18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«r 4 KASIM 1988 HABERLER CUMHURİYET/7 Memura zaııı ıı ııuıchı 1988 yılında memur maaşlarına yapılan artışın yüzde 66 olduğunu savunan Alptemoçin, "Memura mutlaka enflasyonun üzerinde ariış vermeye kararlıyız, Gelecek yıl katsayı ve yakacak yardımının yanı sıra Meclisten aldığımız yetki ile memurların durumlarım yeniden değerlendireceğiz" dedi. ANKARA (Cumhuriyel Biirosu) Maliye ve Gümruk Bakaııı Ahmel Kurtcebe Alptemoçin, "Ufukta IMF ile standby yok. Ben göremivorum" dedi. Alpıemoçin, kurtardıkları şirket olmadığını da belinirken avukatlann yülık 1 railyon, doktorlann ise 1.3 milyon lira vergi verdiklerini açıkladı. Maliye Bakanı, memurların durumunun "iyileştirilmesi" için hükumete verüen yetkj yasası çerçevesinde, yakacak yardımı ve katsayı düzenlemeleri yapılabileceğini dirdi. Alptemoçin, gelecek yıl memurların maaşlarında katsayı ve yakacak yardımıyla yapılacak artışın yanı sıra, Meclisten aldıklan yetki çerçevesinde durumlarının yeniden değerlendirileceğini açıkladı. Alptemoçin, "Biz raemururauzu kollamak zonındayız. Eger bildirdi. Yakacak yardımının 130 devlet, baba ise memurlanraız öz bin lira olmasını isteyen ANAP çocuklarımızdr. Baba da çocukAydın MiUetvekili Nabi Sabuncu lannı kollar" dedi. ya ise "yazılı olarak" yanıt vere1988 yıhnda memur maaşlarınceğini belirtti. da yapılan artışın yüzde 66 olduAlptemoçin, dun TBMM Plan ve Butçe Komisyonu'nda yaptığı ğu;iu savunan Alptemoçin, şoyle konuşmayla muhalefetten gelen dedi. "Şu anda enflasyon yüzde eleştirilere yanıt verdi. Alptemoçin, Türkiye'nin 1979 yılında borç 7580 gibi gözükiiyor, ama yıl soertelemek zorunda kaldığını, nu rakamlan yuzde 60'lar dola1981 'den itibaren ise kısa vadeli yında olacaktır. Memura mutlaborçların yüzde 13'e duştüğünu, ka enflasyonun üzerinde ariış ver88'de ise yüzde 23'e ulaştıgını bil mek karanndaviz. 1989'da enflasyon hedefimiz yüzde 38'dir, ilk altı a> için yapılan artış da yüzde 20 dolaytndadır. Ancak memunımuzun alacagı para bu katsayı ve yakacak yardımı ile smıriı kalmayacaktır. Meclisten bir yetki kanunu çıkardık. Bu yetki kanunn ile Bakanlar Kunılu memuriarın durumunu iyileştirici tedbir alma yetkisine sahip bulunuyor. Bu yelkiyi degeriendirerek 1989'da özellikle kıdem ve liyakat gibi esaslar dikkate alınarak memuriann dunımunu iyileştirici, gelirlerini arttıncı tedbirier alacağız. Biz de en az başkalan kadar memurumuzu koruruz." Bakan Alptemoçin gelecek yı1ın temmuz ayında yapılacak ikinci katsayı ve yakacak yardımı düzenlemesinde yılın ilk altı aylık dönemindeki enflasyonun dikkate alınacağını söyledi. Alptemoçin, transfer harcama Bütçe eleştirileriniyanıtlayan Alptemoçin: Ufukta IMFile standbyyok GUNLERIN KOPUGU ları ile ilgili olarak Emekli Sandığı'na 1 trilyon 200 milyar, ücretlilere 1 trilyon 100 milyar, YurtKur'a 92 milyar, SSK için 15 milyar, konut yardıaıı için 40 milyar, Irak'tan kaçan Kürtler için de 40 milyar lira aynldıguıı bildirdi. Ayrıca, 1989 butçesinin personel harcamaları için 7 trilyonluk bir imkân olduğunu, bunun yedeklenebileceğini de söyledi. Daha sonra bütçe ile ilgili olarak komisyon üyelerinin sorularına gecildi. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun öğleden sonraki görüşmelerinde Maliye ve Gümruk Bakanı Alptemoçin, muhalefet milletvekillerinden gelen soruları yanıtladı. Alptemoçin, bir soru üzerine FMS ve askeri kredilerin 2.597 milyar olduğunu belirtti. Maliye Bakanı, bir başka soruyu yanıtlarken de 1989 yılı için öz varlıkları dahil fon gelirlerinin 14.502 milyar olduğunu belirtti. Alptemoçin bir başka soru üzerine, "Ufukta IMF ile slandby yok. Ben göremivorum" derken yine bir başka soru üzerine kurtardıkları şirket olmadığını, bu konuda kendılerine bir başvurunun da gelmediğini bildirdi. Alptemoçin, 1988 mart ayında 1987 gelirleri üzerinden toplam 1 milyon 409 bin 848 beyanname almdığını, beyanname veren avukat sayısının 13 bin 641 olduğunu, bunların vergi matrahlarının da 49.7 milyar olarak belirlendiğini bildirdi. Alptemoçin, serbest müşavirlerle birlikte avukatlann aylık ortalama kazançlannın 300 bin lira olarak saptandığını ve yıllık vergilerinin 1 milyon 16 bin lira olduğunu söyledi. Alptemoçin1 in verdiği bilgiye göre, doktorlar ve diğer sağlık hızmetlilerinin sayısı 26 bin 491. Bunların vergi matrahlan ise 114 milyar. Bu matrah üzerinden aylık kazançları ise 360 bin lira. Ödeyecekleri yıllık vergi ise 1 milyon 262 bin 692 lira. ANAP Aydın MiUetvekili Nabi Sabuncu'nun, "TürkiyeMe riisvel var. Yakacak yardımı 130 bin lira olmalı. Mevduat faizi bile yüzde 85" biçimindeki çıkışı üzerine komisyonda tartışmalar oldu. Komisyon Başkanı ANAP'lı Kemal Akkajv, "Buradan nişvel sözcügünü çıkann, öneri haline getirin" uyarısına Sabuncu, "Rüşveti bilinçli olarak getirdim. Türkiye'de gölgesinden bile riişvet isteyenler dışında ihtiyacı oldugu için de riişvet aianlar var" diye karşılık verdi. Bu arada ANAP'lı komisyon uyesi Orhan Ergüder de "Bravo Nabi Bey" diyerek Sabuncu'ya sözlü destekte buluodu. Elemtere f iştababete şiş fc.akkumun ne menem bir zıkkım olduğunu zakkumcu doktorun kendisi dahil kimse biımiyor. Bilseydi, farelere, tavşanlara uygular, oturur iki satır yazısını yazar ve insanların karşısına öyle çıkardı. "Ben kimseye açıklama yapmak zorunda değılim. Hastalarımla beni baş başa bırakın, ben onlara zakkumları yedirip içirip iyi edeyim" diye tutturmazdı. Zakkumun formülünü kimse bilmiyor. jçlndeki etkin maddelerin ne olduğunu da nasıl etki ettiğini de bilen yok. "Etik Kurul" zaten adı dolayısıyla ofsaytta idi. Çünkü uluslararası bir benzeri yoktu. Helsınki bildirisi ve uluslararası anlaşmalara göre ancak "hayvanlarda denemelerı tamamlanmış, ilaç aşamasına geldiği bilimsel test ve araştırmalarla kanrtianmış" ilaçlar Etik Kurul incelemesine alınırdı. Zakkumda böyle bir şey yoktu. AHMET TAN Az kanlı bir ayinden goruntuler 11 AYİN BA$LIYOR Galip Hoca'nın "şişlenmek isteyenler buraya" komutu üzerine Hacettepe Tıp j fakültesı Profesorü Naci Bor ve üç münt "saf' duzenıne geçıyor. Adalet Komisyonu Çalışma yaşamı için dirsek teması 17/Vin kaUhrıhnası reddedildi ANKARA (ANKA) SHP Edirne MiUetvekili Erdal Kalkan ve arkadaşlannca hazırlanan, Sıkıyönetim Yasası'nın cezalann üçte birden yarıya kadar arttınlmasını öngören 17/I'inci raaddesinin kaldınlmasına ilişkin teklif, TBMM Adalet Komisyonu'nda ANAP'hların oylarjyla reddedildi. Komisyonun DYP'li üyeleri de teklif lehinde oy kullanırken basına daha önce söz konusu maddenin kaldırılmasından yana olduklarını açıklayıcı demeçler veren ANAP'lılar, oylamada "hayır" oyu kullanarak teklifı reddettiler. Teklifin göruşulrnesi s<rasında konuşan SHP'li Ahmet Ersin, 12 Eylül Mahkemelerinin yargılamak için değil ceza vermek için kurulduğunu savunarak "Padişatı kadılan bilc sıkıyönetim yargıçlanndan daha adil ve bagımsızdırlar" dedi. Adalet Komisyonu'nda dün aynca Türk Parasının Kıymetini K o ruma Yasası'nda değişiklik yapan tasarı kabul edildi. lasanya göre döviz ve Türk Lirası kaçakçılığı yapanlara verilecek para cezaları 4 kat ile 49 kat arasında arttınldı. Şimdiki uygulamasıyla bu suçlara ilişkin 100 bin lira olan para cezasımn tabaru 5 milyona, 10 milyon olan tavan da S0 milyon liraya çıkartıldı. SHPDYP İşbirliğİ ANKARA (Cumhuriyet Büroso) Çalışma yaşamıyla ilgılı anayasa degişiklikleri için SHP ve DYP arasında işbirliği başlatıldı. tki parti anayasa değişiklikleri için ortak öneri hazırlayacaklar. DYP anayasada yapılacak değişikliklerde lokavt ve sendikaların siyaset yapması konusunda tereddüt gösteriyor. SHP ve DYP gnıp yöneticileri dün yaptıklan görüşme sonunda anayasa değişikliği için ANAP'a da çağrı yaptılar. SHP Grup Başkanvekib Hikmet Çetin ve DYP Gnıp Baskanvekili Köksal Toptan, çalışma yaşamıyla ılgili anayasa değişiklikleri için dün yeniden bir araya geldiler. Görüşmeye SHP'den Genel Sekreter Yardımcısı Cevdet Selvi, Abdullah Baştürk ve Ismail Hakkı Önal ile, DYP'den Yaşar Topçu, Ahmet Nedim ve Güneş Müftüoglu da katıldılar. Göruşmede SHP'nin anayasanın çalışma yaşamıyla ilgili 51, 53, 54, 55, 82 ve 108. maddelerinin değiştirilmesi, 52. maddesinin yürürlükten kaldınlmasına ilişkin öneri ele alındı. DYP yöneticileri görüşmede SHP'nin anayasadan lokavtm çıkanlması önerisi karşısında tereddüt gösterdiler. DYP'liler lokavtın bir hak olarak olmasa bile anayasada yer almasını istediler. DYP'hler sendikalann siyaset yapmasına olanak sağlayan değişiklik konusundaki bir tereddütlerini de dile getirdiler. DYP'liler sendikalann siyaset yapmasına olumlu yaklaştıklanm, ancak sendikalarla siyasi partiler arasında organik bağ kurulmasına karşı çıktıklannı belirttiler. SHP ve DYP'liler arasında yapılan bu görüşme sonunda ortak bir metin hazırlanması için SHP'den Ismail Hakkı önal, DYP'den de Yaşar Topçu görevlendirildi. Önal ve Topçu önümuz deki günlerde bir araya gelerek ortak bir metin hazırlayacaklar. Bu arada her iki parti de bu konudaki gelişmeleri parti yetkili organlarında değerlendirecek. Çalışma yaşamıyla ilgili anayasa değişiklikleri konusunun SHP ve DYP'nin salı günü yapılacak grup toplantılarında da ele alınması bekleniyor. Alptemoçin'den Aykut'a SSK için yanıt: Borcumuzu ödeyeceğiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) SSK'nın, Maliye ve Gumriik Bakanlıgı'ndan 1 trilyonluk alacağı iki bakanı birbirine düşürdü. Maliye ve Gümrük Bakanı Ahmet Kurteeb* Aiptemoçin, "Maliye Bakanlıgı'mn SSK'mn 1 trilyon linüık alaeağım ödcmemesi ve başka amaçjaria kullanması söz konusu degildir" diyerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı imren Aykut'u yanıtladı. Aiptemoçin dün yaptığı açıklamada bazı basın organlarında "SSK'yı Maliye batınyor" başlıklı değerlendirmeler yapıldığını belirtti. SSK'nın kamu hizmeti gördüğtınü ve ilgili mevzuat çerçevesinde alacak ve borç ilişkileri olduğunu vurgulayan Alptemoçin, buna göre alacak ve borç miktartnın zaman içinde de değişiklik gösterdiğini kaydetti ve şöyle dedi: "SSK'nın dogradan dofcrnya veya dolayb olarak Hazine kanafa De tabkJm konusu vapılmış veya menkul kıymetlere baghutmış alacaklan dışında sigorta emeklilerine vaki vergi iadelerindert doğmuş bulunan ve nakdi temin edilir edilmez Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıgı'nca ödenecek olan alacak vekünö $7 utilyar liradır. Bu baberlerin bakatdıgiBU doğrudan Ugileodiren kısmı ise sigorla emeklileri için dcvletçe yapılan konut edimUnne yardımı ile Ugill olup hali hazır milrtan 27.1 milyar liradır. Bu alacagın tahakkuk i$iemleri tanunılaaınak üzeredir. Acıklandıgı üzere Maliye ve Gömruk Bakanlıgi'nın SSK'nın 1 rrilyon liralık alacağını 6dememesi söz konusu degildir." Neydi GAYRİ MENKUL AÇIKARTTIRMA tLANI ANTALYA MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞUNDAN Esas: 1988/71 AntalyaMerkez Topallı Köyü, tlyasalanı mevkii, 6 parsel satilacaktır. Tapu kaydına göre 25000 m' genişliğinde olup üzerinde kuru ziraat yapılmaktadır. Mahalli rayiçlere göre dekarı 450.000 TL'den muhammen bedeli 11.250.000 TL'dir. 1. Satış 5.12.1988 günü saat 14.0014.15 arasında Anlaiya Özel Idare binası kat: 5, No: 11 'de açıkarttırma ile yapılacaktır. Bu satısta muhammen bedelin V* 75'ini bulmadığı takdirde 15.12.1988 günü aynı yerde ve aynı saatte ikinci arturma yapılacaktır. Satış peşindir. tsteyen alıcıya 20 günü gecmemek üzere mehil verilebilir. KDV alıcıya aittir. İkinci satışta ise muhammen bedelin *h 50'sini geçmesi şantır. thaleye ıştirak edeceklerin muhammen bedelin <« 10 F nispetinde teminat yatırmalan sarttır. Başkaca bilgi almak i'steyenlerin mernurluğumuzun 1988/71 sayılı dosyasına başvurmalan, sausa iştirak edenler şartnameyi gormüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan ilan olunur. Basın: 32355 Kaldı ki, Etik Kuml'un kendisi de zakkumun "bilimsellığinin ispat 2 TAK ŞİŞİ, BİTİRTİ$I Ayin, seyircilerin "hu" edilmediğini" kabul edıyordu. Ama yinıdaları arasında Prof Dr Naci Bor, yanak etini şi j ne de kullanılması yolunda tavsiye kaşe dizerken. 'lanestezrnın gereksız bir tıp dalı ol j rarı almıştı. duğunu da ortaya koyuyor Tavsiye kararını alan Etik Kurul'un Başkanı Hacettepe Üniversitesi lip Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Bor'du. Prof. Bor'u gazeteci arkadaşlarımız Bekir Daşçı, Ersin Bal ve Osman Aydoğan bir "deney" sırasında yakaladılar. 3 TESÜM BAYRA& Profesör Bor, meslektaş1 Profesorü buldukları yer Hacettepe lannın ameliyat sırasında içende sargı bezı, pamuk | tıp laboratuvarları değil, bir tarikat ayini unuttuklarında dikişlen açmadan bunların nasıl dıidi. şarı çıkarılacağını lereyaöından kıl" çekme ritmi | Profesör Bor, Mamak'ta "Kadiri Rüile izah edıyor fai Tarikatı" ayinine katılmıştı. Üstelik bu kez başkan sıfatı falan yoktu. Sıradan bir mürit idi. Başkan, Şeyh Galip Kusçuoğlu idi. Yapılan aslında bir ayin idi. Ama profesorümüz bu işi bir "deney" gibi görüyordu. Zakkumcu doktor Ziya Bey'in de yaptığı benzer şeydi. O da hastası ile baş başa kalıp, te4 SON YARDIM Profesörün kendı elcağızı vel davi eder gibi değil, ayin yapar gibi dergâhın şişcağızı ile deldiği yanağa son müdahaı zakkumunu uygulamak istiyordu. leyi Galip Hoca ufürüğü ile yapıyor. Yanak delinl Ayin, Şeyh Galip efendınin duası ile mış. insan denen muammanın sım bir daha sırraj başladı. Sıra zikretme faslına geldi. kadem basmıştır. Camiyi dolduran müritlerin arasında dolaşan Şeyh efendi el kol hareketleriyle "koregrafi" düzenlemesi yapıyordu. Zi yerek ayine son verdi. kir.tasavvuf sazlanndan oluşan bir "dümtek" Uius Gazetesi'nden arkadaşlar Prof. Bor'a ekibinin devreye girmesiyle doruğa ulaştı. sordular: Sıra "burhan"a (şiş sokma) gelmişti. Şeyh ' Nedir bu iş? efendinin işaretiyle 4 mürit yerlerinden fırlaBOR Ben 20 senedir bu tarikatın içinyarak, ortaya çıktılar. Müritlerden biri de Ha deyim. Defalarca şiş sokma seanslanna kacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesı öğretim üye tıldım. Sizlerin de gördüğu gibi bugün kendisi ve Etik Kurul Başkanı Prof. Naci Bor'du. me şiş soktum ve hıçbır acı duymadım. Mürıtlere şişler dağıtıldı. Müritler fırtınaya Bunu nasıl açıkhyorsunuz? tutulmuş gibi, şişleri ellerinde sallanmaya BOR Bir bilim adamı olarak bu işin bibaşladılar. limsel bir açıklaması olduğuna inanıyorum. Derken Şeyh efendinin ikinci işareti geldı. Ve Allah'm izniyle bir gün bu açıklamayı ben Müritlerden biri şişi vücuduna sokmaya baş yapacağım." ladı. Bor'un buiunduğu üç mürit hedef olarak Gördünüz mü şimdi? yanaklarını seçtiler. Doktor Ziya Bey'e en büyük rakip Zakkum Kendilerini "burhanlayan" müritlerin yüzün Kurulu'nun içinden çıktı. Ziya Bey de önce tede, acı ve doyum ifadeleri birbirine kanşmıştı. davi, sonra açıklama diyordu. Şimdi kurulun Yine Şeyh efendinin verdiği bir işaretie, şiş başkanı da aynı şeyi söylüyor. ler çıkarıldı. Şeyh efendi, şiş batırılan yerlerOzetle bu zakkum işine Rüfailerin bile şimden sızan kanları okuduğu "dua" ve dilik aklı ermiş değil. İleride bu müritler hida"dokunuşlarla" durdurdu ve "Allah hepimizi yete, hastalar da ahrete kavuşunca erecek naiki ayaklı şeytanların şerrinden korusun" di sıl olsa. Diploması kazanı Uzaktan kumandalı diplomasi Irlandalı sefirin imdadına "İrlandalı bir müsteşar" yetişti. Onun çok şükür yeri yurdu var. Gerçi kendisi İrlanda için değil, Avrupa için müsteşarlık yapıyor: AT'nin Ankara Temsilciliği Müsteşarı Mr. Michael Drury. Ama serde İrlandalılık olunca yurttaşlık ve hemşerilik adına evinin kapılannı Mr. Fogarty'ye açtı. AT'yle ilgili devıet bakanlığından Büyükelçi Yıldınm Keskin, İtalyan Büyükelçisi Giorgio Francetti Pardo, AT Temsilcisi Van Rej, ABD Sefareti'nden Robert Finn, Yunanıstan Sefareti Müsteşarı Emanuel Kalamidas ve Ankara'daki sayıları 30 kadar olan İrlanda cemaati konuk olarak Romalı Ankara Sefiri'ni selamladı. Reşepsiyonda bol bol İrlanda fıkrası anlatıldı, İrlanda kahvesi içildi. "Diplomasinin mütekabiliyet dengeleri" üzerinde duran ve yürüyen bir meslek olduğu, Ankara'nın Dublin'de sefaret açmasının ekstradan bir sefirlik kadrosu uğruna mı, yoksa bir AT ülkesi içinde olma sevdası yüzünden mi olduğu türünden bıyıklı konular konuşulmadı. Gördün mü? Birşey geçti.. F l a s h gibi... Bir an onunla gitmek istedim.. Ötelere.. daha. i k • dahada ötelere gitmek istedim. li [Sanki bir atletin mükemTiel kaslarına sahipti.. Yine bir R e n a u l t muydu yoksa.. Sanki yola yapışmıştı.. Sanki yolu yutuyordu.. Sanki bir ^^^^^^^^^^^^^^^^^ffl Flash gibi geçti... jve gözlerim kamaştı..Arkasını daha net gördüm. Fırlamaya hazır vahşi bir hayvanın sırtı gibiydi.. I rlanda'nın Ankara Büyükelçisi Christopher Fogarty Ro ma'da oturuyor. Ankara Büyükelçiliği görevini "uzaktan kumandalı" olarak icra ediyor. Bu, Ankara'nın denizi yok, hava kirliliği çok ya da kaldırımlan bozuk diye değil. İrlanda'nın Ankara'da büyükelçilik binası yok diye. Daha az diplomatik bir dil ile İrlanda'nın Türkiye'yi "sefaret açmaya" değer bulmaması yüzünden. Oysa ki Türkiye İrlanda'yı büyükelçilik açmaya değer bulmuş. Hem de 16 yıl önce. Türkiye 1972 yılına kadar, tıpkı şimdi İrlandalılar'ın yaptığı gibi Dublin'i "uzaktan kumandalı" olarak Paris'ten idare etmiş. (Son uzaktan kumandalı Dublin sefirimiz Hasan Esat Işık idi. İlk yakın markaj sefirimiz ise Celal Akbay.) Şu anda Dublin'de Türkiye'nin bir büyükelçilik binası ve örgütü var. Başında da Büyükelçi Halil Dağ bulunuyor. İrlanda'nın Roma'da oturan Ankara Büyükelçisi Mr. Fogarty, "görev yerini" ziyaret etmek üzere Ankara'ya geldi. Kendisi için bir resepsiyon verildi. Yersiz yurtsuz bir Ankara sefiri için kim, nerede resepsiyon verebilir? İLAN StLtVRt SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1988/136 Esas 1988/578 Karar Süivri Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1988/136 Es., 1988/578 sayıh kararı ile davacısı Cesur Çuval Sanayii, davalısı Faruk Sezgin olan kira akdinin feshi ve tapudan terkin davasının kabulfi ile SUivri Alipasa Köyü, 34 pafta, 2303 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan 10 yılhk kira akdinin feshine ve tapudan terkine karar venlmiş ve davalıya karar tebliğ edilemediginden verilen bu karar ilanen tebliğ olunur. 31.10.1988 Basın: 11351 BARMEYT arıyoruz. Kedi Bar 163 32 34 Valdaym Arka Yoldayım ^•umhurbaşkanı olmanın en büyük keyfi, koltuğa oturduktan sonra öteki cumhurbaşkanlarının yanına misafirliğe gitmektir. Bu keyiften yoksun bırakılmanın dayanılmaz ıstırabını en çok bizim Cumhurbaşkanımız bilir. Ama bizim Cumhurbaşkanımız yine de sanslı idi. Çünkü, onun imdadına kardeş Ziya ÜlHak yetiştı ve Cumhurbaşkanımızı ülkesinde iki kez misafir etti. Sanki Renault 11 ^r^^RWJ2Sfli gibiydi. Göründü ve kayboldu. Ne kadar güçlüydü. ne kadar seriydi.. Onunla yarını yakalamak istedim! Flash gibi geçti. Gördün mü, neydi O? Ama zavallı VValdheim'ın biraderi falan yok. Üstelik Avrupalılar kendisine Avrupa'nın kapılannı kapattılar. Avrupa'ya sokmuyorlar. Halden anlar diyerek ve birader bilerek Evren'in ülkesine geldi. Amacı, zorla Evren'e birader diye kapılanmak falan değil. Amacı, biz de Avrupalıyız deyip duran Türkiye'den Avrupa'ya arka kaptdan girmek. Ama Avrupalı öyle domuz ki. Arka kapının eşiğinde bile adamı rahat bırakmıyor. Ayağının altına muz kabuğu koyuyor. Tann kimseyi Avrupalıların arka kapısına bile düşürmesin...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle