19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 YAYIN DÜTYEASINDAINCELEME ARAŞTERMA Demokrasinin geleceği Başlangıçtâ "Düsünce, tnceiemc, Araşünna" başlığı altında her hafta, daha sonra "Yayın Dünyasuda lnceleme Araştuına" başhğı altında ıki haftada bir yayımlanan bu sayfa, yakında yedinci yüını tamamlıyor. Editörlüğünü ve yazarlığıru yaptığım bu sayfada, genel olarak sosyal bilimler, insan bilimleri ve gazetetilik gibi alanlarda ülkemizde basılan kitaplan; daha genel bir ilgi uyandıracağını sandığunız kimilerine daha genişçe yer ayırarak, diğerlerini de kısa notlar halinde okurlara tanıtmaya ve duyurmaya çalıştık. Ülke dışında ve yabancı dilde yayımlanan kitaplan ise, ancak Türkiye'yi konu aldıkları takdirde sayfamıza dahil ettik. Bundan böyle zaman zaman, yurtdışında yayımlanan, Türkiye'yi konu almasa da Turk okurları ilgilendireceğine inandığımız yabancı dildeki kitaplar üzerine de yazılar yayımlayacağız. Turkiye'nin giderek dünyaya açılmasına, genel olarak Turk kamuoyunun ve özel olarak aydınlann dış dünyaya ilgilerinin giderek artmasına koşut olarak, dış dünyadaki fikir hareketlerini ve tarusmalan yansıtacak böyle bir girişimin olumlu karşüanacağını sanıyoruz. Böylelikle, Türkçeye çevrilmeye değer kitap bulmakta zorluk ceken yayınevlerimize bir fikir verme olanağı da doğabilecek. YÖNETEN ŞAHİN ALPAY Norberto Bobbio, Giovanni Sartori'nin yanında îtalya'nın siyaset bilimine yaptığı en büyük katkı. Bobbio'nun demokrasi ve demokrasiyle sosyalizm ilişkisini konu alan eserlerinin dilimize çevrilmesi çok önemli bir kazanç olacak. ci ve Sivil Toplum başlıklı küçuk bir kitapçıkta (Çev. Arda tpekKenan Somer) yer almıştı. Günümüzde "demokrasi", pek az istisnasıyla hemen tüm rejimlerin kendilerine verdikleri sıfat ya da yöneldikleri ideal. "Demokrasi" ideali tüm dünyada buyük bir manevi üstünlüğe sahip Demokrasiye açıkça karşı çıkan siyasi akımlar çok azınlıkta. Ancak, hangi demokrasi, nasıl bir demokrasi? sonısu sorulduğunda çok farklı anlayışlarla karşılaşılraakta. öte yandan en "demokrat" geçinenlerin bile, sorular ve sorunlar biraz derinleşip deşildiğinde antidemokratik duşünce ve eğilimleri sergiledikleri görülüyor. Demokrasi ideali, en demokratik Ulkelerde bile sürekli bir fîkri mücadeleyi gerektiriyor. Bu mucadelenin Türkiye gibi özgürlükçü demokrasiyi tüm ilke ve kurumlanyla yerleştinne çabasında olan bir ülke açısından can alıcı bir önem taşıdığina kuşku yok. Bu bağlamda Bobbio'nun demokrasi üzerine düşunceleri ve tezleri son derece dikkate değer. Bobbio'nun, genellikle ttalyan Sosyalist ve Komiinist partileri arasında geçen tartışmalar ortamında geliştirmiş olduğu demokrasisosyalizm ilişkisi üzerine görüşlerini kapsayan yazılan Italya'da ilk kez 1976'da QuaJe Socialismo? (Hangi Sosyalizm?) başlığıyla yayımlandı. VVhich Socialism? başlıklı lngilizce çevirisi 1986'da basüdı. Demokrasi konusunu tartıştığı yazılan ise îtalya'da ilk kez 1984'te II Faturo della Democrazia (Demokrasinin Geleceği) başlığı altında toplandı. Kitabtn lngilizce çevirisi de 1987'de yayımlandı. (Her ıkisı de lngiltere'de Polity Press tarafından.) Hangi sosyalizm? Bobbio'nun bu iki eserinde savunduğu göıuşleri birkaç temel noktada toplamak mümkün olabilir: Bobbio, Marast sosyalistlerin, özel mulkiyetin ilgasıyla sınıflann ve çıkar catışmalannın ortadan kalkacağı; sosyalizmle birlikte "gerçek" demokrasinin kurulacağı, bireysd hak ve özgürlüklerin gereksiz hale geleceği şekliııdeki görüşlerini reddediyor. Reel sosyalizm uygulamalannın ortaya koyduğu gerçekler ışığmda, solun kendi kendini yenilemesini ve sosyalizm amacını liberal demokratik ilkelerle bağdaştıracak bir çözüme ulaşmasını zorunlu görüyor. Ona göre bu çözüm, liberalizmin ferdiyetçi ilkeleriyle sosyalizmin eşitlikçi ilkelerini birleştirecek bir çözüm olmalıdır. Bobbio'ya göre, liberal demokratik düzen, kişilere kararlar üzerinde etkili olma olanağını veren ve ayru zamanda bunu mümkün kılan, hak ve özgürlükleri güvenceye alan bir karar verme yöntemi, sürecidir. Sosyalizm amacına da, ancak böyle bir yöntem, liberal demokratik çerçeve içinde ulaşılabilir. Bu çerçeve yalnızca hak ve özgürlukleri değil, liberal demokrasinin tum anayasal ve kurumsal çerçevesini, yani temsili demokrasiyi de kapsar. Servetin, siyası gücün ve bilgınin dağüımındaki eşitsizlikler nedeniyle liberal demokrasinin bugüne kadar savunucularırun ideallerini gerçekleştirmekte yetersiz kaldığı doğrudur. Ancak söz konusu eşitsizlikler de, ancak liberal demokratik çerçeve içinde giderilebilir. Bu nedenle demokrasinin geleceği ile sosyalizmin geleceği birbirine yakından bağlıdır. Sosyalizm ferdin ozgurlüklerinin eşitlikle bağdaşacak bir biçimde gemşletilmesinden başka bir sey değildir. Bobbio'nun belkı de en ilginç olan tezd, sosyalıstlerin geleneksel olarak savunduklan dogrudan demokrasi fikrini sorgulaması ve geçerlihğini reddetmesidir. Doğrudan demokrasi esas olarak şu nedenlerle uygulanabilir değildir: Modern toplumda ne kadar çok tartışüırsa tartışılsm, bir genel iradeye ulaşmak mümkün değildir. Fertler ve gruplar arasındaki farklılaşmalar ortak çıkarlann oluşmasına engeldir. Doğrudan demokrasinin gerekli kılacağı, her konunun tüm toplum tarafından tartışılması teknik olarak (zaman açısından) mümkün olmadığı gibi; giderek karmaşıklaşan koşullarda yurttaşlann tümü karar vermek içın gerekli bilgilere sahip olamaz. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK ıfade edıyorhr dk frciesfo meseJa k Hangi demokrasi? Böyle bir girişimi başlatırken, aklıma ilk gelen yabancı yazarlardan biri Norberto Bobbio oldu. ttalyan Sosyalist Partisi'nden senatörlük de yapmış olan Bobbio (d. 1909), tanınraış bir siyaset bilimcisi ve anayasa hukukçusu. Unü son yülarda eserlerinin îngılizceye çevrilmesi ve çeşitli baskılar yapmasıyla Italya dışına da yayıldı. Demokrasi ve sosyalizm üzerine çalışmalanyla dikkat çeken Bobbio'nun, Giovanni Sartori yanında Italya'mn siyaset bilimine yaptığı en büyOk katkı olduğu söylenebilir. Bobbio, Türk okurların tümuyle yabancısı da değil. Yazarın "Gramsci ve Sivil Topiom Kavnunı" başbklı bir incelemesi, Savaş Yayınlan'nın Kasım 1982'de yayımladığı Grams Tüm bu nedenlerle partilerarası rekabete dayanan temsili demokrasi işlerliği olan tek karar verme yöntemi, sürecidir. Çoğunluğun desteğini alabilmek için yarışan P İ K N t K PtYALE MADRA partiler, farkb kişi ve gruplann çıkarlanm bağdaştırabilecek mekaSEKUIC nizmalardır. Demokrasinin buH Câ£A gunkü sınırhlıklannın aşılması da 6ÖB0ÜU MU W, doğrudan demokrasiye gecişle deO0DIO4M ğil, partiler demokrasisinin toplumun giderek daha geniş alanlaıına yayümasıyla sağlanabilir. Bobbio'nun çok kısaca aktarabildiğimiz görüşlerini içeren eserleri, genel olarak demokrasi ve demokrasisosyalizm ilişkisi üzerine düşünenler için son derece yararlı birer kaynak. Gerek Türkçeye çevrilmekte olduğunu öğrendiğimiz Hangi Sosyalizm? adlı ilk kitabın. gerekse Demokrasinin Geleceği'ni tartışan ikinci kitabın HIZLI GAZETECİ mcDETŞEN dilimizde yayımlanmalan önemli bırer kazanç olacak. Ş.A. Arap nıilliyetçiliği ve Türkler Arap MUlivetçüigi ve Türkler / îlhan Arsel, tnkılap Kitabevî, tstanbul 1987. Y/1MNPA COK AIUTLOYUM U£ &JHM TAP İSTİYORUM HASAN KAYALI TürkArap ilişkilerinin tarihi son yülarda gerek ülkemizde, gerekse Arap dünyasında ve Batıdaki akademik çevrelerde tekrar gözden geçirilirken bhan Arsel'in Arap MflliyetçUiği ve Türkler adlı eserinın de dörduncü baskısı yayımlandı. Eserin diğer baskılannın yapıldığı 197(Here kadar yurdumuzda, Arap komşulanmız ve tarihte TürkArap ilişkileri ile ilgili çalışmaların yok denecek kadar azdı. Petrol krizi sonrası döneminde Arap ülkeleri ile ekonomik ve siyasal ilişkilerimizin hareketlenmesiyle bu tür çalışmaiar bazı yeni kuruluşlann da desteğiyle çoğaldı. dan sorgulanmakta. Albert Hou Osmanlı hilafeti altında siyasi bir rani, Arap milliyetçiliğinin Anto lslam birliği taraflısı olmuşlardır. Amerikalı tarihçi Ernest Dawn nius'un belirttıği kadar erken bir tarihte başlamadığını; 1830 ise, Turk milliyetçiliğine kar$ı lardaki faaliyetlerin, çoğunluğu Arap milliyetçiliğinin hızlandıgıHıristiyanlardan oluşan çok ku nın kabul edildiği bu dönemde, çük bir Suriyeli grubun dışına çık devlet hizmetinde mevki elde eden madığını belirtirken, diğer bazı Arap liderlerinin Osmanlılık ideArap yazarlar da yine Antonius olojisini savunmaya devam ettiğitan esinlenen tarihçilerin iddia et ni; diledikleri mevkilere ulaşamatiğinin aksine, Arap vılayetlerin yan Arap ileri gelenlerinin ise mildeki misyoner faaliyetlerinin Arap liyetçilik ıdeolojisine sanldığını; milliyetçiliğinin geUşmesine önem ancak birinci grubun ta Birinci li bir katkıda bulunmadığını gös Durrya Savaşı'nın sonuna kadar termişlerdir. Bu "reviz>fonist" ya daha etkili kaldığını savunmaktazarlar, Arap milliyetçiliğinin on dır. Butun bu yazarların sorguladokuzuncu yüzyıl sonu Arap dun madığı nokta, Türk milliyetçiliğiyasında, bilhassa Muhammad nin Osmanlı Imparatorluğu'nun Abduh'un önderliğinde gelişen, son yıllarmda ne dereceye kadar özgün bir Islami akundan esinlen devlet politikasını şekillendirmediğini savunmuşlardır. Bu göruşe de etkili olduğu konusudur. Bahgöre, Araplann buyük çoğunluğu, si geçen çalışmalarda kabul edilJön Türkler döneminde Turk mil miş olanın aksine, Turk milliyetliyetçiliğinin gelişmesine kadar çiliğinin diğer milliyetçi akımlara, bunlar arasında Arap milliyetçiliğine bir tepki olarak gelıştiğı tezi dikkate değer görulmektedir. Kitabın amacı Biraz fazla kesin bir ifadeyle de olsa Prof. Arsel, "Arap milliyetçiliğinin oluşmasında, Türkçülük eğilimlerinin hemen hemen hiç nedeni yoktur" (s. 19) derken, bu son noktaya bir katkıda bulunmakla beraber yazarın ilgisi Arap milliyetçiliği ile ilgili çalışmaiar dizisınin dışında kalıyor. Hem Batı dillerinden hem de Arapça ve Türkçe eserlerden oluşan geniş kapsamlı bibliyografyasında (dipnot şeklinde bu eserden bahsedilmekle beraber) Antonius'un önemli eserinin bulunmaması da beiki böyle izah edilebilir. Osmanlı Devleti'nin son dönemini inceleyen tarihçiler, Müslüraan gruplar arasında milliyetçiliği çok geç, hatta bazılarına göre imparatorluğun çökuşuyle doğan bir unsur olarak görurken; Prof. Arsel, Arap milliyetçiliğinin ve bunun bir parçası olduğunu vurguladığı Turk duşmanlığının yedinci yüzyıldan bu yana var olduğunu savunuyor. Oysa Osmanlı Devleti'nin Muslüman unsurlan arasında siyasi anlamda milliyetçilik bilincinin gelişmesi yirmincı yüzyıla ozgu bir olgudur. Kitabın amacı, Arap milli/etçiliğjnin sistematik bir tahlilinden çok Arap milliyetçiliğini şeriatçılıkla ozdeşleştirerek bunun sadece laiklik değil, Turklük için de bir tehlıke olduğunu göstermek. Sık, sık vurgulanan stereotiplerin ne gıbi siyasi boyutları olabileceği açıkbğa kavuşmuyor. "Türkün dürustlüğünü 'saflık' ve Arabın kurnazlığını 'erdem' şekline sokan zihniyet" veya "Türkun Araba karşı husumeti, Arabın Turke karşı diş bilemesinden daha zararsız" gibi başlıklar ise kitabı bir polemik ha\asına sokmaktan ileri gitmiyor. Dr. Hasan Kayalı, ABD'nın Massachusetls Insntute of Tcchnology uruversılesinde öğretım uyesıdır. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI Antonius'un eseri Prof. Arsel'in eserinin TürkArap ilişkileri ve Arap milliyetçiliği ile ilgili literaturdeki konumu nedir? Yeni baskının başında eserin bilimselliği vurgulandığı ve önceki baskılara yöneltilen eleştiriler "şeriatçı" olarak nitelendirildiği için bu soruyu sormakta yarar var. Günümüzde Arap milliyetçiliği konusunu yeniden gözden geçiren yazarlar, George Antonins'un Arab Awakeaing (Araplaruı Uyanışı) adü ve basıldığı 1938 senesinden beri bu konuda yazılmış temel eser kabul edilen kitabının destirilerini yapmaktaiar. Antonius'a göre; Araplar dört yüzyü devam eden Türk bpyunduruğundan kurtulmak için 1830'lardan itibaren miUiyetçi bir lıareket çevresiııde birleştiler. lstanbul'un izlediği politikaya Turk milliyetçiliğinin gittikçe hâkim olmasıyla bu siyasal akım kuvvetlendi. 1916'da Serif Hüseyin'in önderliğindeki "Arap isyanı", tngiltere'nin Araplara vaat ettiklerini yerine getirmemesi nedeniyle bağımsızlıkla sonuçlanamadı. Antonius'un tezi, çeşitli açılar Belgelerle Füistin Filistin Kurtuluş örgütü'nün I979'dan bu yana Ankara Temsilciliğini yapmakta olan Ribhi Halloum (Abu Firas), Filistin davasını çeşitli yönleriyle tanıtan kapsamlı bir kitap yayımladı. Palestiu* Through Docnments (Belgeler Içinden Filistin) bashğıyla lngilizce olarak Türkiye'de Belge Yayınlan tarafından basılan (Eyliil 1988, 383 s.) kitap, esas olarak şu altı bölümden oluşuyor: Filistin ve Filistinliler; tsrail, Siyonizm ve Terorizm; Filistin Kurtuluş örgütü; Filistin Kimindir? Filistin'le ilgili Belgeler ve Füıstin'le İlgili BM Kararları. Kitapta ayrıca Filistin folkloru ve edebiyatı üzerine ekler de yer alıyor. Kitaba yazdığı önsözde Bulent Ecevit şunlan söylüyor: "Ribhi Halloum böyle bir kitaba kendi görüş ve yorumlarını katmakta elbette haklıdır. Bazı okurlar bunlara katılınayabilir. Ancak Halloum, belgelerin güvenilirliği ve olguların PALESTINE AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GLRSES beue&ndi $ju(e fRoje. numaftı R.HALLOUM (AKJFRAS) TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 3 Kasım KOPRULU FAZ/L /WMET PAŞA.. 1676'DA SU6ÜN, ÜUUJ OSMANLt SADOAZAMI KOPÜULİl FAZIL AHMET P/IŞA, 41yAŞINPA OLMUÇTU KOPRÜLÜ M£HMETPAÇA'N/N OĞLUYOU \/E ONUN YONL£HDi&MGSlYLE ÇOK lYI g/g OĞREHıM GofZMUŞTU.ÖNCELEÜI MED££SEL££DE P£R£ 1/SgMıŞ, ANCAK ÇOK. GEÇMEDEM SU tÇt gl£AKA/SAK YOHETICILIĞ6 SAÇLAM/Ş, VALtUKL£/eP£ SULUUMafTV KOPGUUJ MSH MET PAŞA 'NIH OLÛMU UZE&UE, PAD/ŞAH Al/Cf MEHMEr TK&IF/HCiAN SADRAZAMLIĞA ATANMIŞT1. ÇEÇI7ZJ SOSUNLAR YUZüNC>£N, İS Y/LLIK. İt£rıP4&r/Vffif S y'U ASKESt SEFESLERDE GEÇMlÇTIfS (AVUSTUfZYA, Gı&İr, MACAKIS774M [/£ tEH/£7HlV Grg/) IMPAISATO/ZLU6U ££*:/ GUCİJNE AeAMK LtrrKASrM/ YUMuşArA/SAtz. içw BAŞA&U /fce nesnelliği konusunda buyük bir titizlik göstermiştir. Dolayısıyla, yazarın gonışlerini paylaşmayanlar ve Filistin davasını desteklemeyen kimseler için de bu kitap vazgeçilmez bir bilgi kaynağı olacaktır." KISA KISA Doğuşu" başlıklı incelemesi yer alıyor. Türkiye'de sosyolojüün tarihine genel bir bakış olanağım sağlayan bu önemli çalışma üzerine bir değerlendirme yazısını önüraüzdeki haftalarda yayımlaProf. Dr. Emre Kongar'ın ha yacağız. zırladıgı Türk sosyologlan üzeri KANT'IN YAŞAMI VE ne monografilerden oluşan derleÖĞRETtSİ / Ernst Cassirer, menin ikinci cildi yayımlandı. Ziya Gökalp, Prens Sabahattin, Çev. Doğan Özlem, Ege Ü. Hilmi Ziya Ülken, tbrahim Yasa, Edebiyat Fakültesi Niyazi Berkes, Nurettin Şazi Kö Yayınlan, Nisan 1988, 303 s. semihal, Cahit Tanyol, Cavit OrYuzyılımızın onde gelen filozofhan Tütengil ve Mübeccel Kıray' lanndan ve Yeni Kantçı akımın m incelendiği birinci cilt, 1981'de başlıca temsılcilerinden Ernst Casyine Remzi Kitabevi tarafından sirer'ın Kant ve felsefesı uzerıne basümıstı. Yeni çıkan 2. ciltte yazılmış en niteliklı ve kapsamlı kıMehmet Ali Şevki, Mehmet tzzet, taplardan birı olan eseri dilimize Ziyaeddin F.Fındıkoğlu, tsmail çevrildi. Ege Ü. Felsefe Bolumu Hüsrev Tökin, Mttmtaz Turhan, öğretim uyesı Doç Dr. Özlem'ın Muzaffer Şerif Başoğlu, Sedat yaptığı çevırı, felsefe tarıhinın en Veyis örnek'i konu alan monog önemli ısımlerınden bıri uzerıne rafılerin başında Zafer Toprak' yetkin bir kaynağı Turk okurların ın "Türkiye'de Toplumbilimin yararlanmasına sunuyor. TÜRK T O P L U M BlLlMClLERİ / Emre Kongar, 2. Cilt, Remzi Kitabevi, Istanbul 1988, 368 s. GENÇLİK VE ALTKÜLTÜRLERİ / Dick Hedbige, Çev. Esen Tarım, Iletişim Yayınlan, 1988, 111 s. Hipster, beat, teddy boys, mod, punklar, dazlak kafahlar... 1960'lardan bu yana Batı ülkelerinde ortaya çıkan gençlik altkultürleri. Bir Ingiliz Marksisti olan Dick Hebdige'in kaleme aldığı bu kitapta, bu altkülturlerin kimlerden oluştuğu, birbirleriyle farklan ve ilişkileri, ne yapmak istedikleri gibi sorunlar inceleniyor. 50 YIL ONCE Cumhuriyet 3 Kasım 1938 Meclisin bu d'evresinde müzakere olunarak kanuniyet kesbedecektir. Yeni kanun bütün vatandaşlara askerlik gibi itfaiyecilik mükellefıyeti tahmil etmektedir. Bu mükellefıyet ya bedenen ve yahud nakden ifa olunabılecektir. AMERIKAh CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ1VDEN HABERLER AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI 1.10.19881.U.1988 Sıra: Kod: 1 191 015 2 022 338 3 027.072 4 303006 5 191.016 6 011.054 Devlet sertnayesile kurulan fabrikalar 7 8 9 10 079.042 002 349 021308 022 317 Kitabın Mı/Yazan: Nasıl Bır Eğıtım Istiyoruz/Server Tanilli Arbat Çocüklan/Anatolı Rıbakov Zıverbey Köşkü/llhan Selçuk ' Yüzbaşı ve Kadınlar Taburu/Mano Vargas Llosa Son Nefesıne Kadar. /Behıce Boran Anneme Reklamcı Olduğumu Soylemeyın/ Jacques Seguela Bız Duvar Yazısıyız/Gülay Kutal Narı Kalkınınz/Aziz Nesın Mektup Aşkları/Leyla Erbıl Hasretmden Prangalar Eskıttım/Ahmed Arıf Târâ: inceleme Roman Anı Roman Belge Anı Belge Öyku Roman Şıır çıkarak devlet sermayesile Türkiye Yün ve Yünlü idare edilen müesseseler Mensucat Fabrikaları şirketi haline geleceklerdir. de Katıraoğlu hanına Sümerbank fabrikalanndan nakletmiştir. pamuklu üzerine çalışan Bu şirketler kanunun tatbikile Devlet sertnayesile kurulmus Kayseri, Nazilli, Ereğli ve beraber kanunun emrettiği Bakırköy fabrikaları Türkiye şekle girecekler ve devlet müesseselerın murakabesi Pamuklu Kombinalan sirketi sermayesile idare olunan hakkındaki kanunun tatbikına yılbaşmdan itibaren namı altında teşekkül eden müesseseler haline yeni şirketin elinde başlanacaktır. geleceklerdir. Devlet sermayesile kurulmus toplanarak organize edilmiştir. Teşkilâtım yapmakta olan bu veya kısmen içinde devletin yeni şirket birinci Vakıf hissei iştiraki bulunan hanındaki binada yerleşmiştir. müesseseler bu kanunun hükümlerine uyacaklardır. Bu Fesane, Hereke ve Bünyan Dahiliye Vekâleti tarafından meyanda şimdiye kadar birer fabrikalannı içine alan ve hazırlanmakta olan itfaiyeler Bursadaki Merınos anonim şirket halinde kanunu projesi ikmal edilerek fabrikasının da verilmesine bulunan bazı Sümerbank Büyük Millet Meclisine karar verilmiş bulunan fabrikaları da bu şekilden sevkolunmuştur. Proje ttfaiye kanıınu Meclise verildi P \L O T ııı »5 fj u \ u1 i 1 1 11 • «.lı Nnı lrt.ııı 1 11 1./ lır.ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle