Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HAVA DURUML IVIeteofOiop Genel Mudurtuğu'nden alınaı bilgiye göre, butun bOgeienrmz parçak çok bukrtu. Marmartfran baösı Je Ege kjyılandıîirahlurnvBtyaflışlifleçece*. Y Y Y Y K Y Y HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÛN 15° 4°Manisa 7° 5°K.Maraş 8° (TMersm S°5 Mujla 7° 3°Muş 15° 5 ° N * ) e 18° 11" Ortfu 5° 3°Roe 4° 5° Samsun 10° 4°Sirt W° 8 ° S m p 8 «° 5»lm# 13° BPSms 4°6°1eMnbO Y W SKaıs K 6° CKastamonu Y 8° <°Trabzon Y 8° 4 Kaysen 10° 2°Tünc«« B W> 7»KrrW3rel 7° 5 Uşak 11° 4 Van ÇanaMole B 12° 9°Konya K 7" 2°Ytegat Çwum Y 10° 4°K£röhva Y 14° 4°Zon<|uklak Oe«aı Y 13° S'Maialya Y 18° 12° Oijartakır 10° 6°E*™ 16° 6°Eranan B° 3°Erajnm *>&&U&K 9° 4°Gsbnfep 18° B° öresm 3°GumuşhaneY Y 13° e°HaWdri B 14° 9°lspaıta B 10° 7°&M*>ul A açıl 6 txA,X K Ort S ssa V yaflıniirtu B Y Y B K Y Y Y Y Y Y Y B Y Y Y 12° 8° 16° 8" 18° 12° 13° 7° 4°l° 10° 3° 18° 11° 19° 12° 17° 10° 15° 5° 12° 10" 9° 19° 8° 7° 7° 12» 1° 3° 19 MART 1988 DÜNYA'DA BUGÜN Amstefdam Y 8° Lemngrad K 0° Y 9° Amman A 23° Londra Mna 8 18° B 13° Madrid Mılano Bagdat Y 15° B 21° Barcelona B 10° B W Basel Y 9° Mostova K 1° Y 6° Belgrat B Munüi Bertin Y New¥ofk B S» B 2" Bonrı Y Oslo Y 8° Briksel V 8° Rans B 5° Budapese B 7° Prao A 28° Y Cenwre Y 8° Roma B 17° A 23° ^ ? Cezayir Y 8° A 26° Solya Cidde A 22° A 29° Sam Dubayı A 25° frankfurt Y 6° A 24° Y 18° Inus Srne K 3° B 0° Helsınkı A 24» Venedik Kanre Y 14° Y W Kopenhag Y 5° Vıyaa Y 6" Vfesrıngton B 6° Y tt° Zürirt Y 8° POLriTKA VE OTESI MEHMED KEMAL Mercimeğin sanıldığı kadar erdemleri olmadığı anlaşıldı. Mercimek yersen protein almazmışsın! Mercimekçı profesöre de pek aldıran yok. Ben mercimekçi profesörün adını Hacettepe Üniversitesi'nde bir diyet beslenme dalı açıldığında duymuştum. Benim büyük kızla Cihat Baban'ın kızı üniversite sınavlarında bu beslenme dalını kazanmıştı. Ben o yıllarda üniversitelerde böyle bir dal bulunduğunu bilmiyordum. Amerikancadır, bulunur diye aldırmamıştım. Konuştuğumuzda Cihat Baban'ın çok sevindiğini görmüştüm. "Niye seviniyorsun ustat? Bizim krz mınn kınn edip durur" "Sevinmem şundan: Şekerim var, gutum var, beslenmem özen istiyor. Hiç olmazsa kızım bir beslenme uzmanı olur da işime yarar" Üstat Cihat Baban'ın kızı beslenmeci oldu mu olmadı mı bilmiyorum, ama bizim kız TRT'ci oldu. Daha sonra da TRT'deki 12 Eylül'ün büyük kıyımında işine son verdiler. Geçenlerde Köy Enstitüleri'nde okuyan öğretmen bir dostla karşılaştık. O da öğretmenlikte kıyıma uğramış, bir lokanta açmış. Bizim gazetede ilanlarını görüyorsunuzdur: Vazartarın Evi!.. Hadi Olcay'ın ilişiği var; küçük ilanlara neler sıkıştırmıyor Aksamdan akşama...', 'Bülbül çanağı • onçeşit meze', 'Osmanbey Şafak sokak', Bar • restoran, cafe...' Daha neler yazsın ki! Hadi, vaktiyie bir galeri yapacağım diye bizden birer portre foto almıştı. Şimdi onları getirmiş, bu bar kafe, restoran dediği içki evinin duvarlarına asmış. Şurda burda yiteceğine hiç olmazsa bir işe yaramıs... öğretmen arkadaşla konuşLryoruz. Söz mercimekten ve mercimekçi profesörden açıldı. Öğretmen arkadaş dedi ki: "...Bu Prof. bizJmle birlikte Hasanoğlan'da okudu. Sonra bir yolunu buldu Amerika'ya gitti. Işte Amerika'da okuduğu dal bu beslenmecilik oldu." önüne düşüyordu Vtehbi'nin kerrakesi... Amerika var, Amerikan yöntemi beslenme var, liberal ekonomi var, birikmiş silolar dolusu mercimek var, öyle ise ne olacak bunun sonu? Mercimeği dışarı satamayınca halkı mercimek cihadına çağıracaklar... Nitekim çağırdılar da... Mercimekte protein dışında daha neler bulunmuyordu?.. Ne vitaminler vardı?.. Bir okur, "Şunun kahyesini, çikolotasını da gösterseniz" diyordu. Bir işin içine Amerikan parmağı girdi mi artık zor çıkar... Bir arkadaşım Yunanistan'la birden bire ballı börek oluşumuzu da Amerika'ya ve mercimeğe bağlamasm mı? Bir daha şaştım. "Amerika var ya, Yunanla aramızdaki soğukluğun ve sömürünün savaşla gidehlemeyeceğini anlayınca şimdi banş yolunu tutturdu. öyle ya savaşsak eline bir şey geçeceği yoktu, ama banş olursa sömürü kolaylaşır." Bu da Yunan dostiuğunun mercimekli yanı. Her şeyi denetliyorlar... Şimdi bankalan da denetleyeceklermiş... Aile şirketleri egemen ya, krediler hep o yana akıyor ya, buna engel olacaklarmış. Bu da mercimek bankacılığı... Bir mercimek sıkıntısı daha var Son zamanlarda 12 Eylül generallerine çatanlar, asker srvil aynmı yapanlar varmış... Buna kızıyorlarmış... Canım, 12 Eylül generalleri gelmişler, ortalığı düzeltmişler, bize özgürlükler dolu bir anayasa yapmışlar, sonra da çekip gitrnişler... Mercimek yontemine uygun olarak halk istediği için gitmemişler, başımızda kalmışlar. Halkın oyuyia elbette. Halkın oyuyia özveri, hoşgörü, mercimek erdemleri... Ya çifte künyeli beylere ne dersiniz? Onların TürkAmerikan pasaportlan da mercimeğin erdemleri politikasına göre mi? Mercimeğin türiü türtü erdemleri var, çifte pasaportun tüıiü türlü çifteleri olmasın mı? 12 Eylül döneminde yurtdışındaki idamlıklara radyolar bangır bangır 'yurda dön' diye bağınyordu. Bunlara hiçbir şey dememişler. "Yurda dön!..' "Ne olacak?.." "Dön de seni ya içeri tıkalım, ya asalım." "Gelemem!" "Erkek değilsin. Kanın bozuk!" Bu da mercimeğin yiğitlik erdemlerinden... rtWoene«H(!)simurvesa£nakKa s ;£ Mercimeğin Erdemleri rademzTn iç teamteri h Doju AnadolıP nun kuzey ve doOusunda karia kanşık yajmur ve lar ş«*inde otacak. HAft SICAKLIĞI: Biraz«*cak. HÛZGAR: Yuduı kuzeybato tesifnkrinde kuzey ve bao, utekı yerlerde gümy ve M yönlerden raffl ara sıra ora kuvvette zaman nman taıvveS ve ve Karadeniz yajmurtı geçecek. Deniz mırtsdil, yer yer kaba daigalı yer y«r fırtına şakünde «sactk. Derâaerde olacafc. Van götönde hava çok bulutlii ve yaOmuriu geçecek. Rfcgâr Marmara. Ege ve Karaderartle yıtdız ve güney ve batı yonterden orta kuvveHe esecek. Göl muBcH dakjalı olup. guntahsndan « z a n a n aman 1628 de Oöruş uaidıflı 10 km, yağış anında 25 km. doteyında bulunacak. niz mi* hcda esec*. DEMZ: Butun tenizter parçat ço* btttllu, Itamara. A M n u | «s» *f taft< 7° r> J° 2° M°10° Kâhirem r3° GÖZLEM UĞUR MUMCU (Baflarafi 1. Sayfada) SHFnin gözü îzmîr'de (Baftorafi I. Sayfada) açtı. Daha önce Ege gezisine mayacağı açıklanan SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, Içel gezisıni iptal ederek dün akşam tzmir'e geldi. İnönü'nün gezisine bugünden itibaren Sağlar da eşlik edecek. Dün SHP il binasında düzenlediği basın toplantısında "hükümetin insafsız zam politikasının artık yasal birsoyguna donuşluğunü" belirten lnönü, "VaUndaş ne zaman Hini cebine atsa kendi cebinde Özai'ın elini yakalıyor. Özal, içine düştüğü çaresizligin acısnn vatandaştan çıkartmak istiyor" dedi. lnönü, özal'a seslenerek, "Zam yapmaktan korkmuyorsun, bari Allab'tan kork" diye konuştu. fnönü, Başbakan ÖzaJ'ın, "dünya banştnı saglıyorum" diye kendi kendine övüneceğine vatandaşm sofra banşını saglaması gerektiğini belinerek şunları söyledi: "Bir başbakaoın görevi önce kendi yurtlaşlannın yaşam savaşına care buimaklır. Özai'ın biidigi tek can borç üsiüne borç almaktır. Dışanya olan borçlann faiz ödeme zamanı yaklaşınca da çaresizlik içinde dış polilikadan ödünler verme yoluna gitmektedir. Bu, Türk balkına hiçbir yarar sağlamaz. Borç aiıp halkın çoğunun müzedeki suitan hazineierini seyreder gibi baktığı ıvır nvır yabana mallarla vitrinkri doldurmak övünülecek iş dejjildir. " "Türkiye'de hiçbir devlet kunımunun. insanlann şerefini zedelemeye hakkı yoklur. Mademki bir devlet örgütü bunu yapmıştır, başka bir devlet örgütü bunu düzeltmelidir" diyerek konuşmasmı şöyle sürdürdü: "Bizim bekledigüniz, konunun Mecliste ele alınmasıydı. Bir araştırma onergesi verdik. Orada MİT gibi gizli çalışması gereken, her şeyden önce de yssada belirtilen görevlerini yapması gereken bir devlet örgiitünün iyi çalışmadıgı ortaya çıkınca konunun üzerinde önemle dundması gerektigi belirtildi. Eğer Meclis bu konuda araşbrma yapsaydı sorunun nasıl çözıilectgi de ortaya çıkardı. tktidann yapması gereken iki şey var şimdi: Birincisi bu raporla suçlanan insanlann aklanmaadır. Başbakan ise tam tersini yapıyor. Önce bir rapor degildir derken, şimdi bu, belgelere dayanan bir ön çalışmadır diyor. O zaman içindekilerden hangileri dognı hangiİeri yanbş. Buna sormaya hakkı vardır insanlann. Sayın Ünığ'un da yapüğı budur. Tazminat davası açmıştır. Ama, Başbakan işi vodvil harasında gölüriiyor, 200 miİyonu ben verecek değilim, nereden verecegim, diyor. Türkiye'de Başbakan hâlâ bir devlet görevini yaptıgını anlamaz görünü'yor. Hep bir özel sektör yönetiminde zannedjyor kendini. Seçimlerde vatandaş, bir devlet yönetimi mi ya da bir firma yönetimini mi seçeceğine karar vermelidir." Deniz Baykal'ın yanı sıra, Fikret Ünlü, Edip Servet Devrimci, Ali Dinçer, Turan Beyaat, Neccar Türkcan, Halil Çulhaoğlu, Ahmet Ersin, Süha Baykal ve Kemal Karatas'ın katıldığı basın toplantısmdan sonra tnönü, Izmir Valisi Nevzat Ayaz'ı nyaret etti. Ardından Aliağa ilçesine giden tnönü pazar yerini gezdi, daha sonra SHP ilçe merkezdni ziyaret eden lnönü ilçe binası önünde toplananlara yapıığı konuşmada, "Sakın Özal'ı bir daha iktiflara getirmeyin" uyansında bulunduğunu anımsattı. Zamlar hükümeti düşürecek tnönü, Karşıyaka'daki bir çay bahçesinde ve coşku ile karşılandığı gecekondu semtleri Güzeltepe ve Yamanlar'da yaptığı konuşmalarda özetle şunları söyledi: "Bu zamlara halkın tepkisi büyöye büyiiye işier duracaktır. Daha seçimlere çok var demeyin. Bu kadar halka karşı olan bir gidiş seçim olmadan da dunır, nasıl durur, hükümet buna dayanamaz. Bu ekonomi onıı kakbrmaz, bu zamiara karşı halkın tepkisi dayanılmaz hale gelir ve o zaman da bu hükümel diiser. Seçim olmadan da düşer, bunlan bep yaşayacagız, Türk halkı yeniden kendine layık iktidan seçer." tnönü'nün konuşması sık sık "Özal istifa", "SHP iktidara" sloganları ile kesildi. Idari Yargılama Usulu Yasası'mn i a maddesi, "idari eylem"öen ötürü zarara uğrayan yurttaşın "tam yargı davası" açmadan önce idareye başvurarak "haklann yerine getirilmesini" isteyeceklerini öngörüyor. Bu başvum yasal bir zorunluluktur. Bu başvuru yapılmazsa dava açılamıyor. Bu başvuruya karşı Başbakan, "Üruğ'a niçin 200 milyon ödeyeyim?" diye soruyor ve olayın müfettişlerce araştırıldığını söyiüyor. Üruğ, Başbakanlığa yaptığı başvurudan olumsuz yanıt aldıktan sonraki 60 gün içinde Danıştay'a "tam yargı davası" açacak. İşjn yasal yolu bu.. Bu ama, sanırım, açılacak bu davada Üruğ ve avukatrm bekleyen bir tehlike var. "Tahlike" de şu.. İdari Yargılama Usulü Yasası'nm 20. maddesi, Başbakanlığa, dava konusu "bilgi vs belgeler"\ Danıştay'a göndermeme yetkisi tanıyor Başbakanlık. isterse, bu bilgi ve belgeleri Danıştay'a verebilir, isterse vermeyebilir. İstenen bilgi ve belgeler "devlet guvenliğine veya yüksek menfaatlerine" ılışkin ise Başbakanlık, "bu bilgi ve belgeleri göndermem" diyebilir. "Tehlike" bununla bitmiyor... Tehlikenin büyüğü maddenin 4. fıkrasındadır. İlgjli ,'ıkrayı okuyahm: Getirılen ve idarece gönderilen gizli belge ve dosyalar taraf veya vekillerine incelettirilmez.. Bu antidem<xatik hüküm, savunma hakkını büsbütün yok ediyor. Hem, bakın nasıl? Diyelim ki, bir bakanlıkta memursunuz.. Durup dururken, görev yeriniz değiştiriliyor. Yargı yoluna başvuruyorsunuz. İigili bakanlık sizin "solcu olduğunuzu" ileri sürüyor ve yanıt dilekçesine bir de solculuğunüzu kanıtlamak için MİT Raporu ekliyor. Savunma hakkı gereği, siz hakkınızdaki bu idari işleme neden olan raporu tartışmak istersiniz. değil mi? Hayır, tartışamazsınız, çünkü "12 Eylül Hukuku" bu tartışmaya izin vermez. MİT, hakkınızda Danıştay'a bir belge gönderecek, siz o belgenin ne olduğunu bile bilemeyeceksiniz, ancak Danıştay yargıçları, size gösterilmeyen, avukatlarınızın inceleyemediği bu belge ve bilgiye göre karar verecekler! Siz artık Anayasadan, savunma hakkından söz edin edebildiğiniz kadar!.. Ne yapalım ki madde böyledir. Bu MİT Raporu'nun tartışılması, TBMM'de ANAP milletvekillerinin oylarıyla engellendi.. Raporun ıçeriği konusunun yargı önünde tartışılması bu kez de 12 Eylül döneminde çıkan bu yasa ile engellenecektir. Sen suçla, ancak suçlanan insanlar kendilerini, yargı önünde bile savunamasınlar. Adıyla, sanıyla, "12 Eylül Hukuku"uur bu.. Savunma hakkını ortadan kaldıran bu yasa 61.1982 tarihini taşıyor. "12 Eylül Yasası" olduğu için de Anayasanın geçici 15. maddesi gereğince yasa hakkında "Anayasaya aykınlık iddiası" ileri sürülemiyor. "12 Eylül Hukuku" bu kez de 12 Eylül Konsey yönetiminin genel sekreterliğini yapmış bir eski Genelkurmay Başkanına uygulanıyor. Bu düşündürücü örnek, bugünkü yöneticiler için de bir "acı ders" olur mu dersiniz? IZMIR'den HİKMET ÇETİHKAYA (Baştarafı 1. Sayfada) Sonra içıni tarifsiz bir sevinç kaplıyor. Genel Sekreter Fikrı Sağlar olayı geç sezinliyor. İçel gezisini iptal ediyor. Ardından telefona sarılıp izmir'i artyor: Ben de cuma sabahı İzmir'deyim. Menderes Havaalanı Şeref Salonu'nun önü anababa günüydü. Delege seçimlennde "ortak listelerle" amaca ulaşmaya çalışan Bahriyeliler'in keyfi yerindeydi. "Bahriyeli patenti"nin yılmaz savunucusu, milletvekili önseçim kuskünü Mahmut Türkmenoğlu, çevresineçülücükleryağdınyordu. Tabana İnönuBaykal diyaloğu yansıyacak, demokratik solcular bundan böyle İzmir'de bir arpa boyu bile gidemeceklerdi. Fırsat bu fırsattı. Böyle bir gövde gösterisi bir daha ele geçmezdi. Türkmenoğlu, gazetecilere zaman zaman taze bilgiler de aktarıyordu: Deniz Baykal kimseyle pazarlık yapmaz. Erdal Bey bazı gelişmeleri değerlendirmek zorunda kaldı, teşhis koydu. Deniz Bey her gün gazetelerde yer alıyor, örgütte ılgi var. Genel Başkan bunlan değerlendirdl. Baykal bugün Çorum'da olacaktı. Erdal Bey'in isteğinı kıramadı. Deneyimli bir politikacı çevreyi gözledikten sonra yüksek sesle konuşmaya başladı: İzmir'de Bahriyeliler, Deniz'i değil, Deniz Bahriyeliler'i kurtaracak galiba.. Tanı yerindeydi doğrusu. İnsan hakları, işkence, grev gibi konularda, "O işlerle demokratik solcular uğraşsın" diyen yerel Bahriyeliler, Türkİş'in yemek boykolunda işçiler Deniz Baykal'a ılgi gösterince, "Bunda korkulacak bir şey yokmuş" demeye başlamışlardı. Meclis kulislerinden SHP örgütlerine yayılan Adana Milletvekili Mehmet Can'ın bir esprisini de anlatıyorlardı. Can, söyle diyormuş çevresindekilere: Şu bizim doğulu çocuklar mapus olacaklarmış, mebus olmuşlar... Ankara uçağı Menderes Havaalanı'na indi. inönü ve Baykal şeref salonuna girdiler. Deniz Baykal bir başka araca doğru yönelmişti ki, Inönü'nün sesi duyuldu: Deniz Bey siz benimle berabersiniz... İl Başkanı Kemal Karataş aracın önüne, İnönü ve Baykal arka koltuğa oturdular. Konvoy az sonra Balçova tesislerine doğru hareket etti. Yemekte inönü ve Baykal £an yanaydı. Kemat Karataş, Fikret Unlü ve Edip Servet Devrimci de protokol gereği uzak düşmemişlerdi. Rakı kadehleri "SHP iktidara" diye kalkıp iniyordu. Kulis, şişeter boşaldıkça yoğunlaşıyordu. Neler mi anlatılıyordu? Fikri Sağlar, İçel'e gidecekmiş. Son anda İzmir'e gelme kararı alrnış. İzmir örgütü Sağlar'ı cağırmadı ki... Kemal Karataş' ın gözleri fıldır fıldırdı. ikinci bölgede ön seçim yitiren Edip Servet Devrimci, tepeden inme belediye başkan adayı olur muydu? Eeee SHP burası, bugün yarın ne olacağı belli olmaz.. Akşam mutlu sonla kapandı. Erdal İnönü ve Deniz Baykal odalarına çekildiler. Herkes varsayımlarla yola çıkıyordu: Kardeşim, Erdal Bey genel başkan adayı, Deniz Bey de genel sekreter... Demokratik solcular SHP'deki sürpriz gelişmeyi, İnönüBaykal diyaloğunu şöyle yorumluyorlardı: Sürpriz bir gelişme değil, her şey doğasına uygun biçimde oluşuyor... Bu gelişme doğu kökenli milletvekllleriyle birlikte başlayan hareketin karşısına çıkma mı? Partiyi sağa çekme eylemi Tabana gözdağı verip, İnönüBaykal birlikieliğıni vurgulamak. Yemekte Kemal Anadol da vardı. Onun derdi ilçe kongrelenydi. Üçuncü seçim bokjesinde 10 nisanda Karşryaka, Dikili, ^oça kongresi yapılacaktı. Bir milletvekili aynı gün üç ilçeye nasıl gidecekti? Anadol, kontenjan milletvekili Turan Beyazrt'a anlatmaya calıştı. Beyazıt, Anadol a döndu: Kemal Bey siz de hep muhalefet yapıyorsunuz... Kemal Karataş'ın "demokratik sol" ekibe küçük bir sürpriziydi kongre takvimi! İnönü ve Baykal sabah baş başa bir görüşme yaptılar. Sonra basın toplantısına katıldılar. Haziran kurultayının nasıl sonuçlanacağını kestirmek için faicı olmaya gerek yoktu. Çünkü, Deniz Baykal Erdal inönü'nün karşısına hiçbir zaman "adayım" diye çıkmayacaktı. Bunu yakın çevresi, kimi gazeteciler çok iyi biliyordu. Baykal, inönü 'yü genel başkanItğa adaylığını koyması için ikna etmişti. İnönü, haziran kurultayında artık "Ben gidiyorum" demeyecekti. O hakte Deniz Baykal, İnönü'nün genel sekreter adayı olabilirdi. Son gelişmeler bunu gösteriyordu.. Aday degilim demedim Inönü, basın toplanusında, "Sayın Deniz Baykal ile birlikte Ege gezisine çıkmanız, kuruitayda ortak bir çaJtşma içerisinde olacagınu yonımlanna yol açtı, bu konudaki gönışuaiiı nedir" sorusuna şu yanıtı verdi: "Bİ7 bugiin büyük bir parti olarak halkın umudunu temsil ediyonız. Bu parti içinde tiim arkadaşlanmızdan beklenen önemli görevler var. Ben parti içi meseleieri hiçbir zaman basında tartışma koousu haliae getinoem. Herhangi bir toplantıda genel başkamn yanında başka bir degerii arkadaşın bulunması, mekânın müsaade ettiği ölçüde burada başkasının bolunabileceğinden başka bir anlam taşımaz." İnonö. "Gend başkaniıga yeniden aday olup olmayacagınız konusunda bir karara vardınız mı" sorusunu da, "Genellikle durum ^öyledir. Mevcut bir gtnel başkan ben aday degiüm demedikçe adaydır. Durumda bir degişiklik varsa o zaman demeç verilir, yoksa başka bir şey söylemeye gerek duymuyorum" biçiminde yanıtladı. Genel Başkamn bu yanıtı ise toplantıya katılan diğer partililer tarafından alkışlarla karşılandı. ÇALJŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL MİT raporu SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, Özal'ı, "MtT gibi gizli bir güvenlik örgütünun çahşması bakkında herhangi bir özel firmanın çalışması gibi tavırlar takınmakla" suçlayarak, "lfetim iki kişi ise" SORV: Öğrenmek istediğim, babamdan kalan yetim aylığının son zamlardan sonraki tularıdır. Babam yüksek okul mezunu olup 36 yıl 9 ay hizmellen sonra lise ögretmenliginden ernekli olmustu. Annem de hayalta olmadığı için biz babamdan kalan yetim aylığuu iki kardes ahyoruz. S.E,tSTANBUL YANIT: Emekli aylığı almakta iken ya da iştirakçi olup 10 yılUk fiili çalışma süresini bitirdikten sonra ölenlerin dul ve yetimlerine aylık bağianmaktadır. Yasa uyarınca ölenin bağlanmış ya da bağlanacak emekli, adi malullük, vazife malullü|U aylıklannın: a) Gerek kadın gerekse erkek dul eşler için %50'si, aylık almaya hak kazanmış yetimi bulunmayan dul eşlere ise •7o75'i oranında. b) Aylık bağlanmasına hak kazanan çoculdara Ç»25'i. c) Geride bir dul eş ile bir çocuk olması durumunda dul eşe <%60'ı, çocuğa %30'u. d) ölen geride dul eş bırakmamış ve yetim bir kişi ise aylığın %50'si, yetim iki kişi ise aylığın VoSO'i ve yetim 3 kişi ise "folOO'ü oranında. Dul ya da yetim aylığı bağlanır. Babanızın dul eşi olan annenizin hayatta olmayışı nedeniyle babanızın almakta olduğu emekli aylrğmın <%40'ı size ve To^O'ı da kardeşinize olmak üzere bağlanacaktır. Her iki kardeşe bağlanacak ayhğın tutan ise babanızın aldığı aylığın %80'i oranında olacaktır. Sosyal Yardım Zamrru "ayhklar ile p>eşin"ödenmekte ve "Dul ve yetim sayısı birden fazla ise bu zamrrun tamamı dul ve yetimlere eşit olarak" bölüştürülmektedir. Yüksek okul çıkışlı 36 yıl 9 ayhk çalışmadan sonra emekli olan bir öğretmenin geride kalan iki çocuğundan her birine bağlanacak aylık: 1.400 ana gösterge + 1.200 ek gösterge = 2.600 toplam gösteıge X 84 katsayı X 86.75 (36 yıl 9 ay için oran) = 189.462 TL. Emekli aylığı X %40 bir çocuğa kalan yetim aylığı = 75.785 TL. + 26.500 TL. Sosyal Yardım Zammı (53.000 X %50) = 102.285 TL. dır. Curnhuriyet KtTAP/YAYIN YALCIN PEKSENin kaleminden. NİLGÜN CERRAHOĞLU BİR KANLIGÜL İSPANYA NUH PEYGAMBER'IN SEYİR DEFTERİ 7. BASKI SOSYAL İÇERİKLİ MEMELER SUYA SABUNA DOKUNARAK DİLİN KEMİĞİ YOK (Sansürsüz Konuşmalar) 3. BASKI 3. BASKI Pıy»io»ı Caddea 79 Çcmberlılas üle güle okuyun!. Sekü f&rfcb mcsickten, sefciz farkb kadtmn bilinmeyen yaşamlan ve iç dünyaJarı, çarpıcı ve irajik yönlcnyle ve bir öykü HALİL KOÇAÇÖZ ŞİİR ÖDÜLÜ ..."Memeleri'ıi" dcdım Dahı iyi Ayabilmekiçin bnfiDi bajta yaklaştırdı. Devam ettîm, "Metneleriii fena haldc sosyal içenkli,.." Ptyt'loti Cad. Dizdanye Vfedrese Sokak, /Vo. 4 Osmonh Işhan, Çembertitaş ISTANBUL Her yıl ailesi ve İzmir Sanaı Kooperatifi tarafından verilmekte olan "Halil Kocagöz Şiir Ödiilleri" zorunlu nedenierle bu yıl verilemeyecektir. Gelecek yılın katılma koşulları ve jürisi ileride açıklanacakîır. Sezai Sarıoglu GÜNEŞ ÎŞLE MENDİLİME TEKİN YAYINEVI Ankara Cad. No: 43 İstanbul T e l : 5 2 7 69 6 9 5 1 2 5 9 8 4 KOCAGÖZ AİLESİ ADLİ PSİKİYATRİ Dr. NEJAT AKGÜN Vlumcu Kitabevi Bulvar Pasajı/Ankara Dost Kitabe\i Konur Sokak/Ankara Cumnunyet Kıtap Kulubu KadıköyTemsilcıliği Moda Sineması KültürMerkezi 19 MART SAAT 14.00 ANKARA İsteme adresi: Çatalçeşme Sok. No: 6/1 Huzur Han Kat: 4 Tel: 511 35 81 CağaloğluİSTANBUL MUHASEBE VE VERGİ DERGİSİ DÛNYADA SİSTEMSEL YAYIMLANAN TEK DERGİYİ2 Nisan 1988 sayımızda •Tam olarak Kunımlar Vergisinin Beyanı • E n son Sosyal Sigorta Uygulaması • S osyalist ekonomkle gelişmeler. Telefon: 231 04 59 Cihan Sok. 27/1 SıhhiyeANKARA O OO AYLIK SOSYALİST DERGİ * * * * * * * * oo FUAYE SÖYLEŞİSİ ALİ SİRMEN Dr. ERDAL ATABEK HAPİSHANEDEN YAZILANLAR YALCIN PEKSENin kaleminden. NEVŞEHİR'DEN NEW YORK'A (Gezi Notları) 4. BASKI İMZA GÜNÜ Dr. ERDAL ATABEK "SÖZÜM SANADIR" ve "İNSAN SICAĞI" KİTAPLARINI İMZALAYACAK Borıorıye Cad. Tel.: 337 07 28 Londra'da işadamlarına kısa surcli yoğun kurslar BARA T 147 44 88 148 43 57 Biıim Porti Coğatay ANADOL Yaşasın DİSK! K. YtTKİN DİSK Bir Niteliktir Abdullatı BAŞTÜRK TARİŞ Direnişinin 8. Yıldönümünde Dîrenisin Nedenleri, Boyuflorı Hacay YILMAZ TARİŞ Direnişi ve KİT'ler . K. YETKİN . Çoğulculuk Bilimin de Gereğidir Sovyetin de Tekin YILMAZ Demokratik Kitle Örgütleri ve Eğitimciler Derneği Olayı M.NesilÜNAL 19. ve 20. yüzyıllorda Kürt Âyoklonmalarının Sosyal Karakteri N. HEVAL Cağaloğlu Yokuşu 40/2 İstanbul Çferiık ZİVERBEY KÖŞKÜ îlhan Selçuk 6. bası, 1500 lira (KDV içinde) Çağdaf Yaymlan Turkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlutstanbul İngiltere'de İngilizce 1016 yaş grubu çocuklara BARAT 147 44 88 ŞubatMart Sayısı HURDA Aracılığıyla Jum gazete bayii ve kitapçılarda. .güle güle okuyun!.. 148 43 57