşam duzeylerınde ve çalışma koşullannda çok olumsuz gelışmeler olduğunu açıkhyor Turk Tabıpler Bırlığı Genel Sekreterı, 8 yıl ıçınde emeğı ıle geçı nenlenn aleyhıne yaşanan önemlı değışıklıklere sağlık alanından bazı örnekler venyor Bır yandan genel sağlık sıgortasından söz eden hukumetin, bır yandan da halen sıgortalı olanlara tedavıde ucret yukumluluğu geürerek onları sıgorta kapsamı dışına çıkardığını belırtıyor Ve şoyle devam edıyor "En kuçuk ameliyatın fiyatı 400500 bin lira. 6070 bın lira yatak ucreü. Bır hafta yatan bır hasta için tedavı bedeli 1 milyoau geçiyor. Emekli. dul, yetimler, bakmakla yukumlu oldukları kışıler için bu bedelın yansı olan 500 bın lirayı nereden bulup odevecekler? Ya sigortalı olmayan dar gelırli? Bu sonuç her şeyin. her hizmetin karşığımn odenmesi gerektiği anlayışı, sosyal devlet kavramı dışında bır kavramdır. Dun>ada boyle bir ulke yok. ABD bıle \oksullar için ikı sıgorta ıhdas etmek zorunda kaldı. Turkıye, çalışan kesımlere yonelik bu kadar vahşi bir saldırganlığı hıç yaşamadı. Ozal hukumetinin mantığı, topluma sağlık hizmeti verilmesıni devletin sorumluluğu içınde gormuyor. Her hizmetten yararlanmak için para mantalitesi ile surade ozelleştirmeye gidiyor. Türkıye'de parası olanın sağlık sorunu yoktur. En iyi hizmeti alır. Olmazsa yurtdışına çıkar gider. Butun mesele, ekonomik guce sahıp olmayaıüann sağlık hizmetlennden vararlanmasıdır." ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN alışkanlık yerleştırıyor Gıttığı ılde Cevrede çalışanlar, tamırherhangı bır tesısı, kuruluşu hızcıler onarılan otobusün mete açmak Geçtığımız cumarANAP otobusu olduğunu öğrenı tesı Kaysen'de Atatürk Spor Sayor Bu bılgı üzerıne çevredekı lonu'nda bır açılış ıptal edılıyor ler neredeyse hep bırlıkte aynı Çunkü, halkın katılımı beklenenın düşunceyı seslendırıyor ötesınde düşüyor Partı tabanından ve halktan "Özal bıze sureklı kazık atıyor, bız de onlara atalım, tamır ıçın gelen tepkıler sonucunda, yıne bu gezılerdekı "papatyaların fazla para alalım" Kayserı sanayı sıtesındekı bu Semra Hanım'ı karşılamaiarı" adı hava bırt sure sonra ANAP kong altında alışılmış törenler, Kaysen ıle noktalanıyor Belki bundan resıne yansıyor 1983 yılından bu sonra yıne devam edebılır Ama, yana, yanı beş yıldır "ılk kez" Kayserı tepkısı "papatyaların da ANAP Genel Başkanı Turgut Özal ANAP'lı delegelerce protes cesaretını kırmış" gorünüyor to edılıyor Kaysen'dekı protesto Toplumsal muhalefetın yukyu Eskışehır ve Ankara ANAP selmesı, bıze göre, en çarpıcı sokongrelerındekı benzer çıkışlar nucunu ANAP'ın sıyasal hesapızlıyor Ekonomık polıtıkalardakı larının değışmesınde ortaya kobaşarısıziık, halkın yıllardır görul yuyor "DYP'yı yerel seçımlerde meyen tepkısı, kendını ANAP ta erıterek, DYP mılletvekıllerını banında duyuruyor ANAP'a "transfer etmek" strateVe Kaysen kongresı ANAP |isı rafa kalkıyor Şımdı tam ters ıçın, Turgut Özal ıcın donum nok bır sureç başlıyor Yerel seçımlertasını oluşturuyor Şöyle kı de ANAP'ın önemlı oy kaybına Partıyı kuran ve ıktıdara gö uğrayacağını hesaplayan DYP turen Turgut Ozal ANAP ıçınde yönetımı "ANAP mılletvekıllerını tartışmasız lıder kımlığını koruyor DYP'de görmek ıstedıklerını' ANAP'da lıderhk koltuğu hıçbır vurguluyor şekıkte tartışılmazken, çok ınce ANAP grafiğındekı düşükluk bır nuansa dıkkat etmek gerekıANAP yönetımını harekete geçıyor Partı ıçınde artık sadece Özal'ın dedıklerı olmuyor Özal' rıyor PIAP şu sıralarda ANAP ıçın yem bır kamuoyu araştırmaın ısteğı dışında da gelışmeler sı hazırlıyor "Son seçımler ve gözlenıyor ANAP'da henüz Özal'a alternatıf yok Ama, 1988 deo,erlendırmesı" başlığı altında PIAR yurutmekte olduğu çaANAP'da Özal'ın ısteklerıne aylışmada seçımlerde ANAP'a oy kırı oluşumlar var verenierın bugünku tavrını" araşBugune dek gerek Ankara'da tırıyor Seçımde kım, neden, kıbakan ve mılletvekıllerı arasında, me oy vermış, onlar bugun ne dugerekse ANAP orgutünde herke şunüyor? sın boyu Özal'ın karşısında ınce ıken, şımdı hem mılletvekıllerı ve Kayserı kongresıyle bırlıkte hatta grup başkanvekıllerı sesle ANAP'da yenı bır sureç başlıyor rını yukseltıyor, hem de örgüt ta Kongrelerde gosterılen tepkıler, banındakı rahatsızlıklar "kork sanırız onümüzdekı donemde madan" dıle getınlıyor partının ust yonetımıne yansıya Çeşıtlı nedenlerle Anadolu' cak ve "nereye gıdıyoruz" soruya çıktığında, Ozal beş yıldır bır su daha sık karşılık arayacak (Baştarafı 1. Sayfada) CUNEYT ARCAYUREK yaz.yor perde gerısınde muhalefetın ıçınde bulunduğu durumdan kaynaklanan yadsınması zor kımı sonuçlar gun ıştğına çıkıyordu Ana muhalefete tanınan bır saatlık sureyı SHP'den ıkı sozcü yarımşar saatlık ıkı bölümde kullanacaktı Ne var kı sozcülerın konuşmaları ıçerık açısından bırbırınden farklı değıldı, üc aşağı beş yukarı ıkısı de aynı vurgulamaları, değerlendirmelerı yapıyordu Bır butçe uzennde değışık sozcülerın kullanılmasındakı amaç, genış bır konunun her bırınce başka vönlerıyle ele alınmasıydı Ikı SHP'lı, hakkında gensoru önergesı verdıklen, gunlerce kamuoyunun karşısına bu konuyla çtktıkları halde konuşmalarında Vuralhan olayına ancak üç beş satırlık değınmeler yapıyordu Sozculer kısaca, "hakkında halen soruşturma, ınceleme devam eden bır bakanın MSB gibı bakanlığm başında tutulmasında ısrar edılmesını talıhsızlık ve hata olarak görduklerını" söyluyor, sudan bır eleştırıyle daha once önemsedıklert sorunu geçıştırıyorlardı Reddedılen gensorunun arkasmdan savunma butçesı partıye Vuralhan eylemlerını ortaya koyabılme şansını verıyordu, ama SHP ele geçen fırsatı yıne kullanamıyordu Vuralhan daha sert çıkışlar beklerken ana muhalefetten gelen sıradan eleştırılerden sonra (Baştarafı 1. Sayfada) çevresınde kumelenen generallerın ortasında koltuğa bıraz daha yayılıyor, yureğı sennlıyordu "Küçük muhalefet" tanımlamasıyla önemsenmemeye çalışdan DYP adına Murat Sökmenoğlu konuşmaya başladığında, savunma butçesının 'butçe tamam, orduya selam" anlayışı ıçınde gelıp geçeceğı varsayımı güçlenmıştı Fakat ana konulan sıraladıktan sonra Sökmenoğlu konuşma suresının son yırmı dakıkasını Vuralhan olayına ayırıyordu Kamuoyunu, kuşku yok askersel kamuoyunu çok yakından ılgılendıren suçlamaları "henüz kesınleşmemış savtar da olsa" sıralamaya başlıyordu ANAP henüz dalgındı Vuralhan sınırlılık belırtılerı göstenyordu Parmaklannı sureklı masaya vuruyor, güya not alıyor, sakın durmaya çalışıyordu Sökmenoğlu söyluyor söyluyor ve sonunda hem ANAP'ın hem de ana muhalefetın ayılmasına yol açacak bır fınal yapıyordu "Hakkındakı savtan mıllet kürsüsünden savunamayan bır ınsanın ulkenın savunmasıyla ılgılı eleştınlen yanıtlamasına DYP'nın katlanamayacağını, Vuralhan kürsuye gelır gelmez grubunun Meclısı terk edeceğını" söylüyordu Bu, bütçelerını savunacağı generallenn önünde Vuralhan'a karşı cıddı bır eylemın başlangıcıydı SHP'de belıren şaşkınlığı kulıste gozlerken daha oncekı olayla ra bakışlarımızı çevırmek zorunda kalıyorduk Daha komısyonda, Vuralhan'a boykot eylemının gerçekleştırılmesı onerısını Denız Baykal Erdal Bey'e götürmuştü Soruna sahıp çıktığı kanısı veren Inönu, ıstemı gerı çevırmıştı Cıddı devlet adamlığıyla bağdaştıramadığından olacak, belkıde gruptan gelen Meclıste de boykot onerısıne katılmayan Inönü, DYP'nın başlattığı harekete ters düşüyordu Meclısten çıksa ılkelenne uymayacak, kalsa Vuralhan'a sahıp cıkar gibı duruma düşmeyecek mıydı' Böytesıne önemlı anlarda Erdal Bey'ın majestelennın muhalefetıne layık duraksamalarının cezasını büyuk seçım öncesı de çekmıştık Ozal, ana muhalefetın nıyetını anlamak, ona göreçarpık seçım yasasına da vazıyet almak ıçın Erdal Inönü'yu, bır gece yarısı çağırmış, ama ana muhalefetın seçıme boykotu ağzına bıle almadıgını, neredeyse yasaya razı, çekıngen ve kararsız olduğunu görunce bır soluk Meclıse ınmış ANAP'ı alt duzeyde oyla ıktıdar yapacak yasayı bır çırpıda geçırmıştı Ozal, seçıme boykot havasının Erdal Bey'e de egemen olduğu yargısına varsa en azından kuşkulansa, yasada belırlı değışıklıkler yapmaya zortanacaktı Erdal Bey Ozal'ı anlayamadı, boykot sürecıne gırebıleceğını dokunduramadı bıle Ulkeyı acımasız so nuçlara göturen bugunku çarpık matematık böyle gerçekleştı Meclıste Vuralhan'a karşı eylem hareketı başladığında bır başka cıddı gelışmeyı kulıste öğrenıyorduk Kıtleler Özal'a ve Özal'ın zam darbelerıne tepkı göstermek ıçın yasal eylemlere yanlı olduklarını kanıtlarken, SHP merkez yönetımı demırı tavında dövmeyı bır yana atıyor, alan mıtınglerıne paydos kararı ahyordu Pahalılık mıtınglerı yetmış de, ılçe kongrelerı varmış da, çıftçıyı, esnafı toplayan kongre bıçımı toplantılar yapacaklarmış da Gerekçe bu Oysa ANAP ıktıdarı yurda yayılan yasal mıtıng eylemlerınden çok rahatsızdı Nıtekım ANAP Genel Başkan Vekılı Eyüp Aşık aynı gun duzenledığı basın toplantısında 4 ay once seçımden cıkan bır ulkede "halkın alanlara çağnlmasına karşı olduklarını" dıle getırıyordu Toplumda ANAP'ın sılfcelenışını sımgeleyen mıtınglerı yenvor, hatta 'Buzlu yolda rampa çiKan otomobılı kullanan Turgut Bey'ı" sadece ıktıdarın değıl, muhalefetın de desteklemesını ısteyecek kadar ılerı gıdıyordu Sözlerı arasına tehdıt öğelerı koyuyor, kuşkusuz Ozal'dan aldığı buyruk doğrultusunda "ekonomı zorlanınca demokrası de zorlanır" gibı şantaj kokan anımsatmalar yapıyordu SHP ıse ışte bu ortamda alanları terk edı yordu Buna karşı Demırel, perşembeden başlayarak üç dört ılı dolaşacağını açıklıyordu DYP'nın de lıdenn gıttığı yerlerde kongrelen vardı, ama Demırel kongreyle mıtıng alanını bırleştınyor, ıç bünyeolayını Özal'a karşı kıtlesel eyleme dönüşturuyor Sankı ana muhalefetle yavru muhalefet yer değıştırıyor SHP bır koşuyor üç duruyor Köşeye sıkışmış şaşkınlıktan hata üstüne hata yapan Özal'a nefes alacak, halka TV'den dıledığını şırınga eoıp esenlığe çıkmasını sağlayacak olanaklar bahşedıyor Yasal "sureklı eylemden" vazgeçmekle tutunacak dal arayan kıtlelerı yarı yolda bırakıyor Getelım Meclıstekı sonuca Sökmenoğlu'nun açıkladığı karardan sonra Vuralhan kürsüye çıktı DYP grubu salondan ayrılmaya başladı Hıkmet Çetın ayakta, el kol hareketlerıyle SHP grubunu dışanya çağırıyordu Pek çok başka tur örnekten sonra bır kez daha ana muhalefet SHP, DYP'nın peşıne takılmış "zevahırı kurtarıyordu" Hazın bır manzara Muhalefet çıkıyor, bağırıyor, söylentyor, Mıllı Savunma Bakanı kursüye ılerlerken asken erkân ellerını yanaklarına dayamış, ordu butçelennde ılk kez yaşanan olayı ızlıyordu Erıyen bır mum gıbıydı Vuralhan kursude, ama artık dıbıne ışık vermıyordu, veremıyordu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle