Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Sahibi. Cumhunyrt Matbaacılık ve Gazetecılık Türk Anonım Şırketı adma N«ttr NMH • Gcnel Yayın Müdürır H B U C«Mı. Mücssne Mıtdürü: EmİK UpUifiL, Yazı IŞICTI Müdllrü Ok«y Go.tMİ», • Haber Merkczı Muduru Yıl^ı» B*j»r, Sayfa Duzenı YOnctmenı Ali Acn, # Temsılaler ANKARA Y>lç» Dotın, İZM1R: HikflKl Çtlinkıyı, ADANA Cdal Istanbul Habcrlerı Ertıan AkyıMız. Dış HabCTİer Ergun Bakı, Ekonomı Ccagiz Turfc»», Kulıur CcM t'Uer. Spor Danışmanı. AbdaMuulir YucrtraiB. Duzelıme. Rrfik Dnrbtş, BılımEgmm Şahia Alpay, USendıka. Şakraı Krtescı. Vurt Habcrlcn Ntcdcl Dafu, Dızı Yazılaı Ktrrm Çaltşkan. • KoordınalOr Abmrl Konıban. 0 MaJı Işler Erol Krkul, # Muhascbc Bvknl YcDcr 0 Buıçe Planlama Sevgı Anın 0 Reklam. Tonın. Ek Yavıniar H«lya Akyol # Idare Huseyin Gum, Işleıme Oader Çelik, BılgıI;lem N«ıl ln«l. Basan \ıt Yayan. C u m t a n m Maıbaaolık vt Gazeıccılık T A Ş Turk Ocafı Cad 39/41 CaiaJothı 34334 Isl PK 246luanbul Tcl 512 05 05 120 hal). Tclc* 22246 Ftı (1) 526 60 72 # Bumiar Aakan. Zıya Gokalp Blv Inkılap S No I9'4. Ttl 13) 11 414, Tckx 42Î44 F u (4) 133 II 4I42S • l ı l r H Zıya Blv 1352 s 2/3. Tel 13 12 30, I t t a 52359 Fax (51) 13 12 JO 0 Atfaaa. InonU Cad 119 S No I Kaı 1 Tcl 114ÎÎ0119T31 Teitı 62155. F u (71) 32» 05* TAKVtM: 19 KASIM 1988 İmsak: 5.20 Guneş: 6.48 öğle: 11.54 lkindi: 14.27 Akşam: 16.50 Yatsı: 18.14 Isveç sosyal demokratları 50yıldır iktidarda kalmayı nasıl başardı? ŞAHİN ALPAY Isveç'te Sosyal Demokrat fşçi Partisi (SAP) elli yıldır iktidarda. Uzun süre iktidarda kalma yanşında Japonya'nın Liberal Demokrat Partisi 32 yılla SAP'ı çok geriden izliyor. Elli yılda Isveç'te ve dunyada çok şey değişti. Nasıl oldu da sosyal demokratlar bu kadar uzun sure iktidarda kalmayı başardılar? Bu ilginç soruya en inandırıcı yanıta, Isveç'in en çok satan akşam gazetesı Exprcsseo'in 23 ekim tarihü nüshasında yayımlanan imzasız bir yorumda rastladım. "Ebediyen iktidar mı?" başlığını taşıyan yazı, soruyu yanıtlarken, Norveçli tanınmış bir siyaset bilimci ve tarihçinin teorisinden hareket ediyor. Norveç'te mutlakiyetten meşrutiyete "yumuşak" geçişin açıklanmasında kullanılan teoriye gore: "Eski kurumlar, yeni fikirleri benimseyerek ayakta kalmayı basarabilir." tsveç'te Sosyal Demokrat Parti de işte bu teoriyi uygulamaktadır. Partinin başındaki akıllıbilgili bir yöneticiler grubu, asırlık sosyal demokrat "iktidar makinesi"ni işler halde tutabilmek için, başka partilerin urettikleri düşüncelerden yararlanıyor. Muhalefet partilerinin eleştirilerinden kendini duzeltmek için ders alıyor. Onların geliştirdiği yeni fikir ve görıişleri devralıp, kendi uyguiuyor. Bu bakımdan muhalefet partileri SAP için, "Avııı nerede olduğunu koklayan birer av köpegi" işlevini göruyor. Sol iktidarın sırrı Eski kurumlar, yeni fikirleri benimseyerek ayakta kalmayı basarabilir. îsveç Sosyal Demokrat Partisi işte bu teoriyi uyguiuyor. İktidar makinesini işler halde tutabilmek için başka partilerin urettikleri düşüncelerden yararlanıyor. Muhalefet partilerinin eleştirilerinden kendini duzeltmek için ders alıyor. Onların geliştirdiği yeni fikir ve görüşleri devralıp, kendi uyguiuyor. yatları yükselten düzenlemelerin tasfiyesi. 4) Kamu hizmetleri sektöründe ademimerkeziyetçiliğin teşviki; farklı çözüm ve uygulamalar arasında rekabeti özendirerek etkinliğin arttırılması. Maliye Bakanırun "Enflasyonu Duşürmek İçin Arz Ekonomisi" başhğını taşıvan bir makale ile muhafazakâr eğilimli Svenska Dagbladet (23.10.88) gazetesinde açıkladığı bu öneriler. solun (Avrupa eğilimli Komünist Partisi) tepkisini çekti; sağın ise hayretle kanşık takdirini kazandı. Sosyal demokrat hükümeti, "dışarıdan" destekleyen komünistlerin liderlerinden Jörn Sevensson, sosyal demokratlann kendiierini bir "yedek lastik" gibi göremeyeceklerini (Aftonbladet, 25.10.88), "burjuva partileriyle işbirliği yapılarak getirilen sermaye yanlısı çözümleri asla desteklemeyeceklerini" yazmakta gecikmedi. Sağ basın ise Feldt'in Palme'den sonraki başarıh başkan Başbakan Ingvar Carisson. politikasının bir devamından iba lemekten kaçınılması şeklinde ret (Dagens Nyheter, 26.10.88). özetlenebüecek felsefesine giderek yakmlaşıyordu. Piyasaya yöneliş Tek parti demokrasisi mi? Expressen'deki imzasız yazıya göre, sosyal demokratlar bu şekilde Isveç'te bir iktidar değişikliğini olanaksız hale getiriyorlar. Oysa gerçek bir denıokraside yöneten partilerin ve kişilerin zaman Sağcı basın, sosyal demokrat hareketin bir yanda parti yönetiminin (beyaz güller) öte yanda tşçi Sendikaları Birliği yönetiminin (kırmızı güller) temsil ettiği, "sağ" ve "sol" iki kanat arasında geçen (Ingıltere tarihinden alınan bir benzetmeyle) bir "güller Isveç'in prestijli ekonomi der savaşı"na sahne olduğunu yıllargilerinden biri olan Affarsvarl dır işliyor. Nitekiın Dagens Nybe Sosyal demokratlann 197682 arasındaki 6 yıllık aradan sonra iktidara dönünce, (petrol fiyatlarının düşmesinin de yardımıyla) devasa bütçe açığını tümüyle kapatarak ve işsizliği Avrupa'da rekor derecede duşuk bir düzeyde (yüzde 2'nin altı) tutarak sağladıklan ekonomik basanlar son seçimleri de kazanmalannın başlıca nedeni. Bu bakımlardan tsveç'te uygulanan politikalann ne ABD ne de lngiltere'ye benzediği bir gerçek. Ne var ki, iktidara dönüşten bu yana, sosyal demokratlann 1930'Iardan beri izledikleri rotada liberalleşme ve piyasaya giderek daha büyük ağırlık verme yönünde onemli değişiklikler yaptıkları da bir gerçek. Aynı dergiye göre, sosyal demokratlann şimdi en büyük sorunu, partinin ideolojik temelini oluşturan eşitlik ideali ile giderek güçlenen piyasacı yönelimi usta bir şekilde birleştirmek; ekonomik etkinlik ve refah artışı ile adil bolüşümü birlikte gerçekleştirmek. Aksi takdirde partinin bölünmesi tehlikesi gflndeme gelecek. kilde "sulandırarak " 1984'te uygulamaya koydu. Fon tartışmaları boylece gundemden çıktı. (Uygulanan biçimiyle fonlar 1991 'e kadar büyumeye devam edecek, belirli bir miktarı asmayacak ve hiçbir şirkette yüzde 8'den fazla hisse satın alamayacak.) SAP yöneticileri partinin kanatlan bolunmüş olduğu yolundaki iddialan daima reddediyorlar. Sosyal demokrat harekette farklı görüşlerin her zaman bulunduğunu ve bulunacağını, bunun yalmzca partinin canlılığının bir işareti olduğunu söylüyorlar. tsveç sosyal demokrat hareketinin daima canlı bir tartışma ortamını koruduğu konusunda SAP yöneticilerine hak vermemek olanaksız. Elli yıl iktidar olan Sosyal Demokrat Parti, biri aylık (teorik) öteki on beş günde bir yayımlanan (popüler) nitelikte iki organında fikri tartışmalannı düzenli olarak sürdürdüğü gibi; üç yılda bir yapılan kongrelerin biri kapanırken, ötekinin hazırlıkları başlıyor. Wörner'den Türkiye'ye güvence HADİ ULUENGİN BRÜKSEL NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, kanat ülkeleri savunmanın, ittifak için hayati bir önem taşıdığını vurguladı ve "NATO güvenliğinin tek ve bölünemez" olduğunu özellikle tekrarladı. Gözlemciler, Wörner'in dün Hamburg'daki Kuzey Atlantik Assamblesi toplantısı onunde soylemiş olduğu bu sözlerin, hem Ankara'nın geçen yıl kendi savunması konusunda dile getirdiği kaygılan yatıştırmaya hem de Viyana'daki Konvansiyonel İstikrar Görüşmeleri'nde (KİG) Türkiye, Yunanistan ve Norveç'in taleplerini desteklemeye yönelik olduğu varsayımında birleştiler. Bilindiği gibi geçen yıl Washington'da Hürriyet Gazetesi'ne bir demeç veren eski NATO Kuvvetleri Başkomutanı General Akıman "örnek elçi" ATİNA (Cumhuriyet) Yunanistan 'da 4 yıldır sürdurduğu görevini tamamlayarak Madrid'e tayin olan Atina Büyukelçimiz Nazmi Akıman, "örnek elçi" ilan edildi. Atina'daki Yabancı Gazeteciler Derneği tarafından, bugüne dek görulmemiş bir uygulama ile Akıman onuruna bir veda yemeği verildi. Dernek Başkanı Konstantinos Tsatsaronis, yemekte yaptığı konuşmada Akıman'dan ovguyle soz ederken, buyukelçimizin, "Davos muıabakatındaki rolünün" de k üçümsen emeyeceğin i vurguladı. Dernek tarafından Akıman'a, kendısının de bir şaır olduğunu hatırlaımak amacıyla bir şıir kitabı hedıye edildi. IVATO Genel Sekreteri Wörner, Kuzey Atlantik Assamblesi toplantısında "Kanat devletlerin savunması hepimiz için hayati bir önem taşımaktadır. Güvenliğimiz bölünemez niteliktedir, öyle kalacaktır" dedi. Bernard Rogers, Türkiye'ye yapılacak bir saldın durumunda diğer ittifak ülkelerinin Ankara'ya yardıma koşacağı konusunda "derin endişeleri" olduğunu söylemişti. Ankara'da kaygı ve hoşnutsuzluk yaratan bu açıklamadan sonra da mart ayında Bruksel'de gerçekleşen NATO zjrvesinde Başbakan Turgul Özal, Türkiye'nin endişelerini hatırlatmış ve ittifak savunmasının, kanat ülkeler de dahil olmak üzere bütün uyeler için geçerli olduğunun tekrarlanmasını istemişti. Yeni NATO Genel Sekreteri'nin dünkü Hamburg konuşmasında, ittifakın varlığını sürdürmesi için gerekli iki şarttan birincisinin Avrupa ile ABD arasındaki "sürekli köprii", iklncisinin ise kanat ülkelerinin guvenliği olduğunu söylemesi ve "Kanat devletlerinin savunması, hepimiz için hajati bir önem taşımaktadır. Güvenliğimiz bölünemez niteliktedir ve öyle kalacaktır" ifadesini kullanması, gözlemcilere göre hem Türkiye'nin "yüreğine su serpmeye" hem de bu konuda fazla duyarlı olmayan diğer üye ülkeleri uyarmaya yönelik bir nitelik taşıyor. Aynı gözlemcilere göre Wörner'in Hamburg "çıkış", Genel Sekreter'in Türkiye, Yunanistan ve Norveç'in Viyana'daki KİG görüşmelerinde Sovyetler Birliği ve NATO merkez ülkelerinin, kanat üyelerin sırtından bir anlaşmaya varması konusundaki endişelerini paylaştığı anlamına da geldi. Bilindiği gibi bu üç kanat ülke, Viyana'daki KİG müzakerelerinin kuzey, merkez ve doğu olarak uç ayn bölgeye ayrılmasından endişe ediyor ve NATO'nun "genel yaklaşımla" pazarlık nasasına oturmasını istiyorlar. Diğer taraftan Manfred Wörner, Kuzey Atlantik Assamblesi önüiîde yaptığı konuşmada, Sovyet lideri Gorbaçov'un silahsızlanma konusunda getirdiği önerilerin samimi olduğunu düşüıımek istediğini, fakat pratikte şimdiye kadar Sovyet askeri gücünde herhangi bir azaltma yapılmadığını belirtü. Geleceğin araştırılması Son kongrede kurulması kararlaştırılan "Gelecegi Araştırma Grubu" partinin 1990'larda uygulayacağı politikalar hakkmda öneriler geliştirmek için çalışmalanna başladı. Araştırma grubunun başında Maliye Bakanı, Parti Sekreteri, tşçi Sendikaları Birliği Başkanı ve Yardıması bulunuyor. Grup, parti yönetiminin direktifi uyannca araştırmalarmı şu dört noktada yoğunlaştıracak: 1) Tam istihdam, düşük enflasyon ve refah artışı nasıl sağlanacak? 2) Kamu sektörü yurttaşların söz hakkını ve seçme özgürlüğünü arttıracak şekilde nasıl yenilenecek? Partinin kanatlan Portekiz Dışişleri Bakanı Türkiye'ye geliyor ATden yeni konuk ANKARA (ANKA) Türkiye, Avrupa Topluluğu'na en son katılan ülkeler ile ilişkileri sıkılaştınyor. tspanya Dışişleri Bakanı Francisco Ordonez'den sonra Portekiz Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Joao de Deus Rogado Salvador Pinneiro, üç günlük resmi bir ziyaret için 4 aralıkta Türkiye'ye geliyor. Portekiz Dışişleri Bakanı, Ankara'da Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile görüşecek ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Başbakan Turgut Özal tarafından kabul edilecek. Joao de Deus Rogado Salvador Pinheiro ile yapılacak görüşmelerde ikili siyasi ve ekonomik ilişkiler gözden geçirilecek ve bu ilişkilerin geliştirilmesi olanakları ele alınacak. Bu arada görüşmelerde Türkiye açısından en ağırlıklı konuyu AT üyeliği için yapılan başvurunun oluşturacağı bildiriliyor. Dünya güzelinin şansı açıldı Dış Haberler Servisi Londra'da yapılan güzellik yarışmasmda birinci olan Izlandalı Linda Petursdottir, yalmzca dunyanın en güzel kızı unvanını kazanmakla kalmadı. 30 bin poundluk (Yaklaşık 92 milyon TL) büyük ödülü de kazandı. Birçok reklam şirketinin de parlak tekliflerle Izlandalı güzelin peşinde olduğu belirtıliyor. Ekonomik eşitlik ve siyasi özgürlük ideallerinden hiç şaşmamak, ama bu amaçlara ulaşmak için yararlanılacak araçlar konusunda her zaman esnek ve pragmatik olmak; tartışarak, deneyimlerden ders çıkararak, toplumu yakından inceleyerek kendini sürekli yenilemek. İsveç sosyal demokratlannın çalışma tarp böyle özetlenebilir. zaman değişmesi gerekir. Liberal Parti'ye yakın bir gazete olan Expressen'in bu son yorumuna katılmayabilirsiniz, ama yazıda yapılan saptamada buyük bir gerçek payı olduğuna kuşku yok. tsveçli sosyal demokratlann özellikle 1980'lerde başka partilerin ortaya attıkları sorunlara sahip çıkarak, önerdikleri çözümleri benimseyerek kendilerini günün koşullarına uydurmada şaşılacak, belki hayrarüık duyulacak bir esneklik gösterdikleri çok doğru bir gözlem. Bu tutumun belki en belirgin ömeği; Yeşiller'in gundeme getirdikleri çevre sorunlannın îsveç seçmenlerinin en başta önem verdikleri konular olduğunu zamanında görerek, bu sorunlara büyuk ölçüde sahip çıkmaları. Böylelikle partide bölunmeyi ve iktidan yitirmesine yol açabilecek sayıda seçmenin partiden uzaklaşmasını önledikleri biliniyor. Sosyal demokratlann 44 yıl surekli iktidarda kaldıktan sonra 1976 ve 1979'da yapılan seçimleri kaybetmelerinin bir nedeni nükleer enerji yanlısı politikalarıydı. Şimdi bu politikayı değiştirdiler ve ülkeye tükettiği elektrik enerjisinin yüzde 40'ını sağlayan 12 nükleer santralı, ilki 1990'da olmak uzere 20 yıl içinde tasfıye ediyorlar. KKTC üe tam gorüşbırlıgı Umrtulmayacak başkan 1966'da öldurulen Başkan Olof Palme gelecek yıl 100. yıldönümünü kutlayacak olan İsveç Sosyal Demokrat Partisi'nin dörduncü başkanıydı Renklt kışilığiyle ulkemizde ve dünyada unutulmayacak bir iz bırakan Palme. deneyımli ve yetenekli bir polıtıkacıydı. ekonomi programını, liberal ve muhafazakâr partilerin de altına imza atabileceği, Reagan ve Thatcher uslubunda " j e n i liberal'' bir program otarak niteledi. İşverenler Sendikası Başkanı Olof Ljunggren, "Feldt doğru yoldadır. Ama yolun sonuna kadar gitmeli; yarı volda durmamalıdır" (Svenska Dagbladet, 27.10.99) diyerek yeni önerileri olumlu karşıladığını söyledi. den, SAP'nin 1987 sonbaharında yapılan son kurultayı üzerine yayımladığı bir analizde, kongrenin tum radikal retoriğine rağmen, partinin elli yıllık karma ekonomi politikasını giderek daha buyuk ölçüde piyasa eğilimli bir politika lehine terk ettiğini; gelecek yıl 100. kuruluş yıldonumünü kutlayacak olan "asırlık" Sosyal Dernokrat Parti'nin temel şiarlarının artık tanınmayacak biçimde değiştiğinı yazıyordu. Dergiye gore, 1982'de iktidara donuşünden sonra SAP yöneticilerinde köklu bir "tutum değişikliği" olmuş; günün koşullarında geleneksel sosyal demokrat politikaları sürdürmenin olanaksızlığına karar ter son seçimlerden sonra partinin piyasa eğilimli sağ kanadır.ın Başbakan ve Sosyal Demokrat Parti Başkanı Ingvar Carisson'un kabinesine egemen olduğu yorumunu yaptı (9.10.88). tki kanat arasındaki mücadelenin açığa çıkmasına yol açan en önemli tartışma, tşçi Sendikaları Birliği'nin 1976'daki kongresinde ortaya atılan "Ücretliler Fonu" tasarısı üzerine patlak vermişti. Sendika iktisatçılannın hazırladığı proje, esas olarak, büyük şirketlerin kârlanndan alınacak vergilerle, sendikaların yöneteceği kolektif fonların kurulmasını; fonların borsaya kayıtlı şirketlerin 3) Yeni teknolojiler, bilim ve eğitim alanındaki gelişmeler toplumun sınıf yapısını ve çalışma hayatını nasıl etkileyecek? Bunun partinin ve sendikaların gelecekteki çalışmalarına etkisi ne olacak? 4) İçinde çalışılan ve yaşanan çevrenin iyileştirilmesi için neler yapılabilir? Başkanlığını eski Adalet Bakanı Anna Greta Leijon'un yaptığı araştırma grubu sekreterliği, çabşmalan sırasında pani içinden ve dışından yuzlerce uzmanın katkılanndan yararlanacak. Hazırlayacağı rapor, 1990'da toplanacak olan parti kongresinin parti programında yapacağı değişikliklere temel oluşturacak. Sosyal demokrasi sosyalizme doğru ilerliyor mu yoksa sosyalizmden uzaklaşıyor mu? Piyasaya giderek daha büyük bir rol mü tanınacak, yoksa amaç hâlâ planlı bir ekonomi mi? Ekonomik demokrasi nasıl gerçekleştirilecek? İşçi sınıfının giderek küçulmesi karşısında SAP bir işçi partisi olarak kalacak mı yoksa sosyal tabanı değişecek mi? İki yıl süreyle bu gibi temel sorunlar tartışılacak ve 1990 kongresinde partinin 1889'da kuruluşundan bu yana yedinci programı kabul edilecek. Öteki sosyal demokrat partilerin tsveç Sosyal Demokrat Partisi'nden alabileceği pekçok ders olduğuna kuşku yok. Bu derslerin başında, biri için diğerinden odun vermeksizin ekonomik eşitlik ve siyasi özgürlük ideallerinden hiç şaşmamak; ama bu amaçlara ulaşmak için yararlanılacak araçlar konusunda her zaman esnek ve pragmatik olmak; tartışarak, deneyimlerden ders çıkararak, toplumu yakından inceleyerek kendini surekli yenilemek şeklinde özetlenebüecek çalışma tarzı geliyor. Isveç'i dunyanın en müreffeh, çalışanlann sosyal haklarının en ileri ve yurttaşların siyasal özgürluklerinin en güvenli olduğu ülke yapan politika, anlaşılan böyle bir politika. Dışişleri açıklamasv Açıklamada, "Türkiye, sürecin eşitlik esasma dayalı, iki toplumlu, iki kesimli federal bir devletin kurulmasıyla sonuçlanmasını temenni etmektedir" denildi. ANKARA/tSTANBUL (Cumhuriyet) Türkiye ile KKTC'nin Kıbrıs sorununun çözumü konusunda "tam bir görüşbirliği içerisinde" olduklan bildirildi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş arasında önceki gun yapılan görüşmede, taraflann Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çozümun ancak Kıbrıs Türk halkımn eşit siyasi statüsünün ve güvenliğinin teminat altına alınmasıyia mumkun olabileceğine inandıklarının gorülduğu belirtildi. Istanbul Atatürk Havalimam'ndaki açıklamasında da Denktaş, Rum lider Vasiliu ile yaptıklan görüşmelerde, tarafların bakış açılarının ortaya çıktığını belirterek şunları ekledi: "Sorunlar vardır, ama sorunlar büyütülmemelidir. tki kesimli federasyon kurma arayışlarına devam etmeliyiz. Bu konuda BM Genel Sekreteri de sanıyorum aynı görüşte." Turk tarafının Türkiye'nin etkin garantisine dayalı bir anlaşmaya varmak için elinden geleni yaptığını söyleyen Denktaş, "Top şimdi karşı taraftadır. lyi niyetle oynarlarsa, bir neticeye varırız" dedi. ANKARA (ANKA) Avukat Burhan Apaydın, müvekkili Dr. Ziya özel'i meslekten 6 ay süreyle geçici men cezasının iptali istemiyle Ankara 5'inci tdare Mahkemesi'ne dava açtı. Apaydın, dilekçesinde, Türk Tabipleh Birliği'nin (TTB) Dr. Özel'i "Nobel Ödülü "ne aday göstermesi gerektiğini one sürdü. Apaydın, dava dilekçesinde, Dr. Özel'in 1974 yılmdan itibaren ileri sürdıiğü zakkumla kanser tedavisi olaylarının gelişimini anlattı. Istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bıilenl Berkarda'nın 1976 ve 1977 yıllarmda zakkum konusundaki açıklamalannın "çelişkili" olduğu goruşüne yer verilen dilekçede, 10 yıl sonra TÜBtTAK'a bildirdiği görüş arasında da çelişkilerin bulunduğu ileri sürüldü. Dilekçede, Sandoz ilaç firmasının "No" konusundaki olumlu görüşu anımsatılarak "No"ya karşı olan bazı hekimler, "ecnebi hayrant" olarak nitelendi. Dr. Ziya Ozerin cezasına itiraz Enflasyonla mücadele Sağdan ve soldan gelen yorum ve eleştirilere yanıt, Maliye Bakanının Yardımcısı Klas Eklund'dan geldi. Eklund'a göre, çok büyük ölçüde ihracata bağımlı olan îsveç ekonomisinin rekabet gucünü koruyabilmesi, enflasyonla mücadeleyi zorunlu kılıyor. Bu mücadelenin de bilinen alternatif üç yolu var: 1) İşçilerin ve işverenlerin gönullu olarak ücret ve fiyat anışlanndan vazgeçmelerini gerektirecek gelir politikası önlemleri. 2) Mal ve hizmet talebini kısarak işsızJiğin artmasma yol açacak istikrar önlemleri. 3) Piyasalann daha etkin işleyişini sağlayarak, ekonomideki darboğazları gideren ve maliyetleri düşüren arzı arttırıcı önlemler. Bu alternatiflerden birincisi gerçekçi değil. Ikinci alternatif işsizliğin artması sonucunu vereceğinden, sosyal demokrat iktidann reddettiği bir yol. Tam istihdam ve duşük enflasyon hedefine uygun düşen alternatif, sonuncusu. Ve böyle bir politikanın sosyal demokrasiyle çelişen bir yanı olmadığı gibi, sosyal demokratlann geçmişte de uyguladıklan bir politika. Sosyal demokratlar tsveç'te ne Reagan gibi bütçe açıklanna ne de Thatcher gibi işsizliğin artışına izin verdiler. Yeni öneriler. SAP'nin "Üçüncü Yol" adını verdiği, liberal ve müdahaleci politikalar arasında bir orta yol olan Liberal öneriler 1982 ve 1985 seçimlerinden sonra 1988 seçimlerini de (uzun yülardır Olof Palme'siz girdikleri ilk seçim) kazanmalarını takiben, sosyal demokratlann ekim ayı sonunda açıkladıkları yeni ekonomi politikasına ilişkin önerileri de bir hayli "liberal" bir yaklaşımı yansıtıyor. Maliye Bakanı Kjell Olof Feldt tarafından açıklanan öneriler İsveç'te bütün OECD ülkelerinden daha yüksek olan enflasyonu (yüzde 6 dolayında) duşürmek ve daha etkin çalışan bir ekonomi için başlıca şu önlemleri öngörüyor: 1) ÇaJışıp kazanmayı ve tasarnıfu daha cazip hale getirecek vergi indirimleri. 2) Ekonomide giderek daha önemli bir rol oynayan, özellikle hizmet sektöründeki kuçük işletmeleri destekleyici vergi değişiklikleri. 3) Bazı sektörlerde rekabeti engelleyen, dolayısıyla maliyet ve fı Malrye Bakanı KjellOlof Feldt ekonominin beynı. vermişlerdi. Şimdi tsveç, 197682 arasındaki "burjuva iktidan" altında olduğundan çok daha "kapitalist" bir ülkeydi. 1982'de başlayarak kredi sınırlamaları ve faiz duzenlemeleri kaldırıldı; kamu şirketleri özel şirketlerle eşit koşullarda çalışır oldu; (1984 kongresinde özel bankalann devletleştirilmeleri kararlaştınlmışken) devlet bankası hisse senetlerini satmaya başladı; bir kısım belediye hizmetleri özelleştirildi, vb. Sosyal demokratlann ekonomi politikaları, Liberal Parti'nin, şirketlerin uyacağı genel kurallann devletçe saptanması, ancak ekonomiyi aynnülı bir şekilde düzen Sağ basın, sosyal demokratlann son seçimlerden sonraki ekonomi programını, liberal ve muhafazakâr partilerin de altına imza atabileceği, Reagan ve Thatcher uslubunda "yeni liberal" bir program olarak niteledi. hisselerinin yarısıru satın almasını öngörüyordu. "Sermayenin özel ellerden alınıp, ucretliler toplulugunun denetimine devredilmesi için bir yöntem" olarak tanımlanan tasarı, .osyal demokrat hareketin gerek dışından gerekse içinden, sendika aristokrasisinin elinde olağanustü bir güç temerküzune yol açarak tsveç'in çoğulcu siyasi, iktisadi ve kültürel yapısına çok ters düşecek bir sonuç vereceği gerekçesiyle buyük tepkiyle karşılandı. Parti yönetimi, 197682 arasında iktidan yitirmesinde rol oynayan tasarıyı tanınmayacak bir şt Dışişleri Bakanlığf ndan dün yapılan açıklamada, Kıbrıs Rum Lideri Vasiliu ile Nevv York'ta yapacağı buluşma oncesinde bir iş ziyaretı için Türkiye'ye gelen Denktaş'ın, Cumhurbaşkam Ev Denktaş, Kıbrıs Rum Lideri ren ile yaptığı goruşmenin 2.5 saat Vasiliu ve BM Genel Sekreteri Peürduğü belirtildi. rez de Cuellar'la 2223 kasım tarihleri arasında yapacağı görüşBaşbakan Ozal, Dışişleri Baka meler için, yarın Istanbul'dan nı Mesut Yılmaz, Devlet Bakanı Abdullah Tenekeci ve KKTC Dı Nevv York'a hareket edecek. şişleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol'un da katıldığı goruşmede, Denktaş ile Vasiliu'nun Nevv York'ta buluşmalarından once Kıbrıs'la ilgili son gelişmelerin değerlendirıldiğı bildirildi. Açıklamada ayrıca şunlar belirtildi: "Türkive, kıbns Turk halkımn banşçı çabalannı her zaman olduğu gibi bugün de kararlılıkla desteklemekle ve iki larafın liderleri arasında yurütulmekte olan muzakerelerin kıbrıs Türk ve Rum halklarının eşitliği esasına dayalı ki toplumlu, iki kesimli federal bir devletin kurulmasıyla sonuçlanmasını lemenni etmektedir." Denktaş, dun İstanbul'a hareket ınden önce Esenboğa Havaaanı'nda yaptığı açıklamada, Türkiye ve KKTC'nin Kıbrıs sornunun çozumu konusunda tam bir göruş birliği içinde olduklarını doğruladı. "Kıbrıs konusundaki değerlendirmeyi Nevv York'ta da genel sekreterle birlikte yapacağız ve ortaya çıkmış olan Turk Rum durumunu hep birlikte göreceğiz" dedi. Altınparkh bitki ithal ANKARA (AA) Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy'un 2427 kasım tarihleri arasında doğalgaz konusunda incelemelerde bulunmak için lngiltere'ye, Altınparka dikilecek süs bitkilerinin seçimini yapmak üzere Italya'ya gideceği bildirildi.