25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 İSMAİL GÜLGEÇ Y&HN DÜNYASEVDA İDVCELEME ARAŞTIRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY HAYVANLAR Ekonomide entegre tekelleşme Ktrfe Harnmİler: Türhîye'dc Holdingier Mustaja Sönmez, Gözlem Yayıncılık,Ekim 1987, 364 s. TANER BERKSOY Türk ekonomisi son yıllarda ısrarla Izlenen "liberal ve piyasacı" politikalann etkisiyle biçimleniyor. Söz konusu politıkalann açık ya da önülü pek çok sonucu da artık ortaya çıknuş durumda. Bu sonuçlara ilişkin araştırmalar da giderek artıyor. Muslafa Söomez'in kitabı da böyle bir işlevi yüklenraiş bir çalışma. Sönmez, "Jürk H«r»mO*r" olarak isimlendirdiği az sayıda büytik holdingın ekonomide ne denli etkili olduğunu rakamlar ve analızlerle irdeliyor. Kitabın ancak okunursa tat alınacak öykülerini ve perde aıkası bilgilerini okucuya bırakıp, önemli gördüğüm katkılanna işaret eımenin yararh olacağını düşünüyorurn. adeta tüm tanmdışı kesimlerin bu açıdan irdelenmiş olması. Bankacılık, sigortacıhktan ihracat, inşaat ve temsilciliğe kadar yayılan bir yelpazede fırma egemenliği irdelendiğinde, tüm ekonomide geçerli olan bir aileholding egemenliği carpıcı biçimde ortaya çıkıyor. Sonmez'in bulgumez'in izniyle ben buna "ENTEGRE TEKELLEŞME" diyonım ve kendisini bu olguyu belgeleyip, sergilediği için kutluyorum. Türk ekonomisinde az sayıda sermaye odağımn entegre bir tekel sistemi oluşturduğunun saptanması bazı önemli sorulan da tartışma gündemıne getiriyor. ö z d sektörcü ve piyasacı tezleri savunanlann cevaplaması gereken bu sorulann pek çoğu Sonmez'in kitabında örtülü ya da açık biçiminde soruluyor. llginç bulçıkarlar doğnıltusunda fiyatlama" olgusu açısından bakılacak olursa, Türkiye'de entegre tekelleşroenin "piyasa ekonomisi" tezlerini havada bırakacak düzeyde olduğu anlaşılıyor. Bu bağlamda cevaplanacak pek çok soru vardır. Ömeğin, savunulabilmesi için mutlaka "doğru fiyatlara" dayanması gereken piyasa sisteminin, enıegre tekelleşme biciminde örgütlendiğinde ne tür fiyatlar oluşturacağı sorusu mutlaka cevaplanmalıdır. Aynı şekilde, merkezileşmiş özel sermayenin belirlediği fiyatlann neden devletin merkezden belirleyeceği fiyatlara kıyasla tercih edilmesi gerektiği de cevaplanmabdır. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK Kırk Haramiler Kitabın temel konusu, Türk e k o nomisinde yoğunlaşma ve tekelleşme dOzeyinin irdelenmesi. Tekelleşme daha çok sınai faaliyete özgü bir e|ilim olduğu için kitapta da ağırlık noktası sanayide tekelleşme. Salt bu açıdan bakılırsa Sönmez'in kitabı bu konuda Uk ve tek ürün değil. Türk sanayiinde ciddi bir tekelleşme eğiliminin varlığı daha önceki araştırmalarla saptanmıştı. Sonmez'in buradaki katkısı ikili. Birincisi, sanayıdeki tekelleşmenin boyutunu son yıllann verileriyle irdeleyerek önceki araşunnalann ulaştığı sonuçları günümttze getirmiş olması. tkincisi ise, tekelleşmeyi tekdci fırmalan isimlendirerek, adeta tek tek sergüeyerek sunuyor olması. Kitap bu noktada bilimsel üjünlerin soyuthığundan, popüler yazının somut güncelliğıne sıçnyor. Kırk Haramflerin öyküsü salt Türk sanayiinde tekelleşme düzeyinin irdelenmesiyle sınırlı kalsaydı, yazıyı burada kesmemiz gerekirdi. Oysa, Sonmez'in temel katkısı bu noktanın ötesinde ortaya çıkıyor. Bu temel katkı salt sanayi kesimiyle yetinilmeyip, "Bankacılık, sigortacıhktan ihracat, Kitabın katkısı inşaat ve temsilciliğe 3. Sonmez'in doğrudan irdelememekle birlikte özenle işaret edip, sakadar yayılan bir yısal bulgularla belgelediği bir olgu yelpazede fırma da entegre tekelleşmenin 1980 sonrasında hızlanmış olması. Bu bulguyegemenliği la bağlantılı olarak da çok sayıda soirdelendiğinde, tüm ru sorulabilir. ömeğin, serbest piyasa ekonomide geçerli ekonomisine geçiş avazeleri ile sürdürülen politıkalann sonuçta Kırk olan bir aileholding Haramilerin etkisini pekiştiriyor olegemenliği çarpıcı bir ması açıkça tartışılması gereken bir biçimde ortaya sorudur. çıkıyor. " 4. Aynı şekilde, piyasa göstergelerine duyarlı bir yapıyı öngören parasala makro polirikalann, kendine özgU tepkiler veren entegre tekelci bir yapıda ısrarla uygulanmasının arkaduklanmı kuaca işaret etmenin yasındaki mantıksal çarpıklık ve niyetrmrlı olacağını düşünüyorum. ler de tartışma gündemine gelme1. Entegre tekelleşme sistemi içinlidir. Bu politıkalarda ısrar etmenin de az sayıda sermaye odağımn denetgelir dağılımım bozduğu ve ekonolediği fonların neredeyse devletin demideki aileholding egemenliğim penetimindeki fonlann düzeyine ulaşkiştirdiği düşünülurse, tartışmanın üğı görülüyor. örneğin, Koç ve Sa salt ekonomi düzleminden, ekonomibancı gmplannın 1986 yüındaki topsiyaset düzlemine taşmması gerektilam satış hasılatlan bütçe gelirlerinin ği de ortaya çıkmaktadır. Sönmez, kiV* 67'sini aşıyor (S. 17). Fon deneti tabın beşinci bölümünde bu noktaminin özel kesimde de merkezüeştiyı irdelemekte. ği bir ortamda, neden bu denetimin Sonuç olarak, Sonmez'in yeni yadevletten alınıp az sayıda özel çıkapıtının ciddi katkılar içeren ve son nn emrine verilmesi gerektiği, cevapyıllann ekonomi politikası tartışmalanması gereken bir soru olarak lanru zenginleştirecek bulgu ve soruduruyor. ları kapsayan bir ürün olduğu söylenebilir. Kaybedenler için 24 Ocak özal Ekonomisinde Kim Kazandı, Kim Kaybetti, Osman Ulagay, 2. Basım, Bilgi Yayınevi, Kasım 1987, 327 s. DENİZ GÖKÇE* Osman Ulagay'ın yeni kitabı, daha önce yayımlanmış yazüannın derlenmesi şeklinde değil, belli bir tezi ortaya atmak için yazümış orijinal bir yapıt. Ulagay, eserinin 24 Ocak senaryosunun bir ürünü olduğunu söylerken, eğer ekonomik konular "Beyin yıkayıcı biçimde propaganda malzemesi yapılmasa idi" böyle bir, kitap yazmak gereksinimi duyraayacağını açıkça behrtiyor. Bu beyin yıkama sürecine en çok maruz kalan büyük kitle ise Ulagay'ın kitabımn esas hedefı. Yani, bu kitap iktisatçüar için değil, kafasındaki binbir ekonomik soruya yanıt arayan, ekonomik krizleri anlamaya ç'alışan ortalama okur için yazılmıs. Bu nedenle de hem sade bir dile hem de akademik olmadan gayet analitik olmaya çalışan bir yaklaşıma sahip. Ulagay'ın burada epeyi kuvvetli bir karşılaştırmalı üstünlük sahibi olduğu da muhakkak. Profesyonel iktisatçıların teorik çerçeveye daha yakın olmalarına karşılık, basın mensuplannın olaylara yön verenler ile her gün karşı karşıya gelmekten, hatta ikili tartışma fırsatı bulmaktan doğan avantajları, kitabın daha gerçekçi bir şekilde yazılmasına ve katı ekonomi öğeleri kadar insanlan da ön plana çıkarmasına fırsat vermiş. Bu nedenle eser gayet akıcı, kolay okunabilir bir yapıt ri ile de karşı karşıya gelmesinin kazandırdığı uluslararası bakış boyutu da eserin çok yönlülük özelliğini arttınyor. larına göre Türk ekonomisi az sayıda aile ya da holdingin egemenliği altında. "Kırk Haramilerin" bu egemenliğinin açıkça ortaya koyduğu iki olgu var: Birincisi, sektör içi tekelleşmenin ciddi boyutlara ulaşrruş olması. tkincisi ise, tüm sektörlerde satış ve üretime egemen olan fırmalann aynı ailenin ya da holdingin fırmalan oluşu. Bu ikincisi kuşkusuz sektör içi yoğunlaşma eğiliminden daha önemli bir bulgu. Sanayi, finans, inşaat, ihracat, ticaret vb. sektörlerde ayn ayn az sayıda flrmanın egemen olması, ekonominin yapısımn belirlenmesi açısından önemli bir olgu. Sönmez'in çabası bizi bunun ötesine taşıyor vc hemen her sektörde aynı ailenin, grubun ya da holdingin egemen olduğunu gösteriyor. Sun PİKNİK PİYALE MADRA BİD yiH PAHA \f GECIDE BIRAKT1K. )( 7^1 SECIDE U, D0İ01Z SuAT Tekelleşme ve piyasacı tezler 2. Tekelleşmenin getireceği "özel • Doc. Dr. Taner Berksoy, M.Ü. lktisadi ve Idari tlimler Fakültesi öğretim üyesidir. Pembe senaryo Kitabın kısa giriş bölümünden sonra yer alan ilk beş bölümünde kronolojik bir açıdan özal'ın 24 Ocak esnasında kafasında oluşmuş olan "çıkış yolu rüyası", TÜSİAD ve özel sektör ile 24 Ocak'ın ilk sırala "MJlagay'ın çalışması, özal'ın kendi paradigması içinde değil, alternatif paradigmalar açısından bakılarak eleştirisinin hakim olduğu bir inceleme. Gelir dağılımı hassasiyeti son derece yuksek bir bakış ile yapılan eleştiriler, sağlam analizfere've Ulagay'ın dogmatik olmayan stiline dayanıyor. özelliğirü taşıyor. "K.itabın muhtelif bölümlerinde profesyonel iktisatçıların ele alınan dönem ile ilgili eserlerinin sonuçlannın özet halinde verilmesi, bu eserlenn kaynak olarak kullamlması, vanlan sonuçlann kuvvetle desteklenmesini sağlıyor. Ulagay'ın gazetecilik görevleri sırasında sık s:k uluslararası kuruluşların yöneticilerında olan paralelliği; dış dünya ile ve Batı'daki "ekonomik modalar" ile ilişkisi; belki de en büyük şansı olan 12 Eylül piyangosu; 1983 seçimleri ve ANAP olayı ile ANAP olayını takip eden yıllarda "sürpriz iktidann pembe senaryosu"; 1984 yılından başlayarak çelişkili bir şekilde dış dünyada itibar artarken, iç dünyamızda 24 Kısa Kısa İSMET ÎNÖNÜ: HATIRALAR, Cüt 2, Bilgi Yayınevi, 1987. Türkiye Cumhuriyeü'nin "tkİBCi Ad«un"ı Ismet lnönü'nün anılan iki ciltte toplandı. Bilgi Yayınevi'nin ekim 1985'te yayımladığı birinci cilt, "Genç Subayhk Yıllanm: 18841918" ve "Milli Mücadele YıUanm: 19181922" başUklı iki ana bölümü kapsıyordu. Geçen günlerde yayımlanan ikinci cilt, "Büyük Zaferden Sonra: 19221923" ve "Cumhuriyetin llk Yıllan: 19231938" adlı iki bölüme aynlıyor. duktan sonra, 35 yaşında iktidardan devrilerek öldürülen Partice LmnnmİMi'nın öyküsünü anlatıyor. Topuz şöyle diyor: Lumumba'nın "politikaya atılmasından göz altına abnmasına kadar geçen zaman iki yıl bile değildir... Ne yapmış ne söylemisse bu 18 ay içinde yapmış, söylemiştir. Bunun bedelini ödetrruşlerdir kendisine. Peki ne yapmıştır Lumumba?.. Suçu çok büyuktür... Ülkesinin bağunsızbğını, egemenliğini ve bütünlüğünü istemiş ve bunun için de sömürgeciliğirı, yeni sömürgeciliğin ve emperyalizmin karşısına dikilmiştir." OSMANLI İLMÎ MESLEKÎ VE YUKTDI$rM)A]S ABD'de derçi Universrtderimizdeki YÖK faciası ertesinde ABD*ye göçen ya da orada kalmayıyejleyensosyalbihmcilerimizin bir bölüma Nnr Ptnpecthcı oo ItafİB9(TurkiyeÜzerijıe%niBakı$lar) adh tngüiıce bir bilimsd dergi çıkanyor. Şimdilik yılda iki sayı, ileride dort sayı olarak yayımlanması düşünülen derginin sonbahar 1987 tarihU Ok sayısmda bafbca katkılar Surarva Faroqhf nin "Osmanlı tmparatorruğu'nda TanmveKırsalHayat'',Birol'ftşilada'nuı 'TBrkiye'deTfcniSryasalPartflerveGelişme SorunUn" ile J A . Monsonis'in "Siyasal ve Kültürel Çoğulculuk leoria" konulu incdemeleri. Turkiyei den ve yurtdışından, gerek sosyal büimler gerekse sasatedebiyat dallanndakiinodenıdereyervaecckobndergiyle ilişki adresi: Ahmet Tonak, Sünon's Rock of Bard College, Great Barrington,MA 01230, ABD. Ocak'ın "cilası dökülen senaı^o" haline gelişi ve 1986'da yeniden hortla»yan enflasyon, döviz gibi sorunlar tartışılıyor. tlk kısmı takip eden 610. bölümlerde ise gerçekleşemeyen vaatlerin öyküsü var. Enflasyona bir türlü çözüm getirilememesi ve milli gelir içinde giderek küçülen payına rağmen Ucretlerin ve maaşlannennasyonun temel nedeni sayılmasının yanlışlığı; bütün dünyada fıyat beklentilerini kırmak için fıyat kontrollerinin kullanıldığı bir dönemde ve uluslararası kuruluşların yöneticilerinin de bu metotları desteklemesine jağmen Türkiye'de bu turden bir uygulamaya gidilmemesinin, Türkiye"yi enflasyon ile mücadelede silahsız bırakması; bu başansızlıklar kanşında özal 1 ın OECD'yi bile telaşa düşürebilecek bir şekilde enflasyonla mücaddeyi bırakıp büyümeye yönelmesi; 1986 yılında dünyadaki petrol rıyatlannın önemli ölçüde aşağı düşmeş'uıe rağmen sıkı para ve maliye politikalarının uygulanamaması ile enflasyonu çok önemli bir yenilgiye uğratma fırsatımn kaçırılması vurgulanıyor. Bu başınsızlığın özal'ı hem güvendiği ortadirek ile hem de özel sektör ile karşı karşıya getirmesi ise gözlemlenen temel sorunlardan. Ulagay'a göre özal'ın önemli yanılgılan "özel sektör uyum sağlar; küçük ve orta boy özel sektör başarılı olur; büyükler zorlanır" konusunda olmuş. Sonuçta, liberal yaklaşım, liberal iktisatçıların en büyük korkulanndan biri olan tekellerin daha da kuvvetlenmesine yol açmış. 1986 yüında Özal'ın geçmişte Osmanlı ekonomisinin ve bugün Türkiye"nin en önemli sorunu olarak adlandırdığı ve birinci derecede önem verdiği döviz konusunda da ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalması ve büyümeye dönmenin bü'döviz sorununu arttıncı etkisi vurgulanıyor. Ulagay, özal'ın tek başarısı olarak dizginlen elinde tuttuğu sürede ve 1986 döviz krizinde, dış kaynak sağlama başansını da vurguluyor. GAZETECI NECDET SEN ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EGtLtR KEMAL GÖKHAN Alternatif paradigmalar Kitabın ilginç olan ve birçok yerde Ulagay ve başkaları tarafından vurgulanmış olmakla beraber biraraya getirilmemiş fıkirleri toplayan bölümleri 1114. bölümler. Ondördüncü bölüm ise kitabın en ilginç bölümü. Bu bölümde Özal yaklaşımına alternatifler düşünülürken, uyulması TARÎHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN gereken temel prensipler ve alternatif oluşturma çabasındakilerin içine düşebilecekleri sorunlar ortaya atılıyor. Bizce kitabın en orijinal bölü1932'DE BU6ÜM, UMLu FBAAJS/Z* PEVLET ADAMt mü bu en son bölüm. Ancak Ulagay, AA/ÛGE A4A6Wor(/S/IJ/A/o) ÖLDÜ. I.DÜNYA SAkendisi bir alternatif gösterme çabasına girmeden eserini bitiriyor. VAÇl'MDA ÇAePrfM'Ş ts£ Bie.KAÇ MAGtrVOT, Bı/S. &U&£7 Ulagay'ın çalışması Özal'ın kendi paradigması içinde değil, alternatif paradigmalar açısından bakılarak KADA/S YüKSeLM/ş, fCEMDı eleştirisinin hâkim olduğu bir inceLJ4 AASfLAA/ "MAGIUOr HATrf'N'U leme. Bazı bölümlerde reel yerine noZO&UMLULU6U YÜICLetJMlŞri. ALMAAJLA/ePAH minal rakamların karşüaştırmaya GELEBıLECEki SALD/e'LA&A KAeş/ ACOYABİLesas alınması; ayrı yıllarda gerçekleM£/C AMACIYLA FKAUSA ALMANYA SlNISlNA şen nominal rakamların toplam olaIMŞA SP)L£N, YEfilALTI TuhJELLEZl VE TAMK. rak sunulması duzeltilmesi gereken BN&ELLER.I Ğı8l 8/&ÇOK YARlYl IÇE&.EM BU teknik noktalar. Gene de "gelir daFRANSA SAVUNKAA jIATTt, gEKLSMrıLee.(/>J İ ğılımı hassasiyeti son derece yüksek bir bakış" ile yapılan eleştiriler, sağHıç ıŞE YAtSAMAMlŞTl! E.DÜUYA Ş lam analizlere ve Ulagay'ın dogmaALMAMLAR., EELÇIICA SIMIRINDAN GELMiŞTj/. tik olmayan stiline dayandığındau, ortaya çıkan, son derece okunabilir 7 Ocak 1938 bir eser. Bizce Ulagay'ın bir sonraki adımı profesyone! bir iktisatçı ile işyapümasına karar vermiştir. altında ikinci defa toplanan birliği yaparak farklı bir düzeyde ve Kırk senedenberi Antakya Kınkhan, Iskenderun ve kendi gerçek dünyaya yakınlığı ile bir Antakya münferid hakimleri nüfusunda mukayyed olan teorisyenin analitik yaklaşımını birTürkiyeden gelip de nüfusa fakat doğum yeri Anteb leştiren bir "özalname" ortaya çıkarmukayyed olmıyan gösterilen gazozcu Ismail oğlu mak olmalı. Önümüzdeki birkaç yıHataylıfann taleblerinin Ali, Hacı oğlu Mehmed ve hn gebe olduğunu sandığımız oiayreddedilmesine, Suriyeti olupta ları da Ulagay'a bol bol yeni cephathsan Mürselin Sancak ne yaratabilecek izlenimini veriyor. nüfusa mukayyed vatandaşlığına kabul • Dr. Deniz GOkçe, Boğaziçi Ü. öğ ANTAKYA 6 (Hususi) bulunmıyanların edilmeleri için yaptıklan retim üyesıdir. muamelelerinin hemen Delege Garreau'nun riyaseti müracaat reddedilmiştir. HATIRALAR İsmet • • • •• Inonu CEMtYETLERÎ, Haz: Ekmeleddin thsanoğlu, l.Ü. Edebiyat Fakültesi. Islam Konferansı Teşkilaü Yayını, tstanbul 1987,264 s. l.Ü. Bilim Tarihi Anabüim Dalı ile tslam Konferansı Teşkilatı'na bağlı Islam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nin ortaklasa olarak düzenledikleri ve 35 Nisan 1987 tarihleri arasında Istanbul'da toplanan " 1 . Milli Türk Bilim Tarihi Sempozyumu"na sunulan, "Osmanlı Döneminde llmi ve Mesleki Cemiyetler" konuhı bildiriler bir kitapta toplandı. Prof. Dr. Ekmeleddin İnsanoğlu'nun hazırladığı kitapta aynca, "Osmanlı döneminde ilmi zihniyetin oluşması" konulu bir bildiri ile Osmanlı ilmi cemiyetleri hakkında daha önce yapılmış iki çalışma da yer ahyor. Islam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nin başka bir yayını da tstanbul: Geçmişe Bir Bakış advnı taşıyor ve 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında çekilmiş 40 dolayında fotoğrafla, o dönemin tstanbulu'ndan kesitler veriyor. SÜREU YAYINLARDAN DEFTER (Sayı 2) Edebiyat, tarih, politika ve felsefe dallannda katkılardan oluşan ve Metis yayınlan tarafından yayımlanmakta olan Kitap Dizisi'nin ikinci sayısı çıktı. tkinci sayıda, Şerif Mardin'in "Türk Toplumunu İnceleme Aracı Olarak Sivil Toplum" başlıklı makalesinin yanında, Pko dell* Mirandola'nın "tnsanın Vekan Üzerine Bir Söylev" ile Patricia Springborn'un "tlericilik, Politika ve Oryantalizm" adlı yanlarının çevirileri dikkat çekiyor. 7Ocak MAG/NOT HATT/ AŞ/LMAZ Ml? İsmet lnönü'nün, kızı özden Toker'e dikte ederek yazdırdığı 18841918 dönemine ait anılar ilk kez 1959'da Akis dergisinde tefrika edilmiş, 1%9'da kitap olarak basılmıştı. lnönü'nün, Sabahattin Selek'in yardımından yararlanarak hazırladığı sonraki yıllara ait anılarırun bir bölümü de 1%8'de Ulas gazetesinde yayımlanmıştı. FELSEFE TARTIŞMALARI (1. Kitap) LUMUMBA / Hıfzı Topuz, YÖN Yayıncıhk, îstanbul 1987, 199 s. Hıfn Topuz'un son kitabı, Zaire ulusal bağımsızlık hareketinin unutulmaz lideri, 33 yasında politikaya atılıp başbakan ol Yeni yayımlanmaya başlayan bir kitap dizisi de Felsefe TartışmıUn. "Felsefenin eğitim dünyamızda hızla eritilip gerüetildiği bu dönemde felsefecilerirnizin okurlanyla buluşmalarını, aralannda tartışıp, düşüncelerini ortaya koymalarına" olanak sağlamak amacıyla yayımlandığı belirtilen dizinin ilk sayısında katkıları bulunanlar Taylan Altuğ, Arda Denkel, Vehbi Haakadiroğlu, Cemal Yıldırım, Harun Rızatepe ve Tunca Eşel. 50 YIL ÖNCE CumhuhYet 19381988 Birçok Türklerin nüfus kayidlerine tesadüf edilmediğinden bahisle muameleleri reddedilmektedir. Cemil Mardam Bey Suriye hükümetinin azlıklar hakkmdaki hattı harekatım Fransız mümessillerile birlikte sarahatan tayin etntiş olduğunu bildirmiştir. Hataylı Türklere yapılan haksızhk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle