18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ARALIK 1988 ** HABERLERIN DEVAMI CUMHÜRÎYET/15 (Baştarafı 1. gazetecinın de gelcceği, karşılayanlar arasnıda bazı ulkelerin konsoloslarının bulunacağı bildi(Baştarafı 1. Sayfada) rildi. Içişleri Bakanlığı yetkililennetimi, bu konuşmadan ders çıkarır mı dersiniz? • nin "yurda giriş >asağı" olan siBu konuşmayı dinlerken düşündüm. yasi göçmenlerin "geri Acaba Ali Topuz bu konuşmayı da ihbar eder mi? gönderileceği" açıklamasına kar* * * şı avukatlar. "Yasalara göre vurİnsan Haklan da girişleri engellenemez" dediler. Bugün İnsan Haklan Evrensel Bildirisi'nin kırkıncı yıldönüIcışlerı Bakanı Mustafa Kaleıtıli müdür. ise, "Bunların bir kısmı Türk vatandası değil, geri kalanlar için de Türkiye'de düşünceyı açıklama ve örgütlenme özgürlüklerı kanunlar var" dedı. sınırlıdır. Komünıst ve dinci partilerin kurulmaları yasaktır. Partilerin sendikaları, sendikaların da partilerı desteklemeleri de Daha once Isvec'ten döneceği yasaktır. bıldırilen Yeni HaberIş Sendikası İşkence, siyasal nitelikli davalarda bir sorgu yöntemi olarak Antalya Bolge Temsilcısi Nurelkullanılmaktadır. lin Bediz'ın Turkiye'deki a\ukatınm "Bazı hukuki sorunlan çöPasaport yasakları sürmektedir. işte bu koşullarda, 12 Eylül döneminde yurtdışına kaçan bir zebilmek için zaman istemesi ve daha sonraki gruplarla donmesikısım DİSK yöneticisi bugün Türkiye'ye dönüyor ni tavsiye elmesi" üzerine donuTek endışeieri işkencedir. şunu ertelediği bildırildi. 12 Eylül döneminde yurtdışında yaşayan ve Başbakan Oza/'ın Siyasi goçmenlerden \afiz Bosizni ile yurda dönen sanatçı Cem Karaca, bu endişeyi duyarak tancı'nın bugun Londra'dan BrıÖzal'a bir mektup gönderiyor. tish Airways uçağnla saaı Cem Karaca mektubunda bu endişeyi şöyle dile getirıyor: r.Şimdi o insanlar yurda iner inmez götürülecekleri yerin deh 14.00'te Ataturk Havalimanı'nda şetini iliklerinde duyuyorlardır. Ben duydum, çok iyi biliyorum ve olacağı bildirildi. Ingiltere İşçı açıkça itirat edryorum. Yine o insanlar, kendilerini dayanılmaz işSendikaları Konfederasyonu (TUC) Genel Başkanı Tonv kencelenn tezgâhında gorüyorlardır. Ben gördüm, biliyorum, itiChristopher, A\ıupa Parlamenraf ediyorum.. tosu lngiliz uyelerinden Alf JoCem Karaca, Başbakan'dan yurda bugün dönen "siyasal nes, Ingiltere'nin ilk zenci milletgöçmenler" için "acısız dönüş ortamı yaratılmasını" istıyor. vekili Diane Abbott. Türkiye'nin istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da Başbakan'a gön Dostları Örgütu'nün temsilcisı derdiği mektupta, insan Haklan Bildirisi'nin 13 ve 14'üncü mad Cam Malheson, hukukçu Larrj delerini anımsatarak, kimsenin yurttaşlık hakkından keyfi ola Granl, bazı gazeteciler \e rak yoksun bırakılamayacağını ve herkesin "ülkeyi terk etmek BBC'den 7 kişilik bir televizyon ve ulkesıne dönmek hakkına" sahip olduğunu bildiriyor. ekibinin aynı uçakla geleceği öğKazan, yurda dönen "siyasal göçmen/er"in polis sorgusuna renildi. götürülmemelerıni, haklarındaki soruşturmalann savcılıklarca Ataturk Havalimanı'nda saat yapılmasını istiyor. 16.00'da olacak SAS uçağı ile * * • Stockholm ve Kopenhag'dan EkSosyalist Parti rem Aydın. Nurettin Yalçın, BeSosyalist Parti'nin kapatılması isteminı Anayasa Mahkemesı ria Onger ve Haluk Tan gelecek. reddetti. Aynı uçakta lsveç sosyal demokYüce Mahkemeyi kutluyoruz. rat milletvekili Ulla Brit Abrink 21. yüzyıla yaklaştığımız şu zaman diliminde bir sosyalist par ve gazeteci Stefan Hadberg'in de tinin kuruluşunu suç saymak, çağla çelişmek demektı. bulunacağı belirtıldi. Sosyalist partiler, tıpkı kapitalıst partiler kadar örgütlenme özSaat 17.00'de Frankfurt'tan gegürlüklerine sahip olmadıkça demokrasiden söz edilemez. lecek Lufthansa uçağıyla Mural * * • Tokmak, Yüksel Selek ve Turtıan Çelebi Ata yurda donecek. Bu uçakta da Anadolu Ajansı Genel Müdürü Hüsamettin Çelebi, başarı ile Sosyal Demokrat Parti'den eyayürüttüğü genel müdürlük görevinden ayrıldı. let parlamenteri Eberhard Lorenz Ajans, Çelebi'nin döneminde tam bir yansızlıkla yönetildi. ile Rose Marie Glazer'in bulunaKimse, AA'yı "iktidar yanlısı yayın yapmakla" suçlamadı. cağı bildirildi. Çetebi'nin bu yansız ve onurlu tutumunu, TRT Genel Müdülsveç Dışişleri Bakanhğı'nın rü Cem Duna'ya örnek gösteriyorum. Türk hukumetine baş\ urarak donenlere kotu muamele yapılmaBir yararı olmayacağını bilsem bile... ması talebınde bulunduğu bildiril* • • di. Federal Almanya CumhurbaşHamitoğullan kanı Dr. Carl Friedrich von WeProf. Beşir Hamitoğullan'ndan uzun bir mektup aldım. izsaecker'in Murat Tokmak'a Hamitoğullan, SBF'deki sınavdakı olayı konu alan "Saç Tutmak" baslıklı yazıma çok üzüldüğünü beiirterek, kendi açı gonderdiği mektupta "Yurdunusından olayı uzun uzun anlatıyor. Hamitoğullan, SBF'deki olaylı sınavda, "kışkırtma ve saldın" adı verdiği tartışmanın, yardımcı Doç. Tülin HoşgöVden kaynaklandığını ilerı sürüyor. Sınav sonrasında odasında 'İiili saldın" karşısında kaldığını, evinde telefonla tehdit edildiğıni, basında yazılı saldırılara uğradığını, fakülteye yeni alınan araştırma görevlilerinin "30 yıllık bir bilim adamını uzaklaştırmak için imza" topladıklarını da ilerı süren Hamitoğullan, amacın "öyte ya da böyle" kendisini üniversiteden uzaklaştırmak olduğunu yazıyor. Danışma Meclisi'nde verdiği "ilericı savaş/m"dan da söz eden Hamitoğulları, "Saç Tutmak" baslıklı yazımda "BeziÂlem Üniversitesi'ne rektör olması" yollu önerimin de kendisini "çokince bir tarzda" üniversiteden uzaklaştırma amacıyla yazıldığını belirtiyor. Hemen belirteyim, "Saç Tutmak" baslıklı yazıda Prof. Hamitoğullan'nın açıklaması da yer almış; daha sonra olay elestirilmişti. Danışma Meclisi üyesı Prof. Hamitoğullan, anayasaya "evef demiş, sonra da Refah Partisı milletvekili adayları arasına katılmıştır. Bu yüzden sayın profesörün "ilerici savaşım" kavramı tartışmaya çok açıktır. Kaldı ki, bu tatsız tartışma, olaya tanık olanlarca çok başka biçimde anlatılmaktadır. Önerimi yineliyorum: Dekan tokatlayan doçentin dekan, doçentten tokat yiyen dekanın da YÖK üyesi olduğu şu düzende Prof.Dr. Hamitoğullan'nm yolu açıktır. Prof. Hamitoğullan şu İslamcı "Bezmi Âlem Üniversitesi"n\ niçin beğenmiyor, anlayamadım. Yoksa, bu tür vakıflar, adayt olduğu partinin ideolojisıne ters mi düşüyor? Yoksa "ilerici savaşım" ile mı bağdaşmıyor? * * • Lalklik Dün TBMM'deki bütçe görüşmelerine "cuma namazı" nedeniyle ara verıldı. Yargıtay büyük genel kurul toplantısına da dün aynı gerekçeyle saat 11.10'da ara verildi. Oldu olacak, devlet dairelerinde çalışma saatlerini namaz saatlerine göre yeniden düzenleyelim. Tabii "Atatürkçü görüşle!" • UGUR MUMCU GÖZLEM İnsan Haklan Günü za donduklen sonra vakından \ıiediğimiz demokratik gelişmeye katılabileceğinizi ümil ediyorum" dediği oğrenıldi. Siyasi goçmenleri İstanbul Ataturk Havalimanı'nda karşılayacaklar arasında İsveç ve Ingiltere'nin İstanbul başkonsoloslarının da bulunacağı belirtildi. Yeşıller Partısi Genel Başkanı Prof. Celal Erluğ da karşılamada bulunacaklarını bildirdi. Içişleri Bakanı Mustafa Kalemli, Cumhunyel muhabirinin sorusu uzerıne bugun dönecek siyasi göçmenlerden bir bolumünün zaten Turk vatandaşı olmadıklarını, Turk vatandaşı olanlar için ise \asalara gore işlem yapılacağını soyledı. Bu arada, siyasi göçmenlerin avukatı Rasim Oz ile bir grup avukat, İçleri Bakanlığı yetkililennin or.ceki gun yapf.kları "yurda gıriş yasağı" olanlann havaalanından geri çevrılecekleri açıklamasına tepki gösterdiler. Murat Tokmak. Ekrem Aydın, Turan Ata, Nafiz Bostancı ve Beria Onger'in Bakanlar Kurulu kararıyla soruşturmanın sonuçlandırılması amacıyla vatandaşlık hakkından yoksun bırakıldığını belirten avukatlar, bunun yargı kararı değil, idari bir karar olduğunu belirttiler. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 40. yıldönümü nedeniyle insan Haklan Derneği'nin düzenlediği 2. İnsan Haklan Kurultayı bugün Ankara'da toplanacak. Kurultayda "Diişiince ve Örgüllenme Özgurluğii", "Lyrukluk Hakkı ve Sivasal Göçmenlerin Sorunlan" \e "Çalışma Hakkı ve Çalışma Yaşamının Demokratikleştirilmesi" oturumları yapılacak. İHD Genel Başkanı Av. Ne>zat Helvacı ile İstanbul Şube Başkanı Emil Galip Sandalcı, Helsinki İzleme Komitesi'nin davetlisi olarak New York ve Washington'daki kutlamalara katılacak. Uluslararası Af Örgutu'nun F. Almanya'da düzenlediği torende ise Turkiye'yi İHD"nin Yönetim Kurulu uyesı Mahmut Tali Öngören temsil edecek. nulacak. BM Genel Kurulu, önceki gün yaptığı oturumda, Kanada tarafından hazırlanan ve tum ulkeleri, bildıride yer alan hak ve ozgurluklere saygı gostermeye, bildiriyi hâlâ imzalamamış ulkeleri de bir an önce imzalamaya çağıran karar tasansını kabul etti. Ankara Barosu'ndan yapılan açıklamada, "iarihsel soze" sahip çıkılarak İnsan Haklan Evrensel Bildirisi'ne uyulması ve insan hakları ihlallerinın son bulması, her türlu işkence ve kotu muamele uygulamalan ayıbından Türkiye'nin kurtarılnıası istendi. Turk Hukuk Kuruma Başkanı Prof. Muammer Aksoy da "Bugün İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'ni imzalayan ulusun eesarelle kendisine 'Çağdaşlığın neresindeyiz?' sorusunu jönelteceği gündür" dedi. Goçmenlere Yardım Derneği Genel Başkanı Fahri Vatansever, İnsan Hakları Gunu nedeniyle düzenlediği basın toplantısında ise Bulgaristan'da 2 milyona yakın Türkün asimilasyonu hareketinin surduğunu belirterek "Beyannameye imza atan üllkelere sesleniyoruz. Bu bevanname sadece formalile olsun di\e mi ilan edildi? Bulgar hukumeti tarafından resmen ve apaçık ihlal edilen İnsan Haklan Beyannamesi'ne dunva niçin sahip çıkmıyor? Niçin Bulgarların bu ihlal hareketine 'dur' derniyor" diye konuştu. Yıldonumü etkinliklerı çerçevesinde bugün hemen hemen tum dünya ulkeleri televizyonlarından yayımlanmak uzere hazırlanan unlü pop sanatçılarının katıldığı 3 saatlik insan Hakları Konseri'ni TRT'nin gostermeyeceği bildirildi. F. Almanya'nın Köln kentinde duzenlenen İnsan Hakları ve Demokrasi Gecesi'ne SHP milletvekilleri Sedat DoğanAfahmutAlınak ve İbrahim Aksoy'un katılmasının Genel Başkan Erdal İnonu tarafından engellendiği öne suruldü. Kutlama komitesinden yapılan açıklamada, lnönü'nun mılletvekillerine geceye katılmaları halinde disiplin kırruluna verileceklerini ve ihraç edilebileceklerini söylediği iddia edildi. Merkezi'nin (RCT) önculüğünde Turkıve'de dc açılması kararla^tınlan "İşkence Gorenlerin Tedavi Merke/i"nin gelecek vıl mart ayına kadar kurulacağı açıklandı. insan Hakları Derneği ile Turk Tabipler Birliği'nin başlattığı ortak çalışmalar çerçevesinde kurulacak merkezin sozleşme taslağının hazırlanm.isına katkıda bulunmak \e ayrıca Istanbul'da bir dızı konferans vermek üzere RCT Başkanı Ole Vedel Rasmussen'ın 1819 aralıkta Türkiye'de olacağı bildirildi. Özal'dan mesaj Başbakan Turgut Ozal, yıldonumü nedeniyle BM'ye bir mesaj gönderdi. Özal, mesajında, "Türkiye, İnsan Haklan Evrensel Bildirisi'nin öngördüğü insan haklarının ve lemel lıürriyetlerin güvenceye alınması yönundeki tum gavretlere katılmak konusunda kararlıdır" dedi. Çelenk ve Erdost 15 aralıkta DGM'de (Baştarafı 2. Sayfada) suyla anılarımdadır. 1981'de yine Baku'ya düştü yolum, Azerbaycanlı dostlar Sumgait'e götürmek istediler. Niçin? Bir mescit açılacak; ihtiyarlar istedi, biz de yaptırdık, pek güzel oldu. İhtiyarlar mı? Sumgait 15 yılda yaşlanmış mıydı? 1988'de Kafkas cumhuriyetlerini saran şovenlik dalgasının kanlı fırtınalarından bırisine sahne olan bu kentin elbet bir anlamı var. Ermenistan ırkçıhğa tırmanan gerilimin gergefine dönüşmüş; köy köy, kasaba kasaba, dönüm dönüm toprak davası sarmıştı sosyalist cumhuriyetleri... • Sonra deprem geldi. Toprağın derinliklerinden homurdanarak yükseliyordu deprem; alev dilli, deve bedenli, kuş kanatlı, yılan kuyruklu canavar uyanmıştı; kımıldanıyordu, evler yıkılıyor, asfalt caddeler çatlıyor, gökdelenler tepetaklak oluyor, apartmanlar çöküyordu. insanların gözlerindeki şoven hırs birden yok olmuş, tarıh öncesi yaratıkların korkusu kişinin gözbebeklerıne dolmuştu. Komşu halkların paylaşamadıkları kasabalar yok oluyordu, toprağın dibındekı canavar yutuyordu köyleri... Ön binlerce ölü enkazın altında yatıyor, yüz binlerce yaralı inliyordu. Artık toprak paylaşımı için insanların birbirlerini öldürmelerine gerek yoktu. * ister sosyalist olsun ister kapitalist, insanoğlunun aklı başına ne zaman gelecek?.. PENCERE Birleşmiş Milletler'de düzenlenen törende ise Uluslararası Af Ote yandan, merkezi DanimarÖrgutu'nun 120 ülkeden 2 milyon 750 bin kişinin imzaladığı "İnsan ka'da bulunan Uluslararası İşkenHaklan Bildirisi" genel kurula su ce Gorenlerin Rehabilitas>onu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Abece Dergisi'nin, Eylul 1988 sayısında yayımlanan Av. Halit Çelenk'in "Hukuk açısından demokrasi" ve Muzaffer İlhan Erdost'un "Demokrasi ve 'demokrasi'." adlı yazıları dolayısıyla, Ankara DGM Cumhuriyet Savcıhğı, TCK'nın 142/16. maddesine aykmlıktan dava açtı. Çelenk ve Erdost haklarında ayrı ayrı açılan davalara, Ankara DGM'de, 15 aralık perşembe gunu saat 09.00'da başlanacak. Anımsanacağı gibi soz konusu yazılardan dolayı Çelenk ve Erdost gece gözaltına alınmış ve ertesi gün DGM'ce serbest bırakılmıştı. Öte yandan cezaevlcrindeki açlık grevleri ve 1 Ağustos Genelgesi dolayısıyla İnsan Hakları Derneği şube başkanlarının imzalarını taşıyan "Kamuoyuna duyuru" adlı ilan nedeniyle izinsiz bildin yayımladığı savıyla İHD Ankaıa Şube Başkanı Muzaffer İlhan Erdost'un, Ankara Basın Savcıhğı'nca ifadesi alındı. Sosyalist Parti'nin (Baştarafı 1. Sayfada} <^' • ;. ekonomiye, siyasete katılmaları nı engelleyen kurum vemekanızmalann toplumun çok sesli olmasının onunde engel olduğunu belirten İlsever, ozetle şöyle dedi: "Şimdi özgüriükler alanında yapılacak iyileştiraıeierde ilk adım sendika, grev ve toplusözleşme yasalannda gerçekleştirilmelidir. Serbest loplu pazarlık sistemi sadece lafta kalmayıp fiilen hayata geçmeli, bütün çalışanlara sendika ve grev hakkı tanınmalıdır. Sendikalann, derneklerin, kooperatiflerin ve butun kitle örgutlerinin iızerindeki siyaset yasağı kaldınlmalı, bunlara bir siyasi partiyi açıkça destekleme hakkı tanınmalıdır. Gerçek anlamda çoğulculuğu ve katılımı sağlamak amacıyla, seçim ve siyasi partileı vasalanndaki baraj ve engeller kaldırılmalıdır. Düşunceyi yasaklayan 141142 ve 163. maddder son bulmalıdır. İnsan haklan alanında çağdaş bir yaklaşımla duzeltmelere gidilmeİi, idam cezası kaldınlmalı, işkence>e son verilmelidir. 8 yıldır oluşan yaralan sarmak amacıjla butun tutuklu ve hükümluleri kapsayan bir genel af cıkartılmalıdır. Cezaevlerindeki koşullar düzeltilmeledir." İlsever, Anayasa Mahkemesi'nin karanndan sonra Sosyalist Parti'yi gerçek bir işçi partisi yapma çağnsında da bulunduğu basın toplantısında daha sonra şuııları soyledi: "Sosyalist Parti, 10 avdır ipoteğe rağmen bugun 28 ilde ve bu illerin birçok ilçelerinde orgutlenmiştir. Partimizin üzerindeki baskılara rağmen bu derece orgutlenebilmiş olması, onun işçi ve emekçiler için bir ihthaç olduğunu gostermektedir. Şimdi Anayasa Mahkemesi'nin kararıjla doğan yeni durum vesilesiyle, kafası, yüreği sosyalizmden yana olan bütün işçi ve emekçi önderlerini bir daha partimize katılmaya çağınyorum. Gelin Sosyalist Parti'yi gerçek bir işçi partisi yapalııu! Gelin Sosyalist Parti'yi gucümuzu gerçekten yansıtacak bir biçimde 1990'lann basında Türkiye'nin uçüncü buyük partisi haline getirelim!" OLAYLAREN ARDINDAKI GERÇEK Çıkana kadar cekiliş / lilli Piyango'nun Yılbaşı Özel Çekilişi'nde ayrıca bir kişiye 5 MILYAR, birkişiye 1 MILYAR... Biletinizi hemen alın, şansınızı geri çevirmeyın. Milyarlardan milyar begenin, milyonlardan milyon begenin... Ayrıca 1.538.339 kişiye çeşitli ikramiyeler... İkramiye Adedi İkramiye Miktarı (Lira) 10.000.000.000 5.000.000.000 1.000.000.000 500.000.000 300.000.000 100.000.000 50.000.000 Prof. Dr. MÜNCİ KAPANİ insan Haklan Yolunda KırkYıl (Baştarafı 2. Sayfada) tkinci önemli adırn ise Avrupa Konseyi çerçevesinde hazırlanan "Işkencenin ve insanlık dışı ya da aşağılayıcı ceza ve muamelelerin önlenmesine ilişkin sozleşme"nin imzalanarak onaylanmasıdır. (Burada ilginç bir nokta: Sozleşme>i en son imzalayanlar arasmda bulunan Türkiye'nin onu ilk onaylayan devlet oluşu.) Aslında son derece olumlu karşılanması gereken bu adımlar, özal hükümetinin insan haklarına içten bağlılığının bir göstergesi sayılabilir mi? Bunu ileri sürebilmek oldukça guç. Bunların, insan haklannı gerçek bir güvenceye kavuşturmaktan çok, Avrupa Topluluğu'na tam uyelik başvurusu ile ilgili olarak topluluk üyesi devletleri "yumuşatma" amacına yönelik birer "jest" olduğu görüşu içte ve dışta hayli yaygındır. Gözlenen olgular da bu görüşü doğrulayıcı niteliktedir. Bir defa, kişisel başvuru hakkı doğrudan ve koşulsuz olarak değil, birtakım çekincelere bağlı olarak tanınmış bulunuyor. Bu çekincelerin büyük bir bölümü, tanımanın değerini azaltıcı ve hükümetin iyiniyeti konusunda kuşku uyandırıcı bir nitelik taşımaktadır. Hele yünırlükteki Türk Anayasasf nda yer alan sınırlı ve kısıtlı "demokrasi" anlayışının. Avrupa Sözleşmesi'nde sık sık tekrarlanan ve temel bir olçüt olarak benimsenen "demokratik toplum" kavramına uygun sayılmasını istemek, olacak iş değildir. Bu açıkça, "Bizim demokrasi anlayışımız sizinkinden farklıdır, ama siz bunu böylece kabul ediverin" anlamına gelir. Işkencenin önlenmesine ilişkin Avrupa sozleşmesine gelince, bu sözleşmenin tarafımızdan imzalanmış ve onaylanmış olmasına karşın, işkence konusu Türkiye'nin gündeminden çıkmış değildir. Bu konuda her geçen gun basında yer alan haberler, Batı dunyasında da geniş yankılar ve tepkiler uyandırmava devam edivor. Üzulerek söylemek gerekir ki İnsan Haklan Evrensel Bildirisi'nin kırkıncı yılında Türkiye'nin insan haklan konusundaki durumu hiç de iç açıcı değildir. Ülke sorumluları, bu durumu duzeltmek için inandırıcı olmayan birtakım gostermelik jestleri ve "işkence sözleşmesini ilk onaylayan devlet biz olduk" gibi boş övünmeleri bir yana bırakarak inançlı, kararlı ve etkili adımlar atmak zorundadırlar. Her şeyden önce, çağımızda utançlann en buyüğü olan işkence sorununun Türkiye'nin gündeminden çıkanlması ve bu yuz kızartıcı tartışmalara bir son verilmesi gerekir. öte yandan, "Insanların siyasal görüş ve duşunceleri yüzunden hapse atıldıklan ulke" imajının silinmesi zamanı da artık gelmiştir. Bunun gibi, Evrensel Bildiri'de ve uluslararası sözleşmelerde yer alan insan hakları ilkeleri ile bağdaşmayan, bunlara açıktan açığa ters düşen yasa hükumlerinin kaldırılması ve uygulamaların durdurulması da kaçınılmazdır. Ancak butun bunlar yapıldıktan sonradır ki Turkıye gerçekten "insan haklarına saygılı" bir ülke olarak çağdaş ve uygar demokratik toplumlar arasındaki onurlu yerini almış olacaktır. ı ı 1 r«o</n>ın:/Jn 3 1 ARAJ.IK 1 9 8 8 ARAUI( 1988 İlik 20000 URA :: ## B Ü Y Ü K İ K R A M İ Y E S İZ İ N " (Baştarafı 1. Sayfada) alanda gundemın ilk maddelerinde yer almakta ve uygar dunyada surekli eleştiri konusu oluşturmaktayız. Ülkemizde insan haklarının çiğnenmesi ikiyoldan gerçekleşmektedir. Bir yandan kimiyasalanmız insan haklarına ters düşmektedir; fikir özgurlıiklerini kısıtlayan 141, 142, 163'üncü maddeler bu alanda en ünlü olanlardır; sendikal hukukumuzun da evrensel temel ilkelerin gerisinde kaldığı kuşkusuzdur. Ote yandan yürurlukteki yasaları da hiçe sayan uygulamalarla insan hakları ülkemizde surekli olarak çiğnenmektedir: İşkence, kanunlarımıza gore suçtur, ayrıca Birleşmiş Miileller'in işkenceyi yasaklayan sözleşmesini de imzaladık; buna karşın işkence olayları surüyor. Kuşkusuz butun bunlara son vermek, uygar ü'lkeler karşısında kuçük düşmemek ve u'stümuzdeki golgeyi sılmek için yapılacak iş, demokratik rejimi Batıdaki ölçüleriyle benimse^ mektir. Bu yapıldığı zaman demokratik denetim mekanizmalan işleyecek, insan haklannı korumak olanaklan yürürlüğe girecektir. Türkiye'de demokratik rejim geçerli olmadığı içindir ki cezaevlerı sorunu bir tü'rlü çözümlenemiyor, yurtdışında yaşayan siyasal mültecıler davası sürüyor, komunist parti tartışmaları kamuoyunu ılgilendiriyor, parlamentodaki siyasal partiler yeIpazesi gudük kalıyor, basın davaları gün geçtikçe büyüyen bir yara gibi işliyor, hapıshanelerde binlerce siyasal tutuklu yatıyor. Ülkemizde "çağ atlamak" için ilk yapılacak iş, demokratik rejimi Batıdaki koşullanyla benimsemektir. İnsan hakları savaşımının toplumda sürekli dava niteliğiyle sürmesı de doğal sayılmalıdır. Batı Avrupa'dan bugun dönmesı beklenen siyasal mültecilerin durumları insan haklanyla bağmtıhdır. Sosyalist Parti'nin Anayasa Mahkemesı'nde aklanması sevindirici bir olaydır. Cezaevlerindeki açlık grevlerınin yonetimle bir uzlaşma sonucu kaldırılması da elbet olumlu bir adımdır. Dunya ister istemez, insan haklarına ve temel özgürlüklere doğru açılıyor. Turkiye'yi bu yolda geciktirmek ulkemıze hizmet değildir; yapılacak ilk ış, yeryuzunde insan haklarına saygılı devletlerin on sırasma geçebilnıektir. İnsanlığın ve uygarlığın niçin gerisinde yaşayalım? * * •*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle