19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 OCAK 1988 HABERLER CUMHURİYET/7 5 milyar sırdaş hesaba yattı 5 milyarın îstanbul ve Mersin talihlileri paralarım Etibank ve Vakıflar Bankası'nda sırdaş hesaba yatırdılar. ANKARA / MERSİN (Cumhuriyet Bürolan) Gunlerdir izleri bulunamayan 5 milyann îstanbul ve Mersinli talihlileri, kimliklerinin ortaya çıkmaması için 2.5 milyar liralannı Etibank ve Vakıflar Bankası'nda sırdaş hesaba gomdüler. Mersınli emlakçı Mahmuı Rencber'in, "Böyiik ikramiye isabet eden biletim gasp edildi" diye polise başvurması nedeniyle Vakıflar Bankası Mersin Şube Mudürü Sait Şener'in ifadesi alındı. Etibank Genel Müdür Yardımcısı Tansu Çataloz, dün Istanbullu talihliye ait 3332370 numaralı bileti Milli Piyango Genel .Mudürü Oguz Tezmen'e teslim ederek 2.5 milyar liranın çekini aldı. Tezmen'le 10 dakika kadar görüşen Çalaioz, çıkarken fotoğraf çeken basın mensuplarma, "Benim bufcsleriebtr ilgiın yok. Ben devlet memuruyum. Resmimi çekemezsiniz, gazeteye dc basamazsınız" diye çıkıştı. Istanbullu talihlinin değişık gerekçelerle kimliğinın açıklanmasını istemediğinin anlaşıldığını behrten Oğuz Tezmen, bir gazetede yer alan Rizeli talihli haberinin ise doğru olmadığım bildirdi. Milli Piyango Aksaray Şube Mudunı Veli Pan da, "Rizeli •şçinin 5 milyar kazanması dogru degil. Biz de lizıildiik" dedi. Öte yandan, Vakıflar Bankası Çukurova Bölge Müduru Vıısuf Dognı ile Mersin Şubesi Mudürü Sait Şener, şubede bir basın toplantısı düzenleyerek talihlinin bir "yakınlan" aracılığıyla bileti kendilerine gönderdiğinı ve karşılıgında 2.5 milyar liralık mevduat sertifıkası alındığını söyledi. Basın mensuplanna biletin ve noter tutanağımn fotokopilerinı dağıtan Yusuf Dogru, gelişmeleri şöyle anlattı: "BUet sahibi olan biri ba>, digeri bayan 2 kişi, pazar giınö Mersin şubemizi aradı. Üçuncu bir şahısla bileti göndereceklerini, kimliklerinin açıkbmmaması şaruyta bankadan bilct beddi karşdıgı hamiline mevduat sertifıkası alacaklannı söylediler. Kimligi bilinmeyen üçüncu şahıs, bankamız Mersin şubesine saat 17.00'den sonra geierek 2.S milyar liralık 6 ay vadeti mevduat sertifikası alarak gitti. Biz lalitalüeri gonnedik. Banka olarak ciddivetimiz var. Bu nedenle gormedigimiz talihlileri açıklamamız söz konusu olamaz. Bilel hamiline oMugu için, bu aşamada biletin sahibi biziz." 2 gündur Mersin C^arşı Karakolu'nda gozaltında bulunan emlakçı Mahmut Rençber'in, "2.5 milyarlık biletim 3 kişi tarafından gasp edüdi" iddiası nedeniyle Vakıflar Bankası Mersin Şube Müduru Sait Şener'in polis tarafından ifadesi alındı. tçel Emniyet Müduru Hiıseyin Çapkın, emlakçı Rençber'in ıfadelerinde çelişkiler bulunduğunu belirterek şöyle dedi: "ÖrnegİB, emlakçımn cumartesi güaü saat 15.30da soyuldugunu soylemesine karşın. ikramiye çıkan şahıs, bankayı cumartesi sabahı aramış ve pazar gunu için randevulaşmışlar. Pazar gunu saat 17.00 aralannda talihli eşi>le biriikte bankava gelip 2.5 milyar liralık tahvil almışlar. Banka müdurunun ifadesine gore, talihlilerin mutevazı bir aile oldugunu, tahvilleri ahrken esinin sevinçlen agladığını ögrendik." Emniyet Mudurlüğü asayiş ekiplerinın emlakçının işyerinde yaptıkları araştırmada, büyuk ikramiye isabet eden biletle biriikte çalındığı öne surulen diğer biletlerin bulunduğunu açıkla>an Emniyet Mudürü Çapkın, "Biletlerin arasnda bu>ıik ikramiye isabet eden biletin serisinden bilet >ok. Emlakçı, aldigı 4.5 milyon liralık bilete ikramiye çıkmaması uzerine bunalıma düşerek boyle bir jola başvurmuş olabilir. Biiet üzerinde parmak izi aramamız da miimkün degil" dedi 2.5 milyarlık bileünin gaspedildiğı iddiasını tekrarlayan Mahmut Rençber ise şunları söyledi: "O biletin sahibi kimse ortaya çıksın. Ortaya çıksın ve iddia elsin 'bilet benim' diye. Ben yaian sovluvorsam hapis yatmaya nmyım. Gereginin yapılması için elimden gelen her şeyi vapacağım." Bu arada, Vakıflar Bankası yetkililerinin basın mensuplanna yaptıkları açıklama ile polise verdikleri ifade arasında farklılıklar olduğu dikkati çekti. Basın mensuplanna talihlilerin kendilerini pazar günu aradıkları ve uçüncü bir şahıs aracılığı ile bileti gönderdiklerini sövleyen banka yetkilileri, polise verdikleri ifadede ise talihli ailenin kendilerini cumartesi sabahı aradıklarını, bizzat bankaya geldıklerini bildirdiler. Bu çelişkinin, basın mensuplanmn taühliler hakkında ipucu bulmalarını önlemeye yönelik olabıleceği bildirildi. "sırdaş besap" kışinın servetini gizlemesinin en uvgun yasal yolu. Bu yolla bankalardan hem yuksek faiz alınabiliyor hem de bankadaki hesabı devlet dahi! hiç kimse bilmiyor. Milli Piyango'nun Îstanbul ve Mersinli 2,5 milyar talihlileri de paralarını almadan mevduat sertifikası hesabına yatırdılar. Parasını mevduat sertifikasına yatırmanın bu talihlilere getirebileceği başlıca avantajlar şöyle: "I Bir yıl vadeii mevduat ile 10 milyon liranın uzerindekı mevduat faizleri serbest olduğu için bankalar bu hesaplara yüksek faiz uyguluyorlar. Ancak bir yıl vadeii açık hesaplara bankalar deklare ettikleri oranın üzerinde bir faiz uygulayamıyorlar. Bu oran da şimdilik en fazla yuzde 56. Sertifikalarda ise bankaların daha esnek davranma olanakları var. Birçok banka, sertifikalı mevduat sahiplerine yüzde 62'ye kadar faiz verebiliyor. 2 Hesap sahibinin adı hiçbir biçimde açıklanmıyor. Banka bu müşterisiyle ilgili bilgileri sır gibi saklıyor. Bu nedenle, en yakınlan bile hesap sahfbinin bankada kaç parası olduğunu öğrenemiyorlar. 3 Hesap sahibi herhangi şanssızlık sonucu bir haciz kararıyla karşı karşıya gelirse, bütün servetini kaybedebilir. Ancak mevduat sertifikaları devlet dahil hiç kimseye açıklanmadığı için bu servetini koruyabilir." DUYDUK/GORDUK YALÇINPEK^EN "Köylü" ile Konuştum... "İcraatın îçinden" programına göre köyler cennet olmuş... Köylü vatandaşlarımız dubleks villalarda oturuyorlar artık... Köy kadınları başlarında yemeni, ayaklarında şalvar, video çekimi yapıyorlar... Bu "güzel vatandaşlardan" biriyle ben de konuştum.. ecen hafta içinde TV'de yer alan "İcraatın tçinden" programında Orta Anadolu'dan bir kaç köy gösterildi. Acaba izlediniz mi? Sizi bilmem ama ben şaşınp kaldım. KOylerimiz ne hale gelmiş.. "Başbtkanımu haklıymış, diye düşündüm, biz çokUn çag atlamışız da haberimiz yok." "Güzel vatandaşlanmız" dubleks villalarda oturuyorlar artık. Her villada çamaşır makineleri, renkli TV'ler (bansında ikişer tane), videolar, hatta ayağında şalvan, başında yemenisi ile video çekimi yapan köylü kadınlar... (Dikkatinizi çekerim bunlar lsviçre köylerinde değil, bizim köylerimizde oluyor.) Daha bitmedi... Köy çeşmesi ortadan kalkmış.. Daha doğrusu süs vaziyetlerinde.. Her evin musluklarından sular akıyor çünkü... Dünyanın her yanıyla konuşulabilen otomatik telefonlar köylümüzün vazgeçilmez araa olmuş... (Güzel köylülerimiz dünyanın her yanıyla ne konuşurlar acaba, müthiş merak ediyorum.) Yahu gazeteci olacağız. Türkiye'nin gerçeklerinden haberimiz yok. Benim bildiğim köylüler yer altında oturur, kötü zamanlarda soğanın dışını, iyi zamanlannda içini (cücüğünü) yer, cigarasını sarar, köy kahvesinde radyasyonlu çayıru içer, arta kalan zamanlarda da meteliğe kurşun atardı. Şimdi cebinden Marlboro sigarasını çıkanyor, bir tane de kameramena tutarken söyledigİne bakıkrsa, "berkes cebiode en az 500 bin, bir, hatta birbuçuk milyon lira para taşıyor".. (Demek ki adamlar cep değil, torba tasıyorlar yanlannda.) Kapüann önünde özel otomobiller cabası... Köylerimiz cennet olmuş kısacası... Hemen harekete gectim. Bu "cennet'Merden birini görmeli, köylü vatandaşlanmızla konuşmahydım. Ne ki, bu kardakışta Anadolu'ya gitmenin mümkünü yok.. Bir çok köy yolu kapanmış durumda. Yine televizyon haberlerinden öğrendiğimize göre günde ortalama iki kişi donmaku veya çığ altında kalmakta... Kentler arası yollar ise "cennete" gidiyor ama bu cennetin bizim köylerle alakası yok.. öteki dünyada... Üstelik oralara gitmeye ne gerek var.. Köylülerin en bol bulunduğu yer Îstanbul değil mi? Arada sırada bir Istanbullu ortaya çıkarsa, uzaydan gelmiş rjbi karşılanmıyor mu? Ben de sokakta rastladığım ve köylü olabileceğini sandığım birine yaklaştım. Üstü başı dUzgün, pacaları, ayakkabılan çamursuz birine.. Çünkü Istanbullu olsa bu kadar terrüz kalmasına olanak yok.. Belki de köyden yeni gelmiş biri... Yine de "köylü müsünüz" diye sordum önce her olasılığa karşı.. "Evet, dedi, köylüyüm.." Tamam işte aradığımı bulmuştum. Hemen G sorulara giriştim.. Vaziyetiniz çok iyiymiş.. Televizyonda gördük.. Hem de çok iyi.. Köy demeye bin şahit is bkokul falan?.. Ne ilkokulu beyim.. Bizim köyde ortaokul, hatta lise bile var.. öğretmenleri de olsa okuyacaklar rahatca.. Herkesin otomobili varmış öyle mi? Herkesin. Hatta bizim köyde otopark sorunu bile var.. tnsaf.. Köyde otopark sorunu olur mu? Bırakın yoluo ortasına, gitsin.. Ama trafık polisleri ceza kesiyor.. Vay.. Vay.. Vay.. Demek traflk polisleri köylere de gidiyor. Ben de nerede bu adamlar diyordum. Şehirde biç yok çünkü.. Bizim köydeler beyim. Park edemiyoruz. Herkes otomobiline atlıyor, avara kasnak gibi dolaşıp duruyor.. Suyunuz vardır tabii.. Su getirildi.. Hem de çok uzak bir yerden.. Fakat henuz köye ulaşmadı. Çünkü mesafe çok uzak.. Ağır ağır geliyor diyorlar. Musluklanmız falan tamaın.. Kanalizasyon?. Yahu her taraf kanalizasyon. Bizim evin bahçesinde bile var.. Babçede mi? He ya.. Bahçede.. Çiçekleri suluyoruz. Gübre sorunumuz da kalmadı bu yüzden.. Teiefon? Her evde otomatik teiefon.. Dünyanın her yeri ile konuşuyoruz. Türkiye hariç.. 9'u çevirdin mi, tamam.. Kiminle konuşuyorsunuz mesela?. Kim oldugunu bilmiyoruz. Dilini anlamıyonız ki.. Fan fin fon diyor. Bizde yes falan diyoruz kapatıyoruz.. Çamaşır makinesi? Alacam ama evde avrat haylaz olur diye almıyorum.. Belki eğlence yerieri bile açılmıştır artık.. Ooo sürüsüne bereket.. Meyhaneler, gazinolar, diskotek bile var. OLmadı atljyorsun vapura, karşı tarafa geçiyorsun.. Ne vapnnı? Vapur da mı var sizin köyde?. Tabii vapur da geliyor.. O zaman sizin köy deniz kıyısında.. GaJiba, fakat apartımanlardan deniz görülmüyor.. Her yer kıyamet gibi gökdelenle dolu.. Hangi köy bu Allahaşkına?.. Kadıköy.. Nerede bu Kadıköy?. Yine lç Anadolu'da mı? . Yok beyim Marmara bölgesinde... İstanoul'un karşısında işte,. Cr Neden mevduat sertifikası? Mevduat sertifikası, eski adıyla 1 milyar talihlileri Bir milyar lıranın talıhlilerinden Ramazan Avcu ile Ş«rafetlin Kaya, 250'şer milyon liralarını aldılar. Burdur'dan aldığı 5107420 nolu çeyrek bilet ile dun Milli Piyango fdaresi Antalya Şubesi'ne gelen Ramazan Avcu, Şube Müduru M. Reşat Sivri'den 250 milyon liralık çekini aldı. Çekin verilişi sırasında gazetecilerin fotoğraf çekmesi, talihlinin yanındaki 4 arkadaşı tarafından engellendi. 250 milyonun sahibi Ramaza Avcu, gazetecilerin sorularıru da yanıtsız bıraktı. Serbest meslek sahibi Ramazan Avcu'nun, parayı, Isparta'nın Sütçuler ilçesi Ziraat Bankası'ndan alacağı öğrenildi. Bir milyann Antalya'daki talihlisi de 250 milyon liralık çekini aldı. Serik Orman îşletmesi'nde işçi olarak çalışan 53 bin lira maaşlı Şerafettin Kaya (33), Beraberinde babası Mehmet Kaya ve muhtar Fethi Şahin ile beraber Milli Piyango İdaresi Antalya Şubesı'nden 250 milyon liralık çekini aldı. İ İ 9 C I İ f M M * t İ h 2 l h o r c İ 7 Huzurevinin geniş, aydınlık salonunda, ikindi çayı için bir aradaydılar. "Ne bir mektup. ne bir haber, eski dostlar, H 3 S I I j J t î y U I H 1 I İ C R M & eski dostfar.. " diye başlayıp "Nasıl geçti habersız o guzelım yıllarım" diye sürdürüyordu bir sanatçı. "En sevdiğim şarkıdır" dedi ismail Gömlekçi. Ûtekiler de onayladılar. Eski dunyalarından kopup ya da kopanlıp, yeni, ortak bir dünya ktırmaya gelmışlerdi. "Anlatmakta bitmez" dedi 65 yıllık kunduracı Mehmet Tukenel Seksen yaşın yorgunluöu ve buruklufiu vardı üzerinde. "Yaş ilerledi, guçten düştük Oört çocuğum var. Hanım onlann yanında kaldı. ben buraya sıöındım". "Ya yeni yıl" diye sorduk. "Eskilerinden ne gördük ki yenisinden ne bekleyelim" dedi biri. Ve Mehmet Tukenel soze girdi yeniden: "Eski defterleri açmanın bir faydası yok artık, biz önümüzdeki günlere bakalım.(Fotoğraf:Umit Otan) Demokrasi TRT'ye feda edilmez Demirel, TRT'nin 19801987 arasındaki fonksiyonunu sürdürmesi halinde ülkenin yanügılardan kurtulamayacağını söyledi. DYP Genel Başkanı, personel rejiminin gözden geçirilmesini, eşelmobil sistemine geçilmesini istedi. ANKARA (Cumhuriyet Börosn) DYP Genel Başkanı Sükyman Demirel, memura verilen yüksek oranlı katsayının son zamlarla eridiğini savunarak, Türkiye'nin personel rejimini yeniden gözden geçirmesini ve eşelmobıl sistemine gidilmesinı önerdi. Güneydoğu'daki olaylarda ve lzmir'deki uçak kazasında ölenlerin ailelerine taziyetlennı sunan Demirel, Aysel'in Bulgaristan'dan gelişinin herkesi sevındirdiğini, ancak cehennemdeki 2.5 milyon soydaşın unutturulmamasını istedi. Demirel, memur maaş katsayısmın Çankaya'dan çıkanlmış olmasının ne ifade ettiğini de sorarak, "Çankaya müdahale ettiyse rejiminin çarpıklıgına müdahale etmelidir" dedi. Demirel, dün partı gend merkezınde düzenlediği basın toplantısında 1988'e girerken en önemlı sorunun, 1983 rejiminin gölgesinin ve tortusunun bir kenarda kalması olduğuna işaret ederek, vatandaşların yeni yıllarını kutladı ve yeni yüın memlekete ve millete hayırlar getirmesini dıledi. 1988'de demokratik rejimin tüm kurallarıyla yoluna devam etmesini dileyen DYP Genel Baslcanı, "Hur ortamın; hür seçim, bür parlamenlo, hür basın, hür yargı. hür Meclis kürsusu ve tarafsız TRT ile mumkun olacagına" dikkat çekti. Demirel. "Bunlar yoksa. sonmlan çare bulunamaz. Tek taraflı şartlanma bırakümalıdır" biçiminde konuştu. TRT'nin tutumunu da eleştiren Demirel, bu kurumun 198087 arasındaki fonksiyonunu sürdurmesi halinde, ülkenin yanılgılardan kurtulamayacağını vurguladı. Demirel, "Turk demokrasisi televizyona feda edilemez, edilmeyecektir" dedi. DYP Genel Başkanı iğneden ipliğe yapılan zamlann altında vatandaşın inJediğini, devletin hayati ihtiyaç maddeleriyle oynadığını ve sekizinci yıl sonunda enflasyonun en yüksek rakama çıktığını vurguladı. Birinci derecenin dördtıncü kademesinde bulunan en yuksek ikı memur arasında 500 bin lira ücret farkı bulunduğunu, bir ile 15. derece arasındaki ücret farkının ise 700 bin lira olduğunu belirten Demirel, alt gelir memura hiçbir şey verilmediğini söyledi. Emekliler arasındaki dengesizliğe de değinen DYP Genel Başkanı, pahalılığın ve gelir dağıhmındaki adaletsizliğin süreceğine işaret etti. DYP Genel Başkanı, katsayının yukseltilmesi ve konunun Çankaya'da tartışüması ile ilgili bir soruya da şu yanıtı verdi: "Katsayı vatandasın cebine giren para degil. 70'ten 84'e çıkmış da ne olmuş? Unvansız memur 84 bin lira alıyor. Bunun 30 binini son zamlar götürmüş. Bir kısmını da KDV götüriıyor. Katsayı cebe girmiyor ki. Çankaya'dan çıkanlmış olması ne ifade eder? Kuçuk memunı korumuyoc Gelecek zamlarla, daha da kötıi olacak. Çankaya mudabalc ettiyse pcrsonel rejimindeki çarpıklıga müdahale etmelidir, Çankaya'nın işiyse tabii. O da tartışılır ya." Demirel, bir başka soruyu yanıtlarken, iktidara oy vermediği için ışığı kesilen köyler bulunduğunu, yakında bunları açıklayacağını söyledi. Demirel, kâğıt zammı ile ilgili bir soruyu da Anadolu'daki bir deyimle yanıtladı. "Turpun buyuğü heybededir" diyen Demirel, kendi iklidarları döneminde kâgıdın tonunun 9 bin liraya satıldığıra, bugun 900 bin lira oldugunu vurguladı. DYP lideri, "Kagıt zammı burada kalırsa öpun de başımza koyun" dedi. DYP Genel Başkanı Demirel, Toskay yönetimini eleştirdi: TKP Genel Sekreteri, Ankara DGM'de ifade verdi Kııtlu: Işkenceyi yineledi Malatya DGM'de açılan bir dava nedeniyle yargıç önüne çıkarılan Haydar Kutlu, mahkemeye tek tip elbiseli olarak getirildi. Kutlu, duruşma salonundan çıkarken "Tekrar ediyorum, işkence gördük" diye bağırdı. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) TKP Genel Sekreteri Yaşar Nabi Y*gcı (Haydar Kutlu) hakkında Malatya DGM'de açılan dava nedeniyle dün Ankara DGM'de yargıç onüne çıkarak, taiimat uzerine ifade verdi. DGM'ye bilekleri kelepçeli, üzerinde tek tip cezaevi elbisesi olduğu halde getirilen Haydar Kutlu, gazetecilere "Tekrar ediyorum, işkence gördiim. Ya demokrasi ya demagoji ve yalan" diye bağırdı. Kutlu, gızli bir örgüt gibi gösterilmek istenen TKP'nin politikası ve faaliyetleri olan bir parti oldugunu söyledi. Haydar Kutlu'nun, Malatya DGM'nin taliraatı üzerine ifadesi alınmak üzere Ankara DGM'ye getırilmesi nedeniyle, DGM önunde geniş güvenlik önİemleri alındı. Bir otobüs ile getirilen çevik kuvvete bağlı polis memurlan çevre güvenliğini sağlarken, çok sayıda siyasi şubeye bağlı sivil polis memuru da güvenlik önİemleri ne yardımcı oldu. Kutlu, Turk Ceza Yasası'nın 141/1 maddesi uyarınca 815 yıl arasında ağır hapsinin istendiği dava ile ilgili olarak Ankara DGM'ye saat ll20'de getirildi. Cezaevine ait özel bölmeli bir I Ankara'da temaslarına başlayan ABD Temsilciler Meclisi heyeti üyesi Porter 'Kıbns'ın bölünmesinde ABD'nin büyük sorumluluğu var' Mesut Yılmaz, ABD ile ilişkilerdeki en önemli sorunun, ikili ilişkileri Ugilendirmeyen bazı unsurlarm ABD Kongresi uzerindeki etkilerinden kaynaklandığım, bunlann giderilmesi için yoğun bir tanıtma faaliyetinin yürütüldüğünü söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal tarafından bugün kabul edilecek olan ABD Kongresi Temsilciler Meclisi heyetı uyelennden John Porter, "Kıbns, bugun bölünmüş durumdaysa. onun bu bale gelmesinde ABD'nin bu>ük rolü ve sorumluluğu vardır" dedi. Eşı Kathryn Porter da, Kıbns sorunu kpnusunda, "Erkekler bir araya gelip «orunlan çozümleyemediklerine got, ABD, Turkiye ve Yunanistan'da üadınlann de>re>e girmesi için zaman oluşmuşlur" diye konuştu. "Türkıye'vi tanıtma programı" ;erçe\resinde ABD'den da\et edilen Kongre heyeti temaslanna dun Ankara'da başladı. Merkezi Ankara'da bulunan Dış Polıtika Enstitusu'nun konuğu olarak onceki akşam Turkiye'ye gelen heyet, ılk olarak Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz tarafından kabul edıldi. Dışişlen Bakanlığı'ndaki kabul sırasında, John Porter'ın eşi olmasmın ötesinde, resmı bir sıfatı bulunmayan Kathryn Porter'ın masada Mesut Yılmaz'ın hemen yanında oturması dikkat çekti. Yılmaz. kabul sırasında yaptığı konuşmada, hukumet olarak TurkAmerikan ilişkilenne buyuk önenı verdıklerinı belirterek, şunları söyledi: "Amerika ile ilişkilerimizde zaman zaman bazı sorunlanmız olmakla biriikte, esas itibanyla bu ilişkilerimizi sorunlar açısından degil, ilişkilerimi/i daha gdiştirebilme açısından degerlendiriyor, bunun her iki ülkenin yaranna olduğuna inanıyoruz. ABD ile olan ilişkilerimizde en önemli sorunun. aslında bu ilişkilerimize dogrudan tamf olmayan, bu ilişküerimize yabancı olan bazı unsuriann Amerika Kongresi uzerindeki etkiierden kaynaklandıgına inanıyonız. Ve bunlann giderilebilmesi için yogun bir tanıtma faaliyeti >uriilüyoruz." Temsilciler Meclisi üyeleri lstanbul'da KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş ile de bir goruşme yapacak. Heyet uveleri daha sonra Dışişleri Bakanlığı Musteşar Yardımcısı Nurver Nureş başkanlığındaki Turk heyeti ile bir araya geldi. Dışişleri çevreleri, goruşmedeki ağırhklı konuların Kıbns ve Ermeni tasarısı oldugunu söylediler. Ayrıca ABD yardımı konusuna da değinildiğini belırttiler. ABD Kongre uyeleri, dun oğleden sonra TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut ve TBMM Dışişleri Komisyonu'nda siyasi parti temsilcılenyle görüştuler. Dışişlen Komisyonu henuz oluşmadığı için bu toplantıya siyasi parti gruplannca betirlenen milletvekilleri katıldı. Heyet uyesı Cumhuriyetçi Parti Temsilcisi John Porter ve eşi Kathr>n Porter, öğleden sonra basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanılladılar. Kendilerine sorulan sorular ve yanıtları şovieydı: TurkABD ilişkileri sarsıntılı bir gonınüm sergilivor. Mevcul ilişkileri nasıl degerlendiriyorsunuz? J. PORTER Iki ulke arasında bazı sorunlann farkında olmakla beraber, çok yakın bir duze>e gelmiş olan ilişkilerimizi gözardı etmemelıyiz. Türkiye'nin NATO'da oynadığı çok önemli stratejik rolu de biliyoruz. Askeri yardım konusunda b>r sorunumu7 var. O da bütçe durumundan ilen gelıyor. Bu durum yanlız Turkiye'ye yonelik degil. Maalesef dış yardıma tahsis edilen kaynaklar çok azaldı. Ben şahsen vardım düzeyinin artması için elimden gelenı yapıyorum. Kıbrıs konusu da ulkelerimız arasında ciddı bir sorun olmaya devam edivor. Adadaki bolunme ne kadar ıızarsa, yeniden bırleşme işı o kadar guçleşecektir. Bu nedenle onıımuzdeki yıllarda bazı ılerlemeler ol TKP Genet Sekreteri Kutlu, Ankara DGM'de ifade verdi. (FotDğraf: Turan Yılma^ mınibus ile getirılen Kutlu'nun saçlarının kesildiği, bileklerinin jandar^ ma tarafından kullanılan zincirden yapılan kelepçe ile bağlandığı ve üzerinde de tek tip mavi cezaevi elbisesi bulunduğu gözlendi. Bir trafık otosunun eskortiuğunda Kutlu'yu DGM'ye getiren cezaevi arabasına siyasi şubenin 3 aracının da eşlik ettiği göruldu. DGM'nin nezarethane girişinin bulunduğu arka kapısına yaklaşan araçtan indirilen Kutlu, kendisini görüntülemek isteyen gazetecilere, bileklerindeki kelepçeyi göstererek "Ya demokrasi ya demıgoji ve yalan" diye bağırdı. Kutlu daha sonra DGM'nin 2. katında bulunan duruşma salonuna çıkarıldı. Kutlu, DGM Başkanı Ekrem Çelenk, uye yargıçlar Albay Mehmet Bostana ve Necati Kaıskaya'dan oluşan DGM heyeti önüne çıkanldı. Duruşmada DGM Savcı Yardımcısı Tevfik Hancılar ile Kutlu'nun avukatlarından Erşen Şansal, Bahri Bekn, Ahmet Toptan, Reşat Kadayıfçılar, Uğur Söylemezoglu da bulundu. Savcı Hancılar once Malatya DGM Savcılığınca 14 Ekim 1987'de hazırlanan iddianameyi okudu. Daha sonra avukatlar söz alarak, müvekkılleri hakkındaki davayı görmede Malatya DGM'nin yetkisiz oldugunu, Malatya DGM'nin bu yetkisizlik itirazı konusunda bir karar vermesinden önce sorguya geçilemeyeceğini söylediler. Hancılar, bu konudaki kararın Malatya DGM'ce verileceğini söyleyerek, itirazın reddini istedi, mahkeme heyeti de savcırun göriişü doğrultusunda karar verdi. Onceden basına açık olacağı bildirilen, ancak gazetecilerin "Dunışma salonunda yer yok" gerekçesiyle alınmadığı dunkü duruşmada, Avukat Erşen Şansal'ın verdiği bilgiye göre TKP'nin sıradan bir gizü örgut gibi gösterilmek istendiğine işaret eden Kutlu, "TKP bir partidir. Belli talepleri, faaliyetleri ve politikası olan bir partidir. Gizli örgut şeklindeki bir suçlanıayı özü hibariyle kabul etmiyonun" dedı. Kutlu daha sonra yeniden kelepçelenerek, geniş güvenlik önİemleri altında, kalmakta olduğu Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ne götüruldü. Kutlu, DGM'den çıkarılarak, cezaev i aracına bindirilirken, "Tekrar ediyorum, işkence gördiim" diye bağırdı. Malatya DGM Savcılığı, TKP'nin yayın organı Atılım dergisi ile Kutlu'nun düzenlediği bazı basın toplantılarına ilışkin belgeleri inceleyerek, Kutlu hakkında TCK'nın 141/1 maddesi uyarınca Turkiye'de sınıf esasına dayanan bir rejım kurmayı amaçlayan bir orgııtun yoneticıliğini yaptığı savıyla dava açmıştı. Ankaraya davet edilen ABD Kongre Heyeti Mesut Yılmaz'ı ziyaret etti. (Fotoğraf: Rıza Ezer) masını ıstıyoruz. !Se gibi ılerlemeler? J. PORTER Örneğin, iki kesimın ışbırlıği yapıp birbirlerinın bolgelerinde çalışmalan, insanların yeşıl hattı geçıp, dostlannı ziyarete gitmelen neden mumkun olmasın? Bunu engelleyen nedir? Hukumetler insani temasları engellıvorlar. Reagan yonetiminin Kıbns konusundaki girişimlerini jelerli bulu>or musunuz? J. PORTER Yönetimin. her iki tarafı bir araya getirmek için yeterli çaba harcadığına inanmıvorum Şundan emınim kı, Kıbns bugun bolunmüş durumdaysa, onun bu hale gelmesinde Amerika'nın bu>uk rolu \e sorumluluğu vardır. ABD, Kıbns'ın bolunmesindcn ne şekilde sorumludur? J. PORTER Yunanıstan'da albaylar, idareye el koydukları zaman, ABD. ulkede dengenin bozulmasına neden oldu. Ondan sonra, albaylan Makarios hukumetıni devirmeleri için teşvik etti. Boylece Kıbrıs'ta bu>ük tehlıke altına gırmiş olan Turklerin can ve mal guvenlığınin sağlanması ıçin Turk askerlerinin adaya gelmelerine de dolavlı olarak olanak sağlandı. Bu da adanın bolunmesıne neden oldu. Bu ışe karışmış olduğumuz ıçin çozum bulunması konusunda da buyuk sorumluluk taşıyoruz. Ermeni tasansının lekrar Kongre'nin gundeıninr gelme olasıhğı nedir? J. PORTER Bu sorun geride kalmıştır. Siz tasan lehinde o> kullanmıştınız degil mi? J. PORTER Evet. Ancak hatırlarsanız, ilk verilen karar tasarısını sadece 1915'teki sozde Ermeni soykırımı hedef alınıyordu Buyukelçiniz Şukru Elekdağ. bunun ne denlı hatalı ve yanlış bir karar oldugunu bana anlattı. Ben de aleyhte oy kullandım. Oysa, ıkincı kez getırilen tasarıda kapsam çok genişti. Amerıkalıların Kızılderilileri, Kamboçya'daki olayları Yahudi soykırımına ve bu arada da Ermeni davasına uzanan geniş bir ıçerik taşıyordu. Bu karar, bize bu olayların tekrarlanmaması için bir uyarı gibiydi. Sadece Turkiye'vi hedef almıyordu. Türkiye'nin buna bu kadar ağır bir tepki gostereceğini tahmın edememiştik. Sonuçta tasan reddedildı. Yeniden Kongre'vegetırilmesıne olanak tanımıvorum Bence bu sayfa kapanmıştır Bayan Porter. siz kasım ayında bir grup Kıbnslı Rum kadını ile yeşil halta yurumuşlunu/. Daha sonra taraflar arasında diyalog kurmak istediginizi belirttiniz. Amacınızı tam olarak açıklar mısınız? K. PORTER İkı tarafı bir araya getirmeyı amaçlıyorum. Birısi taraflan bir araya getirmeye çalışmazsa, çocuklar belkı de hiç barış içınde yaşayamayacak. Bo>le bir gorevi ustlenmeniz için sizi vonlendiren neydi? K. PORTER Ba,ıa Kıbnslı Turklerin durumu ile ılgilendim. Bana göre bu toplum, kultürel varlığını kaybediyor. Adada kuçuk bir toprak parçasında sıkışıp kalmış durumdalar. Adada istedikleri gıbı gidip gelemiyorlar. Yabancılarla buluşmak için Turkiye'ye gitmek zorunda kalıyorlar. Posta hizmetlerinden ancak, Turkiye uzerinden yararlanıyorlar. Tum bunlar kuçucuk bir adada yaşanan saçma yasaklardır. Meslek olarak anlropolog ve arkeologum. Adadaki larihi kalıntılar, tüm insanlığın malı olduğu halde, bugünku durumda kimse bu zengınliklerden yararlanamıyor. llerıde ikı toplumun arkeolojik araştırmalarda işbirliği yapmalarını umuyorum. Bu arada Kuzey Kıbrıs'ı da ziyaret etmek istiyorum. Oradaki Turk kadınlarını da gorup, gorüşlerini oğrenmek niyetindeyim. Bugün Başbakan ile goruseceksiniz. Kendisinden ne isteveceksiniz? K. PORTER Kendisinden ikı taraftaki insanların bir araya gelmelerinı. bırbirleriyle yakınlaşmalarını teşvik etmesini isteyeceğim. Başbakan Özal, ulkesi ıçin çok yararlı girişımlerde bulunmuş, hızmet etmış bir insan. 1leri goruşlu bir adam. Kendisinden ınsanlann barış ıçin yakınlaşmalarını teşvik etmesini ıstıyorum. Bu arada, mart ayında Londra'da Kıbnslı Turk ve Rum kadınların katılacağı bir konferans duzenlıyoruz. İki taraftan ellişer temsilcinın katılmasmı beklıyoruz. Her ikı kesımden de bu giıişımi Tınanse eden kımseler var. " Sağlık Bakanı Akarcalı: Doktorlar mecburi hizmet için koşacak GÜNSELt ÖNAL ANKARA Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanı Bulent Akarcalı ile musteşarı Tandoğan Tokgöz sağlık hizmetlerinde yapmayı amaçladıklan değışiklikleri anlattılar. Sağlık ve Sosyal Yardım BakanlığVnın sağlık hızmetlerini kırsal kesime gotürebilmek için oncelikle kuçuk kasabalardaki sağlık merkezleri ve sağlık ocakları araçgereç vönunden donatılacak. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bulenl Akarcalı. Anadolu'ya gönderilecek sağlık personeu'nin çalışma koşullannın iyileştirileceğıni belirterek, "Zonınlu hizmeti. hekimin peşinden koşacagı hizmet haline gelirecegiz. Hekimler. Anadolu'ya koşa kosa gidecekler" dedi. Akarcalı, yeterli araçgereç olmadığından Anadolu'daki doktorun görevini yapamadığını söyledi. SSYB. sağhk merkezlerinin ve sağlık ocaklarının araçgereç yönunden takviyesi için ilk adımı rontgen makinelerinde attı. Fransa'dan, 2.5 milyar lira odeyerek 128 röntgen makinesi ithal edecek olan bakanlık, makineleri buralara dağıtacak. SSYB, Fransa ile ortak olarak Turkıye'de bir röntgen makinesi fabrıkası da kuracak. Bolu'da kurulacak olan fabrika 50 milyon Fransız Frangı'na mal olacak. Hastaların buyük hastanelere gelmesinin önüne geçmek için muracaat sisteminin kurulmaya çalışıldığını belirten SSYB Musteşarı Tokgoz, bunun için taşradaki sağlık kuruluşlannın insan gucü ve tıbbi araçgereç yönunden desteklenmesı gerektığını bildirdi. Tokgoz, rontgen makinelerini kullanmak uzere Anadolu'ya, bakanlıkta halen kurs goren röntgen teknisyenlerınin tayin edileceğıni bildirdi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle