18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET / 2 OLAYLAR VE GÖRÛŞLER rikan ekonomisinde de önemli denemeler yapümıştı. örneğin ulaştırmada nehir ve demiryolu öncelikli bir taşıma sistemi getirilmiş ve kamyon taşımacıhğı ancak 50 milden daha zz mesafeler için ekonomik görulmüştu. Ama gelin görun ki 1950'lerde bu proje ABD'de uygulanırken, Demokrat Parti, Karadeniz limanlanna açılan karayolları ile Trabzon'dan Istanbul'a hamsi balığı taşımaya başlamıştı. Devlet Deniz Yolları'nm yük öncelikli yolcu vapurları ise, Karadeniz limanlarında tekel maddelerinden başka navlun bulamıyorlar, geminin dengesi için ambarlara safra dolduruyorlardı. Bu politika ne yazık ki hâlâ geçerlidır. Gece yolda yan uyuklayarak on tonluk ham^ si yüklü kamyonu, şoför suratle hedefıne vardırmaya çalışmaktadır. Hâlâ Türkiye'ye karayolu yapması ve kamyon montaj fabrikası kurması için kredi verenler, dunyada bu kadar kaynak savuran bir başka ulke bulabilir mi acaba? Turkiye'de iktisat bilimi ABD patentlidir. Fakat iktisat kitabında yer almayan fikirleri niçin bize uygulatmaya kalkıyorlar? Nasıl oluyor da ABD'nin arka bahçesi sayüan Guney Aınerika devletlerinin dahi gerı çevidiği fikirler ve projeler bizde baştacı edilmektedir? Bir zamanlar bazı devlet adamlan dolmuşçuluğun bizim icadımız olduğunu söyleyerek bundan adeta bır milli gurur duyuyorlardı. Oysa 1950'lerin başından bu yana sadece Istanbul'da toplu taşıt sistemi yetersiz bırakıldığı için, dolmuş ve özel araba ile insan taşımacıhğının yarattığı kaynak kaybı, herhalde gunumuze kadar Turkiye'nin dış borçlannda önemli bir yekun tutar. 1950'lerin sonunda Şikago Üniversitesi'nde doktora ustu çahşmalar yaparken neoliberal ekolun öncülüğunu yapan bir hocamız, kent merkezine banliyölerden gelen karayollarındaki trafik sıkışıklığına değinerek: "1yi ki depresyon (ekonomik bunalım) olmuş da şu havai melro ve banliyo trenleri yapılmış, yoksa halimiz ne olurdu?" dıyordu. Kimse ona, "Sen ne >apı>orsun? Bireysel mallar yerine kolektif malların ikâmesini isti>orsun. Böyle liberalizm ve piyasa ekonomisi olur mu?" diye bir soru yoneltmemişti. Fakat bizde konu nerelere göturulmek istenmektedir. Bazılanna göre Allende'yi Şili'de deviren kamyonculardır. "Eğer Allende demiryollannı geliştirmek fırsatı bulsaydı, kamyoncular onu devirecek kadar guçlu olamayacak ve Şili'de sosyalizm oturacaktı" bıçımınde yorumlar yapılmakta, demiryollannın geliştirilmesi sosyalizme geçişi kolaylaştıracak bir gelişme olarak kabul edilmektedir. Toplu Taşunacriıktan Bireysel Taşunacüığa Türkiye'nin Ortak Pazar ülkelerinin tümünden fazla kamyona sahip olması yetkililere gurur verici bir şey olarak gözükmektedir. Oysa bugün Italya'da, Fransa'da yeni demiryolu hatları açılmakta, hatta îtalya'da RomaFloransa hattı, milyarlarca dolar sarfı ile Avrupa'nın en modern güzergâhı haline getirilmektedir. Acaba neden bu ülke yetkilileri, demiryollarından vazgeçmiyorlar? Acaba neden uluslararası kredi kurumlan demiryollanmızı ıslah için kredi vermiyor da karayollanmızı genişletmek, üçüncü Boğaz köprüsünü yapmak için veriyorlar? Prof. Dr. HAYDAR KAZGAN ÎTÜ Öğretim Üyesi Geçenlerde bir sayın yetkili bakan, toplu taşımacılığın artık demode olduğunu, etkinliğinı yitirdiğini ve bireysel taşımacılığa ağırlık veren bir politika izlemeye başlayacaklannı gazetelerde açıkhyordu. Iktisat kuramındaki (teorisindeki) son gelişmeler çerçevesinde dahi bu fikirde olanlar açıklama yapmaktan çekinirken, Turkiye'de bir yetkilinin soylemesı çok duşundurucadur. Bu nedenle bu fikrin anlamlı bir "ithal malı" olduğu kanısını uyandırmaktadır. leti ele geçirmenin kavgasını yapacaklardır. Bundan öturu özelleştirme için başka nedenler olması gerekır. Bu nedenlerin başında ulaştırma örneğinde görulduğu gibi proleter yaratan ve dolayısıyla sol partileri guçlendiren büyiık işletmecilik yerine otobusçüluk, kamyonculuk gibi özel sektör yaratan ve sağ partileri destekleyenleri çoğaltmak gelir. Böyle bir gelişmenin ulaştırma yolu ile ne buyük bir kaynak israfına neden olduğunu herhalde IMF ve Dünya Bankalan uzmanlan da bilmektedir. Türkiye'nin Ortak Pazar ülkelerinin tumunden fazla kamyona sahip olması yetkililere gurur verici bir şey olarak gozukmektedir. Oysa bugün ttalya'da, Fransa'da yeni demiryolu hatları açılmakta, hatta İtalya'da RomaFloransa hattı, milyarlarca dolar sarfı ile Avrupa'nın en modern guzergâhı haline getirilmektedir. Acaba neden bu ülke yetkilileri, demiryollarından vazgeçmiyorlar? Acaba neden uluslararası kredi kurumlan demiryollanmızı ıslah için kredi vermiyor da karayollarımızı genişletmek, uçüncu Boğaz köprusünu yapmak için veriyorlar? lkinci Dünya Savaşı sonunda yanıp yıkılan Avrupa'yı yeniden inşa ederken, "refah ekonomisi" denilen ve devletin piyasaya mudahalesi ve kamusal mallar ve hizmetler üretiminde kamu sermayesinin kullanılmasını öngören bir ekonomi anlayışı ortaya çıkmıştı. Sadece Avrupa değil, Ame PENCERE Olur mu!.. 29 MART 1988 Ülkemizde ilk toplu taşımacıhk Türkiye'de ılk toplu taşımacılık örneğı, 1857 yılında Cevdet ve Fuat Paşalannın önerisi ve padişah Abdülmecit'in emri ile kuruian "Şirketi Hayriye" ile ortaya çıkmıştır. Boğaz'da bir kısmı Geidik teşkilatına bağlı sandal, mavna ve kuçuk çatanalarla yapılan ulaştırma deneyimi, özelÛkle yaz aylannda artan yolcu ve vük taşımacılığı dolayısıyla kamusal rahatsızlıklara ve şikâyetlere yol açmaya başlamıştı. Taşıyıalar, belediyenin koyduğu navluna ve yolcu taşıma ucretlerine riayet etmiyor, sandallarına fazla yolcu alarak sık sık kazalara neden oluyorlardı. Bu kargaşanın önunü almak için birkaç savaş gemisi bu işe tahsis edilmişse de, bu kez askeri disiplin ile yolcu davranışları bağdaşmadığından yine anlaşmazlıklar çıkmıştı. Sonunda "Bu işin çaresi muntazam seferli gemi işjetmektir" diyenler ustün gelmiş ve "Şirketi Hayriye", padişahın da hissedar olduğu bir anonim şirket olarak kurulmuştu. Bu şirket, gerçekte bir yuzyıldan fazla bir zaman Boğaz'da toplu deniz taşımacıhğının kalıcı örneklerini vermiştir. Boğaziçi'nin iki yakasının gerek bütün yıllık ve gerek mevsimlik oturma yeri olarak çekiciliğinin başlıca nedeni olmuştur. Özelleştirmede çıkarcılık, terslik... IMF ve Dunya Bankası'nın reçetelerinde başsatırlarda yer alan "özelleştirme", aslında ekonominin etkinliğini sağlamak için değil, demokrasinin işlemesi için zorunludur ve geçerlidir. Nitekim Türkiye'de şimdiye kadar demokrasinin soysuzlaşma nedenlerinin başında, iktidar olmanın devletin iktisadi gücunu ele geçirmek arzusu gelir. Devlet, bir surü işletmesi ve tarım dışı istihdamın yaklaşık yarısını yaratan gucu ile partileri, çıkar odaklan durumuna getirmektedir. Her iktidar değişmesinde bazı önemli devlet ışletmelerinde gece bekçileri bile iktidar partisinin istekleri doğrultusunda değiştirilmektedir. Fakat Turkiye'de bugun özelleştirme bu yonde ele alınmamaktadır. Özelleştirilmesi istenen işletmelerde devlet yine yönetimde şu veya bu şekilde var olacak ve partiler yine eski usul uzerine dev Sonuç Şimdi toplu taşımacılık demode oldu diyerek, "gedik usulünü" yeniden yaratıp veya ÜsküdarBeşiktaş dolmuşlannın sayısını alabildiğine arttırıp, Boğaz'da muntazam seferli deniz işletmeciliğine paydos mu diyeceğiz? Avrupa'da, özellikle petrol bunalımının patlak verdiği gunlerde, tren ve deniz toplu ulaşımı tekrar gundeme gelmiş ve birçok zengin ulke terk ettiği demiryolu hatlarını yeniden sefere açtığı gibi, yeni demiryolu hattı da döşemiştir. Aynı zihniyet bütün gücü ile bugün de Avrupa'da geçerli olmaya devam ederken, 1500 dolara bile varmayan milli gelirimizle bireysel taşımaalık savurganlığını biz nasıl savunabiliriz? Yoksa bu ulkelere donüp, "Bakın biz demode olan toplu taşımacılığı bıraktık, çağ alladık, siz daha geride kaldınız" mı demeyi duşunuyoruz? Elliye merdiven dayadı, durmadan yakınıyor, sağlığından kuşkulu, sinirleri keman yayı gibi gerilmiş, sigaranın birini söndürüp birini yakıyor... Bir doktora görünsen.. Boşver doktoru.. Niçin? Ne diyeceğini biliyorum.. Ne diyecek? İçkı ıçme, sigarayı kes, açık havada yürü, rejim yap, kilo ver, stresten kaçın.. Eeee?.. Yapamıyorum. Sigarayı kesemem, kafam bozulur, iştahım açılır, daha beter şişmanlarım. Açık havada her gün yürüyemem, vaktim yok, işim çok. Rejim yapamıyorum, sinırlerım bozuk, durmadan atıştınyorum. Akşamlan birkaç kadeh içmezsem, büsbütün geriliyorum, sabaha kadar uyuyamıyorum. Peki, ne olacak? Sigarasını tablada ezdi, elini cebine atıp paketini çıkardı, yenisini yaktı, dumanı üfledı. Bilmiyorum.. Sen yine bir doktora görünsen.. Adamın ne diyeceğini biliyorum yahu!.. Bir de üstüne para mı vereyim?.. Tıp, bir okyanus kadar derin ve geniştir, ama bir kıyıcığından suya girebılirsın.. Ekonomi de öyle değil mi? Uzman diyor kı: Bütçe açığını kapat; verimsiz yatırımları durdur; KİT'lerin verimlilığini sağla; bütçe dışı fonlarla beledıyelerın harcamalarını denetım altına al; enflasyonu aşağıya çek; faiz oranlan çok yüksektir, ındirmelisin; aşırı borçlanmayı frenle; yüksek kârları vergile; imalat endüstrisine yatınm yap; üretken yatırımları arttır. . Yapamam.. Neden? Üretken yatırımları arttıramam, holdingler üretkenlik değil kârlılık peşınde koşuyor. Bütçe açıklarını kapatamam, çünkü yüksek kârlan vergılendırmeye kalkışsam kıyamet kopar. KİT'lerde verimlilığı arttıramam, çünkü partimın yandaşlarını bu kurumlara doldurmak zorundayım. Faiz oranlarını düşüremem, çünkü enflasyonu durduramıyorum. Bütçe dışı fonlarla belediyelerin harcamalarına ılişemem, çünkü bızım avantacıların yıyim yatağıdır. Aşırı borçlanmayı kesemem, çünkü gırtlağıma kadar batmışım, borçlann faizlenni bile karşılayacak üretim yapamıyorum... Eeee.. Ne olacak? vallahi bilmem; durmadan yıyorum, içıyorum, tıkınıyorum; inceldiği yerden kopar. • Tıp, bır okyanus kadar geniş ve dermdir, ama bir kıyıcığından suya girebilirsin. Nasıl? Hekımın ön koşul olarak söytediklerini uygulayabilirsin; sigarayı kesmek, her gun açık havada yürümek, rejim yapmak, kilo vermek, beslenmeye özen göstermek, gerilımlerden uzak durmak, aşırı ıçkıden kaçınmak bu ışin alfabesi... Sonra? Bütün bunları yaparsın da kalıtımsal bir yüklenme veya yapısal bır bozukluk olabılır; daha karmaşık bir nedenle nallan havaya dıkebilirsin.. Ekonomide de öyle değil mi? IMF'nin, Dünya Bankası'nın, dışardaki patronun her dediğini yapmaya çal;şsan bile yapısal dengesizlik ve bozukluk varsa, günden güne çökebılirsin. Ve sonra bir gün.. Allah göstermesın.. • Ama sen yine de sigarayı bırak, kilo alma, her gün yürü, tıkınma, yediğine içtiğine dikkat et.. Olur mu!. HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD OKURLARDAN Süper emeklilikte haksızlık çıkarılarak uygulamaya konulması. hiçbir şekilde mantıki ve hukuki bir dayanağı olmadığı gibi, sosyal adalet ilkesine de ters duşmektedir. SSK'dan emekli olan ve halen maas almakta bulunan, gerek Istanbul'da ve gerekse Türkiye'nin her tarafmda yasayan SSK emeklilerinin en buyuk isteği hukumetin yururlukte bulunan süper emeklilik yasasını günun sartlanna uygun olarak duıeltmesi ve SSK emeklüeri arastndaki huzursuzluk ve hosnutsuzluğun giderUmesi en buyuk arzu ve dileğimizdir. Geçmiş yülarda bulunduğu görevlerden dolayı, ifçi ve emekli haklannın ne olduğunu iyi bilen, Sayın Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı'nın super emeklilik yasası hakkında büyuk hassasiyet gosterdiğini ve gereken duzenlemenin yapılacağtnı gazetelerdeki beyanlarından okuyarak memnun ve mutlu olmaktayız. SSK emeklileri olarak en buyuk umidimiz. yukanda belirttiğim hususlann bir an evvel ele ahnarak yururluğe konulmasıdır, HİKMET YANKIİSTANBUL 12 EY SUÇLU OLAN ÇOCUKLARIMIZ DEĞİL 12 EYLÜL HUKUKUDUR Kampanyamız için 12 EYLOL YARGi "Merhaba Komşu!" 2 Ağustos 1975 günlü Cumhurıyet'te yayımlanmış olan "Bulgar Edebiyatında Türkler" yazım, aradan gecen bunca yıla karşın güncellığıni yıtirmedı. Bıraz kısattarak Hesaplaşma'da yeniden sunmayı yararlı gördüm Sofya'da Narodna Proesveta" Yaymevı'rtce 1969'da Türkçe çevırisıyle yayımlanmıştır "Merhaba Komşu!" yeni okuduğum bır kıtabın adı Bulgarıstan'da Türkçe basıfmış. Ünlü Bulgar edebıyatçılarının 18801930 arasında yazdığı eserlerden derlenmış Turklerı konu alan hıkâyeler "Merhaba Komşül"da yer alan hıkâyelenn çoğu 19 yuzyıl sonlarında ya da 20 yüzyıl başlarında yazılmıştır Eserlerın başlıca kışılen Osmanlı Türkleridır. Ele alınan konular, Turklerle Bulgarların ınsan ınsa» na ılışkılerıdır. Osmanlı Imparatorluğu egemenlığınden yeni sılkınmlş bır ülkede kurtuluşun başdöndürucü sevınç havasında yazılmış olmalarına rağmen, eserlerın Türk kışılen lyı yureklı, elı açık, sozüne güvenılır, çıkarlan küçümser ınsanlardır Çağdaş Bujgar edebıyatının en güçlü adı ıvan Vazov'un "Delıorman1 da Bır Macera" adlı uzun hıkâyesı (1955) çok ılgınçtir BulgansJan'ın henüz prenslık olduğu 1887 yılı anlatılır Iç politika çekışmelerı yüzünden yurtdışına kaçmak zorunda kalan askeri yargıç Ivanov, planını gerçekleştırmek için bır Turk arabacı ile anlaşır Osman, Ivanov'u Delıorrnandan geçırerek Romanya sınırına ulaştıracaktır Ormanın karanlık bir yerınde kahvaltı ıçın mola verırler Sıgaralannı ıçerken, Osman, yolcusunun eskı yargıç olduğunu tanır. Yargıç Ivanov, Osman'ı eşkıyalıktan yedı yıla mahkum etmıştır Osman, cezaevırden çıkalı birkaç ay olmuştur; yolcusuna bunu açıklar İvanov şaşırır Bu Türk onu şuracıkta öldurmeyıp de ele verse bile çok kötü olurdu Para kesesını Osman'a uzatır ve "Osman, burada yetmış altın var, al senın olsun ve beni affet!" der. Osman, keseyı ıter ve şu cevabı venr. "Para ıstemem. Ben senı sınıra sağ sağlım gotüreceğıme Şumnu 1 da soz verdım Sozümün altında kalmayacağım Telaş etme çorbacı, haydı yolumuza gıdelım." Vazov'un Bulgar kışısı Ivanov, Türk arabacının böylesıne yüce davranışı karşısında duşünür. "Osman bu ryılığı para karşdığı yapmıyordu Çıkarcılık, esnaflık, böylesıne temız fedakârlık ve yuksek ınsanlık duyguları yaratmazdı lyılık, acıma, yüce yureklılık! Şu Osman, öğrenımı, nazıklığı, kultürü ve geniş düşünurlüğüyle boburlenen subayın yuz arşın ustundeydı. Şöyle sordu kendı kendısıne, Osman'ın yaptıklarını acaba kendısı Osman'a yapar mıydı 9 Hemen cevap verdı Hayır Okuması yazması kıt olan bu Turk, şımdı bütün ınsanlık ılerlemesınin ustundeydı Çunku o, ınsan olmanın ne demek olduğunu bılıyordu" 18791946 arasında yaşamış olan Konstantın Mutaof'un "Berber Halıl'ın Jübılesı" adlı hıkâyesınde, bır Bulgar koyünde ellı yıldır hem berbeıiık hem dışçılık hem de cerrahhk yaparak ömrünün sonuna gelmiş iyı yüreklı ve tokgözlu bır Türkün portresinı cok ınsancıl cızgılerle anlatmaktadır Osmanlı yonetımınden yeni ayrılmış olan ülkede sık sık şenlıkler yapılmaktadır Bu arada tıyatrocular da jübıleler düzenlemekte ve elden para toplamaktadır Berber Halıl de ıstemeye ıstemeye yırmi levalık bır bılet satın almıştır Fakat jubılelerın nedenıne aklı yatmadığından önüne gelene bunu açar Ne var kı, günün bırınde berber Halil için de bır jubile duzenlenır Ellı yıldır büyuk bır tıtızlıkle çevresıne yararlı oiduğu ıçın "En sonunda, beklenen gün geldı Hazıran başlarında guzel bır ılkbahar günüydu Şenlıkler sabahın erken saatlennde başladı Davullar dövülüyor, zurnalar çalmıyordu. Bütun şehır ayağa kalkmıştı Tören alayının geçtığı ana sokağın ıki tarafı ınsanla dolmuştu." Sonra gün ılerler, ınsanlar yemekten, ıçmekten ve eğlenceden yorgun duşer. Bu sırada karşısından bır fayton görünür. Küçuk şehrın üç yönetmenı ıner faytondan Bin Türktür Şöyle konuşur"Beledıye meclisı, ellı yılı aşkın bir süredır halkın sağlığı ile temizliğl için çalışan ve bır surü ağrı sızıdan kurtaran değerlı hemşerımız Berber Halıl Baba'ya teşekkurlerım sunmaya oybırlığıyle karar verdı. Bır borçluluk belırtısı olarak da berber dükkânının bulunduğu sokağa "Halil Baba" sokağı adını vermeyı uygun gordü Ayrıca derın bır borçluluk duygusunun kucük bır karşılığı olarak da kendıne üc bın levayı sunar" Berber Halıl, önce bır şaşırır, sonra duygulanır, gozlen dolu dolu olur ve tıtrek bır sesle şu karşılığı verır. "Beledıye meclısının bu dıkkatıne ve sokağa adımın verılmesıne teşekkür ederım Paralara gelınce, burada söz benım Parayı kabul etmıyorum. Emeğımın karşılığını musterılerım odedıler Ömrüm mutlu geçtı, halımden memnunum Bu paralar yoksullara dağıtılırsa iyı olur" Yine Konstantin Mutaof'un "Saka Osman" hıkâyesının başlıca kısısı bir Türktür. Yazar. "Osman, Anadolu Turküydu Mahallemıze su taşırdı" dıye baslıyor onu anlatmaya, "Uslu, namuslu bır adamdı Işıne iyı baktığı için onu herkes severdı Osman kımsesız bır ınsands Kıt kanaat geçınmesıne rağmen mutluydu Sevıncı vardı yureğınde. Seveceğı bır varlığı vardı. Çevık, uyanık ve küçuk atı Ona 'Kuşumi' dıye seslenırdı." Ne var ki, günün bırinde at hastalanır ve ölür. Osman, günlerce "An kuşum, kuşum" dıye ınler, ağlar Komşularm butun çabaları boşunadır. Osman, günün bırınde takımları, hamutları, ahırda neyı varsa satıp paralan müftü efendıye teslım eder 'Bu paranın yarısını buradakı camılere bırakır, yarısını da yoksullara dağıtırsınız' der ve uzaklaşır Bır daha onu gören olmaz Çağdaş Bulgar hıkâyesınde Ivan Vazov'la bırlıkte guclü bır yerı olan Yordan Yovkov, "Tekerteklerın Turküsu" eserınde, araba yapmacılığını bir sanat tutkusu duzeyıne yuceltmış Salıh Yîşar Usta'yı anlatır Onun yaptığı arabaların tekerleklerı donerken cevrenın kırlıklarında tatlı ezgıler bırakmakta, turkuler soylemektedır Bulgar yazarı, Turk araba yapımcısı Salıh Yaşar Usta'yı gerçekten sevmış ve okurlara da sevdırmesını bılmiştır. Yovkov;un "Mahkeme" hıkâyesının başlıca kısısı Mustafa Esref Osmanlı İmparatorluğu donemınde varlıklı bır ağayd' Şımdı yaşlanmış ve yoksul duşmuştur Gençlık yıllarının sevgılısı Marıa'y1 hatırlayınca, duygu dunyasının sesıne kulak verır ve gerçeklere sırt çevırır. Petko YTodorov'un kısacık "Şahin" hıkâyesınde çok sevdığı şahini yırtıcı kuş dıye öldürülünce, saza sarılan ve kendını içkiye veren Aşık Alı'nin şiır dolu portresı çızılıyor. Ingıltere'de Ingılızce Churchıll House School Ramsgate/KENT BARAT 1 14744881.1484357 Ingıltere'de İngılizce Wessex Academy Haftada 87 pound Tel.: 332 33 32 İST (24 saat) IUL A DA LET OA ĞIT MA Dl 1 LAMA Ozal hukumeti tarafından 1987 haziran ayında çıkarılan super emeklilik yasasuun getirdiği haklardan yararlanamayan yüzbinlerce SSK emeklilerinin şikâyet ve sızlanmaiarı devam etmektedir. Özal hukumetinin, yasayı yeniden gözden geçırerek, geçmiş yülarda iktidarda bulunan hukumetlerin çıkardıklan yasalara gore emekti olan ve bugunku hayat şartlannm ağırhğı altında ezilen SSK emeklilerinin bulunduklan derece ve kademelere gore, super emeklilik yasasından faydalandınlmalan en normal ve yasal hak olmaktadır. 1. derecenin 9. kademesinden emekti olanlara mahsus çıkarılan ve hukuki hiçbir dayanağı olmayan super emeklilik yasası, SSK emeklüeri arasında buyuk huzursuzluk yaratmaktadır. Demokratik bir ülkede, bu şekilde antidemokratik bir yasanın LAM TOM "tu \ SONUÇ <t LARIYLA KALDI RILMA LICHR ^ ;r ~ 'C* 12 Lvtal IMO'*n hy >•=• »tadıtım. >a>alılsfllann en gnzri lakiraızahtaiırdıvor vc 16 NİSAVA KADAR T I M AMATÖR VE PROFESYONEL ÇİZERLERİN KATKILARIM BEKLİVORLZ \drr*> lır\aW Ikısdn Pd>a < ad No «V4 Aksara> /İST YASAKU Mehmet Başaran 1200 lira (KDV ıçınde) Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul ŞARLO Philipp Soupault 700 Iıra (KDV ıçınde) • Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul Yetişen her sporcuda SPORTOTO katkısı... 28 Yıldan bu yana, Türk Sporuna, Sporcusuna ve Gençlığıne hizmeti ılke edınen SPOR TOTO, Yurt Sathına yayılan Spor Tesislerine sağladığı katkılarla, Yeni Yıldızların yetışmesıne zemın hazırlamaktan mutludur, gururludur. 28 Yıldır Türkiye'nin dört bır köşesinde Atış Poligonlarından, Atletızm Pıstlerıne, Yüzme Havuzlarından, Stadyumlara kadar her spor dalındaki tesıslere katkı sağlayan SPOR TOTO, kazandığını ıştirakçisıne ve Türk Sporuna kazandırmaya 28. yılında da devam edecektır. Her kolon bedelini ıştırakçisine Servet, Türk Sporuna hızmet olarak değerlendıren SPOR TOTO Teşkılatı 28. Yılını kutlarken ıştırakçılerıne teşekkürü borç bılır. BROŞUR ISTEYIN Kurslar m z Brıtısh Counc ' t v a l ı m t ı n onjnmışttr Arels Fcko uyesıO<r BTA 26 MART 19601988 İNGİÜZÜSANOKULLARI DANIŞMAMERKEZİ CumhurıyetCad 173/1B Elmadağ 80230 Istanbul Hılton Otelı Karşısı tursem Tel (1) 148 39 77 148 79431329684 Tlx 27498 TUSMTR Fax (1)132 97 29 YILI VEFATLAR İÇİN Yurtiçı, yurtdışı cenaze nakledilir, cenaze ılaçlama, malzeme, tabut, bütun işlemler, hassasıyetle, suratle yapılır. İşletmede a>Tica 18 ambulans mevcuttur. Cenaze ilanlannda hızmet bedeli alınmaz. "Dolsun kolonlar Gelsin milyonlarw İSLAM CENAZE İŞLERt 147 20 06140 68 86 SAVAŞ YILLARINDA BİR SÜRGÜN Kemal Siilker 1000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle