28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER müştür. Ancak, artan fiyatlar nedeniyle resmi kurun giderek geçerliliğini yitirmesi, öte yandan dış borç ödemeleri, resmi kurla serbest piyasa kuru arasındaki farkın sürmesine ve bu ödemenin biriktiği zamanlarda ise, farkın büyümesine yol açmaktadır. Sayın özal'ın hükümet programım okurken özellikle vurguladığı, dışsatım, işçi ve turizm dövizlerinde artım çareleri arayacak yöntemlerin geliştirilmesi, kesin çözümün akla gelen ilk kaynaklandır. şılayacak kaynak oluşturmayışı, bu savın yıllardır süregelen kamtıdır. Kuşkusuz bir de kendi içinde adaletsizlik vardır. Düşük gelir düzeyindeki kesimler için ki ortadirek bunun içinde yer almaktadır vergi yükünün son yülarda kısmen azaltılmış olmasına karşın, bu adaletsizliğin hâlâ devam ettiği açıktır. Dileriz ki, sosyal adaletçi olduğunu da sık sık vurgulayan hükümet, bu adaletsizliği düzeltmek yolunda gerçekçi çaba harcayabilsin. Vergi kanunlannda daha katı bir uygulama söz konusu olursa, hatta vergi oranlannın biraz arttırılması gündeme gelirse, yine en çok etkilenecek kesim, kuşkusuz ortadirek memur ve işçi kesimi olacaktır. Oysa, seçimlere girerken, hükümet bu gerceği görerek, bu kesimlerin vergi yükünde bazı hafifletmeler yapacağım ve gelirlerinin, enflasyon uzerinde gerçekleşmesine yardımcı olacağı konusunda açık vaatlerde bulunmuştur. Türkiye'de bir vergi kaçakçıhğı olduğu bilinmektedir ve kaçırılan verginin hemen hemen toplanan vergiye eşit olduğu hakkında ileri sürülmüş iddialar ve bunlann dayandığı incelemeler de vardır. O halde, yapıknası gereken şey, yeni vergi konulmasa bile, önce bu kayıp ve İcaçağı önlemek olmalıdır. Bunun, bugünden yanna gerçekleştirilecek bir hedef olduğunu söylemek güçtür. Zira, vergi teşkilatının ona göre yeniden gözden geçirilmesi ve vergi denetiminin daha etkili hale getirilmesi zorunludur. Ancak, bu önlemler kadar ağırlık taşıyan bir başka husus, harcamalar konusunda mevcuttur. Ekonomide kaynaklar kadar, kaynaklann nasıl kullanılacağı da büyük önem taşımaktadır. Genellikle kaynaklann kullanılmasmda büyük bir savurganlık vardır ve belediyeler bu savı doğrulayacak örnekleri devamlı olarak sergilemektedirler. Altyapıdan çok, süslemeye dönük yatırımlann derhal önlenmesi gerekmektedir. 2 OCAK 1988 Genç Özal Kapta Köşkünde... PENCERE Televizyonda Arabesk... Sayın Sibel Can'ı kutlarım. Çok güzel kıvırıyor. 1987'nin son dakikalannda Türkiye ekran başındaydı; televizyonun tadını Sayın Sibel Can'la çıkardık; sonra 1988'in ilk dakikalannda 2'nci kanala geçiverdik; bu kezemekli dansözGam zeöz'ün kızı Sayın NilüferÖzgöbekatmayabaşladı. Ooooh, ne keyif! Keşke her gün yılbaşı olsa da ortadirek biraz eğlense, gülse... Hem artık bir tartışmaya son vermek gerekiyor; bildiğiniz gibi her yılın sonuna doğru devietin yüksek çevrelerinde ve basında ikircikli birortam oluşur: Yılbaşı gecesi televizyonda dansöz oynatmaiı mı? Bu anlamsız tartışmayia birlikte arabeski televizyondan dışlamak isteyen dar görüşlü bürokratlann sultasına da bir son vermek gerekmez mi? Taksiden kahveocağına, polis radyosundan açıkhavagazinosuna, nikâhtörenindensünnetdüğününe, meynanedenşehirlerarasıotobüslere kadar her yerde şakırşakırçalınan arabesk, kültürümüzü dipten doruga kavrayan, ruhumuzun gözeneklerine sinen milli müzik niteliğine erişmedi mi? Hem arabesk yalnız bir müzikdeğildir; bir hayat görüşü ve yaşam biçimidir. Acılı ömrümüzün, efkârlı gönlümüzün salya sümük müztğe, öyküye, filme, siyasete karıştığı bir dönemin kaderini paylaşıyoruz. Eğer arabesk televizyondan dışlanıyorsa, biz utanmayalım dakim utansın? Kader utansın! • Arabesk televizyondan zaten eksik değil; hem de siyaset dalındageçerli... 1987'nin son sabahında Başbakanlık Konutu'nda düzenlenen basın toplantısı televizyondan veriliyor. Sayın Özal kanapeye kurulmuş, yamacına Semra Hanım'ı, Aysel'i, Naim'i, Mustafa'yı, Aysel'in annesini ve babasını almış. Sayın Semra özal, elinde mendil, sürekli biçimde gözyaşlarını siliyor, basın toplantısı uzadıkça uzuyor, gözyaşları dinmiyor. Gazeteciler şak şuk fotoğraf çekiyorlar, televizyon kameralan göz kırpıyorlar, film uzadıkça uzuyor, set işçileri görevterini yerine getiriyoriar, senaryonun dokunaklı olduğunu kimse yadsıyamaz: Beş yıldan beri anasından babasından ayn yasayan Aysel, sevdiklerine kavuşmuştur. Ne güzel bir "son" değil mi? Ama Semra Hanım'ın gözyaşları tükenmryor; Sayın Başbakan açıklama yapıyor: " Semra"diyor, "düngecedenberiağlıyor." Ah.ah.ah... Aysel'in anası gülümsüyor, babası da mutlu, hoşnut; Semra Hanım kendinden geçmiş, dumanlı gözlüklerinin altındaki gözleri görünmüyor; ama mendilini camların altına sokuşturup sokuşturupgözyaşlarını siliyor, sonra iki üçtitreksözcükağzından dökülüyor: " Bu oiayın ne demek olduğunu hissetmek için anne olmak lazım..." Peki, Aysel'in annesi anne değil mi? Kadıncağız ağlamıyor, gözyaşı dökmüyor, gülümsüyor. • Arabeski dış politikamıza da yerleştirdik. Bulgaristan 'daki yüz binlerce Aysel bir yana; televizyonda Aysel'e dökülen gözyaşları, Başbakan hesabına arabesk propaganda değeri taşımıyor mu? Eh, bu durumda neden arabeski yasaklıyoruz? Neden yalnız yılbaşındagöbekattırıyoruz? Her yıl Mevlevitarikatıntn Konya'dakitörenlerinitelevizyonverirken, neden tarikatçılığakarşıymış görüntüsü yaratılıyor? Hazreti Mevlana ne demişti: Ya olduğun gibi görün, ya görundüğün gibi o// Arabesk isek kader utansın yahu! Hem Türkİslam sentezine en yakışan kürtür, arabesk değil midir? Borçların vefaizlerin ödenmesi, Türkiye'yi ödemeler dengesi alanında hâlâ ciddi bir sorunla karşı karşıya tutmaktadır. Borç ödemelerinin büyük bir bölümünün yeni borçlanmalarla karşılanmış olması, kesin ve kalıcı çözüm için gerekli kanallann istenilen genişlikte açılamamış Karşı karşıya olunan sonın olmasındandır. Nitekim, bu yıl 5,5 milyar dolar dolaylarında bir borç ve Rahatsızlıgın bilinen nedenlerinin ilk basamağında, seçim ortamına girildiği sırada, hükümefaiz ödeme gündemdeydi. Bu borç, ödemeler dengesinde kendi tin kamu harcamalan üzerindeki denetlemelerini oluşturduğu farkla değil, 5 milyar dolar civarında yeniden borçlanmak azaltmış olması vardır. Bütçe dışı ve bütçe içinsuretiyle karşılanmıştır. deki harcamalar, kaynaklan aşan noktalara ka FEYYAZ TOKAR Anavatan Partisi mUletvekili seçiminden sayısal bakımdan güçlü fakat yeni hükümetin kuruluş ve Meclis başkaıunın seçiliş çalışmalanndan sancüı çıkmıştı... Seçim selinin kımıldam|ı taşlar yavaş yavaş yerine otunnaktadır. önümüzdeki günlerde yapılacak kanun değişikliği ile bakanlık sayısı artünbr, üst yönetimde kırılmış kalpler onanlırsa, iktidar gemisi bir süre için su almadan seyredebilir... Yeni yasama döneminde ANAP iktidannın önündeki ekonomik tablo, onun sayın genel başkanının, 8 yıl öncesinin ocak ayında ameliyat masasına yatırdığı hastanın "vahim" halinde değil, fakat gereken dikkat gösterilmezse, zatürreye dönuşecek soğuk algınlığı durumundadır... den zaptedilememektedir? Sorulann ardından dolanıp yanıtlarla yollarını kesmeye çalışalım. Konunun serbest piyasa ve resmi kurla ilgili kısmımn bir geçici, bir de kalıcı yönü olduğunu düşünmek gerekir. Şu sırada resmi kurlarla serbest piyasa arasındaki farkın büyümesi, kanımızca borç ödemeleri nedeniyle Merkez Bankası'nın, bankalardaki döviz mevcutlannı kendine aktarmaya çalışmasından ileri gelmektedir. Bu, geçici nedenlerden birisidir. öbürü ise, seçim öncesinde başlayan devalüasyon beklentisi dolayısıyla yurt dışından gelecek döviz akımının durmuş olmasıdır. Kalıcı olan nedene gelince: Son yülarda Türkiye'nin dışsatımı dolayısıyla, ödemeler dengesinde bir iyileşme açıkca kendisini göstermiş olmasına karşın, henüz tam sağlıklı bir yapıya kavuşmamasından kaynaklanmaktadır. Yani, Türkiye yine artan bir biçimde dışalımını sürdürmektedir. Dış ticaret açığı, dışsatım artmış olmasına karşın, yine büyük boyutlara ulaşmaktadır. Cari ödemeler dengesindeki açık azalmış, ancak bitmemiştir. Borçlann ve faizlerin ödenmesi, Türkiye'yi ödemeler dengesi alanında hâlâ ciddi bir sorunla karşı karşıya tutmaktadır. Borç ödemelerinin büyük bir bölümünün yeni borçlanmalarla karşılanmış olması, kesin ve kalıcı çözüm için gerekli kanallann istenilen genişlikte açılamamış olmasındandır. Nitekim, bu yıl 5,5 milyar dolar dolaylannda bir borç ve faiz ödeme gündemdeydi. Bu borç, ödemeler dengesinde kendi oluşturduğu farkla değil, 5 milyar dolar civannda yeniden borçlanmak suretiyle karşılanmıştır. Bu da sorunun kalıcı yönünü gösteriyor. Şimdiye dek kur uygulaması sürdürül Döviz kurlan neden zaptedilememekte? Kimin haarladığı hâlâ tartışılan (Demirel mi? özal mı?) ancak dümenini özal'ın tuttuğu kuşkusuz olan 24 Ocak'takine benzer kararlara ne ölçüde gereksinim duyulacağı, başlayan yılın güncel sorunudur... Nitekim 8 yıl önce alınan çok ciddi önlemler, ekonominin büyük sarsıntı içindeki dengelerini yerlerine oturtmak içindi. Enflasyon bugünkünü üçe, dörde katlamıştı. Karaborsa ile resmi kur arasındaki fark günümüzdeki 80100 liralık açıgm çok üzerindeydi... Peki aynı kısır döngü yeniden başlayacak nııdır? Tedavi için yanlan receteler yine dar gelirlinin alabilme gücünü tüketecek, pahalı ilaçlardan mı oluşacaktır? Ve nihayet aynı füm yeniden mi seyredilecektir? Enflasyon niçin inmemekte, döviz kurlan ne dar ulaşmıştır. Bunlar, önce piyasadan ve Merkez Bankasın'dan borçlanmak suretiyle karşılanmak yoluna gidilmiş ve bir yıl içinde piyasadaki para hacminin % 55 dolayında arttığı görülmüştür. Merkez Bankası sınırlanrun zorlanması sonucu, kısa vadeli piyasa borçlanna müracaat, harcamalarla kaynaklar arasındaki dengeyi zedelerken bütçe dışındaki fonlann boyutlan da bir yanm bütçe büyüklüğüne ulaşmıştır. Işte, yapısı, genelinde olumlu görillen yeni özal hükümeti, öncelikle bu dengeleri oluşturmak sorunuyla karşı karşıyadır. Esasen çalışmalara başlandığı da açıklanmıştır. Şimdi sonın, bu çalışmalann hangi kesimleri ısıracağıdır... Kabinenin genç özal'ının da vurguladığı gibi, öncelikle vergi gelirlerini arttırmak gerekir. Ya yeni bir vergi oluşturulacak, ya da mevcut vergi kanunlannı daha verimli bir biçimde uygulamak gerekecektir. Bunlardah hangisini yapacağını hükümet henüz açıklamamıştır. Yeni vergi koymaktan kaçınılacak mıdır? Vergi kanunlannı olduğu gibi kabul ederek, bunlann uygulamasında verimliliği arttıracak bazı önlemler mi ahnacaktır, göreceğiz. Itiraf etmek gerekir ki, gelir dengesi bakımından en önemli olan enstrüman, bütçe birliği, bütçe disiplini bir sarsıntı içerisindedir. Eğer sağlıklı bir yaklaşım beklemek gerekirse, bunun hem bütçe hem fonlarla birlikte ele alınması ve bunlann kaynaklarıyla, gerek bütçeden, gerekse fondan yapılan harcamalar arasında, bir denge kurulması gerekecektir. (Biz bu yazımızı hazırladıktan sonra Sayın özal'ın hükümet programı üzerindeki eleştirilere verdiği yanıtlar arasında bu dengenin sağlanacağı vaadini memnuniyetle saptadık.) Vergi sistemimizin ekonomik bakımdan yeterli olmadığı bilinmektedir. Gerekli harcamalan kar Sonuç ANAP'ın ekonomik kurmaylannın, yeni yasama dönemine girildiği şu günlerde, taşıdıklan sorumluluk gerçekten çok büyüktür. Ancak, görülen odur ki, Sayın Turgut özal, bu işin üstesinden geleceğine inanmıştır. Nedeni de ortadadır: Ekoniminin dümenini kardeşine, gözetimini, giderek kader arkadaşı olan Sayın Kaya Erdem'e vermiş ve kendisi de süvari kamarasından rotaya bakarak, denizcilere özgü deyimle, "Allah selamet versin" demektedir. "Dümencinin iyi bir rota izleveceği kanısında olmasa, üzerine titrediği genç Ozal'ı kaptan köşküne çıkarmazdı", yargımız, 1988'in ekonomik açıdan oldukça bulutlu ilk günlerinde geleceğe iyimser bakmamıza yardımcı oluyor... Dileğimiz, umutlann gerçekleşmesidir. EVET/HAYIR AKBAL MflJOR OZCUN MUZIK YAPIM Muzik dunyasına sfUA FMCA* SUNAR STUDIO A RT Taraf Olmak Olmamak Atatürk ne demişti: "Ben bitaraf değilim bir tarafım"... Sayın Evren de şöyle buyurmuş: "Bir insanın tarafken tarafsız olmasının en zor iş olduğunu biliyorum." Meclis Başkanlık Divanı'nın Çankaya'da kabul edilmesi sırasında söylemiş bu sözleri... Bakmış karşısında üç SHP'li ve iki DYP'Iİ var, gerisi hep ANAP'lı, bu öğüdü vermiş: "Sizler ayrı ayrı taraflardansınız, buraya girdikten sonra o tarafı bırakıp tarafsız olabilmek hakikaten güçtür, ama bunu başarabileceğinize inanıyorum." Meclisin ilk açıldığı gün taraflardan biri öteki taraftan görev arkadaşının suratına yumruk indirmedi mi? Gerçekten güç taraf olmak! Hele ardında 290'dan çok adamın varsa, hele hele başkanlık koltuğunda da yumruğunu attıktan sonra seni kutlar gibi elini sıkan bir lider oturuyorsa!.. Sayın Evren nerden biliyor acaba diye düşündüm, 'tarafken tarafsız olmanın en zor iş' olduğunu? Kendisi hangi taraftan? Devtet Başkanlarının tarafsız olması gerekir sanıyordum. Partiler dışı bir başkan ne diye taraf olsun? Eski Cumhurbaşkanlan ki Mecliste seçilirjerdi Atatürk, İnönü, Bayar bir tarafın insanlarıydılar. Atatürk, İnönü CHP'nin, Bayar DP'nin genel başkanlarıydılar. Daha sonraki başkanlar 'tarafsız'dılar, daha doğrusu bir partinin üyesi değillerdi. Gürsel askerdi, Sunay askerdi, Korutürk askerdi. Evren de asker.. Bu kışiler, partiler karşısında tarafsızdılar. Tarafsız olmak, davranmak zorundaydılar. Sayın Evren 'tarafsız olmanın zoriuğunu' iyi biliyor. Nerden, nasıl biliyor? Kendisinin yer aldığı taraf 1983'te Sunalp'ın kurduğu MDP idi. Öyle bir kanı uyandırmıştı. Hele seçimöncesinde yaptığı konuşmada açık açık MDP'yı tutmuş, Özal'ın ANAP'ını da kötülemişti. Oysa seçim Evren'in tuttuğu tarafın yenilgisiyle sonuçlandı. O kadar ki Sunalp'in iktidar adayı MDP'si Mecliste üçüncü parti olmuştu ancak!.. Tarafısız olmak en zor iştir'... Ama gerekli midir tarafsız olmak, zorla tarafsız davranmaya çalışmak? Atatürk bir 'taraf'tı, İnönü bir taraf'tı. CHP'nin temsil ettiği cağdaş uygarlıktan, halkçılıktan, sürekli devrimcilikten yanaydılar. Bu ulusu ileri bir yaşam düzeyıne, demokrasiye, gerçek özgürlüğe, tam bağımsızlığa kavuşturmak isteyenlerin tarafındaydılar, o tarafın öncüleriydiler... Bir Devlet Başkanı 'tarafsız' olabilir mi, olmalı mı? Bence olmamalı... Türkiye gibi geri kalmış bir ülkenin baş kişisinin en önemli görevi ulusunu çağdaş uygarlığa yetiştirmek, demokrasinin gereklerini yerine getirmek, Atatürk Cumhuriyeti'nin temel ilkelerini geliştirmek, devrimci atılımları hızla sürdürmektir. Bu da bir 'taraf'ta yer almakla olur. O taraf da, ilericilerin, gerçek Atatürk devrimcilerinin yanıdır. Atatürk 'ben bir tarafım' derken, "İdarei maslahatçılar devrimci olamazlar" derken bunu anlatmak istemiştir. Sayın Evren tarafsız kalmanın güçlüğünü' belirtirken Türkiye'de gericilerle ilericiler arasındaki, açıkçası Atatürk devrimınden yana olanlarla bu devrime ta başından beri karşı çıkanlar arasındaki kimi zaman açık açık, kimi zaman sinsi s'ınsi sürdürülen savaşımda 'tarafsız' kaldığını mı anlatmak ister? Hangi (Arkası tt. Sayfada) işte Arsivlik bir kaset datia DESTE GÜNAYDIN geliyor FEYHAMAN DU RAN ATATÜRK ''/ORTRESÎ S E R G İ S 'YÜRÜYORUM DIKENLERIN ÜSTÜNDE"nin yaratlCISl ozan HASAN KAPLAN •İCANIMI YOLUNAMKOYDUCUM • • A J Ö R IMÇ 6 Blok 6506 Studvo Oegışifrı Tonmeıster 5EZER BAĞCAN bu kez DESTE CÜNAYDIN için besteiedi. Plâkçılık ^^n^3' 2 !« »1*1 Cad MjrnaniıYunij No ^ C ' SOCSZ VV Tuneı BODŞIU IST^^BlJL T > ı : • İ TMMOB MİMARLAR ODASI İZMİR ŞUBESİ GENEL KURUL DUYURUSU Mimarlar Odası tzmir Şubesi 29. Dönem Olağan Genel Kurulu aşagıdaki belirtilen günlerde, gündemindelci konulan görüşmek üzere toplanacaktır. Basanb bir genel kunıl için türtı üyelerimizin katılımını bekler, Oda kimliklerini yanlannda bulundurmalarını rica ederiz. Saygılannuzla, 29. Dönem Yönetinı Kurulu 1. Açılıs ve Başkanlık divanı seçimi 2. Saygı dunışu 3. Açüış konuşması 4. Çalışma raporunun okunması ve değerlendırilmesi 5. Adaylann belirlenmesi a) Yönetim Kurulu b) Merkez delegeleri 6. Adaylann tutanağa bağlanarak ilanı ve kapanıs. Çoğunluk arama koşuluyla Yapılacak Genel Kurul toplanusı Tarih: 23 Ocak 1988 Cumartesi Saat: 13.30 Yer: Mimarlar Odası lzmir Şubesi Lokali 1441 Sokak No. 2/1 lzmir Yönetim Kurulu ve Delege Seçimleri Tarih: 24 Ocak 1988 Pazar Saat: 9.00 17.00 Yer: Mimarlar Odası tzmir Şubesi Lokali 1441 Sokak No. 2/1 lzmir. 23 Ocak 1988 günü coğunluğun sağlanamaması sonucu yapılamayan genel kurul ve seçimler aşağıdaki tarih ve yerde çoğunluk aranmaksızın katüanlarla yapılacaktır. Genel Kurul toplantısı Tarih: 30 Ocak 1988 Cumartesi Saat: 13.30 Yer: Atatürk ll Halk Kütüphanesi v Yönetim Kurulu ve Delege seçimleri Tarih: 31 Ocak 1988 Pazar Saat: 9.00 17.00 Yer: Mimarlar Odası lzmir Şubesi Lokali 1441 Sokak No. 2/1 Alsancak lzmir. AÇIK TESEKKÜR Tek tek teşekkür olanağı bulamadığımız, yurt içinden, dışından ve cezaevlerinden çok sayıda tebrik ve mektupla yeni yılımızı kutlayan dost ve arkadaşlarımızın, tüm demokratlarm yeni yılını kutlar, insanca yarınlar dileriz. NİHAT SARGINHAYDAR KUTLU Yaptm ve Gen«i Da^ıüm: ADA Yaymcılık ve MOzik TIc.Ltd.Şli. S.S.K. Işhanı. 2. Çarşı fio: 12 KmlayANKARA Tel: 132 42 72 ^f ADK HÜSEYİN TCİRKOĞLÜ ^BİNBOĞA'nın Yenıkaseti ÇIKTI Tüm Sevdahr /Adına'\Ç Kundaktakı Bebekten Hayat boj. u Saçmı Supurge Etmış Seıgı/ı Analanmıza Kadar Herkesın Turkusunu Yazdtm ue Soytedım ^, \Ah Rıza Bınboğa /M AURIZA TAY1AŞMAK NEGÜ2EL" Genel Dağıtım UZELLİ PLAK IMÇ 6 Blok No6325 Tel 51343034 Hat başka „ sevda Yapım ve Genel Dağıtım: ADA Yayıncılık ve Müzik Tic. Ltd. Şti. S.S.K. Işhanı, 2. Çarşı No: 12 KızılayANKARA Tel: 1324272 UĞRAŞ İNŞAAT Dost Sanayi ve Tic Ltd. Şti. müşterilerimizin yeni yılını kutlar. Sağlık ve esenlik dolu günler dileriz. Inş. Müh. Müteahhit Cafer Bulut Fevzi Ekinci Kağıthane Tel: 148 86 87 ve Atena Deponte 700 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymları Turkocağı Cacl. 3941 Cağaloğlulslanbul YAŞAYAN KOSTA Çiftçilerimize,bayilerimize ve ülkemize bereketll bir yıl dileriz... ISTANBUL GUBRE SANAYII A S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle