22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 KASIM 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand, gaz.etesine demeç verdi: ÂT 1992'ye dek genişlemesin François Mitterrand, Turgut Özal'ın Fransa gezisine kısa süre kala yaptığı söyleşide, Paris'in Doğu Bloğu ülkeleh ile kurmaya çalıştığı yeni ilişkileri, I. François'nm Osmanlı Imparatorluğu ile kurduğu ilişkilere benzetti. SABETAY VAROL PARİS Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Başbakan Turgut Özal'ın bu ülkeye yapacağı iki günlük resmi gezinin başlamasına bir haftadan az süre kala, Liberalion Gazetesi'yle yaptığı dış politikaya ilişkin uzun söyleşide, 1992 öncesinde AT'de yeni genişlemelere taraftar olmadığını belirtti. Söyleşinin bir yerinde de Mitterrand, ülkesinin Doğu Bloku ülkeleriyle kurmaya çalıştığı yeni ilişkileri, Kral I. François'mn Osmanlı İmparatorluğu'yla kurduğu ilişkilere benzetti. Fransa Devlet Başkanı, Filistin Ulusal Konseyi'nin Cezayir'de aidığı kararlara ilişkin sorulan ise, "Fransa, Cezayir'de alınan bağımsız devlet ilanı kararlarıyla ilgili olarak, Filislinlilerin betli bir toprak üzerinde bağımsız bir devlet şeklinde örgütlenme hakkını tanı>or" şeklinde yanıtladı. François Mitterrand, Güney Fransa'daki Montpellier kentinde başlayacak olan Fransaİspanya zirvesi ve iki gün sürecek olan POLİTİKADA SORUNLAR Filistin'in Tanınması Filistin Ulusal Konseyi'nin Cezayir toplantısında ilan ettiği Bağımsız Filistin Devletini tanıyan ülkelerin sayısı 42'ye ulaştı. ABD ile Avrupa Ekonomik Topluluğu ise Filistin devletini tanımadı. Türkiye, Sovyetler Birliği ve Mısır'ın Filistin devletini tanımaları şu ana kadar tanıma olayları arasında en önemli olanlarıdır. Türkiye, kuşkusuz Ortadoğu bunalımının çözümünde Sovyetler Birliği ve Mısır gibi doğrudan rol oynayabilecek konumda değildir. Ama Filistin devletinin ilan edilmesinden kısa süre sonra bu devleti tanıması, her şeyden önce bölgede banş ve istikrar istediğinin göstergesidır. Ankara her zaman Ortadoğu bunalımının temelinde Filistin sorununun yattığını savunmuştur. Filistin Ulusal Konseyi Cezayir'de Filistin devletini ilan etmekle, zımnen İsrail'ı tanıdığına, başka bir deyişle barışa giden kapıyı açtığına göre Türkiye'nin bu devleti tanıması şimdiye dek izleyegeldiği politikanın doğal sonucudur. Bu bakımdan israil'in Türkiye'ye gösterdiği tepkiyi haklı bulmak olanaksızdır. Türkiye'nin Filistin devletini tanıması, israil'e karşı düşmanca tutumunun simgesi değil, bölgede banş ve istıkrarın kurulması yolundaki isteğinin bir göstergesıdir. Sovyetler Birliği ile Mısır'ın Filistin devletini tanımalan ise kuşkusuz çok önemlidir. Ancak bir iki ülkenin (özellikle Mısır) Filistin devletini tanımadan önce bir tereddüt dönemi geçirdikleri anlaşılıyor. Kahire, önce Filistin devletini tanıdığı yolunda ajansların verdiği haberteri düzelterek Filistin devletini "desteklediklerini" belirtmiş, bundan 24 saat sonra da yeni devleti resmen tanımıştır. Mısır'ın tereddütünün nedeni kolayca anlaşılabilir. Filistin devletini tanımak, fiilen bir süredir rafa kaldırılmış olan 1978 tarihli Camp David anlaşmasının tümüyle gömülmesi ve İsrail'le ilişkilerin gerginleşmesı anlamına gelmekte idi. Ama tanımaktan kaçınmak ise, Mısır'ın Arap dünyasındaki yerini tekrar almaya başladığı sırada, yeniden yalnızlığa itilmesine yol açacaktı. Mısır, Camp David'den sonra Arap kardeşlerini bir kez daha gü cendirmeyi göze alamamıştır. Sovyetler Birliği'nin de Filistin devletini tanımadan önce uzun uzun duşündüğü anlaşılıyor. Moskova Filistin devletini, son derece dengeli, yumuşak ve Israil'i gücendirmemeye dikkat eden bir üslupla tanıdığını açıklamıştır. Moskova'mn açıklamasında kısaca SSCB'nin "Filistin devletinin ilanını tanıdığı" belirtildikten hemen sonra Ortadoğu'da barışın Filistinlilere "anayurt", İsrail'e de "güvenlik" sağlayacağı ifade edilmiştır Yani, SSCB'nin İsrail'i unutmadığı vurgulanmıştır. Moskova'nın bu açıklaması, Genel Sekreter Mihail Gorbaçovun dışarıda istikrara yönelik esnek ve yumuşak politikasının yeni bir göstergesi olarak kabul edihyor. Sovyetler Birliği son zamanlarda israil'e yaklaşmaktadır. Temmuz ayından bu yana Sovyet ve İsrail yetkilileri arasında temaslar yapılmaktadır. Batı basınında bu temaslann iki ülke arasında 1967 savaşından sonra kesilmiş olan diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasına yol açabileceği belirtiliyor. SSCB bir süper güç olarak, dengeli politika izleyip, hem Araplar hem de İsrail'le diyalog kapılarını açık tutmak istemektedir. Avrupa Topluluğu ise Filistin devletini tanımamıştır. Ama Soyyetler'in İsrail'i gücendirmekten çekindiği gibi, AT'nin de FKÖ: yü gücendirmekten çekindiği görülüyor. Nitekim AT bildirisinde, FKO'nün BM Güvenlik Konseyi'nin 242 numaraiı kararını kabul ederek İsrail'i zımnen tanıması "olumlu" karşılanmakta, Filistin devletine ise hiçbir atıfta bulunulmamaktadır. Yani AT, gayet diplomatik bir üslupla, dolaylı yoldan Filistin devletini tanımadığını açıklamıştır. Filistin devletini tanırnadığını kısa süre içinde ve kesin bir lisanla açıklayan VVashington bile, FKÖ'ye karşı esnek bir tutum takınmış ve örgütün Güvenlik Konseyi'nin 242 numaraiı kararını kabul etmesini "olumlu bir adım" olarak nitelendirmiştir. Ne yazık ki, yönetimin bu esnekliğini, Amerikan basınında görmek pek mümkün degildir. Özellikle "The Nevv York Times" gazetesinde çıkan bazı yorumlar, FKÖ düşmanlığı açısından İsrail basıntm aratmayacak niteliktedir. Sonuç olarak, Filistin devletinin ilanının bu aşamada başarılı sonuçlar verdiği söylenebilir. FKÖ'nün tutumunu yumuşatması Batıda genellikle olumlu etki yapmış, İsrail ve ABD'de bazı bağnaz çevrelerin dışında örgüte daha fazla güvenle bakılmasına yol açmıştır. Ancak FKÖ, barışa giden uzun ve çetin yolun henüz başındadır. Asıl diplomatik mücadele, George Bush'un başkanlık görevini devralmasından sonra başlayacaktır. ERGUNBALCI BusKun güvenüh danışmanı WASHINGTON (AA) ABD'nin yeni başkanı olarak 20 ocakta göreve başlayacak olan George Bush, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanltğı'na Brent Scowcro/t'u getirdiğini açıkladı. ABD Hava Kuvvetleri'nden emekli bir general olan 63 yaşındaki Brent Scowcroft, Washington'daki dış politika çevrelerinin önde gelen isimlerinden biri olarak biliniyor. Scowcroft, 197576 yıllannda eski başkanlardan Gerald Ford'un da ulusal güvenlik damşmanlığım yapmıştı. Moskova gezisinin ardından, onümüzdeki pazartesi gunü Başbakan Özal'ı Elysee Sarayı'nda vereceği öğle yemeğinde misafir edecek. Daha sonra da 23 aralık tarihlerinde, Rodos Adası'nda yapılacak AT ülkeleri zirvesine katılacak. Geçen ay içinde dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan seçimler ve meydana gelen diğer önemli olaylar, Fransa'da da >oğun bir diplomatik sürecin işlemeye koyulmasıyla sonuçlandı. Mitterrand'ın, Liberation'un Genel Muduru Serge July'yle yaptığı ve gazetenin dünkü sayısında yayımlanan söyleşi, aynı zamanda Fransa Devlet Başkanı'nın uluslararası planda daha aktif bir rol oynama özlemini dile getirdiği bir sırada gerçekleşti. Mitterrand, son yıllarda yaşanan siyasal dönemi, "sürtüşme ve bir arada yaşama" aşamasından, "isbirligi ve bir arada yaşama"ya geçiş ola rak niteledikten sonra, Avrupa Topluluğu'na bağlı ülkelerin "tek pazar"a geçişte karşılaştıkları güçlüklere değindı. Serge July'nin, "Avusturya, TürMye ve Kıbns. Avrupa Topluluğu'na katılma talebinde bulundular. Çeşitli riskleri göze alma pahasına bu katılımlar benimsenebilir mi?" şeklindeki sorusunu, "Tek pazar tarihi olan 1992 öncesinde yeni genişlemelere yönelmenin makul olacagını sanmıyorum" şeklinde yanıtladı. Fransa Devlet Başkanı, 1989 yılının ikinci yansında, Paris'in AT Dönem Başkanlığı'nı Madrid'den devralacağına işaıet ederek, "Başkanlık dönemimiz için saptadığım hedef. parasal Avrupa'nın gerçekleşmesi, sosyal Avrupa'nın rayına sokulması ve göriintii Avrııpasının başlatılması" şeklinde konuştu. Mitterrand, son aylarda, Doğu Avrupa ülkeleri ve Sovyetler Birliği'yle kurduğu yeni ilişkilere değinen gazeteciye yanıt olarak, "Fransa'nın çağlar boyunra Doguda hep dostlan olageı. .iştir. Ko>u Hıristiyan bir kral olan I. François, Osmanl. tmparatoriuğu'yla dost oldu. Üçüncii cumhuriyel. otokratik Rus çarıyla dost oldu. Stalin'in Polonya'ya el koymaya hazırlandığı bir sırada, General De Gaulle Moskova'yla dost oldu. Bu bizim, geleneksel diplomasimmn bir yönünü yeniden canlandırmadır" dedi. Mitterrand, Balkanlar'da son zamanlarda yeniden görulen ulusal sürtüşmeler konusunda, "Tarihle alay ederseniz tarih inlikamını alır. Ama yakın geçmişte, raevcul sınırian muhafaza etmekle iyi eltik. Yeni parçalanmalan değil yeni diyalogları savunma durumundayız. Banş sanıldığından da daha az sağlam bir şey.." şeklinde konuştu. Fransa'nın yeni Ankara Büyükelçisi Eric Rouleau: Türkiye, ÂFde yer alabilir sa'yı resmen ziyaret ettiğine dikkat çekerek, bu ziyaretin iki ülke ilişkilerinin şimdiye dek olduğundan çok daha fazla dostluk havası içinde bulunduğu bir döneme rastlamasının ayrı bir onem taşıdığını belirtti. Büyükelçi, "İki ülke yoneticilerinde, her alandaki işbirliğine yeni ve güçlü bir hız kazandırmak yönünde siyasi istek vardır. Bunu düşünürsek, Özal'ın Paris'teki temaslanndan somut sonuçlar alınacağını ümit etmek doğru olacaklır" dedi. Büyükelçi Rouîeau, Türkiye ve Fransa arasında iki yıl önce imzalanan savunma sanayiinde işbirligi çerçeve anlaşmasıyla ilgili gelişmeler ve Fransa'nın bu alandaki hedeflerini anlatırken, iki ülkenin özellikle silahlanma konusunda gerçek bir ortak sanayi politikası belirlenmesi için daha sıkı görüşmelerde bulunmaya kararlı olduklarını belirtti ve "Hedefimiz budur" diye konuştu. Büyükelçi, mümkün olan işbirligi alanları, teknoloji transferi, Topluluğu'na tam üyelik için yaptığı başvuru konusunda Fransanın dönem başkanlığı sırasında nasıl bir tutum takınacağı şeklindeki soruya şu karşılığı verdi: "Fransa, Türkiye'nin AT içinde yerini alması için gerekli yetenek ve potansiyel güce sahip olduğuna inanıyor. Fransa, gelecek yılın ikinci yansında üstleneceği dönem başkanlığı sırasında, tam üyelik başvurusuyla ilgili dosyanın anlayış ve sempatiyle incelenmesine çahşacaktır." Büyükelçi Rouleau, Başbakan Turgut Özal'ın 28 kasımda Fran sa'ya yapacağı ziyaretin iki ülke ilişkilerinde dönüm noktası olacağına inandığını da söyledi. Büyükelçi Rouleau, 16 yıldır ilk defa bir Türk başbakanının Franortak üretim ile silah ve teçhizat sistemlerinin fabrikasyonu konulannda belirli aralıklarla toplantıların sürdüğünü bildirdi. Rouleau, Fransız Mirage2000 savaş uçaklarının bazı parçalarının Türkiye'de üretimiyle ilgili bir başka soruyu yanıtlarken şunları söyledi: "Türkiye'nin sivil havacılık ve askeri alanlarda önemli ihtiyaçlan bulunuyor. Türkiye, çok kalifiye bir işgucüne sahip ve maliyet fiyatları da Batı Avrupa'dakinden daha düşiik. Aynca mevcut üretim kapasitesi güçlü. Fransa, havacılık alanında kendi deneyimini Türkiye'ye aktarabilir." Türk yetkililerin 1984 mayıs ayında Mirage 2000'lerle rekabet eden F16'ların ortak yapımına karar verdiklerini hatırlatan büyükelçi, sözlerini şoyle tamamladı: "Bu lercihe saygı gösteriyoruz. Bu program 1994'e kadar sürecektir. O zaman belki yeni ihtiyaçlar doğacaktır. Ancak bu durumda Türkiye'nin belki Mirage 2000'leri değil, bir sonraki modelini göriişmesi söz konusu olacaklır." TıUGOSLAVYA Belgradh uyardı Arnavutluk lideri Ramiz Alia, Belgrad'ı, Kosovalı Arnavutlara karşı ayınmcı politika izlemekle suçladı. Dış Haberler Servisi Yugoslavya'da etnik huzursuzluk sürerken Arnavutluk lideri Ramiz Alia, Yugoslavya'yı eleştirerek, Belgrad hükümetini, Kosovalı Arnavutlara karşı ayrımcı politika izlemekle suçladı. AP'nin Arnavutluk resmi haber ajansı ATA'ya dayanarak bildirdiğine göre, Ramiz Alia, Kosova bölgesinin özerkliğinin Sırplar tarafından kaldırılmak istenmesinin, Arnavutlara karşı "siyasal ve ulusal aynmcılık politîkası" izlenmesi anlamına geldiğini söyledi! Alia şöyle dedi: "Sırplar, sözümona Arnavul ayrılıkçılığına karşı Kosova'nın özerkliğini yok etmeye çalışıyorlar. Bu tür davranışlar Yugoslavya'nın istikranna ve Balkanlar'ın banş ve guvenliğine yararlı degildir." Gözlemciler, Ramiz Alia'nın Kosova olaylanndan otürü Yugoslavya'yı ilk kez uyardığına, ancak fazla sert bir lisan kullanmaktan da kaçındığma dıkkati çekiyorlar. ETA saldırdı MADRİD (AP) tspanya'nm başkenti Madrid'de, sivil muha/ızların genel merkez binası önünde önceki gece yarısma doğru meydana gelen patlamada en az iki kişi öldü, 40 'tan fazla kişi de yaralandı. Patlamaya binamn önüne yerleştirilmiş bir arabanın içindeki bombamn uzaktan kumandalı ile patlatılmasımn yol açtığı belirtildi. 1 9 8 9 yılının ikinci yansında AT Dönem Başkanlığı'nı üstlenecek olan Fransa'nın yeni Büyükelçisi Rouleau, "Türkiye'nin tam üyelik başvurusunun Fransa'nın başkanlığı sırasında anlayış ve sempati ile incelenmesine çalışılacağmı" söyledi. ANKARA (AA) Fransa'nın yeni Ankara Büyükelçisi Eric Rouleau, Türkiye'nin Avrupa Topluluğu (AT) içinde yerini alması için gerekli yetenek ve potansiyele sahip olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e güven mektubunu sunduktan sonra resmen göreve başlayan Büyükelçi Eric Rouleau, Başbakan Turgut Özal'ın ziyareti dolayısıyla TürkFransız ilişkileriyle ilgili sorulan yanıtladı. Önümüzdeki yıl AT dönem baskanlığını üstlenecek Fransa'run Ankara Büyükelçisi, ulkesinin dönem başkanlığı sırasında, Türkiye'nin başvurusunun anlayış ve sempatiyle incelenmesine çalışacağını belirtti. Rouleau, Türkiye'nin Avrupa Fransız maden işçileri PARİS (AA) Fransa'da yaklaşık 500 maden işçisi, bugün Başbakan Michel Rocard'm evinin önünde polisle çatıştı. Lorraine bölgesinden gelen maden isçilerinin, toplusözleşme görüşmelerinin çıkmaza girmesini protesto için yaptıkları gösteri sırasmda çıkan çatışmada 25 polisin hafif yaralandığı bildirildi. Maden isçilerinin, sosyalist başbakanın evini kordon altına alan polise demir çubuklar ve yanan sopaiar attıklan, bir polis aracını devirdikleri ve çevredeki dükkânların camlannı kırdıkları kaydedildi. DlSBASIN Kosova'dan Baltık ülketerine, Kafkas cumhuriyetlerinden Romanya Transirvanyası'na kadar tüm Doğu Avrupa şu sıralarda vahim milliyetçi gerilimlere sahae oluyor. Kökenleri ve yoğunlukları farklı olsa da sosyalist iktidar her yerde ciddi pat lamalan göfüslemek durumunda. Bu, özellikle Belgrad için geçerli. Geçen hafta bir milyon Sırplı, Belgrad'da "kendi csmhuriyetlerini konımak" üzere büyük bir miting düzenlediler. Bir gün önce ise, Kosova'da yüz bini askm Araavut, parti bölge yönetiminden iki yetkilinin istifaya zorlanmasanı protesto için yerel başkent Prişüna'da yürudü. Çok sayıda kişinin ölümüne yol açan 1981 olaylanndan beri Kosova'da bu capta bir protesto gösterisi yapümamışü. Gerçi bu kez şiddet olayları meydaaa gelmedi, ancak Yugoslav yettililer bu yurüyüşün bir emsal ya Kosova'dan Baltık cumhuriyetlerine ratmasından kaygüılar. Ashnda, Yugoslavya özel bir vaka. Bu ülkedc etnik bunahmlar, aynı anda hem ekonomik hem de kurumsal bir temel üzerinde başgösteriyorlar ve yetkililer de olaylann denetimini giderek ellerinden kaçınyor. Kosova, ülkenin en yoksul bölgesi. Merkezi iktidar ise bölgede yükiimlülüklerini yerine getirebilmesi için gerekli ne mali olarak yeterli kaynağa ne de siyasal otoriteye sahip, üstelik çeşitli cumhuriyetlerin birbiriyle çelişen istekleri arasında kalıyor. Ermeni ve Baltık milliyetçiliklerini göğüslemek durumundaki Gorbaçov'un sorunu ise bambaşka. Söz konusu milliyetçi akımlar "yeniden yapüanma" (perestroyka) adına Kremlin'in mutlak otoritesini reddediyoılar. Litvanyalılar, şimdiük taleplerini ılımlılaştırddarsa da, Estonyalılar, Moskova'mn benimsediği yasaları veto etme hakkına sahip olmayı istiyorlar. Ğorbaçov'un bu hareketlere karşı şimdiye dek sergilediği ihtiyatlı yaklaşım, karşılıksız kalmadı. So\yet lideri, çatışma yerine diyaloğu tercih etmek bilgeliğini gösterdi. Ama tutumu son derece rizikolu. Çünkü uzlaşma arayışı, karşılıklı ödön vermeyi varsayar. Oysa Baltık ülkelerinde ve Kafkas cumhuriyetlerinde olsun, Moskova'da olsun herkes karşı tarafa ödün vermeyi kabule hazır değil. Geçen yıl Beigrad'a uğradığmda Gorbaçov. Kafkas cumhurtyetlerindeki olaylarla ilgili bir soruyu yanıtlarken, "Müliyetçi gerilimleria olmadtgı bir ülke var mı?" diye sonnuştu. Ama herhalde bu genlımlerin kendi ülkesinde bugünkü boyutlarma varacağıru beklemiyordu. (21 Kasım) ATİNA Macaristari'da yeni başbakan BUDAPEŞTE (Ajanslar) Macaristan'da aynı zamanda Komünist Parti Genel Sekreterliği'ni yürüten Karoly Grosz'ün başbakanlıktan istifa edeceğini açıklamasından sonra bu göreve Miklos Nemeth'in getirileceği bildirildi. Hızh silahlanma dönemi EVREN DEĞER ~ ANKARA Yunanistan'ın özellikle son dönemde savunma alanında büyük yatırımlara girdiği ve yeni silah sistemleri için çeşitli ülkelerle ortak üretim anlaşmalan imzaladığı bildirildi. Yunanistan 1989 yılı savunma yatınmları için 2.5 milyar dolar (yaklaşık 4.4 trilyon Türk Lirası) ayırdı. Yunanistan aynca 5 yıllık bir modernizasyon ve geliştirme programı için de yaklaşık 4 trilyon Türk Lirası harcama yapmak üzere çeşitli kaynaklar belirledi. NATO's Sixteen Nations Dergisi'nin ocak ayı sayısında Yunanistan'ın savunma harcamalan ve yatınmları ile ilgili olarak geniş bilgilere yer verilecek. Dergide Yunanistan'ın 1989 yılı savunma harcamalarına 382 milyar drahmi (2.5 milyar dolarTürk Lirası olarak yaklaşık 4.4 trilyon lira) ayrıldığı belirtilecek. Dergide söz konusu miktarın Yunanistan'ın 1988 yılı savunma harcama yatınmları mn oran olarak yüzde 11.7 arttığı da kaydedilecek. Yunanistan'ın 5 yıllık bir modernizasyon ve geliştirme programı için de 350 milyar drahmi (yaklaşık 4 trilyon Türk lirası) harcama yapacağı da dergideki yazıda yer alacak. Öte yandan Milhary Technology Dergisi'nin ekim sayısında Yunanistan Savunma Bakanlığı yetkililerinin ağzından verilen bilgilere göre Yunanistan büyük savunma sanayii yatırımlarına başladı. Dergide yer alan bilgilere göre, Yunanistan, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya ve ABD ile çeşitli savunma sanayi projeleri için ortak üretim anlaşması imzaladı. Yunanistan Savunma Bakan Yardımcısı Slathis Yiotas'ın \erdiği bilgilere göre, Yunanistan'ın ortak üretim için anlaşmaya vardığı çeşitli projeler şöyle: Fransızlarla Mirage 2000 uçakları. ABD ile F16 uçakları, her iki uçağın motorları. Mercedes fırması ile arazi araçları, Avusturyalı Steyr Daimler Benz firnıası ile Leonidas zırhlı personel kariyerleri, elle taşınan Stinger fuzeleri, Avrupa Bağımsız Program Grubu ile 3. kuşak antitank silahları. Güney Çin DenizVnde olay tşgal topraklarında dün yapılan genel grev olaylı geçti Rüşvet alanlar açıklandı STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da sosyalist PASOK hükümetini güç durumda bırakan yolsuzluk olaylarındaki son gelişmeler spor, basın ve iş çevrelerini de içine aldı. Yu. nanistan'da "yüzyılın dolandıncısı" olarak tanımlanan bankacı Yeorgios Koskotas'ın milyarlar düzeyinde yolsuzluklar yaptığı Girit Bankası'nın hesaplarını teftiş eden murakıp Spiros Papadatos, dün yeni bir rapor hazırlayarak skandal olayına adı karışanların bir bolümünü basına açıkladı. Bu son rapora göre Koskotas, Girit Bankasfndaki özel hesapların yatırımlarını kullanarak kendi adına açtırdığı 19 milyar drahmilik (yaklaşık 190 milyar lira) hesabından rüşvetler dağıtıyordu. Murakıp Papadatos'un Yunanistan Merkez Bankası'na üç ayrı liste verdiği açıklandı. Bu listelerden ikisi gün açığına çıkartıhrken üçüncu listede isim yerine, "kod numaralan"nın varlığı, bazı siyaset adamlarırun da Koskotas'tan rüşvet aidığı yolundaki iddialan yoğunlaştırıyor. Papadatos'un raporuna göre Yunanistan'ın ileri gelen futbol kulüp başkanları, ünlü Yunanlı basketbolcu Panagiottis Yannakis, gazeteci yazar Kakulidis, Katimerini Gazetesi'nin eski sahibi Eleni Vlahu, Yunan Tıp Merkezi Başkanı Yeorgios Apostolopulos ve PASOK'un aşırı sol kanadını temsil eden ve PASOK hükümetini sert bir dille eleştiren "Proti" Gazetesi'nin sahibi Hristos Kalogritsas gibi Yunanistan'ın ünlü iş ve basın çevrelerini temsil eden kişiler Koskotas'tan milyarlar düzeyinde para aldılar. Ancak Koskotas'ın "kod numarasi) la" sıraladığı ve toplam Koskotas skandalı HASOİ(AA)Güney Çin Denizi'ndeki Spratly takımadası yakmlannda, bir Çin savaş gemisinin bir Vietnam gemisine ateş açtığı bildirildi. Vietnam Dışişleri Bakanhğı tarafından yapılan açıklamada, Çin gemisinin ateşi sonucu hasar meydana gelip gelmediği belirtilmedi. Sınırdışı uygulamasına direniş Dış Haberier Servisi İsrail işgali altındaki topraklarda, dün yapılan genel grev ile ayaklanmanın başlangıcından bu yana gerçekleştirilen sınır dışı etme uygulamalan protesto edildi. Güvenlik kuvvetleriyle gösterici Filistinliler arasındaki çatışmalar da sürerken onceki gün 17 kişinin yaralandığı bildirildi. Ayaklanmanın Birleşik Liderliği imzasıyla önceki gece dağıiılan bildirilerle, dün çağrısı yapılan genel grev, yaklaşık bir yıl önce başlayan "intifada"nın kışkırtıcısı olduğu öne surulerek sınırdışı edilenleri anmak amacına yönelik bulunuyor. Bugüne dek 33 Filistinli eylemci çeşitli tarihlerde İsrail makamlarınca tutuklanarak Lübnan'a gönderilmişti. Aralarında bazı gazetecilerin de bulunduğu bu kişilerin sınır dışı edilmesi dünya çapında çeşitli tepkilere yol açarken, ABD de bunu insan haklarımn ihlali olarak nitelendirmişti. Bu arada, işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'de önceki gün meydana gelen olaylarda 17 Filistinli gencin yaralandığı bildirildi. Gösteriler sırasında israil askerlerine taş atarak karşı koyan Filistinli gençlerin "Cezayir'deki Ulusal Konsey karârlan intifadaya en büyük destektir" yazılı pankartlar taşıdıkları belirtildi. Öte yandan AA'nın haberine göre, Ürdün Kralı Hüseyin, önceki gece Suriye'nin başkenti Şam'a beklenmedik bir ziyaret yaparak Devlet Başkanı Hafız Esad ile göruştü. Diplomatik kaynaklar, Kral Hüseyin ve beraberindeki Ürdün Başbakanı Zaid Rıfai'nin, Hafız Esad, Suriye Devlet Başkanı yardımcısı ve Başbakan Mahmud Zubi ile Lübnan krizi ve diğer bölgesel sorunlar hakkında görüştüğünü belirttiler. Öte yandan FKÖ'nün, Dışişleri Bakanı düzeyindeki yetkilisi Faruk Kaddumi, FKÖ lideri Yaseı Arafat'ın, BM'de yapacağı konuşmada, yeni ilan edilen Filistin Genel grev Batı Serıa ve Gazzede. gecen haftaki Filistin Ulusal Konseyi devletine BM'de bir sandalye ve toplantısı nedenıyle daha da gergınlesen durum ve sıkı güvenlik önlemleri rilmesini isteyecegini bildirdi. sürerken, dün de genel grev nedeniyle ışyerlennın çoğu acılmadı Almanyu'da vahşet Koskotas • Lzyılın dolandıncısı". ESLOHE (AA) Federal Almanya'da Köln kentinin kuzey doğusundaki Eslohe kasabastnda 10 gün önce kaçırılan zengin bir işadamımn 15 aylık çocuğu evinin yakmlannda ölü bulundu. tnşaat malzemeleri ticaretiyle ilgilenen Christian Padberg'in evine 10 gün önce giren soyguncular çocuğu kaçırmış ve büyükannesini boğarak öldürmüslerdi. 2.5 milyar Türk Lirası'na tekabül eden paranm, kimlere verildiği öğrenilemiyor. Bu nedenle bu kod numaralannın siyaset adamlarına ait olduğu yolundaki görüşler yaygınlaşıyor. Koskotas'tan mesaj Öte yandan, Atina'da özel yayın yapan bir radyo istasyonu Koskotas'ı Brezilya'ya götüren uçağın pilotu ile bir görüşme yaptı. •Antenna' radyosunun Brezilya muhabiri ile Koskotas'ı Brezilya'ya götüren ünlü Yunanlı yakut tuccan Argiris Saliarellis'in ozel jetinin pilotu arasında geçen konuşmalar, dün akşam yayımlandı. Pilot Frederick Shraft, Antenna muhabirine, Koskotas'ın mülakat vermek istediğini ve en kısa zamanda Antenna radyosuna telefon edeceğini söyledikten sonra 'Koskotas'ın i>i bir insan olduğunu ve kimseye kötüluk etmek istemediğini sözlerine ekledi. Koskotas'ın avrıca, Antenna radyosuna pilotu aracığılıyla ilettiği mesajında "bugüne kadar yardım ettiklerim ve benimle birlikte çalışanlar şimdi beni kovalıyor" sözleri \er aldı. LONDRA (AA) îngiltere'de bir laboratuvarda yapılan incelemelerde, Kuzey Irak'tan getirildiği bitdirilen toprak örneklerinde, kimyasal silah izlerine rastlandı. İngiliz ticari televizyonunda, Irak'ın kuzeyini kısa bir süre önce gizlice gezen Gv/yne Roberts'ın çektiği belgesel bir film gösterildi. Kimynsal silah incelemesi Butto rakiplerini suçladı İSLAMABAD (AA) Pakistan Halk Partisi (PHP) lideri Bayan Benazir Butto, Başbakan'ın hâlâ atanmamış olmasını kınayarak, siyasi rakiplerini, bağımsız parlamenıo üyelerini kendi saflarına çekmek amacıyla "şantaj ve baskıya" başvurmakla suçladı. Bayan Butto, gazetecilere dun yaptığı açıklamada, rakibi Demokratik İslam Ittifakı (DİÎ) içindeki bazı hükümet yetkililerinin, dava açmak, banka borçlannı hemen istemek gibi çeşitli tehdit yöntemleriyle, genel seçimlerde bağımsız üye olarak parlamentoya girmeye hak kazananların gözünü korkutmaya çalıştıklarını söyledi. Bu konudaki şikâyetlerini geçici Devlet Başkanı Gulam İshak Han ile önceki gece yaptığı göruşmede de dile getirdiğini kaydeden Benazir Butto, "Devlet Başkanı konuyu inceleyeceğini söyledi" diye konuştu. Butto, siyasi rakibi Dİİ lideri Navaz Şerif'in, Gulam İshak Han'dan, yeni meclisin toplanacağı \e başbakanını seçeceği 7 aralık tarihine dek başbakan atamasının ertelenmesi istemesine sert tepki gösterdi. Butto şöyle konuştu: "Bu anayasal olmaz. Çünkü yanlış ja da doğru, birçok kişi, atamanın ertelenmesini, seçilmiş meclis üyelerinin nışvete boğulması va da korkutulması diye >orumlayabilir. Dİİ, devlelin fonlannı, araçlarını, telefonlannı kullanıyor. Polis ve yerel vetkilileri meclise seçilen üyelerin evlerine yolluyor." AKISTAN "Bizim binadan geçti!"demeyin... Isıcam takmanın yaşı yoktur! Binanızkaç yıllık olursaolsun. mevcut penceredoğramalarına Isıcam takmakmümkünolabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle