19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
' CUMHURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER rarak aynı kalkınma hızlanna ulaşabilme olanakları sınırhdır. Onun için eğer hızh kalkınmak istiyorsak, devletten hizrnet bekliyorsak, bu zamlara razı olmalıyız". Ankara'dan bu konuda yapılan açıklamalann bu kısa özeti, yazırun başında verilen görüşün oldukça yaygın ve ekonomik uygulamalarda egemen olduğunu göstermektedir. Yukanda özetlenen göruş, dünyadaki ekonomik kalkınma deneyimlerinin sonuçlan ile kesin olarak çürütülmüş olsa da zaman zaman yoğun biçimde öne sürülmekte ve kötü ekonomik yönetimlerin gerekossi gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizin son 10 yıldaki enflasyonist ekonomik politikalannın gerekçesi olarak aynı çarpık görüşler kullanılmaktadır. Gelişmiş Batı ülkeleri, en hızlı ekonomik kajkınmayı, enflasyonu önleyebildikleri dönemlerde gerçekleştirmişlerdir. Başka ülkelerin uygulamalanm bir yana bıraksak bile, bizim ülkemizin en hızlı kalkınma dönemlerinden olan 192338; 195054; 196367 yıllan arasındaki dönemlerde fıyat istikran içinde alınan önemli ekonomik sonuçlar vardır. Enflasyonsuı dönemlerde elde edilen bu büyük ekonomik başanlar, enflasyonlu dönemlerde elde edilenlerden kat kat daha fazladır. Enflasyonun üstün (!) meziyetlerini öne sürenler arasında bilim adamlanmız, uygulamacı devlet adamlanmız ve devlet görevlisi olan uzmanlanmız vardır. Ülkemizin hızlı ekonomik büyüme dönemlerinde yıllık enflasyon hızlan sıfıra yakın, hatta bu dönemlerin bazılarmda sıfınn altında olduğu halde, yıllık ekonomik büyüme hızlanmız, hızh enflasyon dönemlerinde hiç ulasamadığunız yıllık *fa 610 arasındadır. luna başvurmaktadırlar. Enflasyona gitmeden ekonomik büyüme yaratmak ve issizliği önlemek, politikacı ve devlet adamlan için fazla çalışmayı, geçici sürelerle sevimsiz olmayı gerektirmektedir. Ama, uzun sürede dünyanın minnet duyduğu büyük liderler, hızh ekonomik büyümeyi ve issizliği önlemeyi enflasyona sapmadan sağlayan liderler olmaktadır. Yeni hükümette ekonomiye yön verecek olanlann, enflasyonsuz büyümenin yolunu en kısa zamanda bulacaklarını umuyor, bunu onlardan bekliyoruz. Ekonomimizin yeni yöneticilerinin bazı kitaplarda bile yazan "enflasyonlu büyüme" modelleri ile ilgili sözlere ve enflasyonla kalkinma kolayhklanna kanmamalan zonınludur. Eğer enflasyonsuz büyüme, sosyal patlamaiar yaratsaydı, bugün enflasyonsuz olarak büyüyebilen kalkınrmş, kalkınmamış bütün ülkelerde sosyal patlamalann olması gerekirdi. Tersine bütün sosyal patlamalar, enflasyonlu büyüme modellerinin uygulandığı ülkelerde ortaya çıkmaktadır. Bu konuda Latin Amerika ülkelerinin hemen tümünde pek çok örnek vardır. Bu günlerde ülkemiz ekonomisini inceleyen birçok büim adamı, 10 yıh aşkın bir süredir denetlenemeyen enflasyonu önleyemediğimiz takdirde, bu örneklere benzeyeceğimizi söylemektedirler. 12 OCAK 1988 Enflasyon ÎJlkemiziıı Değişıııez Yazgısı mı? Gelişmiş Batı ülkeleri, en hızlı ekonomik kalkınmayı, enflasyonu önleyebildikleri dönemlerde gerçekleştirmişlerdir. Başka ülkelerin uygulamalanm bir yana bıraksak bile, bizim ülkemizin en hızlı kalkınma dönemlerinden olan 192338; 195054; 196367 yılları arasındaki dönemlerde fıyat istikran içinde alınan önemli ekonomik sonuçlar vardır. Enflasyonsuz dönemlerde elde edilen bu büyük ekonomik başanlar, enflasyonlu dönemlerde elde edilenlerden kat kat daha fazladır. PENCERE Pazar günü öğleyin, saat 1'e doğru düşünüyorum: Ne yaprnalı? Kitap okumalı. Hayır. Televizyonda ne var? Düğmeye dokundum. Ne o? "Hanımlar Sizin İçin" programı. Meğer Atatürkün annesi Zübeyde Hanımın 65'inci ölüm yıldonümü imiş. Halkın sevdiği değerlı sanatçılar var ekranda. Zübeyde Hanıma ilişkin anılar dile getırilıyor. Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal için çok acı çekmış; Nedret Güvenç diyor ki: Bu acıları anlatamam, oynamak isterim. İzliyorum: Nedret Güvenç, Zübeyde Hanım rolünde. Karşısında bir süngülü nöbetçi. Zübeyde Hanım gözaltına alınmış Mustafa Kemal'i bulup görüşmek için Taşkışla'ya varmış. Nöbetçiye soruyor: Evladım, Mustafam burada mı? Ses yok. Evtadım, sana soruyorum; biricik oğlumu tutuktamışiar, görmek tsöyorum. Nöbetçi sert: Ne suç işlemiş? O suç işlemez evladım. Vardır bir suçu!.. Hem görüşemezsih. Kafarm kszdtrma, seni de tutuklanm... Kusuruma bakma oğlum!.. Benim aklım ermez, ben anneyim, oğlumla görüşmek istiyorum. Süngülü yumuşar: Onları Yıldız'a yolladılar. Zübeyde Hanım bu kez Yıldız'a koşar, yetkiliyi bulur; adamın kaşı çatık, niyeti bozuk: Ha!.. Sen onun annesi misin? Oğlunu ben dün sorguya ç&kf//n. Peki nerede, görmek istiyorum... Göremezsin. Neden? Bu sabah götürdüler onları... Nereye? Boşuna arama!.. Ben anayım, oğlum o benim... Oğlunun suçu çok büyuk... Mustafam suç işlemez... Çek arabanı... Senden büyük Allatt var. Zübeyde Hanım, Aiatürk'ün anası, 65'inci ölüm yıkjonümünde bir devlet kapısından ötekine başvurarak Mustafasını ararken, ben de düşüncelere daldım. Eeee, o dönem Abdülhamit istibdadı değil mi? Mustafa Kemal ne suç işlemişti acaba? Padişahlığa sadakat dururken cumhuriyetçiliğin aşın fikirterine mi kapılmıştı? Aradan kaç yıl geçti? Seksen mi, doksan mı, yüz mü?.. Bugünkü Türkiye'de devletin kapılarını aşındınp oğlunu kızını are yan kaç ana var? 1980'lerde kaç ana, ne suç işlediğini bilemediği çocuğu için yollara düştü? Devletin kaç kapısını çaldı? Kaç ana bu yüzden aşağılandı, hortandı, hakarete uğradı? Ben "demek ki Mustafa Kemal'in anası Zübeyde Hanım da oğlunu devlet kapısında aramaya kalkmış" derken, "Hanımlar Sizin İçin" programına, "Paparya/ann Kraliçesi Semra Hanım" pattadak girivermez mi? Yandı Zübeyde... Meğer Semra Hanım, bu önemli günde, "Hanımlar Sizm İçin" programının şeref konuğu olmuş... • Abdülhamit'in baskı rejimi 33 yıl sürdü; Jön Türkler'in uzun serüveni bu dönemde yaşandı; Zübeyde Hanımın oğlu da istibdat altında yetişti. Tuhaf şey!.. Otuz yıldan beri de Türkiye'de ha baba, de baba gençlerie jğraşıyoruz; cop, tutuklama, işkence, hapishane, darağacı, ne istersen var. Ve nice ana, son yıllarda gözleri yaşlı, devlet kapılarının birini bırakıp ötekini çalmıyor mu? "Hanımlar, sizin için" yazdım bu yazıyı... | "Hanımlar Sizin İçin" Prof. Dr. MUSTAFA A.AYSAN "lsterscm enflasyonu bir anda sıfıra indiririm. Ama bu sefer sosyal patlama olur. Büyümeyi durdururuz. Harcamayı kesersiniz, enflasyon süratle sıfıra düşer. Bunu yapabiliriz, ama bunun ekono' mide çok lers etkileri olur. Bunun tersini yapsa.nız, büyümeyi çok yüksek rakamlara getirirsiniz, işsizlik azalır. Ekonomi canlamr, ama enflasyon bu sefer çok yüksek rakamlara çıkar. Daha rahatsız edici bir durum ortaya çıkar. önemli olan bunu dengelemektir!' nmızda bu göruş ve anlayışın değişmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Çünkü önümüzdeki bir iki yüda (beş yılda değil) enflasyonu yıllık % 5'in alUna düşüremedîğimiz takdirde, işte o zaman ülkemizde sosyal patlamalar olacağıru düşünüyor ve yeni hükümetimizden gelen bu açıklamalann, ülkemiz için çok tehlikeli sonuçlar vereceğini sanıyoruz. Inancımız değışmedi: Enflasyonu önlemek amacıyla devlet harcamalanmn kısılması, Uk bir iki yılda işsizliği arttınrsa da bir kaç yılda büyüme hızı biraz düşmüş görünse de enflasyon bütün bunlara karşm önlenmesi gereken en büyük ekonomik felakettir. Devletin kendi halkının cebinden çaktırmadan para çalması anlamına gelen enflasyonun bütün bu Uk görüntülerine karşın bir daha geri getirilmemek üzere sistemimizden çıkanlması, zonınludur. Başka türlü önlenemiyorsa, anayasamıza enflasyonu önleyici etkili, yaptmmh hükumier konması gerekir. Sonuç Fakirfukarayı perişan eden enflasyon felaketini bir daha gelmemek üzere sistemden çıkarma görevi, ekonomimizi yönetenlere meydan okumaktadır. Ülkemizin uzun süreli, siyasal ve sosyal istikran, ekonomik büyümesi, döviz gelirleri rahatlığı ve demokratik rejimin ebedileştirilmesi (bunlar hepimizin özlemleridir) hep bu enflasyon belasından kurtulmamıza bağlıdır. Kuşkusuz 10 yıl boyunca % 30'dan daha hızh yıllık enflasyon hızlan ile savurgan ahşkanlıklar edinmiş bir toplumda bunu yapmak kolay değildir. Bir ünlü ekonomi uzmamrun söylediği gibi enflasyon ahşkanhğı, alkol alışkanlığına benzer. Ondan kurtulabilmek için iyi doktorlar elinde bir özel tedavi yöntemi uygulanamazsa, sarhoşluğun süresi ne kadar uzun sürerse sürsün, sonunda ayılmaktan kaçımlamaz. Alkolün çok yararh bir besin maddesi olduğuna inanarak ondan kurtulma olanağı yoktur. Yapılacak Uk iş, hastayı alkolün zararlanna inandırmaktır. Enflasyonun toplum için ne kadar zararlı olduğuna, en başta ekonomimizi yönetenler inanmalıdır. Bu anlayışla knrtnluş olanaksızdır Bu sozler, 25 Arahk 1987 tarihli gazetelerde, yeni hükümetin ekonomiyi yönetmekle görevli Devlet ' Bakanı'nın sözleri olarak yayımlanmış ve henüz yalanlanmamıştır. önümüzdekı 5 yılda ekonomimiz bu anlayışla yönetilecekse, enflasyondan kurtulmamız olanağı yoktur. Çünkü, hiçbir hükümet, enflasyonu durdurmak gibi bir gerekçeyle de olsa, sosyal patlamalara neden olmak istemez. SosÇarpık görüşler... yal paüamayı önlemek gerekçesiyle devlet harcamalannda azaltma yapüamaz ve halen yıllık geBaa ekonomi bilginlerine göre enflasyon, ekolirler toplamından V% 1520 oranından fazla dev nomik kalkınmayı hızlandırmanın ve yoksul hallet harcaması sürdürülürse, Türkiye en az yılda °7o ka iş yaratmanın bedelidir. Ülkemizde de olduk1520 oranında enflasyonu ebedileştinnek zorunça yaygın olan bu görüşe göre enflasyonu durdurda kahr. mak için fazla ısrarlı olursanız milli gelirin yühk büyüme hızı düşer ve issizük dayanılmaz boyutlaOysa yukardaki sözler, ekonomik bilgilerimize ra vanr, ve dünyanın öbür ülkelerindeki uygulamalara göSon günlerde iktidar çevrelerinden yapılan açıkre büyük bir yanügayı ve yanlış anlamayı ifade etlamalar da bu görüşe uymaktadır: "Devlet kurumektedir. Bu sözlerin çok yakında yalanlanacağı luşlanrun ürettiği mal ve hizmetlere yapılan son umidini taşıyor ve bu ümitle dünyadan ve ülkemizamlar, ülkeyi daha hızlı kalkındırabilmek için yazin fıyat arüşlannın nispeten düşük olduğu dönempılmıştır. Bu zamlar yerine vergi gelirlerini arttılerinden örnekler vererek, ekonomik uygulamala Uzmanlıklanna ihanet... Ancak, enflasyonu hoşgörü ile karşılayan bu uzmanlanmız, enflasyonsuz dönemlerde ulusumuzun aldığı bu olağanüstü sonuçlan görmezlikten gelirler. Gerçekler böyle olduğu halde bu uzmanlar, neden böyle düşünmektedirler? Çünkü bu uzmanlanmızın çoğunun politikacılıklan, uzmanlıklannı baskı altında tutmaktadır. Çünkü, basılan karşılıksız paralann verdiği geçici olanaklarla halka büyük hizmetlerin götürüldüğü izlenimini yaratmak, dünyanın bütün politikacılan için en kolay kendini gösterme yoludur. Ancak, bu kendini gösterme yohınun, yoksul halkın ağır vergilendirilmesi (enflasyonun sonucu böyledir) pahasına yapıldığı, uzun yıllar sonrasında anlaşıldığından dünyanın bütün ülkelerinde politikacılar, iktidarlannı sürdürebilmek için bu "benden soara rufan" yo HESAPLAŞMA BURHAIN ARPAD OKURLARDAN An niyetU teşebbüs durdurulsun Ben de Kemalist flkirlerle yetişmif, laik Cumhuriyet idaresinin Türkiye'miz için tek çıkar yol olduğuna inanmış îlk kuşak Atatürkçülerdenim. Bizim kuşak maalesef, laik Türkiye"ye inanmayanlara zaman zaman ödünler verdi. KimbiUr, belkide her ödün verişimizde bununla yetinirler, daha fazlasını istemezler duşüncesine kaptırdık kendimizi. Ama bugün ulkenin durumu öyle değil. Laik Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı davraıuşlar hızla artıyor. Bunu siz de konuşmalanmzda belirtiyorsunuz. En son örnek, Taksim Cumhuriyet Anıtı etrafmda oynanan oyundur. Eski ve şeriat yanlısı bir partinin fikri olan, Taksime büyuk bir cami yapmak teşebbusü Beyoğlu Belediye Başkanı'nın gayretleri ile yeniden gündemdedir. Ortaya konan sebep Taksim halkına ve Arap turistlere ibadet yeri yapmaktır. Ama inanın esas sebep, bu cami yapıldıktan sonra bu meydana yakışmıyor diyerek Cumhuriyetimizin simgesi olan Cumhuriyet Abidesini yerinden kaldırmak istemeleridir. Taksim'den 200 metre uzaklıkta, yani ibadet etmek isteyen Taksim halkının yürüyebileceği uzaklıkta bir cami vardır, Ağa Cami. Gertk Ağa Cami ve gerekse civardaki diğer küçük cami ve mescitler cuma gunleri dışında dolu bile değildir. Bu da gösteriyor ki Ağa CamVnin bu kadar yakınına yeni ve büyuk bir cami yapmak lüzumsuzdur. Saym Cumhurbaşkamm, Cumhuriyet anıiının yerinden kaldırümasıru amaçlayan bu teşebbusü, anayasanın ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin koruyucusu olan güçlerin en yücesi olan siz Cumhurbaşkanunız önleyebilirsiniz. Sizden Atatürkçü kuşaklar adına rica ediyorum, engelleyin bu an niyetli teşebbusü. CAHtT MURA THANOĞLU İSTANBUL Dünya İşleri... ' Arkada kalan 1987 yılı pek çok olayı beraberinde götürdü. Otumlu yanlan az, oiumsuz yanlan pek çok olayı! Ne var ki 1987, unutulamayacak banş dayını da dünyamıza armağan etti. İki ayn sistemin ikiye bokjüğü dünyamızda banş ışığı belirdi. Kapttalist ve sosyalist dürryamızın iki önderi, orta menzilli fü• zeteri belirii süre içinde yok etme anttaşmasmı imzaladılar. Son haberier, banş girişimterinin sürdüruleceğini umduruyor. Banş ve savaş sorunlan ne zaman gundeme gelse, Kara. manlı Manol Efendi aklıma gelir. Konya'nın Karaman ilçesinde doğmuş, Kurtuluş Savaşı sona erince, imzalanmış antlaş• ma gereği zorunlu olarak Kavala'ya göç etmiş Manol Efendi : . yi, Kuzey Trakya'da yaptığım bir gezkje tanımıştım. " Otobö8İe Selanik'e gidiyorum. Manol Efendi bir süre sonra yerini değişrjrip yanıma geirnişti: "Ben Karamanlıyım" drye baş' lamtşu. "Babam Konya'da aşar memuruydu. izmirti tüccariara mal satardı. Muhacir (göçrnen) olunca buralara düştük. Geldiğimizde her yer çoplüktü. Biz bu duruma getirdik." Bir Makedonya dgarası yakıp konuşmasını surdürmüştü: "Ben Kon. ya'daki isyanı gördum. Sonra paşalar geldiler, hükümet önünde toplanıp halka nutuk verdiler Suçlulann ipe verikjiğini gözlerimle gördüm. Daha sonra paşaların kanları geldi. Suratları nı örten peçeyi yırtıp: 'Biz böyle şeylerın altında köle •'•' olmayacağız' dedıler." 1 Manol Efendi heyecanlanmıştı, Makedorrya cıgarasını tüttürüp konuşmasını surdürmüştü: "Ah, şu büyük devfefferf Bizlerin fştorine karışmasalar dünya ijuHuk gullstanhk oiurdu. Ne işim vardı benim buralarda... Bin• Jerca yillık baba topraJdannı btrakıp kim gelirdi KavaJa'ya? IngiHz beş vapur dolusu sttah, Fransa yodi vapur dolusu top tüfek setsm diye okiu bu işhrl Ben savaştan hoşlanmam. Böyte ulu orta konuşunca bena tuhaf bakartar ve garip laflar ederier. Kon1 yefda uçten öteye okuyamamışbk. Burada esnaflıkla nafakamt' zı çıkarmaya çaltştyomz. Insanlann aJdı başına gelirse savaşlar ortadan katkar" • Manol efendi haklıydı: "Insanlann aklı başına gelirsel" Erich Maria Remarque da savaşa karşı kitaplannda benze. ri göruşteri dile getirmiştir. "Batı Cephesinde Yeni Birşey Vbk" • romanında, okul sıralanndan kopanlıp ateş, ölüm ve camur»" 'dan oluşmuş savaşa itiliher. Büyük Almanya uğrunda olsünler diye! Şarkılar ve marşlar soyteyerek cepheye rtilmiş gence'.; cik Almanlar, bir süre sonra korkunç gerçeği öğrenmişlerdir. "Çaresizitöin getirdiği bir alaycılıkla oiaytan yorumlarlar. Güzel bir havada, düşman ateşinin sustuğu saatterde siperin dışında sakalaşırtar. Bir önerileri vardır "Savaşlan hükümet adamlan yapstn derter. iki hükümetin adamlan bir stadyumda karşı karşıya gelip doğOşsunlert Giriş btleti kesiUın. Kazanan takım savaşı kazanmış otur. Bizleri kanştırmasınlar!.." Remarque, ikinci romanı "Dönüş Yolu"nda da kimi gerçekleri acı bir alaycılıkla dile getirir. Savastan dönmüş olan genç askerierden Albert Tratzka, sevgiltsini bir barda bir askerle görOnce tabancasını çekip öldürur. Yargıcın bir sorusuna karşılık veren tanık: 'Tabancasını her zaman yanında taşırdı" der. Mendili ve çakısı gibi. Yargıç: 'Ta. banca ve mendil başka şeyier..." deyince bir tanık otduğu yerden bağınr: 'Tabanca sayesinde kaç kez canını kurtaımıştı..." Sanık Albert de lafa karışır: "Ben daha önce de çok insan öidürdüm!.." deyince lafa kanşıyorum: "...savaşta!.." Gazeteler, iki önderin 1988'de de banş görüşmelerini sür1 dürecegini yazıyor. Ne var ki bizim basın, ANAP yonetiminin ülkede savaş sanayisi kurma girişimlerini de yazıycrlar. Para kaynaklan dışla bağlantılı girişimler. Banş sozunün kuşkuyla karşılandığı, banşı savunan derneklerin kötü göründüğü, ak güvercin çizgilerinin kovusturulduğu bir yönetim altında yaşamakl Manol Efendi haklı: "insanlann aklı başına gelirse!.." Vekil öğretmenlik Eğitim Yüksekokulu'ndan şubat aymda mezun olacak öğrencileriz. öğretmen olarak atanabttmek için yazm açüacak yeterliük smavtnt beklemek zorundaya. Bu süre içtnde bulabüirsek eğittmimizle ilgisi obnayan bir işte çahşmak zorunda kalacağız. Oysa bugün bazı okuUarda lise mezunlan vekil ötretmenük yapmaktadvlar. Ofretmen acığı da beüL Yakın bir zamanda MEGSB yetküÜüertnin sorunumuza çözüm bulacagına inanıyoruz. ERDOĞAN YILDIRIM NİÖDE NURAY ÖVÜNÇOĞLU Unutmayacağız. BELMA, SUDİYE, ŞEFKAT, ŞEYDA KOÇ Gâvur, Müslüman demezdi Kendisi için bir şey istemezdi Gitti vadesiz gencecikken Yiğitken, güzelken, incecikken. "Ohh nihayet" .birinci yılımızı başardık.., 'çok mutluyuz' dokuz, ocak MfldOROZCÜN MÜZİK YAPIM SflPA BAĞCA/V SUN AR DESTE CUNAYDIN CANIMI YOLUNA KOYDUCUM Tüm Plakçılarda SnıdYO Degrçim Tonmeıster SEZER BAĞCAN işte Arşîvlîk bir k a s e t d a h a I M C 6 Blok 6506 Unkapanılsl Tel 512 58 32 " Müzik Dunyasında HULYAONCEL TUNA SATILIK İŞYERİ Istanbul ve Ankara'da görevlendirilmek üzere: • İyi derecede İngilizce bilen • Yükseköğrenimini tamamlamış • Askerliğini yapmış (erkek adaylar için) Teknik bilgisini kullanarak işletme sorunlarına bilgi işlem çözümleri getirme ve önerme konularında yetiştirilecek Üç kath 1000 m2 mağaza ve her türlü işyeri için. Tel: 579 53 68 Güleç yuzOnle hep aramızda olacaksın. Yaşama karşı olan direncinle yüregimizde yaşayacaksın. OSMAN LOKUMCU NURAY OVUNÇ • Bilgi İşlem Sistem Uzmanı Teknik bilgisini kullanarak işletme sorunlarına bilgi işlem çözümleri getirme ve önerme konularında yetiştirilecek; işletmelerin her düzeydeki yöneticileri ile ilişki kurarak IBM'in ürün ve hizmetlerini pazarlayacak İNSAN AYAKLARINI NE ZAMAN YIKAR ? Enis Batur "Anayurt Oteli" filmini sorguluyor. • Elia Kazan'la Istanbul'da "top secret" görüşme. "Bokfıçısı" Marton Brando ve diğerlen • Nilgün Marmara'nın şıirler ilk kez toplu biçımdeyayımlanıyor ACI KAYBEVflZ Sıvas eşrafmdan şehit oğlu, şerefli asker, biricik dayımız, öğretmenimiz MUZAFFER HEKİMGİL'in kıymetli eşi, fedakâr, sevgi dolu babamız • Bilgi işlem Pazarlama Mümessili alınacaktır. İsteklilerin, bir fotoğraflanyla birlikte en geç 15 Ocak 1988 Cuma akşamına kadar Istanbul'da, İnönü Cad. 96/1 Ayaşpaşa; Ankaıa'da Cinnah Cad. 3 Kavakhdere adreslerimıze sahsen bas\urmalannı rica ederız. ABONE FORMU Adı Soyadı Adresı Ödeme şeKhnızı lutfen ısaretleyın Abone be<3e<ı 30.000 TL yı Q Yap< Kreflı Gajfretteoe Subesı 16337 nolu hesanayaiırdım BanKa makbuzu veya totokopıs eVedir • Hal*Ba^kas Mecıd yekoySuDesı 1161 "olu )ot<Aopf3ı ekîedif • KKTCaboneft>atı MOOOTL • AvrupaU kelenabo^ehyatı 134 OOOTL. • ABD abone dyatt 32» 000 TV Yutontakl formu OONEMLİ YAYINCHJK A $ AbOMServtelBUYUKDCHECAD NoS9«O310 M«c*dty^6yt«tınbul acırestne gonuer nıı T«l* 174İ3 73 SABRİ HEKtMGtüi kaybettik. Allahtan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır dileriz. COŞAR VE TÖRALP AİLELERİ • Nabi AvaZAMAN gazetesındekı kadro değışikliğıne bakarak genç Müslüman aydının duruşunu sorguluyor VE: • Elias Canetti. Sina Akyol, Cihat Burak, Adonis, Mehmet &güven ÇOCUKLARI GÜLDÜRÜNÜZ Kİ, GÖNLÜNÜZDE SEVGİ ÇİÇEKLERİ AÇSIN ATATÜRK YETIŞTIRME YURDU VE KORUNMAYA '•1UHIÛÇ ÇOCUKLARI KORUMA OERNEĞİ ^ " Z " ^ . ^ iEF (Internatıonal Business Machines) ^ ^ ^ ? = : Türk Limited Sirketi GERGEDAN ARTIK13OSAYFA TEL 358 46 77
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle