19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Kan ıle cıma ederken baldızı aklına getırırsen velet hunsa olur Cıma esnasında konuşursan velet şaşkın olur Eğer cıma esnasında ferce bakarsan \eled âmâ olur Cıma esnasında kadını opersen veledın kulakları ağır ışıtır Meyve ağacı altında cıma edersen velet zalım olur Taharetsız yaparsan velet cımn olur Sırtında gömleğın olmadan yıldızlar altında yaparsan velet munafık olur Eğer cuma gecesı cıma edersen velet hem sofu ve hem de bılgıç olur Eğer cu ma gunu namazdan evvel edersen velet mesut olur, ölumu gelınce şehıt olur Başkası huzurunda yaparsan velet hırsız olur Eğer Berat gecesı yaparsan kötu huyiu olur Inzal olurken her ıkısının kafasında ne duşunce ve şekıl olursa velet ona yakın olur ve kadının gozlerı cıma esnasında ne renge nazar ederse velet o renge yakın olur" * 5 Şubat 1988 tarıhlı ve "Islâm Tapınımlarının Kımı Benzerlerı" başlıklı yazımda, 1937 yılında Meksıka Maslahatguzanmız olan rahmetb Tahsın Bey'ın lnkalar ve Aztekler'e ılışkın gözlem ve ıncelemelennden soz ederken, "sovadını ımzasından okuyamadım" sozunu kullanmıştım. llgılenenler, Tahsın Bey'm soyadının "Mayatepek" olduğunu telefonla ve mektupla bıldırdıler Kendılerıne teşekkur ederım Bu arada konu ıle ve Mayatepekle ılgılı kımı ek bılgılen de edınmış bulunu>orum Merakh okurun belkı ışıne yarar duşuncesı ıle bu mektuplardan ıkısını sunuyorum "Sayın Melıh Cevdet Beyefendı, 5 şubat tanhlı ılgı çekıcı yazınızı okudum Yazınızda bahsettığmız 1937 yılındakı Meksıka Maslahatguzanmız Tahsın Bey'm soyadı Mayatepektır Kendısı buyukbabam İstanbul eskı 6 Şube Mudurlennden Faık Abrak'ın arkadası ıdı ve yaşarrnnın son yıllannda buyukbabamın evınde pansıvoner olarak kalmıştı Ben o zamanlar yenı ılkokula başlamış kuçuk bır çocuktum Kendısı Delı Fuat Paşa ahfadından ıdı ve Aztek, Inka uygarlıklarına daır kıtaplarından bır kısmı her nasılsa bıze ıntıkal etmıştı Fakat maalesef bız bunları kaybet tık OğJu Huvayda Mayatepek de Kopenhag Buyukelçılığı'nde bulunmuştu Bılgınız olsun dıye arz etmek ıstedım Sağlık ve esenlık dıler, saygılanmı sunanm efendım Feyyaz Abrak" Okurum sayın N Iskender Taner'den aldığım mektup ıse şoyle, "Sayın Anday, Bugunku Cumhurıyet'tekı yazınızı ılgıyle okudum Sıze, konuyla ılgılı gördüğum ve 1 Dunya Sa vaşı sırasında Surıye cephesınde Cemal Paşa'nın emnnde gorev yapmış Ismaı1 Hakkı Bey'm bır ak şam babama anlatmış olduğu bır hadısevı nakletmek ıstıvorum "Zeytındağında (belkı yennı yanhş hatırlıyorum) bır manastırda bulunan ve ılk Tevrat olduğu soylenen kıtabın Almanlarca Berhn muzesıne göturulmek ıstendığını anlatan Ba$ Haham, Feyzı be> (Çakmak)den yardım ıster Cemal Paşa'nın tavassutuyla Tevrat yerınde kalınca Feyzı Bey'ı manastıra yemeğe davet edıyorlar Gıdıyor Oğle zamanı namaz kılmak ıçın abdest almak ıstedığını sö>leyınce Yahudıler, bız de namaz kılacağız dıyorlar Hep beraber namaz kılınıyor Sonra yemekte Haham, Feyzı Bey'e 'yanhş kılıyorsunuz* deyınce 'neden' sorusu uzerıne anlatıyor, Bu, Musa'nın Allah'a bana görun nıyazı uzerıne duyduğu tarrakdan korkup yere kapanması ve hıtabı ışıtınce dızlen uzenne oturup ikı yaruna bak ması ve sonra ayağa kalkıp ellerını kavuşturup boyun bukerek huşuyla dınlemesıdır" Secde'nın ve namazın makul bır ızahı gıbı gelır Saygılarımla" 26 ŞUBAT 1988 Uygarhğa Abşma Korkusu MELİH CEVDET ANDAY Bızım Ganı Gırgm, bır yıl kadar kalmak nıyetıyle geçende Londra'ya gıtrruştı, aradan bır ay geçtı geçmedı, ben mektubunu beklerken Taksım'de kendısıyle karsılaşmaz mıyım' "Tıoksa gıtmedı de gızlendı m ı 9 " dıve duşunmekten kendımı alama dım Ona da söyledım bunu Guldu Hıç aklıma gelmedı, ama gızlenmekte yarar olabıhr, dedı Yoksa anarşıstlığe mı kalkacaksın? dıye sordum Ganı Gırgın Topluma karşı gızknmek lazım, dedı Lond ra'ya hareketımden bır gun once>rdı Evıme gıtmek uzere bır otobuse bınmıştım. Otobus tıklım tıklım dolu olduğu halde surucu her durakta volcu alıyor, bır yandan da "Gerıye ılerleyelım" dıye bağırıyordu, hatta bır ara, "Benı fazla bağırtma>ın'" büe dedı Oysa ayaktakıler ust uste durumda ıdıler Yenı bınen yolculardan bırı de, "Yuruvelım baylar, gorgu bunu gerektırır, yalnız gıyımle kuşamla olmaz" dedı Baktım tehdıt, hakaret gırla gıdıyor, kapaği kaldırıma atmak ıçın zar zor surucunun vanına sokuldum, "Yanlış okumuşum levhayı" dedım, "benı ındırır mısınız'*" Surucu arabayı durdurdu, bana da, "Sende göz kalmanuş" dedı Carumı güç kurtardım Gıtmedm mı Londra'va 9 Gıtmez olur muyum, ama çabuk dondum Neden 9 Uygarlığa alışırım dıye korktum da ondan Orada ıken bızım gazetelerde ıkı haber gözume çarptı Bırınde Başbakan, "Vuralhan suçlu çıkar sa atarım" dıyordu, ötekınde ıse Sağlık Bakanı, hastanelerde cıgara ıçen bır doktor gorurse kulağından tutup atacağmı söyluyordu İngıliz'ın bırı, olur da, bana bu sözlenn ne anlama geldığını sorar dıye palas pandıras döndüm yurda. Sonra cebınden bır kâğat çıkardı Ganı Gırgın, benı Beyoğlu'nda bır muhallebıcıye soktu Sen şımdı neden çarçabuk donduğumu bırak da şu kâğıtta yazılı olanları dınle, dedı Eskı bır arkadaşım posta üe yollamış AJtmda, "bu yazı eski bir Osmanlı bdgesinden deriennuşür'* dıye bır not var Arkadasım Erzanımln tbrafcim Hakkı Efendt'nja Marifetname eserinden alıodığını eklemiş... Ver, ben okuyayım, dedım. Isle o kâğıtta yazılanlar: PENCERE Gazi'yi Neden Leonardo da Vıncı demış kı " Sevgı bılgıden doğar" Oysa bılgısız sevgıler de vardır, bılınçsızlığın karanlığında boy atan, ıç dürtulerde kendısını bulan, toresel gudülerle beslenen sevgıye, gerçek sevgı denebılır m ı ' Insanın ınsana sevgısı, bı lıncın aydınlığında sıcaklaşmalı Çağımızda sevgı, ancak bu nıtelığıyle yoğunlaşabıhr, evrenselleşebılır Gazı'yı çocukken sevdım ben, aılede, okulda şartlandırılmıştık, ama ınsan yaşını başını aldıkça, eleştırel duşünceyı ozumsedıkçe sevgılennı suzgeçten geçırebılıyor, Atatürk'e sevgının akıl ve bılımın denetımınden geçmedıkten sonra hıçbır değer taşımayacağını anlıyor Pekı, Mustafa Kemal, akıl ve bılımın eleştırısınden geçtıkten sonra ayakta kalabılır m ı ' • Insanın ınsanlaşması yolunda ılk buyuk devrım, ınsanın göçebelıkten kurtulmasıyla gerçekleştı, uygariığın kökenınde ve temelınde yerleşık toplum vardır Ama ınsan göçebelıkten nasıl kurtulabıldı' Tarım düzenıne geçış, ınsanın toprağa tohum ekıp brtkı yetıştırmeye başlamasıyla olanak kazandı Şımdı bıze çok kolay görunen bu aşamaya kavuşmak ıçın kaç bın yıl beklendı, bılıyor muyuz' Ekıpbıçmek, üretıpturetmek, toprakta çalışıp alın terı dökmek, köyluyu oluşturdu Göçer ıle koylu arasındakı ayrım, büyuk bır devnmı vurgular İnsanın ınsanlaşması yolunda ıkıncı büyük dönüşüm burju(Arkaa 15. Soyfudaj Bir çocuğun istikbali gebe kaldığı güne ve zamana bağbdır: "Ayın Uk gecesı yanı Muharremın 123'uncu gecelerı (hılal gecesı) cıma edilırse çocuk guzel olur Öğleden evvel cıma yapılırsa çocuk hıkmet ve ılım sahıbı ve comert olur Kadının rızası olmadan cıma edersen ondan olan çocuk ahmak olur Arabı ayırun ılk gecesı, 15 gecesı ve son gecesı cıma edersen velet deh olur Eğer pazar gecesı cıma edersen velet yol kesen, eşkıya olur Eğer çarşamba gecesı edersen velet katıl olur Eğer günduzun öğleden sonra yaparsan veledın gözu şaşı olur Kurban bayramı gecesı cıma edersen velet 6 ve>a 4 parmakh olur Eğer ayak uzen cıma yaparsan velet yatağına ışer. OKTAY AKBAL EVET/HAYIR Raporlar, Üruğ ve Bir Mektup... Prof Dr Aydın Aybay'dan bır mektup aldım Bu mektupta değerlı dostum 1402'lıklerdendır onemlı bır konuya degınmış Bu mektubu olduğu gıbı okurlarıma sunmakta yarar göruyorum "Eskı Genelkurmay Başkanı Sayın Üruğ hakkında suçlamaları ıçeren yazı uzenndekı tartışmalan hep bırfıkte ıbretle ızlıyoruz Bu yazı rapor mu değıl mfi Var mı yok mu? Varsa, resmı mı değıl mı"> Içerığı doğru mu yalan mı"> Tarîışmanın yoğunlaştığı noktalar bunlar ama asıl sorun, sanırım, gozden kaçıyor Devletın ıstıhbarat gorevlılerının, yuksek ya da aşağı kamu görevlılerının gunluk yaşamlan peşınde ne tşlen var kp Bu soruyu vaktıyle boyle bır gorevlıye de sormuştum Unıversıtede çalışırken, 1960'lann sonlarma doğru böyle bınyle tanışmıştık 6enımle ve bırkaç arkadaşımla dostluk kurmuştu, sık sık bızı arar, göruşürdü Kendısınden kuşkulanmamız uzerıne, bır sure sonra, bızlerı "takıbe memur" edılmış olduğunu açıklamıştı Bunun "doğal ve usulden olduğunu", kendısıyle ıhşkımızı kessek bıle "bu ışın mutlaka bınne venleceğını", zaten çalıştığımız kurum mensupları arasında da (adlannı vererek) "bu gorevı yapanlar bulunduğunu" anlatmıştı Daha sonrakı yıllarda rahmetlı dostum Prof Umıt Doğanay ıle Almanya'da yapılacak bır kongreye gıtmek ıçın pasaport başvurusu yaptığımızda, bu "takıp"ten neler çıktığını anlamıştık Doğanay'a pasaport venlmıyordu Kendısıne Ankara'da, en yuksek duzeyde gorevlı bulunan bır zat şu açıklamayı yapmıştı "Dosyamızdakı raporiara gore takıbımızdekı bazı kışılerle temasmızvar" Bu kışılerın bazılarının adlannı da vermışlerdı Hocaöğrencı ıhşkılen çerçevesınde her gun odamıza gırıp çıkan yüzlerce oğrencıden bırkaçı Şımdı adlannı yazmayayım, ama şu kadarını söyleyeyım Bu oğrencıler ıçınde bugun üntu avukatlar, yargıçlar var Bır tanesı de şımdıkı parlamentoda ıktıdarparbsınden mılletvekılı olarak görev yapıyor Bu bılgıyı alan rahmetlı Doğanay, Ankara 'nın bır parkında, hıddetınden ve hırsından hungur hungur ağlamıştı Yurduna, ulusuna aşkla, tutkuyla bağlı duygulu, duyarlı ve namuslu dostuma reva görülen bu muameleyı anımsadıkça hâlâ ıçım burkulur Yurtsevertığı kendı tekellerınde sanan bırtakım adamlar, gözlennın kestığı bazı kamu görevlılennı ızletıyorlar, sonra da "takıptekı kışılerle görüşüyor" dıye raporlar düzerek, yaşamlan ıle oynuyorlar Bu tur raporlann benım meslek yaşamımdakı etkısı daha sonrakı yıllarda ortaya çıktı 1983'te, herhangı bır neden ya da gerekçe göstenlmeden, "1402'lık oldum Bu ışlem, doğal olarak, çok ağırıma gıtmıştı Ama, daha kötüsü şu ıdı Işlemın nedenı açıklanmadığı ve bu konuda (basında yazı, resım, haber yayımlanması dahıl) bütün şıkâyet ve başvuru yolları kapalı tutulduğu ıçın, bızım hırsızlıktan mı uğursuzluktan mı ehlıyetsızlıkten mı ışten atıldığımız meçhul kalmıştı Özellıkle çocuklarımızkendı okulçevrelerınde "kuşkulu sorulara"maruzkaldıklannda, ne dıyecekleıinı bılemıyorlardı Bu baskı altında, o günlenn kudretlı MGK Sekreterı Sayın Uruğ'a bır mektup yazarak durumu anlattım Bu mektubumda altını çızerek ve kesın bır dılle "Işlemın duzeltılmesı ya da gen alınması gıbı bır talebım olmadığım" belırttım Istedığım kışıselşeref ve haysıyetımle ılgılı olduğundan, sadece ışlemın "nedenının tarafıma bıldınlmesı"nden ıbarettı Bunu, hıç değılse, çocuklarıma açıklar, onları yatıştırabılırdım Sayın Uruğ bu yazıma, "hakkınızda yapılan ışlemle ılgılı olarak yapılabılecek bır şey yoktur" gıbısınden (başka bır generalın ımzasıyla) sudan bır yanıt verdı Hepsı bu kadar Şımdı, aradan beş yılgeçtıkten sonra Sayın Üruğ hakkındakı şu mahut rapor dolayısıyla, olanları yenıden anımsadım Hele, Sayın Cumhurbaşkanı'nın "buyuk bır fedakârlık ve feragatle hızmet vermış sıvıl ve asker kamu gorevlılerının şeref ve haysıyetlerını zedeleyıcı tutum ve davranışları 'kınayan ve bu konuda herkesın' sorumluluk bılıncı ıcınde, dıkkatlı ve tıttz davranması gerektığını' vurgulayan açıklamasını okuyunca, ıçım burkuldu, yenıden uzuldüm Yıllarca hukuk hocalığı yaptığım ve bu arada "kışılık haklannın en başında gelen şeref, haysıyet gıbı haklar açısından bıreyler arasında tam bır eşıtlık olduğunu' oğrencılenme defalarca anlattığım ıçın, özellıkle uzuldüm Benı ve benım gıbılen bu ' 'eşıtlık ılkesı'' dışında tutan nedenter ve gerekçeler acaba ne ıdı? Bızım şeref ve haysıyetımıze yönelık "zedeleyıcı"bıkjıler, çok sağlam kaynaklardan alınmış, yuzde yuz sağlıklı bılgıler mıydı? Oyle ıse, normal yollardan soruşturma ve kovuşturma yapıiması gerekmez mıydu Böyle yapılmayıp da hotbehot, ıdarı bır emırle ışten atılmamız, "takıbımızdekı bazı kışılerle teması var' gıbısınden uyduruk bır raporun bu ışlemın dayanağını oluşturduğu kuşkusunu doğurmuyor mu9 1980 eylulunden sonra olup bıtenler ıçınde, benım uzerınde durduğum olay, tabıatıyla, kuçük bır ayrıntı sayılır Bunun "muhasebesı' ,12 Eylul rejimınm butunune ılışkın tanhsel hesaplaşma ıçınde yapılacaktır Bu buyuk hesaplaşmayı onlemek kımsenın "yedı ıktıdarında" değıldır, er geç olacaktır Benım bu vesıle ıle değınmek ıstedığım nokta şudur Turkıye'yı yonetenler, artık akıllannı başlanna alıp, kendı yurttaşlannın ardına olur olmaz adamlar koyup ' 'rapor duzenletme'' yontemını bır yana bırakmalıdırlar Bunun nerelere kadar vardığı son örnekle bır kez daha ortaya çıkmış ve yararlı değıl, tam tersıne, çok zararlı olduğu anlaşılmıştır Bu "tebıyevî" örneğın, devlet yonetımımızde, hayıriı bır reformun başlamasına vesıle olmasını dılıyorum ' Sayın Aybay'ın yazdıklarını okuyunca ınsan acı acı duşunuyor, yurtseverlığı kendı tekellerınde sayan' bu ınsanlar kımdır, nedır, necıdır? Kendılerını herkesın ustunde goren bu gıbı görevlılerden ulusa bır yarar beklenebılır m ı ' Ya bu kısılerın verdıklerı raporlarla hapıslere atılanlar, ışkencelerden geçenler, acılar çekenler? Değeriı hukuk adamı Aydın Aybay/ın anlattıkfan belgesel bır değer taşıyor Icınde yıllardır yaşadığımız olayların bır aynadan yansıtılışı Butun çırkınlığıyle, butun gerçeklığıyle MENKUL DEGERLERDE '1NUMARA" YAPIKREDİ. • Türk sermaye piyasasında menkul değer alım satımı 1987'de büyük yoğunluk kazandı. Ve bu yıl da halkın rağbeti Yapı Kredi Menkul Değerler Merkezi'ne yöneldi. 40bankave birçok özel kuruluşun faaliyet gösterdiğı Türk sermaye piyasasında, 1986'da,özel bankalar ve kuruluşlar arasında Yapı Kredı "1 numara" idi. 1987'de ise, 606,2 mılyarTL ıle en büyük ciroyu* gerçekleştirerek, sermaye piyasasının en büyük kuruluşu, menkul değerlerin "1 numara"sı oldu. • Nasıl ve niçin? > Türkiye'nin en başanlı, en deneyimli "Yatmm Ekibi" tarafından yönetildiği için! > TeleBorsa ağı ile yurt çapında hizmet verebildiğiiçin! > Uzman Yatırım Danışmanları ile sermaye piyasasını günü gününe izlediği, tasarrufsahiplerinin yüksek kazanca en sağlıklı bir biçimde kavuşmasını sağlayarak onların sürekli güvenine hakkazandığı için! > Portföy oluşturmada deneyim, bilgi ve beceriyi Türkiye'de benzeri olmayan bir biçimde kaynaşîırdığı, yatırımcıya daima kazandırdığı içinl > Titizlikle seçilmiş menkul değerleri Yapı Kredi güvencesi, Yapı Kredi imkânla9 nyla sunduğu için! • Menkul değerlere yatırım yaparken siz de seçileni seçin. Yeni ve çığır açıcı hizmetleri Yapı Kredi'den bekleyin... Siz de Türkiye'nin 1 numaralı yatırım kuruluşu ile yüksek verımegeçin! ' Sermaye Pıyasası Kurulu, Aylık Bulten, Ocak 1988, Ankara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle