27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 I m YAYEV DÜNYASINDA İNCELEME ARAŞİTOMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY HAYVANLAR tSMAİL GULGEÇ • Erkeklerin okuyacağı bir kitap lere karsın topluraumuzda kadınlann Kadınlar tçin / Şirin Tekeli, eğitimli çok üar bir çevre dışında) siyasal,(kentlisosyal, Alan Yayıncıhk, Şubat 1988, 424 s.ekonomik, kultürel, cinsel vb. her bakımdan erBir askeri darbe Ue açılan ^Sffler, Türkiye'yi birçok açıdan yeni bir döneme soktu. 1960 ve 1970'Ierle karşılaşlırıldığında ülkenin siyasi, iktisadi ve kultürel hayatında (sahip olunan siyasi değerler açısuıdan olumlu veya olumsuz görülebilecek) pek çok yenilik meydan geldi. Siyasi ve fikri hayatta bağnazlıkların bir ölçüde kınlması ve bir yeniden saflaşmanın yanı sıra, daha önce pck taraflar bulamayan duşüncelerin savunulduğu görüldü. 12 Eylül öncesinde sergilenen hunharlıklar ve sonrasında kurulan baskı rejimi, tek tek fertlerin haklan ve özgürlukleri konusunda (hiç değilse eskiye nazaran) daha büyük bir bilinçlenmeye yol açu. tnsan haklannın güvence altına ahnması talebi güçlendi. Aydınlar arasında bireyin ve bireysetliğin değeri veniden keşfedildi. 'Vicdanı hür, fıkri hür' olmaya değer verenler görülür oldu. keklere şu veya bu ölçüde bağırnlı bir konurnda olduklan ve erkeklerin baskısı altında yaşadıklan bir gerçektir. 1980'lerin başka bir özelliği olan tslami canlanışın da kadırun bu bağımlı ve ezilen konumunu pekiştirici yönde bir gelişme olduğu yadsınamaz. Bunun için hangı sınıf ve kesimde olursa olsun, kadınlara ayntn uygulanmasına ve yanıtlan Şirin Tekett'nin geçen haftalarda yayımlanan kitabında bulabilirsiniz. Feminist hareketin önde gelen temsilcilerinden olan Tekeli'nin 1977 ve 1987 yıllan arasında bir feminist olarak yazdıkUn ve söylediklerinin büyuk bölümünü bir araya getiren kitap Türkiye'de kadınlann sonınları konusunda sayüı tetnel kaynaklardan biri. Akademik konferanslar ve dergiler için yazılan incelemelerden gazetelerde yayımlanan, loplanlılarda yapılan konuşmalara kadar çok cephede yürütülen bir fikri mücadelenin urunü. Tekeli, son on yıla yayılan feminist çalışmalanm değerlendirirken şöyle diyor: "... Irili ufaklı bu yazılardan bazılannda dik getirdigim goruşleri, yapdğım çozümkmeleri, bugun oldukça yetersiz buluyorum... İnsan duşuncesi surekli >enileniyor, yenilenmek zorunda. Duşuncenin zaman içindeki geltsmesini onemseroem. yazılann neden kronolojik bir sıra içinde sunulduklannı açıklamaktadır." Gerçekten kıtapta yer alan yazılar, yazann duşüncelerin bir tür "toptan kurtuluş" ütopyasından, kadınerkek eşitliğini sağlamak için adım adım mücadeleyi öngören refonncu bir çizgiye doğru evrimine tanıklık etmekte. YAŞA6İM « KİM KİME DUM DUMA BEHIC AK Bagımsız kadın hareketi Pek az yandaşa sahip olsa da daha önce hiç duyulmamış, gÖTülmemiş akımlaı ortaya çıktı. Eşcinseller özgürlük istediler. Çevreciler (YeşiUer) doğaya ve canlılara sahip çıkma çabalarıru başlattılar. Ve ülkemizde aslında uzunca bir geçmişe sahip olan kadın hareketi, bu kez tttihatçı, Kemalist ya da sosyalist şemsiyenin dışında, bagımsız bir hareket olarak kendini hissettirdi. Taraftarlarının sayılan bugün ne denli sınırlı olursa olsun 1980'lerde gündeme gelen tüm bu yeni akunlann ve özgürlük taJeplerinin, her alanda şiddetle ihtiyaç duyduğumuz demokratikleşmem'n önetnli güçleri olduğuna kuşku yok. Bunlar arasında kadın hareketinin ya da feminist hareketin özel bir yeri var. Yüz elli yülık çağdaşlaşma mücadeleleri içinde yasal haklar açısından sağlanan büyük ilerleme "Hangı sınıf ve kesimde olursa olsun, kadınlara ayrım uygulanmasına ve erkek baskısına karşı çıkan, kadın erkek eşitliği için mücadele veren feminist hareketin ortaya çıkışı, toplumumuzun demokratikleşmesi açısından büyük bir önem taşıyor." erkek baskısına karsı çıkan, kadınerkek eşitliği için mücadele veren bir feminist hareketin ortaya çıkışı toplumumuzun demokratikleşmesi açısından büyük bir önem taşıyor. Son yülarda kendini duyuran feminızm nedir; hangi sorunlarla karşı karşıyadır; nasıl bir mücadele veriyor... Bu ve benzeri sorulara en doyurucu "Siyasi lezbiyenlik" Tüm eşitlikçi akımlar gibi feminizmin de aşırılıga, mutlak eşillikçiliğe dönüşme tehlikesini taşıdığına kuşku yok. Nıtekim radikal feminizm kadınlann "lezbiyen olmasalar da lezbiyenmiş gibi davranmalannı" savunmaya kadar varabiliyor. Erkeklerin kadınları (kadınlann da erkekleri) hayatı yaşanmaya değer kılan; doğanın yarattığı en harika varlıklar olarak görmelerini önlemek herhalde hiçbir siyaset ve düşünce akımımn başarabileceği bir iş değildir. Tekeli, yazılannda feminizmin ("Siyasi lezbiyenlik" gibi) acayip yorumlannın eleştirisini de yapıyor. Şirin Tekeli kitabının adım Kadınlar Için koymuş. Bence tam erkekler için bir kitap. Ş.A. Abelardus'un mutsuz yazgısı mr9lutsux,luk.öyk.üsüPetrus Abelardus, Çev. Betül Çotuksöken, Remzi Kitabevi, tstanbul, 1988,179 s. ARDA DENKEL Petnıs Abebrdus (10791142) tüm Ortaçağ Skolastiki'nin en renkli ve etkilı kişilerinden biri, bu dönemin 11. ve 12. yüzyıllara rastlayan gelişme aşamasınınsa en büyıik ve aydınlık düşününıdür. Batı düşuncesinin, "karanhk yüzyıllar" ertesinde gerçekleştirilen yeniden doğuşunda en önemli adımlan atanlar arasında bulunan Abelardus, kavrayiş ve bilgiyi iman temelinden ussal temele doğnı kaydırma çabasının ılk buyuk örnegıdir. Augustinus'un 4. yy'da Kuşkuculuk'a karşı Hıristiyan (ve dolayısıyla tüm Batı) düşüncesine "giydirdiği" credo ut inteiligaın (anlamak için inanıyorum) paradigması, ancak yedi yiızyıl sonra, Skolastik ile değiştirilebümişiir. OysaSkolastik'i 17. yuzyılın Usçuluk'uylada kanştınlmamaiıdır. Ussallık ölçutü (belki bir olçude Occam dışında) Ortaçağ' ın hiçbir aşamasında dogmalann sorgulanmasında kullamlmamışlır. Yapılan, dinsel ve bunlara bağlı olan ilkelere, salt inanç yanı sıra ussal "temellendırmeler" arama etkinliğidir. Bu ilkelerin doğru olup olmadıklanru gundeme getinnek kadar onlann kapsamı dışına taşan arayışlara girişmek ve hatta farkında olmadan onlann dışına kaymak bile, o çağda henüz şiddetle ceza gören bir davranıştır. Nilekim Abelardus, bu cezalardan payını bol bol almış olanlar arasmdadır. PtKNİK PtYALE MADRA SkolastikMn kuruluşu tlgınç bir nokta, Skoiastik'in kuruluş aşamalannda duşunürler ıçin çıkış noktası ve eğitim malzemesi olarak kullamlabilecek felsefe birikiminin karanlık yuzyıllar (510 yuzyıliar) suresince Balıda büyuk ölçüde yitinlmiş oluşuydu. Örneğin Eski Yunan'ın zengın felsefe uruaunden kutuphanelerde arta kalmış olanlar, Platon'un Timaios'u ve Aristoteles'in Organon'unun kimı bolumlerınden ibaretti. Felsefe geleneği Augustınus'un YeniPlatoncu etkisiyle ağırlıklı olarak Plaloncuydu ve mantığı dışında Aristoteles'in doğa ve varlık felsefeleri bile tanınmıyordu. Skolastik hareketi, iman temelinden us temeline yönelme'çabası olduğu ölçüde, Platon'un ideacı felsefesinden Arisıoteles'in somut evrene ilişkin felsefesine yönelişi de içerir. Bu doğruttudaysa ilk adımı atan Abelardus'tur. Abelardus'un içinde yaşadığı dönem, önceki yüzyıllardaki gibi du "Tanrı'nın Abelardus'a aşırı gururu dolayısıyla verdiği ikinci ceza, onun 'cinsel duygulannı özgür bırakması' ile ilgilidir. Bilgili, yetenekli ve güzel bir genç kız olan Heloise'i ders vermek bahanesiyle baştan Abelardus üe Hejotse'ı resimleyen bir 14 yüzytl minyatürü. çıkartarak onunla yaşadığı yasak aşk, kızın akrabalarımn kendisinden aldıklan 'son derece vahşi ve iğrenç bir öç alma' ile noktalanır." şünsel alanda kısırlık, ilgisizlik ve içe kapanıklığın huküm surdüğu bir çağ olmakıan aruk çok uzaktır. Tersine, hocalar arasında çekişme ve yanşmanın, birbirinden daha çok öğrenci ve izleyici edinmeyi, daha büyük etki yapmayı amaçlayan bir savaşımın en acımasız bir biçimde başlatılmış olduğu bir çağd'.r bu. Nitekim kendi göruşunün ustünluğu, uslamlamalarının gucu ve yıkıcı eleştirileriyle hocası Champeaux'nun savını çürutüp onun göruşlerini değişlirmesine neden olan Abelardus bu olayla buyuk bir un sahibi olmuş, çok sayıda yeni öğrenci ve hayranlık kazanmıştır. Onun yaşamöykusü olan Bir Mulsaziuk Oyküsii'nde bu durumun kendisıne nasıl aşırı bir gurur verdiğini, hırsını nasıl kamçıladığını, adeta günah çıkarırcasına anlatmaktadır. HIZLI GAZETECİ SECDET ŞES RMÜl »oSAZl'nöan OKiSlMiZiN ÛÇUHCÜ JÇİN $//?AMIZlN &eKUYOK'uZ •• Z ÖLü pŞNİZE VERİY0G 6I&İVİZ.. O İÇ İSKBLEmCAK »U OKYÂNVS, ÜRAItUtNU AÇ1KLARM UİÇ &ENZEMİYOR CAl4lM\7 &JRNUN ÇIKIYOR AhJLAYACtâ/NIZ •• 2025 9BR£C£ Kibir ve pervasızlığın sonu Parlak duşunce yetisi ve başanlan dolayısıyla kapıldığı kibir ve pervasızlığın ona Tann'ca verilen iki bu•yük cezaya mal olduğunu aktanyor Abelardus. Bunlardan biri, uç ciltlik bir yapıtının, içerdiği "aşırı" düşunceler yüzunden, 1121'deki Soissons Konsili'nin karanyla yakılmasıdır. (Böyle bir olay onun başına yirmi yıl sonra bir kez daha gelecek, ustelik bu kez ders vermesı de yasaklanacaktır.) Tann'nın Abelardus'a aşırı gururu dolayısıyla verdiği ıkinci ceza, onun "cinsel... duygulannı özgur bırakması" ile ilgilidir (s.24). Bilgili, yetenekB ve guzel bir genç kız olan Heloise'i ders vermek bahanesiyle baştan çıkartarak onunla yaşadığı yasak aşk. kızırr akrabalarımn kendisinden aldıklan "son derece vahşi ve iğrenç bir ör alma" ile noktalanır. Bir gece, Abelardus'u evinde kıstırarak "bedeninın onlann canını sıkan şeyleri yaptığı bölümlerini kes(er) ve kaç(arlar)." (s.34) Heloi^'in sonraki yaşamı bir manastırda geçmiştir. Abelardus'sa, yarası iyileşükten sonra, bu iki cezanın kendisini gurur hastalığından kurtardığını düşünerek, bu olaylara neredeyse müteşekkir olacakmış gibi bir tutum içine girmiştir. Heloise ile 1121'den 1136'ya dek surdurdukleri mektuplaşma, edebiyat tarihinde ünludur. Abelardus, ölduğunde onun yanına gomulmuştür. Bir MuUuzlıık Öykiısii, Ortaçağ'a ayna olan, o dönemin enlelektüel çevrelerinın amaçları, hevesleri, çekişmeieri ve tutkulannı birinci elden, büyuk bir canhlık ve içtenlikle yansıtan bir kitap. Aynı cildin içinde yer alan Filozof, Yahudi ve Hırisli>an Arasında Diyalog ise Abelardus'un daha sonralan yazdığı ve kimi ahlak konularını ele aldığı bir yapıtı. Ortaçağ duşuncesi ve edebiyatı açısından oldukça fakir olan Türkce kaynaklar dağarcığına daha önce Porphyrios'un Isagoge'sini çevirerek de katkıda bulunan Dr. Betul Çotuksöken onemli bir boşluğu doldurmakta olan bir felsefe tarihçimız. Çeşitli araştırmalarıyia da Ortaçağ felsefesi alanında dilimize duzcvli yapıtlar kazandıran sayın Çotuksöken'in çevirileri, kavramsal guvenilirlıği guzel ve kolay okunur bir Turkçe ile bağdaştınvor. ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI KISA KISA sında, geleneksel toplum yapısından çağdaş toplum yapısına dönuşme çabalan esnasında ortaya çıkan yolsuzluklann nedenlerine açıklık getirmeye çalışan pek çok varsayımı çürütmektedir" diyor. ARAP MtLLİYETÇİLlĞl VE TÜRKLER / İlhan Arsel 4. Basım, İnkılap Kitabevi, tstanbul 1987, 464 s. Arap milliyetçiliğinde Türk aleyhtarlığı, dil ve din unsurlan, Türklerle ilgili sorunlar alt başhğı ile sunulan kitap, konuya ilişkin tarihsel bir yolculuğa göturüyor okuyucuyu. Bu yolculukta Arap milliyetçiliğinin çeşitli görünumlerini "Türk düşmanlığı" açısından sergileyen llhan Arsel, bu düşmanlığa karşı bir şey ^apamadığımız kamsında... Gunümuzü ise "Turklük" ve "İslamcılık". ikiliği olarak değerlendiren Arsel, Türk milliyetçiliğinin bir "çıkmaza saplandığı" goruşünde... URFA HAÇL1 KONTLUĞU TARİHİ / Işın Demirkent, TTK Yayını, Ankara 1987, 170 s. Haçlıların on birınci yuzyılda Anadolu topraklannda kurduklan bir devletçik olan Urfa Kontluğu'nun (10981146) tarihinı konu alan incelemenin yazarı İ.Ü. Edebiyat Fakültesi öğretim uyesi ve Ortaçağ Tarihçisi Doç. Dr. Işın Demirkent. Demirkent'in, Anadolu'nun bu çok ilginç donemine ışık tutan araştırması, Urfa Kontluğu'nun kuruluş donemı üzerine olan doktora teani tamamlıyor. BİR BAŞKA İKTİSAT / Der. Alpaslan Işıklı, Genişletilmiş 2. Basım, Alan Yayıncılık, 1987, 176 s. Prof. Dr. Alpaslan Işıklı'nın haarladığı ve "Yeni Muhafazakâr, Friedmancı, Monetarist Görüş Üzerine Inceleme ve Oneriler" altbaşlığrnı taşıyan ve çeşitli Batılı yazariann incelemelerini derleyen kitap ilk kez 1983'te yayımlanmıştı. İfiskflefinin GetişJtn Sürecinde ", VE BAĞDAT DEMİRYOLLARJ ANADOLU VE BAĞDAT DEMIRYOLLARI / Murat Özyuksel, Arba Yayınları, İstanbul 1988, 306 s. Dr. Mural Özyıiksel'in Tiirkiye Sosyal Bilimler Derneği'nın Genç Sosyal BilimcUcr Özendirme Ödıiliinü kazanan araşurması, 'Osmanlı Alman İlişkilerınin Gelişim Surecinde Anadolu ve Bağdat Demiryollan' başlığını taşıyor. 11. Abdulhamit doneminde Almanya ile Osmanlı devleti arasındaki ilişkilerin başlıca halkalanndan bıri olan Anadolu ve Bağdat demiryollan projeleri, ekonomik açıdan olduğu kadar stratejik ve askeri açılardan da büyuk onem taşıyordu ve çeşitli mucadelelere konu oldu. Murat Özyuksel'in çalışması bu projeleri çeşitli boyutlanyla inceliyor. Özyuksel çahşmasım sunarken şu çok ilginç hususa değiniyor: "AraşUrmamı Bonn De\lel Arşivi'nde derinleştirmek amacıyla başvurduğum Zentnım fur Turkeisludien, isteğimi olumlu karsılayarak bir araşıırma bursu sağlamıslır. Ancak bu olanağı Federal Alman Cumhuriyeti'nin uyguladığı >ue surecinin burokratik engelleme mekanizmaianm aşamadığım için kullanamadım... Vize uygulamasının gerekliliği belki savunuhtbilir. Ancak burada en azından uygulamş bicimini protesto edi>onım." TOPLUMLARIN ÇÖKÜŞÜNDE RÜŞVET / Seyyid Huseyin ElAttas, Çev. Cevdet Cerit, Pınar Yayınları, Şubat 1988, 198 s. Amsterdam Üniversitesi'nde ve daha sonra Singapur'un Milli Üniversitesi'nde öğretim uyesi olan Prof. ElAttas'ın kitabı, ruşvet olayırun bilimsel bir incelemcsini yapıyor. Kitaba yazdığı önsözde ünlü Amerikalı siyaset bılımci Harold Lasswell, "Pek az bilimsel eser yolsuzluk sorununu örneklerle gözler önüne seren elinizdeki kitap kadar özlü ve başanlı olabilir.. Profesor ElAttas bu araştırma Mtlvlll»! \RI Rasını AĞAÇ YAŞKEN EĞİLtR KEMAL GÖKHAS ROMANYA MEKTUPLARI / Ahmet Rasim, Haz. Rıdvan Yakın, Arba Yayınlan, İstanbul 1988, 166 s. Tanzimat sonrası edebiyat ve basın dünyasının onde gelen simalanndan Ahmel Rasim (18651932), Arahk 1916 Ocak 1917 tarihleri arasında bulunduğu Romanya Cephesi'nden Tasviri Efkar Gazeıesi'ne yazılar gonderdi. Soz konusu yazılar 1917 yılı içinde kitap olarak da basıldı. Ahmet Rasim'in yetmiş bir yıl önce yayımlanan bu kitabı, yeni harflerle ilk kez basılıyor. Kitabı yayına hazırlayan Rıdvan Yakın, "Aradan geçen bunca yıl kiıabın sadeleştirilmesini zotunlu kıldı. Sadeleştirmede mumkün olduğu kadar az mudahale elmeye özen gosterdik" diyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA.\ 31 Mart 1883'DA &UGÜAJ, EYFEL. KULSSİ'NifiJ yAPlMl TAMAMLAMMIŞrt. PA/S.İS /CS*JTİA/i/J SfMGŞSİ OLAN UA1LÜ KULE, MjMAIiT^ AÇlOAU ÜSTÜKI 8'%. KOMSTjeÜKSi ZAMANIN/N EN YÜKSEK KULESİYOL. OEV&IMİ 'KJİM fOO. y/LÖÖKJÜMÜKIPE /4Ç/LAAJ SÜÜK Sete.Gİ fÇİAJ /A/fA EDİLEH EYPEL kUjL£Si/ ÜMLÜ MüHeuois GusrAve etFFEL (eYPetyiu YAPlTlYOl. 8U AAÜHEfJDiS, PAHA ÖA/Ce DE ABD 'OEKl PEIf Ö2£Ü/ZL.ÜK .AAJ/77 'Ajf/v METAL. y/İPM(ŞT7. EYt^EL AUJLESİ 2.6 AypA , 12 BİN to£7#L PARÇADAAI İUŞA " " ve TAMAMLAUDlS/flJDA 3OO yÛKSEKLlĞE ES/fMffn'. O OEK 8ÖYLE YÜKSEK 8i 15. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 31 Mart 1938 Tiirkiye Reisicuınhuru Ataıurk, geçen kânunusani ve şubat aylanndaki Yalova, Bursa ve tstanbul seyahatlerinde kuvveıli bir grip geçirmişlerdi. Ankaraya avdetlerinde grip nuksettiğinden konsültasyon için Fransadan Profesör Fiesenje davel edildi. Profesör, tetkik ve ınuayene reticesinde, Atatürkün sıhhatlerinde ehenuniyete. şayan bir vaziyet olmadığını tesbiı etnüş ve kendilerine bir buçuk ay kadar istirahaı 1938198$ rcvsiyesiııi kâfı görerek avdet eiıııiştir. CUMHURIYET KltAP KULUBUNDEN HABERLER StYASET BİLİMİ / Ahmet Taner Kışlalı, A.Ü. BasınYayın Yüksekokulu Yayını, Ankara 1987, 444 s. A.U. BasınYayın Yüksekokulu öğretim üyesi Doç. Dr. Kışlalı, siyaset bılimi derslenni bir kitapta topladı. Siyaset büimınin konusu. doğuşu, çağdaş gelişmeler ve kapsamını ele alan girış bölümunu ızleyen bolumlerde, siyasal yaşamın etkenleri ve boyutları, siyasal guçler, si^sal çaıışma ve uzlaşma ele alınan başlıca konular. HAFTANCV EN ÇOK SATAN KİTAPLARI 24.3.1988 31.3.1988 Sn: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 KitabM Mı/Yazan: 0.21.301 Sö2üm Sanadır/Or. Erdal Atabek Bc Duvar Yaasıyız/Gülay Kutal 079.042 Yılmaz Gîıney Kıtabı/Atıllâ Dorsay 124 285 GlasnostAsı! Neyi Istiyorum/Mıha'ıl Gorbaçov 156.006 Kadının Adı Yok/Duygu Asena 011.031 Hayır/Adalet Ağaoğlu 097.495 002.327 ' Korkudan Korkmak/Azız Nesın Günluk/Oğuz Atay 066.063 Ateş Hırsızları Suylencest/Errurhan Oğuz 022.299 İlk ve Orttderecelı Okullar için NUTUK/Ataturk 064.005 Tirâ: Anı Belge Sınema Belge Deneme Roman Deneme Guntuk Şiır Lord Loid bugün Ankarada olacak Ankara 30 (Telefonla) Tayyare ile Lefkoşadan Adanaya gelmiş olan tngıiıerenin sabık Mısır fevkalâde komiseri Lord Loid, yarın sabah Toros ekspresile şehrimizde bulunacak ve istasyonda İngdiz se/areti erkânile Hariciye Vekâleıimiz namma karşüanacaktır. Lord Loid'in şehrimizde hükumet erkânımızla bazt teınaslarda bulunacağı anlaşılıyor. Hariciye Vekilimiz Tevfık Rıiştü Aras tarafından yuntt Luıdun şerefine bir oğle uyufeti verilecektir. i c Atatürk'ün sıhhati Ankara 30 Rıyasetkumhur Genel Sekreterliğınden resım tebiiğ: y \t r \ Z vl7jH \ ikolata Irzrct ındr nelın fttr mı şrub» t olan OCOM  l T (lokomıll) , Yu.d. : 70 ARTlHlR.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle