27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 Rockefeller gazeteciliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkaru Süleyman Demirel, Isparta tl Kongresi'ne lcalıldıktan sonra Ankara'ya dönerken seçim otobüsu Sii*»ri'de gazetecilerin çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Kendisinin "sosyalist fBan" olmadığını, demokrat olduğunu belirten Demirel, harp yıllan dahil ayda yüzde 10 enflasyon görülmediğini söyledi. Bugiın ayda yuzde 10 enflasyon yaşandığını kaydeden Demirel, "Bu adam bitti" yorumunu yapan ANAP'lılara, şu yanıtı verdi: "Ben Sayın Bayar'ın Demokrat Partryi kurduğu yaştayım. 18 saat çabşacak enerjim var, bilgim var ve Türkiye'yi herkesten iyi biliyonım. Bu sözü söyleytnlerin benden çekecekleri var. Yureklerine korku düşDemirel, her zamanki gibi kıssadan hisseler çıkaran hikâyelerle süslediği sohbetine başlarken, Orta Anadolu köylüsünün ilk kez, "Açu, kurtann" diye bağırdıklanru duyduğunu anlattı. İktıdarın omrunun IUkendiğini savunan Demirel, "Buntara ynz yıl daha verseniz, altından kalkamazlar" dedi. "Bu dış borçla ve bu ekonomik koşullarda yeni geiecek ikttdann oe yapabileceği" sorusuna Demirel, böyle düşünmenin teslimi Demirel güdümlü iktidarların basın modelini eleştirdi B a s ı n Kapalı dönemlerde gazetecilik yapmak mümkün degildir. Bunlar güdümlü iktidar olarak başladıkları için, bunlara lazım olan da güdümlü basındır. Enflasyon Bugün ayda yüzde 10 enflasyon yaşanmaktadır. Harp yıllan dahil, böyle oran görülmemiştir. Bunlara yüz yıl daha verseniz, altından kalkamazlar. tran*Irak Türkiye'ye kimse bomba fîlan atamaz. îğne baiırmaya kalkanı pişman ederiz. Türkiye'nin gölgesi yeter. yet olduğu karşuığıru verdi. DYP Genel Başkanı, "tyisini aramak lazım. Önce bundan ümidi kesecekaniz" biçiminde konuştu. IranIrak savaşı ve lran'ın son günlerdeki Türkiye'ye yönelik davranışlan hakkındaki bir soruya Demirel, "Türkiye'ye kimse bomba filan atamaz. Türkiye'nin golgesi yeter. İgne batınnaya kalkanı pişman ederiî" karşılığını verdi. Demirel, basının Türk halkmın nahzjnı çok iyi tuttuğunu, bu tutumunu 10 gün sürdürmesi halinde, •'Türkiye'yi yönetenlerin şaşkına dönecegini" savundu. Kapalı dönemde gazetecilik yapmanın mümicün olmadığmı anlatan Demirel, eleştiri yöneltmeyen gazeteciliğin "Rockefeller gazeteciliği" olduğunu belirterek, 'Canı sıkümasjn diye Rockefeller için ber giin bir ozel gazete çıkanrlar" diye ekledi. Gazeteler "zülfü yare" dokundukları takdirde, kendilerine ilan verdirilmediğini söyleyen Demirel, şöyle devam etti: "Veya gecenin yansı lelefon açarlar, niye böyle yazdınız diye yan işleri müdürierini azariarlar. Ya da dostluklan varsa onlan 'aziz kardeşim böyle yazmı$sın ama o şöyle, gd konuşalım' gibisinden konuta davet ederler.Türkiye'yi yönelenlerin canı tatlıdır. Etleri tatlıdır yani. Dokundunuz mu hemen ayağa kalkariar. Bunlar güdümlü iktidar olarak başladıklan için, bunlara lazım olan da giıdümlu basındır. Sıkmayın beylerin canını, bunlar ana kuzusu. Eleştiriden çok çabuk üzüluıier." Demirel, 12 Eylül öncesi siyasi yaşamla 12 Eylül sonrası ve özellikle 1983'den sonraki siyasi ya$amı karşılaştınrken de, şunlan söyledi: "12 Eylül öncesi siyasi yaşam anarşi nedeni>le güme gitmiştir. Gerçi Türkiye, bir gün bu aoarşiyi lartısa cakür. Neden, niçin olduğunu. Kan dökülmesini kimse «stemiyor. O dönemde kan döküluyordu, ancak hiir ve serbest seçim vardı. Konya mitingini, Çanakkaie toplantısını ihtilal nedeni saydılar. O parti yargılandı. bentat etti. t niversiteler tıürdü, basın hürdü, adalet hürdü. Bugün üniversileler boşalnuştrr. 1402 sızılan vardır. Birçok kisi jurnale kurban gitü. Bugun huzur var, ama Türkiye huzunı ekmekle. hürriyelle takas etmeye mecbur mu? Türkiye siyasi kadrolanm biçecek kadar zengin degildir. Biliyorsunuz, Churchill 25 yıl sonra ortaya çıkımslır. İtalya'da Fanfani ö)le. Beni 7 yıl dort duvar arasına soktular. Aslında bu, rakibi ortadan kaldırmakü. Padişarun çocuklannı ortadan kaldırması gibi." Demirel, bir soruyu yanıtlarken, bürokrasinin kilitli olduğunu ve hiçbir dönemde bürokrasinin bu kadar korku içinde bulunmadığım söyledi. DYP lideri, çok çabuk ekmekle oynandığını ekledi. Demirel, Cumhurbaşkanhğı seçimi konusundaki bir soruyu yamtlarken de, konunun şimdi yerin altına ındırilecegini ve bir gün beklenmedik biçimde su yüzune çıkanlacağını belirterek, kendisinin bu konuda hevesi olmadığım da sözlerine ekledi. KARŞILAMA VE SONRASI Turist gruplan kendılerini karşılayan davulzumaya biraz da şaşkınhk dotu ilgi gosteriyorlar. Kimi ürkuyor. kımı hoşlanıyor Başlangıcta tablo olumlu gibi. ancak daha sonra bazen personel, bazen de teslslerdekı yetersizlikten olacak her zaman çoğunlukla ağızlarmda buruk bir taöa aynlıyorlar ülkemızden (Fotoğraf' Cumhunyet) Meslek okulları yetersiz kalıyor Turizmde eğitim açığı anlatarak şunlan söyluyor. "Son yıllarda Meslek Yüksek Okulu ve mesleki liseler lurizm egiliminin yogunlaştıgı birimler haline gelirken, üst düzey yönetici ihtiyacı yokmuş havası içinde, dort yıllık üniversite ve lisans ustu düzey indeki formal eğitim göz ardı edilmiştir. Üikemizin, yüzde 89 duzeyinde orta kademe yönetici açıgı bulunurken, yüzde 76 nitelikle personel ve yüzde 77 de üst düzey yönetici gereksinimi vardır. 1984 yılında yaptıgımız bir araştırrna sonuçlanna göre işverenlerin, üst duzey yöneticilerin 4 yıllık egitimden geçmelerini, bir dili çok iyi bilmelerinin yani sıra ikinci ve üçüncu bir yabancı dilde müşteri ile iletişim kurabilecek durumda olmalannı istemektedir." kanlık Müsteşan İlhan Sezgin eğitim programlarımn teorik ve pratik öğretim sürelerinin, sektörün ihtiyacına göre yeniden düzenlendiğini belirterek, okuldaki meslek teorisi ve temel beceri eğitiminin ekim ve mart aylan içerisinde yapıldığını, mesleki eğitimin ise turizm sezonunda nisaneylul aylannda işletmelerde gerçekleştirildijini anlattı. KomrelervDoİzru I ^yönetimi ile Eskîyeni çatışması kadroları lamamen ANAP'hlaştınlıyormuş. Ancak SHP'lüerin gözlemlerine göre ANAP son zamlan ve uygulamalan ile oy tabanını yitirmeye başlamış. Sadece ANAP'tan kaymalann SHP'ye değil de DYP'ye yöneldiği anlatılıyor. Kütahya'da SHP'liler parti yönetimine ilişkin duşüncelerini şöyle anlatıyorlar: SHP'ye güven artıyor, ancak SHP halka vennesi gerekli mesajlan verememiş dunımda. Yine de merkez ilçenin eski yönetimi seçime hazırlanıyorSağlar'dan 'basına düzenleme'ye tepki: Bir araştırmaya göre, 23 bin 336 yataklı 208 kuruluşta, eğitim görmüş personelin oranı yüzde 17. Eğitim noksanhğı nedeniyle, dünya standartlarına göre iş verimi ise yüzde 50 düşük. ÜLKER GÖKTÜRK Umut bağlanan Türk turizminin gündemindeki en önemli sorunu, nitelikli eleman sıkıntısı. Son iki üç yılda 60 binlerden yuz binlere ulaşan yatak sayısı turizm adına umut verirken, gittikçe buyüyen eğitilmiş personel ihtiyaa da bir umutsuzluk kaynağı oluşturuyor. Uzmanlar, "Turizmden gelir bekleniyorsa, sadece fiziki tesis yalırımı yeterli degildir. Bu sektöriın gerektirdigi iş gücünün saglanması ve yetiştirilmesi de gerekir" derken, yatınm tutan, sınıfı veya yıldızı ne olursa olsun, bir işletmenin kaderini, insana yapılan yatınmın belirleyeceğini söylüyorlar. FÜSUN ÖZBtLGEN KÜTAHYA SHP'nin 29 Kasun seçimlerinde bir tek milletvekili bile çıkaramadığı Kütahya. 5 milletvekilindcn 3'ü ANAP, 2 tanesi de DYP'den seçilen sağın kalesi bir kent. Düzenli, geniş çarşı caddesinde dolaşıyoruz. SHP'nin il merkezini anyoruz. Kocaman tabelası ile göze çarpan ilk parti "Refab Partisi". Daha sonra "MÇP" nin tabelasını görüyoruz. ANAP ve DYP de cadde üzerinde. Peki, SHP nerede? Sora sora bir arka sokaktaki kahvehanenin önünde buluyoruz kendimizi. Kahvenin üstunde "SHP tl ve llçt Merkezi" yazıyor. Içerisi kalabalık. TV'de maç seyrediliyor. İlk kez il merkezinin kahvehane olduğu bir SHP örgütü görüyoruz. SHP'liler kahve ile partiyi birleştirmiş. Merkez ilçe sekreteri Mehmel Kabak kimya muhendısi. tnşaat işleri ile uğraşıyor. İlçenin önseçimden sonra istifa etmeyen ve görevden ahnmayan üyelerinden. Merkez ilçe yöneticisi Ahmct Güner'in, milletvekili önseçimlerinden sonra 5. sırada yer alınca istifa ettiği ve DSP için çalıştığı anlatıbyor. Bu yüzden Güner ile birlikte hareket eden merkez ilçe yöneticileri disiplin cezası almışlar. Merkez ilçe ile il yönetimi arasında sorun çıkınca il yönetimi merkez ilçeyi görevden almış ve yerine yeni den atama yapmış. Şimdi il yönetimi ile merkez ilçenin eski yönetimi arasında çekişme var ve yaklaşan merkez ilçe seçimlerine bu iki grup çekişmeli olarak hazırlanıyor. SHP Küıahva tl Başkanı Hakkı Ener, Orman işletmesi'nden emekli. Kasap dükkânının bile "Mevlâna Et Pazan" adını aldığı kentte, tarikatçılığın ve Suleymancılığın hâkim olduğunu, sosyal demokrat politika üretmenin çok guç bir olay olduğunu anlatıyor. SHP'nin görüşlerini "CHP döneminde milletvekili çıkaran sosyal demokratlar bu kez seçimde neden başarısızdı?" sorusunun yanıtı biraz da DSP'de yatıyor. SHP 45 bin oy almış, DSP ise 20 bin. Böylece SHP 4.500 oy eksiğiyle barajı aşamamış. söyleyip savunmamn bile zor olduğunu söyluyor. "CHP döneminde aynı yapı içinde milletvekili çıkaran sosyal demokratlar bu kez neden seçimlerden başansu çıktılar" sorusunun yanıtı biraz da DSP'de yatıyor. SHP bu seçimlerde Kütahya'da 45 bin oy almış, DSP ise 20 bin. Böylece SHP 4.500 oy eksığı ile barajı aşamamış. Tavşanlı'nın ANAP buyüğü Mustafa Kalemli'nın kentte büyük etkinliği hissediliyor. Kütahya'da devlet umutsuz deiiliz. Erdal lnönü genel başkanlığım sürdürmeli. Deniz Baykal genel sekreter olmalı. Baykal'ın genel sekreterliği partiyi yuceltecektir. Erdal İnönü'nun genel başkanlıktan aynlması söz konusu edilemez. tnönu, ada> obnazsa hem partiye nem ulkeye hem de demokrasiye zarar vermiş olur. Kimse genel başkan değişikliği düşünmüyor, ama yüzde 80 SHP'li Kütahya'da Baykal'm genel sekreter olmasını istiyor. Parti içinde 'Dogulu' millelvekilleri olarak anüan grubun, Turk demokrasisine ve sosyal demokrat güce zarar verdikleri duşuncesinde>iz. Parti içindeki olumlu gelişmeleri baltalayan tavırlar sergiliyorlar. Genel olarak onlann tavırian sosyal demokratlar tarafından benimsenmiyor. Kemal Anadol'un genel başkanlığı önerisini ortaya attılar, sonra genel sekreterliği sözü dolaştı. Türk halkının geleceği açısından bu tür politikalar iyi değil, sendikacılar denilen grubun da hepsi bunu desteklemiyor, bu ekiplerin duşüncelerini doğnı bulmuyoruz. Bu noktada şu soruyu yöneltiyoruz: Kemal Anadol eski CHP'nin sol kanadından bir milletvekili idi. Sizin Kütahya'da birinci sırada milletvekili adayı seçtiginiz Nizamettin Çoban da Anadol ile aynı grup içinde politika yapıyordu. Şimdi onlann mı yollan avnldı >oksa siz üç ay önce aday seçtiginiz Çoban ile ayn politikalar mı izliyorsunuz? Bu sorumuza Kutahya İl Başkanı Hakkı Ener şöyle yanıt veriyor: Biz Sayın Çoban ile gönış birliği içindeyiz. Kendig partimizin bugunkü yönetimine baglı bir kişidir ve Baykal'ın parti yonetiminde en üst düzeyde genel sekreterlikte yer almasının yanmda olacaklır. 'Özal karanhk birgidişin özleminde' Haber Merkezi SHP Genel Sekreteri Fikri Sagfaır, basına yönelik yeni düzenlemeleri eleştirdi. Sağlar, "Devlet Sırtan Yasa Tasansı"nın karanlık ve keyfi bir iktidar özlemini dile getirdiğini belirterek, "Sayın Özal, tarihte diktatörlerin sonunun ne olduğunu hic düşunmeden, dar çevresiyle karanlık bir gidişin özlemini çekiyor. Diktatör olabilecegini sanıyor," dedi. Sağlar, dün yaptığı yazılı açıklamada, Özal'ın "ara rejim koşullannı ve uygularaalannı daha da daraltarak sürdürmek istediğini" belirterek, basına yönelik düzenlemelerin dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi. Sağlar, "Başbakan getirdigi yeni yasa tasansıyla ozgurlükleri darahmayı amaçlıyor" dedi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Peblivanlı, poşete gırmesi kabul edilen yayınlara müstehcenlik nedeniyle para cezası verilmesine karşı olduğunu söyledi. Pehlivank, Trabzon'da gazetecilerin sorularını yanıtlarken. "Bunlar için başka formnller bulunabilir" dedi. Pehlivanlı, basınla ilgili yasal düzenlemelerin yeniden gözden geçirileceğini belirterek, "tekzip muessesesinde haksızlıga ugrayan kişiye iki aylık süre tanınmasınm uzun olduğunu" belırtti. Pehlivanlı, "Kişi hak ve özgüriflklerine dokunulmuşsa bu kadar beklemeye gerek \oktur. Haksızlıga ugra>an, hemen hakkını arayarak vasal >ola başvurabilmelidir" dedi. Yabancı dil sorunu 1990da 38 bin açık Turkiye'de Kültur ve Turizm Bakanlığı'nca öngörulen yatak kapasıtesi anışına göre 1990 yılında 200 bin yaıağa ulaşılacak. Geiecek iki yılda 80 bin yatağın devreye girmesi halinde 48 bin nitelik.li personele ihtiyaç duyulacak. Oysa halen turizm eğitimi veren kurumlardan iki yıl içerisinde mezun olacaklann sayısı yaklaşık 10 bin civannda bulunuyor. Boğaziçi Üniversıtesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Meral Korzay, tum resmi eğitim kuruluşlanndan geiecek yıllarda mezun olacak her öğrencinin hizmet sektöründe istihdam edilmesi halinde bile, artan fiziksel kapasite karşısmda büyılk bir istihdam açığının oluşacağını belirterek şöyle konuşuyor: "Örnegin guney kıyı bandında 1990 yılına kadar 42 bin yatak hizmete girecektir. Burada 2520 ust dütey, 7560 orta kademe jöneticisi ve 15 bin 120 nitelikii personel olmak üzere toplam 25 bin 200 kişiyc ihtiyaç bulunmaktadır Akdeni/'deki resmi eğitim kurumlan ise >ılda 357 mezun vermektedir. Dolajısıyla. bu mezunlar toplam ihtiyaan ancak yüzde 3'ünü karşılayabilecektir. Her bolge Akdeniz gibi olmasa da büyük bir personel açıgı içindedir." Prof. Korzay, Turkiye'de son yıllarda gerek sektör mensuplannın gerekse politik karar mercilerinin, orta kademe yönetici ve nitelikii personel gereksinimi üzerinde durduğunu Kalite düşüsü ANAP Genel Başkan Yardıması Âşık: Meclîs ayda bir kez toplansın ANKARA (AA) ANAP Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Âşık, "TBMM'nin ayda bir kez devlet töreni Oe ioplanmasını" ve "Gundemindeki butun konular bitinceye kadar çauşmalanna devam ctmesini" istedi. Âşık, "Memurlann da polilika yapmalannı ve millet\ekillerinin mesaiierini stcım bolgeleriode geçirmelerini" önerdi. Âşık, sözlerini şöyle sürdürdü: "450 mUlelvekili var. Hiçbir kanuna 50'den fazla iştirak yok, ilgi yok. 450 Idşiden 50 kişiyi igilendiremiyorsak, sistem yanlıştır. Ya toplanma şeklimiz )anlış, ya masalann dizilişi yanlış, ya ses cihazh yanlış, ya saati yaouş, bir şeylerde yanlış var. TBMM ayda bir kere devlet töreniyle toplansın, gündemindeki bütün konular bitinceye kadar çalışmalanna devam etsin. ama toplantısı bir olay olsun. Yani milletvekili gunlerini bölgesinde geçirsin. Gördüğnmüz kadanyla milletvekilinin temel iktmeti Ankara." Çalışanlann tümüne siyaset yasağı konulduğunu söyleyen Aşık, "Siyasal partiye üye olan bir kişi. dernege üye olamaz, derneğin yönetiminde yer alamaz, ticarel odasında, sendikada olamaz. Niye? Bu duşünceyle gHtiğüniz zaman biz siyasi parüyi zaten kötü kabul etmişiz. Bu şartImn düzeltmenıiz lazım" dedi. SHP'den TSK Yasası'nda değişiklik önerisi İçel Milletvekili îstemihan Talay ve 22 arkadaşı tarafından hazırlanan yasa önerisinde, Silahlı Kuvvetler'in, cumhuriyeti koruma ve kollama görevinin anayasaya bağlanması yer alıyor, ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP İçel milletvekili İstemihan Tala> ve 22 arkadaşı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin cumhuriyeti koruma ve kollama görevinin anayasaya bağlı olarak kullanılmasıru öngören bir yasa önerisi hazırlayarak, SHP GrubuL na verdiler. Yasa önerisinde, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri tç Hizmet Yasası'nın 35. maddesinde değişiklik isteniliyor. Madde, "Silahh kuvretlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini parlamenler demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve anayasa ile baglı olarak korumak ve kollamaktır" biçiminde değiştiriliyor. Yasa önerisinin gerekçesinde, bir kavram kargaşasım önlemek ve yasanın, anayasanın üzerindeymiş gibi yoramlanmasına artık son vermenin zorunlu hale gddiği vurgulandı. Gerekçede, "Tüm kurumlar gibi Türk Silahlı Kuvvetleri de Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevterini anayasa stetemi içinde yürutmek durumundadır. Yapılması gereken. basanlması zor, fakat zorunlu olan görev bu görevdir. Yoksa her 10 yılda bir anayasa düzenini rafa kaldınp yeni bir anayasa sistemi getirerek sorunlanmıza çare bulunamayacağı deneylerle ortaya çıkmış bulunmaktadır" denildi. Önerinin gerekçesinde, 1950'den beri aralıklarla kesilen sancılı ve henüz tam olarak oturmamış demokrasimizde bir uzlaşma çağnsı biçiminde önerinin yorumlanabileceği kaydedilerek, şu görüşlere yer verildi: "Bugün geldigimiz noktavı sivil demokrasinin bir daha kesilnıeyecegi ve donuşu olmayan bir aşaması olarak gorraek ve inanmak isteyen milyonlarca insanımız vsr. Artık herkes bilmeiidir ki, kötu çalışan bir parlamentonun alternan'fi askeri bir yönetim degildir ve olmayacaktır, sivil yönetim olacaklır." Yasa önerisi SHP Grup Yönetim Kurulu'nda tartışıldıktan sonra TBMM Başkanlığı'na verilecek. BakanJığa bağlı bu okullann sayısı turizm sektörünün ihtiyaaru karşılamaktan uzak bulunurken, bu okullarda okuyan öğrenciler de yabancı dil bilgilerinin eksik olduğunu ve bu konuda büyük sıkıntı çeküklerini söyluyorlar. Bakanlık Müsteşan Sezgin, turizm sektörunün daha önceki önerilerine uygun olarak bu okullarda yabancı dil eğitimine önem verdiklerini belirterek, bu amaçlar bu okullardan 7'sinin Anadohı lisesine dönuştüruldüğunü, okullann tamamımn Anadolu lisesi haline getinlmesinın hedeflendiğini söyledi. Turizm kesiminde temel sorunlar personelden kaynaklanırken, yapılan Korzay, toplam 21 lisan ve yüksek bir araştırmaya göre 23 bin 336 yaokul duzeyinde turizm eğitimi veren lağa sahip 208 kuruluşta çalışan perüniversite birimlerinin müfredatlansonelin, eğitim görmuş olanlann topnın incelenmesi halinde birçok eksiklam personele oranı yüzde 17 olarak le karşılaşıldığını vurgulayarak, ekbelirlendi. Turkiye'de eğitim noksansik eğitim süreçleruıden geçen işletihğı yüzünden iş verimi dünya stanci ve ara yönetici adaylanrun sektörde dartlarına göre yuzde 50 düşuk buistihdam edilmediklerini veya çok bülunuyor. AvTupa'da birinci sınıf otelyük istihdam açığı olan yörelerde bilgi ve deneyimlerinin ustündeki görev • lerde bir personele 2.43 yatak, ikinci sınıf otellerde bir personele 2.75 yalerde istihdam edildiğim söyledi. Bu tak duşerken ülkemizde bu oran ikinuygulamanın hizmet sektöründe veci sınıf otellerde 1.15 ile 0.59 arasınrimliliği ve hizmet kalitesini düşürda yer alıyor. düğunden yakınan Prof. Meral Korzay şöyle devam etti: "Diğer bir sorun da okullann bölTurkiye'de turizm eğitiminin oluşge olarak doğru. ancak şehir ve kamasv için kısa ve uzun vadeli eğitim saba olarak yanlış seçilmiş olmasınpolitikalanm belirlemek ve planlandan kaynaklanmaktadır. Ajnca mesmasının yapılmasını sağlamak amalek yüksek okullannda eğitim sürecıyla kurulan TUGEV de (Turizm sinin iki yıl olması yüzünden, bem Geliştirme ve Eğitim Vakfı) çeşiıli semesleki bem de temel dersler zaman miner ve kurslarla eğitim açığım kaaçısından derinliğine işlenememektepatmaya çahşıyor. 1985 yılında kudir." rulan TUGEV, düzenlediği eğitim Turizm sektöründe başanmn, tuprogramlanyla nitelikii personel eğirizmi ve tesisleri planlayacak, işletetimi ile eğiticilerin eğitimine ve tucek ve hizmet edeceklerin eğitimiyle rizm plan ve politikalarına ışık tutayakından ilgili olduğuna işaret eden cak araştırmalara ağırhk veriyor. Ediuzmanlar, turizm eğitiminde en nilen bilgılere gore, TUGEV'in kısa önemli sorunlardan biri olarak da tevadede hedefı eğitim birimi. 1990 yıori ile pratiğin birbirinden ayn olmalına kadar gereksinme duyulacak 30 sını gösteriyorîar. bin eğitilmiş, «ısıflı, ek personelin Öte yandan turizm sektörünün nieğitimini sağlamak, uzun vadede hetelikii işgucü ihtiyacını yetiştirmek def ise ihtiyaç duyulacak sayıda ve niiçin MEGSB'na bağlı 11 Otelcilik ve telikte personel yetiştirilmesi. Turizm Meslek Lisesi bulunuyor. Ba Seminer ve kurslar ESKİ BAKANLAR NE DİYOR? MÜKERREM TAŞÇIOfiL l ! Ülkenin turizmi iyi yoldadır. Bir tarihte şaka yollu bir laf etmiştim, "Bundan sonra çok beceriksiz turizm bakanlan gelse bile durduramaz bu turizm akınını" diye. Neden durduramaz? Çünkü Türkiye'nin verileri çok güzeldir. Açılmış olan yoldan dönmek artık mumkün degildir. Bir falso yapılmazsa her gün üstune biraz daha dikkatlice eğilinirse yürür. Onun için turizmin iyi gittiği kanaatindeyim. Turizm bizim dönemimizde patlamıştır. Bunun lamı cimi yoktur. Nedenleri ise şudur: Birincisi huzur ve güven ortamı sağlandı. Ikincisi akıllıca bir politika takip ettik. Serbest kur politikaları, dövız taşıyabilme gibi. Sonra turistler geldiklerinde sigaradan viskiye her istediklerini rahatlıkla bulabildiler. Turizm Teşvik Kanunu ile turizmi daha işler bir hale getirdik. Bizim dönemimizde kurulan Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı TUGEV, kamu ile özel sektörün el ele vermesinin güzel bir eseridir. Eleman açığı kapanır mesele değil. Demiyorum ki yeterlidir. Ama iyi bir başlangıç yapılmıştır. A L İ İHSAN G ö * t ! » Turizmde büyuk bir gelişme var ama sağlıklı mı? Sağlıklı olduğunu söyleyemem. Yatak kapasitesini artırmakla iş bitmiyor çunku. Yetişmiş insan gücu açığımız çok. Uygulamalı turizm okullarına şiddetle ihtiyacımız var. Şu anda 17 okul var ama bunlar daha çok nazari. Bu nedenle lurizmde dengeli bir kalkınma olduğunu söyleyemem. Bakanlık çok iyi kurulmuştur ve çağdaş bir bakanlıktır. Ama kalkmmarun motoru yalnız turizmde de değil bütün alanlarda siyasi ve mali istikrardır. Dikkat ederseniz 25 yılda 18 turizm bakanı geçmiş. Bu siyasi istikrar olmadığım gosterir. Ayrıca tunzm genel kalkınmanın bir parçasıdır. Nasıl genel kalkınmada en büyuk yatınmı insana yapmamız gerekiyorsa turizmde de insana vapmamız gerekir. L t T F l T O K O 6 L I Türk lurizmi bugün üniversiteyi bitirmiş doktorasını yapmaktadır. Bugune kadar yürütulen turizm politikası için "yanhş yapılmadı" sozunü kullanmak iddialı olur, onun için "iyi şeyler yapıldı" demek daha doğrudur. Iftiharla söylüyonım ki bugüne kadar gelen arkadaşlanmız, kendilerinden once yapılan politikayı reddetmeyerek o politikanın temel noktalarını ele alıp yurutmüştur. Bugunkü başanmn en önemli noktası budur. Turizm artık yalnızca deniz, kum, guneş vesilesi olarak telakki edilmemelidir. Kültur, sağlık, yat turizmine de önem verilmelidir. Yatak kapasitesi artırımına paralel olarak gelen turiste hizmet edecek yeterli ve teknik eğitimli personelin yetiştirilmesine de ağırlık verilmelidir. İLH.4N EVLİYAOtLl Şunu söyleyebilirim ki turizmde son derece ümit var. Dış ülkelerde Türkiye'deki turizmi büyük bir ilgiyle takip ediyorlar. Benim kanım o ki daha 45 yıl Türkiye1 ye olan tunst akını artan bir hızla sürer. Tabii ki bazı önlemler almarruz lazım. Yatak kapasitesinin artlırıtmasının yani sıra altyapıya da önem vermek lazım. Mesela uçak fılolarının geliştirilmesi lazım. Ayrıca buyük ölçüde turizm sektöründe çalışacak eğitimli personele ihtiyacımız var. Bugün otel yönetecek personel bulmakta guçlük çekiyoruz. Özellikle dil bilen, eğitimli personel yetiştirmeliyiz. ALEV COŞKU1M Turkiye'de turizmin bu noktaya gelmesi kolay olmadı. Bu noktada her bakanın her bürokratm büyuk emeği var. Bugün artık turizmin Türkiye için vazgeçilmez bir sektör olduğu anlaşılmıştır. Çünkü turizm Hazineye döviz getiren bir sektör olduğunu kanıtlamıştır. Kanımca şu anda üzerine eğinilmesi gereken konunun başında eğitim geliyor. Yatak kapasitesinin artması iyi ama eğitimli personel açığı buyük. Aynca özellikle Ege ve Akdeniz kıyılannda bir iki havaalanına daha ihtiyaç vardır. N A H I T M E * T E Ş E Turizmde buyük atılımlar yapılmıştır. Ama bunlar yeterli degildir. Turizmin gelişmesi için deniz, kum ve guneşin yetmez. Bu bölgelerdeki altyapı çok yetersizdir. Daha geçen yıl Kuşadası, Bodrum gibi turizmde en önemli bölgelerde su yoktu. Turizm beş yıldızlı otel yapmakla olmaz. Daha büyük imkânlar vermek lazım. Suytı, elektriği, yolu, haberleşme imkânı olacak. Temiz olacak. Hizmet veren personeli eğitimli olacak. Ayrıca ben turizmde çok dağılmak yerine pilot bölgeler seçerek oraların gelişiırilmesinden yanayım. B A H L A S KClMTAY Türk turizmi, Türk ekonomisinın bel kemiğini teşkil edecektir. Turizmde altyapıyı tamamladığımız zaman hem Akdeniz turizminde hem de dünya turizminde olmamız gereken yeri alacağız. Çunkü her açıdan her yıl bir öncekine göre daha ileri gidi1 yoruz. Bu böyle de sürecek. Turizm alanmda her alanda olduğu gibi birinci planda ele alınması gereken konu eğitimdir. Yatak kapasitesi artıyor, altyapının noksanları yava.ş yavaş tamamlanıyor ama bütün bunlan, bu tesisleri yönetecek, turizm potansiyelimizi doğru hedefe yöneltecek kadroyu da yetiştirmemiz lazım. Alman Yeşil milletvekili Izmir'de ı « fc f v ı ı ı " * « • • • « • • • • ğerinde araç satın alınacak BaşbakanOzal'a dabu yıl 2 yenımakam otosu alınması planlandı Özal tarafından makam otosu olarak kullanılmak üzere alınması öngörulen 2 yeni otomobilin değerinın 200 ile 250 milyon lira arasında olacağı belırtılıyor Bakarlar Kurulu üyelerinden ıkısı ıcln de yeni makam otosu alınması planlanıyor. Makam otoları ıçtn 1 milyar lıraya yakın para ödeneceği hesaplandı Başbakanlık makamınm, halen makam otosu olarak kullanılan 9 adet arabası bulunuyor. Bunlardan 6'sı 1984,1985 ve 1986 model Mercedesler, ayrıca 1976 ve 1984 mode) birer Cadillac, 1985 model de bir Lincoln kullanılıyor | 2) 0 U P n i ntniTinhll G e n e l w tatma bu 'Ç eİ1 ^ruluşlara bu yıl yaklaşık 100 milyar lira de 'Işkenceyi yasalarönler' tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Federal Alman Yeşiller Partisi Milletvekili Karitas Hensel, "Türkiyet de yasal önlemlerie işkencenin onüne geçilebilir" dedi. Turkiye'de >asalara göre 24 saatten başlayarak 15 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresi boyunca kişilere avukatla görüşme olanagı tarunmadığıru belirten Hensel, "Soruştnrma için belirlenen bu gözaltı süresi lüsaltılmalı, kişilere en kısa zamanda bir avukatla goruşme şansı tanınmalıdır. Çünku işkencenin en çok bu zaman düiminde uygulandıgı belirtiliyor. Böylece bu insanlık suçunun da ömine geçikbilir"dedi. Basın toplantısında parti kurma girişimini sürduren tzmir Yeşiller Grubu'yla görüşen Hensel, "Türkiye>d« yeşil bir partinin kunılmasını kesinlikle destekliyoruz ve bu bizi çok sevindiriyor" dedi. TürkiyeMeki yeşil hareketi yakından izlediğini belirten Hensel, "Ancak daha isin başındayken, Turkiye'de yeşiller arasında bir böiünmenin oluşmamasi gerekir" biçiminde konuştu. YAZICILAR HİŞSE SATIŞIDOLAYISIYLA GÖRÜLEN LÜZUM ÜZERtNE ZARURİ AÇIKLAMA 23.3.1988 tarihli Hürriyet, Milliyet ve Tercüman gazetelerinde yayımlanan Yazıcılar Otomotiv ve Gıda Yatırım ve Pazarlama Sanayi ve Ticaret A.Ş.'de sahibi bulunduğumuz hisselerin satışı duyurusunu muteakip 24.3.1988 tarihli Milliyet Gazetesi'nde yayımlanan "Yeğen Yazıcı ortalığı bulandırdı" baslıklı haber altmdaki Anadolu Endüstri Holding'den yapılan açıklama üzerine biz de aşağıdaki açıklamayı yapma zaruretini duyduk. Satışı için duyuruda bulunduğumuz hisseler hem şahsi, hem de mahkemece verilen yetki uzerine vasisi bulunduğum mahcur Osman Nurı Yazıcı'nın Yazıcılar Otomotiv ve Gıda Yatırım ve Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.'deki " C " grubu nama ve "A" grubu hamiline yazılı hisseleridir. Bu hisselerin Yazıcılar A. Şirketinin sermayesındeki oranı "1*25 dolayındadır. Şirket ana sözleşmesi, yönetim kurulu üyeliklennden birisinin "A", diğer birisinin ise " C " grubu hisse senedi sahiplerinin göstereceği adaylar arasından seçılecefi hukmunu taşımaktadır. A.E.H. ve grubu şirketlerinde Yazıcılar A.Ş.'nin hisse oranı %67 olduğuna göre, satışa sunduğumuz •('•25 nispetindeki Yazıcılar A.Ş.'deki hisselerimizin Yazıcılar A.Ş.'de ve dolayısıyla A.E.H. ve grubu şirketlerindeki etkinliği inkâr edilemez. Hisse satışı duyurusu A.E.H.'nin ifade ettiği gibi ortalığı bulandırmak için değil, bu hisselerin sahibi O. Nuri Yazıcı ve ailesini içinde bulunduğu maddi sıkıntıdan bir nebze olsun kurtarmak için hisselere gerçek değerini bilip verecek laliplilere devretmek amacıyla yapılmıştır. Bu nedenle Anadolu Endüstri Holding'den yapılan açıklama gerçeklerden uzaktır. Kamuoyunu ve ilgilenenleri yanıhıcı mahiyettedir. 24.3.1988 tarihli Milliyet Gazetesi'ndeki haberi ve Anadolu Endüstri Holding'ten yapılan açıklamayı tekzip ediyoruz. Hisse satış duyurumuzun açıkladığımız gerçekler doğrultusunda değerlendirilmesini ve ilgilenenlerin lekliflerine açık olduğumuzu kamuoyunun bilgilerine arz eder, hisse satışı, A.E.H. ve Yazıcılar ile ilgili konularda 30 Mart 1988 Çarşamba günu saat 10.00'da Izmir Büyük Efes Oteli lobisinde basın toplantısı yapılacağını, tüm basın mensuplannın davetli olduklarını duyururuz. OSMAN YAZICI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle