24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 1988 •••• CUMHURİYET/13 600işçi dolandırıldı İstanbul Haber Servisi "Yurtdışmda iş vaadi ile kendilerinden 42'şer bin lira para alınan yaklaşık 600 kadar inşaat işçisi dolandırıldı. Pasaportlarım alraak ve nerede çalışacaklarını öğrenmek üzere dun Desa PazarlamaKomisyon Dış Ticaret Şirketi'nin Sirkeci'deki burosuna gelen inşaat işçileri, büronun kapalı olduğunu ve tabelalarının sökulmüş olduğunu gorunce dolandırıldıklarını anlayarak İstanbul Valiliğine ve Cumhuriyet Savcılığına başvurdular. Şirketın burosu önünde uzun süre toplanarak ne yapacaklannı tartışan işçiler çeşitli gazetelerde yer alan "yurtdışında inşaalta, muffakta çalıştınlacak işçi alınacaktır" ilanlan üzerine Desa Pazariama Komisyon Dış Ticaret Şirketi'ne başvurduklannı ve kendilerinden pasaport masraflan için 42'şer bin lira alındığını anlattılar. İş için şirkete Turkije'nin çeşitli illerinden yaklaşık 600 kişinin başvurdugunu belirten işçiler, "Resmen dolandınldık" diye yakındılar. Eşi ve 3 çocuğunu rehin aldı VAN (Cumhuriyet) Van'da bir banka memuru, eşi ve 3 çocuğunu eve kapatarak rehin aldı. Bir banka şubesinde 22 yılhk meraur olan Ali Seydi Şahin (46), dün saat 08.00 sıralannda eşi Azime, çocuklan Ercan (15), Hacer (13) ve Cumhur Şahin'i av tüfeğiyle tehdit edip dışan çıkmalanru engelledi. Yakınlannın durumu polise bildirmesi üzerine olay yerine bir ekip gönderildi. ancak Ali Seydi Şahin av tüfeğiyle ateş açarak, Bekir Oren (42) adb polis memurunu omuzundan yaraladı. Bu sırada eşi Azime Şahin'in evden kaçtığı gözlendi. Yetkililerce, Seydi Şahin'in çalıştığı banka şubesinden bir hafta önce yıllık izne ayrıldığı ve bir sureden beri bunalım içinde bulunduğu belirtiliyor. Şahin'in eşi ıle arasında şiddetli geçimsiziik bulunduğu da öne sürülüyor. Türkıye'de bir firma tarafından ADIDAS patentiyle üretilen ürünler dün bir defileyle davetlilere tanıtıldı. 1988 ADIDAS ürünlerinin tanıtımı nedeniyle düzenlenen defileye ünlü Alman futbolcu Breitner de katıldı. Defîlenin son bölümünde podyuma çıkan ünlü futbolcu, "Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor'u şimdi daha iyi tanıyoruz." dedi. (Fotoğraf AA) Ispanya'nın Barcelona kentinde her yıl antika arabaların katıldıjı bir otomobı! yarışı duzenlenir. Bu yıl yarışa katılan 126 otomobi! arasında en çok dikkati çekenler, antika arabalannda buyuk bır mutluljkia oturan ıki yaşlı bey oldu (Fotoğraf. Reuter) Antika t otomobiller yanşıyor Breitner Istanbul'da 5 l k A r a P EmiriiMeri'nde halkın en sevdijji spor olan deve yarışları mevsımı geçen hafta hükümet yetkılilennin de katıktığı görkemlı bır törenle başladı Çocuk lokeylerin kullandıjjı develerin yarışması buyuk bır heyecanla iziendi. (Fotoğraf. Reuter) Blrle HABERLERİN DEVAMI Dış Borç, Dış Politika... lendi. Yurtiçi adresli döviz hesaplarının dış borç olarak kabul edilemeyeceğini belirten yetkililer, bunlann döviz yükümlülüğü olarak kabul edilmesi gerektiğınl söyledıler. Buna göre, Türkiye'nin döviz yükümlülükleri toplamı ise 1987 sonu itibarıyla 44 milyar doları aşıyor. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın verilerine göre, Türkiye'nin dış borç toplamı 1983 yılı sonunda 18 milyar 385 milyon dolar düzeyindeydi." •k Arkadaşımız Osman Ulagay'ın dün Ekonomi sayfasında irdelemeye başladığı "Dış Borç Çıkmazı" başlıklı dizıyorumundan bir bölüm: "Ekonomisini ayakta tutacak yeni dış kredileri bulması, Türkiye'nin vadesi gelen dış borç ana para ve faiz ödemelerini (yani dış borç servisini) aksatmadan yapmasına bağlıydı. İşin püf noktası da ışte buradaydı. Türkiye'nin dış borç servisi rakamlan o kadar buyümüştü ki Türkiye borç servisini karşılayacak miktarda yeni kredi bulmakta zorlanır hale gelmişti. Türkiye'nin 1988 yılında yapması gereken dış borç servisi son vehlere göre 7 milyar doları aşıyordu. Buna karşılık Türkiye1 nin tüm dış itibarrnı kullanarak sağlayabileceği yeni kredi desteğinin olsa olsa 5 milyar dolarda kalacağı tahmin ediliyordu. O halde borçlarını erteletmeyi de düşunmemesi halinde Türkiye, 1988 yılında 2 milyar doların üzerinde bir kaynağı dişinden tırnağından arttırıp dışanya transfer etmek zorundaydı. 1988 yılı için öngörülen cari işlemler açığı 885 milyon dolarken dış borç faiz ödemelerinin 3 milyar dolara yaklaşması da 2 milyar doların üzerinde bir net transferin söz konusu olduğunu doğruluyordu. Yıllar yılı dışarıdan net kaynak transfer ederek ayakta durmuş olan Türkiye ekonomisinin şimdi tam tersine dışa kaynak transfer etme noktasına gelmesi, befki bugüne dek yaşananlardan da daha sancılı bir ke(Baftarafı 1. Sayfada) Türkîş bu kez kararh mer sıkma dönemini gündeme getiriyordu. 'Dış borç çıkmazı' diye nitelediğimiz olay da işte buydu." • Ve Mehrnet Ali Birand'ın dünkü Mılliyet'te yer alan haberyorumundan bir bölüm. "Türkiye, dış politikadaki birçok kararlarını borç ödemelerinin yoğunlaşması nedeniyle girilen döviz darboğazından kurtulabilmek, dış kredilerde rahathk yaratabilmek, hiç değilse olumsuz etkenleri ortadan kaldırabilmek için alıyor. Bunun en belirgin işareti olarak da SEİA'nın bir süredir askıda tutulan ek mektubunun uygulamaya sokulması gösteriliyor. Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey yetkililerinin, Brüksel doruğu sırasında verdikleri bilgilere göre Washington, ek mektubun uygulamaya sokulmaması durumunda, Türkiye'nin dış kredi piyasasında olumsuz gelişmelerle karşılaşılabileceği işaretleri gösterdiği için, Ankara tutumunu değiştirdi. Türkiye'nin 1.8 milyar doları (yaklaşık 2.3 trilyon lira) bulan FMS kredilehnin faiz yüklerinin azattılması için halen Amerika'da pazarlıklar sürdürülüyor. Buna göre de eskiden çok yüksek olan faiz oranlarından kurtulabilmek için Türkiye, ticari bankalardan yeni, ancak bugünkü düzeyde (eskiye oranla çok düşük) kredi alacak. Uluslararası bankalar ise, Türkiye'ye verecekleri bu yeni borç için Amerikan devletinin garantisini istediler. Washington, işte bu aşamada, "ek mekiubun uygulamaya sokulmaması durumunda bu garantiyi vermeyeceğini" bildirdi. Amerika'nın garanti vermemesinin Türkiye'nin diğer bankalar ve genel kredi piyasalanndaki güvenilirliğine önemli bir darbe getirebileceğini düşünen Türk yetkililer, ek mektubun uygulamaya sokulmasını kararlaştırdılar." •k ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN teneği, sezgiler dışında mantık, matematik hesabın iyi yapıldığı, daha doğrusu ANAP iküdan adına önemli bir yanlış hesaplama olduğu da düşünülebilir. Türklş'in "uzlaşmacı" suçlamasına konu olan, iktidarlarla anlaşarak işçi haklanndan bir şeyter koparabilme yolundan, "eylemle" hak arama yoluna geçişi aslında yeni değil. 1984'ün ilk altı ayında acı denemelerin ardından profesyonel sendikacılar yakınmalara başlamışlardı. "Bu anayasa ve yasalarla özgur toplu pazariık düzeni yürümez, loplu pazariık ve grev hakkıodan söz edüemez" sloganı ile yola çıkışm nedeni, toplu pazariık masasında varlık olamama idi. Sendikalar çok kısa bir sürede, kendileri adına YHK'nın toplusözleşmeleri yururlüğe koyduğu dönemdeki kadar güçsüz olduklarım, toplu pazariık masasında ağırlıklarını koyamadıklanru görüp anladılar. Sendikacılar, gündemdeki toplusözleşmelerin ımzalanmaması karannm ciddiyetini bilemeyecek kadar deneysiz olabilirler miydi? Nedendi bu sevinçle karşılanan benimseme, onaylama yarışı? 1984858687'de imzalanan bütün sözleşmelerde yaşanan ve bilinçlere yerleşen tek gerçek; sendikalann bu yasal düzen, iktidardan gelen dayatmalar ve moral ortamda, toplusözleşme masalannda asla varlık olamadıklan, işverenlerin, işveren sendikalannın, hükumetin dikte ettirdiği sözleşme metinlerinin altına imza attıklarıydı. Başkanlaı kurulunun sozleşmeleri imzalamama karanndan önce kamuya yansryan KÎT sozleşmeleri ilke kararlan, Tanmlş tarafından imzalanan ilk sözleşme, bu yıl da sendikalann tek tek, birbirleri ile düşmanmışçasına imzalayacaklan sözleşmelerle işçilerin yeniden ek ağır yoksullaşmaya, hak kaybetmeye gideceğinin apaçık ortaya çıkmasıydı. "Yeni bir Türkts mi?" sorusunu getiren bu değişik görüntü, bu çaba, işte bu kaosun içinden cıkma çabası aslında sadece... (Baştarafı I. Sayfada). SHP'de çalkantı durmuyor. Belli anlar ve günler için çalkantıda duraksamalar gözlenıyor. Duraksama geçtikten sonra çalkantı yeniden alevleniyor. İşte, parti meclisi uyelerinden Cahıt Anşın'ın Sağlar'ın istifasını isteyen onergesi, bunun canlı örneği. Erdal İnönü'nün istifa edip yeniden göreve dönmesinden sonra parti meclisi cuma günü ilk kez toplanacak Ama, öyle görünüyor ki, istifa sonrası ilk toplantı, istifa öncesi toplantıdaki "kaldığı yerden" sürecek. Angın, İnönü'nün istifasıyla birlikte gelişen olaylar sırasında en büyük tepkiyi gösterenlerden biri Hatta, oiayların gelişimi üzerine parti meclisi toplantısında, o tarihte, "Bu maskaralıktır, Sağlar istifa etmeli, hiçbir şey olmamış gibi göreve devam edemez" diyor ve kapıyı çarpıp çıkıyor. Şimdi bu düşünceyle genel sekreterin istifası için önergeyi getirıyor. Gerçekte bugüne dek basına yansımayan bir merkez yürütme kurulu (MYK) toplantısı var SHP'de. İnönü'nün dönüşünden sonra bir araya gelen MYK'da üyelerden bazı lar ı İnönü'ye dönerek "Şimdi artık durum değişti, isterseniz biz görevlerimizden istifa edelım ve siz parti meclisi ıçınden yeni bir merkez yürütme kurulu seçin" önerisinde bulunuyorlar. Erol Ağagil ile Ekrem Kangal'm başını çektiği bu öneriye, inönü, "Hayır, olmaz" karşılığını veriyor ve "Benim sizlerle bir sorunum yok, herkes göreve devam edecek" diyor. Dolayısıyla, inönü, şu anda parti meclisınde ya da merkez yürütme kurulunda herfıangi bir değişikliğe karşı. Bu, aynı zamanda genel sekreterin de değişmesıne karşı çtktığı anlamına geliyor. Ortada "tekrn'k bir konu" var. Cahit Angın'ın önergesi, parti meclisi gündeminde değil. Gündeme alınması için, SHP tüzüğüne göre Angın'ın önergesi altında toplam on beş imza bulunması gerekiyor. On beş imza olmadan önerge zaten "önerge kimliği bile kazanmıyor". Dolayısıyla, Angın'ın kendısı dışında on dört parti meclisi üyesini daha ikna etmesı gerekiyor. Edebilir mi?.. Şu andaki görünüme göre "oldukça güç". Gerçi, burası SHP. Cumaya dek daha kimlerin hangi tavn takınacağı belli olmaz. Ama, önergenin "önerge kimliği kazanmasındakı güçlük" bugünden görülüyor. Bır yandan kendilerini "soteu grup" olarak tanıtanlar, bir yandan SHP'de "Baykalcılar" olarak anılanlar şu anda parti içinde "yeni bir bunalımın doğmasından yana olmadıklarım" belirtiyorlar. Parti meclisi üyelerinin çoğunluğu "Hazirandaki kurultaya kadar taşlar yerınden oynamasın" görüşünun altını çiziyor. Bununla birlikte, SHP Genel Merkezı'nde bir tepki var. MYK üyelerinden bazıları, "Eğeron beş imza bulunursa, bu b i e belli bir göstergedir ve biz de o zaman oylamada hangi kararın çıkacağını beklemeden kendiliğımizden istifa ederiz" demekten geri kalmıyor. On beş imza bulunur veya bulunmaz... Genel Sekreter Sağlar'ın istifası parti medisine gelir veya gelmez... Oylanır veya oylanmaz... Bunlar ayrı. Ama, gerçek olan şu: SHP'de sular durulmuyor. Haziran kurultayına dek bu işler zaman zaman "önerge hazırlığı" biçiminde, zaman zaman "karşılıklı eleştiri" biçiminde sürüp gideceğe benziyor. Bu arada Ozal, zamları ardı ardına uyguluyor. Papandreu ile buluşuyor. Amerika ile Savunma ve Ekonomik işbirliği Anlaşması'nı onaylıyor. Bulgaristan'la yakınlaşıyor. Birbırinden çok farklı kcnularda yasa tasarılarını Meclise gönderiyor. Halktan yeni vergi topluyor. Kısaca, ülkeyi "kendi felsefesi doğrultusunda" yönetiyor. "Ana muhalefet" SHP İse, yıiterdan beri olduğu gibi, "kendi iç kavgalarıyla" kımseye yar olmadan, bıktırıcı üslubundan vazgeçmeden toplumdaki prestijini her geçen gün biraz daha yitiriyor. Osmanlı imparatorluğu'nun kendi iç kavgalarıyla dağılma noktasına duştüğü "fetret devri"ni şimdi SHP yaşıyor. (Baştarafı 1. Sayfada) bogulunız" diye söze gırıyor, urettikleri üzümden kendilerine yedirmemeye devam edilirse, üzümü üretmekten vazgeçeceklerini anlatıyordu. Türklş içinde ezeli sağ muhalif Türk Metal Başkanı Mustafa özbek, "Yapışık kardeşler olduk. Alınan kararlan ekâksiz uygulayamazsak bize yuh olsun, size de yuh obun" sözleri ile desteğini ortaya koyuyordu. En sağda, en eyleme karşı olacağı bilinen sendika başkanları, alınan eylem kararlarının virgülüne kadar eksiksiz uygulanması için ellerinden gelen çabayı göstereceklerine namuslanmn üzerine ant içiyorlardı... Sendika başkanları el ele tutuşmuş, elleri havada sloganlara tempo tutarlarken kararlılıklarmı, kendilerine mi, işçilere mi göstermeye, inandırmaya çalışıyorlardı belli değildi. Belki de iki yönlü bir gereksinmenin sonucu idi yaratılan aşın coşkulu görüntü. Toplantının havasından, sonucundan çok hoşnut görünen Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, çıkışta kapıda karşılaşmca, "Şimdi 2 milyon olduk değil mi?" espnsi ile umudunu yansıtıyordu. Istiklal caddesine, sendikaJannın kadrolan ile gruplar halinde dagılan sendika başkanları, selamlaşırken, dönüşü olmayan bir yola girdiklerinin esprisini yapıyorlardı... Dün sabah yolda, otobüslerde gazete haberleri uzerinde konuşan işçi gruplarında, belirgin bir memnunlukla, Türklş'in olumsuz imajı arasında gidip gelen bir tartışma vardı: "Yaparlar mı, yan yolda cayarlar mı, yoksa cayamazlar mı?.." Türklş kabuk mu değiştiriyor? Yeni bir Türklş mi? Yine uyutma, oyalama mı?.. Sendika başkanları kendi aralannda konuşurlarken, dönüşü olmayan bir yola girdiklerini söylüyorlar. Başaramazlarsa yok olmaktan kurtulamayacaklannı bildiklerinden söz ediyorlar... Bir Çalışma Bakam'mn değişmesi ile ANAP'ın işçi karşısmdaki politikasının değişebüeceğini, daha doğrusu kendilerinin kurtanlabileceklerini umarüann, aylar değil, günler içinde bu noktaya gelmiş olmalarını anlayabilmek, açıklayabilmek pek kolay değil. Profesyonel sendikacıya özgü uyum ye TürkIş'e gözdağı (Baftarafı I. Sayfada) yapmak için hakh göriiyorum." Aykut, sorunların çözülmesine ilişkin zaman hakkında bılgi verirken, hazirana kadar birtakım şeylerin yasalaşacağım, bunlann bu kısa sürenin yaratacağı imkânlar kadar olacağını söyledi, şöyle devam etti: "Toplusözleşmelerde de işçiler haklannı almak için mucadele edecekler. O mucadelede istediklerini elde edemezlerse grev yapsınlar. Ben bunu hep soyluyorum. Karşı degilim. İşçi yasal zeminde mücadelesini yapsın. Ben her zaman yanlanndajım. Yasadışı zeminlerde, eger kanuna a>km birtakım zeminlerde mucadele ederlerse, onlan konıma imkânına sahip degilim." Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut, Istanbul'da çeşitli kuruluşların baskan ve danışmanlan ile öğretim üyelerinin katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada ise "Sosyal güvenlik kuruluşlannın sonınlanna" değindi. Çalışma yaşamı ile ilgili bilgi verdi. "Işverenler artık bu bakanlığa musallat olmasınlar. Onlann Sanayi ve Maliye Bakanlıklan var" dedi. Muhalefet partilerinden, Türklş'in eylem programına destek geldi. SHP Genel Sekreter Yardımcısî Ali Dinçer, acımasız ekonomik baskıların, arka arkaya geien insafsız zamların, işcilerin de sabrmı taşırdjğını belirterek, Türklş'in, ANAP'ın işçileri sefalete iten ekonomik poliükalannı protesto etmek için bir eylem programı hazırladığım anımsattı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan da, ardı ardına kesilmeyen zamlar ile işcilerin ücretlerinin eridiğini, işcilerin 1980 yıhndan bu yana fakirleştiğini anlattı. Dış borç, dış politika... Başkaca bir yoruma gerek var mı? Papandreu, Davos ve (Baştarafı 1. Sayfada) Papandreu'nun özellikle Brüksel'de Başbakan Ozal ile yaptığı göruşme sonrası, ulkesinde, "Türkiye'ye yine odün veren taraf" olarak nıtelenmesı, ^tina'da kendisıne yönelik tansiyonu arttırdı. Ancak bu tansiyon, TürkYunan ilışkilerinin "olumlu" bir doneme girmiş olmasından değil, Papandreu'nun "inandıncılığını" yitırmiş olmasından kaynaklanıyor. Yunanistan'dakı sağ eğüirali ana muhalefet partisi Yeni Demokrasi (YDP) Davos öncesine kadar Türkiye ile diyalog kurulmasından yana görundüyse de şimdi Papandreu'nun Türkiye siyasetine karşı çıkıyor. YDP, Papandreu'nun Ege ve Kıbrıs gibi Yunanistan'ın "ulusal" olarak nitelediği konularda Türkiye'ye "gereksiz" tavizler verdiğini öne suruyor ve PASOK hukümetinden çok Papandreu'nun kişiliğine saldınyor. Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ise Papandreu'dan sadece Davos kararlan konusunda Yunan kamuoyuna bilgı vermesini, bu konulara açıklık getirmesini talep ediyor. Bu arada bazı Yunan gazetelerinde Dışişleri Bakanı Karalos Papulyas ile AT işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısî Teodoros Pangalos'un istifa edeceklerine dair haberler yayımlandı. Söz konusu haberde Papulyas ve Pangalos'un Başbakan Papandreu'nun Türkiye konusunda izlediği politikaya karşı oldukları gerekçesiyle istifa edecekJeri belirtiyordu. Hukümet sözcüsu Sotiris Kostopulos dun düzenlediği basın toplantısında bu söylentileri yalanladı. Kostopulos istifa konusunda sızdırılan haberlerın Yunan milli stratejisinin Davos ve BrüksePdeki başansını gölgelemek aynı zamanda Yunan basını ile kamuoyunu aldatmaya yönelik bir "hayal iiriinü" olarak niteledi. "Başbakan Papandreu'nun Türk ve Yunan halklan arasında banşın konınması için gösterdiği gayretlere yakın iş arkadaşlan hedef seçilerek sinsi darbeler vuruluyor" dedi. Yunanistan hükümetı, hge'dekı Turk bırlikleri ile Meriç'deki Yunan birliklerinin geri çekileceği ve adalann silahtan arındırılacağı konusunda çıkan haberlen yalanladı. Hükumet sözcusu Yanis Rubatis yaptığı açıklamada, bu tur haberlerin "tamamen gerçek dışı" olduğunu belirterek, Papandreu'nun, Başbakan Turgut özal ile Bruksel'de yaptığı görfişmelerde Limni konusunun ele alınmadığını soyledi. Yunanistan'ın yeni Ankara büyükleçisi Dimitri Makris önumuzdeki pazar günü Türkiye'ye geliyor. Bir gece İstanbul'da kalacak olajı Makris pazartesi günu Ankara'ya geçecek. Makris aynı gün büyukelçilik görevine resmen başlayacak. FKO destek Prof. Mındıkoğlu'nıın (Baştarafı 14. Sayfada) de uzaktan ve yakından bir ilgim olmamıştır. Sempozyumdan sonra bir ocakbaşı sohbetinde Prof. Baran tanıfından anlatılan ve benimle ilgisi oima>sn bir fıkra. acaba hangi maksatla bana mal edilmek istenmişlir? Sempozyumun konusu olan kraniofasiyal cerrahi bugün dünyada ancak sayılı merkezlerde yapüabilmektedir. Tıbbın en zor amdivatlanndan olanve 5 Uâ 10 saat süren bu ameliyaüar. beyin cerrahlan De plastik cerrahlannın birlikte çalışmalan ile tek seansta gerçekleştirilmektedir. Anadan doğma kafatasını ve yüzü ilgilendiren onemli bozukluklann yanında. beyine kadar ilerlemiş birçok yuz ve çenefcanseıieridc bu cerrahi ekibi sayeânde iyileştirilmektedir. Baştopçu. kendisinin düzenlediği hikâyeleri haber gibi, kıymetli Cumhuriyet okurlanna sunacagına. bu önemli cerrahi olayını bildirse idi daha yararlı olmaz mı idi? Bu sempozyuma, bu ameliyatlan vapan biri ve panelist olarak istirak ettim. Kraniofasiyal cerrahinin prensipleri uzerinde durarak, başan ile sonuçlanmış birçok vak'a takdim ettim. Ege Tıp Fakültesi'nde ve Cerrabpasa Tıp Faküllesi'ode yapüarak, sempozyumda takdim edileo vak'alan plastik cerrahlar ilgi ile iziediler ve yararlandılar. Oturuma katılan cerrahlar. kraniofasiyal cerrahiyi kısa siirede Avrupa ve Amerika dıizeyine getirdiğimizi belirttiler ve bizleri kutladılar. Bu cerrahiyi birçok maddi ve tnanevi özverilerle şimdiki duzeye getiren bizler bunun karşılığında hiçbir şey beklemiyonız. Adnan Baştopçu'nun Cumhuriyet gazetesi gibi ciddi bir gazeteye yazdıgı bu haber, ne bizim ilmi çahşmalanmıza engel olacaktır, ne de kendisine bir şey kazandıracaktır. Prof. Dr. Ali Nihat Mındıkoglu Cerrahpaşa Tıp Fak. Plastik ve Rekonstnıktif Cerrahi Anabilim Dab Ögretim Üyesi (Baslarafı I. Sayfada) di. Turk tarafı da "siyasi, manevi ve insani destegin sürecegini" bildirdi. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile Kaddumi'nin başkanlık ettikleri heyetlerarası görüşme:er ise öğleden sonra yapüdı. Görüşmelerin başlamasından önce Dışişleri Bakanı Yılmaz ve Kaddumi bir süre baş başa görüştüler. Dışişleri Bakanlığı çevrelerinden edinilen bilgiye göre Kaddumi'nin yanı sıra FKÖ Ankara Temsilcisi Abu Firas ile Doğu Berlin temsilcisi Kamil lhsan'dan oluşan Filistin heyeti, Ankara'mn işgal altındaki Arap topraklarda yaşayan Filistin halkına gösterdiği destek için teşekkur etti. Dışişlen Bakanlığı'ndan Müsteşar Nüzhet Kandemir, siyasi ışlerden sorumlu Müsteşar Yardımcısî Nurver Nureş ve Doğu Dairesi yetkUilerinden oluşan Turk heyeti de tsrail'in Batı Şeria ve Gazze'de uyguladığı baskı politikasının Ankara tarafından birkaç kez kınandığını, aynca Kudüs'e gerekli uyanlarda bulunulduğunu anımsattı. Faruk Kaddumi resmi görüşmelerin hemen ardından Başbakan Turgut Özal tarafından kabul edildi. Kabul sırasında Başbakan Özal'a, FKÖ lideri Yaser Arafat'ın Tüıkiye'nin gösterdiği destek ile ilgili bir teşekkur mesajını sozlü olarak iletti. Başbakan özal da "Davos'ta ABD'nin BM temsilcisi Vfernon Walters ile göruşurken kendisine, FKÖ'nün de yer almaması durumunda Ortadoğu'da banş için görüşmelerin başanya ulaşamayacağını soyledim" dedi. FKÖ Siyasi Daire Baskanı Kaddumi, Dışişleri Bakanı Mesuı Yılmazın vereceği oğlen yemeğine katılacak ÖZDEBİR 6 MART SINAVI CEVAP ANAHTARİ tl A B A C B C A t B A 0173** B B C C C E 678D B B D ?o7122?3?«tC B E E A B 7677?8?9303132333435* 3637 38 E C E D * SAv SAL >4B ArsC DIL B p ± 39.40£11 B A C D E 1 A A A A B B C 0 A A S ^ 9 D D D D B 0 D E D g A D B E C B 4 C B E 8 C E B C B A E B A C 4041•*: B C E B C B B 0 E C C E C B C A E D A D A E D C D «2 c R E 8 A D B C C C [ D C B B B E B E A E D A E C D C B D E A 0 0 ylj. E B B E C B D A D A D C B D B C E A El D A A C D C E B A B C E B A D A D a E A B C D \ B E E A E D B B A D E U4 E B E C D C D D C D 15464'48«950it5253545556575859606'61636ı.6566676869 1*5U6;480950Sl SJS3 c 0123•> 0 B B E E A D A c A E E D E E D 8 C A D C B E B D C A A (Baştarafı 1. Sayfada) bu nezaketsiz sözleri 1986'da başına gelenlerin öfkesi ile söyledigini kabnl ediyonım" diye konuşlu. Angın'ın önerisi saat 16.00'da toplanan MYK'da de alındı. İnönü konuyu Parti Meclisi'ne götürme yetkisini kullanmayacağını, bunu gereksiz gördüğünü açıkladı. MYK üyelsrinin konuşmasına da olanak vermeyen lnönü, "Ben bu Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ile birlikte çalışıyonıra. Ben onlara güveniyonım. Bu oneriyi gündeme alamam" biçiminde konuştu. SHP'de •> c E C E 4 D A D E D 0 B B C E C B A A D A D C 6 ss56S758S96061f>2636U6S66676865 E C B D A C BÜTÜN ÖĞRETMENLER a9 B C D E A İngiliz, Deneyimli ve Profesyonel Y/eni,Açılacak 1 Kurlar: Gunduz 7 Mart Akşam 21 Mart Hafta Sonu 19 Vart o1 c A C 3;»2526?'28?93031 E B C C c D B F B A A c c B E E D B C 24 B C D A sb c E A D C B c D B E B (Baştarafı 1. Sayfada) ve MlT'in yapısının yeniden düzenlenmesini istemesi bekleniyor. 1 MİT için verilen ve l milletvekilinin imzasını taşıyan Meclis araştırması önergesini Başbakan Turgul Özal yerine Devlet Bakanı Mehmet Yazar yanıtlayacak. ANAP grubu adına ise, Niğde milletvekilı Akın Gönen konuşacak. (Baştarafı 1. Sayfada) Edinilen bilgiye göre, Ziraat Bankası'nda Genel Müdur Coşkun Ulusoy'un talimatı üzerine donuk kredilerle ilgili kapsamlı bir inceleme çalışması başlalıldı. Bu çalışma sırasında bankanın donuk kredi alacağı bulunan şirketlerin durumlannın aynntılı biçimde ele alındığı ve kredilerin hangi dönemde kimler tarafından açıldığının araştırıldığı öğrenildi. Bu çalışmarun sonuçlandınlmasından sonra, donuk krediler karşılığında alınan ipotek ve teminatlar da değerlendirilerek haciz operasyonlarının başlatılacağı bildirıldi. Bu arada, konuyla ilgili olarak Genel Mudür Coşkun Ulusoy bir sirkuler yayımlayarak tahsilı gecikmiş alacaklarla ilgili faiz indirimi, vade uzatımı ve benzeri uygulamalann durdurulmasmı istedi. Mecliste 8930 E C D e 0 c E A E C E C A E 147 09 83 Rumelı Cad No 9 2 ' 4 Zekı Bey Apt OsmanbeyIST (Yapı Kredi Bankası Karşısı) T.C Mıllı Eğıtım Gençlık ve Spor Bakanlığı Özel EMSA Dıl Eğıtım Merkez Kursu Ziraat c 333u35 363/53C E A D E A B A f A 4 B 7172737t75B A B D E B E B A 0 c E D A D D n737»J|. E C Protesto telgrafı ve tsrail hükumetinin Filistin halkına karşı uyguladığı dayak ve baskı politikasını kınamak için dün Ankara'ya telgraflar çekildi. Istanbul'da çeşitli üniversitelerde okuyan bir grup öğrenci dun Sirkeci Büyük Postane onünde toplandıktan sonra FKÖ Ankara Temsilciliğine "Mucadelenizi sonuna kadar destekliyonız" şeklinde telgraf gönderdiler. Filistin halkıyla dayanışma amacmı taşıyan ve 27 martta y'apılması planlanan mitingle ilgili hazırlıklar da sürüyor. A 3 B A Bir reklam ajansına Reklam Ajansı'nda çalışacak deneyimli grafiker ve sekreterler aranıyor. Muhasebe bilgisi olanlar tercih nedenidir. Tel: 513 78 34 ART DIRECTOR aranıyor 147 80 73 130 23 65'ten bilgi alabilirsiniz. Çalışma saatleri içinde veya dışında çalışacak BARIŞA ÖZLEM Prof. Dr. Hüsnii Göksel 1000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbut EBahçe'de şimdi tam sırası... (Baştarafı Spor'da) A.Ş."nin de mali kaynak oluşturması ile 80 yıllık Fenerbahçe'nin çagdaş bir kulüp olabilmesi için gereğini yerine getirmenin tam zamanıdır. Geçmişe değil geleceğe bakmak gerekir. 80 yıllık Fenerbahçe'nin tarihi ile övunmek bir şey kazandırmaz, Fenerbahçe'nin daha kaç yıl, kaç yüzyıl yaşayabileceğinin hesabını yapmak gerekir. Ve milyonların Fenerbahçe'sinin sağlam temellere oturtulması ise sağlam kafa, sağlam yönetimle mümkündür. "Atatürk'ün Büyük Nutku'nu sık sık okurum" diyen Başkan Tahsin Kaya'nın da bu nutuktan esinlenerek buyuk Fenerbahçe'nin temellerini atması olasıdır diyoruz ve buna inanıyoruz. (Başrarafı 1. Sayfada) helıkopterle köye giden Hakkâri Valısi Arif Akbulut, şunları söyledi: "Gerekli irtibalın sağlantmaması yüzunden cuma günu olan olay, ancak yeni haber alınmıştır. Bölgede 2 metre kadar kar var. Haber alınmasından sonra 3 tona yakın gıda maddesi ile gerekli olabilecek ilaçlar hdikopterle köye gönderildi. Çıg duşmesi sırasında hayvan zayiatı da olmuş. Gerekli incelemenin yapılmasından sonra evlerin tekrar yapılması ve köylülerin magdur olmaması için gereken yardım yapılacaktır." lkiyaka koyunun yolunun olmadığı, burada yaşayanların sadece bahar ve yaz aylannda yuruyerek diğer köylere ve Yüksekova'ya gittikleri öğrenildı. 19ölü BİLGİSAYAR, MUHASEBE ve İNGILİZCE ÖĞRETMENLERİ ARANIYOR Meslekî ve yasal niteliklere sahip isteklilerin Merkez Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. (?) Temsil ödenekleri Ziraat Bankası Genel Muduru Coşkun Ulusoy yayımladığı bir başka sirkülerle de banka ust duzey yöneticilerinin yaptıkları temsil ve ikram harcamalarını kısıtladı. DOKTORLAR Kâğıthane'de açılacak polikliniğe ortak doktorlar: 148 01 87 500MA Röntgen Makinası. Ruhsatıyla ortak veya kiralık. (Her gün 15.00'ten sonra) 177 18 51 Benoit mezunundan Fransızca tngilizce Matematik Fen 350 58 45 Kutlu'nun açıklaması Öte yandan, Ziraat Bankası Genel Mudur Yardımcısî Sadık Kutlu donuk kredilerin kendisinden önceki dönemlerde açıldığını belirterek bunlarla ilgili olarak hakkında herhangi bir dava bulunmadığını bildirdi. Kutlu, şunları söyledi: "Bu olaylann tümü bizden öncedir. Bu dosyalar bizim takip ettiğiıniz dosyalardır. Bunlann tamamı için her türlu yasal tslem yapılmaktadır ve bazı şirketler mahkemededir. Benimle ilgili açılnuş herhangi bir dava yoktur" OZEL DAKT1L0 SEKRETER VE BILGISAYAR KURSLARI Mefkazı Bevaîıs Mıinaı P a ^ a C a : ıtr Beyoğlu Şutoesl isnMaı Cad ' o n c a Han 87/7 Kadtkoy Şubetl : Aluyot Kusd'H Cadoesı 6 J 1954 Tpi 527 55 2b 527 «9 0 3 lel 14y 7 9 9 3 M981 0 6 1 el 338 06 42 336 11 50 5rr Î1 06 144 İK) 1' Nufus cuzdanımı ve pasomu kaybettim. Hukumsuzdur. ALİ TAS DikkaL Bu 3 şubemlzden baska SAMPIYON adıyla calısan hıcbır Daktılo. Sekreter ve Bltgısayar kursu subemiz depitdır Sekreter aranıyor 156 04 68
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle