19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhumet Maıbaacılık ıe Gazetecıhk Turk \nonım Şırketı adına Nadır Nadi % Genel Ya>ın Muduru Hasan Cem»l, Muessese Mudıuu Emine Işaklıgil. Yazı Işlerı Muduru Oka> Gonensin, 0 Haber Merkezı Vluduru > alçın Ba>er, Sa\ta Duzenı Yoneımem \li Acar, 0 Tem'ılcıler ANKARA >alçın Dogan. İZMİR Hıkmel Çelinkaı». ^\DA\A Celal Başlangıç. kunbul Haberlerı Krhan Aktıldu, Dış Haberler Ergun Bakı, Ekonomı Osman llaga), Kulıur C'elal Lsıer, Spor Danışmanı AMulkadir Vucelman. Duzelıme Refik Uurbaş, BılımEgnım Şahin Alpav. IşSendıka Şukran Kelenci. Yurt Haberlerı Necdel Dogan, Dızı Yazılar. Kerem Çalışkan. Bursa Le%ent Gençclli, # Koordınator \hmtl Korulsan, 0 Malı Işler Erol Erkul, 0 Reklam Ajje Torun, Ek Ya>ınlar Hul)a \k>ol 0 tdare Huw>in Curer, Işletme Onder Çelik. Bılgı Işlem Vail Inal Utnan le Ytnan Cjmhun>cı Matbaacılık « Ga/««ılık T «ı Ş Turk Ocagı Cad 39i t 34334 Isı PK 246K'anbul Tei 512 05 05 (20 hall Telcx 2224« Fax (1)526 60 72 # Burolar Ankıra. l,, ı Gokalp BK InkıUp S S o 1 9 4 . Tel 133 II 414"". Tele» 42344 Fıx 14) 133 82 64 % lımır H Zı>a Blv I352S23.TCİ 13 !2 30. Telcı 52359 F»x (511 13 12 }0 # Mlana 1ıonjCad 119 S No 1 Ka( 1 Tcl 11455O1I973I Teltx 362155.Fax (711)328056 TAKVİM 18 OCAK 1988 Imsak: 5.48 Güneş: 7.18 öğle: 12.19 Ikindi: 14.47 Akşam: 17.10 Yatsı: 18.34 Avrupa siııeması kan arıyor HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Atlantik'in bu yakasında oturanlar, "Neden Amerikan fihnleri Avnıpa fUmlerinden daha çok tutuluyor?" diye hayıflanmakta biraz haksızlar. Çünku "Avrupa Sioema ve Televizyon Yıh" başlarken yaşlı kıtamn "eiitleri", hem Amerikan sinemasının Avrupa sinemasını silip supürmesınden yakınıyorlar Kem de "seçkinci" ve "ealetektücl" tercihlerınden taviz vennemekte direniyorlar. Belçika'nın güzel prensesi Paola perşembe günü Bruksel Belediye Sarayı'nda 169 "krema sinema efeştirmeninden" ohışan uluslararası jürınin seçtiği "son otaz yıhı en iyi on ikj Avrupa filmini" açıklarken pek çok kişi bunu duşündü. Çünku bu filmlerin pek çoğunu, gişe rekorları kırmış yapıtlar teşkil etmedi. Birinci sırada Fellini'nin "süper enlelekttieT fılmı "Sekiz Buçuk" vardı. Ardından, "Serseri Asıklar" ile Godard geldi. Sonra, "Amarcord", "Hiroşima Sevgffim ", "Viridiana". "Geçen YU Marienbad'da" gibi çok önemli, fakat genış seyirci kitlesine ulaşmakta oldukça başansız kalmış kurddalar yer aldı. En iyi yönetmenler ise Fellini, Bergman, Bunuel Truffaut, Godard vesaıre vesaire olarak sıralandı. Aktör ve aktristler konusunda, 169 kişilik, uluslararası juri biraz daha az "eötisl" bir seçim yaptı ve Sopfcia Loren, Catherine Dene•ve, Marcello Mastroianri, Jean GaMn, Lino Venlura gıbi Avmpalı kitlelerin gönlünde taht kurmuş isirnler de listeye girdi. Ayıu 14 ocak gunü, AT Komisyonu'nun basın merkezüıde yapılan ve Son 30 yılın en iyi Avrupa fılmi Sekiz Buçuk, en iyi yönetmeni Fellini 10 çocuktan biri menenjitten ölüyor ANKARA (AA) Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi öğretim iiyesi Prof. Kalbiye Yalaz. herhangi bir okulda, sınıfta bir veya birden fazla çocuğun menenjit olması durumunda, hemen koruyucu önlemlerin alınması gerektiğini ve bir sure karantina uygulanmasının uygun olacağım söyledi. Prof. Yalaz. menenjitin en çok 5 yaşm altındaki çocuklarda görüldüğunü, bunun önemli bir bölümünü de bir yaşın altındaki çocuklarm olusturduğunu kaydetti. Türkiye'de sağlık istatistiklerinin yetersizliğini buyük bir eksiklik olarak niteleyen Prof. Dr. Yalaz. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi'nin otopsi materyali sonuçlarına göre, çocuklarm yüzde 9 oranında menenjitten öldüğünün saptandığı bildirdi. Avrupa'da son 30 yılın en iyi kadın oyuncusu Jeanne Moreau ile en iyi erkek oyuncusu Mastroiannı, Italyan yonetmen Michelangek) Antonioni'nin "Gece" filmınde. gazetecilenn bu salonda görmeye hiç alışık olmadığı "aktrisl yonetmen eİeştinnen" kitlesinin de hazır bulunduğu renkli bir törenle 1988, "Avrupa Sinema ve Televizyon Yüı" ilan edildi. Törenin "flaş ismi" ise Avrupa Parlamentosu'nun eski başkanı ve eski Fransız bakanlardan SimoneWeüidi.Gerek Weil gerek diğer konuşmacılar, şu anda Avrupa televizyon ve sinemasının son derece hazin bir gönınüm arz ettiğini vurguladılar ve bir dizi istatistik bilgiyi sıraladıktan sonra, bu durumu ortadan kaldırmak içirı çeşitli Avrupa kurumlannın 1988 yılı içinde ne tur inisiyatifler almaya haarlandığını açıkladılar. Bu bilgilere göre, son yirmi yıldır Federal Almanya hariç, bütün AT ulkelerindeki sinema seyircisi sayısı hızla ve istikrarlı bir biçimde azalmaya devam ediyor. Bunun lemel sorumlusu ise beyazperdenın hayal dunyasını bıraz daha sınırlı biçimde olsa da, evlere getiren televizyon. Fakat perşembe günü Brüksel'de soylenenlere bakılırsa, Avrupa televizyonu biJe Amerika'nın bir kolonisi durumunda. Çunkü AT ulkelerinde mevcut televizyon istasyonlarının programladıklan yapıtların yuzde 60'ıru Avrupa dışından ithal edilmiş yapıtlar oluşturuyor. Bun seyircisinin sayısı televizyonun etkisiyle giderek azalıyor. Mevcut seyircilerin önemli bölümü de Amerikan filmlerini tercih ediyor. AT ülkelerinin televizyonlarında yayımlanan programların yüzde 60'/ Avrupa dışından ithal edilmiş yapıtlardan oluşuyor. Aslan paymı süper prodüksiyon fılmleri ve TV dizileriyle ABD alıyor. dan, aslan payını da süper prodüksiyon filmleri ve dizileriyle ABD alıyor. Aynca son yıllarda Avustralya, Brezilya ve Japonya tarafından üretilmiş dizilerin, Avrupa televizyonlanndaki gösteri oranı, sürekli artıyor. Buna paralel olarak televizyonun tekelinden dolayı Avrupa'da sinema seyircisi sayısı azalırken, mevcut seyircilerin önemli bölümü de yine Amerikan filmlerini tercih ediyor. Örneğin Avrupa'da sinema sektörflnun en gelişmiş ulke olduğu ttalya'da, vizyona çıkan filmlerin yuzde 53'ü Amerikan prodüksiyonlartndan, yüzde 31 "i yerli yapımlardan, AvrUpa'da sinema geriye kalan bölümü de diğer Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere öteki devletlerin üretimlerinden oluşuyor. Brüksel'de yapılan açıklamalara göre hem Avrupa sinemasına yenıden can vererek "altın yıllan" geri getirebilmek hem de Avrupa televizyonlarındaki yerli yapımlarm payını arttırabilmek için acü bir seferberlik gerekiyor. Turkiye'nin de dahil olduğu ve butün kıtayı kapsayan bu seferberlikte, ."notor rolünü oynayacak iki uluslararası kuruluş ise AT ve Avrupa Konseyi. 169 kişilik uluslararası jüriye göre son 30 yılın en iyilerı şöyle: Ea l > i f i l a ı l e r : Sekiz Buçuk, Serseri Âşıklar, Amarcord, Venedik'te ölüm, Fanny ve Aleksandr, O Thiassos, Leopar, Viridiana, Macera, Hiroşima Sevgilim, Jul ve Jim, Geçen YU Marienbad'da. Ea İyi yftaetBBemler: Fellini, Bergman, Bunuel. Truffaul, Visconti, Godard, Antonioni, Resnais, Wenders, Fassbinder, Bresson, Bertolucci (4 ttalyan, 4 Fransız, 2 Alman, 1 tspanyol, 1 lsveçli) Ea i y i a k t ö r l e r : Marcello Mostroianni, Michel Piccoli, Dirk Bogarde. Gerard Depardieu, Vittoria Gassman, Philippe Noiret, Yves Montand, Gian Maria Volonte, Bruno Ganz, Alec Guinness, Lino Ventura, Jean Gabin. E B l y l a k t r i s t l e r : Jeanne Moreau, Catherine Deneuve, Simone Signoret, Romy Schneider, Liv Ulmann, Hannah Schygulla, Vanessa Redgrave, Isabelle Adjani, Anna Magnani, Sophia Loren, Ingrid Bergman, Monica Vitti. Diploma yerine nüfuzlu tanıdık ANKARA (AA) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca Cazi Üniversitesi'ne yaptırılan bir araştırma, "Gençlerin is bulmada nufuziu tanıdıklara sahip olma eğilimini taşıdıklannı" ortaya çıkardı. Okuryazar olmayanlarda yüzde 45.5, okuryazar veya ilkokul mezunu olanlarda yüzde 38.6 olarak ortaya çıkan iyi bir iş bulmak için diplomaya atfedilen önem, yüksekoğrenim görmüs olanlarda liA'e kadar iniyor. I Son otu7 yılın «ı iyi Avrupa filmi seçilen "Sekiz Buçuk", bir bakıma italyan yonetmen Fedenco Fellini'nin kendi portresı nıteliöindeydi. Fellini'nin 1963'te çevirdifli "Sekiz Buçjk"ta. bunalımın eşıjine ge*en ve yaşamının tumü fantezüer nalinde gozunün önunden geçen film yonetmenini Marcello Mastroianni canlandırmıştı. Kömür ve tebeşir veü bağışmdan Koruma dernekleri, Milli Eğitim'den çok az maddi yardım geidiğini belirterek, veiilerden tebeşir, kömür, kâğıt gibi gereksinimler için yardım istiyorlar. tZMftt (Cumhuriyet Ege Burosu) Köy ilkokullannın yetersizliği ve birçok gereksinimin karşılanamayışı sık sık gündeme getırilirken, kent ilkokullan da velilerin eline bakıyor. Koruma dernekleri velilere gönderdikJeri yazüarda, milli eğitimin gerekli katkıyı sağlamadığından yakınıp tebeşir, kâğıt, kömür ve onanm masrafı için yardım beküyor. Milli Eğitim Müdurlüğü yetkilileri ise demeklerin bahane bulmak için böyle davrandıklanru belirterek, onarım dahil her tür ihtiyaçlann kendileri tarafından karşılandığını öne sürüyor. Koruma Derneği Başkanı imzasıyla ilkokul öğrenci velilerine gönderilen yazKİa, eksiklikler anlatılıyor. Ardından da bağış çağnsı yapıhyor. "Milli eğitimin iikokullara maddi yardımı bilindigi gibi çok az olup, lustbdır" diye başlayan açıklamada, daha sonra şu görüşlere yer veriliyor: "Oknlun zaruri ihtiyaçlan, sizin yapOtuuz bagı$lar vt diğer yan geiirte karşıjanmakladır. Mesela okulumuzun tebeşir ibtiyacı, lanlan camlann onanmı, Uave komur, odun, sobalann ızgara ve kovalan, teksir ve dosya kigıdı, ders arac ve gereçleri, ampoOer, bozulan priz ve musluklar, tekfon ücreti, sıra, pencere ve kapı dofnuna onanm masraflan koruma «Jemejimiz tamfından karşüanmaktadır. Bunlar dışında ögreimenler odasının çatı izalasyonu, voleybol için file ve direk, basketbol direklerinin onanmı ve fakir çocuklara yar<hm yapdacak isler arasındadır. Yardımlannıa, imkânlannızı aşarak \t severek yapacaguııza bütün kaibimiz1e inaoıp bekliyornz." Milli Eğitim Müdurlüğü yetkilile,ri, iikokullara yapılan yardımlar ve katkılar konusunda koruma dernekJerinin yaklaşımını paylaşmayıp, eksiklıklen "bahane" olarak yorumluyorlar. Yetkililer şunlan söylüyorlar: "Biz, istedikleri zaman ber turiü ihtiyaçtınnı karşılanz. Koruma dernekleri pan toplamak için bahane anyorlar. Kömür, diğer eksiklikler ve onanm da dahil olmak tizere istegi otaa ber ilkokulun ihtiyacını biz karşılamaya hazınz." Kent ilkokullan zor durumda Iııgiliz solunda zor flört Sosyal Demokrat Parti ve Liberal Parti arasındaki birleşme çabalan ilk aşamada sonuçsuz kaldı. Liderler daha dengeli bir formül arayışı içîndeler. Birleşmeye karşı çıkan SDP'nin eski lideri David Owen'ın kurduğu "Sosyal Demokrasi için Kampanya" örgütü ise birleşmeyi engellemeye çalışıyor. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA Liberal Parti ile Sosyal Demokratik Parti'nin (SDP) birleşme çabalan, geçen günlerdeki yoğun ve tartışmalı girişimlere rağmen bir sonuç vermedi. İki partinin liderleri arasında varılan görüş bırliği, özelükle Liberal Partili mületveküleri tarafından benimsenmedi. Genellikle ortanın biraz solund? görüşleriyle tanınan Liberal Partili milletvekillerinin, sırf SDP ile birleşme uğruna, partiyi daha sağa çekecek bir birleşme formülüne karşı çıktıklan beürtiliyor. Özellikle de Amerikan yapımı, denizaltıdan atılabilen Trident nükleer füzelerinin "bir sure daha" İngiltere'de konuşlandınlması ve nukleer enerji •iantral yapımının sürdüriilmesi gibi Liberal Parti'nin benimsemedıği görüşlerin, "büieşme bildirgesi"nde yer almasr, miletvekillerinin eşi gorulmedik bir biçimde topluca protestosuyla karşılaştı. Birleşme göriışmeleri ilk basladığında, parlamento geleneği çok daha güçlu olan Liberal Parti'nin, SDP'yi ">utacagı" tahmın edilnîişti. Oysa birleşme bildirgesinde SDP'nin özellikle savunmaya ilişkin görüşlerinin daha ağır bastığı görüldu. Şimdi iki liderin, daha dengeli bir formul uzerinde yeniden çalışmaya başlamalan bekleniyor. 1981'den beri guçbirliği yapan Liberal Parti ile SDP'nin, geçen hazirandaki genel seçimde umduklan başanyı elde edemerneleri üzerine, SDP içinde, partinin liberallerle birleşmesi yönündeki eğilim güçlenmiş, ağustostaki kongrede de liberallerle birleşme karan alımnca parti lideri David Owen, istifa etmişti. Yeni lider Robert MacLennan Ue Liberal Parti lideri David Stee! birleşme yönunde en az 200 saat çalıştılar. Ağır aksak giden çalışmalar geçen ay "yeni partinin adı" uzerindeki tartışmalar sırasmda da kesıntiye uğradı. Sonuçta, "Yeni Liberal ve Sosyal Demokratik Parti" adı uzerinde anlaşma sağlanabildi. öte yandan böyle bir birleşmeye karşı olan SDP'nin eski lideri David Ovven, kendi görüşlerini savunanlarla birlikte dördüncü bir parti kurmanın hazırlığ] içinde. Genel başkanlıktan aynlmasına rağmen halen SDP milletvekili olan Owen'ın kurduğu, "Sosyal Demokrasi İçin Kampanya" adlı örgüt, birleşmeyi engellemek amaayla çalışıyor. "Kampanya"ya karşı çıkanlar ise Oven'ın kumar oynadığıru, Ingiliz siyasal yelpazesinde değil dördüncü bir partiye, üçüncü bir partiye dahi zor yer bulunduğunu kaydederek, Liberal Parti'yi örnek gösteriyorlar. PORTRE DAVİD STEEL Liberal başkan Oavkl Çocuksu yuzü ve genç tavulanyla hiç de 50 yaşında göstermeyen David Steel, Iskoç asıllı. 1957 yüında Liberal Parti'ye giren Steel, belediye meclisi ayeliklerinden sonra 1%5'te 26 yaşındaki milletvekili seçildi. Liberal Parti lideri Jeremy Thorpe'un, ilişldde' olduğu bir eşcinseli öldürtmeye kaJkügı iddialan arasında istifa etmesi üzerine, 1976'da genel başkanhğa getirildi. 1981'de Işçi Partisi'nin aşın sola kaydığını savunan bazı milletvekillerinin kurduğu Sosyal Demokratik Parti'yle ittifaka girişti. Steel yönetimindeki Liberal Parti, yerel yönetim duzeyinde bir ölçüde gOçla olmakla birlikte, Ingiliz siyasal yajamında Işçi Partisi Ue Munafazakâr Parti'nin ikili sistemini kıramadı. PORTRE DAVİD OWE3N~ Birleşmeye karşı İK> Partisi'nin eski "barika çocuğu" , SDP'nin eski Genel Başluuu David Oweo da 50 yasında. Cambridge'de üp okuyarak nörofarmakoloji ihtisası yapmış. 1961'deî}ci Partisi'ne girmiş. 1962'de ilk adaylıŞını kazanamamakla birlikte, 1966'da milletvekili olmuş. Koyu bir Avrupacı. Partisinin siyasetine karşı çıkarak Ortak Pazar'a evet diyenlerden. 1974'te SajUk Bakan Yardımcısı, 1977'de Difisleri Bakanı. Partisinin gitgide aşın sohın ve sendikalann sultasına girdiğini savunarak 4 arkadaşıyla 198!'de istifa ediyor ve SDP'yi kuruyor. lngütere'nin kendi Cnıise fuzesini yapmasıru öneren, Trident'in konınmasını isteyen bir savunma siyaseti beninuedi. Liberallerle birleşmeye karşı. JinaU Coca Cola gençlik korosu David Ovven tzmir'de anormal doğumlar araştırılıyor Beyinsiz bebek oranı ytiksek radyasyon" gibi etkenlerden kaynaklandığını bildirdiler. SSK Tepecik Doğumevi'nden Dr. Bulent Kayhan ile SSK Tepecik Çocuk Hastanesi Klinikler Şefı Doç. Dr. Suat Çaglayan'ın birlikte yürüttukleri 15 bin doğumda anomali oranının belirlenmesi çalışması, 1986 ağustos ayı ile 1988 ocak ayı arasındaki 16 aylık bir dönemde gerçekleştirildi. Çalışma ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Suat Çağlayan. "Dünya istatistiklerine göre diğer anomalüerde belirgin bir artış yok, ancak anensefali denilen, beyin dokusunun büyuk ölçude oluşamaması anomalisinde dünya ortalamalanna göre yüksek bir oran saptadık" dedi. Bebekte beyin dokusunun gelışmeden doğumu durumunun bınde 1.8 oranında bulunduğunu belirten Doç. Çağlayan, şunları söyledi: "Bu tür anormal dogumun normalde iki binde 1 oranında olması beklenirken araştırmada bu oran iki bin dogumda 3.5 olarak gönildü. Yani 15 bin dogumda 25 anensefali olgusu vardı. Bu oran, dünya standartlanna göre yuksek. Oranın yuksek bulunmasındaki etkenlerin akraba evlilikleri, çe>resel kirletenler yani hava ve su kirliliği. gıdalardaki kimyasal maddeler, ilaçlar ve radyasyon olduğunu sanıyoruz. Henuz diger analizler yapılamadığı için araştırma surmektedir. Dogum sayısı arttıkça, anormal dogum sıklıgının >e elde edilen rakamlann degişebilecegini goz önünde bulundurmak gerek. Ne yazık ki böyle bir çauşma daha önce yapümadıgı için yap(ıgımız araştırma sonuçlanjla öncesini kıyaslama olanagımız yok. Yalnızca duma standartlanyla bir kıyaslama yapabiliyoruz." Araştırmada meningösel (omuriliği dışarda) doğum sayısı 17, ensefalosel (beyin dışarda) doğum sayısı 8, hidrosefali (beyin ıçı sıvısının fazla olması) doğum sayısı 12 olarak bulundu. Merkezi sinir sistemine aıt toplam anomali sayısı 59 olarak belirtilirken, toplam buyuk anomali sayısı 201 olarak açıklandı. İzmir SSK Tepecik Doğumevi ve Hastanesi'nde yapılan bir araştırma sonucu, doğumlarda beyinsiz bebek (anensefali) oranınm dünya ortalamasımn üç katı olduğu saptandı. 'ASUMAN ABACIOĞLU N O C|l||llfİIİMouadurtyasınırmerkeaParistııuntO'avantijarde'' " w «••••«••%••• modacılannuan Thierry Mugler, smokine aüf yaparak ctddl ve Was* gece toyafeflerinden sıkılan bayanlar için yeni bir saton modası geliştinti: "No smoldn." Stem dergisinue yer alan habere göre görunüşte salon ceketi olarak bilinen smokinleri andıran bu yeni modeller, bedene yapışık ve ftytesine kısa kj, hemen kalçalann üstünde bitiyor. Bacaklara altşılmadık bir özgurluk tanıyan bu kryafet gomieMe giyüebfldifli gibi. gömteksiz de kullanılıyor. Ancak yaka dekoltesi bele kadar açık oMuOundan, gömteksiz ^yikNCinde, özellikle erkelder tarafından "neyecan verici" bulunuyor. Sırtı ve omuzlan açık gece giysilerini yeğleyen bayanlar ise, kuçük bir hamle ile giysinin uzun kollanndan kurtulma olanaflına da sahipler Ancak bu durumda kolsuz, kısa ve gömlekstz olarak alışılmtş smokinden çok farklı bir görunum alan kıyafeti, yaraücısı Mugler "No smokin" olarak adlandırmayı yeölemiş. İZMİR SSK Tepecik Doğumevi ile SSK Tepecik Çocuk Hastanesi'nin anormal doğum oranınm belirlenmesi amacıyla 15 bin doğum uzerinde yaptıklan araştırmada, "anensefali" denilen beyin dokusunun oluşmaması oranı, düny'a istatistiklerine göre üç kat yuksek bulundu. Araştırmacılar. yuksek orandaki bu anormal dogumun "Akraba evlilikleri, hava ve su kirliliği, gıdalardaki kimyasal maddeler, ilaçlar ve Istanbul Haber Servisi 1988 Kanada Calgary Kış Olimpiyat Oyunlan'nda CocaCola Dünya Gençlik korosunda Türkiye'yi temsil edecek 2 aday belirlendi. Yapılan elemeler sonucu, ses güzellîğinin ve şarkı söyleme yeteneğinin yanı sıra Türkiye'yi dış ülkelerde temsil etme özelliğinin de arandığı yanşmada birinciliği 18'i kız ve 18'i erkek toplam 36 aday arasından Esra Apaydm ile Tarkan Tüzmen kazandı. Çoğu sanatçılardan oluşan 19 kişilik juri tarafından seçilen birinciler 5.2.1988 tarihinde Kanada'nm Calgary şehrine giderek olimpiyat oyunlannm açılış ve kapanış törenleri ile çeşitli sosyal faaliyetlerde görev alacaklar. TMMOB'den YÖK'e eleştiri ANKARA (ANKA) Türk Muhendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı Teoman Alpturk, son 10 yılda üniversitelerden mezun olan mimar ve mühepdislerde belirgin bir kalite düşüşü görüldüğunü, üniversitelerde verilen mUhendislik ve mimarlık eğitiminin yetersiz kaidığını belirterek "Üniversitelerimizde kaliteli mimar ve muhendis yetiştirmek olanaksız hale gelmiştir. Bu konudaki görüslerimizi YÖK'e defalarca bildirdik, ama hiç bir önlem ahnmadı" dedi. Hk ve orta dereceti okuüarda tatü 22 ocakta ; başhyor \ ANKARA (ANKA) Ilk ve orta dereceli okullarda okuyan öğrenciler, 22 ocak cuma günu yanyıl tatiline girecek. 16 gün sürecek yanyıl tatili boyunca, toplam 10 milyon 205 bin öğrenci tatil yapacak. Öğrencilerin bir bölümü başarılı olmanın sevincini yaşarken, başarısız dersleri olan öğrenciler ise notlarını yükseltme çabası içine girecekler. Yanyıl tatili boyunca öğretmenlerden öğrencilere odev vermemelerini isteyen eğitimci ve uzmanlar, öğrenciiere de zamanlannı dinlendirici faaliyetlerle geçirmeleri önerisinde bulundular. 19871988 öğretim yılının ilkyarısı 8 şubat pazartesi günü başlayacak. TRT, oyuncu yetiştirecek Yarışma Ue seçilecek kişilere beşaltı ay süreyle kurs verilecek. TRT, bu oyunculan birkatalogda toplayacak. Yeni bir dizi yapılacağı zaman rolün gerektirdiği özellikleri taşıyan oyuncu kataloğa bakılarak bulunacak. 4NKARA (Cumhuriyet Burosu) Yapacağı dızilerde Yeşilçam'ın '•jön"leri yerme, ">eni yüı" arayışı içine giren TRT, bır yanşma açacak. Bu konuda, Amerika'daki uygulamayı örnek alan TRT, kendi yıldızını kendisi bulacak. TRT, birlikte calışacağı oyunculan bir katalog içinde toplayacak. Yeni bir dizi yapılacağı zaman, rolun gerektirdiği özellikleri taşıyan oyuncu, kataloğa bakılarak bulunacak. TRT'nin yalnızca TVl'de, haftada beş verli drama yayımlamaya başladığına dikkaı çeken TV Dairesi Başkanı Mehmel Turan Akköprulü. "Bakın, iki üç dizide bir, aynı yüzleri göriiyorsunuz. Aynı tipkrde benzer oyuncular çıkmaya başladı. Vönelmenlerc de hak veriyomm. Çünku başkasını bulamıyoriar" dedi. TRT'nin yeni yuzler bulması için oyuncu yanşması açılacağını belirten Akköprüîu, 'En kötüsu nedir? Çok amator oluriar. Ama alırsın. altı ay bir kurs yaparan. Tivalrodan veya başka yerden hoca getirtirsin. Belli bir kıvama geldiklerinde, rol vermc>e başlarsın. Piyasaya bu şekilde de oyuncu kazandırabiliriz" diye konuştu. TRT'nin, konservatuvarların tiyatro bolumlerinden mezun olan gençleri de oyuncu olarak değerlendirebileceğini kaydeden Akköprüîu, sözlerinı şöyle sürdürdü: "Ama benim degişik yaş gnıplanndan oyunculara ihtiyacım var. Konservatuvar mezunlan çok genç. Onlardan oyuncu çıkan>a çok memnun olurum, ama 5060 yaşındaki tiplere de çocuklara da ihtiyacım var. Oyunculuk konusunda eğitimin buyük rolii var. Yanşma açıp, sıradan vatandaşı ojnatmayacağız tabii. Geknler belli bir kultür seviyesinde olur. Bunun dışında birtakım özellikleri, potansiyeli, kabiliyetleri de varsa, beş altı ay kurs yapılır, ondan sonra göre> verilir." Batıdaki yonetmenlerin ellerinde, oyuncularla ilgili bilgilerin yer aldığı kataloglar bulunduğunu belirten Akkoprulu, şunlan söyledi: "Yönetmenler. yeni dizi olduğu zaman kataloglan açıyorlar. Belli o/e\liği olan oyunculara bakıyorlar. Burada oyunculann yaşı, boyu, kilosu, saç rengi, goz rengi, sagdan fotoğrafı, soldan fotoğrafı, daha önce rol aldığı filmler, biyografileri var. Bunlan dikkate alarak oyuncu seciyoriar. Ben de bizim arkadaşlardan böyle bir katalog hazırlamalanm istedim. Turkiye^ de, şimdiye kadar çalıştıgımız oyunculann biyografilerini bastıracağız. Tuz, motorlu araçları çtirütüyor ANKARA (ANKA) Kış aylannda yollarda biriken kar ve buzları eritmek için kullarulan tuzun, otomobillerdeki çurümeyi yuzde 3540 oranında arttırdığı bildırildi. Sınai Eğitim ve Geliştırme Merkezi yayın organı Segem dergisinde yer alan bir derlemedc. Türkiye'de buz entmek için >Mİda 25 bin ton kaya tuzu tuketildiği, bunun ise motorlu araçlarda milyonlarca lıra zarara yol açtığı k.avdedildi. Türkiye'de, Boğaz Köprusu'nde uretim maliyeti yuksek ve etkılı bir erıtici olan ure, büyuk kentlerin yollarında ise en düşıik kaliteli eritici sodyum klorür (kaya tuzu) kullanılıyor. Uzmanlar, motorlu araç sahiplerinin arabalarını duzenli olarak yıkamalarını, kapı altlanndaki boşaltma deliklerinı temız tutmalarını ve tamponları, tuzlu yolda seyrettikten sonra temizlemelerini öneriyorlar. Horkunaya karşı ilaç BELGRAD (AA) Yugoslavya'da bir bilim adamı, horlamaya karşı kesin başan sağlayan ilaç geliştirdi. Zagreb'de yayımlanan Vjesnik gazetesi, Franjo Kajfez adlı bilim adamının geliştirdiği ilaçta, 12 doğal madde bulunduğunu ve herhangi bir yan etkisinin olmadığını bildirdi. Gazete, nisan ayında piyasaya sürülmesi planlanan ve Bocosleep adı verilen ilacın, horlamaya neden olan, burun ve boğaz mukozasının kurulaşmasına engel olduğunu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle